Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
12 sayfadaki 14 sayfası
12 sayfadaki 14 sayfası • 1 ... 7 ... 11, 12, 13, 14
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Onlara doğru ilerlediğin sırada kayığa binme sırası, kendi arkadaş grubunun en önünde olan Gedoumaru'ya geliyor. Gedoumaru, kayığa doğru ilerleyeceği sırada Sebastian ile göz göze geliyor. İkili bir süre konuşmadan, boş bakışlarla birbirine bakıyor. Sessizliği Sebastian bozuyor: ''Bazı medeniyetlerde, şeytan taşlamanın iyi şans getirdiğine dair bir inanış vardır. Bundan sonraki yaşamında iyi şansın seninle olması için arkandan sana taş fırlatmamı ister misin?'' diyor, alaycı bir ses tonuyla. Gedoumaru buna gülüyor ve: ''Her geçen gün daha da sinir bozucu oluyorsun. Bunun için bir tür antreman mı yapıyorsun? diyor. Ardından ikili kollarını açıp birbirine sarılıyor. Bu kısa vedalaşmanın ardından, Gedoumaru ve arkadaşları kayığın yanına gidiyorlar. Onlar kayığa binmeden önce onlara yetişiyor ve çocuklara veda konuşmanı yapıp Gedoumaru'ya sarılıyorsun. Gedoumaru'ya sarıldığın sırada yanına gelen Liva,Renge, Chi,Kedicik ve Armi; hep birlikte üzerine atlayıp sana sarılıyorlar.
Bu sırada, koridordan gelen bağırış sesleri duyuyorsun.İki kişi, avazı çıktığı kadar bağırıyor.Seslerin artan şiddetinden, tartışan kişilerin bulunduğunuz odaya doğru geldiğini fark edebiliyorsun.
''Önümden çekil diyorum!''
''Yatağına girmen gerek. Kendini öldüreceksin.Neden bu gemideki kimse beni dinlemiyor?''
''Yatağıma falan girmeyeceğim.Onları haşlayacağım! Hem sem kimsin ki?''
''Oh, ben geminizin geçici doktoruyum. Adım Choppf...''
''Güzel, ben de bu geminin kaptanıyım.Çekil önümden!''
Duyduğun bu diyaloğun ardından, Anna bulunduğunuz yere dalıyor ve hışımla Sebastian'ın üzerine yürüyüp ellerini beline koyuyor ve öfkeli bir şekilde baktığı Sebastian'a: ''Sebastian, benden habersiz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? '' diye bağırıyor. Sebastian sakince ; Anna'ya, çocukların yeni bir yaşama başlamaları için çocukları yakın bir adaya bıraktıklarını anlatıyor. Anna, Sebastian'a cevap vermek için ağzını açtığı sırada, bir anda öksürüyor ve kan kusuyor.
Anna'nın kan kusmasının ardından çığlık atan Choppfar, Anna ve Sebastian'ın yanına geliyor ve ''Kaptan hanım! Size demiştim.Dinlenmeniz gerekiyor.Yatağa dönün. Ah, Sebastian-kun. Bana yardım et lütfen!'' diye söyleniyor; fakat kan kusmasının ardından doğrulan ve iyi olduğu konusunda ısrar eden Anna, tekrardan Sebastian'a bakıp: ''İyi de belki bizimle beraber gelmek isteyenler olacaktı. Özellikle şu boynuzlu tatlı kız bana Mey-Rin'in emanetiydi. Eğer o çoktan gittiyse onu aramak için biz de adaya gideceğiz ona göre!'' diyor ve Sebastian'ın yanından ayrılıp kayığa doğru ilerliyor. Bu sırada da kayığın dibindeki sizi görüyor.
Yanınıza gelen Anna, elini kaldırıp size selam vereceği sırada tekrardan kan kusuyor; fakat ikinci kez çığlık atan Choppfar, Anna'nın yanına ulaşamadan Anna doğruluyor. Doğrulmasının ardından her zamanki gibi sağ elini kaldırıp parmaklarını oynatarak sizi selamlayan Anna Gedoumaru'ya doğru eğiliyor ve: Gedo-chan. Tayfama katıl. Sana uçsuz buçaksız uzanan denizdeki birbirinden güzel adaları göstermek istiyorum. diyor; fakat Gedoumaru yanındaki arkadaşlarını göstererek arkadaşları ile birlikte yeni bir başlangıç yapacağını söylüyor.
Bu cevabın ardından Anna bir süreliğine duraksıyor. Daha sonra ise gülümsüyor ve ''İyi.O zaman arkadaşların da gelsinler. Bizim için sorun değil. Hiç bilmediğiniz bir yerde geçim sıkıntısı çekeceğinize burada rahatınıza bakarsınız. Ben sizi korurum. '' diyor. Gedoumaru, Anna'yı dinledikten sonra, ona boş boş bakıyor. Bu yüzden de kısa bir sessizlik oluşuyor. Bu kısa süreli sessizlik Anna'yı rahatsız etmiş olsa gerek, Anna tekrardan konuşmaya başlıyor: '' Yani, sanırım koruyabilirim... şimdilik güçsüz olsam da... ilerleyecek ve herkesi koruyabilecek kadar güçleneceğim. Yani... öyle olması için çabalayacağım...Yani... kararın nedir? diyor, endişeli gözlerle Gedoumaru'ya bakan Anna.
Bu sırada, koridordan gelen bağırış sesleri duyuyorsun.İki kişi, avazı çıktığı kadar bağırıyor.Seslerin artan şiddetinden, tartışan kişilerin bulunduğunuz odaya doğru geldiğini fark edebiliyorsun.
''Önümden çekil diyorum!''
''Yatağına girmen gerek. Kendini öldüreceksin.Neden bu gemideki kimse beni dinlemiyor?''
''Yatağıma falan girmeyeceğim.Onları haşlayacağım! Hem sem kimsin ki?''
''Oh, ben geminizin geçici doktoruyum. Adım Choppf...''
''Güzel, ben de bu geminin kaptanıyım.Çekil önümden!''
Duyduğun bu diyaloğun ardından, Anna bulunduğunuz yere dalıyor ve hışımla Sebastian'ın üzerine yürüyüp ellerini beline koyuyor ve öfkeli bir şekilde baktığı Sebastian'a: ''Sebastian, benden habersiz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? '' diye bağırıyor. Sebastian sakince ; Anna'ya, çocukların yeni bir yaşama başlamaları için çocukları yakın bir adaya bıraktıklarını anlatıyor. Anna, Sebastian'a cevap vermek için ağzını açtığı sırada, bir anda öksürüyor ve kan kusuyor.
Anna'nın kan kusmasının ardından çığlık atan Choppfar, Anna ve Sebastian'ın yanına geliyor ve ''Kaptan hanım! Size demiştim.Dinlenmeniz gerekiyor.Yatağa dönün. Ah, Sebastian-kun. Bana yardım et lütfen!'' diye söyleniyor; fakat kan kusmasının ardından doğrulan ve iyi olduğu konusunda ısrar eden Anna, tekrardan Sebastian'a bakıp: ''İyi de belki bizimle beraber gelmek isteyenler olacaktı. Özellikle şu boynuzlu tatlı kız bana Mey-Rin'in emanetiydi. Eğer o çoktan gittiyse onu aramak için biz de adaya gideceğiz ona göre!'' diyor ve Sebastian'ın yanından ayrılıp kayığa doğru ilerliyor. Bu sırada da kayığın dibindeki sizi görüyor.
Yanınıza gelen Anna, elini kaldırıp size selam vereceği sırada tekrardan kan kusuyor; fakat ikinci kez çığlık atan Choppfar, Anna'nın yanına ulaşamadan Anna doğruluyor. Doğrulmasının ardından her zamanki gibi sağ elini kaldırıp parmaklarını oynatarak sizi selamlayan Anna Gedoumaru'ya doğru eğiliyor ve: Gedo-chan. Tayfama katıl. Sana uçsuz buçaksız uzanan denizdeki birbirinden güzel adaları göstermek istiyorum. diyor; fakat Gedoumaru yanındaki arkadaşlarını göstererek arkadaşları ile birlikte yeni bir başlangıç yapacağını söylüyor.
Bu cevabın ardından Anna bir süreliğine duraksıyor. Daha sonra ise gülümsüyor ve ''İyi.O zaman arkadaşların da gelsinler. Bizim için sorun değil. Hiç bilmediğiniz bir yerde geçim sıkıntısı çekeceğinize burada rahatınıza bakarsınız. Ben sizi korurum. '' diyor. Gedoumaru, Anna'yı dinledikten sonra, ona boş boş bakıyor. Bu yüzden de kısa bir sessizlik oluşuyor. Bu kısa süreli sessizlik Anna'yı rahatsız etmiş olsa gerek, Anna tekrardan konuşmaya başlıyor: '' Yani, sanırım koruyabilirim... şimdilik güçsüz olsam da... ilerleyecek ve herkesi koruyabilecek kadar güçleneceğim. Yani... öyle olması için çabalayacağım...Yani... kararın nedir? diyor, endişeli gözlerle Gedoumaru'ya bakan Anna.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Çocuklara doğru ilerlediğim sırada, kayığa binme sırası kendisine gelen Gedoumaru, Sebastian ile bir süre bakıştı. Bomboş bakışlarla birbirine bakan ikilinin ölüm sessizliğini bozan kişi ise Sebastian oldu. Her zamanki atışmaları bu sefer de sekmemişti. Birbirlerinden nefret ediyor gibi dursalar da aslında aralarında bir bağ olduğunu düşünmüştüm hep. Şimdi veda etmek iki taraf için de zor olabilirdi. Atışmaları, ikilinin birbirlerine sarılmasıyla birlikte sonlandı. Bu manzarayı görmeyi beklemiyordum açıkçası, sanırım biraz da bu yüzden gördüğüm vedalaşma karşısında hem mutlu, hem de üzgün hissettim. Nedense hiçbirinin gitmesini istemiyordum. Hepsi bizden biri olmuştu sanki. Biz de Rayl ile onlardan biri olmuştuk. Bu korsan tayfasına ait hissediyordum artık kendimi, evet buna artık emindim. Gedo ve Sebastian'ın vedalaşmasının ardından diğer beş çocuk da ablalarının ardından kayığa doğru ilerlediler. O sırada hızla onlara yetişip söylemek istediğim şeyleri söyledim ve son olarak Gedo-san'a sarıldım. Tam o sırada da yanımızdaki beş ufaklık da üstüme atladı. Mutluluktan ve veda etmenin ağırlığından dolayı gözlerim dolmuştu sanki. Artık özgür olduğunuz için çok mutluyum.
Vedalaşmamız bittiği sırada koridordan birtakım sesler duydum. Gittikçe daha da yükselmeye başlayan bu sesler Anna ve Şapşal Doktor'a aitti.Doktorun yataktan kalkmamasını söylemesine rağmen bulunduğumuz yere ağır yaralarla dolu bir vücuda sahip birinden beklenmeyecek kadar şiddetle giren Anna, Choppfar ile tartışmasına bir son verip Sebastian'a yöneldi. Çocukları gönderme konusunu kastederek Sebastian'a hesap soran Anna, kendisinden habersiz nasıl böyle bir şey yaptıklarını sorguluyorudu. Buna karşılık Sebastian, çocukların yeni bir hayata başlamaları için yakındaki bir adaya onları bırakmaya karar verdiklerini anlattı. Konuşmasını bitiren Papyonlu Rahip'e cevap vermeye hazırlanan Anna, ağzını açtığı sırada aniden şiddetli bir öksürükle kan kustu. Yaraları hala iyileşmemiş olan birinin bu kadar büyük bir gürültü yaratmış olması elbette ki vücudunun kendisine karşı davranmasına sebebiyet vermişti. Ona doğru ilerleyeceğim sırada benden önce davranan Choppfar, Anna ve Sebastian'ın yanına gelip Anna'yı yakaran bir tavırla yatağına dönmesi konusunda uyardı ve bu konuda Sebastian'dan da yardım istedi. Lakin buna karşılık Anna doğrulup iyi olduğunu söyleyerek Sebastian'la olan konuşmasına kaldığı yerden devam etti; ona belki de çocukların içinden bizimle birlikte denize açılmak isteyenlerin olabileceğini söyleyerek Gedo-san'ın Mey-Rin'in emaneti olduğunu, bu yüzden eğer çoktan gitmişse karşıdaki adaya demir atıp kendisini arayacağımızı ekledi. Anna'nın konuşması sırasınca kendisine dikkatlice baktığım sırada, kayığa doğru ilerlemeye başladı ve kayığın dibindeki bizi farketti. Sebastian ile olan konuşmasını bitirip bize yaklaşan Anna her zamanki selamlaşmasını yapacağı sırada yine kan kustu. H-Hey... Belki de gerçekten yatağına dönmelisin Anna. Şapşal Doktor da benle aynı fikirde olacak ki, tekrar bir çığlık kopartıp bize doğru gelmeye başladı. Doktor yanımıza yetişmeden doğrulmayı başaran Anna, bizi her zamanki gibi selamladı ve Gedo-san'a doğru eğildi. Kıza, tayfasına katılmasını teklif ediyordu. Bir anlığına heyecanlanmış da olsam Gedoumaru'nun cevabı net oldu; yanındaki beş arkadaşıyla beraber yeni bir hayata başlayacağını söylüyordu. Bu cevapla beraber hepimiz bir anlığına duraksadık. Sessizliği bozan kişi ise Anna oldu. Gülümseyerek, o halde diğer beşinin de bizimle gelebileceğini söyleyen Anna kendilerini koruyacağını ekledi. Gedo-san'ın bomboş bakışları hala Anna'nın üzerindeyken gerçekten de bu altı kişinin gemiye nasıl da yakışacağını hayal etmeye başladım. Hey, belki iyi olurdu ama... Yani... Belki de... Kafamın karışıklığını neticelendirecek kişi Gedoumaru olacaktı. Şimdi, hepimizin Gedo-san'dan gelecek bir cevaba ihtiyacı var.
Vedalaşmamız bittiği sırada koridordan birtakım sesler duydum. Gittikçe daha da yükselmeye başlayan bu sesler Anna ve Şapşal Doktor'a aitti.Doktorun yataktan kalkmamasını söylemesine rağmen bulunduğumuz yere ağır yaralarla dolu bir vücuda sahip birinden beklenmeyecek kadar şiddetle giren Anna, Choppfar ile tartışmasına bir son verip Sebastian'a yöneldi. Çocukları gönderme konusunu kastederek Sebastian'a hesap soran Anna, kendisinden habersiz nasıl böyle bir şey yaptıklarını sorguluyorudu. Buna karşılık Sebastian, çocukların yeni bir hayata başlamaları için yakındaki bir adaya onları bırakmaya karar verdiklerini anlattı. Konuşmasını bitiren Papyonlu Rahip'e cevap vermeye hazırlanan Anna, ağzını açtığı sırada aniden şiddetli bir öksürükle kan kustu. Yaraları hala iyileşmemiş olan birinin bu kadar büyük bir gürültü yaratmış olması elbette ki vücudunun kendisine karşı davranmasına sebebiyet vermişti. Ona doğru ilerleyeceğim sırada benden önce davranan Choppfar, Anna ve Sebastian'ın yanına gelip Anna'yı yakaran bir tavırla yatağına dönmesi konusunda uyardı ve bu konuda Sebastian'dan da yardım istedi. Lakin buna karşılık Anna doğrulup iyi olduğunu söyleyerek Sebastian'la olan konuşmasına kaldığı yerden devam etti; ona belki de çocukların içinden bizimle birlikte denize açılmak isteyenlerin olabileceğini söyleyerek Gedo-san'ın Mey-Rin'in emaneti olduğunu, bu yüzden eğer çoktan gitmişse karşıdaki adaya demir atıp kendisini arayacağımızı ekledi. Anna'nın konuşması sırasınca kendisine dikkatlice baktığım sırada, kayığa doğru ilerlemeye başladı ve kayığın dibindeki bizi farketti. Sebastian ile olan konuşmasını bitirip bize yaklaşan Anna her zamanki selamlaşmasını yapacağı sırada yine kan kustu. H-Hey... Belki de gerçekten yatağına dönmelisin Anna. Şapşal Doktor da benle aynı fikirde olacak ki, tekrar bir çığlık kopartıp bize doğru gelmeye başladı. Doktor yanımıza yetişmeden doğrulmayı başaran Anna, bizi her zamanki gibi selamladı ve Gedo-san'a doğru eğildi. Kıza, tayfasına katılmasını teklif ediyordu. Bir anlığına heyecanlanmış da olsam Gedoumaru'nun cevabı net oldu; yanındaki beş arkadaşıyla beraber yeni bir hayata başlayacağını söylüyordu. Bu cevapla beraber hepimiz bir anlığına duraksadık. Sessizliği bozan kişi ise Anna oldu. Gülümseyerek, o halde diğer beşinin de bizimle gelebileceğini söyleyen Anna kendilerini koruyacağını ekledi. Gedo-san'ın bomboş bakışları hala Anna'nın üzerindeyken gerçekten de bu altı kişinin gemiye nasıl da yakışacağını hayal etmeye başladım. Hey, belki iyi olurdu ama... Yani... Belki de... Kafamın karışıklığını neticelendirecek kişi Gedoumaru olacaktı. Şimdi, hepimizin Gedo-san'dan gelecek bir cevaba ihtiyacı var.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Gedoumaru, diğerlerine dönüyor ve onlara bu konu hakkında ne düşündüklerini soruyor. Kedicik: ''Yaşasın! Gemicikte kalalım!'' diyor. Chi de başı ile Kedicik'i onaylıyor. Liva kızgın bir şekilde Gedoumaru'ya bakıp: ''Burada kalırsak büyük ihtimalle öleceğiz. Korsanların yaşadığı hayatın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun.'' diyor. Bir süre sonra, bunları söylerken takındığı kızgın yüz ifadesini koruyamayan Liva bir kahkaha patlatıyor ve: ''Yine de karanlıkta geçirdiğimiz onca sıkıcı yılın ardından, burada kalıp eğlenmek isterim. '' diyor. Armi, diğerleriyle birlikte olduğu sürece gittiği yerin kendisi için fark etmediğini söylerken; Renge belindeki su tabancasını çıkarıp havaya iki el ateş ediyor.
Gedoumaru, diğerlerinin cevaplarını dinledikten sonra Anna'ya dönüyor ve gülümseyerek : ''Teklifin hala geçerliyse kabul ediyoruz.'' diyor. Bunun ardından ''Yaşasın!'' diye bağıran Anna, bir anda öksürmeye başlıyor; fakat bu sefer kan kusmuyor. Anna, öksürmesinin ardından Sebastian'a doğru gidiyor ve kısık bir ses tonuyla:''Diğer çocuklara da bize katılıp katılmak istemediklerini sor. Katılmak isteyenleri burada bırak, katılmak istemeyenleri de adaya bırakırsın. Ayrıca diğer iki kayıktakilere de yetişebilirsen onlara da aynı şeyi yapmalarını söylersin. Biz de güvertede olacağız.'' diyor. Daha sonra tekrardan yanınıza gelen Anna, boğazını tutuyor ve az önceki gibi kısık bir ses tonuyla: ''Haydi öyleyse.Güverteye çıkalım.Bunu kutlamalıyız!'' Diyor.
Gedoumaru, diğerlerinin cevaplarını dinledikten sonra Anna'ya dönüyor ve gülümseyerek : ''Teklifin hala geçerliyse kabul ediyoruz.'' diyor. Bunun ardından ''Yaşasın!'' diye bağıran Anna, bir anda öksürmeye başlıyor; fakat bu sefer kan kusmuyor. Anna, öksürmesinin ardından Sebastian'a doğru gidiyor ve kısık bir ses tonuyla:''Diğer çocuklara da bize katılıp katılmak istemediklerini sor. Katılmak isteyenleri burada bırak, katılmak istemeyenleri de adaya bırakırsın. Ayrıca diğer iki kayıktakilere de yetişebilirsen onlara da aynı şeyi yapmalarını söylersin. Biz de güvertede olacağız.'' diyor. Daha sonra tekrardan yanınıza gelen Anna, boğazını tutuyor ve az önceki gibi kısık bir ses tonuyla: ''Haydi öyleyse.Güverteye çıkalım.Bunu kutlamalıyız!'' Diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Kendisinden cevap bekleyen bir tavırla kendisine baktığım sırada çocuklara dönüp ne düşündüklerini soran Gedo-san'ın sorusuna çocukların hepsi olumlu tepki verdi. Kedicik neşeli bir tavırla gemide kalmayı isterken, Liva önce sert bir tavırla bu işin tehlikeli olabileceğini söyledikten sonra kendini tutamayarak kahkaha attı ve sonunda güneşi görmüşken eğlenmek istediğini söyledi. Bu tavır karşısında ben de kendimi tutamayıp gülümsedim. Armi'nin de olumlu cevap vermesiyle havaya su tabancasıyla iki el ateş eden Renge, itiraz etmediğini söylemiş kadar oldu. Şimdi sıra Gedo-san'a gelmişti, ben mutlu bir şekilde vereceği cevabı beklerken Gedo gülümseyerek Anna'ya döndü ve şöyle dedi; ''Teklifin hala geçerliyse kabul ediyoruz.'' Daha biraz önce vedalaşmanın hüznü üzerimdeyken bir anda bambaşka bir ruh haline bürünmüştüm. Gerçekten mutluydum, arkadaşlarımızı geride bırakmak zorunda kalmayacaktık! Anna da en az benim kadar mutlu olmuş olsa gerek, sevinçle bağırdı lakin hemen ardından kısa bir öksürük nöbeti geçirdi. Yine de üçüncü seferinde kan kusmamış olan Anna için gelişme var gibi duruyordu. Yüzümdeki gülümsemeyle Gedo-san ve diğerlerine baktım. O sırada Anna da Sebastian'ın yanına gidip diğer çocuklar arasından bizimle gelmek isteyenleri gemiye geri almasını söyledi ve yanımıza döndü. Anna'nın sözüyle birlikte güverteye doğru ilerlemeye başladık. Mutluluk içinde yürümeye başladım.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Hep birlikte, bulunduğunuz odaya gelen koridora giriyor ve koridor boyunca yürüyüp koridorun başındaki merdivene ulaşıyorsunuz. Daha sonra merdivenden tırmanıyor ve spiral merdivenin yanına çıkıyorsunuz. Ardından da spiral merdiveni çıkıp, mutfak-salon olarak kullanılan odaya doğru yürüyorsunuz. Odaya girdiğinizde, Anna ocağın yanındaki buz dolabına doğru hareketleniyor ve cebinden bir anahtar çıkarıp buzdolabının en alt kapağını açıyor. Kapağı açtığında, alt bölmede depolanmış pek çok içki şişesi ve meyve suyu şisesi olduğunu görüyorsun. Anna bu şişelerden birkaç tane alıp güverteye doğru yöneliyor.Bu sırada siz de ocağın yanından bardak alıyorsunuz.
Hep birlikte güvertede oturup bir şeyler içeceğiniz sırada haberci kuş, güvertenize doğru bir gazete bırakıyor. Kuşun bıraktığı gazete kafana çarpıp önüne düşüyor. Gazeteyi eline alınca gördüğün ilk şey, ilk sayfaya kocaman harflerle yazılmış: EAST BLUE ALEVLER İÇİNDE Başlığı oluyor. Bu büyük başlığın altında pek çok başlık ve resim var. Sıra ile bu başlıkları okumaya başlıyorsun.
ZALİM KORSANLAR YETİMHANEYİ YAKTILAR.
Geçtiğimiz gün, Barn yetimhanesinde oldukça büyük bir yangın baş gösterdi. Yangın, sonradan tüm adaya yayıldı. Yangın dolayısıyla yetimhanede çalışan 500 kadar görevli ve 60 kadar çocuk hayata gözlerini yumdu. Scihibukai Doktor Silva, elindeki kamera kayıtlarını denizcilere göstererek bu olayın sorumlularının mavi çiçek korsanları olduğunu söyledi. Bu olay ardından mavi çiçek korsanlarının kelle ödülleri arttı. Ayrıca mavi çiçek Anna'nın, ''Mavi Lale'' adasından çıktığı öğrenildi! Bu zalim korsanları kim durduracak?
KORKUNÇ İTTİFAK! KAN KORSANLARI DEHŞET SAÇIYOR!
Cani korsanlar, tüm portakal adasını yok ettiler! Adaya TRUTH korsanları ile birlikte, orange kasabasından giren Kan korsanları, sadece orange kasabasındakileri değil, tüm adadaki insanların yarısından fazlasını öldürdü ve adayı yağmaladı. Ardından da Red Line'e yönelen korsanlar, Grand Line'e geçiş yaptı! İşte o korsanların posterleri!
Kan Korsanları ödülleri
Truth Korsanları Ödülleri
Hep birlikte güvertede oturup bir şeyler içeceğiniz sırada haberci kuş, güvertenize doğru bir gazete bırakıyor. Kuşun bıraktığı gazete kafana çarpıp önüne düşüyor. Gazeteyi eline alınca gördüğün ilk şey, ilk sayfaya kocaman harflerle yazılmış: EAST BLUE ALEVLER İÇİNDE Başlığı oluyor. Bu büyük başlığın altında pek çok başlık ve resim var. Sıra ile bu başlıkları okumaya başlıyorsun.
ZALİM KORSANLAR YETİMHANEYİ YAKTILAR.
Geçtiğimiz gün, Barn yetimhanesinde oldukça büyük bir yangın baş gösterdi. Yangın, sonradan tüm adaya yayıldı. Yangın dolayısıyla yetimhanede çalışan 500 kadar görevli ve 60 kadar çocuk hayata gözlerini yumdu. Scihibukai Doktor Silva, elindeki kamera kayıtlarını denizcilere göstererek bu olayın sorumlularının mavi çiçek korsanları olduğunu söyledi. Bu olay ardından mavi çiçek korsanlarının kelle ödülleri arttı. Ayrıca mavi çiçek Anna'nın, ''Mavi Lale'' adasından çıktığı öğrenildi! Bu zalim korsanları kim durduracak?
- Mavi Çiçek Anna:
- Ödül: 32.000.000 Beli
- Çift Çatal Sebastian:
- Ödül: 10.000.000 Beli
- Kara Bacak Alfred:
- Ödül: 5.000.000 Beli
- Kiyora The Scarlet:
- Ödül: 8.000.000 Beli
- Rayl The Tiger:
- Ödül: 8.000.000 Beli
KORKUNÇ İTTİFAK! KAN KORSANLARI DEHŞET SAÇIYOR!
Cani korsanlar, tüm portakal adasını yok ettiler! Adaya TRUTH korsanları ile birlikte, orange kasabasından giren Kan korsanları, sadece orange kasabasındakileri değil, tüm adadaki insanların yarısından fazlasını öldürdü ve adayı yağmaladı. Ardından da Red Line'e yönelen korsanlar, Grand Line'e geçiş yaptı! İşte o korsanların posterleri!
Kan Korsanları ödülleri
- Baba Gurch:
- Ödül: 48.000.000 Beli
- Deli Hordwood:
- Ödül: 15.000.000 Beli
- Yamyam Manchu:
- Ödül: 8.000.000 Beli
- Piny Malor:
- Ödül: 9999 beli
Truth Korsanları Ödülleri
- Yüce Kaptan Sakit:
- Ödül: 35.000.000 Beli
Resim: Çekilemedi
- Kengerian The Takut:
- Ödül: 28.000.000 Beli
- Gairah The Kesenangan:
- Ödül: 25.000.000 Beli
- Jesus:
- Ödül:25.000.000 Beli
- Sakurasou:
- Ödül: 15.000.000 Beli
- Abu-Abu Putih:
- Ödül: 15.000.000 Beli
- Payudarra:
- Ödül: 15.000.000 Beli
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
- Spoiler:
Hep birlikte mutfak-salon karışımı odaya ulaştık. Odaya girdiğimizde Anna, buzdolabına doğru ilerleyip cebindeki anahtarla dolabın en alt kapağını açtı. Bu bölümde birçok meyve suyu ve içkiler vardı. Anna birkaç şişe aldı, biz de bardaklarımızı alıp güverteye doğru ilerledik. Belki bu sefer içki içmeyi deneyebilirdim.
Hep birlikte güverteye oturduk, bir şeyler içmeye başlayacağımız sırada kafama bir çeşit kağıt parçasının düştüğünü hissettim. Kafama çarptıktan hemen sonra önüme doğru düşen şey bir gazeteydi. Gazeteyi elime alır almaz gördüğüm ilk şey, gazeteye yerleştirilmiş olan "EAST BLUE ALEVLER İÇİNDE" başlığı oldu. Bir anlığına kaşlarımı çatıp gazetenin devamını okumaya başladım.
"ZALİM KORSANLAR YETİMHANEYİ YAKTILAR.
Geçtiğimiz gün, Barn yetimhanesinde oldukça büyük bir yangın baş gösterdi. Yangın, sonradan tüm adaya yayıldı. Yangın dolayısıyla yetimhanede çalışan 500 kadar görevli ve 60 kadar çocuk hayata gözlerini yumdu. Scihibukai Doktor Silva, elindeki kamera kayıtlarını denizcilere göstererek bu olayın sorumlularının mavi çiçek korsanları olduğunu söyledi. Bu olay ardından mavi çiçek korsanlarının kelle ödülleri arttı. Ayrıca mavi çiçek Anna'nın, ''Mavi Lale'' adasından çıktığı öğrenildi! Bu zalim korsanları kim durduracak?"
Gözlerim olabildiğine açık, okuduğum şeyi anlamdırmaya çalışıyordum şimdi. N-nasıl olur? Daha birkaç gün önce oradaydık, ne yangını? Çocuklar da ölmüş! Üstüne üstlük her şey bizim başımıza kalmış. Neler oluyor böyle? Silva'nın işi olduğu kesindi ama, yangın çıkartacak kadar psikopat mı yani bu adam?! Şaşkınlığım hala geçmemişken haberin altındaki resimleri incelemeye başladım. Hiç de yabancı yüzler değildi bunlar. Çünkü resimler arkadaşlarımaaitti! Anna'nın otuz iki milyon, sebastian'ın on milyon, Alfred'in ise beş milyon ödülü varmış. Gazeteyi incelemeye devam ettikçe daha da şaşırıyordum. Yapmadığımız bir şey yüzünden arkadaşlarımın ödülü mü artmıştı yani? O-o da ne? Gazetede benim resmim de var?! Üstelik Rayl'ın da! Neler oluyor hiçbir fikrim yok, ama başımıza sekizer milyonluk ödüller konulmuş. Şuanda korsan sayılıyoruz yani, öyle mi?
Şaşkın bakışlarla haberi okumayı bitirdiğim sırada gözüme bir başlık daha çarptı. "KORKUNÇ İTTİFAK! KAN KORSANLARI DEHŞET SAÇIYOR!" Kan Korsanları mı?! Bu ismi duyar duymaz Anna'nın anlattığı şeyler geldi aklıma birden. Umarım haberin devamı çok kötü sonuçlanmıyordur.
"Cani korsanlar, tüm portakal adasını yok ettiler! Adaya TRUTH korsanları ile birlikte, orange kasabasından giren Kan korsanları, sadece orange kasabasındakileri değil, tüm adadaki insanların yarısından fazlasını öldürdü ve adayı yağmaladı. Ardından da Red Line'e yönelen korsanlar, Grand Line'e geçiş yaptı! İşte o korsanların posterleri!"
Ne? O-orange'yi... Yok etmişler? S-sevdiğim insanları, öyle mi? Beni büyüten insanları ö-öyle mi? Perttu?! Ben sizi yalnız bıraktım! Bu nasıl olur? Neden sevdiğim her şeyi birer birer kaybetmek zorundayım? Perttu'ya bile zarar verdiler, öyle değil mi? En sevdiğim arkadaşımı da kaybettim değil mi? Uiola, bak... Haklıydın. Sevdiğim her şeyi kaybediyorum.
Elimdeki gazeteyi bırakıp ellerimle yere yumruk atarak ağlamaya başladım. İçimdeki acı ve öfkeyi anlatabilmem mümkün değildi.
- kiyora'nın ağlayışı temsili:
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Yerleri yumruklararak ağlamaya başlıyorsun. Ağladığından dolayı göremesen de, çocuklar ürkmüş bakışlarla sana bakıyor. Yanındaki yedi dostunun neler olduğunu anlamaya çalıştığı sırada, Kedicik Chi'ye bakıp kaşlarını çatıyor ve: ''Chi? ablacık neden ağlıyor? Yoksa büyük ayakcıklarınla ablacığın üzerine mi bastın?'' diyor. Bu soru karşısında panikleyen Chi, ellerini ve kafasını iki yana doğru sallayarak: ''Hayır basmadım. Vallahi de basmadım kedicik!'' diyor.
Bu sırada, Renge ayağa kalkıyor ve su tabancasını sana doğru doğrultarak: ''Belki de gözüne bir şey kaçmıştır. Suratını ıslatacağım.'' diyor; fakat Gedoumaru, ayağa kalkmış olan Renge'yi oturtuyor.
Derken, söze Liva giriyor: ''Saçmalamayın! Belli ki gazetede bir şey okumuş. Şimdi anlarız.'' diyen Liva gazeteyi eline alıyor. Liva, gazeteyi bir süre inceliyor. Ardından da gazeteyi Anna'ya uzatıyor ve: ''Bir an okuma yazma bilmediğimi unutmuşum.'' deyip gülüyor.
Tüm bu kargaşanın ardından, Anna gazeteyi okurken diğer çocuklar başına toplanıyor ve sana niye ağladığını soruyorlar. Çocuklar ağzını yokladıkları sırada, Anna: ''Lanet olsun!'' diye bağırıyor. Anna o kadar şiddetli bir bağırış koparıyor ki, sen bile bir anlığına dönüp Anna'ya bakıyorsun. Anna'ya baktığında, arkasını size dönmüş olan Anna'nın gazeteyi buruşturup sağ eline aldığını görüyorsun. Sağ elindeki gazeteyi denize fırlatan Anna: ''Lanet olsun! Bugün hava ne kadar da güzel!'' diye bağırıyor.
Bunun ardından Gedoumaru Anna'nın yanına gidiyor ve: ''Hey! Neden gazeteyi denize fırlattın? Gazetede ne yazıyordu?'' diyor. Anna cevap vermek için arkasını döndüğünde, Anna'nın da senin gibi ağlamakta olduğunu görüyorsun. Anna, bir yandan gülümsemeye çalışıp bir yandan da ağlamaya devam ettiği sırada Gedoumaru, Anna'ya neden ağladığınızı soruyor. Bunun ardından, Anna sana endişeli bir şekilde bakıyor ve titreyen sesiyle : ''Kiyora, biz neden ağlıyoruz söylesene?'' diyor.
Bu sırada, Renge ayağa kalkıyor ve su tabancasını sana doğru doğrultarak: ''Belki de gözüne bir şey kaçmıştır. Suratını ıslatacağım.'' diyor; fakat Gedoumaru, ayağa kalkmış olan Renge'yi oturtuyor.
Derken, söze Liva giriyor: ''Saçmalamayın! Belli ki gazetede bir şey okumuş. Şimdi anlarız.'' diyen Liva gazeteyi eline alıyor. Liva, gazeteyi bir süre inceliyor. Ardından da gazeteyi Anna'ya uzatıyor ve: ''Bir an okuma yazma bilmediğimi unutmuşum.'' deyip gülüyor.
Tüm bu kargaşanın ardından, Anna gazeteyi okurken diğer çocuklar başına toplanıyor ve sana niye ağladığını soruyorlar. Çocuklar ağzını yokladıkları sırada, Anna: ''Lanet olsun!'' diye bağırıyor. Anna o kadar şiddetli bir bağırış koparıyor ki, sen bile bir anlığına dönüp Anna'ya bakıyorsun. Anna'ya baktığında, arkasını size dönmüş olan Anna'nın gazeteyi buruşturup sağ eline aldığını görüyorsun. Sağ elindeki gazeteyi denize fırlatan Anna: ''Lanet olsun! Bugün hava ne kadar da güzel!'' diye bağırıyor.
Bunun ardından Gedoumaru Anna'nın yanına gidiyor ve: ''Hey! Neden gazeteyi denize fırlattın? Gazetede ne yazıyordu?'' diyor. Anna cevap vermek için arkasını döndüğünde, Anna'nın da senin gibi ağlamakta olduğunu görüyorsun. Anna, bir yandan gülümsemeye çalışıp bir yandan da ağlamaya devam ettiği sırada Gedoumaru, Anna'ya neden ağladığınızı soruyor. Bunun ardından, Anna sana endişeli bir şekilde bakıyor ve titreyen sesiyle : ''Kiyora, biz neden ağlıyoruz söylesene?'' diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
- Spoiler:
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Anna'ya sarılmanın ardından, Anna daha da şiddetli bir şekilde ağlamaya başlıyor. Bir yandan ağlarken, bir yandan da yüksek sesle: ''Aynen! Aynen! Ben de ödülümü beğenmedim. Ayrıca posterdeki resminde oldukça harika çıkmışsın.Bense çok çirkin çıkmışım. Kiyora-chan, seni çok kıskandım!'' diyor. Bunları söylemesinin hemen ardından da kulağına: ''Üzgünüm. Biraz dayan. diye fısıldıyor Anna.Daha sonra kolların arasından ayrılan Anna, çocuklara doğru dönüyor ve: ''Yetimhanedeki tüm çocukları kurtarmamızın ardından, denizciler başımıza ödül koymuşlar. Biz de buna üzülüyorduk.'' diyor. Bu açıklamadan tatmin olmamış gibi gözüken Gedoumaru, şüpheli bir şekilde size bakıyor.
Derken; Renge,Kedicik ve Chi koşarak yanınıza geliyor. Yumruk şekline getirdiği ellerini havaya kaldıran Renge,meraklı gözlerle Anna'ya bakıyor ve heyecanlı bir şekilde: ''Siz şimdi ünlü mü oldunuz?'' diye soruyor. Kedicik ve Chi ise senden imza istiyorlar. Yanınıza gelmeyen Liva, tıpkı Gedoumaru gibi şüphe dolu bakışlarla size bakıyor. Armi ise tüm bu yaygarayı umursamadan meyve suyu şişesini ağzına dikiyor.
Bu sırada Alfred, Rayl ve Sebastian geminin güvertesine çıkıyorlar.Üçünün yanında başka bir çocuk göremiyorsun. Anna, bu üçlünün güverteye çıkmasının ardından onlara doğru hareketleniyor ve: ''Hemen içeli geçelim. Bir konuda konuşmamız gerek.'' diyor. Ardından da çocuklara dönüp: ''Çocuklar siz de içecekleri alıp gelin. Siz de bize katıldığınıza göre sizin de toplantıda olmanız gerek.'' diyor.
Derken; Renge,Kedicik ve Chi koşarak yanınıza geliyor. Yumruk şekline getirdiği ellerini havaya kaldıran Renge,meraklı gözlerle Anna'ya bakıyor ve heyecanlı bir şekilde: ''Siz şimdi ünlü mü oldunuz?'' diye soruyor. Kedicik ve Chi ise senden imza istiyorlar. Yanınıza gelmeyen Liva, tıpkı Gedoumaru gibi şüphe dolu bakışlarla size bakıyor. Armi ise tüm bu yaygarayı umursamadan meyve suyu şişesini ağzına dikiyor.
- Spoiler:
Bu sırada Alfred, Rayl ve Sebastian geminin güvertesine çıkıyorlar.Üçünün yanında başka bir çocuk göremiyorsun. Anna, bu üçlünün güverteye çıkmasının ardından onlara doğru hareketleniyor ve: ''Hemen içeli geçelim. Bir konuda konuşmamız gerek.'' diyor. Ardından da çocuklara dönüp: ''Çocuklar siz de içecekleri alıp gelin. Siz de bize katıldığınıza göre sizin de toplantıda olmanız gerek.'' diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
Anna'ya sarılmamla beraber bir süre daha ağlamaya devam ettik. Uydurduğum bahaneyi devam ettirerek çocukları bir nevi inandırmaya çalışıyordu. O srıada bana biraz daha dayanmamı fısıldadı. Ona kollarımla sıkıca sarılarak kısa süreliğine gözlerimi kapattım. Chi, Renge ve Kedicik söylediğimiz bahanelerimize inansa dahi Liva ve Gedo'nun bakışları hiç de tatmin olmuşa benzemiyordu. O anda bunu umursamayarak gelen üçlüye doğru çevirdim başımı. Rayl, Alfred ve Sebastian gelmişti. İşleri bitmiş olmalıydı.
Yüksekten düşmüş gibi hissediyordum kendimi. Çok, çok yükseklerden. Her şeyini kaybetmiş bir insan ne tepki vermeliydi ki? Ağlamalı mıydı? Ya da belki de... Öfkelenip intikam için mi yaşamalıydı? Belki de sadece gülüp geçmeliydi. O an bunların hiçbirini yapacak güce sahip değildim. Hiçbirini istemiyordum. Bomboş bakışlarla etrafı izlemek ve içten içe olayları sorgulayıp kendime acı çektirmek dışında hiçbir şey yapmıyordum.
Rastgele bir yere bakıp öylece dalıp gitmişken, Anna'nın sözü üzerine içeri doğru ilerledim. Anna'nın dediği gibi... Dayanıyordum, değil mi? Yoksa bu kadar sessiz olmam gerekmezdi... Değil mi?
Yüksekten düşmüş gibi hissediyordum kendimi. Çok, çok yükseklerden. Her şeyini kaybetmiş bir insan ne tepki vermeliydi ki? Ağlamalı mıydı? Ya da belki de... Öfkelenip intikam için mi yaşamalıydı? Belki de sadece gülüp geçmeliydi. O an bunların hiçbirini yapacak güce sahip değildim. Hiçbirini istemiyordum. Bomboş bakışlarla etrafı izlemek ve içten içe olayları sorgulayıp kendime acı çektirmek dışında hiçbir şey yapmıyordum.
Rastgele bir yere bakıp öylece dalıp gitmişken, Anna'nın sözü üzerine içeri doğru ilerledim. Anna'nın dediği gibi... Dayanıyordum, değil mi? Yoksa bu kadar sessiz olmam gerekmezdi... Değil mi?
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
12 sayfadaki 14 sayfası • 1 ... 7 ... 11, 12, 13, 14
Similar topics
» Kiyora Victoria
» Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
» [Envanter] Kiyora Victoria
» Pulau Menakutkan [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
» [Envanter] Kiyora Victoria
» Pulau Menakutkan [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
12 sayfadaki 14 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz