Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
3 sayfadaki 3 sayfası
3 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Rayl hızla sarhoşa ilerledi ve onu omzundan tuttuğu gibi sertçe kendine çevirdi. Yakasından tuttuğu gibi havaya kaldırdı onu ve; “Ne yaptığını sanıyorsun seni lanet sarhoş bunak, sana uzanan elin üstüne kustuğun yetmezmiş gibi birde umursamaz tavırların sinirlerime dokunuyor.” dedi. İhtiyar güldü; “Amma tahammülsüzmüşsün be genç dostum. Özür dilerim, dandik kıyafetlerinin masrafını ben karşılarım. Gücünü böyle şeyler için harcama, kazanacağın para için sakla. Kızımı o haydutların elinden kurtarırsan sana iki milyon veririm. Şimdi bırak beni de şurada oturan kederli eşime gidelim, seni görüp umutlansın ve hüznü dinsin biraz..” dedi. Rayl ihtiyarın gülüşü ve özürü karşısında biraz sakinledi ve adamı yavaşça yere bıraktı. O sırada Kiyoranın kendisine bağırdığını duydu. Güvertede başka bir kadınla beraber dururlarken, kendisini görmüş ve panik yapmış gibiydi. Sakinlemiş olan Rayl bundan sonra sakince ihtiyarı dinleyecekti ve gemiden inene kadar başına başka saçmalıklar gelmemesini umut ederek dinlenecekti.
Misafir- Misafir
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Sesin geldiği yöne doğru baktığında Kiyora, seslenen adamın arkasında sinirli ve üstü başı batmış haldeki Rayl'i gördü. Rayl ihtiyarı yakasından tutup havaya kaldırdı. Kiyora neler olduğunu merak ediyordu. Rayl neden sinirlenmiş olabilirdi?
Mia ve Kiyora, Rayl ile ihtiyarın yanına doğru yürümeye başladılar. Kiyora adımlarını hızlandırıp, Rayl'e doğru giderken Rayl adamı yere bırakacaktı. "Rayl!" diye bağıracaktı Kiyora, endişeli.
Kiyora, adaya varana kadar bu çift ile ilgileneceklerini düşünüyordu.
Mia ve Kiyora, Rayl ile ihtiyarın yanına doğru yürümeye başladılar. Kiyora adımlarını hızlandırıp, Rayl'e doğru giderken Rayl adamı yere bırakacaktı. "Rayl!" diye bağıracaktı Kiyora, endişeli.
Kiyora, adaya varana kadar bu çift ile ilgileneceklerini düşünüyordu.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Rayl sarhoşu yakasından kaldırmış bir şeyler söylerken Kiyora bağırdı kadının ardından gelirken. Rayl sakinleşerek adamı yere bıraktı. Kadın şaşkınca kocasına yönelip yakasını düzeltti, parmaklarını saçlarında gezdirdi ve yanağına bir öpücük kondurdu. Küçük bir çocukla ilgilenir gibiydi kadın, gözleri şefkatle bu savsak adama bakıyordu onunla ilgilenirken. Derken adam da olduğu yerde biraz silkelenip daha da kendine gelmeyi denedi ve o da şefkatli karısının yanağını hafifçe öptü. Sonra Rayl’e döndü Kiyora’yı başıyla hafifçe göstererek, “Sanırım berabersiniz” dedi ve cevabını bile beklemeden, eşinin koluna girerek masaya doğru yürümeye başladı. Giderken kızıl kafaları da davet etmişti.
Herkes masaya kurulduğunda, ihtiyar konuşmaya başladı: “Mektubunda yazdığına göre Moune adasındaymış. Buralara oldukça uzaktır, Bertha’nın üçüncü durağı orası olacak. Doğudaki asayişsiz küçük adalardan biridir, zamanında ipek götürürdü gemilerim oraya. Çok kez korsan saldırısına uğradı gemiler, limanda çok kez mallar çalındı. Eğer bize yardım etmeyi kabul ederseniz, epey tehlikeli insanlara bulaşacağınızı bilmelisiniz. Kızımın mektupta bahsettiği çetenin ismi Mavi Yılanlar, Moune’de epey etkilidirler. Kumarhaneler, tavernalar, hanlar işletirler, haraç keserler, soygun yaparlar. Son duyduğumda üye sayıları yüzleri bulmuştu. Adada, başlarında bir çavuşla duran bir avuç denizci onlara yetmiyor ve çoğu kez görmezden geliyorlar. Yerel yönetimin polisleri de çok karışamaz onlara. Patronlarının ada meclisinde birçok adamı olduğundan haberdarım. Kızım çok acı şeyler yazmış. O serseri de çeteye katılmış, bir süre sonra kızım ayrılmak istediğinde de buna engel olmuş. Şimdi kızım şehirdeki bir tavernada çalıştırılıyor…” Adam bir an durdu, gözlerinde belirgin bir öfke yükselmeye başladı. Sıradaki cümlelerine dişlerini sıkarak devam etti, “Fahişelik bile yaptırıyorlar… Geceleri çalıştığı tavernanın üst katındaki odasında kalıyor, onun gibi köle edilmiş birkaç kız ve sayıları değişen çete üyeleriyle. O serseri de kumarhanedeymiş sanırım. Lanet olası, onu kendi ellerimle öldüreceğim!” yumruğunu masaya vurup porselen fincanların şakırdamasına neden oldu adam. “… Moune’de bir büyük şehir ve birkaç kasaba vardır. Şehrin nüfusu yüz bin civarındaydı. Mavi Yılanlar o şehirde epey etkilidirler, her yerde bağlantıları bulunur ve bazen, açıkça öldürmekten de çekinmezler. Şehri yöneten küçük meclisten birkaç kişi onlarda rüşvet alarak kolaylık sağlar. Başlarda ben de rüşvet verip bu işi halletmeyi düşünüyordum, ancak çok riskliydi. Şehre neredeyse tamamen hakim adamlar beni ve güzel karımı da öldürüp her şeyimizi alabilirdi. Sizle tanışana dek niyetim oradan birkaç adam kiralayıp kızımı kaçırmaktı. Eğer sizin gibi profesyoneller bu işe el atarsa en azından biraz daha rahatlamış olurum. Kabul eder ve başarırsanız size iki milyon veririm ve benden isteyeceğiniz her türlü yardımı da yaparım…” Adam sözlerini bitirip iki gence bakındı, net bir cevap bekliyordu. Olumlu yanıt alınca adaya gidene dek geçecek bir haftada planlar üzerine tartışacak ve kızının kurtarılmasını sağlamak için en iyisini düşünecekti. Adaya vardıklarında ise bu genç avcıların işlerini yapmasına izin verecekti.
Herkes masaya kurulduğunda, ihtiyar konuşmaya başladı: “Mektubunda yazdığına göre Moune adasındaymış. Buralara oldukça uzaktır, Bertha’nın üçüncü durağı orası olacak. Doğudaki asayişsiz küçük adalardan biridir, zamanında ipek götürürdü gemilerim oraya. Çok kez korsan saldırısına uğradı gemiler, limanda çok kez mallar çalındı. Eğer bize yardım etmeyi kabul ederseniz, epey tehlikeli insanlara bulaşacağınızı bilmelisiniz. Kızımın mektupta bahsettiği çetenin ismi Mavi Yılanlar, Moune’de epey etkilidirler. Kumarhaneler, tavernalar, hanlar işletirler, haraç keserler, soygun yaparlar. Son duyduğumda üye sayıları yüzleri bulmuştu. Adada, başlarında bir çavuşla duran bir avuç denizci onlara yetmiyor ve çoğu kez görmezden geliyorlar. Yerel yönetimin polisleri de çok karışamaz onlara. Patronlarının ada meclisinde birçok adamı olduğundan haberdarım. Kızım çok acı şeyler yazmış. O serseri de çeteye katılmış, bir süre sonra kızım ayrılmak istediğinde de buna engel olmuş. Şimdi kızım şehirdeki bir tavernada çalıştırılıyor…” Adam bir an durdu, gözlerinde belirgin bir öfke yükselmeye başladı. Sıradaki cümlelerine dişlerini sıkarak devam etti, “Fahişelik bile yaptırıyorlar… Geceleri çalıştığı tavernanın üst katındaki odasında kalıyor, onun gibi köle edilmiş birkaç kız ve sayıları değişen çete üyeleriyle. O serseri de kumarhanedeymiş sanırım. Lanet olası, onu kendi ellerimle öldüreceğim!” yumruğunu masaya vurup porselen fincanların şakırdamasına neden oldu adam. “… Moune’de bir büyük şehir ve birkaç kasaba vardır. Şehrin nüfusu yüz bin civarındaydı. Mavi Yılanlar o şehirde epey etkilidirler, her yerde bağlantıları bulunur ve bazen, açıkça öldürmekten de çekinmezler. Şehri yöneten küçük meclisten birkaç kişi onlarda rüşvet alarak kolaylık sağlar. Başlarda ben de rüşvet verip bu işi halletmeyi düşünüyordum, ancak çok riskliydi. Şehre neredeyse tamamen hakim adamlar beni ve güzel karımı da öldürüp her şeyimizi alabilirdi. Sizle tanışana dek niyetim oradan birkaç adam kiralayıp kızımı kaçırmaktı. Eğer sizin gibi profesyoneller bu işe el atarsa en azından biraz daha rahatlamış olurum. Kabul eder ve başarırsanız size iki milyon veririm ve benden isteyeceğiniz her türlü yardımı da yaparım…” Adam sözlerini bitirip iki gence bakındı, net bir cevap bekliyordu. Olumlu yanıt alınca adaya gidene dek geçecek bir haftada planlar üzerine tartışacak ve kızının kurtarılmasını sağlamak için en iyisini düşünecekti. Adaya vardıklarında ise bu genç avcıların işlerini yapmasına izin verecekti.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Rayl adamı bıraktıktan sonra bir kadının yaklaştığını gördü. Kadın, ihtiyarın yakasını düzelttikten sonra şevkat gösterir gibiydi. Daha sonra adam silkelenip Kiyorayı kastederek “Sanırım berabersiniz” dedi ve masaya doğru yöneldi. Rayl ''Ne kadar vurdumduymaz ve aptal bir adam'' diye düşündü.
Masaya geçildikten sonra adam anlatmaya başladı; “Mektubunda yazdığına göre Moune adasındaymış. Buralara oldukça uzaktır, Bertha’nın üçüncü durağı orası olacak. Doğudaki asayişsiz küçük adalardan biridir, zamanında ipek götürürdü gemilerim oraya. Çok kez korsan saldırısına uğradı gemiler, limanda çok kez mallar çalındı. Eğer bize yardım etmeyi kabul ederseniz, epey tehlikeli insanlara bulaşacağınızı bilmelisiniz. Kızımın mektupta bahsettiği çetenin ismi Mavi Yılanlar, Moune’de epey etkilidirler. Kumarhaneler, tavernalar, hanlar işletirler, haraç keserler, soygun yaparlar. Son duyduğumda üye sayıları yüzleri bulmuştu. Adada, başlarında bir çavuşla duran bir avuç denizci onlara yetmiyor ve çoğu kez görmezden geliyorlar. Yerel yönetimin polisleri de çok karışamaz onlara. Patronlarının ada meclisinde birçok adamı olduğundan haberdarım. Kızım çok acı şeyler yazmış. O serseri de çeteye katılmış, bir süre sonra kızım ayrılmak istediğinde de buna engel olmuş. Şimdi kızım şehirdeki bir tavernada çalıştırılıyor…” Buradan sonra adamın sinirlendiği anlaşılabiliyordu ve devam etti; “Fahişelik bile yaptırıyorlar… Geceleri çalıştığı tavernanın üst katındaki odasında kalıyor, onun gibi köle edilmiş birkaç kız ve sayıları değişen çete üyeleriyle. O serseri de kumarhanedeymiş sanırım. Lanet olası, onu kendi ellerimle öldüreceğim!” Sertçe masaya vuran adam; “… Moune’de bir büyük şehir ve birkaç kasaba vardır. Şehrin nüfusu yüz bin civarındaydı. Mavi Yılanlar o şehirde epey etkilidirler, her yerde bağlantıları bulunur ve bazen, açıkça öldürmekten de çekinmezler. Şehri yöneten küçük meclisten birkaç kişi onlarda rüşvet alarak kolaylık sağlar. Başlarda ben de rüşvet verip bu işi halletmeyi düşünüyordum, ancak çok riskliydi. Şehre neredeyse tamamen hakim adamlar beni ve güzel karımı da öldürüp her şeyimizi alabilirdi. Sizle tanışana dek niyetim oradan birkaç adam kiralayıp kızımı kaçırmaktı. Eğer sizin gibi profesyoneller bu işe el atarsa en azından biraz daha rahatlamış olurum. Kabul eder ve başarırsanız size iki milyon veririm ve benden isteyeceğiniz her türlü yardımı da yaparım…” dedi ve konuşmasını bitirdi.
Rayl kızın duruma üzülmüştü ve adama olan öfkesi biraz daha azalmıştı. Bütün adayı ele geçirmiş bir çete vardı. Zor bir işti ve ''İki milyona değer mi?'' diye sorguladı kafasında. İhtiyardan daha çok destek bekliyordu iki kişi için oldukça zor bir görevdi. Ama genel anlamda aklına yatmıştı. ''Benim için uygun.'' dedi. Kiyoraya bakarak onun da yanıtını duymak istedi. Kabul ederse adamdan daha fazla destek talep edecekti. ''Koca adaya iki kişi yetmez ihtiyar, ada dışından ufak bir ekip daha toplamalısın. Bize daha fazla bilgi ve içeri sızmak için açık kapı yaratmalılar. İki kişi göğüs göğüse savaşmak intihar olur ancak. '' diyecekti.
Masaya geçildikten sonra adam anlatmaya başladı; “Mektubunda yazdığına göre Moune adasındaymış. Buralara oldukça uzaktır, Bertha’nın üçüncü durağı orası olacak. Doğudaki asayişsiz küçük adalardan biridir, zamanında ipek götürürdü gemilerim oraya. Çok kez korsan saldırısına uğradı gemiler, limanda çok kez mallar çalındı. Eğer bize yardım etmeyi kabul ederseniz, epey tehlikeli insanlara bulaşacağınızı bilmelisiniz. Kızımın mektupta bahsettiği çetenin ismi Mavi Yılanlar, Moune’de epey etkilidirler. Kumarhaneler, tavernalar, hanlar işletirler, haraç keserler, soygun yaparlar. Son duyduğumda üye sayıları yüzleri bulmuştu. Adada, başlarında bir çavuşla duran bir avuç denizci onlara yetmiyor ve çoğu kez görmezden geliyorlar. Yerel yönetimin polisleri de çok karışamaz onlara. Patronlarının ada meclisinde birçok adamı olduğundan haberdarım. Kızım çok acı şeyler yazmış. O serseri de çeteye katılmış, bir süre sonra kızım ayrılmak istediğinde de buna engel olmuş. Şimdi kızım şehirdeki bir tavernada çalıştırılıyor…” Buradan sonra adamın sinirlendiği anlaşılabiliyordu ve devam etti; “Fahişelik bile yaptırıyorlar… Geceleri çalıştığı tavernanın üst katındaki odasında kalıyor, onun gibi köle edilmiş birkaç kız ve sayıları değişen çete üyeleriyle. O serseri de kumarhanedeymiş sanırım. Lanet olası, onu kendi ellerimle öldüreceğim!” Sertçe masaya vuran adam; “… Moune’de bir büyük şehir ve birkaç kasaba vardır. Şehrin nüfusu yüz bin civarındaydı. Mavi Yılanlar o şehirde epey etkilidirler, her yerde bağlantıları bulunur ve bazen, açıkça öldürmekten de çekinmezler. Şehri yöneten küçük meclisten birkaç kişi onlarda rüşvet alarak kolaylık sağlar. Başlarda ben de rüşvet verip bu işi halletmeyi düşünüyordum, ancak çok riskliydi. Şehre neredeyse tamamen hakim adamlar beni ve güzel karımı da öldürüp her şeyimizi alabilirdi. Sizle tanışana dek niyetim oradan birkaç adam kiralayıp kızımı kaçırmaktı. Eğer sizin gibi profesyoneller bu işe el atarsa en azından biraz daha rahatlamış olurum. Kabul eder ve başarırsanız size iki milyon veririm ve benden isteyeceğiniz her türlü yardımı da yaparım…” dedi ve konuşmasını bitirdi.
Rayl kızın duruma üzülmüştü ve adama olan öfkesi biraz daha azalmıştı. Bütün adayı ele geçirmiş bir çete vardı. Zor bir işti ve ''İki milyona değer mi?'' diye sorguladı kafasında. İhtiyardan daha çok destek bekliyordu iki kişi için oldukça zor bir görevdi. Ama genel anlamda aklına yatmıştı. ''Benim için uygun.'' dedi. Kiyoraya bakarak onun da yanıtını duymak istedi. Kabul ederse adamdan daha fazla destek talep edecekti. ''Koca adaya iki kişi yetmez ihtiyar, ada dışından ufak bir ekip daha toplamalısın. Bize daha fazla bilgi ve içeri sızmak için açık kapı yaratmalılar. İki kişi göğüs göğüse savaşmak intihar olur ancak. '' diyecekti.
Misafir- Misafir
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Kiyora ve Mia, Rayl ile yaşlı adamın yanına geldiğinde Rayl sakinleşmişti. Kadın, adamla ilgilenmeye başladı. Bu adam Mia'nın kocası olmalıydı. Kiyora'yı işaret edip Rayl'e "Sanırım berabersiniz" dedi. Kiyora evet manasında başını hafifçe salladı, lâkin adamın cevap beklediğinden emin değildi. Daha sonra dört kişi birden masaya ilerlemeye başladılar.
Adam konuşmaya başladı. Kızının Moune Adası'nda olduğunu söyledikten hemen sonra bu ada hakkında bilgilendirdi kızıl kafaları.
İkiliye kızının mektubunda belirttiği "Mavi Yılanlar" çetesinden bahsetti. Yaklaşık yüz kişiyi içinde bulunduran bu çete adada huzursuzluk çıkarıyor, soygunlar yapıp haraç kesiyormuş. Kızlarının beraber kaçtığı serseri de bu çeteye katılmış, kızcağız her ne kadar çeteden ayrılmaya çalışsa da serseri ona engel olmuş. Şimdi kızları bir tavernada zorla çalıştırılıyormuş...
Kiyora içten içe üzülmüştü kıza. İçinden; "İnsanlar bazen çok saf oluyorlar..." dedi.
Adam konuşmasına sinirle devam etti. Kızlarının fahişeliğe zorlandığından bahsediyordu yaşlı adam. Kiyora, Mia adına iyice üzülmeye başlamıştı.
Adam, Rayl ve Kiyora'ya çete hakkında bilgi verdi. Başlarda bu işi rüşvetle halletmek istediğinden, ancak bunun çok riskli olabileceğinden bahsetti. Kiyora adama katılıyordu. Öyle bir çeteye nasıl güvenebilirlerdi ki?
"Sizle tanışana dek niyetim oradan birkaç adam kiralayıp kızımı kaçırmaktı. Eğer sizin gibi profesyoneller bu işe el atarsa en azından biraz daha rahatlamış olurum. Kabul eder ve başarırsanız size iki milyon veririm ve benden isteyeceğiniz her türlü yardımı da yaparım…” dedi adam. Bakışlarını karşısındaki iki gence çevirdi.
Kiyora düşünmeye başladı. İki kişi, tüm çete ile nasıl baş edebileceklerini düşündü. Kesinlikle bu çifte yardım etmek istiyordu. Rayl'in de kendisi ile aynı fikirde olduğunu düşündü Kiyora. Daha sonra Rayl sessizliği bozup, "Benim için uygun." dedi. Rayl'ın kendisine baktığını farkeden Kiyora bu cevabı bekliyormuş gibi rahatladı. Hala kafasına oturmayan bir şeyler olsa dahi, "Benim için de bir problem yok, kabul ediyorum." dedi.
Kiyora, adaya varana kadar tüm detayları öğrenmeyi, ve düzgün bir plan kurulmasını istiyordu.
Adam konuşmaya başladı. Kızının Moune Adası'nda olduğunu söyledikten hemen sonra bu ada hakkında bilgilendirdi kızıl kafaları.
İkiliye kızının mektubunda belirttiği "Mavi Yılanlar" çetesinden bahsetti. Yaklaşık yüz kişiyi içinde bulunduran bu çete adada huzursuzluk çıkarıyor, soygunlar yapıp haraç kesiyormuş. Kızlarının beraber kaçtığı serseri de bu çeteye katılmış, kızcağız her ne kadar çeteden ayrılmaya çalışsa da serseri ona engel olmuş. Şimdi kızları bir tavernada zorla çalıştırılıyormuş...
Kiyora içten içe üzülmüştü kıza. İçinden; "İnsanlar bazen çok saf oluyorlar..." dedi.
Adam konuşmasına sinirle devam etti. Kızlarının fahişeliğe zorlandığından bahsediyordu yaşlı adam. Kiyora, Mia adına iyice üzülmeye başlamıştı.
Adam, Rayl ve Kiyora'ya çete hakkında bilgi verdi. Başlarda bu işi rüşvetle halletmek istediğinden, ancak bunun çok riskli olabileceğinden bahsetti. Kiyora adama katılıyordu. Öyle bir çeteye nasıl güvenebilirlerdi ki?
"Sizle tanışana dek niyetim oradan birkaç adam kiralayıp kızımı kaçırmaktı. Eğer sizin gibi profesyoneller bu işe el atarsa en azından biraz daha rahatlamış olurum. Kabul eder ve başarırsanız size iki milyon veririm ve benden isteyeceğiniz her türlü yardımı da yaparım…” dedi adam. Bakışlarını karşısındaki iki gence çevirdi.
Kiyora düşünmeye başladı. İki kişi, tüm çete ile nasıl baş edebileceklerini düşündü. Kesinlikle bu çifte yardım etmek istiyordu. Rayl'in de kendisi ile aynı fikirde olduğunu düşündü Kiyora. Daha sonra Rayl sessizliği bozup, "Benim için uygun." dedi. Rayl'ın kendisine baktığını farkeden Kiyora bu cevabı bekliyormuş gibi rahatladı. Hala kafasına oturmayan bir şeyler olsa dahi, "Benim için de bir problem yok, kabul ediyorum." dedi.
Kiyora, adaya varana kadar tüm detayları öğrenmeyi, ve düzgün bir plan kurulmasını istiyordu.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Kısa bir tereddütten sonra iki avcı da adamın teklifini kabul etti. Sarhoşun yüzü gülmüştü şimdi. Rayl tekrar söze girdi, “Koca adaya iki kişi yetmez ihtiyar, ada dışından ufak bir ekip daha toplamalısın. Bize daha fazla bilgi ve içeri sızmak için açık kapı yaratmalılar. İki kişi göğüs göğüse savaşmak intihar olur ancak.” İhtiyar kaşlarını büktü, yardımdan kastını çok yanlış anlamıştı kızıl saçlı genç, “Başka ekip toplayabilecek durumda olsam tesadüfen karşılaştığım iki genç ödül avcısına böyle bir şey teklif etmezdim herhalde, değil mi genç adam? İlk aklına gelen iki kişiyle koca çeteye karşı göğüs ğöğüse çarpışmaksa belki de yanlış kişiye denk gelmişimdir.” Bir an duraksayıp devam etti, “Birkaç gündür uğraşıyorum. Denizciler, polisler vesaire, faydası olmadı. Laoren’de ise ödül avcısına rastlamak zordur, tüm denizde nadir oldukları gibi. Gidip Moune’de bana yardım edebilecek birilerini bulmaktı niyetim, oldukça da umutsuzdum. Zira orada kimin neyin peşinde olduğunu bilemezsin, kimseye güvenemezsin. Siz karşıma çıkınca tüm belirsizlik kalkmış oldu. Siz işinizi yaparken birkaç masrafınızı da karşılayabilirim, sizinle planın içinde de yer alabilirim. Şu an için en makul olanı sessizce sızıp kızımı kaçırmak gibi duruyor. Bunu da siz yapabilirsiniz sanırım.” Adam sözlerini bitirip gençlere baktı. Yol boyunca daha çok tartışacak ve planlar yapacaklardı…
Bir hafta sonra Moune göründü deniz açıklarından. Sarı turuncu yapraklarla örülü ağaçların örttüğü tepelerin eteklerinden limana dek uzanan şehir görünüyordu. Limana ise farklı türlerden birkaç gemi demirlemişti ve insanlar koşturuyordu.
Ada orta büyüklükteydi. Deniz kıyısından içlere doğru tepeler yükseliyor, hepsinin ortasında ise dağ denecek kadar yüksek bir kayaç uzanıyordu. Tepesi karla kaplanmış, etekleri yeşil sarı renklere bürünmüştü bu dağın. Limana uzaktan bakan gemiden biraz olsun seçilebiliyordu.
Gemi yaklaştıkça şehir daha da netleşti. İki ila beş kat arasında değişen taş ve ahşap binaların oluşturduğu ufak sokaklar, küçük caddeler insanlarla doluydu. Şehir ile liman arasında genişçe bir meydan ve o meydanda da büyükçe bir Pazar vardı. Pazar yerinde ahşaptan dükkanlar, seyyar dükkanlar, her yere gerilmiş brandalar dikkat çekiyordu. Şehir ise çok daha düzenli görünüyordu bu karmaşık pazara göre. Hanlar, oteller, tavernalar, evler, resmi binalar ve dükkanlar oluşturuyordu şehrin yapılarını. Sağ tarafta ufak binalar arasından fırlamış beş katlı genişçe bir taş bina seçiliyordu. Burası şehrin yönetim merkeziydi.
Tüm evler beşik çatılarla örtülmüştü ve tepelerine düşen yağmurdan koruyorlardı sakinlerini. Sabahın erken saatlerinde limana yanaştı Bertha. Bundan önce uğradığı limanlarda birçok yolcu indirmiş ve yenilerini bindirmişti. Buraya da yolcularını bırakacak, yeni yolcular alacak ve ertesi sabah tekrar yola çıkacaktı.
Bir hafta sonra Moune göründü deniz açıklarından. Sarı turuncu yapraklarla örülü ağaçların örttüğü tepelerin eteklerinden limana dek uzanan şehir görünüyordu. Limana ise farklı türlerden birkaç gemi demirlemişti ve insanlar koşturuyordu.
Ada orta büyüklükteydi. Deniz kıyısından içlere doğru tepeler yükseliyor, hepsinin ortasında ise dağ denecek kadar yüksek bir kayaç uzanıyordu. Tepesi karla kaplanmış, etekleri yeşil sarı renklere bürünmüştü bu dağın. Limana uzaktan bakan gemiden biraz olsun seçilebiliyordu.
Gemi yaklaştıkça şehir daha da netleşti. İki ila beş kat arasında değişen taş ve ahşap binaların oluşturduğu ufak sokaklar, küçük caddeler insanlarla doluydu. Şehir ile liman arasında genişçe bir meydan ve o meydanda da büyükçe bir Pazar vardı. Pazar yerinde ahşaptan dükkanlar, seyyar dükkanlar, her yere gerilmiş brandalar dikkat çekiyordu. Şehir ise çok daha düzenli görünüyordu bu karmaşık pazara göre. Hanlar, oteller, tavernalar, evler, resmi binalar ve dükkanlar oluşturuyordu şehrin yapılarını. Sağ tarafta ufak binalar arasından fırlamış beş katlı genişçe bir taş bina seçiliyordu. Burası şehrin yönetim merkeziydi.
Tüm evler beşik çatılarla örtülmüştü ve tepelerine düşen yağmurdan koruyorlardı sakinlerini. Sabahın erken saatlerinde limana yanaştı Bertha. Bundan önce uğradığı limanlarda birçok yolcu indirmiş ve yenilerini bindirmişti. Buraya da yolcularını bırakacak, yeni yolcular alacak ve ertesi sabah tekrar yola çıkacaktı.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Rayl'in destek isteğini ihtiyar uzun bir konuşma ile reddetmişti. İhtiyarın kafasındaki plan bir kaçırma operasyonuydu. Rayl ''Biraz aksiyon, kan görmek istiyordum aldığımız işe bak... Ne sıkıcı.'' diye düşündü. Gemi alacak parayı biriktirdikten sonra böyle saçma işlere bulaşmamaya niyetliydi ama şuan paraya ihtiyaçları vardı.
Bir hafta sonra nihayet adaya varmışlardı. Rayl ada gözükmeye başladığı zaman geminin pruva kısmına gitti ve adayı incelemeye başladı. Ada, merkeze yaklaştıkça yükselen profili ile ters bir huniyi andırıyordu. Evler, tavernalar, hanlar, oteller ve bunların arasında insanlar sokakları, caddeleri doldurmuşlardı. Bu canlı ve güzel adaya bakıp; ''Böyle bir yeri kıçı kırık bir çetenin ele geçirmiş olması... yazık.'' diye iç geçirdi Rayl.
Gemi adada bir gün kalacaktı. Rayl'in planı bu işi bir gün içinde bitirip gemiye dönmekti. İlk olarak şehirdeki tavernalarda o olmazsa şehir halkından azda olsa bilgi koparabilmekti. Ama dikkat çekmeden yapılmalıydı.
Bir hafta sonra nihayet adaya varmışlardı. Rayl ada gözükmeye başladığı zaman geminin pruva kısmına gitti ve adayı incelemeye başladı. Ada, merkeze yaklaştıkça yükselen profili ile ters bir huniyi andırıyordu. Evler, tavernalar, hanlar, oteller ve bunların arasında insanlar sokakları, caddeleri doldurmuşlardı. Bu canlı ve güzel adaya bakıp; ''Böyle bir yeri kıçı kırık bir çetenin ele geçirmiş olması... yazık.'' diye iç geçirdi Rayl.
Gemi adada bir gün kalacaktı. Rayl'in planı bu işi bir gün içinde bitirip gemiye dönmekti. İlk olarak şehirdeki tavernalarda o olmazsa şehir halkından azda olsa bilgi koparabilmekti. Ama dikkat çekmeden yapılmalıydı.
Misafir- Misafir
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Yol boyunca yaşlı adam iki gence aklındaki planı anlattı. İki kişi tüm çeteyle dövüşmek çok mantıksız olacağı için çetenin içine sızıp kızlarını öyle kurtarabilirlerdi. Kiyora'ya bu fikir daha da mantıklı geldi. Etrafı karıştırmadan kızı kurtarmak çok daha iyi bir fikirdi.
Bir hafta sonra adaya ulaştılar. Kiyora adayı gördüğü zaman hayranlıkla izlemeye başladı. Bertha limana yaklaştıkça adanın güzelliği daha da ortaya çıkmaya başlamıştı. Ahşap ve taştan evler gördü Kiyora. Küçük caddeler, içinde dükkanlar bulunduran karışık bir pazar... "Gerçekten de huzur verici..." dedi içinden.
Daha sonra Rayl ve Kiyora bilgi toplamak için gemiden inecek ve yer yer gezinmeye başlayacaklardı.
Bir hafta sonra adaya ulaştılar. Kiyora adayı gördüğü zaman hayranlıkla izlemeye başladı. Bertha limana yaklaştıkça adanın güzelliği daha da ortaya çıkmaya başlamıştı. Ahşap ve taştan evler gördü Kiyora. Küçük caddeler, içinde dükkanlar bulunduran karışık bir pazar... "Gerçekten de huzur verici..." dedi içinden.
Daha sonra Rayl ve Kiyora bilgi toplamak için gemiden inecek ve yer yer gezinmeye başlayacaklardı.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
Sabır taşı olmanızdan mütevellit;
ikinize de benden insiyatifli bir şekilde ana statlarınıza 2, dövüş tekniğine 1 up, mesleğe 2 up veriyorum ayrıca yanında da 50.000 beli!
ikinize de benden insiyatifli bir şekilde ana statlarınıza 2, dövüş tekniğine 1 up, mesleğe 2 up veriyorum ayrıca yanında da 50.000 beli!
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
3 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Similar topics
» [Karne]Wiksax Rayl
» Kızıl Kart
» [Evren görevi] Kızıl deniz
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kiyora Victoria
» Kızıl Kart
» [Evren görevi] Kızıl deniz
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kiyora Victoria
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
3 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz