One Piece Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hermes[Vince Grey]

2 posters

3 sayfadaki 7 sayfası Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki

Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Ptsi 16 Mayıs 2016, 22:02

''Hillumi mi?'' diye soruyor Jack. Julia, Jack'i başı ile onaylıyor. ''Bizim babalık onlara davet yollamış. Onlar da kabul etmiş.'' diyor ardından. Jack ise, suratında bu işten memnun olmayan bir ifade olmasına karşılık kardeşine teselli vermeye çalışıyor: ''Sıkma canını. Babalık davet ettiyse bir bildiği vardır. Hem belli mi olur? Belki de onlarca yılın ardından bizim dönemimizde, senin sayende  barışma olur.''

Bu kısa konuşmanın ardından yolculuğunuz boyunca başka bir konuşma olmuyor. Sen de herkesin sessiz kaldığı bu zaman dilimini çevreni inceleyerek geçiriyorsun. Çevrene bakındığında, Jack'in Hermes hakkındaki sözlerinde ne kadar haklı olduğunu anlıyorsun. Çevrende ilgi çekici sayılabilecek tek bir şey bile yok. Evler genellikle iki ya da üç katlı. Evler ve dükkanlar genellikle yan yana konumlanmış vaziyette.Çevredeki binalara koyu sarı ve yeşil rengi hakim. Birkaç binada da kırmızı renkler var.  Yürüdüğünüz yollar genellikle taştan. Yer yer toprak yollara da giriyorsunuz. Sokaklardaki insanların çok büyük bir kısmı orta yaş ve üzeri yaş grubuna ait. Çocuklar ve gençler ise azınlıkta kalmış durumda.

Yaklaşık yirmi dakikalık bir ilerleyişin ardından bir dağın eteğine geliyorsunuz. Karşınıza metalden yapılmış büyük bir kapı ve 3-4 metre yükseklikliğinde bir duvar çıkıyor. Bu duvar yatay olarak oldukça uzun bir durumda. Haliyle sağına ve soluna baktığında duvarın sonunu göremiyorsun. Bu sırada Perttu'nun sesini duyuyorsun: ''Burada durabilir miyiz?'' Perttu'nun bu isteği üzerine hepiniz duruyor ve Perttu'ya bakıyorsunuz. Perttu, Akane'ye dönüyor ve:  ''Kılıcını çıkar. Bir de demir kapıda dene.'' diyor.
Akane ise suratını asıyor ve: ''Denemesem? Dün her tarafımı yeterince acıttım. Şimdilik olmayacak işte.Hadi ama Perttu-san. Demir kapı olmasın.''  diyor.
Perttu ise ''Güçlenmek istemiyor muydun? Acı çekmeden güçlenmeyi unut.'' diyor. Bunun üzerine Akane birkaç adım önünüze geçiyor. Kılıcını çıkarıyor ve gözlerini kapatıp konsantre olmaya başlıyor.

Akane önünüzde yoğunlaşırken Perttu yanına geliyor ve oldukça düşük bir ses tonuyla: ''Bir kılıç dövüşünde sonucu belirleyen en önemli faktör tekniktir; fakat o tekniği uygulayacak hıza ve bitirici hamleni en sert şekilde yapacak güce sahip değilsen tekniğinin bir anlamı olmaz. Bu yüzden ilk önce onun fiziksel özelliklerini test ettim ve ilginç bir şekilde oldukça yükseğe zıplayabildiğini fark ettim. Peki ya yukarı değil de öne doğru zıplarsa? Öne doğru hızlıca zıplamayı ve o kadar hızlı hareket ederken kılıcı ile rakibinin hayati bir organına hedef almayı başarabilirse oldukça hoş bir saldırıya sahip olmuş olur.'' diyor. Perttu'nun Akane'ye öğretmeye çalıştığı teknik ile ilgili açıklamasını dinledikten sonra başını tekrardan Akane'ye doğru çeviriyorsun.

Sağ kolunu açmış ve kılıcını yatay bir şekilde tutmuş olan Akane, kendisini yüz üstü düşecek şekilde bırakıyor. Akane'nin düşüşünü izlerken bir anda Akane'nin gözden kaybolduğunu görüyorsun. Sen daha ne olduğunu anlamadan kapıdan bir ses geliyor. Kapıya doğru baktığında kolunu tutan Akane'nin: ''Yandım anam!''diyerek ağladığını görüyorsun. Bu sırada Jack, yere yatmış bir vaziyette kahkahalar atıyor. Perttu ise eli ile yüzünü kapatmış, başını iki yana sallıyor. Julia ise Perttu ve senin yanına doğru geliyor. Ardından da olanları göremediğini söyleyip Perttu'ya tam olarak ne olduğunu ve Akane'ye neden böyle bir şey yaptırdığını soruyor. Perttu, kılıç eğitimi olayını açıkladıktan sonra az önce fark edemediğin olayı da anlatıyor: ''Aslında gayet iyi gidiyordu; fakat kapının dibine geldiği anda kılıcını bırakıp kolları ile yüzünü korumaya kalktı. O hızla giderken kollarının onu acıdan koruyacağını düşünecek kadar saf olduğunu bilmiyordum.''

East Blue Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından Vince Grey Çarş. 18 Mayıs 2016, 13:51

Jack Julia'ya Hillumi adındaki kişi hakkında mı konuştuğunu sormuştu Julia ise kafasıyla onaylamıştı.Ardından babasının onları davet ettiğini onlarında geldiğini söylemişti.Jack ise yüzünde memun olmamış bir ifadede olsa babasının bir bildiği olduğunu belki onların devrinde bir barışma olabileceğini söylemişti.Şu Hillumi denen herif karşı klandan biri olmalıydı herhalde.

Bu kısa konuşma sonunda yolumuza devam ediyorduk.Hiç kimse olmadığı için bende bare bu sademi sade adayı incelemeye karar vermiştim.Aynı Jack'in dediği gibi evler dükkanlar şehrin rengi bile sadelikten ölüyordu.Recurso adasından sonra beni biraz sıkmadı diyemem ama bu adanın öyle bir özelliği varki Recurso'ya bin basar Julia tabbi ki.Etrafa bakınıp ilgi çekici bir şey bulamamın ardından yoları incelemiştim genellikle taştan olan olan yollar arada toprak yollarada yer veriyordu.Sokaklardaki insanların çoğunluğu yaş olarak yüksek bu yüzden'de ada biraz sesiz aslında Jack'i anlıyorum iyi bir korsan avından sonra sessiz ve huzurlu memleketine dönmek rahatlatıcı olmalı.

Yaklaşık bir 15-20 dakika sonra bir dağın eteğine gelmiştik bu Jack'in bana bahsettiği dağ olmalıydı.Karşımıza büyük metalden bir kapı ve uzuncana bir duvar çıkmıştı.Duvar yatay olarak çok uzun olduğundan sonunu göremiyordum.Bu sırada uzun sesizliği Perttu bozmuştu.Burada durmak istediğini söyliyip Akaneye kılıcını çıkarmasını ve bir şeyi demir kapıda denemesini söylemişti.Akane ise dün kendini zaten zorladığını yapmak istemediğini söylüyordu.Perttu ise acı olmadan güç olmayacağını söylüyordü ki haklıydı.Bu sözün üzerine Akane bir kaç adım önümüze geçip gözlerini kapatarak konsantre olmaya çalışıyordu.

Akane işine yoğunlaşmış bir durumdayken Perttu yanıma gelip kısık bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.İlk önce Akane'nin fiziksel özelliklerini test ettiğini ve normal bir insandan daha yukarı zıplayabildiğini keşfetiğini söylüyordu.Ardından bu zıplama işini yukarı değilde ileri doğru yapıp ve düşmanı keserse iyi bir saldırı ortaya çıkarabileceğini söylemişti.Ben ne kadar Akane'nin bir insanı öldürmeyeceğini düşünsemde pek sesimi çıkarmamıştım ayrıca Perttu gerçekten tecrübeli bir adamdı.Perttu'yu dinledikten sonra uygulama için Akane'ye döndüm.

Akane sağ kolunu açmış ve kılıcını yatay bir şekilde tutuyordu.Ardından kendini yere yüz üstü bırakacak şekilde yere doğru kendini bırakmıştı.Ben Akane'nin düşüşünü izlerken Akane bir anda yok olmuştu.Yoksa bu kadar hızlı olabilir miydi Perttu tecrübeli bir kılıç ustasıydı ama bir günde bu kadar hız garip.Ben düşüncelere dalmışken kapıdan bir ses gelmişti ardındanda Akane'nin nidalar atması duyulmuştu.Bu sırada ne olduğunu anlamamışta olsam kendimi tutamayıp kısıkda olsa kahkaha atmıştım.Hayatımda belki böyle 2-3kere gülmüşlüğüm vardı.Bu sırada Jack yere yatmış bir şekilde kahkahalar atıyordu.Perttu ise elini yüzüne kapatmış kafasını iki yana salıyordu.Julia ise Perttu ve bizim yanımıza gelmişti ve neler olduğunu anlamadığını sormuştu.Perttu ise eğitim olayını söylemişti.Ardından bana şu daha demin ne olduğunu anlatmaya başlamıştı.Bende gözümü Julia'dan zorla alıp Perttu'yu dinlemeye başlamıştım.Aslında başlarda iyi gitiğini ama kapının yakınına geldiğinde kılıcını bırakıp elini yüzünü korumak için kullandığını söylemişti.Elleriyle yüzünü koruyacak kadar saf olduğunu düşünmediğini eklemişti.Bende"Bence yeterince iyi bir denemeydi.Denemeler yanlışları görüp çözmek içindir değil mi?"diyecektim.Ardından Akane'nin yanına gidip ayağa kaldırdıktan sonra ona iyi bir deneme olduğunu ve gelecekte iyi bir kılıç ustası olucağını söyledikten sonra"Bir daha demir kapıyı ellinle durdurmaya çalışmak yerine kesmeyi denesen daha iyi olur."diyecektim.
Vince Grey
Vince Grey

Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Çarş. 18 Mayıs 2016, 21:25

Perttu, sözlerini hafifçe başını sallayarak onaylıyor.  Ardından da Akane'nin yanına gidip onu ayağa kaldırıyorsun ve ona iyi bir deneme olduğunu, gelecekte iyi bir kılıç ustası olucağını söylüyorsun. Bunun üzerine Akane üzerine atlayıp sana sarılıyor ve ağlayarak: ''Gözlüğğklüğ Abiğ-san! olacağım dimii olacağım dimii!''diyor. Akane'yi biraz sakinleştirdikten sonra bir sonraki denemesinde  demir kapıyı eliyle  durdurmaya çalışması yerine kesmeyi denemesinin daha iyi olacağını  söylüyorsun.  Bunun üzerine Akane iç çekerek: ''Biliyorum; fakat ne zaman denediğim şeyin üzerine yaklaşsam, aklıma o şeye çarparsam canımın ne kadar acıyacağı geliyor ve korkuyorum.'' diyor.

Bunun üzerine, az önce ayağa kalkmış olan Jack,  tekrardan gülmekten yerlere yatıyor. Jack yere yatmış hunharca gülerken, sakinleşmiş olan Akane tekrardan ağlamaya başlıyor. Bunun ardından  Julia abisine dönüp: ''Abi gülmeyi kes. Akane'nin duygularını incitiyorsun.'' diyor. Sonra da yanınıza geliyor ve Akane'nin kafasını pembe eteğinin üstüne giydiği kısa mor kıyafete, göğüslerinin üzerine bastırıyor ve Akane'nin başını okşuyor.  Akane,Julia ablasının göğüsleri üzerinde teselli edilirken gülmeyi kesmiş olan Jack ve olayları uzaktan izlemeyi tercih etmiş olan Perttu yanınıza geliyor. Dördünüzün kapı önünde toplanmanızın ardından Jack büyük demir kapıyı açıyor ve Dodont dağına girmiş oluyorsunuz.

Bir patikadan dağın üst kısımlarına doğru ilerlediğiniz sırada yürüdüğünüz patikanın sağında ve solunda, tıpkı girişte olduğu gibi boyca uzun olmayan;fakat ence uzun olan duvarlar görüyorsun. Bu duvarların arkasında da ise pek çok ev var. Sen bu evleri incelediğin sırada sessizliği bozan kişi yeniden Perttu oluyor: ''Hey Jack. Anladığım kadarıyla dağın bir tarafında siz Jailbrackler öbür tarafında ise Hailtrackler yaşıyor. Haksız mıyım?'' diyor Perttu.  Jack ise bu soruyu her zaman olduğu gibi gülerek cevaplıyor: ''Ha ha ha! Çok keskin gözlerin var. Haklısın adamım.Dağın sağ tarafında kalan evler biz Jailbrack klanına ait.''
Jack'in bu cevabının ardından Perttu bir soru daha soruyor: Peki bu iki farklı klanın düşman olma sebebi neydi? Perttu'nun bu sorusunu cevaplayan kişi ise Julia oluyor:

''Umutsuz aşık-san. Aslında iki farklı klan diye bir şey yok. Bundan üç yüz yıl önce iki klan birmiş. Klanın adı da Jailtrack imiş. Daha da ilginci ise bundan üç yüz yıl önce Hermes adası şimdiki gibi bir yer değilmiş. East Blue'nun gülü olarak anılıyormuşuz.''  
Bu cevabın ardından soru sorma sırası Akane'ye geliyor: ''Julia abla.Peki geçmişte ne olmuş da iki klan kavgalı olmuş?'' diyor Akane.
Julia bu soruyu: ''Kavgamızın geçmişi garip bir hikayeye dayanıyor.Nasıl desem...bana kalırsa bu anlatılanlar mitolojik bir hikayeden, bir çocuk masalından farksız. Yine de iki klan da nesillerdir bu olayın doğruluğuna inanıyor.'' diyerek cevaplıyor. Ardından da konuşmasına devam ediyor:

''Hermes adasının en güçlü olduğu dönemlerde, adanın gücüne yaraşacak kadar güçlü olan bir kral varmış. Rivayete göre kralın döneminde adada tek bir suç bile işlenmemiş; fakat kral ne kadar güçlü olursa olsun ölümden güçlü değilmiş... Gökyüzünün koyu mavi olmayıp çikolata rengine kaçan  açık kahverengi olduğu bir günde kral hayata gözlerini yummuş. Kralın iki büyük oğlu ve bir küçük kızı varmış. Saray çevresi kimi başa geçireceğini  düşünürken kralın öldüğü günün gecesi denizin tam ortasından korkunç yeteneklere sahip bir kadın  gelmiş. Rivayetlere göre sol tarafı kırmızı, sağ tarafı mavi renkli olan bir gömlek giyen  bu kadın  suyu ve ateşi kontrol edebiliyormuş. Su kütlelerini iki farklı yana ayırmış olan bu kadın, denizin ortasında dikilmiş ve ağzından alevler çıkarmış. Ağzından çıkardığı alevler o  kadar büyükmüş ki tüm adayı yok ediyormuş. Kralın iki büyük oğlu, kolları ve bacakları kopmuş olmasına rağmen ölmeden önce bu kadının kafasına balta saplamayı başarmışlar.Kısaca kadın ölmüş; fakat hasar çok büyükmüş. Kraliyet ailesinden geriye sadece kralın küçük kızı kalmış.

Kraliyet ailesinden olmayan kişiler, küçük kız adadan geriye kalanları yönetemeyecek kadar küçük olduğundan onu Dodont dağından kovmuşlar ve HailTrack klanını kurmuşlar; fakat kız büyüdüğünde kendisine sadık adamları toplayıp Jailbrack klanını kurmuş ve HailTrackler ile savaşıp onları dize getirmiş. Ardından da ortalıkta kalan tek klan Jailbrack'ler olmuş; fakat kız yaşlanıp öldüğünde iki klan tekrardan ayrılmış. Hailtrackleri dize getiren kadının adı ise Julia imiş. Julia Jailbrack. Klanımızda bu ismi alan ikinci kişi ise maalesef ki benim.''

East Blue Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından Vince Grey Cuma 20 Mayıs 2016, 13:44

Perttu sözlerimi hafifçe başını salayarak onaylamıştı.Perttu'nun ardından Akane'nin yanına gidip ona iyi bir kılıç ustası olucağını söyleyerek moralini düzeltmeye çalışmıştım.Ayrıca bir dahaki sefere hedefinden eliyle korunmak yerine onu kesmesini söylemiştim.Akane ise yapmaya çalıştığını ama ne zaman kesiceği şeyin yanına gelse ona çarpıcağından korktuğunu söylemişti.

Bu sözün üzerine,az önce yerden kalkmış olan Jack kahkalar atarak yeniden yere yatmıştı.Akane'de Jack'in gülüşünü görünce ağlamaya başlamıştı.Bunun üstüne Julia abisine Akane'nin duygularını incitiğini söylemişti.Ardından yanımıza gelip üstüne giydiği pembe eteğinin üstündeki mor kıyafeteki büyük göğüslerine Akane'yi bastırıp teselli etmeye başlamıştı.Ah kolumu inciten ben olsaydım.Bu sırada gülmeyi kesmiş olan Jack ve bizi uzaktan izleyen Perttu yanımıza geldiler.Dördümüzünde giriş kapısının önüne gelmemizden sonra Jack kapıyı açtı ve dağa girdik.

Dağın üstüne doğru çıkarkenki patikanın sağ ve solundada girişte olduğu gibi yatay olarak uzun duvarlar vardı.Duvarların arka tarafında ise bir sürü ev var.Ben evlerinde ada kadar sade olduğunu düşünürken.Perttu sesizliği bozmuştu.Jack'e dağın bir tarafında Jailbrack'lerin diğer tarafında ise Hailtrack'lerin yaşadığını tahmin ettiğini söylemişti.Jack ise Perttu'yu onaylamıştı.Jack'in cevabından sonra Perttu iki klanın neden düşman olduğu konusunda bir soru sormuştu.

Perttu'nun sorusunu Julia cevaplamıştı.Aslında üç yüz yıl önce iki klanın bir olduğunu ve isimlerininde Jailtrack olduğunu söylemişti.Daha ilginci ise sade ve ortalama Hermes adası East Blue'nun gülü diye anılıyormuş.Bu cevabın ardından Akane bu iki klanın neden düşman olduğunu sormuştu.Bu soruyuda yine Julia cevaplamaya başlamıştı.Anlatılanların mitolojik olduğunu ama iki klanında buna inandığını söylemişti.

Ardından anlatmaya devam ediyordu.Hermes adasının en güçlü olduğu dönemde adaya yaraşır bir kral varmış.Kralın adayı yönetiği dönemde adada bir tane bile suç işlenmemiş ama herkes gibi oda ölmüş.Kralın öldüğü gün saraydakiler kralın üç çocuğundan hangisinin başa geçiceğini düşünürken kralın öldüğü gece denizin içinden bir kadın çıka gelmiş.Kadın üstünde bir tarafı kırmızı bir tarafı mavi bir ceket giyiyormuş ve ayrıca suyu ve ateşi kontrol edebiliyormuş.Julia hikayeyi anlatırken aklıma Hermese gelmeden önceki rüyam aklıma gelmişti.Kadın aynı rüyamdaki kadına benziyordu ama basit bir benzerlik olucağını düşünüp Julia'cımı dinlemeye devam ettim.Su kütlelerini iki yana ayıran bu kadın denizin ortasına dikilmiş ve ağzından ateşler çıkarmaya başlamış.Ağzından çıkardığı alevler o kadar büyükmüşki adayı yok ediyormuş.Kralın iki oğlu ölmeden öncede olsa kadının kafasına bir balta saplamayı başarmışlar.İşte hikayenin bu kısmını duyduğumda aklıma rüyamdaki sahne gelmişti sanki aynısıydı ama çikolata ne alakaydı onu daha anlayamamıştım. Julia hikayeyi bitirdiğinde ona sorum hazırdı.Sonunda kadın ölmüş ama kraliyet ailesinden sadece kralın kızı geriye kalmış.

Kraliyet ailesinden olmayan kişiler onu Hermes adasını yönetemiyecek kadar küçük olması bahanesiyle dodont dağından kovmuşlar ve Hailtrack klanı kurulmuş.Ama küçük kız büyüdüğünde Jailbrackklanını kurarak onları dize getirmiş.Ardından ortada kalan tek klan Jailbrackler olmuş ama kız öldüğünde bu klanlar yine ikiye ayrılmış.Ardından küçük prensesin isminin Julia olduğunu söylemişti.Kendisinin de bu isme sahip ikinci kişi olduğunu söyleyerek dert yanmıştı.Julia'ya onunda en az birincisi kadar iyi bir hükümdar olucağını söyledikten sonra"Ben şu kadın ve iki prensi buraya gelmeden rüyamda görmüştüm.Bu sizin insanlarada olur mu ?"diyecektim.Tabii ki onlarada olmuyordu garip olaylar dönüyordu ve benim öğrenmem gerekiyordu ama tabii ki bu soruyu olabildiğince kibar sormuştum.Sonuçta karşımdaki Julia.
Vince Grey
Vince Grey

Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Cuma 20 Mayıs 2016, 18:41

Out: Bunu daha önceden de söyledim.  Birkaç tane yazım yanlışı görmek benim için sorun değil; fakat otuz tane yazım hatası da fazla yani. Bu arada bunlar sadece yazım yanlışları. Bir bu kadar da noktalama hatası var.   Hiçbirimiz kusursuz yazamayız, bazen hatalar olabilir kabul; fakat bu kadarı da fazla sanki. Okurken gözlerim kanıyor. Anlatıcını da düşün biraz. Yazık değil mi bana? Sad

Spoiler:

****************************************************************************

Julia baş parmağını dudağına götürüp gözleri ile yukarı doğru bakıyor ve uzunca bir: ''Hmmmm'' sesi çıkarıyor. Ardından meraklı gözlerle bir süre seni süzüyor. Daha sonra  eli ile ağzını kapatarak bir kahkaha atıyor ve: Ahaha! Alemsiniz. Sanmıyorum ki böyle bir şey olsun. Muhtemelen bu hikayeyi daha önce bir yerden okumuş veya duymuşsunuzdur. Oradan da rüyanıza girmiştir. diyor.
Bu konuşmanızdan kısa bir süre sonra, dağın zirvesine yakın bir yerde duruyorsunuz. Sağ tarafınızda oldukça büyük, kahverengi bir kapı var. Hep beraber o kapıya yöneliyor ve kapıyı açıp içeriye giriyorsunuz.

İçeri girdiğinizde üzerlerinde aynı geleneksel kıyafetten olan pek çok insanın iki sıra halinde durduklarını görüyorsunuz. Bu iki grubun ortasında ise tahta bir kılıca ve  gümüş rengi  saçlara sahip bir adam var. Adamın arkası size dönük.

Gördüğün manzara:

İçeri girdiğinizi fark eden adam, hemen arkasını dönüp yere eğiliyor. Solundaki ve sağındaki diğer insanlar da aynı şeyi yapıyor. Jack'in  onlara kalkmalarını söylemesi üzerine eğilmiş insanlar ayağa kalkıyor. Gümüş  saçlı adam da yanınıza geliyor ve: Jack-sama, Julia-sama hoşgeldiniz. diyor.

Gümüş saçlı adam:

East Blue Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından Vince Grey C.tesi 21 Mayıs 2016, 12:06

RP OUT:Bu sıralar biraz meşgul olduğum için hızlı yazıyorum.Özür dilerim Sad.


Julia sorduğum soru karşısında baş parmağını muhteşem dudaklarına götürüp yukarı bakmış ve düşünmüştü.Sonra bir süre beni süzdükten sonra elini ağzına kapatıp bir kahkaha atmıştı.Ve muhtamaelen bu hikayeyi başka bir yerden duyduğumu ve ordan rüyama girdiğini söylemişti.Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, dağın zirvesine yakın bir yerde durmuştuk.Sağ tarafımızda büyük bir kapı vardı.Hep birlikte kapıya yönelip kapıyı açmıştık.

Kapıyı açtığımızda,üzerlerinde aynı geleneksel kıyafetten giymiş pek çok insanın iki sıra halinde durduklarını görmüştük.Bu iki grubun arasında ise tahta bir kılıça sahip gümüş rengi saçlara sahip bir adam görmüştük.

İçeri girdiğimiz fark eden adam,arkasına dönüp yere eğilmişti.İçeri girdiğimiz fark eden diğer insanlarda aynı şeyi yapmışlardı.Jack'in adamlara kalkmalarını söylemesinden sonra adamlar ayağa kalkmıştı.Gümüş saçlı çirkin adam yanımıza gelip Jack ve Julia'ya hoşgeldin demişti.Ben Jack nereye giderse oraya gidecektim bir an önce şu partiye gidesim vardı.


En son Vince Grey tarafından C.tesi 21 Mayıs 2016, 22:55 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Vince Grey
Vince Grey

Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı C.tesi 21 Mayıs 2016, 22:34

Jack kahkaha atarak: ''Ooo Kinpaki! Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Hoşbulduk! Parti hazırlıkları tamamlandı mı?'' diyor. Kinpaki adındaki çirkin adam, bu soruya nazik bir ses tonuyla: ''Evet efendim. HailTrack klanı da teşrif etmiş durumda.Herkes doğum günü kızı olan Julia-sama'nın gelip pastasını üflemesini bekliyor.'' diyor. Bu cevabın ardından taşlı yoldan ilerliyor ve içeri girdiğinizde gördüğün, biraz uzağınızda kalan eve doğru gidiyorsunuz.

Bir süre sonra geniş bir salona ulaşıyorsunuz. Kapılar ardına kadar açık olduğundan salonun içini görebiliyorsun. Salonun en uzak ucunda kocaman bir pasta var. Pastanın yanında ise bir müzik grubu var ve içerideki insanlar sıkılmasın diye oldukça gürültülü bir müzik çalıyorlar.İçerideki insanların yarısı kapıdakiler gibi giyinmiş. Diğer yarısı ise beyaz renkli bir geleneksel kıyafet giymiş. Salonun hemen dışında ise iki kişi oturmuş, hararetli bir şekilde konuşuyorlar. Bu iki kişi sizin geldiğinizi fark edince tartışmalarını yarıda kesip size bakıyor.

1:
2:

East Blue Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından Vince Grey C.tesi 21 Mayıs 2016, 23:11

Jack kahkaha atıktan sonra adama  parti hazılıklarının bitip bitmediğini sormuştu.Kinpaki adındaki çirkin herif de Hailtrackler'in de geldiğini herkesin Julia'yı beklediğini söylemişti.Bu konuşmanın üzerine içeri ilk girdiğimde gördüğüm eve doğru gitmeye başlamıştık.

Bir süre ilerledikten  sonra geniş bir salona ulaşmıştık.Kapıların ardına kadar açık olmasından odanın sonundaki pastayı görebiliyordum.Pastanın yanında ise bir müzik grubu insanlar sıkılmasın diye gürültülü bir şekilde müzik çalıyorlardı.Recurso'daki müzik felaketinden sonra bu müzik pek etki etmemişti bana.İçerideki insanların yarısı kapıdakiler gibi diğer yarısı ise beyaz geleneksel bir kıyafet giymişlerdi.Salonun dışında ise iki kişi hararetli bir şekilde tartışıyorlardı.İki kişi bizim geldiğimizi görünce tartışmayı bırakıp bize bakmışlarsı.Ben gruba uymaya devam edecektim.
Vince Grey
Vince Grey

Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Paz 22 Mayıs 2016, 15:13

Jack ve Julia hep bir ağızdan: ''Babalık biz geldik.'' diyorlar. Bunun üzerine az önce hararetli bir tartışmadan çıkmamışcasına gülümseyen uzun beyaz saçlara ve beyaz bıyıklara sahip yaşlı adam: ''Hoşgeldiniz. İçeri geçin. Biz de HailTrack klanının başındaki Hillumi-kun ile bir konuda konuşuyoruz. Birazdan size yetişiriz.'' diyor. Bunun üzerine Jack ve Julia başlarını genç adama doğru çeviriyor; fakat genç adam onlara bakmayı reddedip başka bir tarafa doğru bakıyor. Adamın bu davranışından dolayı Julia'nın moralinin bozulduğunu fark ediyorsun. Bunu Jack de fark etmiş olacak ki elini Julia'nın omzuna koyuyor ve :''Gel, içeri geçelim. Daha pastanı üfleyeceksin. Sen bunu yapmadan içki içmeye başlayamam.Ahaha!'' diyor. Bunun üzerine içeriye, salona geçiyorsunuz.

İçeri girdiğinde salonu biraz daha net inceleme şansına sahip oluyorsun. Az önce de görmüş olduğun gibi, salonun ileri sol ucunda kocaman bir pasta var.Pastanın yanında, ileri orta ucunda ise bir müzik grubu var. Salonun ileri sağ tarafında ise bir kapı var.  Salonun hemen girişinde, sağ tarafta pek çok masa var. Bu masaların yanında ise bir tür dolap var ve dolapta pek çok içecek var.
Salonun hemen girişinde,sol tarafta ise bir kapı daha var. Bunun dışında salonun orta kısımlarında pek çok sandalye var ve iki klana ait insanlar oraya oturmuş durumda. İçeri girdiğinizde sandalyeye oturmuş olan kadınlardan bazıları ayağa kalkıyor ve yanınıza gelip Julia'nın koluna yapışıyorlar. Ardından da Julia'ya nazik bir biçimde acele etmesini söylüyorlar ve çekiştirerek soldaki kapıya doğru götürüyorlar. Akane de Julia'nın peşinden gidiyor.Böylece üç erkek baş başa kalıyorsunuz. Kızların gitmesinin ardından Jack size dönüyor ve: ''Ee beyler, kadın mlleti hazırlanana kadar biraz daha içki içmeye ne dersiniz? Birkaç saattir ağzıma içki girmiyor ahaha!'' diyor.

East Blue Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hermes[Vince Grey] - Sayfa 3 Empty Geri: Hermes[Vince Grey]

Mesaj tarafından Vince Grey Paz 22 Mayıs 2016, 18:11

Jack ve Julia hep bir ağızdan babalarına selam vermişlerdi.Jack'in babası olduğunu aklımın ucundan geçirmediğim beyaz saçlı adam içeri geçmemizi Hailtrack'lerin başıyla bir tartışmada olduklarını söylemişti.Bu sözlerden sonra Jack ve Julia Hillumi adındaki adama bakmışlardı ama adam onları umursamadan başka bir tarafa bakmıştı.Adamın bu davranışına Julia çok bozulmuştu.Anlamadığım bir şekilde içimden bir ses bu ikisinin arasında birşeyler olduğunu söylüyordu.Bu da şu anlama geliyordu bir rakibim var.Jack'de Julia'nın bozulşunu fark etmiş olucakki içeri geçmelerini daha üfleyeceği bir pasta olduğunu söylemişti.Bu konuşmanın üzerine salona geçmiştik.

İçeri girdiğimde salonu daha net inceleme şansım olmuştu.Önceden gördüğüm,pasta ve müzik grubunu daha net inceledikten sonra salonun ilerisinde sağ tarafında bir kapı görmüştüm.Salonun girişinde,sağ tarafta bir çok masa görmüştüm.Masaların yanında ise içinde her türlü içecek bulunan bir dolap vardı.Umarım biraz sakede vardır.Salonun girişinde,sol tarafta ise bir kapı daha vardı.Bunların dışında salonun orta kısmında bir çok sandalye var ve iki klandan insanlar oraya oturmuştu.Garibime giden şey bu iki klanın birbirini sevmemesine rağmen bu kadar barışçıl olabilmeleriydi gerçekten takdir etmiştim ada halkını.İçeri girdiğimizde Julia'yı gören kızlar oturdukları yerden kalkıp Julia'nın koluna yapışmışlardı.Ardından Julia'ya acele etmesini söyleyerek sol taraftaki kapıya götürmüşlerdi.Bizim Akane de Julia'nın peşinden gitmişti.Böylece Jack,ben ve Perttu baş başa kalmıştık.Kızların gitmesinin ardından Jack bize dönüp kadınlar dönene kadar biraz içki içmeyi teklif etmişti.Jack'in teklifini kabul edip ondan  Hillumi hakkında bilgi koparmaya çalışacaktım.
Vince Grey
Vince Grey

Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

3 sayfadaki 7 sayfası Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz