Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
3 posters
2 sayfadaki 2 sayfası
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
Hüzünlenmişti ve durgunlaşmıştı Kenchiro. Çünkü tekrar miniğini hatırlamıştı. Nasıl unutabilirdi ki. Odada daha fazla kalmayıp dışarı çıkmak istiyordu ve biraz kafasını toparlamak istiyordu. Şuan istediği son şey Albayın onu küçük görüp laf sokmasıydı. Başka şey dilese olacakmış gibi Albay o sırada "Son ana kadar bekleyip, o an gelince tüm duygularınla kılıcını çekip rakibini ortadan ikiye kesmeye çalışmaktır. Sabırla bekle, çok uzak değiliz." diyip eliyle gitmelerini işaret etmişti. Biraz duraksadıktan sonra Albay'ın gözlerine bakarak,"Sizden öğreneceğimiz çok şey var Albay Crowley. Umarım yanlış anlaşılmamışızdır. Sizde bir Devrimci olduğunuza göre neyi nasıl yaptığımızı iyi bilirsiniz." demişti Kenchiro ve arkasını dönüp kapıya doğru yönelmişti. Arkasını hiç dönmeden sağ eliyle Leon'a hadi gidelim manasında işaret etmişti.
Kapıdan arka arkaya çıktıktan sonra Leon'a dönüp "Bu Albay bizi biraz terleteceğe benziyor sanki huh?" diyip gülümsemişti. "Bu arada Acosador açıkmışa benziyor, birşeyleri kırıp dökmeden beslesek iyi olacak sanki?" diyip birlikte güverteye doğru yol aldılar.
Güverteye çıktıklarında hala uyumakta olan ve uyanmış olan mültecilere gözü çarpıyor Kenchiro'nun. Daha önce 1-2 tanesiyle aralarında kısa diyaloglar olmuştu, 3-5 cümleyi geçmeyecek türden. Belki bugün yanlarına gidip Devrim hakkında ne düşündüklerini sorabilirdi. Eğer olumlu düşüncelere sahiplerse belki kendini tanıtıp Devrim Ordusu'na davet edebilirdi. Hem adada neyle karşılaşacakları da meçhuldü. Yanlarına yoldaş bulmaları fena olmazdı. Fakat Devrim hakkında negatif düşüncelere sahiplerse yani gerçekleri görmemiş, daha pek birşey yaşamamış insanlarsa sadece gittikleri ada hakkında bilgi öğrenmeye çalışacaktı ve Devrim hakkında konuşmayacaktı.
Kenchiro kafasını mültecilerden çevirip Leon'a dönerek "Acosador'a bugün ne yedirsek sence ? Gece fare sesleri duydum alt kata inip yakalamaya çalışsak mı sence yoksa balıkmı tutalım. Hangisini tercih eder ?" demişti ve kulağına 1-2 kuş sesi takılmıştı Kenchiro'nun. Sesin geldiği yöne doğru döndü ve 2-3 kuş havada süzülüyordu. "Sence Acosador o kuşları yemeyip bize getirme ihtimali ne kadar?" diyip sesli gülmüştü Kenchiro.
Kapıdan arka arkaya çıktıktan sonra Leon'a dönüp "Bu Albay bizi biraz terleteceğe benziyor sanki huh?" diyip gülümsemişti. "Bu arada Acosador açıkmışa benziyor, birşeyleri kırıp dökmeden beslesek iyi olacak sanki?" diyip birlikte güverteye doğru yol aldılar.
Güverteye çıktıklarında hala uyumakta olan ve uyanmış olan mültecilere gözü çarpıyor Kenchiro'nun. Daha önce 1-2 tanesiyle aralarında kısa diyaloglar olmuştu, 3-5 cümleyi geçmeyecek türden. Belki bugün yanlarına gidip Devrim hakkında ne düşündüklerini sorabilirdi. Eğer olumlu düşüncelere sahiplerse belki kendini tanıtıp Devrim Ordusu'na davet edebilirdi. Hem adada neyle karşılaşacakları da meçhuldü. Yanlarına yoldaş bulmaları fena olmazdı. Fakat Devrim hakkında negatif düşüncelere sahiplerse yani gerçekleri görmemiş, daha pek birşey yaşamamış insanlarsa sadece gittikleri ada hakkında bilgi öğrenmeye çalışacaktı ve Devrim hakkında konuşmayacaktı.
Kenchiro kafasını mültecilerden çevirip Leon'a dönerek "Acosador'a bugün ne yedirsek sence ? Gece fare sesleri duydum alt kata inip yakalamaya çalışsak mı sence yoksa balıkmı tutalım. Hangisini tercih eder ?" demişti ve kulağına 1-2 kuş sesi takılmıştı Kenchiro'nun. Sesin geldiği yöne doğru döndü ve 2-3 kuş havada süzülüyordu. "Sence Acosador o kuşları yemeyip bize getirme ihtimali ne kadar?" diyip sesli gülmüştü Kenchiro.
Misafir- Misafir
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
Batojutsu, hayır ilgilenmiyorum. Savaş naralarının eşliğinde saldırmak fazla gösterişli bağırmanın psikolojik bir etkisi olabilir hatta belki fiziksel sınırı aşmaya faydası bile olabilir ancak sadece belirli kişilerde olabilir böyle şeyler ve bende işe yaramadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kaba bir hareketle dışarı çıkmamızı söylemişti, önemsiz o söylemese de zaten çıkacaktım bu yüzden onun yaptığı hareket bir anlam ifade etmiyordu benim açımdan.
Kenchiro’nun en son kurduğu cümleler ise biraz daha akıllandığını gösteriyordu. Kenchiro sorusunu sormak için biraz beklediğinden ben bu sırada çoktan çıkmıştım odadan. Güverteye doğru ilerlemiştik. Albay konusunda ki cümleye cevap vermemiştim çünkü bu konuda hatalı olarak gördüğüm Kenchiro’ydu.
Ada konusunda konuşmayı şimdilik bir kenara bırakmıştım. Güverteye ulaştığımızda bir çok mülteci görmüştük, bu sırada Kenchiro Acosador konusunu yeniden açmıştı. “Acosador’un avlanma konusunda kuralları var. Her gün yemeğini düzenli olarak yiyor bu genellikle biz uyanmadan ve biz yattıktan sonra oluyor. Bunun dışında oburluk yapmasına izin vermiyorum sonuçta şişman olmasını istemiyorum bu yüzden doyduğu zaman bırakıyor, açgözlülük yapmaması için özel olarak eğitildi. Şu şartlarda aç olması çok muhtemel değil, olsa da kendisi avlanıyor. O yüzden o kuşlara emrim dışında saldıracağını zannetmiyorum eğer aç olduğu bir zamanda sorsan bu soruyu yine düşük bir ihtimal olacaktır. Çünkü onu bebekken eğittim ve bu yüzden sadakati yüksek bir seviyede. Erişken eğitseydim bu ihtimal çok yüksek olurdu.”, diyecektim.
Misafir- Misafir
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
Etraftaki insanları hiç takmadan konuşmanız devam ediyor, ve güneş iyiden iyiye kendini ufuk çizgisinde gizlemeye başlıyor. Henüz adayı göremiyorsunuz.
Not:Kendi aranızdaki bir konuşmaya ne gibi bir tur yazabilirim henüz bilmiyorum.
Not:Kendi aranızdaki bir konuşmaya ne gibi bir tur yazabilirim henüz bilmiyorum.
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
Kenchiro Leon'un dediklerini duyduktan sonra havadaki kuşlara tekrar baktı. Şimdi onları ateşte çevirip ızgara yapmak vardı diye düşündü ve ağzı sulandı. İç çekerek Leon'un kolundaki Acosador'a baktı ama hayır dercesine bakış atıyordu. Yukarıdaki kuşları yemenin bir hayal olduğunu anlayınca bir anda Acosador'un pişmiş hali gözünde canlandı. Ağzı yine sulandı ama sonra kafasını sağa sola sallayıp kendine gelmeye zorladı. Acosador'un pişmiş hali önünden gitmişti ve içinden "Aklını topla Kenchiro o bizim yoldaşımız o yenir mi saf!" diye kendine söyleniyordu. Acıkmış olmalıydı. Leon'a dönüp "İyi madem ben mutfağa gidiyorum o halde." diyerek mutfağa doğru yürümeye başlamıştı Kenchiro.
Mutfak masasında oturmuş 1-2 kişi vardı ve konuşarak kahvaltılarını yapıyorlardı. Kenchiro kafasını onlara selam verirmişçesine eğerek buzdolabına doğru ilerledi. Kendine tam ekmek tost hazırladıktan sonra 1 bardak portakal suyu döküp dışarı doğru ilerlemeye başladı. Geminin güvertesinde kimsenin olmadığı bi bölüm gözüne çarpmıştı ve bir sandalye vardı. Elindeki tosttan 1-2 malzeme düşmüştü yere ama aldırış etmeden sandalyeye doğru ilerledi ve oturup kahvaltısını manzaraya karşı yapmaya başladı. Yedikten sonra uykuya dalmıştı Kenchiro ve o sırada güneş iyiden iyiye kendini ufuk çizgisinde gizlemeye başlamıştı ama hala uyumaya devam ediyordu Kenchiro. Aslında o sırada çok güzel bir rüya görüyordu ve o yüzden uyanmak istemiyordu. Hatta bazen de birşeyler mırıldanıyordu, "Minik... , Çoook tat-" ...
Kenchiro uyandığında hava kararmış olacak ama uykusunu aldığı için odaya gitmek yerine olduğu yerde kalmaya devam edecekti. Hem karaya varmalarına az kaldığı için tehlikelere karşı gece uyanık kalmayı tercih edecekti.
Out
Güvertede kimsenin olmadığı bi yerde sandalye var ve ben orada oturuyorum. Yani bu saldalye aslında birine ayrılmış olabilir GM için açık kapı bırakıyorum. (Yazacak konu bulamıyorsa yardımcı olalım.)
Güvertedeki birileriyle konuşacaktım ama manzaranın keyfini çıkarmayı tercih ettim. Eğer bu gece-sabah karaya varmazsak öğlen olduğunda birileriyle konuşacağım. Hani illede birileriyle konuşmamızı istiyorsanız diye.
Mırıldanmalarımın sonuna "..." koyduğum için oradan birileri geçerken farklı cümleler kurdurtabilirsiniz. "Ha banamı dedin?" şeklinde biri söyleyebilir yada etrafa insan toplayıp beni izletebilirsiniz eğer o tarz bi fantezi kuruyorsanız.
Mutfak masasında oturmuş 1-2 kişi vardı ve konuşarak kahvaltılarını yapıyorlardı. Kenchiro kafasını onlara selam verirmişçesine eğerek buzdolabına doğru ilerledi. Kendine tam ekmek tost hazırladıktan sonra 1 bardak portakal suyu döküp dışarı doğru ilerlemeye başladı. Geminin güvertesinde kimsenin olmadığı bi bölüm gözüne çarpmıştı ve bir sandalye vardı. Elindeki tosttan 1-2 malzeme düşmüştü yere ama aldırış etmeden sandalyeye doğru ilerledi ve oturup kahvaltısını manzaraya karşı yapmaya başladı. Yedikten sonra uykuya dalmıştı Kenchiro ve o sırada güneş iyiden iyiye kendini ufuk çizgisinde gizlemeye başlamıştı ama hala uyumaya devam ediyordu Kenchiro. Aslında o sırada çok güzel bir rüya görüyordu ve o yüzden uyanmak istemiyordu. Hatta bazen de birşeyler mırıldanıyordu, "Minik... , Çoook tat-" ...
Kenchiro uyandığında hava kararmış olacak ama uykusunu aldığı için odaya gitmek yerine olduğu yerde kalmaya devam edecekti. Hem karaya varmalarına az kaldığı için tehlikelere karşı gece uyanık kalmayı tercih edecekti.
Out
Güvertede kimsenin olmadığı bi yerde sandalye var ve ben orada oturuyorum. Yani bu saldalye aslında birine ayrılmış olabilir GM için açık kapı bırakıyorum. (Yazacak konu bulamıyorsa yardımcı olalım.)
Güvertedeki birileriyle konuşacaktım ama manzaranın keyfini çıkarmayı tercih ettim. Eğer bu gece-sabah karaya varmazsak öğlen olduğunda birileriyle konuşacağım. Hani illede birileriyle konuşmamızı istiyorsanız diye.
Mırıldanmalarımın sonuna "..." koyduğum için oradan birileri geçerken farklı cümleler kurdurtabilirsiniz. "Ha banamı dedin?" şeklinde biri söyleyebilir yada etrafa insan toplayıp beni izletebilirsiniz eğer o tarz bi fantezi kuruyorsanız.
Misafir- Misafir
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
Sözlerimin üzerine Kenchiro mutfağa gideceğine söylemişti. “Tamam.”, gibi kısa ve özensiz bir cevap vermiştim. Bir süre denizi seyrettikten sonra odama geçmeye karar vermiştim. Ne kadar daha seyahat edeceğimizi bilmiyordum bu yüzden burada beklemek mantıksız geliyordu açıkçası bunun yerine odama gidip kitap okuyarak zamanımı daha iyi değerlendirebilirdim.
Bu düşünceyle odaya doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başlamıştım. İçeri girdikten sonra kapüşonumu indirmiştim. Kitaplarımın arasından “Sessiz Savaşçı” adlı kitabı aldım. Devrimci olmadan önce yaşlı bir amca vermişti bu kitabı bana. Ancak diğer kitaplarımın yüzünden ancak başlayacaktım.
Kitabın kapağı tozlu ve hasarlıydı. Zamanın verdiği hasara göğüs gererek bu zamana kadar gelmeye başarmıştı ancak yine de fazlasıyla yıpranmıştı. Kitabı açıp okumaya başlamıştım. Kitabın başkahramanı Nevl’di. Siyah tenli olması yüzünden annesi ve babası da dâhil olmak üzere soylu ailesi onu tamamıyla görmezden gelmişti. Nevl’i dışlayan Longbottom ailesi adanın siyasi gücünü elinde bulunduran bir aileydi. Bu yüzden Longbottom ailesine mensup olan herkes asil birisi olmak üzere yetiştirilirdi ancak Nevl buna dahil değildi.
Ortalama uzunlukta bir kitaptı ayrıca ilk sayfalarından betimlemelerden ziyade olaylar üzerinde yoğunlaştığı belli oluyordu. Her neyse hedefimize gelene kadar bu kitabı okumak dışında bir şey yapmayacaktım…
Bu düşünceyle odaya doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başlamıştım. İçeri girdikten sonra kapüşonumu indirmiştim. Kitaplarımın arasından “Sessiz Savaşçı” adlı kitabı aldım. Devrimci olmadan önce yaşlı bir amca vermişti bu kitabı bana. Ancak diğer kitaplarımın yüzünden ancak başlayacaktım.
Kitabın kapağı tozlu ve hasarlıydı. Zamanın verdiği hasara göğüs gererek bu zamana kadar gelmeye başarmıştı ancak yine de fazlasıyla yıpranmıştı. Kitabı açıp okumaya başlamıştım. Kitabın başkahramanı Nevl’di. Siyah tenli olması yüzünden annesi ve babası da dâhil olmak üzere soylu ailesi onu tamamıyla görmezden gelmişti. Nevl’i dışlayan Longbottom ailesi adanın siyasi gücünü elinde bulunduran bir aileydi. Bu yüzden Longbottom ailesine mensup olan herkes asil birisi olmak üzere yetiştirilirdi ancak Nevl buna dahil değildi.
Ortalama uzunlukta bir kitaptı ayrıca ilk sayfalarından betimlemelerden ziyade olaylar üzerinde yoğunlaştığı belli oluyordu. Her neyse hedefimize gelene kadar bu kitabı okumak dışında bir şey yapmayacaktım…
Misafir- Misafir
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
İlk pasiflik uyarısı.
(Eğer mümkünse West'e atın bizi. Orda biz değil GM pasiflik uyarısı atıyor.)
(Eğer mümkünse West'e atın bizi. Orda biz değil GM pasiflik uyarısı atıyor.)
Misafir- Misafir
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
Kenchiro Seikatsu tavırları yüzünden ilk uyarısını almıştır.
Franky- Mesaj Sayısı : 401
Kayıt tarihi : 08/01/16
Geri: Küçük Ölümlerin Meleği [Leon - Kenchiro]
1 stat 1 de serbest gelişim puanı aldınız. Yeni konunuz yakın zamanda açılacaktır.
2 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
2 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz