Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
4 posters
2 sayfadaki 3 sayfası
2 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Gemide bbulduğu herşeyi anlatmamıştı elbette Clous. Anlatsanı zaten gerek yoktu. Özellikle mektup ile ilgii olarak ağzını dahi açmamıştı. Boş yere diğer kardeşini üzmesine gerek yoktu şimdi. Hemde bu kardeşine ihtiyaç varken. Yalnıca yinede endişeliydi. Teğmen Aoinin ve bazı erler hala yaşıyorlardı. Spear'ın öldüğünü haber vermiş olabilirlerdi. Fakat dayısının da dediği gibi bu bilgiden kıyıdakilerin haberleri olmayabilirdi. Riskliydi ama Shingen'in planına karışmayacaktı. O kadar yüzü yoktu tüküren adamın.
Kadınlar mutfaktan çıktıktan sonra Jeux'un verdiği üniformayı ve cebindeki cam kutuyu alıp yiyecekti tüküren adam. Üniformayı kapşonlu şekle sokacaktı. Ayrıca çnesini gizlemek için boğazına kadar fermuar da ekleyecekti çivilerinden dönüştürerek. Cam kutuya da süper lüks bir güneş gözlüğü imajı verecekti Kırmızı gözlerini saklamak için. Daha sonra çıkardığı şeyleri üstüne geçirecekti.çenesini formuarın altna yerleştirecekti. Ve artık hazırdı Clous. Böyle tanınmıyacağını düşünüyordu.
Kadınlar mutfaktan çıktıktan sonra Jeux'un verdiği üniformayı ve cebindeki cam kutuyu alıp yiyecekti tüküren adam. Üniformayı kapşonlu şekle sokacaktı. Ayrıca çnesini gizlemek için boğazına kadar fermuar da ekleyecekti çivilerinden dönüştürerek. Cam kutuya da süper lüks bir güneş gözlüğü imajı verecekti Kırmızı gözlerini saklamak için. Daha sonra çıkardığı şeyleri üstüne geçirecekti.çenesini formuarın altna yerleştirecekti. Ve artık hazırdı Clous. Böyle tanınmıyacağını düşünüyordu.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Planım oldukça iyi gözüküyordu. Tayfadaki üyelerin yardımıyla da herhangi bir sıkıntı kalmamıştı. Jeux kıyafetleri getirmeye giderken Rayno da bayrağı asmaya gitmişti. İçeride bir süre bekledikten sonra Jeux içeri gelmiş ve kıyafetlerimizi dağıtmıştı. Ayrıca Rayno'nun denizci bayrağını astığını da eklemeyi unutmamıştı.
Jeux'dan Spear'ın üniformasını almış ve giyinmek üzere başka bir yere geçmiştim. Bu sırada Ame de Spear'ın mızrağını bulup getireceğini söylemişti. Görünüşe göre Spear olmam için her şey hazırdı peki onun yerine geçerek onun gibi davranmakta sıkıntı çekecek miydim? Asıl sorulması gereken soru buydu.
Üniformamı giydikten sonra güverteye çıkacak ve Ame'nin mızrağı getirmesini bekleyecektim. O mızrak Spear'ın imza silahıydı ve onunla daha gerçekçi olacağımızı düşünüyordum. Şimdi yapmamız gerekn şey beklemek ve adanın görülmesini ummaktı. O zama tiyatroya başlama vakti olacaktı işte.
Jeux'dan Spear'ın üniformasını almış ve giyinmek üzere başka bir yere geçmiştim. Bu sırada Ame de Spear'ın mızrağını bulup getireceğini söylemişti. Görünüşe göre Spear olmam için her şey hazırdı peki onun yerine geçerek onun gibi davranmakta sıkıntı çekecek miydim? Asıl sorulması gereken soru buydu.
Üniformamı giydikten sonra güverteye çıkacak ve Ame'nin mızrağı getirmesini bekleyecektim. O mızrak Spear'ın imza silahıydı ve onunla daha gerçekçi olacağımızı düşünüyordum. Şimdi yapmamız gerekn şey beklemek ve adanın görülmesini ummaktı. O zama tiyatroya başlama vakti olacaktı işte.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Clous meyve yetenekleri sayesinde kendisine yeni bir imaj yaparken diğerleri de üniformalarını giymişti. Üstünü değiştiren Ame'nin Spear'ın mızrağını bulup Shingen'e götürmesinin ardından herkes hazır hale gelmişti. Geriye sadece beklemek kalmıştı; fakat bu bekleyiş oldukça uzun sürecekti.
Gece yarısı kıyı uzaktan görülmüştü. Jeux'un diğerlerine haber vermesinin ardından herkes güverteye çıkmıştı. Yağan sağnak yağmurdan dolayı kahramanlarımız önlerini zar zor görebilse de gemi adaya yaklaştıkça her şey belirginleşiyordu.
Kıyıda onlarca gemi olduğu gözüküyordu. Kıyıdaki gemilerden ve gemilerin yakınındaki insanlardan dolayı adanın yüzeyi belli olmasa da adada yükselen dört farklı yükseklikteki suru fark etmemek mümkün değildi. Surların büyüklüğüne ve konumlarına bakıldığında iç içe geçen ve tüm adayı kaplayan dört sur vardı. Içerideki her sur, dışarıdaki surdan daha uzundu. Geminin varacağı yerse dört surun da dışındaydı.
Heybetle dikilen en yüksek surun üzerindeyse bir bayrak asılıydı; fakat iyice azıtan sağnak yağmurdan ve deli gibi esen rüzgardan dolayı bayrağın üzerindeki şekiller gözükmüyordu.
Gemi birkaç dakika sonra kıyıya varacaktı. Hırsızlar son hazırlıklarını yapacaksa, tam sırasıydı.
Gece yarısı kıyı uzaktan görülmüştü. Jeux'un diğerlerine haber vermesinin ardından herkes güverteye çıkmıştı. Yağan sağnak yağmurdan dolayı kahramanlarımız önlerini zar zor görebilse de gemi adaya yaklaştıkça her şey belirginleşiyordu.
Kıyıda onlarca gemi olduğu gözüküyordu. Kıyıdaki gemilerden ve gemilerin yakınındaki insanlardan dolayı adanın yüzeyi belli olmasa da adada yükselen dört farklı yükseklikteki suru fark etmemek mümkün değildi. Surların büyüklüğüne ve konumlarına bakıldığında iç içe geçen ve tüm adayı kaplayan dört sur vardı. Içerideki her sur, dışarıdaki surdan daha uzundu. Geminin varacağı yerse dört surun da dışındaydı.
Heybetle dikilen en yüksek surun üzerindeyse bir bayrak asılıydı; fakat iyice azıtan sağnak yağmurdan ve deli gibi esen rüzgardan dolayı bayrağın üzerindeki şekiller gözükmüyordu.
Gemi birkaç dakika sonra kıyıya varacaktı. Hırsızlar son hazırlıklarını yapacaksa, tam sırasıydı.
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Ame'nin mızrağı getirmesiyle birlikte artık Teğmen Spear olmuştum. Bundan sonrasında bir denizci olarak rol yapacaktım. Hırsız olduğumdan dolayı başkalarını kandırmam ve başkasının yerine geçmem daha kolay olacaktı. O yüzden kendimi iyice hazırlayacak ve bu görevi de başarıyla yerine getirecektim.
Ada göründüğünde ise küçük çaplı bir şaşırma belirtisi göstermiştim. Yağan yağmur sanki önümüzü görmeyelim diye her şeyi yapıyordu. Adayı tam seçemediğimiz için her detayı bilemiyorduk. Adadaki dört aşamalı sur en dikkat çeken özellikti. Görünüşe göre burada 4 farklı seviye vardı ve her seviye arası oldukça iyi korunuyordu. Bölgeleri ayıran surlarda bu surlardı galiba. Clous'un aldığı giriş kartları da tahminimce surlardan geçmek için kullanılacak olan kartlardı. Ya da her şeyi yanlış düşünüyor ve yanılıyordum.
Adaya varmamıza çok az bir süre kalmıştı. Verdiğimiz en ufak açık bizi ele verecekti ve zor durumda bırakacaktı. Tayfada dikkat çeken kişi sayısı çok azdı. Özellikle Jeux büyük bir sıkıntı yaratacaktı bize o yüzden onun iyice korunduğundan emin olmamız lazımdı. Jeux'a dönüp " Jeux sen bizden çok daha fazla dikkat etmelisin. Bir balık adam her zaman dikkat çeker." diyecek ve gerisini ona bırakacaktım. Bilgin olan balıkadama daha fazla nasihat etmeye gerek yoktu. "Hadi millet o zenginleri soymaya hazırlanalım." diyecek ve şeytani bir gülümsemeyle destekleyecektim. Hadi bakalım çeri girebilecek miyiz giremeyecek miyiz?
Ada göründüğünde ise küçük çaplı bir şaşırma belirtisi göstermiştim. Yağan yağmur sanki önümüzü görmeyelim diye her şeyi yapıyordu. Adayı tam seçemediğimiz için her detayı bilemiyorduk. Adadaki dört aşamalı sur en dikkat çeken özellikti. Görünüşe göre burada 4 farklı seviye vardı ve her seviye arası oldukça iyi korunuyordu. Bölgeleri ayıran surlarda bu surlardı galiba. Clous'un aldığı giriş kartları da tahminimce surlardan geçmek için kullanılacak olan kartlardı. Ya da her şeyi yanlış düşünüyor ve yanılıyordum.
Adaya varmamıza çok az bir süre kalmıştı. Verdiğimiz en ufak açık bizi ele verecekti ve zor durumda bırakacaktı. Tayfada dikkat çeken kişi sayısı çok azdı. Özellikle Jeux büyük bir sıkıntı yaratacaktı bize o yüzden onun iyice korunduğundan emin olmamız lazımdı. Jeux'a dönüp " Jeux sen bizden çok daha fazla dikkat etmelisin. Bir balık adam her zaman dikkat çeker." diyecek ve gerisini ona bırakacaktım. Bilgin olan balıkadama daha fazla nasihat etmeye gerek yoktu. "Hadi millet o zenginleri soymaya hazırlanalım." diyecek ve şeytani bir gülümsemeyle destekleyecektim. Hadi bakalım çeri girebilecek miyiz giremeyecek miyiz?
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Kılık değiştirmiş bir halde güvertede bekliyordu Clous. Yeni çenesinin gücünüartık keşfetmişti ve çenesi artık ona eskisi kadar garip gelmiyordu. Hatta havalı bile denebilirdi yapabileceklerini düşününce. Henüz gücünün sınırlarını bilmesede Aklına yapabilecekleri konusunda birkaç küçük örnek geliyordu ve bu da onu hayacanlandırmaya yetiyordu.
Gece yarısı ada anca görünmeye karar vermişti. Clous o sırada Reev ile sabah olanlar hakkında konuşuyordu."sen öyle beni savunurken bir anda gülünce kendini ihanete uğramış hissettim ve sinirlendim." diyip anlından öneceği sırada Reev'i Jeux'u duymuştu. Güverteye çıkmışlrdı beraber. Hava yağmurlu olduğundan adayı bırak önlerini zor görüyorlardı fakat biraz zaman geçtikçe gözlerinin alıştığından olsa gerek adanın kıyı kesmini görmeye başlamışlardı. Kıyıda çok fazla gemi görünüyordu. Yanındaki Reev'in elini sıkıp yutkunmuştu Clous. Sivil olarak yada hırsız olarak girmek daha kolay olurdu sanki. Bu işte bir terslik olduğunu seziyordu.
Ada bir kale gibi görünüyordu. içtan dışa dört sur tarafında çevrelenmişti. güvenliğe çok önem verdikleri belli oluyordu. bu açıdan bakıldığında beyni ona burayı soyamıyacağını söylemeye başlamıştı bile. bu açıkça bir meydan okumaydı. Ve tüküren adam bunu kazanmak istiyordu. Endişelerini bir kenara bırakacak ve Shingen'e uymaya çalışacaktı.
Gece yarısı ada anca görünmeye karar vermişti. Clous o sırada Reev ile sabah olanlar hakkında konuşuyordu."sen öyle beni savunurken bir anda gülünce kendini ihanete uğramış hissettim ve sinirlendim." diyip anlından öneceği sırada Reev'i Jeux'u duymuştu. Güverteye çıkmışlrdı beraber. Hava yağmurlu olduğundan adayı bırak önlerini zor görüyorlardı fakat biraz zaman geçtikçe gözlerinin alıştığından olsa gerek adanın kıyı kesmini görmeye başlamışlardı. Kıyıda çok fazla gemi görünüyordu. Yanındaki Reev'in elini sıkıp yutkunmuştu Clous. Sivil olarak yada hırsız olarak girmek daha kolay olurdu sanki. Bu işte bir terslik olduğunu seziyordu.
Ada bir kale gibi görünüyordu. içtan dışa dört sur tarafında çevrelenmişti. güvenliğe çok önem verdikleri belli oluyordu. bu açıdan bakıldığında beyni ona burayı soyamıyacağını söylemeye başlamıştı bile. bu açıkça bir meydan okumaydı. Ve tüküren adam bunu kazanmak istiyordu. Endişelerini bir kenara bırakacak ve Shingen'e uymaya çalışacaktı.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Birkaç dakikalık bekleyişin ardından, gök gürültülü sağanak yağış eşliğinde kıyıya varmıştı gemi. Tüm kıyının ilk on metrelik kısmı boşaltılmış ve şeritler ile sarılan bu alan denizci askerleri ve üzerinde yeşil bir üniforma olan başka bir grup asker ile doldurulmuştu. Askerler, kıyıdakileri kontrol edip şeridin arka kısmına yolluyorlardı. Şeridin arka kısmında ise başka bir insan gözükmüyordu. Saat ve hava durumu göz önüne alındığında, dışarıda yalnızca görevli askerler varmış gibi geliyordu kahramanlarımıza.
Geminin demir atmasından çok kısa bir süre sonra gemiye birkaç denizci çıkmıştı. Denizcilerden kabarık saçlara ve badem bıyığa sahip olan adam en önde, ellerini arkada birleştirmiş şekilde; karşı ki dağları ben yarattım edası ile yürüyordu. Adamın arkasında ise, bakışlarından ve hareketlerinden henüz acemi oldukları kolayca anlaşılan birkaç denizci daha vardı. Kabarık saçlı adam, yüzünde hafif bir tebessüm ile hırsızlarımızın yanına geldi ve direkt olarak Shingen'e bakarak: ''Hoşgeldiniz efendim. Ben uzman onbaşı Swell. Aldığımız bazı istihbaratlardan dolayı sizleri ve gemiyi kontrol etmemiz gerekiyor. Bu Albay Şhelif-dono'nun emri olduğundan üzgünüm ki itiraz etme şansınız yok.'' dedi.
Daha sonra arkasındaki erlerden üçünü yanına çağırıp gemiyi aramasını söyledi Swell. Erler geminin iç kısmına doğru gittiği sırada cebinden bir kağıt çıkartıp tekrardan Shingen ile göz teması kuran Swell: ''Saygısızlığımı bağışlayın efendim;fakat sorularıma cevap vermeniz gerek. İlk olarak geminizde adamızın bayrağının da olması gerekirdi. Nerede acaba? Ayrıca neden mürettebatın sayısı bu kadar az? Yoksa diğerleri içeride mi? Son olarak, kartlarınızı görebilir miyim? dedi imalı bir ses tonuyla.
Geminin demir atmasından çok kısa bir süre sonra gemiye birkaç denizci çıkmıştı. Denizcilerden kabarık saçlara ve badem bıyığa sahip olan adam en önde, ellerini arkada birleştirmiş şekilde; karşı ki dağları ben yarattım edası ile yürüyordu. Adamın arkasında ise, bakışlarından ve hareketlerinden henüz acemi oldukları kolayca anlaşılan birkaç denizci daha vardı. Kabarık saçlı adam, yüzünde hafif bir tebessüm ile hırsızlarımızın yanına geldi ve direkt olarak Shingen'e bakarak: ''Hoşgeldiniz efendim. Ben uzman onbaşı Swell. Aldığımız bazı istihbaratlardan dolayı sizleri ve gemiyi kontrol etmemiz gerekiyor. Bu Albay Şhelif-dono'nun emri olduğundan üzgünüm ki itiraz etme şansınız yok.'' dedi.
Daha sonra arkasındaki erlerden üçünü yanına çağırıp gemiyi aramasını söyledi Swell. Erler geminin iç kısmına doğru gittiği sırada cebinden bir kağıt çıkartıp tekrardan Shingen ile göz teması kuran Swell: ''Saygısızlığımı bağışlayın efendim;fakat sorularıma cevap vermeniz gerek. İlk olarak geminizde adamızın bayrağının da olması gerekirdi. Nerede acaba? Ayrıca neden mürettebatın sayısı bu kadar az? Yoksa diğerleri içeride mi? Son olarak, kartlarınızı görebilir miyim? dedi imalı bir ses tonuyla.
- Swell:
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Gemi demir atar atmaz hizaya geçmişti Clous. Tıpkı sıradan bir denizci eri gibi. Sadece kısa bir zaman sonra ise rütbeli bir denizci gemiye teşrif etmişti. Şanslıydılar ki burnu havada bir tipe benziyordu. Böyle tipler güç peşinde olup çok güçlü olmazlardı genelde. Clous'dan daha çirkin bir suratı vardı ve Clous'un aksine o suratını gizleme gereği duymuyordu. Adam gülerek o çirkin suratını Shingen'e doğru yaklaştırmış ve gemiyi arayacaklarını söylemişti.
Bu noktada birşey bulamamalarını ummaktan başka hiç bir şey elinden gelmiyordu Clous'un. Teğmen Spear'ın mektubunda yazana göre bu Şhelif çok bela biriydi. Sözlerinin devamında ise gemiyle ilgili değil ayrıntıları soruyordu adam. Bayrak? O gemide ve gazete haberinde bir bayrak olduğunu hatırlıyordu ama bu bayrağı gemiye koymayı unutmuşlardı. Mürettebat için pek ala savaşta kaybettik denilebilirdi. Ve biletler. Süper ötesi muhteşem hırzsızlık yeteneklerini kullanarak cebindeki biletlerden bir tanesini Shingen'in cebine koyacaktı. Her teğmende bir tane vardı gördüğü kadarıyla ve iki tane olması dikkat çekebilirdi.
Bu noktada birşey bulamamalarını ummaktan başka hiç bir şey elinden gelmiyordu Clous'un. Teğmen Spear'ın mektubunda yazana göre bu Şhelif çok bela biriydi. Sözlerinin devamında ise gemiyle ilgili değil ayrıntıları soruyordu adam. Bayrak? O gemide ve gazete haberinde bir bayrak olduğunu hatırlıyordu ama bu bayrağı gemiye koymayı unutmuşlardı. Mürettebat için pek ala savaşta kaybettik denilebilirdi. Ve biletler. Süper ötesi muhteşem hırzsızlık yeteneklerini kullanarak cebindeki biletlerden bir tanesini Shingen'in cebine koyacaktı. Her teğmende bir tane vardı gördüğü kadarıyla ve iki tane olması dikkat çekebilirdi.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Adaya demir atmış ve bir sonraki aşamaya geçmiştik. Artık yalan söyleme ve kendini inandırma vaktiydi. Zaten yorucu bir savaştan çıkmıştım ve oyalanacak vaktim yoktu. Limanda bizi görevli askerler karşılamıştı. Pek hoş karşıladıkları söylenmezdi.
Bizi ve gemiyi aramaları gerektiğini söylemişti. Ayrıca itiraz etme şansımızın olmadığını da eklemişti. Yapacak pek bir şey yoktu zaten gemimiz standart denizci gemisiydi ve içeride bizim korsan olduğumuzu gösterir pek bir şey yoktu. Olanları da limana demir atmadan önce halletmiştik.
Sonrasında haddini aşan denizci bize imalı sorular sormuştu. Adanın bayrağını ve niye bu kadar az mürettebata sahip olduğumuzu sormuştu görünüşe göre bizden şüphelenmeye başlamıştı. Ona sinirlenmiştim. "Yaptığın saygısızlığın bağışlanır bir tarafı yok. Hem saygısızlık yapıp hem de bağışlanma istemen de çok saçma. Seni öldürdükten sonra bağışlanma istersem oldukça saçma olur değil mi? Bir daha benimle saygısız konuşursan gerekeni yapacağımdan emin ol uzman onbaşı Swell. Umarım kendimi açıkça anlatabilmişimdir." Oldukça sinirlendiğimi gösterdikten sonra Clous'un cebie sokuşturduğu kartı göstermiştim. "Al sana kartın." demiş ve suratına kartı fırlatmıştım. Sonrasında ise " Adanın bayrağı hoşuma gitmedi ayrıca bir denizci gemisinde sadece denizci bayrağı sallanmalı." demiş ve sonra diğer konuya geçmiştim. Mürettebatım az olabilir ama özdür. Senin gibi gereksiz kişileri gemime almadığım için bu kadar az sayıdayız. Seni diğerlerinin yanında daha fazla rencide etmemi istemiyorsan kapa çeneni ve bizi rahat bırak." diyecek ve bizi bırakmalarını temenni edecektim. Bakalım neler olacaktı?
Bizi ve gemiyi aramaları gerektiğini söylemişti. Ayrıca itiraz etme şansımızın olmadığını da eklemişti. Yapacak pek bir şey yoktu zaten gemimiz standart denizci gemisiydi ve içeride bizim korsan olduğumuzu gösterir pek bir şey yoktu. Olanları da limana demir atmadan önce halletmiştik.
Sonrasında haddini aşan denizci bize imalı sorular sormuştu. Adanın bayrağını ve niye bu kadar az mürettebata sahip olduğumuzu sormuştu görünüşe göre bizden şüphelenmeye başlamıştı. Ona sinirlenmiştim. "Yaptığın saygısızlığın bağışlanır bir tarafı yok. Hem saygısızlık yapıp hem de bağışlanma istemen de çok saçma. Seni öldürdükten sonra bağışlanma istersem oldukça saçma olur değil mi? Bir daha benimle saygısız konuşursan gerekeni yapacağımdan emin ol uzman onbaşı Swell. Umarım kendimi açıkça anlatabilmişimdir." Oldukça sinirlendiğimi gösterdikten sonra Clous'un cebie sokuşturduğu kartı göstermiştim. "Al sana kartın." demiş ve suratına kartı fırlatmıştım. Sonrasında ise " Adanın bayrağı hoşuma gitmedi ayrıca bir denizci gemisinde sadece denizci bayrağı sallanmalı." demiş ve sonra diğer konuya geçmiştim. Mürettebatım az olabilir ama özdür. Senin gibi gereksiz kişileri gemime almadığım için bu kadar az sayıdayız. Seni diğerlerinin yanında daha fazla rencide etmemi istemiyorsan kapa çeneni ve bizi rahat bırak." diyecek ve bizi bırakmalarını temenni edecektim. Bakalım neler olacaktı?
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Patrick: ''Her şey tamam Robin. Yapıyor muyuz?'' demişti, sabırsız bir ses tonuyla. Robin'in kendisine onay vermeden önce, her zaman ki gibi şarap içmekle olan Puck'a bakması yine sinirini bozmuştu. Dazlak orospu çocuğunun her halttan anlaması sinirini bozuyordu haliyle. Yine de bu gece Puck'dan bile daha sinir bozucu olan bir şey vardı Patrick için. O da neredeyse fişeklerin dibine girecek olan Büyük John'du. Daha önce hiç fişek görmemişcesine davranan John yüzünden işini daha geç bitirmişti Patrick. Bu kadar çabuk öfkelenmesine öfkelendiği sırada Robin'in insanın içini yatıştıran sesini duymuştu Patrick. ''Yapıyoruz. Patrick,John,Amca. Buraya gelin de zarar görmeyin.''
********************************************************************************
Shingen'in konuşmasının ardından, arkadaki erlerin korkusu gözlerinden okunabiliyordu;fakat Swell pek fazla korkmuş gözükmüyordu. ''Lütfen beni rezil etmeyin, ya da öldürmeyin efendim.Ben sadece bu karargaha yeni atanan, görevini yapmaya çalışan basit bir on başıyım.'' demişti, pis pis sırıtan Swell. Ardından da suratına çarpıp yere düşen kartı alıp incelemişti.İnceledikten sonraysa: ''Hmm. Doğruymuş.'' demişti yutkunarak.
Kartı inceleyen Swell'İn yüzünü hafif bir korku kaplamıştı. Yine de pis gülümsemesinden ödün vermemeye çalışarak Shingen'in yanına gelmiş ve kartı uzatarak: ''Buyrun Teğmen Aoinin. Kartınız. demişti. Ardından da asker selamı durarak: ''Başınız sağolsun efendim. Teğmen Spear ve diğer tüm kayıplarınız için üzgünüz. '' demişti nazik olmaya çalışarak.
Bunun ardındansa, az önce cebinden çıkarttığı beyaz kağıda bir daha bakmış ve kağıdı Shingen'e uzatmıştı Swell. Shingen kağıda baktığında:
''Ada açıklarında Mikrop Korsanları ve Hep Yek Korsanları ile çatışma. 38 kişilik mürettebatın 29 u ölü ya da ağır yaralı. Teğmen Spear ölenler arasında.'' yazısını görmüştü.
Bu sırada, Swell'in içeriye yolladığı askerler güverteye geri dönmüştü. üç erden ikisinin elinde pek çok erotik dergi vardı. Erlerden birinin ellerinde tuttuğu erotik dergilerin kapaklarında insanlar varken, diğerinin tuttuklarında ise balıkadamlar vardı. Bunları gören Reev Clous'a ''Sen bittin'' dercesine bakarken, Ame ise şaşkınlıkla Jeux'a bakıyordu. Üçüncü asker ise elinde katlanmış siyah bir şey tutuyordu. Mürettebatın çoğu ne olduğunu fark etmese de Clous,Shingen ve Rayno; denizcinin elinde tuttuğu şeyin kendi bayrakları olduğunu fark etmişti.
Tam da bu sırada inanılmaz bir gürültü kopmuştu. Gökgürültüsünü andıran bu sesin duyulmasının hemen ardından, gökyüzü gün doğmuşcasına aydınlanmıştı. Yukarıya baktıklarında, gökyüzünde kırmızı renkte: ''Robin Burada'' yazdığını görmüştü kahramanlarımız.
********************************************************************************
Shingen'in konuşmasının ardından, arkadaki erlerin korkusu gözlerinden okunabiliyordu;fakat Swell pek fazla korkmuş gözükmüyordu. ''Lütfen beni rezil etmeyin, ya da öldürmeyin efendim.Ben sadece bu karargaha yeni atanan, görevini yapmaya çalışan basit bir on başıyım.'' demişti, pis pis sırıtan Swell. Ardından da suratına çarpıp yere düşen kartı alıp incelemişti.İnceledikten sonraysa: ''Hmm. Doğruymuş.'' demişti yutkunarak.
Kartı inceleyen Swell'İn yüzünü hafif bir korku kaplamıştı. Yine de pis gülümsemesinden ödün vermemeye çalışarak Shingen'in yanına gelmiş ve kartı uzatarak: ''Buyrun Teğmen Aoinin. Kartınız. demişti. Ardından da asker selamı durarak: ''Başınız sağolsun efendim. Teğmen Spear ve diğer tüm kayıplarınız için üzgünüz. '' demişti nazik olmaya çalışarak.
Bunun ardındansa, az önce cebinden çıkarttığı beyaz kağıda bir daha bakmış ve kağıdı Shingen'e uzatmıştı Swell. Shingen kağıda baktığında:
''Ada açıklarında Mikrop Korsanları ve Hep Yek Korsanları ile çatışma. 38 kişilik mürettebatın 29 u ölü ya da ağır yaralı. Teğmen Spear ölenler arasında.'' yazısını görmüştü.
Bu sırada, Swell'in içeriye yolladığı askerler güverteye geri dönmüştü. üç erden ikisinin elinde pek çok erotik dergi vardı. Erlerden birinin ellerinde tuttuğu erotik dergilerin kapaklarında insanlar varken, diğerinin tuttuklarında ise balıkadamlar vardı. Bunları gören Reev Clous'a ''Sen bittin'' dercesine bakarken, Ame ise şaşkınlıkla Jeux'a bakıyordu. Üçüncü asker ise elinde katlanmış siyah bir şey tutuyordu. Mürettebatın çoğu ne olduğunu fark etmese de Clous,Shingen ve Rayno; denizcinin elinde tuttuğu şeyin kendi bayrakları olduğunu fark etmişti.
Tam da bu sırada inanılmaz bir gürültü kopmuştu. Gökgürültüsünü andıran bu sesin duyulmasının hemen ardından, gökyüzü gün doğmuşcasına aydınlanmıştı. Yukarıya baktıklarında, gökyüzünde kırmızı renkte: ''Robin Burada'' yazdığını görmüştü kahramanlarımız.
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
Kıytırık denizciyle konuşmaya başlamış ve üste çıkmaya çalışmıştım. Çabalarım erler arasında işe yaramıştı ama şu Swell denilen herif biraz garipti. Hem korkup hem de pis pis sırıtıyordu. Akli dengesinin yerinde olmadığını düşünmeye başlamıştım. Şu anda onunla uğraşacak vaktim yoktu pek o yüzden onunla uğraşmayıp içeriye geçmeyi düşünecektim.
Kartımı gösterdikten sonra yüzünün şekli bir anlık da olsa değişmişti. Teğmen Aoinin denilen bir herifindi galiba bu kart. Kart sayesinde kendimi de nasıl tanıtacağımı bulmuştum. Kayıplarımız için üzgün olduğunu söylemiş ve gazete haberini göstermişti. Teğmen Spear'ın da öldüğü belirtiliyordu haberde. Acaba kim bir teğmeni öldürmüştü. Her kim öldürdüyse başı büyük bir belaya girmişti.
O anda gemiden erotik dergiler ve bizim bayrağımız çıkmıştı. Bayrağı düzgün saklamayan Rayno'ya güzel bir fırça atmam lazımdı ama şimdi onun da zamanı değildi. Yukarıda çıkan Robin Burada yazısı ise bizim gibi başka psikopatların da burada olduğunu gösteriyordu. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve buradan sıvışmalıydık.
Swell'e dönüp "Gidin şu saçmalığın kaynağını bulun çabuk. Korsanlara tahammülüm kalmadı. Spear'ı ve bu mızrağı daha fazla rezil edemem. Hemen erlerinle o yazının kaynağını bulun. Er sen de şu erotik dergileri yak. Siyah kumaşlı şeyi de gemyie geri koyun. Onu gördükçe düşmanlarımızı hatırlayacağım." demiş ve Rayno'ya gerekli emirleri bir teğmen olarak vermiştim. "Smell bir daha beni sinir edersen sonu kötü olur. Şimdi gözümün önünden kaybol. İzin ver de arkadaşımın yasını tutayım."
Kartımı gösterdikten sonra yüzünün şekli bir anlık da olsa değişmişti. Teğmen Aoinin denilen bir herifindi galiba bu kart. Kart sayesinde kendimi de nasıl tanıtacağımı bulmuştum. Kayıplarımız için üzgün olduğunu söylemiş ve gazete haberini göstermişti. Teğmen Spear'ın da öldüğü belirtiliyordu haberde. Acaba kim bir teğmeni öldürmüştü. Her kim öldürdüyse başı büyük bir belaya girmişti.
O anda gemiden erotik dergiler ve bizim bayrağımız çıkmıştı. Bayrağı düzgün saklamayan Rayno'ya güzel bir fırça atmam lazımdı ama şimdi onun da zamanı değildi. Yukarıda çıkan Robin Burada yazısı ise bizim gibi başka psikopatların da burada olduğunu gösteriyordu. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve buradan sıvışmalıydık.
Swell'e dönüp "Gidin şu saçmalığın kaynağını bulun çabuk. Korsanlara tahammülüm kalmadı. Spear'ı ve bu mızrağı daha fazla rezil edemem. Hemen erlerinle o yazının kaynağını bulun. Er sen de şu erotik dergileri yak. Siyah kumaşlı şeyi de gemyie geri koyun. Onu gördükçe düşmanlarımızı hatırlayacağım." demiş ve Rayno'ya gerekli emirleri bir teğmen olarak vermiştim. "Smell bir daha beni sinir edersen sonu kötü olur. Şimdi gözümün önünden kaybol. İzin ver de arkadaşımın yasını tutayım."
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
2 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Similar topics
» Hırsızlığın Amacı [Clous-Shingen ]
» Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
» Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
» Shingen Cracher
» [Envanter] Shingen Cracher
» Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
» Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
» Shingen Cracher
» [Envanter] Shingen Cracher
2 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz