Kasa No Kage [Nienda Elebereth]

**West Blue Anlatıcı** Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/01/16

Sadaharu ile çimlerde yuvarlanma faslın bitiyor sonunda. Onu o kadar çok seviyorsun ki yanında götürmek istiyorsun. Ayağı kalktığınızda bacaklarına sürtünüp kuyruğunu sallamasından onun da seni sevdiğini anlıyorsun. Şemsiyen elinde, neşeyle limana doğru yürürken insanlar garip ve bir o kadar da komik bakışlar atıyor size. Köpeğin herkesin ilgisini çekmiş durumda, öyle ki bembeyaz tüyleri ve özellikle devasa boyutu ile dikkat çekmeyecek gibi değil. Limana doğru yaklaşırken demir atmaya hazırlanan büyük bir gemi görüyorsun.

Hava birden kapanıyor, yüzünü okşayan güneşin önünü kara bulutlar kaplıyor, arkandan esen ılık rüzgar ise yerini şiddetli bir soğuk esintiye bırakıyor. Havanın durumundan biraz sonra yağmurun başlayacağını anlamak hiç de zor değil. Limana 200 metre kadar kalmışken yağmura yakalanmamak için Sadaharu'nun üstüne biniyorsun. Sadaharu koşuşuna başladığı sırada bardaktan boşalırcasına yağmaya başlayan yağmur da beraberinde geliyor. Neyse ki yanından hiç ayırmadığın şemsiyen işinizi görebilir.

Limana ulaştığınızda büyük gemiye koşuşturan insan topluluğu ile karşılaşıyorsun. Hızlanan yağmurun etkisiyle herkes ıslanmamak için ceketini, şapkasını ya da çantasını başının üstünde tutuyor. İskeledeki kumaş kasalarını zarar görmeden gemiye taşımak isteyen görevliler de haliyle telaş içinde. Sadaharu'nun üstünden inip gemiye doğru yaklaşmaya başlıyorsun. Birkaç adım attığında gemiyi iskeleye bağlayan merdivenlerin önünde siyah bir şemsiye tutan bir kadın duruyor. Şişman, dudak kenarında küçük siyah bir nokta olan bu kadının görevli olduğunu düşünüp hemen yanına yaklaşıyorsun. Bilet fiyatlarını sorduğunda kadın Sadaharu'ya bakıp "Ne kadar tatlı bir köpeğin var! Ama yine de içerideki insanların tepkisine dikkat et. Köpeğinden hoşlanmayabilirler." diyor. Kadının köpeğini sorun edip sana bilet vermeme ihtimalini düşündüğün sırada tekrar konuşmaya başlıyor. "İkinizin de kalabileceği bir kamara elbet vardır. Güverteye nadiren çıkarsınız, sorun kalmaz... Haydi ıslanmayın! Yağmur şiddetl...." Kadının sözlerini bir gök gürültüsü bölüyor birden. Sadaharu'nun irkilip havlamaya başladığını görüyorsun. Kadın telaşla mavi bir kağıt uzatıyor sana. Üzerinde 30k yazdığını görüyorsun. Eğer istersen hızla paranı ödeyip doğrudan gemiye girebilirsin ya da akşamüstü gelecek olan diğer gemiyi bekleyebilirsin.

tarafından Misafir Perş. 28 Nis. 2016, 21:48

Güneş tenimi ısıtıyordu. Kuşlar cıvıldamaya başlamış, gecenin keskin soğuğu yerini ılık bir esintiye bırakmıştı. Çimlerin üstünde kocaman köpeğim ile oynuyorduk. Bir süre oynaştıktan sonra çimlerden kalktık. Etraftaki insanların garip bakışlarına aldırmadan limana doğru yola koyulduk. O sırada hava ciddi manada kararmaya başladı. Günlük güneşlik hava birden bire kapalı, karamsar bir hal aldı. Yağmurun geleceği çok açıktı.

Önümüzdeki yolu hızlı gidebilmek adına Sadaharu'nun üstüne bindim. Yağmur damlalarını hissettiğim gibi de şemsiyemi açıp Sadaharu'nun en azından başını koruyacak şekilde tuttum. Gerçi yağmur damlası demek doğru muydu bilemiyorum, çünkü resmen gök delinmiş gibiydi. Yağmurun şiddetinden dolayı insanların üstü başı batmıştı, belli ki beklenmeyen bir sağanaktı bu.

Limana iyiden iyiye yaklaşmıştık, ilerideki büyük gemi bir yolcu gemisi olmalıydı. Bir süre daha Sadaharu'nun üstünde geçirdiğim yol kısa sürede bitti. Limana ulaşmıştık, insanlar koştura koştura gemiye doğru ilerliyordu. Gemiye taşınan erzakları taşıyan görevliler de gözüme çarpmıştı. Sadaharu'nun üstünden inip gemi görevlisi olduğunu düşündüğüm kadına doğru ilerledim.

Şişman kadın köpeğime bakıp çok tatlı bir köpeğe sahip olduğumu, ama içerideki insanların tepkisi konusunda dikkatli olmam gerektiğini söyledi. O anda bana bilet vermeyecek diye geçirdim içimden. İçeridekiler elit kesimden olabilirdi ve Sadaharu nedeniyle içeri alınmayabilirdim. Ama kadın hemen ardından konuşmaya başladı; "İkinizin de kalabileceği bir kamara elbet vardır. Güverteye nadiren çıkarsınız, sorun kalmaz... Haydi ıslanmayın! Yağmur şiddetl...." Gök gürültüsü nedeniyle sözü kesilmişti kadının. Huysuzlanmaya başlayan Sadaharu'nun başını okşadım. Hemen sonra gülümseyerek kadına döndüm ve bana uzattığı mavi kağıdı elime aldım. Bilet olmalıydı, 30k yazıyordu üzerinde. "Yok anasının..." diye içimden saydıracağım sırada buna ne zamanım ne de imkanımın olmadığını farkettim. Hem param da vardı, yani pek sorun olmazdı herhalde.

Kadına parayı uzatıp Sadaharu ile birlikte gemiye ilerleyecektim. Gemiye girdiğimizde ilk işim bir görevli bulup kamaramızın yerini öğrenmek olacaktı.

tarafından West Blue Anlatıcı C.tesi 30 Nis. 2016, 17:23

Kadına parayı uzattıktan sonra köpeğinle beraber merdivenlere yöneliyorsun. Sadaharu'nun yavaş yavaş merdivenleri çıkışının ardından sonunda gemiye adım atıyorsunuz. Üstü kapalı, yan tarafı açık olan bir koridor karşılıyor sizi. Herkesin ilerlediği yoldan ilerleyip üç dakika kadar yürüyorsunuz. Duvarlarında birçok insanın portesi asılı. Yağmurun etkisiyle hırçınlaşan dalgalar kocaman gemiyi biraz da olsa sallayabiliyor. Koridor bitiminde güverteye gelmiş olduğunu fark ediyorsun.Yağmur hemen hemen yeni başladığından dolayı güvertede oturan insanların hızla geminin kapalı bölümlerine doğru geçiş yaptıklarını görüyorsun. Gemi halkının genellikle Wilwarin'in zanaatkâr zümresinde bulunan insanlardan oluştuğunu söylemek de yanlış olmaz. Koridorda senle beraber yürüyen insanların bir kısmının sol tarafta kalan merdivenlere yöneldiğini görüyorsun. Diğer kısmı ise yukarıya çıkan sağ taraftaki merdivenlere yöneliyor. Sağ tarafın büyük, kapalı bir salon benzeri bir yer olduğunu görebiliyorsun. Aşağı inen merdivenlerin başında iki görevli var. Dilersen bu görevlilerden kamara ve diğer meseleler için yardım alabilirsin ya da sağ taraftaki merdivenlerden çıkıp gemi ahalisi ile beraber oturabilirsin.

Sol taraftaki merdivenlerin başındaki görevliler:

Spoiler:

Spoiler:

Kasa No Kage [Nienda Elebereth]

Kasa No Kage [Nienda Elebereth]

Geri: Kasa No Kage [Nienda Elebereth]

Geri: Kasa No Kage [Nienda Elebereth]