One Piece Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

4 posters

3 sayfadaki 3 sayfası Önceki  1, 2, 3

Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Clous Cracher Paz 28 Ağus. 2016, 00:04

Eğer bir tanrı varsa -ki Clous kesinlikle olduğuna inanmıyordu- bu sefer Hep Yek tayfasının yanındaydı. Clous'a göre ise basitçe şanstı bu. Olasılıklar vardı ve doğru olasılık gelmişti. Sadece bu kadar. Shingen'in bakmadan cebine koyduğu kart kardeşinin istediği kart değildi ve bu basit hata hayatlarını kurtarmıştı. Bir diğer sadece şans ile açıklanabilecek durum ise On başının karargaha yeni atanmış olmasıydı. Daha henüz tanımıyordu muhtemelen iki teğmeni de.

Bu sırada içerdeki askerler gelmişti. Dergilerini bulmuşlardı anlaşılan Clous ve Jeux'un -?- Revv'in kendine baktığını gözlük arkasından görmüş ve bir anlığına gözlüğünü çıkartarak Rayno''ya bakmıştı. Sanki Dergiler onunmuş gibi suçlayıcı bir bakıştı bu. Ardından hemen gözlüğünü takmıştı. Fakat ne yazıkki dergiler değildi tek sorun. Dergilerin yanında bayrak da vardı. korsan gemilerinin bayrağı Elbette ki bayrağı korsanlardan çalmış olabilirlerdi fakat o zaman da bir takım mantık hataları oluşuyordu. Tek yapabildiği şey Swell'in bunları çözecek kadar akıllı olmamasını ummaktı.
Clous Cracher
Clous Cracher

Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Grand Line Anlatıcı Paz 28 Ağus. 2016, 02:40

Patrick'in sinir katsayısı yükselmeye devam ediyordu. Koşarken bile şarap içmeye devam eden kel herif sağında, Büyük John koşmak istemediği için onu taşıyan;fakat sürekli yakınan Willy ise solundaydı. Bir saniye bile kafasını dinleyemeyecekti anlaşılan. Zaten ne zaman bölgelerinden dışarı çıksalar, mutlaka gürültülü eylemlere girişiyorlardı. Yine de buna bir türlü alışamamıştı Patrick. En önde koşan Robin'in yerinde olmak istediğini düşündü, Robin'in pelerinine dalgın bir şekilde bakarken. En azından arkadaki gürültüden uzak olurdu.

Bunları düşündüğü sırada, Robin kendilerine doğru dönüp geri geri koşmaya başlamıştı. Ellerini birbirine vuran Robin: ''Söylenmeyi kesin ve hızlanın. Onları yeterince kızdırdık. Taktik eksi bire geçiyoruz.'' demişti.

Star,Şhelif'in sadece bulundukları katı değil, tüm karargahı inleten bağırışlarının kendisini sağır edebileceğini düşündüğünden elleri ile kulaklarını sıkıca kapatmıştı. Yine de yan odadaki Şhelif'i sakinleştirmeye çalışacak değildi. ''Ne demek yerlerini tespit edemediniz. Siz kendinize denizci mi diyorsunuz orospu çocukları! Çabuk hangi bölgede olduklarını bulun. Yoksa evveliyatınızı sikerim sizin. Hükümet bile sizi elimden alamaz.'' '' diye bağırmakta olan Şhelif'in yanına gitmek, ölüm fermanını imzalamak demekti.

Kısa bir süre sonra Şhelif'in bağırış sesleri kesilmişti. Hemen ardından odasının kapısının açıldığını fark etmişti Star. Yanına gelen kişi Şhelif'ten başkası değildi. ''Sanra'ya gidiyorum. Askerleri arkamdan yollarsın. Acil bir durum olursa diye burada bekle.'' demişti Şhelif.

Dergileri ve korsan bayrağını elinde tutan askerler daha ne olduğunu anlayamadan, yanlarına gelen Rayno telaşla ellerindekileri almış ve geminin içine geçmişti. Korsan bayrağını elinde tutan asker ''koskoca teğmenin bir bildiği vardır.'' felsefesini benimsediğinden buna ses çıkarmasa da , erotik dergileri ellerinden alınan erler bu duruma oldukça üzülmüştü.


Gökyüzündeki yazıya ağzı açık bir şekilde bakan Swell, Shingen'in emri ile kendine gelmişti. Gemideki işi tam olarak bitmediğinden aldığı emre itiraz edecek olsa da bundan vazgeçmişti. Kontrol kendisinde olduğundan yeterince lakayıt davranmıştı zaten. Daha fazla gereksiz harekete gerek yoktu. Gemiye çıktığı tüm erlerin kendisiyle gelmesini isteyen Swell, Shingen'e asker selamı verdikten sonra geminin aşağıya inen basamaklarına doğru yönelmişti.

Askerlerin gitmesinin ardından güvertede sadece mürettebat kalmıştı. Jeux ve Kyrien oldukça rahatlamış gözüküyorlardı. Ame ve Reev ise geminin bir köşesine çekilmiş fısıldaşıyorlardı. Reev'in oldukça öfkeli olduğunu fark edebiliyordu Clous. Ame ise başı ile Reev'i onaylamak dışında bir şey yapmıyor gibi gözüküyordu.

Bir süre sonra, içeri geçen Rayno da güverteye dönmüştü. Clous ve Shingen'e bakarak: ''Çok Üzgünüm. Az daha benim yüzümden yakalanacaktık. Bayrağı düzgünce saklayamamam benim hatamdı.'' demişti. Ardından da sağ elini başının üzerine götürüp kahkaha atarak: ''Yine de iyi tarafından bakalım. Jeux ve sizin erotik dergileriniz hala duruyor.'' demişti.

Grand Line Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Clous Cracher Paz 28 Ağus. 2016, 05:09

Şans bir kez daha devreye gimişti Hep Yek tayfası için. Bazıları bunun planlı olduğunu düşünebilirdi. Hayatın birileri tarafından planlanıldığını hatta herşeyin aslında bir kurmaca olduğunu. Ama Clous o bazılarından değildi. Hatta tüküren adam o bzılarına kötülük yapan biriydi. Şimdi biraz mantıklı düşünülürse Clous'un mallarını çaldığı insanlardan çoğu kendilerinden üstün bir varlığa inanıyordu. Yani Clous'un -eğer varsa- tanrının gözünde iyi bir insan olabilmesine imkan yoktu. Öyle olduğundan dolayı da Hep Yek yardım etmesine imkan yoktu. Doğal olarak tanrının var olması fikri içinde bulundukları durumla çelişiyordu. Bu nedenle Clous olan herşeyi şans olarak görüyordu. Oluşan patlama da havayi fişekler de önceki şananlar gibi olasılıkların iyi şekilde denk gelmesinin yani şansın sonucuydu.

İyi şanslarının sonucu denizciler gemiden gitmişti fakat Clous için bu defa kötü şans devreye girmek üzereydi. Reev'in ona olan öfkeli bakışlarını görebiliyordu. Nedenini alayabiliyordu da fakat çok da umursamıyordu. Umursamadığını da açık ve net bir şekilde belli ediyordu tüküren adam. Reev'in neden kızdığını anlayabilmesine rağmen kendi sebepleri de vardı. Öncelikle dergileri ilk aldığı sırada kötü bir ruh hali vardı. Erkek dürtülerine ve merakına yenik düşmüştü fakat daha önemlisi dergilerin artık farklı bir amacı daha vardı. Yeni yediği meyvesiyle beraber kullanmayı planlıyordu dergileri. Tabi muhtemelen Reev bu sebepleri şuan için dinlemeyeceği vede Shingen'i kendisinin vurduğunu söyleyemeyeceği için hiç açıklamaya çalışmayacaktı bile.

Tabi birde Rayno vardı. Klasik kendi gibi davranıyordu o. Clous onu da takmıyordu. Bir anda hiç bir şeyi takmamaya başlamıştı.
(eğer dergiler Rayno'nun elindeyse) Rayno'nun elinden Jeux'unkiler dahil hepsini alıp yiyecekti. Meyve gücünü sergilerken gerektiğinde boya olarak kullanmak gibi bir niyeti vardı onları. (eğer Rayno'nun elinde dergiler yoksa bir önceki kısmı atlayıp burdan devam edin) ardınden kendi de tek başına güverteden inip her hangi yalnız kalıp üstünü değiştireceği bir sokak arayacaktı.
Clous Cracher
Clous Cracher

Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Shingen Cracher Ptsi 29 Ağus. 2016, 12:55

Swell'in üzerine oynamıştım. Onun gibi tecrübesiz birisinin üslerine karşı o kadar da dirayetli olmasını beklemiyordu. Eğer o bayrağı incelerlerse ve bizim korsan olduğumuzu anlarlarsa başımız büyük sıkıntıya girebilirdi. Diğer olaydan da faydalanıp onun bizi zorlamasına izin vermemiştim.

Attığım yemi yemişti Swell. Korsan bayrağımız ve erotik dergileri de Rayno almıştı. Şimdilik bir sıkıntı gözükmüyordu. Swell ve ekibi gitmiş ve bizi rahat bırakmışlardı. Bundan sonrası bizim için daha mı rahat dahamı zor olacaktı onu bilmiyordum. Olaylar geçtikten sonra REev'in Clous'a kızdığını görmüştüm. Dergilerin kimin olduğunu bilmiyordum ama Reev birşeyler hissetmiş olmalı.

Olaylar bitikten sonra Rayno'nun lakayıt tavırları beni sinir etmişti. Bayrağın iyice saklanması gerektiğini ufak bir çocuk bile bilirdi ama yaptığı şeyin affedilir bir tarafı yoktu. "Rayno, yaptığın şeyin affedilir bir tarafı yok. O bayrağı iyi saklaman gerektiğini söylememize gerek yoktur. Küçük çocuğun bile akıl edebileceği bir şey düşünmemen ya da umursamaman ilginç. Çünkü o bayrakla yakalansaydık hepimizin sonu olabilirdi. Bizim hayatlarımız bu kadar mı değersiz. Bu kadar mı önemsemiyorsun bizi. Bir an önce herkes nasıl bir durumun içinde olduğumuz anlasın ve kendine gelsin. Artık büyük bir denizdeyiz ve hatalarımızı tekrarlamamlıyız. Anlamadıysanız birbirinize iyi bakın ve onların ölümüne sebebiyet vereceğinizi unutmayın." demiş ve sinirli bir şekilde adanın iç kısmına doğru yürümeye koyulmuştum. CLous, Reev ve erotik dergiler gibi önemsiz şeylerden daha önemli şeylerimiz vardı. Artık bunun farkında olmalıydık.
Shingen Cracher
Shingen Cracher

Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Grand Line Anlatıcı Ptsi 29 Ağus. 2016, 21:55

Oldukça kızgındı Reev. O tarz dergilerin gemiden çıkması içini parçalamıştı. Sütoş'un o tarz biri olmadığını biliyordu. Shingen ile belli bir süre geçiren herkes Shingen'in de o tarz zevkleri umursamadığını anlayabilirdi. Kyrien'in de Shingen gibi olduğunu düşünüyordu Reev. Muhtemelen daha önce bir kadının elini bile tutmamıştı Kyrien. Jeux'un apayrı bir olayının olduğu hesaba katıldığında geriye sadece Rayno ve Clous kalıyordu. Özellikle Rayno'nun sözleri, topu Clous'a atmıştı. Clous'u dinlemeden kesin bir kanıya varacak değildi Reev. Yine de bu durum onu kızdırıyordu.

Gerçi asıl kızdığı kişi Clous'tan ziyade kendisiydi. Eğer Clous bu tür şeylere ilgi duymaya başladıysa, bu kendisinin Clous'u tatmin edemediği anlamına gelmez miydi? Geceleri Clous'u memnun edemiyor muydu? Yoksa çirkinleşmiş miydi? Şu aralar çok az da olsa şişmanladığı doğruydu.

Kendisini bu derin düşüncelerden çıkaran kişi Shingen olmuştu.Sinirli bir şekilde, en ufak bir dikkatsizlikte sevdikleri ile beraber ölebileceklerini söylemişti Shingen. Haklıydı da. Şu an tehlike altındalardı ve bu tür şeyleri kafaya takmanın zamanı değildi. Karamsar düşüncelerini şimdilik içine atmaya ve işine odaklanmaya karar vermişti Reev.

Rayno, aynı gün içinde iki kardeşten de azar işittiğinden canı sıkkındı. Gerçi cana kasıt azar işitme sayılır mıydı emin değildi. Tayfanın üzerine çökmüş olan bu kasvetli havadan hoşlanmıyordu Rayno. Baloya sızıp hırsızlık yaptıklarında, Ame'ye yardım ettiklerinde, Denizci karargahından gemi çaldıklarında, hatta bu okyanusa girdiklerinde bile hayati tehlike altındalardı. Denizde geçen her dakikada da bu hayati tehlike sürüyordu. Peki bu yüzden her zaman somurtarak mı gezmeleri gerekecekti? Her zaman bıçak sırtında durarak yaşanabilir miydi? Eğer zevk alınmayacaksa neden hırsızlık yapılırdı ki? Kazandıkları parayı zenginden alıp fakire veren kahramanlar değillerdi. Kazandığı para ile günlerini gün eden tiplerden de olmamışlardı. Ölüm,can kaybı her zaman olabilirdi;fakat bu olabilir diye de hayattan zevk almayı kesecek değildi.

Bayrağı düzgünce saklayamamasının kendi hatası olduğu doğruydu gerçi;fakat bayrağı düzgünce sakladığına emindi Rayno. Asla işini savsaklayan biri olmamıştı. Yine de bayrak bulunmuştu ve ne söylerse söylesin kardeşinin ardından aşağıya inmekte olan Shingen'i ikna edebileceğini düşünmüyordu. Kendisine moral vermeye çabalayan Kyrien, dalgın bir şekilde yürüyen Reev, yüzü kızarmış olan Jeux ve Jeux'a garip bir şekilde bakan Ame ile birlikte aşağıya inmekten başka yapacak bir şeyi yoktu Kyrien'in.

Clous, gemiden aşağı inmiş ve üstünü değiştirebileceği bir yer aramak için şeritlerle çevrili bölgeyi geçip yürümeye başlamıştı. Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından ilginç bir manzara ile karşılaşmıştı kahramanımız. Onlarca,hatta yüzlerce çadır kahramanımızın önünde uzanıyordu.Çadırların arasında yaklaşık beşer metre vardı ve sahil boyunca uzanıyordu çadırlar. Çevresini incelediğinde, çadırlar arasından sura doğru ilerleyen birkaç insan olduğunu görmüştü Clous;fakat çadırlardan dolayı surun giriş kapısı gözükmüyordu. Eğer arkasına bakacak olursa, yaklaşık on metre arkasındaki Shingen'i ve Shingen'in arkasındaki mürettebatını görebilecekti Clous.



Out: Shingen de Clous'un gördüklerini görüyor. Bu yüzden Shingen için ek bir paragraf açmadım.

Grand Line Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Shingen Cracher Çarş. 31 Ağus. 2016, 10:45

Sınırdaki denizcileri atlatmış ve ileriye doğru yürümeye başlamıştık. Söylediklerimden sonra kimse sesli tepki vermemişti. Bu da ya beni desteklediklerini gösteriyordu ya da içlerinden kendilerine göre bir şey söylediklerini. Her neyse artık ilerleme vaktiydi ve biz de ilerliyorduk.

Clous üstünü değiştirmek için bir ara sokağa girmişti biz de tayfa olarak oraya doğru ilerlemiş ve şehrin derinliklerinee doğru ilerlemeye başlamıştık. O sırada sahil boyunca uzanan çadırları görmüştüm. Acaba bunlar misafir miydi yoksa burada yaşayan yerliler mi? Belki de kast sisteminin en altındaki tabakadır. Büyük ihtimalle de öyleydiler ve onlara layık görülen hayatı yaşıyorlardı.

Çadırların arasında çalınacak pek bir şey olduğunu sanmıyordum. O yüzden çadırlarla uğraşmak bizim için vakit kaybı olacaktı. Çadırlardan sura doğru yürüyen insanlar görüyordu Shingen. Biraz beklemiş ve onların nasıl bir sonraki aşamaya geçtiklerini öğrenmek istemişti. Rayno Kyrien denizci kimliğinizle çadırdakileri sorgulayın ve değerli eşyaları varsa Şhelif adına onlara el koyduğunuzu söyleyin. Bu arada ben ve Ame de içeriye nasıl sızacağımızı bulalım. Diğerleri de ne yapmak istiyorsa yapsın. Kimse kendini ele vermesin.
Shingen Cracher
Shingen Cracher

Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Clous Cracher Perş. 01 Eyl. 2016, 04:15

Üstünü değiştirmek istiyordu Clous. Aslında denizci üniformasıla bir derdi yoktu. Belkide vardı. Sokak ortasında bir denizci sıradan bir sivilden daha çekerdi. Fakat bunları düşünemezdi Clous o an. düşünmüyordu daha doğrusu. Sadece bir şeylerden kaçmaktı amacı. Nedenini de bilmiyordu. Kendi bakış açısından yanlış hiç bir şey yapmamıştı. yapmamıştı. Fakat Reev tarafından bakmaya çalışınca onu da haklı buluyordu.

Bir an için kendini silkeledi Clous. Düşündüğü şey Reev miydi? Yada onunla yaşadıkları? Kardeşini yaralamıştı, Bunu kimseye söyleyemiyordu, kardeşi adam öldürmüştü ve ona destek olamamıştı, artık yüzme yeteneği yoktu, iğrenç bir çenesi olan bir ucubeye dönüşmüştü, henüz daha dedelerine yakın bile değillerdi birde yeni dayı ortaya çıkmıştı dedesini öldürmek isteyen ve bütün bunlar arasında tek düşünebildiği Reev miydi. Bu Clous olamazdı. O böle biri değildi. Tamam Reev'i seviordu ama diğer şeyler ile arasına girmesine izin veremezdi. Silkelenip kendine gelmelidi.

Yapacaktı da tüküren adam. Önünde uzanan çadırlar vardı. Teorisine göre burası Yonra bölgesi olmalıydı. Yani en dış ve en fakir yer. Fakat bunun önemi oktu. Kendine gelmek için biraz hırsızlık yapmalıydı ama önce çadırlar arasında boş bir yer bulup kıafetlerini iip içinde dergilerdeki mürekkeple sıradan kıyafetlerinin rengine boyaıp tekar çıkartıp giyecekti.
son kısım aceleye gelmiştir
Clous Cracher
Clous Cracher

Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Grand Line Anlatıcı Perş. 01 Eyl. 2016, 05:49

Shingen'in emri üzerine Kyrien ve Rayno çadırlara doğru yönelirken Ame ise Shingen ile birlikte gitmişti. Jeux ve Reev ise yalnız başlarına kalmışlardı.

Kyrien ve Rayno bir süre, önde olan ve çadırların arasına doğru yönelen Clous'un doğrultusunda yürümüşlerdi. Sonrasında ise hem Clous'u rahat bırakmak hem de Shingen'in emrini yerine getirmek amacıyla durmuşlardı. Bir süre etrafa kulak kabartıp İçinden ses gelen çadırlardan birini açtırmışlardı. Çadırın içinden orta yaşlı, kirli sakallı, kulağının çevresindeki saç birikintisi hariç tamamen kel olan biri çıkmıştı.

Rayno, para istemeden önce adamdan birkaç bilgi kopartmayı amaçlıyordu. Zaten dışarıdan çadırın içine baktığında adamdan para kopartamayacaklarından emin olmuştu. Bu yüzden de bir tür teftiş için burada olduklarını söylemişti adama. Ardından da festivalde ne tür aktiviteler olacağını sormuştu ilk baştan;fakat adam oldukça sert bir ses tonuyla sorunun cevabını bilmediğini söylemişti kendisine. Sonrasında ise Kyrien girmişti söze: ''Haddini bil. Sorularımızı cevaplamazsan yaşadığın çadırı da kaybedebilirsin.'' demişti.

Rayno'nun ne planladığını anlayan Kyrien, adamı korkutarak sindirip adamın ağzını aramayı planlıyordu;fakat planı oldukça ters tepmişti Kyrien'in. Adam bir anda ''Alın! Onu da alın! Zaten bir o bir de canım kaldı almadığınız. Ne yaparsanız yapın. Yetti ulan artık! Siz ancak Hitatsura'daki zenginlerin götünü yalarsınız!'' diye bağırmaya başlamıştı. Adamın çıkardığı sesler yüzünden yakınlarda bulunan çadırlardaki pek çok insan da uyanmıştı. Tam da bu sırada başka bir yerden gelen bir kadın çığlığı ve bir bağırış duymuşlardı.

Clous çadırlar arasında biraz ilerlemiş ve gerek arkasındaki mürettebatının gerekse surlara ilerleyen birkaç insanın göremeyeceği bir konuma geçmişti. Ardından da kıyafetlerini çıkarıp yemişti Clous. Bu sırada yanında mürekkep olmadığı kafasına dank etmişti kahramanımızın. Güvertede Rayl'dan bir şey almadan aşağı indiğini unutmuştu anlaşılan Clous.

Mürekkebinin olmadığını fark ettiği sırada yakınlardan gelen bağırış dikkatini çekmişti Clous'un. Bu sesler kıyafetlerini yediği andan beri vardı. Derken, tam Clous'un karşısında kalan bir çadırın içinden genç bir kadın çıkıvermişti. Sarı saçlara,masmavi gözlere ve oldukça bebeksi bir yüze sahip bu kadının, çadırından başını uzattığında gördüğü ilk şey Clous'un penisi olmuştu. Küçük Clous'u gören kadın bir anda tüm adayı ayağa kaldıracak kadar bağırmaya başlamıştı.

Kadının bağırmaya başlamasının ardından, çadırlardaki insanlar tek tek uyanmaya başlamıştı. Clous'un arka tarafındaki çadırlardan da başını çıkartanlar vardı. Clous kendisini kaç kişinin gördüğünü bilmiyordu;fakat arka tarafından gelen, bir adama ait olan: ''Ee çüş artık. Bu adayı da sapıklar basmış. Kıyamet yakındır.'' sesi en iyi ihtimalle çoktan iki kişinin çıplak vücudunu gördüğünü kanıtlar nitelikteydi.

Reev ve Jeux yalnız başlarına kalmışlardı. İkisi de sağanak yağmurun altında öylece dikilip adanın surlarına bakıyorlardı. Diğerlerine yardım etmeye gitmek istese de Jeux'u yalnız bırakamazdı Reev. Sonuçta herkes bir gruba ayrılmıştı ve kendisi de Jeux ile kalmıştı; fakat bu sessizlik onu rahatsız etmiyor değildi. Gemide geçirdiği süre içerisinde ilk defa Jeux ile yalnız başına kalıyordu. Konuşacak bir konu bulamıyordu Reev. Aklından ırkçı düşünceler geçirmek istemese de bir balıkadam ile ne konuşulacağını bilmiyordu. Bildiği kadarı ile ikisi de tayfaya sonradan gelmişti.Bu durumda boş boş dikilirken birbirlerine anılarını anlatamazlardı.

Tam da bu sırada bir adamın bağırışları geldi Reev'in kulaklarına.Kısa bir süre sonra da bir kadının çığlık sesleri... İşte bu boş boş dikilmemek için bir fırsattı. Jeux'a dönüp: ''Yardımımıza ihtiyaçları olabilir. Gidelim.'' diyen Reev, hızlı adımlarla sesin geldiği bölgeye yürümeye başlamıştı.


Shingen ve Ame, bir sonraki aşamaya nasıl geçildiğini öğrenmek amacıyla, çadırların arasından surlara doğru ilerleyen insanları takip etmeye başlamışlardı. Yaklaşık 200 metrelik ilerleyişin ardından da cevaplarına ulaşmışlardı. İnsanlar, kahverengi büyük bir kapının önüne gidiyor ve orada birkaç tane yeşil kıyafetli adam tarafından kontrol ediliyorlardı. Karta sahip olan biri, kartını muhafızlardan birine gösterdikten sonra içeri geçebiliyordu. Çok uzun olmasa da kapının önünde ufak bir kuyruk oluşmuştu ve kuyruktaki kişilerin kıyafetlerine bakarak, kuyruktakilerin sadece kıyafetlerinin paralarının kendilerine aylarca yetebileceğini çıkartabilirdi Shingen.


Ayrıca, kapının 60-70 metre sağında denizcilere ait, karargahı andıran bir bina görmüştü ikili. Hem kapıyı, hem de binayı belli bir uzaktaki konumdan izlediklerinden daha fazla şey görememişlerdi.

Grand Line Anlatıcı

Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı  [Clous-Shingen ] - Sayfa 3 Empty Geri: Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]

Mesaj tarafından Nefertari Vivi Perş. 01 Eyl. 2016, 23:24

Konu dondurulmuştur.
Nefertari Vivi
Nefertari Vivi

Mesaj Sayısı : 34
Kayıt tarihi : 22/05/16

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

3 sayfadaki 3 sayfası Önceki  1, 2, 3

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz