One Piece Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Jaye Z. Miller

Aşağa gitmek

Jaye Z. Miller Empty Jaye Z. Miller

Mesaj tarafından Zachariah Paz 29 Mayıs 2016, 16:28

İsim: Jaye Z. Miller (Zac'ın babası)
Lakap: Denizin oğlu Jaye
Cinsiyet: Erkek
Yaş: 37
Irk: İnsan
Taraf: Koramiral (Emekli/Eğitmen)
Boy: 1.95
Kilo: 92
Deniz: Grand Line/NW

Görünüm:
Jaye Z. Miller Sinbad_by_tritonsan-d8lsnuu

Oğlu Zac'ın aksine, deniz mavisi saçları ve beline kadar uzanan uzun saçları vardır. Çoğu kadının kıskanacağı kadar güzel ve göze hitap eden cinstendir saçları. Yağ oranı fazlasıyla düşüktür ve kasları dikkatlice bakıldığında elbisesinin altından bile belli olmaktadır. Altına beyaz çöl yöresine ait kıyafetler giyer. Denizcilik zamanında bile tarzı aynı iken, tek farkı omuzlarına attığı uzun denizci paltosudur.

Kişilik: Jaye, ciddiyetsiz ve her şeye gülmeyi becerebilen bir tiptir. Belli başlı askerler tarafından denizcilik tarihi boyunca Koramiral rütbesine ulaşmış en şen şakrak şahıs olduğu bile söylenir. Tabii, kılıcını çekene kadar ki ruh halidir bu. Jaye, ilginç bir şekilde kılıcını kınından çektiği zaman ruh hali değişir ve aşırı ciddi, kompleks bir adama dönüşür. Ayrıca bazı rivayetlere göre kılıcını kınından çektiğinde koyu tonlarındaki göz rengi sarı olmaktadır. Bunun dışında denizlerde büyümüştür ve denizi oldukça sevmektedir. Diğer bir sevdiği şey ise adrenalindir. Ekstrem şeyleri fazlasıyla sever ve bu alanda ki bir çok rekor kendisine aittir. Nefret ettiği şeylerden biri ise, gemilerdir. Bundan ötürü yüzerek seyahat eder. Ayrıca diğer bir husus babalık duygularından olsa gerek oğluna karşı, çok ciddi bir adamdır. Yani normalde aşırı troll bir adam olan Jaye, oğluna karşı dünyanın en ciddi adamıdır.

Geçmiş:
Jaye Z. Miller Sinbad_by_tritonsan-d8lgpei

Kaptan William kara kara düşünüyordu böyle büyük bir fırtınaya nasıl yakalandığını. Oysa denize açılmadan önce bir çok kişi onu uyarmıştı büyük bir fırtınanın yaklaştığına dair. Ama o keçi inadına yenik düşüp mürettebatı ile birlikte denizlere açılmıştı. Balina avlamak için güzel bir gün olduğunu düşünüyordu, ama şimdi koca dalgaların avı olmuştu. Deniz, son yıllarda artan balina avlarına karşı hiddetlenmişti belkide, insan oğlu denizin sabrını taşırmıştı. Kaptan William, hemen karşısından kendisine doğru gelen dev dalgayı izlerken bir şey düşünmüyordu. Dalga o kadar büyüktü ki, elli metrelik gemileri küçük bir karınca gibi gözüküyordu dalganın gölgesinin altında. Yutkundu Kaptan William, gözlerini dalgadan çekip mürettabatına çevirdi. Her biri yaptıkları işi bırakmış, ellerini başlarının arasına alıp ölümün korkusuyla ölümü bekliyorlardı. Bu dalgadan kurtuluş yoktu. Bu denizin hiddetti idi.

"Beyler özür dilerim... Benim hatam. Beni uyarmalarına rağmen aç gözlülük yaptım. Eğer bir sefere daha çıkıp, geçen ki gibi büyük bir kazanç ile dönersek köşeyi döneceğimi zannettim. Bir fırtınanın bu kadar büyük olacağını düşünemedim... Affedin beni!"
Kaptan William, gözlerinden akan yaşlara engel olamadı. Kafası eğikti. Kafasını kaldırıp mürettabatındaki herhangi bir bireyin gözlerinin içine bakmaya cesareti yoktu. Kafasını usulca kaldırdığında direk dalgaya çevirdi gözlerini. Göz yaşlarının elinin tersi ile silip, tekrar tekrar baktı. O sırada bir şey gördü. Koca dalganın hemen önünde, gemilerinin biraz ilerisinde bir adam vardı. Denizin içindeydi. Şaşırdı Kaptan William, başta kendilerinden başka bir geminin üyesi olduğunu düşündü. Gemileri parçalanmış olmalıydı ve oda sağ kalan, en azından dalga onuda içine alıp götürene kadar sağ kalan insanlardan biri olmalıydı Kaptan William'a göre.

Kaptan William, umutsuzlukla dalganın o küçük adamı yutup yemesini izlemeye başladı. En azından saniyeler içerisinde olacak buydu ona göre. Gemileri dalgaya doğru usulca yaklaşırken, Kaptan William her bir saniyeden sonra adamı daha net bir şekilde görebiliyordu. Deniz mavisi saçları, iri yapısı dikkatini çekti Kaptan William'ın. O sırada göz ucuyla mürettabatına döndüğünde herkesin o adamı fark edip kendisi gibi izlemeye başladığını gördü. Fısıltıları duyabiliyordu. Çoğu iç karartıcı şeylerdi ama Kaptan William o adamda ilginç bir şeyler seziyordu. Kendi gemileri bile bu dalgaların arasında sabit durmaktan çok uzaktayken o adamın dakikalardır aynı noktada nasıl durduğunu merak ediyordu. Bir hareketlilik sezdi dümenin başından, içi kıpır kıpır oldu nedense bir an ve hemen yanı başındaki dürbünü alıp, dürbünle izlemeye başladı. Adamın bir katana çıkarttığını gördü. Ve ondan sonra, bir şey göremedi. Saniyeler içerisinde kılıç kaybolmuş ve adamın eli tekrardan suyun altına girmişti. Dürbünü usulca havaya doğru kaldırdığında, bir kaç saniye geçmişti ve gözünü kapatıp bir kere açtıktan sonra, dalganın parçalara ayrıldığını gördü. Ufak ufak parçalara, koca dalga bir patates gibi doğranmıştı. Bunu onun yapıp yapmadığını düşündü Kaptan William, o sırada adamın geminin olduğu tarafa dönüp, tam kendisine baktığı gördü. Gözleri dürbünün içinden geçip sanki kendi gözlerinin içine giriyordu. Kaptan William korkuyla düşürdü dürbünü elinden. Koca gemilerine düşen su damlaları dalgaya aitti. Kaptan William, kafasını zeminden kaldırıp yukarıya doğru kaldırdığında adamın tam başının ucunda olduğunu gördü. O an bir şey fark etti. Gözlerinin içine bakan adamın gözleri kesinlikle sarıydı şimdi ise koyu renklerde bir renk hakimdi gözlerine.

"Hey sizi lanet olası aptallar! SİZİN YÜZÜNÜZDEN KENDİ REKORUMU EGOLE EDİP, TARİH YAZMA İŞİ İPTAL OLDU. BU DALGA BENİM İÇİN BİR SERVET NİTELLİĞİNDE İDİ VE SİZ NEREDEN ÇIKTIĞI BELLİ OLMAYAN APTALLAR YÜZÜNDEN KENDİ SERVETİMİ DOĞRAMAK ZORUNDA KALDIM. HEY BABALIK, SÖYLESENE BANA BİR DAHA BÖYLE BİR DALGA KAÇ YÜZYIL SONRA GELİR, HA SÖYLESENE?" Mavi saçlı adam konuştuğu zaman, tüm mürettebat ürktü bir an. Adam gülerek bağırıyordu. Sözleri öfke doluydu ama yüz ifadesi mutlu bir adama aitti.

Kaptan William, ürkerek ayağı kalktı ve: "Se-sen kimsin?" diye mırıldanabildi anca. Mavi saçlı adam tüm gemide yankılanacak bir kahkaha patlattı. O sırada kara bulutlar dağılıyor ve güneş tekrardan ortaya çıkıyordu. "TABİ Kİ DE DENİZİN OĞLU JANE SENİ APTAL HERİF, TANIMIYOR MUSUN BENİ?"

Kaptan William, bir kaç saniye düşündükten sonra aniden sıçradı yerinden. Bu ismi hatırlıyordu. Otuzlu yaşlarında iken, bu isimde bir çocuğun şuan ki kadar büyük olmasada yine bu civarlarda ortaya çıkan büyük bir dalga için adalarına ayak bastığını hatırlıyordu. O dalga ile sörf yapıp, rekor kırmak isteyen o çocuğu kesinlikle hatırlıyordu. Ve şimdi o adam, daha büyüğü için gelmiş olmalıydı. Her şeyi şimdi anlayabiliyordu Kaptan William.

"O zamanlar on altılı yaşlarda bir çocuktun. Şimdi bayağı büyümüşsün... Yirmili yaşlarda olmalısın." diye söylendi Kaptan William. Yüzünü sildi ve saçlarını düzeltti.

"SANANE BE ADAM, SENİN YÜZÜNDEN REKORUMU EGOLE EDEMEDİM. OĞLUMUN DOĞUMUNUN ŞEREFİNE BU DALGA İLE SAVAŞACAKTIM."
Diye haykırdı tekrardan. "Aman neyse, ben kaçar hadi. Gideyim dünyanın en büyük dağına falan tırmanayım bari, oğlumu şereflendirmem lazım. Oğluma bir baba olarak iyi hatıralar bırakmam lazım."

Mavi saçlı adam, aniden denize atladığında Kaptan William dahil tüm mürettebat korkuluklara doğru koştu. Gerçektende böyle tehlikeli denizlerde yüzerek seyahat edecek kadar çılgın bir adamın varlığından haberdarlardı. O an Kaptan William'ın aklına bir şey dank etti. Vakti zamanında gemilerden nefret eden, genelde geminin yanında yüzerek seyahat eden bir denizci duymuştu. O bu adam olabilir miydi? O mavi saçlar, o çılgın yapı... Emindi kesinlikle o bu adamdı. Koramiral Jaye Z. Miller...

10 gün sonra, bilinmeyen bir adanın bilinmeyen bir karargahında...

"Evladım sen aptal mısın?" Yaşlı adam hiddetle elini masaya vurdu. Sinirden yüz hatlarında çıkan damarlar ürkütücüydü ama buna rağmen Denizin Oğlu Jaye esneyip duruyordu. "Sana o kadar dedik bu görev gizlilikle yapılacak ama sen bir haber sonrası acelen olduğunu söyleyip yüzerek adaya önden varmış ve tek başına tüm düşmanları yenip ortadan kaybolmuşsun. Sonradan duyuyoruz ki, doğuda bir yerde ortaya çıkıp koca bir dalgayı parçalara bölüyorsun. LAN OLUM SEN ADAM OLMAYACAK MISIN?"


"İyide efendim, esasında görev yerine getirildi yani. Hem oğlum dünyaya geldi, onu şereflendirmem lazımdı." diye mırıldandı Jaye. Sözüne tam devam edecekti ki, yaşlı adamın kaşlarını çatması ile bundan vazgeçti.

"Oğlun mu? Sen ne ara evlendin lan?"
Diye çıkıştı yaşlı adam.

"9 ay önce mi ne efendim."
diye basitçe cevap verdi Jaye.

"LAN OLUM 9 AY ÖNCE EVLENDİĞİNDEN NİYE HABERİMİZ YOK!"

Jaye mahçup bir şekilde elini ensesine doğru götürüp, aptalca sırıttıktan sonra. "Aslına bakarsanız unutmuşum, eheheheh"

"Çık dışarı Jaye."
bitkin bir şekilde konuştu yaşlı adam.

"Aslında söylemek istediğim bir şey vardı efendim."

"JAYE ÇIK DIŞARI OLUM, ÇILDIRTMA ÇIK LAN GÖZÜM GÖRMESİN SENİ!"

Jaye çaresiz bir şekilde arkasını döndü ve kapıya doğru yürümeye başladı. İstifasını vermeyi düşünüyordu ama şimdi söylerse buradan emeklisi değil, ölümü çıkar gibiydi. Omuz üstünden dönüp son bir kez daha yaşlı adama baktı kapıyı açmadan önce. O sırada yaşlı adam hâlâ Jaye'nin dışarı çıkmadığını görünce oturduğu sandalyeyi elleri arasına alıp kapıya doğru fırlattı. Jaye sandalye kendisine çarpmadan önce can havli ile kapıyı açıp çıktığında, koşar adım kaçıyordu bir Koramirele yakışmayacak cinste.

Out: Genel olarak tam bir geçmişi anlatmaktansa, kesit kesit anı anı olarak Jaye'nin maceralarını yazmayı düşünüyorum. Nereye yazacaksın diye soracak olursanız, sanat kısmına. Boş vakit buldukça Jaye'nin maceralarını anlatacağım ve okuyanlar, en azından merak edenler yapboz parçası gibi okuduklarından Jaye'nin geçmişini ortaya çıkartacaklar. Şimdiden iyi okumalar, iyi eğlenceler.
Jaye Z. Miller Sinbad_by_tritonsan-d8lgpat

Fiziksel Statlar:
Güç: ?
Hız: ?
Dayanıklılık: ?
Farkındalık: ?

Dövüş Yeteneği:

Tekniğin Adı: Zachariah'ın Z'si
Tekniğin Puanı: ?
Açıklaması: Zachariah soyundan gelenler hızlı insanlar o olduğu için Katana ile yaptıkları hamleler genel olarak güçlü kesici hamleler yerine hızlı ve seri hamlelerden oluşmaktadır. Bundan ötürü rakibi direk öldürmek yerine bir dövüş sırasında sabırlı bir şekilde rakibinin vücudunun belli belirsiz yerlerine attıkları hızlı hızlı kesikler ile rakibi yavaşça güçten düşürüp her şey son bir hamleye geldiğinde öldürücü yada duruma göre yaralayıcı bir son darbe ile işi bitirme üzerine kurulu bir tekniktir.


Alt Dallar:
Teknik: ?
Yetenek: ?
Yan Stil: ?
Mod: ?
Özel Stil: ?

Meslekler:

Meslek Adı: Kaptanlık
Mesleğin Aşaması: ?
Puan: ?
Zachariah
Zachariah

Mesaj Sayısı : 111
Kayıt tarihi : 22/01/16
Nerden : Logetown

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz