Geri: Yalnız Kurt [Akaba Nimura]

**Grand Line Anlatıcı** Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 21/01/16

Rakibi sol tarafından saldırdığından, sol eli ile tuttuğu kılıcı bırakıp sol eli ile bıçağı durdurmaya çalışmıştı Nimura. Dik olarak gelen bıçağı avucunun içi ile bloklayamayacağından dolayı rakibinin bileğini kavrayarak darbeyi engellemeye çalışmıştı genç ödül avcısı. Rakibinin bileğini sıktığında, rakibinin kavradığı bıçak da düşmüştü. Ardından sağ elindeki kılıcı öldürdüğü adamın karnından çıkartıp güneş gözlüklü rakibinin boğazına doğru sallamıştı Nimura; fakat rakibi önce eğilerek saldırıdan kurtulmuş, sonra da Nimura'nın açıkta kalan göğsüne omuz atarak kolunu kurtarmıştı.

Bu sırada, dikenli eldivenlerini giymiş olan adam da Nimura'nın üzerine doğru koşmaya başlamıştı.

Son Durum: Şişman adam yere yıkılmış durumda.Kılıçlardan biri şişman adamın midesinde duruyor. Güneş gözlüklü adam Nimura'nın iki metre önünde. Dikenli eldivenlere sahip olan adamsa güneş gözlüklü adamın üç metre arkasında. Güneş gözlüklü adam, yerdeki dostuna Nimura'ya kıyasla daha yakın.

tarafından **Akaba Nimura** Ptsi 22 Ağus. 2016, 21:58

Evet bıçağını düşürmeyi başarmıştım. Ama saldırımı benim yaptığım gibi eğilerek engellemiş ve üstüne birde bana omuz atarak kurtulmuştu. Vay pezevenge bak hele... Aperatifim yemem için can atışıyordu, belli ki. Hazırlandığı gibi buraya doğru koşmaya başlamıştı. Artık çocuklarla işi bitirmenin vakti gelmişti. Kılıcıma uzanmak için gidiyormuş gibi yapacaktım. Eğer cacık gözlüklü yoluma çıkmaya çalışırsa diğer elimdeki kılıcımı önüme alıp ileriye doğru delme işlemi uygulayacaktım. Eğer o bıçağına giderse yine aynı şekilde davranacaktım. Önceliğim onu ezmekte öldürmeyi başarırsam aperatifim gelmeden kılıcımı alıp geriye sıçrayarak pozisyon almaya odaklanacaktım. Çünkü bu herif yakın dövüş meraklısıydı belli ki. Dibime girmesine izin verirsem hapı yutacağım belliydi. Bakalım ne kadar olmuşsun, cacık gözlüklü görelim.

**Grand Line Anlatıcı** Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 21/01/16

Nimura harekete geçtiğinde, güneş gözlüklü adam bıçağını kaybetmenin getirdiği güvensizlikten dolayı hareketsiz kalmıştı. Tam da bu sırada Nimura iki metre önündeki gözlüklü adamla arasındaki farkı kapatmıştı;fakat farkı kapatan tek kişi Nimura değildi. Nimura'nın ''Aperafitim'' olarak adlandırdığı rakibi de aradaki farkı kapatmıştı.
An itibari ile Nimura, güneş gözlüklü adam ve dikenli eldivenler giymiş adam neredeyse dip dibe denilebilecek bir konumdaydılar. Nimura, güneş gözlüklü adamın yüz hareketlerinden paniklediğini anlayabiliyordu. Diğer rakibi ise eğleniyor gibi gözüküyordu. Nimura'nın diğer kılıcı ise iki metre kadar sağında kalıyordu.

tarafından **Akaba Nimura** Çarş. 24 Ağus. 2016, 05:01

Evet, gözlüklü cacık olmamıştı. Hatta salatalık dolu su benzeri bir şeye dönmüştü. Bildiğin bıçağı olmayınca, oyuncağı elinden alınan çocuk gibiydi. Tek farkı ağlamıyordu. Onu öldürmek için giderken aperatifimin geldiğini gördüm. En azından ayı yarması vücudu güneşi engelleyerek gölge yapınca dibimizde olduğunu fark ettim. Eğer gözlüklüyle uğraşmaya devam edersem işler sarpa saracağa benziyordu.

Ama bu adam benden hızlı mıydı? Yoksa ben gözlüklüye çok mu kafayı taktıydım? Aahhh neyse ne. Şuan yapmam gereken şey belliydi. Eğer bu gözlüklü sudan salatalığı öldürmeye çalışırsam aperatifim yumruğunu savuracaktı. Yani böyle bir senaryo ortaya çıkıyordu. En iyisi kılıcımı almak. Tek kılıçla şimdiye kadar sadece antrenman yaptım. Hiç savaşmadım. O nedenle aperatifimi yemeğe hazır hale getirmek için o kılıca ihtiyacım vardı. Bu nedenle sağa doğru sol ayağımdan destek alarak sıçrayacak ve bedenin olduğu bölgeye gidecektim. Yani en azından planım buydu. Eğer aperatifim bana doğru gelmek istiyorsa, ki yüz tipinden gelmek istediği belli o dibime gelene kadar kesinlikle gözüm onda olacaktı. Ayrıyetten sağ elimdeki sol elime alıp, kendimi korumayı ihmal etmeyecektim. O kılıca ulaşana kadar saldırıya karşı savunmasız duramazdım. Tek kılıç bile olsa elimdeki sıkıntı yoktu. O kadar çabuk gelebileceğine ihtimal vermiyordum. Ama bu savaş hoşuma gitmeye de başlamıştı. Gülümsememi yüzümden atamıyordum. Bu adamın beni heyecanlandırdığını hissedebiliyordum. Ama umarım fos çıkmazdı. Aperatifim olma koşullarını umarım yerine getirebilirdi. Her şeyi kılıcımı aldıktan sonra göreceğim. Çünkü asıl savaş o zaman başlayacaktı. Tiichichi...

**Grand Line Anlatıcı** Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 21/01/16

Kaptanın: ''Du du du du durun! Ne ne yapıyorsunuz!'' diye bağırmaya başlamasından dolayı, bazı meraklı insanlar çıkmıştı güverteye. Artık izleyicilere sahip olan bu dövüş, tüm hızıyla devam ediyordu.

Nimura, gözlüklü rakibini halletmekten vazgeçip yana doğru atlamıştı. Eldivenli adamsa, Nimura'nın kenara atladığını görmesine rağmen hızını alamamıştı. Hızını alamayan adamın: ''Bir çekil mına koyim!'' diye bağırarak gözlüklü adamı uzak bir yere fırlatması, Nimura'ya yaklaşık bir buçuk saniye kazandırmıştı. Bu 1.5 saniyeden yararlanmasını bilen Nimura, şişman adımın karnında bıraktığı kılıcı alabilmişti.

Kılıcını aldığında, eldivenli rakibinin sıçma pozisyonunda oturduğunu görmüştü Nimura. 3 metre uzağındaki rakibi, sıçma pozisyondayken bir anda havaya doğru sıçramıştı.Havaya sıçrayan adam, Nimura'nın üzerine geliyordu.

Son durum: Şişman adamın cesedinin hemen yanındasın. Boyunun 1.90 civarlarında olduğunu tahmin ettiğin adam, zıpladığında 3.5 metre kadar yükseldi. Gözlüklü adamsa, güvertede sürüklenerek ilerliyor.

tarafından **Akaba Nimura** Çarş. 24 Ağus. 2016, 17:15

Aperatifimin yaklaştığını görünce çaresiz kalmamak için çareyi diğer kılıcıma ulaşmakta buldum. Ben kılıcıma giderken, aperatifimin bağırdığını fark edince bir baktım ki hızını alamadığı için gözlüklü sulu salatalığı bir kenara fırlatıvermişti. O sırada oluşan boşluktan faydalanıp kılıcımın yanına varmıştım.

Varmıştım varmasına ama bir yandan da bizim korkak kaptanın bağırışları nedeniyle insanlar dışarı çıkmaya başlamışlardı. Amaaannn bana ne durup izlerler de bir şeye sebebiyet verirlerse bile umrumda olmayacaklardı. Tamamen kendilerince verdikleri kararlardan dolayı neden ben umursayacaktım ki? Benim amacım aperatifimle oynayabilmekti. Kılıcımı şişmanın midesinden çıkarttıktan sonra aperatifime döndüğümde havaya sıçradığını gördüm. Kesin havadan kavislenip üzerime gelecekti. Ki öyle de oluyordu. Yaklaşmasını bekleyecektim. Çünkü havadayken hayatta bir şey yapamazdı ve o ağırlıkla kesin geminin zeminini deler geçerdi. Kılıçlarımla uzanabileceğim mesafeye geldiği anda saldırısını bir kılıcımla engelleyecek ve çok az yana çekilerek diğer kılıcımla sağdan sola bir kesme hamlesi yapacaktım. Sonrasında biraz geriye sıçrayıp pozisyon alacaktım ki, yakınında bulunma riskinden kurtulayım.

**Grand Line Anlatıcı** Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 21/01/16

Lily, tüm olan biteni heyecanlı bir şekilde izliyordu. Marshall'ın cimriliği yüzünden bu sıkıcı gemiye binmişlerdi ve zaman bir türlü geçmek bilmiyordu; fakat şimdi bu gemiye bilet aldığı için Marshall'a minnet duyuyordu. Anlaşılan nerede belalı bir tip varsa bu gemiye binmişti. ''Zavallı kaptan.Daha da yolculuk yapmaz.'' dedi, Marshall'ın duyabileceği bir şekilde. Ardından da belindeki kırbacı çıkarıp ikiliye doğru yürümeye başladı;fakat henüz ilk adımını yeni atmışken bir elin omzunu kavradığını hissetti.

Omzunu kavrayan kişi Marshall idi. Lily başını Marshall'a çevirip donuk bir yüz ifadesiyle: ''Ne yapıyorsun? Ben de dövüşmek istiyorum.'' demişti. Marshall ise, Lily'nin önüne geçip iki elini Lily'nin omuzlarına koymuş ve: ''Saçmalama hayatım. İki erkeğin arasındaki dövüş kutsaldır.Karışılmaz.'' demişti.

********************************************************************************
Sıçrayan adam, kollarını başının üzerine kaldırmıştı. Nimuraya yaklaştığı sıradaysa iki yumruğunu da hızlıca aşağıya,Nimura'nın kafasına doğru indirmişti. Nimura; sol elindeki kılıç ile, üzerine doğru hızlıca gelen, dikenli eldiven giydirilmiş iki yumruğu durdurmuştu. Ardından biraz sağa kayarak kılıcın üzerindeki baskıyı azaltıp adamın dengesini bozmuştu.

Bunun ardından da sağ elindeki kılıcı ile bir kesme hamlesi denemişti Nimura. Rakibi son anda eğilerek kılıçtan kurtulsa da, jole ile diktiği diken şeklindeki uzun saçlarının bir kısmı kılıç tarafından kesilmişti. Saçlarının bir kısmının kesilmesinin ardından, tıpkı Nimura gibi birkaç adım geriye çekilmişti dikenli eldivenler giymiş adam.

Nimura'nın rakibi saçlarının gittiğini fark ettiğinde hafifçe yutkunmuştu ve yüzünü garip bir ifade almıştı. Bu hali 1-2 saniye kadar sürmüştü. ''Ahahaha! Az daha yarraaa yiyorduk.'' deyip gülmüştü ardından. Sonraysa iki yumruğunu başının üzerine kaldırıp olduğu yerde hafifçe zıplamaya başlamıştı. Saldırmak yerine savunmada kalmayı deneyecek gibi bir hali vardı Nimura'nın rakibinin.

Out: Saldırıyı bir kılıcın ile karşılayayacağını ve yana çekildikten sonra kılıcını sağdan sola sallayacağını yazmışsın; fakat saldırıyı hangi elindeki kılıç ile karşılayacağını ve hangi yöne çekileceğini yazmamışsın. Önemsiz gibi gözükse de bu tür şeyler turu etkileyebiliyor. Şimdilik senin için avantajlı olacak şekilde davrandığını varsayarak yazdım. Dövüş sırasında hamleleri daha açık yazabilirsen iyi olur.

tarafından **Akaba Nimura** Çarş. 24 Ağus. 2016, 20:39

Spoiler:

Adama karşı yaptığım hamleye karşılık eğilerek ölmekten kurtulmuştu. Ama saçı ise kılıcımdan kurtulamamıştı. Sonrasında benim gibi o da geri çekilerek biraz beklemeye koyuldu. Ben pozisyon alıyordum. Kılıçlarımla savunma halinde dururken aperatifim gülerek ucuz yırttığını söyleyen bir terim kullandı. Söylediklerinden sonra o da savunmaya geçmiş gibi bir hali vardı. Demek ki saldırırsa yiyeceğimin o da farkındaydı. Bu savaşın iyice zevkli olacağını gösteriyordu. Onu artık aperatiflikten ana tatlıya almıştım. Tiiichichichi...

Kılıçlarımı kınlarına koyduktan sonra üzerimdeki paltoyu çıkartıp bir kenara fırlatacak ve kemerinde solunda olan iki kınımdan birini sağ tarafıma alacaktım. Sonra da ileriye atılmak için pozisyon alacaktım. Madem yemeği getiren bir garson yoktu, yemeği almaya giden müşteri olacaktım, o zaman... Sol ayağım önde sağ ayağım geride, şeklinde pozisyon aldıktan sonra kılıçlarımı çapraz şekilde tutarak (sol kılıcı sağ elle, sağ kılıcı sol elle) rakibime bakacak ve ileriye ani bir depar atacaktım. Dibine geldiğim anda sol elimdeki kılıçla aşağıdan yukarıya bir kesme hamlesiyle başlayacaktım. Bu saldırarak ya da savunarak karşılık vermesini umursamadan sağ elimdeki kılıcı soldan sağa doğru tam karnını hedef alacak bir kesme hamlesiyle devam ettirecektim. Umarım eğilir ya da geriye kaçardı. Çünkü isteğim tamamen bu yöndeydi. Sonrasını vereceği tepkiye göre göreceğiz. Hadi bakalım ana tatlı, bana hünerlerini göster. Tiiichichichichi...

**Grand Line Anlatıcı** Mesaj Sayısı : 110 Kayıt tarihi : 21/01/16

''Ne demek iki erkeğin dövüşü kutsaldır?'' diye çıkışmıştı Lily. ''Kuzum, cinsiyetçi cinsiyetçi yorumlar yapma bana. Başlatma erkeğinden.'' demişti, Marshall'dan sıyrılıp bir adım daha atan Lily. Yine de ısrarını sürdüren Marshall tekrardan Lily'nin önüne geçmiş ve: ''Yahu öyle demek istemedim.'' demişti sinirli bir ses tonuyla. Ardından da Lily'nin ''ne demek istedin'' dercesine attığı bakışlara aldırmadan konuşmaya devam etmişti: ''Ya biz ilanı gördükten sonra bu adaya gitmeye karar vermedik mi? Neden oraya gitmeden önce başını belaya sokmaya kalkıyorsun ki? İlla başını belaya sokacaksan işe girdikten sonra sokarsın.''

********************************************************************************

Nimura; pozisyonunu almasının ardından, kendisini bekleyen rakibine karşı atağa geçmişti. Rakibi, geriye çekilerek başına doğru gelen kesme hamlesinden kurtulmuştu.Daha sonra, kendisini ortadan ikiye ayırmak için gelen kılıcın sivri olmayan yüzüne sağ yumruğuyla vurmuştu Nimura'nın rakibi. Yatay olarak gelen kılıç, yukarıdan aldığı darbeyle aşağıya doğru harekete geçmişti; fakat yukarıdan gelen darbe, kılıcın yana doğru olan ivmesini durdurmamıştı. Nimura'nın sağ eliyle savurduğu kılıç, rakibinin sağ dizinin yukarısına saplanmıştı.

Yine de dövüş bitmiş gibi gözükmüyordu. Nimura'nın rakibi, sol ayağından aldığı destekle Nimura'nın üzerine doğru atılmıştı. Sağ eliyle, Nimuranın çenesinin sol tarafına bir yumruk indirmek üzereydi kahramanımızın rakibi.

tarafından **Akaba Nimura** Çarş. 24 Ağus. 2016, 21:52

İlk saldırımdan geriye çekilerek kurtulmuştu. Aaaahhh be tatlı bunu diğerinden sonra yapacaktın bu ne böyle? Üfff.. Ama neyse diğer hamleme devam ederken soldan sağa doğru giden kılıcıma yukarıdan bir yumruk atarak durdurmaya mı çalışmıştı anlam veremedim ama bu her ne kadar yönünü değiştirse de durdurmaya yetmezdi. Kılıcım tam bacağına saplanmıştı. Bu kadar az bir şeyle kurtulmasını istemesem de bu da kafiydi. Tatlıyı yavaş yavaş yemek adettendir. Sonuçta soğuk bir dondurmayı önce ağzındaki buharla ısıtıp sonra ağzına attıktan sonra yavaş yavaş mideye kayışıyla tatlandıracaksın.

Herif bacağına giren kılıcı umursamadan bana doğru yumruğunu savurmaya geçmişti. Sanırım tatlıyı özenle yapmışlar ve çikolata parçacıkları da eklemiş olmalılar. Yoksa bu kadar vahşi olmazdı. Neyse saldırısıyla yüzümü hedeflediği belliydi. Bu saldırısından savunabilmek adına önce biraz acı hissettirken kaçmayı da ihmal etmiyordum. Kafamı ileri doğru çekerken ayrıca sağ elimdeki kılıcı bacağının içinde çevirerek keskin tarafı yukarı gelecek şekle getiriyordum. Bu acı onu milimsaniye de olsa yavaşlatırsa ben bu yumruğundan kesinlikle kaçabilirdim. Kafamı iterken bir yandan da ayağımın parmak uçlarından destek alıp hızla rakibime ittim kendimi... Tabi bu itişle kılıcımı bacağının derinliklerine kadar sokmayı unutmamanızı arzu ediyorum. Artık kaçamazdı. Diğer koluyla saldırıya geçemeden burada sonunu getirecektim. Kılıcı bacağından hızla yukarıya doğru çıkartmayı hedefliyordum. Önce alt uzuvlara, sonra daha yukarı ve en yukarı... Tiiiiiichichichichi... Tatlının son yudumları tek lokmayla götürülmelidir, değil mi? Tiiichichichi...