Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
2 posters
1 sayfadaki 3 sayfası
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Mirana sonunda denize açılabildiği için mutluydu. Küçüklüğünden beri denize açılmanın hayalini kuruyordu. Sonunda bu hayalini gerçekleştirecekti. ‘’Şerefsiz korsanları bağırtarak öldürmek ve dünyayı dolaşmak. İşte hayat budur amına koyayım!’’ diyordu içten içe. Gerçi hayallerinde her zaman babası ile birlikte denize açılırdı. Yine de yanındakilerin ruh hastası olmaları dışında kötü insanlar olmadıklarını düşünüyordu.
Mirana’ya göre sarışın olan erkek, kızıl saçlı kadın hastası pedofili bir orospu çocuğuydu. Bu kanıya, ismi Perttu olan adamın sürekli kızıl saçlı bir kadının resmine bakmasından ve ismi Akane olan çocukla yakından ilgilenmesinden dolayı varmıştı. İsmi Akane olan çocuk adına üzülüyordu Mirana. Perttu isimli pedofili manyak, Akane’yi sürekli kılıç çalışmaya zorluyordu.
Mirana’ya göre, kas yığını olan adam iyi biri olsa da beyinsiz bir ahmaktan başka bir şey değildi. Sürekli içki içen adamın beynine gitmesi gereken oksijenler adamın kaslarında hapsolmuştu. Gözlük takan adamın grubun en garibi olduğunu düşünüyordu Mirana. Gözlüklerini asla çıkarmayan bu adam kapalı bir kutu gibi geliyordu kendisine. Bu da onu huzursuz ediyordu. Yine de gemideki herkes güçlü birer savaşçı gibi gözüküyordu. En azından, gemiyi Grand Line denilen denize sokana kadar ki izlenimleri bunlardı.
Grand Line’e girmelerinin ardından garip şeyler yaşanmaya başlamıştı. Mirana’nın pusulası çalışmıyordu. Bu durum Mirana’yı rahatsız ediyordu. Sorunun pusula ile ilgili olmadığına emindi Mirana. ‘’Soktuğumun denizi en az buradakiler kadar garip.’’ diye düşünüyordu. Bu konuyu diğerlerine danışmaya karar veren Mirana; Akane, Perttu, Vince ve Jack’in yanına gitti. Onlara oldukça nazik bir şekilde durumu açıklayacaktı. Nazikliği babasından öğrendiğinden sorun yaşayacağını düşünmüyordu.
Elindeki pusulayı diğerlerine doğru tutan Mirana: ‘’Hey çerçeve,pedofili ruh hastası, zavallı kız ve kas yığını! Az buraya bakın göt herifler!’’ diye bağırdı. Ardından da: ‘’ Bu pusulanın ibresi neden kendi kuyruğunu yalamaya çalışan köpek gibi dönüyor biliyor musunuz?’’ diye sordu diğerlerine.
Perttu: ‘’Rotacı olan sensin bize neden soruyorsun ki? Belki de pusulan bozuktur.’’ Diye cevapladı Mirana’nın sorusunu. Bunu duyan Mirana’nın tepesi atmıştı. ‘’Hadi canım? Yemin et? Bu ihtimal benim aklıma hiç gelmemişti zaten. Sikik sikik konuşup sinirimi bozma. Bu denizde başka bir şey var.’’ Diye çıkıştı Perttu’ya. Jack ise Mirana’nın bu çıkışına kahkaha attı ve: ‘’Ahaha! Esaslı kadın böyle olur işte! Sorduğun soru hakkında bir fikrimiz yok; fakat eminim ki bir yolunu bulursun. Takma kafana! Al biraz sake iç!’’ deyip Mirana’ya bir sake şişesi uzatmıştı. ‘’Size soranda kabahat. Neyse, ben halledeceğim.’’ Diyen Mirana sake şişesini alıp güverteye çıktı.
6 Gün Sonra
Bu olayın ardından altı gün geçmişti. Bu altı gün içinde içki stoklarının bitmesi ve ufak bir fırtına ile uğraşılması dışında bir sorun yaşamamıştı kahramanlarımız. Fırtına, Mirana’nın verdiği direktifler sayesinde zararsız bir şekilde atlatılmıştı. İçki stoğunun bitmesi ise Jack’i derinden yaralamıştı. İçki olmayınca küçük bir çocuğa dönen Jack, günlerdir mızmızlanıp yatağından çıkmıyordu.
Yiyecek stoklarında ve su stoklarında ise sorun yoktu. Oldukça zayıf olan Akane ve Mirana, çok fazla şey yiyip içmiyorlardı. Perttu ise kişisel eğitiminin bir parçası olduğunu söyleyerek iki günde bir kez yemek yiyordu. Bu durum en çok Akane’nin işine geliyordu. Bu zorlu eğitim sırasında bir de bulaşık derdi ile uğraşmadığı için mutluydu Akane. Sadece gözlüklü abi-san’a ve J.J’ye yemek hazırlamak onu yormuyordu.
Altıncı günün gecesi, Mirana’nın bağırışları ile uyanmıştı kahramanlarımız. ‘’Hey Uyuyan güzeller! O kıçınızı kaldırın da buraya gelin! Korsan gemisi gördüm! Hadi biraz çoşalım! Hey kime diyorum!’’
Out: Konun hayırlı olsun.
Mirana’ya göre sarışın olan erkek, kızıl saçlı kadın hastası pedofili bir orospu çocuğuydu. Bu kanıya, ismi Perttu olan adamın sürekli kızıl saçlı bir kadının resmine bakmasından ve ismi Akane olan çocukla yakından ilgilenmesinden dolayı varmıştı. İsmi Akane olan çocuk adına üzülüyordu Mirana. Perttu isimli pedofili manyak, Akane’yi sürekli kılıç çalışmaya zorluyordu.
Mirana’ya göre, kas yığını olan adam iyi biri olsa da beyinsiz bir ahmaktan başka bir şey değildi. Sürekli içki içen adamın beynine gitmesi gereken oksijenler adamın kaslarında hapsolmuştu. Gözlük takan adamın grubun en garibi olduğunu düşünüyordu Mirana. Gözlüklerini asla çıkarmayan bu adam kapalı bir kutu gibi geliyordu kendisine. Bu da onu huzursuz ediyordu. Yine de gemideki herkes güçlü birer savaşçı gibi gözüküyordu. En azından, gemiyi Grand Line denilen denize sokana kadar ki izlenimleri bunlardı.
Grand Line’e girmelerinin ardından garip şeyler yaşanmaya başlamıştı. Mirana’nın pusulası çalışmıyordu. Bu durum Mirana’yı rahatsız ediyordu. Sorunun pusula ile ilgili olmadığına emindi Mirana. ‘’Soktuğumun denizi en az buradakiler kadar garip.’’ diye düşünüyordu. Bu konuyu diğerlerine danışmaya karar veren Mirana; Akane, Perttu, Vince ve Jack’in yanına gitti. Onlara oldukça nazik bir şekilde durumu açıklayacaktı. Nazikliği babasından öğrendiğinden sorun yaşayacağını düşünmüyordu.
Elindeki pusulayı diğerlerine doğru tutan Mirana: ‘’Hey çerçeve,pedofili ruh hastası, zavallı kız ve kas yığını! Az buraya bakın göt herifler!’’ diye bağırdı. Ardından da: ‘’ Bu pusulanın ibresi neden kendi kuyruğunu yalamaya çalışan köpek gibi dönüyor biliyor musunuz?’’ diye sordu diğerlerine.
Perttu: ‘’Rotacı olan sensin bize neden soruyorsun ki? Belki de pusulan bozuktur.’’ Diye cevapladı Mirana’nın sorusunu. Bunu duyan Mirana’nın tepesi atmıştı. ‘’Hadi canım? Yemin et? Bu ihtimal benim aklıma hiç gelmemişti zaten. Sikik sikik konuşup sinirimi bozma. Bu denizde başka bir şey var.’’ Diye çıkıştı Perttu’ya. Jack ise Mirana’nın bu çıkışına kahkaha attı ve: ‘’Ahaha! Esaslı kadın böyle olur işte! Sorduğun soru hakkında bir fikrimiz yok; fakat eminim ki bir yolunu bulursun. Takma kafana! Al biraz sake iç!’’ deyip Mirana’ya bir sake şişesi uzatmıştı. ‘’Size soranda kabahat. Neyse, ben halledeceğim.’’ Diyen Mirana sake şişesini alıp güverteye çıktı.
6 Gün Sonra
Bu olayın ardından altı gün geçmişti. Bu altı gün içinde içki stoklarının bitmesi ve ufak bir fırtına ile uğraşılması dışında bir sorun yaşamamıştı kahramanlarımız. Fırtına, Mirana’nın verdiği direktifler sayesinde zararsız bir şekilde atlatılmıştı. İçki stoğunun bitmesi ise Jack’i derinden yaralamıştı. İçki olmayınca küçük bir çocuğa dönen Jack, günlerdir mızmızlanıp yatağından çıkmıyordu.
Yiyecek stoklarında ve su stoklarında ise sorun yoktu. Oldukça zayıf olan Akane ve Mirana, çok fazla şey yiyip içmiyorlardı. Perttu ise kişisel eğitiminin bir parçası olduğunu söyleyerek iki günde bir kez yemek yiyordu. Bu durum en çok Akane’nin işine geliyordu. Bu zorlu eğitim sırasında bir de bulaşık derdi ile uğraşmadığı için mutluydu Akane. Sadece gözlüklü abi-san’a ve J.J’ye yemek hazırlamak onu yormuyordu.
Altıncı günün gecesi, Mirana’nın bağırışları ile uyanmıştı kahramanlarımız. ‘’Hey Uyuyan güzeller! O kıçınızı kaldırın da buraya gelin! Korsan gemisi gördüm! Hadi biraz çoşalım! Hey kime diyorum!’’
Out: Konun hayırlı olsun.
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Adı olmayan tayfayla SinMar denilen yerden çıkmış ve Red Line'ı Geçip Grand Line denilen ve korsan kaynayan denize girmiştik.
Grand Line'a rotacımızın da yardımıyla girişimizin ardından her şey aynı şekilde ilerliyordu.Ben ve Jack sake şişelerinin dibine vuruyorduk. Akane ve Perttu ise alıştırmalar yapıyordu.Mirana ise tayfaya yeni gelmesinden dolayı pek konuşmuyordu.Bizim nasıl insanlar olduğumuzu çözmeye çalışıyordur herhalde.Onu görmeden önce güçsüz biri olacağını ve başımıza bela açacağını düşünsem de gemiye koca minigunu ile binmesi ve Grand Line'da yıllarca terör estirmiş olan Iron Korsanlarının kaptanının kızı olamasıyla aklımdaki bütün soru işaretleri kalkmıştı.
Yolculuğumuza bir süre daha devam etmemizin ardından Mirana güverteye gelmiş ve hepimize içinden geldiğince aşağılamalar sıraladıktan sonra pusulada bir sorun olduğunu bunun sebebinin ne olduğunu sormuştu. Perttu'da onun rotacı olduğunu bizim bilemeyeceğimizi söylemişti. Perttu'nun sözlerine sinirlenen Mirana Perttu'ya da lafları geçirip bu işi kendinin halledeceğini söylemişti.
Bu olaylardan yaklaşık 1 hafta sonra bir fırtına falan olmuştu ama asıl sorun olan şey sakemizin bitmesiydi sake stoklarının bitmesiyle Jack'in ve benim işimiz bitmişti.Beni Jack kadar etkilemese de sake içememek bende dengesizliğe sebep olmuştu ve artık bir ada bulalım,diye dua ediyordum.Yemek veya içecek sıkıntımız olmasa da sakesizliğin ne demek olduğunu bir daha anlamıştım.
Yolculuğumuzda altıncı güne girerken ben sabaha karşı Jack'in horlamaları sağ olsun yatağımda uyanmış.Herkesin neden gözlüğümle ilgilendiği veya dalga geçtiği konusunda düşünüyordum.Beni genellikle gözlüklü abi-san,çerçeve göz veya gözlüklü ödül avcısı diye çağırıyorlardı.Benim bir adım var ulan.Sanırım gözlüğümün önemini hiç kimse anlamamıştı bu gözlük benim için sadece bir takı değildi bir hatıraydı,bir kişiydi ve özlediğime hala inanamadığım bok çukuru adamdı. Kulağıma annemin sesi gelmişti bir an.Sanki bana gözlüğü verdiği anı bira daha yaşıyordum."Al Vince bu seni diğer çocuklardan korur artık göz renginle dalga geçemezler.Bu gözlük seni her zaman koruyacak Vince tıpkı annecik ve babacık gibi tamam mı ?"dediği.Aklıma gelmişti yeniden.Çocukluğumda hatırladım bir kaç net anıdan bir tanesiydi bu akşamları arada aklıma gelirdi annemi ve aptal babamı ne kadar özlediğim.
Ben düşüncelere dalmış yeniden uykuya dalarken Mirana'nın sesi beni yeniden uyandırmıştı.Bir korsan gemisi gördüğünü ve saldırmak istediğini söylüyordu.Çığlıklar atasım gelmişti sonunda kaç aydır denizlerde olmamın sebebi,bir korsan gemisine rast gelmiştik.Hemen sırtıma içinde tabancalarımın olduğu paltoyu geçirip oraklarımı kemerime takacak.Ardından da Jack'i uyandırıp güverteye çıkmamız gerektiğini söyleyecektim. Jack de düşündüğüm gibi onaylarsa güverteye çıkacaktım.
Grand Line'a rotacımızın da yardımıyla girişimizin ardından her şey aynı şekilde ilerliyordu.Ben ve Jack sake şişelerinin dibine vuruyorduk. Akane ve Perttu ise alıştırmalar yapıyordu.Mirana ise tayfaya yeni gelmesinden dolayı pek konuşmuyordu.Bizim nasıl insanlar olduğumuzu çözmeye çalışıyordur herhalde.Onu görmeden önce güçsüz biri olacağını ve başımıza bela açacağını düşünsem de gemiye koca minigunu ile binmesi ve Grand Line'da yıllarca terör estirmiş olan Iron Korsanlarının kaptanının kızı olamasıyla aklımdaki bütün soru işaretleri kalkmıştı.
Yolculuğumuza bir süre daha devam etmemizin ardından Mirana güverteye gelmiş ve hepimize içinden geldiğince aşağılamalar sıraladıktan sonra pusulada bir sorun olduğunu bunun sebebinin ne olduğunu sormuştu. Perttu'da onun rotacı olduğunu bizim bilemeyeceğimizi söylemişti. Perttu'nun sözlerine sinirlenen Mirana Perttu'ya da lafları geçirip bu işi kendinin halledeceğini söylemişti.
Bu olaylardan yaklaşık 1 hafta sonra bir fırtına falan olmuştu ama asıl sorun olan şey sakemizin bitmesiydi sake stoklarının bitmesiyle Jack'in ve benim işimiz bitmişti.Beni Jack kadar etkilemese de sake içememek bende dengesizliğe sebep olmuştu ve artık bir ada bulalım,diye dua ediyordum.Yemek veya içecek sıkıntımız olmasa da sakesizliğin ne demek olduğunu bir daha anlamıştım.
Yolculuğumuzda altıncı güne girerken ben sabaha karşı Jack'in horlamaları sağ olsun yatağımda uyanmış.Herkesin neden gözlüğümle ilgilendiği veya dalga geçtiği konusunda düşünüyordum.Beni genellikle gözlüklü abi-san,çerçeve göz veya gözlüklü ödül avcısı diye çağırıyorlardı.Benim bir adım var ulan.Sanırım gözlüğümün önemini hiç kimse anlamamıştı bu gözlük benim için sadece bir takı değildi bir hatıraydı,bir kişiydi ve özlediğime hala inanamadığım bok çukuru adamdı. Kulağıma annemin sesi gelmişti bir an.Sanki bana gözlüğü verdiği anı bira daha yaşıyordum."Al Vince bu seni diğer çocuklardan korur artık göz renginle dalga geçemezler.Bu gözlük seni her zaman koruyacak Vince tıpkı annecik ve babacık gibi tamam mı ?"dediği.Aklıma gelmişti yeniden.Çocukluğumda hatırladım bir kaç net anıdan bir tanesiydi bu akşamları arada aklıma gelirdi annemi ve aptal babamı ne kadar özlediğim.
Ben düşüncelere dalmış yeniden uykuya dalarken Mirana'nın sesi beni yeniden uyandırmıştı.Bir korsan gemisi gördüğünü ve saldırmak istediğini söylüyordu.Çığlıklar atasım gelmişti sonunda kaç aydır denizlerde olmamın sebebi,bir korsan gemisine rast gelmiştik.Hemen sırtıma içinde tabancalarımın olduğu paltoyu geçirip oraklarımı kemerime takacak.Ardından da Jack'i uyandırıp güverteye çıkmamız gerektiğini söyleyecektim. Jack de düşündüğüm gibi onaylarsa güverteye çıkacaktım.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Perttu bir türlü uyuyamıyordu. Jack'in tüm odayı titreten horlamasından dolayı mı uyuyamıyordu? Yoksa kafasındaki onlarca düşünceden dolayı mı? Buna kesin bir cevap veremiyordu Perttu. Orange kasabası nasıl saldırıya uğramıştı? Kasabayı koruyan ailesi gerçekten de Kan korsanları denilen korsan grubuna yenilmiş miydi? Böyle bir olayın yaşanmasının ardından neden kendini kaybedip intikam peşine düşmüştü? Kiyora'yı ve Kan korsanlarını aramak yerine adasına dönüp insanların yaralarını sarmaya çalışması daha iyi olmaz mıydı?
Düşünceleriyle boğuştuğu sırada Mirana'nın sesini işitti Perttu. Mirana'nın sesi o kadar gür çıkıyordu ki Jack'in horlama sesini bile bastırıyordu. Rotacılarının söylediğine göre bir korsan gemisi görünmüştü. Anlaşılan yine bir kavganın içine girilecekti. Yatağından doğrulup diğerlerine yardım edecekti Perttu. Özellikle Akane'ye göz kulak olması gerekiyordu. Akane,dövüşlerini kimseyi öldürmeden; hatta mümkün olduğu taktirde kimseyi yaralamadan kazanmaya çalışıyordu.Bu yüzden de çoğu zaman tehlikeli bir durumun tam ortasında kalıyordu. Jack en az kendisi kadar güçlüydü. Vince ve Mirana da savaş sırasında kendi başlarının çaresine bakabilecek insanlardı; fakat Akane'nin şimdilik korunmaya ihtiyacı vardı.
Perttu ayağa kalktığında Vince'in çoktan hazırlanıp Jack'i kaldırmaya çalıştığını gördü. Korsan gemisi lafını duyan Jack bir anda ayağa fırlamış ve: ''Ayıpsın adamım. Hemen gidelim. Önce onları pataklarız. Sonra da tüm sakelerini alırız. Hahaha! İşte şimdi gaza geldim.'' diye gürlemişti. Bunun ardından Vince ve Jack hızlıca güverteye doğru yönelmişti. Perttu da bir süre sonra bu ikiliye yetişmişti.
Vince güverteye çıktığında Akane'nin kendilerinden önce aşağıya indiğini görmüştü. Mirana tarafından zorla, alelacele aşağıya indirilmiş gibi dursa da Akane'nin de dinç ve istekli olduğu belli oluyordu. Gemide geçirdiği sürede gecenin bir yarısı uyandırılmaya alışmış gibiydi Akane.
Herkesin güvertede toplanmasının ardından: ''Bakın kuzeybatıda! Geminin yönünü oraya doğru çevirdim. İki dakika içinde gemilerinin yanına varırız. Gidip ağızlarına sıçalım hadi!'' diye bağırarak eli ile kuzeybatıyı gösterdi Mirana. Vince, Mirana'nın gösterdiği yöne baktığında çiçek şeklindeki bir başa sahip bir gemi görmüştü. Geminin büyük siyah yelkenlerinden birinin üzerinde başına mavi bir çiçek geçirmiş kuru kafa resmi vardı.
Ayrıca geminin güvertesinde; üzerine sarı bir hırka geçirmiş, uzun mor saçlarını iki sarı kurdele ile toplamış, kırmızı gözlere sahip bir kız çocuğu görmüştü Vince. Kız kurabiye yiyerek korsan avcılarının gemisini izliyordu. En fazla 7-8 yaşında olan bu kız, bir süre sonra koşarak geminin içine girmişti.
Kızın içeri girmesinin ardından: Bu ibnenin evlatları kesin çocuk kaçakçılığı da yapıyordur söyleyeyim size. Kıçlarını tekmeledikten sonra çocukları da kurtarırız. demişti Mirana. Ardından da size dönüp: ''Ee ne yapacağız? Bu geminin kaptanı kim? Kim gemide kalacak, kim karşıya çıkacak karar versin. demişti sinirli bir ses tonuyla.
Düşünceleriyle boğuştuğu sırada Mirana'nın sesini işitti Perttu. Mirana'nın sesi o kadar gür çıkıyordu ki Jack'in horlama sesini bile bastırıyordu. Rotacılarının söylediğine göre bir korsan gemisi görünmüştü. Anlaşılan yine bir kavganın içine girilecekti. Yatağından doğrulup diğerlerine yardım edecekti Perttu. Özellikle Akane'ye göz kulak olması gerekiyordu. Akane,dövüşlerini kimseyi öldürmeden; hatta mümkün olduğu taktirde kimseyi yaralamadan kazanmaya çalışıyordu.Bu yüzden de çoğu zaman tehlikeli bir durumun tam ortasında kalıyordu. Jack en az kendisi kadar güçlüydü. Vince ve Mirana da savaş sırasında kendi başlarının çaresine bakabilecek insanlardı; fakat Akane'nin şimdilik korunmaya ihtiyacı vardı.
Perttu ayağa kalktığında Vince'in çoktan hazırlanıp Jack'i kaldırmaya çalıştığını gördü. Korsan gemisi lafını duyan Jack bir anda ayağa fırlamış ve: ''Ayıpsın adamım. Hemen gidelim. Önce onları pataklarız. Sonra da tüm sakelerini alırız. Hahaha! İşte şimdi gaza geldim.'' diye gürlemişti. Bunun ardından Vince ve Jack hızlıca güverteye doğru yönelmişti. Perttu da bir süre sonra bu ikiliye yetişmişti.
Vince güverteye çıktığında Akane'nin kendilerinden önce aşağıya indiğini görmüştü. Mirana tarafından zorla, alelacele aşağıya indirilmiş gibi dursa da Akane'nin de dinç ve istekli olduğu belli oluyordu. Gemide geçirdiği sürede gecenin bir yarısı uyandırılmaya alışmış gibiydi Akane.
Herkesin güvertede toplanmasının ardından: ''Bakın kuzeybatıda! Geminin yönünü oraya doğru çevirdim. İki dakika içinde gemilerinin yanına varırız. Gidip ağızlarına sıçalım hadi!'' diye bağırarak eli ile kuzeybatıyı gösterdi Mirana. Vince, Mirana'nın gösterdiği yöne baktığında çiçek şeklindeki bir başa sahip bir gemi görmüştü. Geminin büyük siyah yelkenlerinden birinin üzerinde başına mavi bir çiçek geçirmiş kuru kafa resmi vardı.
Ayrıca geminin güvertesinde; üzerine sarı bir hırka geçirmiş, uzun mor saçlarını iki sarı kurdele ile toplamış, kırmızı gözlere sahip bir kız çocuğu görmüştü Vince. Kız kurabiye yiyerek korsan avcılarının gemisini izliyordu. En fazla 7-8 yaşında olan bu kız, bir süre sonra koşarak geminin içine girmişti.
Kızın içeri girmesinin ardından: Bu ibnenin evlatları kesin çocuk kaçakçılığı da yapıyordur söyleyeyim size. Kıçlarını tekmeledikten sonra çocukları da kurtarırız. demişti Mirana. Ardından da size dönüp: ''Ee ne yapacağız? Bu geminin kaptanı kim? Kim gemide kalacak, kim karşıya çıkacak karar versin. demişti sinirli bir ses tonuyla.
- Gördüğünüz Kız:
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Dövüş zamanında Jack'i uyandırmak her zamanki gibi kolay olmuştu. Jack'i uyandırmamın ardından Perttu'nun da uyanmış ve hazırlanmış olduğunu görmüştüm.Herkesin hazır olduğunu anladığımda güverteye koşmaya başlayacaktım ki aklıma maymunum Whiskey gelmişti. Whiskey yatağımın altındaki karanlık yerde uymayı seviyordu.Onu ne kadar uyandırmaya çalışsam da uyanmayacağını bildiğimden ayrıca uyansa bile bana tırnaklarıyla saldıracağından Whiskey'i burada bırakıp diğerleriyle güverteye çıkmaya başladım.
Güverteye çıktığımda Akane'nin bizden önce güverteye çıktığını görmüştüm. Akane ne kadar Mirana tarafından zorla indirilmiş olsa da savaş için hazırlıklı ve dinç duruyordu.Sonunda bu küçük saf kızı biraz bu denizlere hazırlamayı başarmıştık sanki.Herkesin güvertede toplanmasının ardından Mirana gördüğü geminin Kuzey Batıda olduğunu geminin yönünü o tarafa çevirdiğini kısa bir süre içerisinde orada olacağımızı söylemişti.Kuzey batı tarafına baktığımda çiçek şeklinde bir başa sahip bir gemi görmüştüm.Geminin siyah yelkeninde ise başına mavi çiçek geçirmiş kuru kafa simgesini görmüştüm.Gemiyi gördüğüm anda aklıma Mavi Çiçek Marianna ismi gelmişti.
Ayrıca tek gördüğüm şeyler geminin parçaları değildi.Üzerine sarı bir hırka geçirmiş,Mor saçlarını iki sarı kurdele ile toplamış,kırmızı gözlü bir kız çocuğu görmüştüm. Akane'den bile küçük olan kız şirin bir şekilde bizi izliyordu.Bir süre izledikten sonra diğerlerini uyarmak için içeri kaçmıştı.Kızın içeri kaçmasından sonra Mirana bu korsan grubunun kesin çocuk kaçakçılığı da yaptığını söylemişti.Ardından bize dönüp ne yapacağımızı,geminin kaptanın kim olduğu gibi yolculuğa başladığımızdan beri aklında olan bu soruları bu kriz anında sıralamıştı.Ben gemideki herkesten bu korsan grubu alakalı daha bilgili olduğum için hemde sorulara cevap vermek istediğim için konuşmaya başladım:"Bu geminin bir kaptanı falan yok.Biz denizci veya korsan değiliz hepimiz kendi kedimizin kaptanıyız en doğrusu da bu."deyip.Bir anlık nefes aldıktan sonra:"İlk olarak bu korsan grubu büyük ihtimale Mavi Çiçek korsanları kaptanlarının ödülü 30 milyonun üstünde diye hatırlıyorum. Ayrıca o kızın bir tutsaktan çok tayfa üyelerinden biri olduğu çok belli ama biz ne olursa olsun küçük çocuklara zarar vermemeye çalışmalıyız. Perttu ve Jack gemiler birbirlerine yaklaştığında yakın dövüşçü oldukları için gemiye inmeliler Akane,ben ve sen(Mirana) gemide kalacağız. Perrtu ve Jack gemide büyük bir sorun yaşarlarsa ben onlara takviye olarak giderim.O zamana kadar tabancalarımla uzun menzilden korsanları avlayacağım Mirana sen minigun ile gemiye ve tayfaya mermi yağdıracaksın.Dikkatli ol bizim tayfadan veya karşı tayfa da ki çocuğa ateş etme.Bunların dışında Akane gemiye atlamaya çalışanları kılıcınla püskürteceksin gemiye saldırmaya kalkan olmazsa topları kullanarak gemiye zarar ver."diyecek.Ardından herkes için uygunsa planı uygulamaya koyacaktım.Bu konuşmayı yaparken de Paltomdan tabancalarımı çıkarıyordum.
RP OUT: Whiskey'i bilerek ilk yazıya yazmadım çünkü o zaman onu pet shoptan almamıştım.
Güverteye çıktığımda Akane'nin bizden önce güverteye çıktığını görmüştüm. Akane ne kadar Mirana tarafından zorla indirilmiş olsa da savaş için hazırlıklı ve dinç duruyordu.Sonunda bu küçük saf kızı biraz bu denizlere hazırlamayı başarmıştık sanki.Herkesin güvertede toplanmasının ardından Mirana gördüğü geminin Kuzey Batıda olduğunu geminin yönünü o tarafa çevirdiğini kısa bir süre içerisinde orada olacağımızı söylemişti.Kuzey batı tarafına baktığımda çiçek şeklinde bir başa sahip bir gemi görmüştüm.Geminin siyah yelkeninde ise başına mavi çiçek geçirmiş kuru kafa simgesini görmüştüm.Gemiyi gördüğüm anda aklıma Mavi Çiçek Marianna ismi gelmişti.
Ayrıca tek gördüğüm şeyler geminin parçaları değildi.Üzerine sarı bir hırka geçirmiş,Mor saçlarını iki sarı kurdele ile toplamış,kırmızı gözlü bir kız çocuğu görmüştüm. Akane'den bile küçük olan kız şirin bir şekilde bizi izliyordu.Bir süre izledikten sonra diğerlerini uyarmak için içeri kaçmıştı.Kızın içeri kaçmasından sonra Mirana bu korsan grubunun kesin çocuk kaçakçılığı da yaptığını söylemişti.Ardından bize dönüp ne yapacağımızı,geminin kaptanın kim olduğu gibi yolculuğa başladığımızdan beri aklında olan bu soruları bu kriz anında sıralamıştı.Ben gemideki herkesten bu korsan grubu alakalı daha bilgili olduğum için hemde sorulara cevap vermek istediğim için konuşmaya başladım:"Bu geminin bir kaptanı falan yok.Biz denizci veya korsan değiliz hepimiz kendi kedimizin kaptanıyız en doğrusu da bu."deyip.Bir anlık nefes aldıktan sonra:"İlk olarak bu korsan grubu büyük ihtimale Mavi Çiçek korsanları kaptanlarının ödülü 30 milyonun üstünde diye hatırlıyorum. Ayrıca o kızın bir tutsaktan çok tayfa üyelerinden biri olduğu çok belli ama biz ne olursa olsun küçük çocuklara zarar vermemeye çalışmalıyız. Perttu ve Jack gemiler birbirlerine yaklaştığında yakın dövüşçü oldukları için gemiye inmeliler Akane,ben ve sen(Mirana) gemide kalacağız. Perrtu ve Jack gemide büyük bir sorun yaşarlarsa ben onlara takviye olarak giderim.O zamana kadar tabancalarımla uzun menzilden korsanları avlayacağım Mirana sen minigun ile gemiye ve tayfaya mermi yağdıracaksın.Dikkatli ol bizim tayfadan veya karşı tayfa da ki çocuğa ateş etme.Bunların dışında Akane gemiye atlamaya çalışanları kılıcınla püskürteceksin gemiye saldırmaya kalkan olmazsa topları kullanarak gemiye zarar ver."diyecek.Ardından herkes için uygunsa planı uygulamaya koyacaktım.Bu konuşmayı yaparken de Paltomdan tabancalarımı çıkarıyordum.
RP OUT: Whiskey'i bilerek ilk yazıya yazmadım çünkü o zaman onu pet shoptan almamıştım.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Vince'in konuşmasının ardından bir kahkaha atan Jack: ''Ahaha! Çok iyi konuştun adamım. Dostumun da dediği gibi bu gemide bir kaptan yok. Kararları ortaklaşa alırız biz.'' dedi. Daha sonra başını Perttu'ya doğru çevirip ellerini ovuşturmaya başlayan Jack: ''Öyleyse Perttu ile gemiye gidip korsanları pataklayıp geliyoruz. Ha Perttu?'' diye sordu; fakat Perttu Vince'in planını beğenmişe benzemiyordu. Perttu, herkesi gözüyle şöyle bir süzdükten sonra Vince'e dönüp konuşmaya başladı:
''Eğer Vince'in dediği doğru çıkarsa, yani karşımızdaki gemi Mavi Çiçek korsanlarına aitse işin aslını öğrenmediğim sürece dövüşmeyeceğim. Kiyora onlarla birlikteydi. Onlarla birlikte olmak için geçerli bir sebebi olmalı. Ya da daha da kötüsü, Kiyora o korsanlar tarafından esir tutuluyor olabilir. Bu yüzden de ters bir hareket yapmamız sakıncalı olur. Senden ve Mirana'dan ricam, gerçekten zor bir durumun içine düşmedikçe silahlarınızı kullanmamanız.''
Perttu'nun ardından söze Mirana girmişti: ''Madem bu uzun saçlı karı kılıklı herif dövüşmeyecek, o zaman gemiye kas yığını ile beraber gidecek kişi ben olmalıyım. Oldu be! İki kişi düşman gemisinde savaşıp her türlü zevki tadacak, biz üçümüz de burada bekleyeceğiz. Aloo! Sizin fare kovalamışlığınız kadar benim kedi sikmişliğim var. Sikerim böyle işi, ben de o gemiye çıkacağım. demişti sinirli bir şekilde.
Bu sırada, Akane telaşlı bir şekilde Mirana ve Perttu'nun arasına girip eli ile korsan gemisini göstermişti. Kahramanlarımızın gemisi ile korsan gemisi arasında yirmi metreden az bir mesafe kalmıştı ve kısa bir süre sonra iki gemi yan yana gelecekti. Bunun üzerine: ''Bu kadar yaygara koparmaya gerek var mı ki? Erkek adam düşenmek yerine harekete geçmelidir. Düşman gemisine gitmek isteyen gitsin.İstemeyen de arkada kalsın işte. Böyle daha iyi olmaz mı? Ha Vince, sen ne dersin?'' diye sormuştu Jack.
Out: Mirana'nın silahı kötü kalite. Saniyede beş mermi atabiliyor ve otuz mermi sonra şarjör tamamen boşalıyor. Silah kötü kalite olduğundan Şarjörün yenilenmesi biraz uzun sürebiliyor. Silah arada tutukluk da yapabiliyor. Yine de bu durum Mirana'yı pek etkilemiyor dövüş stilinden dolayı.
''Eğer Vince'in dediği doğru çıkarsa, yani karşımızdaki gemi Mavi Çiçek korsanlarına aitse işin aslını öğrenmediğim sürece dövüşmeyeceğim. Kiyora onlarla birlikteydi. Onlarla birlikte olmak için geçerli bir sebebi olmalı. Ya da daha da kötüsü, Kiyora o korsanlar tarafından esir tutuluyor olabilir. Bu yüzden de ters bir hareket yapmamız sakıncalı olur. Senden ve Mirana'dan ricam, gerçekten zor bir durumun içine düşmedikçe silahlarınızı kullanmamanız.''
Perttu'nun ardından söze Mirana girmişti: ''Madem bu uzun saçlı karı kılıklı herif dövüşmeyecek, o zaman gemiye kas yığını ile beraber gidecek kişi ben olmalıyım. Oldu be! İki kişi düşman gemisinde savaşıp her türlü zevki tadacak, biz üçümüz de burada bekleyeceğiz. Aloo! Sizin fare kovalamışlığınız kadar benim kedi sikmişliğim var. Sikerim böyle işi, ben de o gemiye çıkacağım. demişti sinirli bir şekilde.
Bu sırada, Akane telaşlı bir şekilde Mirana ve Perttu'nun arasına girip eli ile korsan gemisini göstermişti. Kahramanlarımızın gemisi ile korsan gemisi arasında yirmi metreden az bir mesafe kalmıştı ve kısa bir süre sonra iki gemi yan yana gelecekti. Bunun üzerine: ''Bu kadar yaygara koparmaya gerek var mı ki? Erkek adam düşenmek yerine harekete geçmelidir. Düşman gemisine gitmek isteyen gitsin.İstemeyen de arkada kalsın işte. Böyle daha iyi olmaz mı? Ha Vince, sen ne dersin?'' diye sormuştu Jack.
Out: Mirana'nın silahı kötü kalite. Saniyede beş mermi atabiliyor ve otuz mermi sonra şarjör tamamen boşalıyor. Silah kötü kalite olduğundan Şarjörün yenilenmesi biraz uzun sürebiliyor. Silah arada tutukluk da yapabiliyor. Yine de bu durum Mirana'yı pek etkilemiyor dövüş stilinden dolayı.
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Konuşmamın ardından Jack'in övgülerini duymak ve onun da benim gibi düşündüğünü duymak beni sevindirmişti.Benimle konuşması biten Jack Perttu'ya döndükten sonra korsanları pataklamakla alakalı bir soru sormuştu.
Perttu da karşılık olarak karşımızdakiler Mavi Çiçek korsanları ise işin aslını öğrenmeden dövüşmeyeceğini.Adı Kiyora olan aradığı kızın Mavi Çİçek korsanlarıyla birlikte çalışıyor olabileceğini veya esir bir şekilde olabileceğin söylemişti.Ardından ise bu işi silahları kullanmamızı istemişti.
Aslında düşündüğümde Perttu'nun dedikleri doğruydu ama Kiyora adlı kız kesinlikle esir değildi nasıl bir esirin başına ödül konur değil mi?
Perttu'nun konuşmasının ardından Mirana söze girmişti.Eğer Perttu gelmiyorsa Jack ve kendisinin gemiye çıkacağını ve korsanların işini bitireceğini söylüyordu.
Bu sırada Akane telaşlı bir şekilde Mirana ve Perttu'nun arasına girip Korsan gemisini göstermişti.Az sonra korsan gemisiyle yan yana gelecektik ve bir karar veremezsek denizin dibini boylayacaktık. Ama benim iki tarafı da ikna edecek bir planım vardı sanırım. Akane'nin korsan gemisin göstermesinin ardından Jack lafa girmişti.Bu kadar düşünmek yerine savaşmamız gerektiğini isteyenin burada kalmasını istemeyenin korsan gemisine gitmesini söylemiş ve bana da fikrimi sormuştu."Normalde olsa bende senin gibi yapardım Jack ama Perttu'nun kız arkadaşı söz konusu arkadaşımın arkadaşı benimde arkadaşımdır.Şöyle yapalım Perttu gemiler yan yana geldiğinde sen Kiyora'yla görüşmek istediğini ve kim olduğunu söyle.Eğer Kiyora'yla bizim gemimizde görüşmene izin verirlerse neler olduğunu sor Kiyora'nın sesinde bir korku hissedersen Kiyora'yı alır bu korsanlarında amına koruz.Eğer Kiyora'yı konuşmaya bile çağırmazlarsa Jack,sen ve Mirana içeri girin Jack,Mirana ve Akane ile ben seni korurken Kiyora'yı kaçırırsın.Şu an her türlü şu korsanlara konuşman gerek Perttu.diyecek.Ardından Gözlüğümün üstünden bakarak Perrtu'dan cevap bekleyecektim.
Perttu da karşılık olarak karşımızdakiler Mavi Çiçek korsanları ise işin aslını öğrenmeden dövüşmeyeceğini.Adı Kiyora olan aradığı kızın Mavi Çİçek korsanlarıyla birlikte çalışıyor olabileceğini veya esir bir şekilde olabileceğin söylemişti.Ardından ise bu işi silahları kullanmamızı istemişti.
Aslında düşündüğümde Perttu'nun dedikleri doğruydu ama Kiyora adlı kız kesinlikle esir değildi nasıl bir esirin başına ödül konur değil mi?
Perttu'nun konuşmasının ardından Mirana söze girmişti.Eğer Perttu gelmiyorsa Jack ve kendisinin gemiye çıkacağını ve korsanların işini bitireceğini söylüyordu.
Bu sırada Akane telaşlı bir şekilde Mirana ve Perttu'nun arasına girip Korsan gemisini göstermişti.Az sonra korsan gemisiyle yan yana gelecektik ve bir karar veremezsek denizin dibini boylayacaktık. Ama benim iki tarafı da ikna edecek bir planım vardı sanırım. Akane'nin korsan gemisin göstermesinin ardından Jack lafa girmişti.Bu kadar düşünmek yerine savaşmamız gerektiğini isteyenin burada kalmasını istemeyenin korsan gemisine gitmesini söylemiş ve bana da fikrimi sormuştu."Normalde olsa bende senin gibi yapardım Jack ama Perttu'nun kız arkadaşı söz konusu arkadaşımın arkadaşı benimde arkadaşımdır.Şöyle yapalım Perttu gemiler yan yana geldiğinde sen Kiyora'yla görüşmek istediğini ve kim olduğunu söyle.Eğer Kiyora'yla bizim gemimizde görüşmene izin verirlerse neler olduğunu sor Kiyora'nın sesinde bir korku hissedersen Kiyora'yı alır bu korsanlarında amına koruz.Eğer Kiyora'yı konuşmaya bile çağırmazlarsa Jack,sen ve Mirana içeri girin Jack,Mirana ve Akane ile ben seni korurken Kiyora'yı kaçırırsın.Şu an her türlü şu korsanlara konuşman gerek Perttu.diyecek.Ardından Gözlüğümün üstünden bakarak Perrtu'dan cevap bekleyecektim.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Vince'in konuşmasını bitirmesinin ardından Mirana bir kahkaha attı ve:''Helal olsun be. Adam on saniyede iki plan yaptı.Kas yığını bak da örnek al. Ahaha! O gözlüğün arkasında kim bilir ne cevherler yatıyordur değil mi Megane-kun!'' dedi, Vince'i alkışlayarak.
Jack ise: ''Yapacak bir şey yok. O zaman önce Kiyora'yı sonra da içkileri alacağız.'' diyerek planı onayladığını söylemişti.
Bu planı Perttu da beğenmişe benziyordu. Birkaç saniye Vince'in anlattıklarını düşündükten sonra Vince'i başıyla onaylamıştı Perttu. Akane ise, gerek az önceki planda gerekse şimdiki planda arka tarafta bekleyeceği için olacakları umursamıyordu. Yanındakilere ve karşı gemideki çocuğa bir zarar gelmemesini diliyordu sadece.
Grubun ne yapacağına karar vermesinden kısa bir süre sonra iki gemi yan yana gelmişti. Tam da bu sırada, karşı geminin güvertesi ile iç kısmını bağlayan kapı açılmıştı. İçeriden üzerinde takım elbise bulunan, yaklaşık iki metre boyunda, kırmızı gözlere sahip bir adam ve beyaz bir tene, kıpkırmızı gözlere ve bir çift küçük boynuza sahip; üzerine kısa kollu siyah bir tişört,altına ise uzun siyah bir etek giymiş, elinde büyük ve dikenlere sahip olan bir sopa tutan kız çocuğu çıkmıştı.
İkiliden takım elbise giymiş olan adam, ellerini cebine sokup gemisinin kenarına kadar yürümüş, ardından da karşısındaki gemide duran beş kişiye bakıp: ''Amacınız ne?'' demişti. Bu soruyu cevaplayan kişi planlandığı gibi Perttu olmuştu: ''Ben Kiyora'nın arkadaşıyım. İsmim Perttu. Arkadaşım neden sizin gibi bir korsan grubuna katıldı? Ayrıca şu an kendisi nerede?'' demişti,sabırsız bir ses tonuyla.
Takım elbiseli adam, bu soruyu: ''Bunları sana anlatmak zorunda değilim. Kiyora-san'ın arkadaşı olup olmadığından emin olamam.'' diyerek cevaplamıştı. Bu cevabın ardından elini kılıcına götüren Perttu: ''Yani onunla görüşmeme izin vermeyecek misin?'' diye sormuştu. Takım elbiseli adamsa: Kendisi şu an burada değil; fakat burada olsaydı bile senin, onun arkadaşı olduğuna emin olmadan onun yanına yaklaşmana izin vermezdim. diyerek ters bir cevap daha vermişti.
Tam da bu sırada, karşı geminin güvertesi ile iç kısmını bağlayan kapı bir kez daha açılmıştı. Kapının açılması ile beraber; yaşlı bir kadın, beyaz saçlı genç bir adam, biri erkek beş çocuk merdivenlerden aşağıya yuvarlanmışlardı.
Jack ise: ''Yapacak bir şey yok. O zaman önce Kiyora'yı sonra da içkileri alacağız.'' diyerek planı onayladığını söylemişti.
Bu planı Perttu da beğenmişe benziyordu. Birkaç saniye Vince'in anlattıklarını düşündükten sonra Vince'i başıyla onaylamıştı Perttu. Akane ise, gerek az önceki planda gerekse şimdiki planda arka tarafta bekleyeceği için olacakları umursamıyordu. Yanındakilere ve karşı gemideki çocuğa bir zarar gelmemesini diliyordu sadece.
Grubun ne yapacağına karar vermesinden kısa bir süre sonra iki gemi yan yana gelmişti. Tam da bu sırada, karşı geminin güvertesi ile iç kısmını bağlayan kapı açılmıştı. İçeriden üzerinde takım elbise bulunan, yaklaşık iki metre boyunda, kırmızı gözlere sahip bir adam ve beyaz bir tene, kıpkırmızı gözlere ve bir çift küçük boynuza sahip; üzerine kısa kollu siyah bir tişört,altına ise uzun siyah bir etek giymiş, elinde büyük ve dikenlere sahip olan bir sopa tutan kız çocuğu çıkmıştı.
İkiliden takım elbise giymiş olan adam, ellerini cebine sokup gemisinin kenarına kadar yürümüş, ardından da karşısındaki gemide duran beş kişiye bakıp: ''Amacınız ne?'' demişti. Bu soruyu cevaplayan kişi planlandığı gibi Perttu olmuştu: ''Ben Kiyora'nın arkadaşıyım. İsmim Perttu. Arkadaşım neden sizin gibi bir korsan grubuna katıldı? Ayrıca şu an kendisi nerede?'' demişti,sabırsız bir ses tonuyla.
Takım elbiseli adam, bu soruyu: ''Bunları sana anlatmak zorunda değilim. Kiyora-san'ın arkadaşı olup olmadığından emin olamam.'' diyerek cevaplamıştı. Bu cevabın ardından elini kılıcına götüren Perttu: ''Yani onunla görüşmeme izin vermeyecek misin?'' diye sormuştu. Takım elbiseli adamsa: Kendisi şu an burada değil; fakat burada olsaydı bile senin, onun arkadaşı olduğuna emin olmadan onun yanına yaklaşmana izin vermezdim. diyerek ters bir cevap daha vermişti.
Tam da bu sırada, karşı geminin güvertesi ile iç kısmını bağlayan kapı bir kez daha açılmıştı. Kapının açılması ile beraber; yaşlı bir kadın, beyaz saçlı genç bir adam, biri erkek beş çocuk merdivenlerden aşağıya yuvarlanmışlardı.
- Takım elbiseli adam:
- Boynuzlu çocuk:
- Yaşlı kadın ve beyaz saçlı adam:
- Çocuklar:
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Konuşmamı bitirmemin ve Mirana'dan aldığım övgülerden sonra yanaklarımın kızarmasının ardından Jack plana onayı vermişti.
Jack'in de onayı vermesinden sonra Perttu kısa bir süre bekledikten sonra başıyla planı onaylamıştı. Akane de hiç sesini çıkarmadan onayladığını belirtmiş oldu.
İsimsiz tayfanın planımı onaylamasından kısa bir süre sonra iki gemi yan yana gelmişti.İki gemin yan yana gelmesi ile birlikte geminin güvertesine çıkan kapılardan biri açılmıştı.Kapıdan güverteye çıkan ilk kişi benim gibi gözlerinde şeytanın izini taşıyan,takım elbiseli,Jack' ten biraz daha kısa olan bir adam güverteye çıkmıştı.Adamın ardından beyaz bir tene,yine şeytanın izini gözünde taşıyan bir kızdı.Ancak siyah tişörtlü,altına siyah uzun bir etek giymiş bu kız şeytanın izini gözlerinde değil kafasında da taşıyordu.Ayrıca elinde büyük dikenli bir sopa vardı.Ben bu ikiliyi ilk gördüğümden beri kafamda uçuşan soruyla çebeleşiyordum .Bu geminin kaptanı nerede ulan!Nasıl bir kaptan olası bir saldırıya karşın tayfasını korumaya çıkmaz.Ben size söyleyeyim gemisinde olmayan veya ağır yaralı bir kaptan.
Takım elbiseli herif bir süre güvertede gezindikten sonra amacımızın ne olduğunu sormuştu.Planlı olduğu gibi bu soruya Perttu cevap vermişti.Planladığımız gibi kendini tanıtmış ve Kiyora ile ilgili bir kaç soru sormuştu.
Takım elbiseli adam ise Perrtu'nun sorularına cevap vermeyeceğini söyleyip Kiyora'nın arkadaşı olup olmadığımızdan emin olamayacağını söylemişti. Perrtu ise görüşmesine izin verip vermeyeceğini sormuştu.Takım elbiseli adamsa Kiyora'nın burada olmadığını ama burada olsa bile bizi tam tanımadan görüşmemize izin vermeyeceğini söylemişti.
Biz konuşma yaparken geminin güverteye çıkan kapısı bir kez daha açılmış ve güverteye bir kaç kişi düşmüştü. Güverteye düşen tipler yaşlı bir kadın,beyaz saçlı bir herif ve beş çocuktu.
Ben bizim tayfanın duyabileceği bir ses tonuyla:"Ben diyorum ki gördüğüm kadarıyla tayfanın tehlikeli çoğu üyesi burada yokken şu ağzını kırmadığımız sürece ağzından laf çıkarmayacak olan takım elbiseli hıyarı ağır yaralamadan etkisiz hale getirelim ve konuşturalım. Kiyora'nın nerede olduğunu ve Kiyora'ya iyi niyetli bir şekilde yaklaştıklarını düşünürsek bir şey yapmayız.Ayrıca sakelerini de alalım derim siz ne diyorsunuz." diyecek.Tayfa onaylarsa da takım elbiseli hıyara dönüp onunda duyabileceği bir ses tonuyla:"Lan takım elbiseli hıyarto!Kiyora denilen arkadaşımın kız arkadaşının nerede olduğunu söyler misin yoksa söyletirelim mi?"diyecek.Ardından gelen olumsuz cevaba göre saldırı zamanının geldiğinin söyleyecektim.
Jack'in de onayı vermesinden sonra Perttu kısa bir süre bekledikten sonra başıyla planı onaylamıştı. Akane de hiç sesini çıkarmadan onayladığını belirtmiş oldu.
İsimsiz tayfanın planımı onaylamasından kısa bir süre sonra iki gemi yan yana gelmişti.İki gemin yan yana gelmesi ile birlikte geminin güvertesine çıkan kapılardan biri açılmıştı.Kapıdan güverteye çıkan ilk kişi benim gibi gözlerinde şeytanın izini taşıyan,takım elbiseli,Jack' ten biraz daha kısa olan bir adam güverteye çıkmıştı.Adamın ardından beyaz bir tene,yine şeytanın izini gözünde taşıyan bir kızdı.Ancak siyah tişörtlü,altına siyah uzun bir etek giymiş bu kız şeytanın izini gözlerinde değil kafasında da taşıyordu.Ayrıca elinde büyük dikenli bir sopa vardı.Ben bu ikiliyi ilk gördüğümden beri kafamda uçuşan soruyla çebeleşiyordum .Bu geminin kaptanı nerede ulan!Nasıl bir kaptan olası bir saldırıya karşın tayfasını korumaya çıkmaz.Ben size söyleyeyim gemisinde olmayan veya ağır yaralı bir kaptan.
Takım elbiseli herif bir süre güvertede gezindikten sonra amacımızın ne olduğunu sormuştu.Planlı olduğu gibi bu soruya Perttu cevap vermişti.Planladığımız gibi kendini tanıtmış ve Kiyora ile ilgili bir kaç soru sormuştu.
Takım elbiseli adam ise Perrtu'nun sorularına cevap vermeyeceğini söyleyip Kiyora'nın arkadaşı olup olmadığımızdan emin olamayacağını söylemişti. Perrtu ise görüşmesine izin verip vermeyeceğini sormuştu.Takım elbiseli adamsa Kiyora'nın burada olmadığını ama burada olsa bile bizi tam tanımadan görüşmemize izin vermeyeceğini söylemişti.
Biz konuşma yaparken geminin güverteye çıkan kapısı bir kez daha açılmış ve güverteye bir kaç kişi düşmüştü. Güverteye düşen tipler yaşlı bir kadın,beyaz saçlı bir herif ve beş çocuktu.
Ben bizim tayfanın duyabileceği bir ses tonuyla:"Ben diyorum ki gördüğüm kadarıyla tayfanın tehlikeli çoğu üyesi burada yokken şu ağzını kırmadığımız sürece ağzından laf çıkarmayacak olan takım elbiseli hıyarı ağır yaralamadan etkisiz hale getirelim ve konuşturalım. Kiyora'nın nerede olduğunu ve Kiyora'ya iyi niyetli bir şekilde yaklaştıklarını düşünürsek bir şey yapmayız.Ayrıca sakelerini de alalım derim siz ne diyorsunuz." diyecek.Tayfa onaylarsa da takım elbiseli hıyara dönüp onunda duyabileceği bir ses tonuyla:"Lan takım elbiseli hıyarto!Kiyora denilen arkadaşımın kız arkadaşının nerede olduğunu söyler misin yoksa söyletirelim mi?"diyecek.Ardından gelen olumsuz cevaba göre saldırı zamanının geldiğinin söyleyecektim.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Beş çocuğu gören Mirana, dirseği ile Vince'i dürtükleyerek: ''Bak Megane-kun! Demiştim! Evveliyatını siktiklerim çocuk kaçakçılığı yapıyor! Şimdi ne yapalım? Parlak zekanla aydınlat bizi.'' demişti. Bunun ardından, takım elbiseli adamı etkisiz hale getirip zorla konuşturmayı teklif etmişti Vince. Vince'in konuşmasının devamı da vardı; fakat bunlar Mirana'nın bir kulağından girip öbür kulağından çıkmıştı.
Mirana:''Oh Megane-kun! Beni tahrik ediyorsun!'' diye bağırıp kahkaha atmıştı. Ardından da: ''Evet adamı işkence yaparak konuşturalım. Şiddet her şeyi çözer! Eğer çözmüyorsa yeteri kadar şiddet uygulamıyorsundur.'' diyerek Vince'i onaylamıştı. Sakeyi duyan Jack, zaten sinirli olan Perttu ve büyüklerini dinleyen Akane de bu planı onaylamıştı.
Bunun ardından, Vince karşısındaki adama dönerek Kiyora'nın nerede olduğunu söyleyip söylemeyeceğini sormuş ve Kiyora'nın yerini söylememesi halinde kendisini zorla konuşturmakla tehdit etmişti.
Vince'in tehditinin ardından, tayfanın geri kalanı hızlıca takım elbiseli adamın yanına gelmişti. Yaşlı kadın ayağındaki terlikleri eline almış bir vaziyette bekliyordu. Beyaz saçlı genç adam ise yaşlı kadının arkasına saklanmıştı. Çocuklardan erkek olanın elinde bir tava vardı. Üzerinde pembe bir kıyafet olan çocuğun elinde ise bir süpürge vardı. Beyaz saçlı kız çocuğu elinde bir sapan tutarken, güvertede kurabiye yerken gördüğünüz mor saçlı kız çocuğu ise elinde bir su tabancası tutuyordu. Başının arka tarafında garip bir şey olan çocuk ise, elinde dikenli bir sopa tutan çocuğun üzerine tırmanmaya çalışıyordu.
Mirana bu manzarayı gördüğünde kahkahalar atarak yerde yuvarlanmaya başlamıştı. Takım elbiseli adam ise, yanındakilere sakin olmasını söyledikten sonra Vince ve Mirana yokmuş gibi davranıp Perttu'ya dönmüş ve: ''Kiyora bizim dostumuz. Tanımadığım bir adama onun yerini söyleyip onu tehlikeye atamam. Kiyora ile nasıl tanıştığını anlatırsan bu işi kan dökmeden çözebiliriz. Yoksa dövüşmek durumunda kalacağız.'' demişti, sakin bir ses tonuyla.
Perttu, karşısındaki adama hak vermiş olsa gerek, Kiyora ile nasıl tanıştığını, Kiyora ile geçirdiği zamanları, Kiyora'ya kılıç kullanmayı öğreten kişi olduğunu ve Kiyora'nın Rayl adındaki bir arkadaşıyla denize açılmasını özet geçerek anlatmıştı.
Bunun ardından takım elbiseli adam Perttu'ya doğru hafifçe eğilip: ''Kabalığımı bağışla. Bilirsin, emin olmam gerekiyordu.'' demişti. Ardından da hafifçe gülümseyerek: ''Lütfen bizle birlikte içeri gelin. Size her şeyi anlatacağım.'' demişti.
Mirana, yaşanan olaylar kavga ile sonlanmadığı için mutsuz gözükse de Jack'in gözleri çoktan Sake şişesi şeklini almıştı.
Mirana:''Oh Megane-kun! Beni tahrik ediyorsun!'' diye bağırıp kahkaha atmıştı. Ardından da: ''Evet adamı işkence yaparak konuşturalım. Şiddet her şeyi çözer! Eğer çözmüyorsa yeteri kadar şiddet uygulamıyorsundur.'' diyerek Vince'i onaylamıştı. Sakeyi duyan Jack, zaten sinirli olan Perttu ve büyüklerini dinleyen Akane de bu planı onaylamıştı.
Bunun ardından, Vince karşısındaki adama dönerek Kiyora'nın nerede olduğunu söyleyip söylemeyeceğini sormuş ve Kiyora'nın yerini söylememesi halinde kendisini zorla konuşturmakla tehdit etmişti.
Vince'in tehditinin ardından, tayfanın geri kalanı hızlıca takım elbiseli adamın yanına gelmişti. Yaşlı kadın ayağındaki terlikleri eline almış bir vaziyette bekliyordu. Beyaz saçlı genç adam ise yaşlı kadının arkasına saklanmıştı. Çocuklardan erkek olanın elinde bir tava vardı. Üzerinde pembe bir kıyafet olan çocuğun elinde ise bir süpürge vardı. Beyaz saçlı kız çocuğu elinde bir sapan tutarken, güvertede kurabiye yerken gördüğünüz mor saçlı kız çocuğu ise elinde bir su tabancası tutuyordu. Başının arka tarafında garip bir şey olan çocuk ise, elinde dikenli bir sopa tutan çocuğun üzerine tırmanmaya çalışıyordu.
Mirana bu manzarayı gördüğünde kahkahalar atarak yerde yuvarlanmaya başlamıştı. Takım elbiseli adam ise, yanındakilere sakin olmasını söyledikten sonra Vince ve Mirana yokmuş gibi davranıp Perttu'ya dönmüş ve: ''Kiyora bizim dostumuz. Tanımadığım bir adama onun yerini söyleyip onu tehlikeye atamam. Kiyora ile nasıl tanıştığını anlatırsan bu işi kan dökmeden çözebiliriz. Yoksa dövüşmek durumunda kalacağız.'' demişti, sakin bir ses tonuyla.
Perttu, karşısındaki adama hak vermiş olsa gerek, Kiyora ile nasıl tanıştığını, Kiyora ile geçirdiği zamanları, Kiyora'ya kılıç kullanmayı öğreten kişi olduğunu ve Kiyora'nın Rayl adındaki bir arkadaşıyla denize açılmasını özet geçerek anlatmıştı.
Bunun ardından takım elbiseli adam Perttu'ya doğru hafifçe eğilip: ''Kabalığımı bağışla. Bilirsin, emin olmam gerekiyordu.'' demişti. Ardından da hafifçe gülümseyerek: ''Lütfen bizle birlikte içeri gelin. Size her şeyi anlatacağım.'' demişti.
Mirana, yaşanan olaylar kavga ile sonlanmadığı için mutsuz gözükse de Jack'in gözleri çoktan Sake şişesi şeklini almıştı.
Grand Line Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 110
Kayıt tarihi : 21/01/16
Geri: Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
Beş çocuğun kapıdan yuvarlanmasının ardından Mirana beni dirseğiyle dürtmüş ve ben ne kadar hala inanmasam da korsanların çocuk kaçakçılığı yaptığını söylediğini söylemişti.Arından ise ne yapacağımızı sormuştu.Bende planladığım gibi düşüncelerimi söylemiştim.
Mirana konuşmamı bitirmemle beraber bir şaka yapmış ve yeniden yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu.Ardından planımı onayladığını söylemişti. Mirana'nın ardından ise herkes teker teker onaylarını vermişti.
Herkesten onayları aldıktan sonra planladığım gibi adama gerekli soruları sormuş,gerekli tehditleri savurmuştum. Hıyorto'yu tehdit etmemin ardından güvertedeki herkes takım elbiseli herifin yakınında toplanıp dövüş şekli almıştı.
Mirana'ya güvertede bulunan tayfanın savaş hazırlığı komik gelmiş olmalı ki yere yatıp kahkahalar atmaya başlamıştı.Hıyar yanındakilere sakin olmalarını söyledikten sonra beni görmezden gelerek Perrtu'ya Kiyora'nın arkadaşı olduklarını onunla nasıl tanıştığını anlatırsa sorun olmayacağını yoksa dövüşmek zorunda olacağımızı söylemişti.Beni görmezden gelirsin ha seni şerefsiz ilk bulduğum fırsata sana bir şeyler yapacağım ne yapacağımı bilmiyorum ama yapacağım işte.
Perttu ise kan çıkmasını istemediğinden Kiyora'yla olan geçmişlerini özet geçmişti.Bunun ardından Hıyar giymiş takım elbise Perttu'ya doğru hafifçe eğilip emin olmaya çalıştığını ve özür dilediğini söylemişti.Ardından ise herkesi içeri davet etmiş ve her şeyi anlatacağını söylemişti.Mirana ne kadar mutsuz gözükse de Jack'in sake'ye doğru gitme hazzı gözlerinde okunuyordu.
Bende hem olayları merak etiğimden hemde sakesizlikten gemiye doğru temkinli bir şekilde yola çıkacaktım ki arkamdan kızgın bir maymun sesi geldi.Arkama baktığımda Elinde şapkam, Whiskey bana doğru hızla gelmiş ve omzuma atladıktan sonra şapkamı kafama takmış ve bana:"İçki varsa beni niye çağırmıyorsun lan!"gibi bir bağırış atmıştı. Whiskey'yde omzuma aldıktan sonra isimsiz tayfayı takip ederek karşı geminin güvertesine doğru temkinli bir şekilde yürümeye başladım.
Mirana konuşmamı bitirmemle beraber bir şaka yapmış ve yeniden yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu.Ardından planımı onayladığını söylemişti. Mirana'nın ardından ise herkes teker teker onaylarını vermişti.
Herkesten onayları aldıktan sonra planladığım gibi adama gerekli soruları sormuş,gerekli tehditleri savurmuştum. Hıyorto'yu tehdit etmemin ardından güvertedeki herkes takım elbiseli herifin yakınında toplanıp dövüş şekli almıştı.
Mirana'ya güvertede bulunan tayfanın savaş hazırlığı komik gelmiş olmalı ki yere yatıp kahkahalar atmaya başlamıştı.Hıyar yanındakilere sakin olmalarını söyledikten sonra beni görmezden gelerek Perrtu'ya Kiyora'nın arkadaşı olduklarını onunla nasıl tanıştığını anlatırsa sorun olmayacağını yoksa dövüşmek zorunda olacağımızı söylemişti.Beni görmezden gelirsin ha seni şerefsiz ilk bulduğum fırsata sana bir şeyler yapacağım ne yapacağımı bilmiyorum ama yapacağım işte.
Perttu ise kan çıkmasını istemediğinden Kiyora'yla olan geçmişlerini özet geçmişti.Bunun ardından Hıyar giymiş takım elbise Perttu'ya doğru hafifçe eğilip emin olmaya çalıştığını ve özür dilediğini söylemişti.Ardından ise herkesi içeri davet etmiş ve her şeyi anlatacağını söylemişti.Mirana ne kadar mutsuz gözükse de Jack'in sake'ye doğru gitme hazzı gözlerinde okunuyordu.
Bende hem olayları merak etiğimden hemde sakesizlikten gemiye doğru temkinli bir şekilde yola çıkacaktım ki arkamdan kızgın bir maymun sesi geldi.Arkama baktığımda Elinde şapkam, Whiskey bana doğru hızla gelmiş ve omzuma atladıktan sonra şapkamı kafama takmış ve bana:"İçki varsa beni niye çağırmıyorsun lan!"gibi bir bağırış atmıştı. Whiskey'yde omzuma aldıktan sonra isimsiz tayfayı takip ederek karşı geminin güvertesine doğru temkinli bir şekilde yürümeye başladım.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Similar topics
» Hermes[Vince Grey]
» [Karne] Vince Grey
» Vince Grey Saldırıları
» Recurso [Vince Grey]
» SinMar Adası[Vince Grey/Free]
» [Karne] Vince Grey
» Vince Grey Saldırıları
» Recurso [Vince Grey]
» SinMar Adası[Vince Grey/Free]
1 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz