Silah seçimi/Grup belirleme
4 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Silah seçimi/Grup belirleme
''Capua arenası gladyatörlerini bekliyor! Geçtiğimiz yıl, Capua adasına dört denizin görüp görebileceği en büyük arenayı yaptıran Capua adasının yüce kralı Oenothera, büyük bir yarışma ile birlikte arenayı açıyor! Yüce kral Oenothera, düzenleyeceği bu büyük dövüşün kazananına, akla hayale sığmayacak büyüklükte bir para ödülü veya adada bulunan yirmi şeytan meyvesinden birini vaat ediyor! Dört denizin tüm vatandaşları adamıza davetlidir! ''
Gazetede okuduğunuz bu ilan sonrası bu dövüşe katılmaya karar veriyor ve Capua adasına gidiyorsunuz. Adaya vardıktan sonra arenayı bulmanız zor olmuyor. Şehrin ortasına kurulmuş olan bu büyük arena adanın neredeyse her yerinden görülebiliyor çünkü. İnsanlarla dolup taşmış dar sokaklardan geçerek arenaya ulaşıyorsunuz.
Arenanın içine açılan kapıların her birinde bir de stant var. Bu stantlardan birinde oturan, elinde altın bir mızrak tutan kadın ilgilinizi çekiyor ve onun yanına gidip dövüşe katılmak istediğini söylüyorsunuz.
Bunun üzerine kadın size bir kağıt ve bir kalem uzatıyor. Kağıtta pek çok yazı var ve yazının altında ise iki tane boşluk var. Altın mızraklı kadın, kağıt ve kalemi almanızdan sonra yüzünüze bakıyor ve: Eğer soldaki boşluğu imzalarsanız, arenadaki dövüşlerde yaralanmanız halinde arena yönetiminden hiçbir şekilde şikayetçi olmayacağınızı kabul etmiş oluyorsunuz. Sağdaki boşluğa ise sıfır ila bin arasında bir sayı yazmanız gerekiyor. Bu işlemi yapmamızın sebebi ise arenaya katılacak yarışmacıların gruplarını adil bir şekilde belirleme amacı gütmemiz. İki boşluğu da doldurursanız yarışmaya katılabilirsiniz. İki boşluğu da doldurduktan sonra içeriye geçiyorsunuz. Biraz ilerlemenizden sonra karşınıza bir tabela çıkıyor.
Tabelada sola yönelmiş okun altında seyirci, sağa yönelmiş okun altında ise yarışmacı yazıyor. Siz de sağa yöneliyor ve ilerliyorsunuz. Bir süre daha ilerledikten sonra karşınıza bir oda çıkıyor. Odanın her tarafı silahlar ile dolu.
Out: İstediğiniz silahı seçebilirsiniz. İsterseniz birden fazla silah da seçebilirsiniz.
Out 2: Boşluğa yazdığınız sayıyı belirtmeyi unutmayın. Gruplar bunlara göre belirlenecek. Yediniz de yazdıktan sonra arena başlayacak.
Out 3: Evet, hepiniz aynı kızı görüyorsunuz.
Gazetede okuduğunuz bu ilan sonrası bu dövüşe katılmaya karar veriyor ve Capua adasına gidiyorsunuz. Adaya vardıktan sonra arenayı bulmanız zor olmuyor. Şehrin ortasına kurulmuş olan bu büyük arena adanın neredeyse her yerinden görülebiliyor çünkü. İnsanlarla dolup taşmış dar sokaklardan geçerek arenaya ulaşıyorsunuz.
Arenanın içine açılan kapıların her birinde bir de stant var. Bu stantlardan birinde oturan, elinde altın bir mızrak tutan kadın ilgilinizi çekiyor ve onun yanına gidip dövüşe katılmak istediğini söylüyorsunuz.
Bunun üzerine kadın size bir kağıt ve bir kalem uzatıyor. Kağıtta pek çok yazı var ve yazının altında ise iki tane boşluk var. Altın mızraklı kadın, kağıt ve kalemi almanızdan sonra yüzünüze bakıyor ve: Eğer soldaki boşluğu imzalarsanız, arenadaki dövüşlerde yaralanmanız halinde arena yönetiminden hiçbir şekilde şikayetçi olmayacağınızı kabul etmiş oluyorsunuz. Sağdaki boşluğa ise sıfır ila bin arasında bir sayı yazmanız gerekiyor. Bu işlemi yapmamızın sebebi ise arenaya katılacak yarışmacıların gruplarını adil bir şekilde belirleme amacı gütmemiz. İki boşluğu da doldurursanız yarışmaya katılabilirsiniz. İki boşluğu da doldurduktan sonra içeriye geçiyorsunuz. Biraz ilerlemenizden sonra karşınıza bir tabela çıkıyor.
Tabelada sola yönelmiş okun altında seyirci, sağa yönelmiş okun altında ise yarışmacı yazıyor. Siz de sağa yöneliyor ve ilerliyorsunuz. Bir süre daha ilerledikten sonra karşınıza bir oda çıkıyor. Odanın her tarafı silahlar ile dolu.
- Arena:
- Kadın:
Out: İstediğiniz silahı seçebilirsiniz. İsterseniz birden fazla silah da seçebilirsiniz.
Out 2: Boşluğa yazdığınız sayıyı belirtmeyi unutmayın. Gruplar bunlara göre belirlenecek. Yediniz de yazdıktan sonra arena başlayacak.
Out 3: Evet, hepiniz aynı kızı görüyorsunuz.
Kyros- Mesaj Sayısı : 156
Kayıt tarihi : 08/02/16
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Gazetede okuduğum ilan oldukça ilgimi çekmişti. Daha önce olduğu gibi dövüşerek para kazanmak hiç de fena bir fikir değildi sonuçta, hem şeytan meyvesi gibi bir ödül hiç de bir kenara atılmazdı. Temkinli dövüşerek bu sefer de bir şeyler kazanabileceğime inanıyordum, bu yüzden gazetede okuduğum adanın yolunu tuttum.
Capua adası... Oldukça kalabalık sokaklar ve adanın her yerinden görülebilecek büyüklükte bir arena. Evet, ben de seni arıyordum. Bir süre yürüyüp arenaya ulaştığımda, stantların önünde elinde bir mızrak tutan, siyah saçlı bir kadına rastladım. Yetkili bir ablaya benziyordu. Yanına gidip arenaya katılmak istediğimi söylediğimde bana bir kağıt ve bir kalem uzattı.
Kağıtta uzun uzun yazılar vardı, yazıların bitiminde ise sağ ve solda birer boşluk duruyordu. O sırada konuşmaya başladı kadın, boşluklardan biri yaralanmalardan sorumlu olmadıklarını onayladığım bir imza içinmiş. Diğer boşluk için de 0-1000 arası bir sayı seçmem gerekiyormuş, dediklerine göre grupları buna göre seçeceklermiş. Peki sayılar ne alakaydı ki? İçeride nasıl güçler olduğunu bilmiyordum sonuçta. Yüksek ihtimal rastgele seçeceğim bir sayı olacaktı bu... Bir süre düşündüm ve boşluğa 400 yazdım. Eğer güç seviyesini 10 üzerinden değerlendirecek olsak şuanki rakamım en fazla 4 olurdu çünkü... Sayı konusuna pek takılmayarak diğer boşluğu da imzalayarak doldurdum ve kadına uzattım.
Daha sonra içeriye geçip bir yere doğru yürümeye başladım. Bir süre ilerledikten sonra karşıma iki yönlü belirten bir tabela çıktı. Sağ taraftaki okun altında yarışmacılar, sol taraftaki okun altında ise seyirciler yazıyordu. Sağ tarafa yönelip bir süre yürüdükten sonra karşıma silahlarla dolu bir oda çıktı.
Tüm silahları bir süre inceledim, çok fazla ağırlık yapmayacak ve omzumdan kalçama kadar tamamen kapatacak bir kalkan arıyordu gözlerim. Daha önce olduğu gibi. Sonunda gözüme birini kestirdim ve metalden, dikenli tam da istediğim gibi bir kalkan buldum. Her ihtimale karşı yanıma kılıflı iki küçük hançer aldım ve hırkamın iç cebine yerleştirdim. Sanırım artık hazırdım.
Capua adası... Oldukça kalabalık sokaklar ve adanın her yerinden görülebilecek büyüklükte bir arena. Evet, ben de seni arıyordum. Bir süre yürüyüp arenaya ulaştığımda, stantların önünde elinde bir mızrak tutan, siyah saçlı bir kadına rastladım. Yetkili bir ablaya benziyordu. Yanına gidip arenaya katılmak istediğimi söylediğimde bana bir kağıt ve bir kalem uzattı.
Kağıtta uzun uzun yazılar vardı, yazıların bitiminde ise sağ ve solda birer boşluk duruyordu. O sırada konuşmaya başladı kadın, boşluklardan biri yaralanmalardan sorumlu olmadıklarını onayladığım bir imza içinmiş. Diğer boşluk için de 0-1000 arası bir sayı seçmem gerekiyormuş, dediklerine göre grupları buna göre seçeceklermiş. Peki sayılar ne alakaydı ki? İçeride nasıl güçler olduğunu bilmiyordum sonuçta. Yüksek ihtimal rastgele seçeceğim bir sayı olacaktı bu... Bir süre düşündüm ve boşluğa 400 yazdım. Eğer güç seviyesini 10 üzerinden değerlendirecek olsak şuanki rakamım en fazla 4 olurdu çünkü... Sayı konusuna pek takılmayarak diğer boşluğu da imzalayarak doldurdum ve kadına uzattım.
Daha sonra içeriye geçip bir yere doğru yürümeye başladım. Bir süre ilerledikten sonra karşıma iki yönlü belirten bir tabela çıktı. Sağ taraftaki okun altında yarışmacılar, sol taraftaki okun altında ise seyirciler yazıyordu. Sağ tarafa yönelip bir süre yürüdükten sonra karşıma silahlarla dolu bir oda çıktı.
Tüm silahları bir süre inceledim, çok fazla ağırlık yapmayacak ve omzumdan kalçama kadar tamamen kapatacak bir kalkan arıyordu gözlerim. Daha önce olduğu gibi. Sonunda gözüme birini kestirdim ve metalden, dikenli tam da istediğim gibi bir kalkan buldum. Her ihtimale karşı yanıma kılıflı iki küçük hançer aldım ve hırkamın iç cebine yerleştirdim. Sanırım artık hazırdım.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Elime geçen bir gazete sayesinde Capua adasına gelmiştim.Gazetede Capua adasının kralı geçen sene büyük bir arena yaptırdığı ve herkesi arenaya dövüşmek için davet ettiğini yazıyordu.Arenanın ödülüne gelirsek büyük bir para ödülü ve bir şeytan meyvesiydi.Para ödülünü almak istesemde şeytan meyvesinden emin değildim daha önce sadece bir şeytan mevyesi kullanıcısı görmüştüm.Oda küçük bir çocukken yanlışlıkla yemişti ve sorun çıkarmaktan başka bir şey yapmıyordu.Tabii onunki bir Zoan'dı ama bana verilecek olan meyve bir Logia olabilirdi bu yüzden heycanlanmadım diyemem.
Bu gazete yazısını okuduktan sonra dediğim gibi Capua adasına gelimiştim.Akane'yi bir otele bıraktıktan sonra şehrin ortasındaki arenaya doğru yola çıkmıştım.Yolda ilelerken bir çok insanın arenaya dövüş için geldiğini görmemek elde değildi bu kalabalık sokaklardan geçip sonunda arenaya ulaşmıştım.
Arenanın kapılarından birine girdikten sonra stantlardan birine oturmuş bir kadın ilgimi çekmişti.Kadının yanına gidip dövüşe katılmak istediğimi söylemiştim.
Sözlerimin üzerine kadın bana bir kağıt uzatmıştı.Kağıda baktığımda bir çok yazı ve altında iki tane boşluk olduğunu görmüştüm.Kadın ben kağıda bakarken konuşmaya başlamıştı.Soldaki boşluğu imzalarsak arenadaki yaralanmamız sonucunda ada yönetiminden şikayetçi olmayacağımızı kabul edeceğimizi söylemişti.Sağdaki boşluğada bin ile sıfır arasında bir sayı yazmamızı ona göre gruplarımızın belirleneceğini söylemişti.Soldaki boşluğu imzalayıp sağdaki boşluğada üç yüz yazmıştım.Uğurlu sayım üçtü ve az görüneceği için yüzle çarpıp üç yüz yazmıştım.Sonra içeriye geçmiştim.Biraz ilerlemiştimki karşıma bir tabela çıkmıştı.
İki tarafı gösteren tabelada sağ tarafı gösteren tarafta yarışmacı,sol tarafı gösteren tabelada ise seyirci yazıyordu.Sağ tarafa doğru yürümeye başlamıştım.Bir süre ilerledikten sonra karşıma silahlarla dolu bir oda çıkmıştı.Odada cebimdeki iki tabancam ve bir orağım dışında bir orak daha ve iki küçük bıçak alıcaktım.Birde şu silah yığının içinde belki biraz sake vardır diye karıştırmayı ihmal etmeyeceğim tabii.
RP OUT:Arena kurallarında kendi silahlarınızı kullanabilirsiniz ama ateşli silah kullanmak yok yazılmış.Eğer kendi silahımız olsada kullanamıyorsak arenada onları otelde unutuğumu fark edeceğim.
Bu gazete yazısını okuduktan sonra dediğim gibi Capua adasına gelimiştim.Akane'yi bir otele bıraktıktan sonra şehrin ortasındaki arenaya doğru yola çıkmıştım.Yolda ilelerken bir çok insanın arenaya dövüş için geldiğini görmemek elde değildi bu kalabalık sokaklardan geçip sonunda arenaya ulaşmıştım.
Arenanın kapılarından birine girdikten sonra stantlardan birine oturmuş bir kadın ilgimi çekmişti.Kadının yanına gidip dövüşe katılmak istediğimi söylemiştim.
Sözlerimin üzerine kadın bana bir kağıt uzatmıştı.Kağıda baktığımda bir çok yazı ve altında iki tane boşluk olduğunu görmüştüm.Kadın ben kağıda bakarken konuşmaya başlamıştı.Soldaki boşluğu imzalarsak arenadaki yaralanmamız sonucunda ada yönetiminden şikayetçi olmayacağımızı kabul edeceğimizi söylemişti.Sağdaki boşluğada bin ile sıfır arasında bir sayı yazmamızı ona göre gruplarımızın belirleneceğini söylemişti.Soldaki boşluğu imzalayıp sağdaki boşluğada üç yüz yazmıştım.Uğurlu sayım üçtü ve az görüneceği için yüzle çarpıp üç yüz yazmıştım.Sonra içeriye geçmiştim.Biraz ilerlemiştimki karşıma bir tabela çıkmıştı.
İki tarafı gösteren tabelada sağ tarafı gösteren tarafta yarışmacı,sol tarafı gösteren tabelada ise seyirci yazıyordu.Sağ tarafa doğru yürümeye başlamıştım.Bir süre ilerledikten sonra karşıma silahlarla dolu bir oda çıkmıştı.Odada cebimdeki iki tabancam ve bir orağım dışında bir orak daha ve iki küçük bıçak alıcaktım.Birde şu silah yığının içinde belki biraz sake vardır diye karıştırmayı ihmal etmeyeceğim tabii.
RP OUT:Arena kurallarında kendi silahlarınızı kullanabilirsiniz ama ateşli silah kullanmak yok yazılmış.Eğer kendi silahımız olsada kullanamıyorsak arenada onları otelde unutuğumu fark edeceğim.
En son Vince Grey tarafından Salı 24 Mayıs 2016, 22:28 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Capua adasında bulunan, dört denizin görüp görebileceği en büyük arenada yapılacak olan turnuva ilanı oldukça ilgimi çekmişti. Eğlenceli olabilirdi. Eğlenceli olmasa bile, en kötü ihtimalle Ayberk'ten uzak olabileceğim birkaç gün geçirecektim. Açıkçası bu bile bana yeterdi. Bu yüzden de gerekli ayarlamaları yaptım ve Capua adasına doğru yolculuğa çıktım.
Adaya indikten sonra Arenayı bulmam hiç zor olmadı. Bulunduğum limandan bile arenayı görebiliyordum çünkü. Arenayı bulmamdan sonra da tıklım tıklım dolu olan sokakların arasına daldım ve arenaya doğru ilerlemeye başladım. Acaba bu kadar insan yarışmayı izlemeye mi gelmişti? Yoksa yarışmaya katılacaklar mıydı? Belki de adanın kendi nüfusu bu kadar kalabalıktı. Bu düşünceler eşliğinde arenaya vardım.
Arenaya gireceğim sırada, arenanın yanındaki standlardan birinde oturan bir kadın gördüm. Elinde tuttuğu altın mızrak ve üzerindeki kırmızı kıyafet ile bir gladyatöre benziyordu. Bu yüzden onun yanına gidip ona dövüşe katılmak için ne yapmam gerektiğini sormaya karar verdim.
Kadının yanına gidip ona aklımdakileri söylediğimde bana bir kağıt ve bir kalem uzattı. Kağıtta pek çok yazı vardı. Yazıların bittiği yerde ise iki boşluk vardı. Ben kağıdı incelerken kadın bana boşluklardan birine sıfır ile bin arasında bir sayı yazmam gerektiğini, öbürüne ise yaralandığım taktirde arena yönetimini suçlamayacağıma dair bir imza atmam gerektiğini söylemişti.
Önce imzamı attım. Ardından da öbür boşluğa 256 yazdım. 16 yaşındaydım; fakat 16 oldukça küçük bir sayıydı. Bu yüzden de 16 sayısının karesini aldım.
Evrak işim bittikten sonra içeri geçtim ve bir süre düz bir şekilde ilerledim. Daha sonra karşıma bir tabela çıktı. Tabelada yarışmacıların sağdan gitmesi gerektiği yazıyordu.Bu yüzden sağa sapıp ilerlemeye devam ettim ve içinde pek çok silah olan bir odaya ulaştım. Sanırım buradan silah seçmemiz gerekiyordu; fakat benim yanımda taşıdığım iki kılıcım vardı.Bu yüzden de başka bir silaha ihtiyacım yoktu. Yine de vakit geçirmek adına silahları incelemeye başladım. O sırada da onu gördüm.
Ortasında beyaz bir yıldız olan, yıldızın dışında ise sırasıyla mavi,kırmızı,beyaz ve kırmızı renkli genişleyen halkalara sahip bir kalkan. Hem de sırtımıza asılabilen türden! Şükürler olsun! Sonunda hayalimdeki şeyi buldum! Ah kalkan-san. Sen ne güzel bir şeysin? Hemen gördüğüm kalkanı alıp sırtıma taktım. Kalkan fazla büyük değildi. Omuzumdan belimin biraz yukarısına kadar uzanıyordu. Yine de ne derler bilirsiniz. Önemli olan boyu değil de işlevi derler. Metal bir kaplumbağaya benzediğim sürece kalkanımın biraz küçük olmasında bir sorun yok bence. Şimdi yarışmanın başlayacağı ana kadar kalkanıma ne isim vermem gerektiğini düşünmeliyim.
Adaya indikten sonra Arenayı bulmam hiç zor olmadı. Bulunduğum limandan bile arenayı görebiliyordum çünkü. Arenayı bulmamdan sonra da tıklım tıklım dolu olan sokakların arasına daldım ve arenaya doğru ilerlemeye başladım. Acaba bu kadar insan yarışmayı izlemeye mi gelmişti? Yoksa yarışmaya katılacaklar mıydı? Belki de adanın kendi nüfusu bu kadar kalabalıktı. Bu düşünceler eşliğinde arenaya vardım.
Arenaya gireceğim sırada, arenanın yanındaki standlardan birinde oturan bir kadın gördüm. Elinde tuttuğu altın mızrak ve üzerindeki kırmızı kıyafet ile bir gladyatöre benziyordu. Bu yüzden onun yanına gidip ona dövüşe katılmak için ne yapmam gerektiğini sormaya karar verdim.
Kadının yanına gidip ona aklımdakileri söylediğimde bana bir kağıt ve bir kalem uzattı. Kağıtta pek çok yazı vardı. Yazıların bittiği yerde ise iki boşluk vardı. Ben kağıdı incelerken kadın bana boşluklardan birine sıfır ile bin arasında bir sayı yazmam gerektiğini, öbürüne ise yaralandığım taktirde arena yönetimini suçlamayacağıma dair bir imza atmam gerektiğini söylemişti.
Önce imzamı attım. Ardından da öbür boşluğa 256 yazdım. 16 yaşındaydım; fakat 16 oldukça küçük bir sayıydı. Bu yüzden de 16 sayısının karesini aldım.
Evrak işim bittikten sonra içeri geçtim ve bir süre düz bir şekilde ilerledim. Daha sonra karşıma bir tabela çıktı. Tabelada yarışmacıların sağdan gitmesi gerektiği yazıyordu.Bu yüzden sağa sapıp ilerlemeye devam ettim ve içinde pek çok silah olan bir odaya ulaştım. Sanırım buradan silah seçmemiz gerekiyordu; fakat benim yanımda taşıdığım iki kılıcım vardı.Bu yüzden de başka bir silaha ihtiyacım yoktu. Yine de vakit geçirmek adına silahları incelemeye başladım. O sırada da onu gördüm.
Ortasında beyaz bir yıldız olan, yıldızın dışında ise sırasıyla mavi,kırmızı,beyaz ve kırmızı renkli genişleyen halkalara sahip bir kalkan. Hem de sırtımıza asılabilen türden! Şükürler olsun! Sonunda hayalimdeki şeyi buldum! Ah kalkan-san. Sen ne güzel bir şeysin? Hemen gördüğüm kalkanı alıp sırtıma taktım. Kalkan fazla büyük değildi. Omuzumdan belimin biraz yukarısına kadar uzanıyordu. Yine de ne derler bilirsiniz. Önemli olan boyu değil de işlevi derler. Metal bir kaplumbağaya benzediğim sürece kalkanımın biraz küçük olmasında bir sorun yok bence. Şimdi yarışmanın başlayacağı ana kadar kalkanıma ne isim vermem gerektiğini düşünmeliyim.
- Kalkanım :
Misafir- Misafir
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Ödül ha? Para, şeytan meyvesi? Hmm... Ne önemi var ki, amaaaan! Ne olmuş yani paran biraz daha azsa ya da şeytan meyven yoksa. Evet evet, böyle konuşuyorum ama yine de kendi sebeplerim doğrultusunda, şu gazetede gördüğüm arena muhabbetine katılmaya karar verdim. Denizlerde yeniyim, pek de güçlü sayılmam ama kendimi test etmem için bir fırsat olabilir. Hem belki bir iki kan görürüz, hihihi! İşler istediğim gibi gitmezse de, hmmm... En fazla ölürüm ne olacak.
Yeni ada, yeni insanlar, kocaman bir arena. "Hey Sadaharu! Bak şu karşıdaki şeyi görüyor musun? Haydi bizi oraya götür!" Dedim gemiden inip arenayı gördüğüm gibi. Kalabalık sokaklar, bir süre yürüyüş ve arena. Görevli kadın. Okumadığım bilmem kaç satır yazı. Ölürsen başımıza kalma diye attırdıkları bir imza ve seçmemi istedikleri bir sayı. Sayı. Hm... Neden yüksek bir sayı olmak zorunda ki? 1 diyeceğim. Etkisiz olmak iyidir. İmzadan sonra kağıda rakamı yazıp Sadaharu'yla birlikte içeriye doğru ilerledim.
Karşıma çıkan tabelada yarışmacılar bölümüne doğru ilerledik ve karşımıza bir oda çıktı. Vaaay, bir sürü silah. Ama hayır, ben şemsiyeme güveniyorum. Ama acaba... Bir kararsızlığın ardından yanıma beş adet kunai aldım. Almış olmak için tamamen. "Ah, Sadaharu? Seni ne yapacağım?! Sana zarar gelirse ben ne yaparım! Oradaki alçaklar seni öldürürler! Burada bekle olur mu?" Diyip Sadaharu'ya sarıldım ve beklemeye başladım.
Yeni ada, yeni insanlar, kocaman bir arena. "Hey Sadaharu! Bak şu karşıdaki şeyi görüyor musun? Haydi bizi oraya götür!" Dedim gemiden inip arenayı gördüğüm gibi. Kalabalık sokaklar, bir süre yürüyüş ve arena. Görevli kadın. Okumadığım bilmem kaç satır yazı. Ölürsen başımıza kalma diye attırdıkları bir imza ve seçmemi istedikleri bir sayı. Sayı. Hm... Neden yüksek bir sayı olmak zorunda ki? 1 diyeceğim. Etkisiz olmak iyidir. İmzadan sonra kağıda rakamı yazıp Sadaharu'yla birlikte içeriye doğru ilerledim.
Karşıma çıkan tabelada yarışmacılar bölümüne doğru ilerledik ve karşımıza bir oda çıktı. Vaaay, bir sürü silah. Ama hayır, ben şemsiyeme güveniyorum. Ama acaba... Bir kararsızlığın ardından yanıma beş adet kunai aldım. Almış olmak için tamamen. "Ah, Sadaharu? Seni ne yapacağım?! Sana zarar gelirse ben ne yaparım! Oradaki alçaklar seni öldürürler! Burada bekle olur mu?" Diyip Sadaharu'ya sarıldım ve beklemeye başladım.
Misafir- Misafir
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Birkaç güçsüz serseri yakalamaya çalışırken nasıl olduysa buraya varmıştım bir an da. Şeytan meyvesi denilen şey getirmiş olmalıydı sanırım beni. Bir kralın oyuncağı olarak arena da savaşacaktım. Bu beni sinirlendirse de yapacak bir şey yoktu. Dar sokaklardan ilerleyerek çoktan arenaya varmıştım. Daha sonra karşıma elinde mızrak olan bir kadın çıkmıştı ve bir kağıt uzatmıştı bana imzalamam için. Çok sallamayıp ilkine direk imza atmıştım. İkincisi ise merak konusu olmuştu benim için. Sanırım 999 yazacaktım kağıda. Ben zirveler de bulunması gereken bir korsan olacaktım. Eğer bu rakamlar güçle ilgiliyse işime gelir. Gelsinler bakalım...
İmzayı attıktan sonra sağ tarafa yönelmiş ve bir odaya varmıştım. Silahlarla dolu bir odaydı burası. Eski mızrağımı bırakmak için iyi bir fırsattı. O mızrağı attıktan sonra gözüme ilk çarpan şey ise bir bisento'ydu. Eski zamanları hatırlatmıştı bana. O silahla yakaladığım, öldürdüğüm hayvanları. Şüphe yok ki bu silah beni bu çağın zirvesine taşıyacaktı. Şu anda da bu arenanın galibi olmam için destek verecekti bana. Şimdi ise bekleme zamanı gelmişti.
İmzayı attıktan sonra sağ tarafa yönelmiş ve bir odaya varmıştım. Silahlarla dolu bir odaydı burası. Eski mızrağımı bırakmak için iyi bir fırsattı. O mızrağı attıktan sonra gözüme ilk çarpan şey ise bir bisento'ydu. Eski zamanları hatırlatmıştı bana. O silahla yakaladığım, öldürdüğüm hayvanları. Şüphe yok ki bu silah beni bu çağın zirvesine taşıyacaktı. Şu anda da bu arenanın galibi olmam için destek verecekti bana. Şimdi ise bekleme zamanı gelmişti.
Misafir- Misafir
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Elinde altın bir mızrak tutan kadının önünde kalakalmıştı Clous. Kadına değil altın mızrağa bakıyordu. "Şu mızrağı çalsam turnuvaya felan gerek kalmaz borçlarımı çıkartırım" Diye düşünüyordu.
Eve. Yine bir turnuvaya katılacaktı tüküren adam. Başka çaresi yoktu. Borçları çok fazlaydı ve artık tayfasında kesinlikle korumak istediği bir değil iki kişi vardı. Bu yüzden de ödülü para yada şeytan meyvesi olan turnuvayı gördüğü gibi gelmişti. Bu sefer Shingen'e de haber vermemişti üstelik. Geçen seferki gibi onu tehlikeye atmak istemiyordu. Bu borcu kendi sorumluluğu olarak görüyordu Clous. Gemileri Kamçı'dan kimseye habervermeden bot ile ayrılmış kürek çeke çeke varmıştı Capua
Adaya vardıktan sonra şehrin merkezinde olan arenayı bulmak da zor olmamıştı. Ve elinde altın mızrak olan kadını. İki kağıt vermişti kadın ona. Biri bişi için, değeri başka bişi için. İmzalanması geren yeri hemen imzalıyacaktı. zaten buraya geldiğine göre canı önemli değildi. Sayı yazması gereken yere de dedesinin yaşını yazacaktı. 69,5 . Hemen ardından da içeri, dövüşçülerin gideceği yere gidecekti. Aklı kadının altın mızrağında kalmıştı ama böylesine silah dolu bir odada bile o bildiğinden vazgeçmeyecekti. Onun en iyi olduğu silah çivilerdi ve yine ağzını ve ceplerini çivilerle dolduracatı.
Eve. Yine bir turnuvaya katılacaktı tüküren adam. Başka çaresi yoktu. Borçları çok fazlaydı ve artık tayfasında kesinlikle korumak istediği bir değil iki kişi vardı. Bu yüzden de ödülü para yada şeytan meyvesi olan turnuvayı gördüğü gibi gelmişti. Bu sefer Shingen'e de haber vermemişti üstelik. Geçen seferki gibi onu tehlikeye atmak istemiyordu. Bu borcu kendi sorumluluğu olarak görüyordu Clous. Gemileri Kamçı'dan kimseye habervermeden bot ile ayrılmış kürek çeke çeke varmıştı Capua
Adaya vardıktan sonra şehrin merkezinde olan arenayı bulmak da zor olmamıştı. Ve elinde altın mızrak olan kadını. İki kağıt vermişti kadın ona. Biri bişi için, değeri başka bişi için. İmzalanması geren yeri hemen imzalıyacaktı. zaten buraya geldiğine göre canı önemli değildi. Sayı yazması gereken yere de dedesinin yaşını yazacaktı. 69,5 . Hemen ardından da içeri, dövüşçülerin gideceği yere gidecekti. Aklı kadının altın mızrağında kalmıştı ama böylesine silah dolu bir odada bile o bildiğinden vazgeçmeyecekti. Onun en iyi olduğu silah çivilerdi ve yine ağzını ve ceplerini çivilerle dolduracatı.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Gazetelerde haber gözüne ilişir ilişmez adanın yolunu tutmuş ve sonunda varmıştı. Yabancı olduğu bu yerin yapılarına dalmışken, yürüdüğü yolda insanları omuz ata ata varmıştı stantların olduğu yere. Gözüne altın bir mızrak tutan kadın ilişivermişti hemen. Büyük kalabalığın arasında kendini kolayca belli ediyordu güzelliğiyle. Mızrağıysa güneşle kavuşunca göz alıcı oluyordu.
Yüzünde alaycı bir sırıtışla kadının olduğu yere doğru ilerledi. Eline bir kağıt ve kalem tutuşmuş buldu kendini. Kadın turnuva hakkında bilgiler verirken, Bacon konuya yabancı kalmış şekilde, kadının fiziğini baştan aşağı süzmekle meşguldü. Ne kadındı ama. Bu kadar kalabalık olmasa ona sahip olmayı kesinlikle deneyebilirdi.
Yarım kulak dinlediklerinden anladığı, imza atması ve sıfırla bin arası bir sayı seçmesi gerektiğiydi. Kağıdı imzaladı ve sayıyı yazması gereken yere doğru baktı. Kendisinin bin adam gücünde olduğunu inandığından "1000" yazmak uygun gelmişti ona.
Yolu takip edip silahların olduğu odaya vardığında, kafasının karışması uzun sürmemişti. Tercih hakkı çoğaldıkça karar vermekte zorlanırdı her zaman. İlk olarak kendine büyük bir oval kalkan aldı. Ardından kemerine beş adet ufak bıçak sıkıştırdı. Son olarak tek elle tutabileceği bir kılıç aldı kendine. Kendini yeterli olduğuna ikna etmek için çok zorlanmıştı, çünkü her şeyi almak istiyordu nerdeyse. Taşıyabileceği şeylerse sınırlıydı.
Yüzünde alaycı bir sırıtışla kadının olduğu yere doğru ilerledi. Eline bir kağıt ve kalem tutuşmuş buldu kendini. Kadın turnuva hakkında bilgiler verirken, Bacon konuya yabancı kalmış şekilde, kadının fiziğini baştan aşağı süzmekle meşguldü. Ne kadındı ama. Bu kadar kalabalık olmasa ona sahip olmayı kesinlikle deneyebilirdi.
Yarım kulak dinlediklerinden anladığı, imza atması ve sıfırla bin arası bir sayı seçmesi gerektiğiydi. Kağıdı imzaladı ve sayıyı yazması gereken yere doğru baktı. Kendisinin bin adam gücünde olduğunu inandığından "1000" yazmak uygun gelmişti ona.
Yolu takip edip silahların olduğu odaya vardığında, kafasının karışması uzun sürmemişti. Tercih hakkı çoğaldıkça karar vermekte zorlanırdı her zaman. İlk olarak kendine büyük bir oval kalkan aldı. Ardından kemerine beş adet ufak bıçak sıkıştırdı. Son olarak tek elle tutabileceği bir kılıç aldı kendine. Kendini yeterli olduğuna ikna etmek için çok zorlanmıştı, çünkü her şeyi almak istiyordu nerdeyse. Taşıyabileceği şeylerse sınırlıydı.
Misafir- Misafir
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Buraya gazetede okuduğum bir ilan üzerine gelmiştim. İlana göre ödülü güzel bir dövüş yapılacaktı bu adada. Mali durumumda biraz inişli çıkışlı olduğu için bu iş bana çok cazip gelmişti. Kendi gücüme ve bu arenadan zaferle ayrılacağıma güveniyordum. Bu yüzden tereddüt etmeden ilgili adaya gelip kaydımı yaptıracaktım.
2.5 günlük bir yolcuğun ardından adaya vardığımda ilk dikkatimi çeken devasa arenaydı. Sanki bütün şehir arena çevresinde kurulmuştu ve şehrin merkezide buraydı. Ayrıca ortalığı müthiş bir hengame götürüyordu. Adanın normal halimi böyleydi yoksa bu günki arena yüzünden mi böyleydi bilmiyordum ama bu büyüklükte bir arenada düzenli etkinlikler yapılacağından adanın normal halininde aşağı yukarı böyle olduğunu tahmin ediyordum.
Ada içerisinde kalabalık yüzünden ilerlemek epey zordu. Benim için ise iki kat daha zordu çünkü buradaki ortalama birinden iki kat daha uzundum ve birilerini ezmeden yürümek neredeyse imkansızdı. Arenaya vardığımda bazı stantlar görmüştüm. İnsanlar buraya gidip kayıt yaptırıyordu. Hemen bir standın sırasına girip beklemeye başlamıştım.
Yarım saat kadar bekledikten sonra sıra bana gelmişti. Yetkili kişi beni bir kaç konuda bilgilendirip bazı yerleri imzalamamı istemişti. Bende dediği gibi yapmıştım. Birde bir numara yazmamı istemişti. Numara olarak 999.99999 yazacaktım. Belirli bir aralıkta bir sayı yazmamı istemişti ama virgüllü yazamayacağımı belirtmemişti. Eğer kadın olumsuz bir tavır takınırsa yazdığım sayıyı değiştirip 1000 yazacaktım.
Gerekli işlemlerin hepsini tamamladıktan sonra içeriye girmiştim. Kendimi silah dolu bir odada bulmuştum ve söylenene göre istediğim kadar silahı yanıma alabilirdim. Kendi ekipmanlarım dışında sadece devasa bir kalkan alacaktım. Romalı askerleirn kullandığı ve tüm vücutlarını kaplayan dikdörtgen biçimli kalkanlardan kendime uygun olanını alaktım(Tower Shield).
2.5 günlük bir yolcuğun ardından adaya vardığımda ilk dikkatimi çeken devasa arenaydı. Sanki bütün şehir arena çevresinde kurulmuştu ve şehrin merkezide buraydı. Ayrıca ortalığı müthiş bir hengame götürüyordu. Adanın normal halimi böyleydi yoksa bu günki arena yüzünden mi böyleydi bilmiyordum ama bu büyüklükte bir arenada düzenli etkinlikler yapılacağından adanın normal halininde aşağı yukarı böyle olduğunu tahmin ediyordum.
Ada içerisinde kalabalık yüzünden ilerlemek epey zordu. Benim için ise iki kat daha zordu çünkü buradaki ortalama birinden iki kat daha uzundum ve birilerini ezmeden yürümek neredeyse imkansızdı. Arenaya vardığımda bazı stantlar görmüştüm. İnsanlar buraya gidip kayıt yaptırıyordu. Hemen bir standın sırasına girip beklemeye başlamıştım.
Yarım saat kadar bekledikten sonra sıra bana gelmişti. Yetkili kişi beni bir kaç konuda bilgilendirip bazı yerleri imzalamamı istemişti. Bende dediği gibi yapmıştım. Birde bir numara yazmamı istemişti. Numara olarak 999.99999 yazacaktım. Belirli bir aralıkta bir sayı yazmamı istemişti ama virgüllü yazamayacağımı belirtmemişti. Eğer kadın olumsuz bir tavır takınırsa yazdığım sayıyı değiştirip 1000 yazacaktım.
Gerekli işlemlerin hepsini tamamladıktan sonra içeriye girmiştim. Kendimi silah dolu bir odada bulmuştum ve söylenene göre istediğim kadar silahı yanıma alabilirdim. Kendi ekipmanlarım dışında sadece devasa bir kalkan alacaktım. Romalı askerleirn kullandığı ve tüm vücutlarını kaplayan dikdörtgen biçimli kalkanlardan kendime uygun olanını alaktım(Tower Shield).
Misafir- Misafir
Geri: Silah seçimi/Grup belirleme
Silahlarınızı seçmenizin ardından içeri iki tane görevli giriyor. Görevlilere baktığınızda ikiz olduklarını fark ediyorsunuz. Soldaki görevli cebinden bir kağıt çıkartıyor ve kağıtta yazanları okumaya başlıyor:
''Vince Grey
Meirin
Clous Cracher
Ayberk Çırak
Nienda Elebereth
William Bralig
Dişi Kartal
Lukas
Kaslı Joni
Asia
Siz A grubu yarışmacılarısınız. Lütfen beni takip edin.'' İsmi okunan kişiler soldaki görevlinin arkasına takılıyor ve başka bir bekleme odasına varıyorlar. Odaya geldiğinizde görevli burada yaklaşık 10 dakika bekleyeceğinizi, dövüşler başlamadan bir rakibinizi öldürürseniz diskalifiye olacağınızı söylüyor.
Soldaki görevli gittikten sonra sağdaki görevli de cebinden bir kağıt çıkarıyor.Kağıdı okumadan önce. ''Kalanlar da B grubu yarışmacıları nasılsa.Ehehe.'' diyor; fakat kimse onun bu dediğine gülmeyince ciddi bir şekilde kağıdı okumaya başlıyor.
''Bacon Grim
Allahu Akubaru
Kiyora Victoria
John Graywolf
Prenses Sorami
Cedric
Wolkerin
Hasame
Yasmin
Jeanette
İsmi okunanlar benimle gelsin.'' İsmi okunan kişiler soldaki görevlinin arkasına takılıyor ve başka bir bekleme odasına varıyorlar. Odaya geldiğinizde görevli burada yaklaşık 10 dakika bekleyeceğinizi, dövüşler başlamadan bir rakibinizi öldürürseniz diskalifiye olacağınızı söylüyor.
Out: Tutulan sayı 876 idi. Grupları belirlerken bu sayıya en yakın tahmini yapan dört kişiyi bir gruba kalan üç kişiyi de öbür gruba alacaktık. Son anda gelen iki yarışmacımızdan dolayı kalan beş kişiyi öbür gruba aldık. (Ayberk Çırak turunu yazmadığından 1 sayısını tuttuğunu kabul ettik. Ayrıca arenada kendi kullandığı silah dışında bir silaha sahip olamayacak.)
Out 2: Bu mesajdan sonra tur yazmanıza gerek yok. Yarın arenamız başlıyor!
''Vince Grey
Meirin
Clous Cracher
Ayberk Çırak
Nienda Elebereth
William Bralig
Dişi Kartal
Lukas
Kaslı Joni
Asia
Siz A grubu yarışmacılarısınız. Lütfen beni takip edin.'' İsmi okunan kişiler soldaki görevlinin arkasına takılıyor ve başka bir bekleme odasına varıyorlar. Odaya geldiğinizde görevli burada yaklaşık 10 dakika bekleyeceğinizi, dövüşler başlamadan bir rakibinizi öldürürseniz diskalifiye olacağınızı söylüyor.
Soldaki görevli gittikten sonra sağdaki görevli de cebinden bir kağıt çıkarıyor.Kağıdı okumadan önce. ''Kalanlar da B grubu yarışmacıları nasılsa.Ehehe.'' diyor; fakat kimse onun bu dediğine gülmeyince ciddi bir şekilde kağıdı okumaya başlıyor.
''Bacon Grim
Allahu Akubaru
Kiyora Victoria
John Graywolf
Prenses Sorami
Cedric
Wolkerin
Hasame
Yasmin
Jeanette
İsmi okunanlar benimle gelsin.'' İsmi okunan kişiler soldaki görevlinin arkasına takılıyor ve başka bir bekleme odasına varıyorlar. Odaya geldiğinizde görevli burada yaklaşık 10 dakika bekleyeceğinizi, dövüşler başlamadan bir rakibinizi öldürürseniz diskalifiye olacağınızı söylüyor.
- Görevliler:
Out: Tutulan sayı 876 idi. Grupları belirlerken bu sayıya en yakın tahmini yapan dört kişiyi bir gruba kalan üç kişiyi de öbür gruba alacaktık. Son anda gelen iki yarışmacımızdan dolayı kalan beş kişiyi öbür gruba aldık. (Ayberk Çırak turunu yazmadığından 1 sayısını tuttuğunu kabul ettik. Ayrıca arenada kendi kullandığı silah dışında bir silaha sahip olamayacak.)
Out 2: Bu mesajdan sonra tur yazmanıza gerek yok. Yarın arenamız başlıyor!
Kyros- Mesaj Sayısı : 156
Kayıt tarihi : 08/02/16
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz