Forever Elizabeth [Elbis]
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
2 sayfadaki 2 sayfası
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Geri: Forever Elizabeth [Elbis]
İyice düşünüp taşındıktan sonra en iyi planın korsanlarla işbirliği yapmak olduğuna karar veriyorsun. Sen kısmen güvenli bir yerde otururken çevrendeki herkes ise çok büyük bir telaşla etrafta bir şeyler yapıyor. Kimi düşebilecek eşyaları sabitliyor, kimi kalan iki yelken direği ile uğraşıyor, kimi ise etrafta korkmuş bir şekilde amaçsızca dolaşıyor. Bunların yanında birde senin gibi bekleyenler var. Evet, tek bekleyen sen değilsin. Senin dışında üç kişi daha bir yerlere sinmiş bekliyor.
Sen boş boş beklerken bir kaç kişi sana göz ucuyla bakıyor. Bakışlarında bir suçlama hissetsende senle fazla ilgilenmeyip yaptıkları şeylere devam ettikleri için pek umrunda olmuyor.
Gemiye yapılan top ateşleri gittikçe artıyıyor. Hala ikinci bir isabetli atış olmasa bile suya düşen gülleler zaten suya düşen direk yüzünden dengesini kaybetmiş gemiyi iyice sallıyor. Çevrene baktığında hala düşmanları göremiyorsun.
Bir kaç dakikanın ardından ufukta günün ilk ışıkları gözükmeye başlıyor. Bu sayede sağdan gemiye saldıranları görebiliyorsun. Gördüğün şey seni şoka uğratıyor. Çünkü bu sıradan bir korsan gemisi değildi. Bu sizin köye saldıran ve senin kaçmana fırsat sağlayan gemiydi. Bu arada ise gün ışığının avatanjını kullanan bir sen olmuyorsun. Korsan gemisinden ateşlenen bir gülle, top mevzilerine çarpıp orayı darma duman ettikten sonra diğer taraftan çıkıp suya düşüyor. O anda fark ediyorsun ki onlarin topları sizinkine kıyasla aşırı derecede güçlü.
Sen boş boş beklerken bir kaç kişi sana göz ucuyla bakıyor. Bakışlarında bir suçlama hissetsende senle fazla ilgilenmeyip yaptıkları şeylere devam ettikleri için pek umrunda olmuyor.
Gemiye yapılan top ateşleri gittikçe artıyıyor. Hala ikinci bir isabetli atış olmasa bile suya düşen gülleler zaten suya düşen direk yüzünden dengesini kaybetmiş gemiyi iyice sallıyor. Çevrene baktığında hala düşmanları göremiyorsun.
Bir kaç dakikanın ardından ufukta günün ilk ışıkları gözükmeye başlıyor. Bu sayede sağdan gemiye saldıranları görebiliyorsun. Gördüğün şey seni şoka uğratıyor. Çünkü bu sıradan bir korsan gemisi değildi. Bu sizin köye saldıran ve senin kaçmana fırsat sağlayan gemiydi. Bu arada ise gün ışığının avatanjını kullanan bir sen olmuyorsun. Korsan gemisinden ateşlenen bir gülle, top mevzilerine çarpıp orayı darma duman ettikten sonra diğer taraftan çıkıp suya düşüyor. O anda fark ediyorsun ki onlarin topları sizinkine kıyasla aşırı derecede güçlü.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Forever Elizabeth [Elbis]
Ayakta dikilirken kendisinin dışında hiçbir şey yapmayan başka üç kişi daha gördü. Onların da kendisi gibi gerçek mürettebattan olmayabilecekleri aklına geldi. Sonuç olarak koskoca denizde geminin rast geldiği tek kişi kendisi olmayabilirdi. Merak ediyor ve orada bulunan üç kişiye dönerek “Siz neden hiçbir şey yapmıyorsunuz? Ölmeye razı mısınız?“ diye sordu.
Bu sırada top atışları yoğunlaşıyordu. Her ne kadar ikinci bir top henüz isabet etmemiş olsa da şu anki durumun bile ne kadar içler acısı olduğunu düşündükçe ölme korkusundan kendinden geçiyordu. İşin sonunda ölme ihtimali vardı çünkü.
Havanın hafiften aydınlanmasıyla ufukta bir korsan gemisinin olduğunu fark etti. Ve daha dikkatli baktığında ise bunun kendi köyüne saldıran korsanların gemisi olduğunu anladı. Şaşırdı fakat sonrasında ise minnettarlık duyduğunu hissetti. Ne de olsa özgürlüğünü onlara borçluydu. O boktan hayattan onların sayesinde kurtulabilmişti.
Acaba gemilerinde kendi köyünden esirler var mıydı? Onlarlar tekrardan mı karşılaşacaktı? “Peşimi bi’ bırakmadılar gitti amına kodumun halkı.” diye yakındı. Tabii karşılaşacağı tek seçenek bu değildi. Korsanlar kendisini öldüre de bilirdi. Hatta öldürmeyip kendi halkının arasına esir diye de atabilirlerdi. “Aman sikimde değil onlar ile tekrar karşılaşmak, bekleyip göreceğiz ne bok olacağını.” Aslında bir nebze de olsa halkının tepkisini merak etmiyor değildi.
Bir topun güverteyi delip geçmesi ile ödü bokuna karıştı tekrardan. “Burada mı öleceğim lan!” diye bağırdı fakat bunun nafile olduğunu da biliyordu. Sakince beklemeye karar verdi, kaderi başkalarının elindeydi ve kaderine razı olmaktan başka şansı yoktu.
Bu sırada top atışları yoğunlaşıyordu. Her ne kadar ikinci bir top henüz isabet etmemiş olsa da şu anki durumun bile ne kadar içler acısı olduğunu düşündükçe ölme korkusundan kendinden geçiyordu. İşin sonunda ölme ihtimali vardı çünkü.
Havanın hafiften aydınlanmasıyla ufukta bir korsan gemisinin olduğunu fark etti. Ve daha dikkatli baktığında ise bunun kendi köyüne saldıran korsanların gemisi olduğunu anladı. Şaşırdı fakat sonrasında ise minnettarlık duyduğunu hissetti. Ne de olsa özgürlüğünü onlara borçluydu. O boktan hayattan onların sayesinde kurtulabilmişti.
Acaba gemilerinde kendi köyünden esirler var mıydı? Onlarlar tekrardan mı karşılaşacaktı? “Peşimi bi’ bırakmadılar gitti amına kodumun halkı.” diye yakındı. Tabii karşılaşacağı tek seçenek bu değildi. Korsanlar kendisini öldüre de bilirdi. Hatta öldürmeyip kendi halkının arasına esir diye de atabilirlerdi. “Aman sikimde değil onlar ile tekrar karşılaşmak, bekleyip göreceğiz ne bok olacağını.” Aslında bir nebze de olsa halkının tepkisini merak etmiyor değildi.
Bir topun güverteyi delip geçmesi ile ödü bokuna karıştı tekrardan. “Burada mı öleceğim lan!” diye bağırdı fakat bunun nafile olduğunu da biliyordu. Sakince beklemeye karar verdi, kaderi başkalarının elindeydi ve kaderine razı olmaktan başka şansı yoktu.
Misafir- Misafir
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
2 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz