Hermes[Vince Grey]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
1 sayfadaki 7 sayfası
1 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Hermes[Vince Grey]
Öğle vaktinde Akane ile birlikte surların dışına çıkıp sahile doğru yöneliyorsunuz. Sahile vardığınızda 5-6 farklı gemi görüyorsunuz; fakat çevrenizde pek insan yok. Bu yüzden de hangi gemilerin yolcu gemisi olduğunu anlamakta zorlanıyorsunuz. Ne yapacağınızı düşündüğünüz sırada sağ tarafınızdan gelen bir ses duyuyorsunuz: ‘’Uiy! Uiy! Uşaklarum siz hala burda misinuz?’’ Sağ tarafa baktığınızda size seslenen kişinin sizi bu adaya getiren geminin kaptanı olduğunu görüyorsunuz. Kaptan, gemisinin baş kısmında duruyor ve size el sallıyor.
Kaptanın bu hareketini gören Akane de el sallamaya başlıyor. Bir yandan el sallarken bir yandan da gür sesiyle bağırıyor: ‘’ Temel amca! Temel amca! Nasılsın? Safinazı geri alabildin mi?’’ Kaptan da Akane’ye bağırarak karşılık veriyor: ‘’Hayir alamadum; ama alacağum elbet! Siz Nereya böyle? Başka bir adaya mı cideysunuz?’’ Akane ve Kaptanın bağırarak konuşması üzerine sahildeki herkes gözlerini size dikiyor; fakat Akane bu durumu umursamadan bağırmaya devam ediyor: ''Biz de bilmiyoruz. Rastgele bir yere gideceğiz sanırım!’’ Bunun üzerine kaptan: ‘’Ee buraya gelun o zaman! Şimdu kalkayruz bizde. Hermes adasuna cideceğuk! Fiyat aynidur!’’
Akane kaptanın sözleri üzerine sana dönüyor ve: ''Gözlüklü abi-senpai. Ne dersin? Gemiye binelim mi?’’ diyor.
Kaptanın bu hareketini gören Akane de el sallamaya başlıyor. Bir yandan el sallarken bir yandan da gür sesiyle bağırıyor: ‘’ Temel amca! Temel amca! Nasılsın? Safinazı geri alabildin mi?’’ Kaptan da Akane’ye bağırarak karşılık veriyor: ‘’Hayir alamadum; ama alacağum elbet! Siz Nereya böyle? Başka bir adaya mı cideysunuz?’’ Akane ve Kaptanın bağırarak konuşması üzerine sahildeki herkes gözlerini size dikiyor; fakat Akane bu durumu umursamadan bağırmaya devam ediyor: ''Biz de bilmiyoruz. Rastgele bir yere gideceğiz sanırım!’’ Bunun üzerine kaptan: ‘’Ee buraya gelun o zaman! Şimdu kalkayruz bizde. Hermes adasuna cideceğuk! Fiyat aynidur!’’
Akane kaptanın sözleri üzerine sana dönüyor ve: ''Gözlüklü abi-senpai. Ne dersin? Gemiye binelim mi?’’ diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Öğle vaktinde Akaneyle surların dışına çıkıp sahile doğru ilerliyorduk.Sahile vardığımızda bir çok gemi vardı.Etrafta insan olmadığı için hangilerinin yolcu gemisi olduğunu anlayamamıştık.Ben gemi bulmak konusunda düşünürken tanıdık bir ses gelmişti sağ tarafımızdan.Sağ tarafa kafamı döndürdüğümde aksanındanda anladığım üzere bizi buraya getiren Temel kaptandı.
Bizim Akanede Temeli görür görmez atlamıştı.Safinazı geri alıp almadığını sormuştu.Temelde alamadığını ama kararlı bir sesle geri alacağını söylemişti.Ardından bize nereye gitiğimizi sormuştu.Akane ve Temelin bağırarak konuşması yüzünden herkes gözlerini bize dikmişti ama bende Akanede umursamıyorduk.Akanede bilmediğimizi öyle gideceğimizi söylemişti.Akanenin bu sözünün üstüne bizim Temel onlarında şimdi kalktığını Hermes adında bir adaya gittiklerini fiyatın önceki gibi aynı olduğunu söylüyordu.
Akane'de Temelin sözleri üzerine"Gözlüklü abi-senpai. Ne dersin? Gemiye binelim mi"demişti.Bende cevap olarak"Binelim ama şu Hermes denilen ada hakkında biraz bilgi edinelim"diyecek.Ardından dediğim üzere gemiye doğru yürümeye başlıyacaktım.
Bizim Akanede Temeli görür görmez atlamıştı.Safinazı geri alıp almadığını sormuştu.Temelde alamadığını ama kararlı bir sesle geri alacağını söylemişti.Ardından bize nereye gitiğimizi sormuştu.Akane ve Temelin bağırarak konuşması yüzünden herkes gözlerini bize dikmişti ama bende Akanede umursamıyorduk.Akanede bilmediğimizi öyle gideceğimizi söylemişti.Akanenin bu sözünün üstüne bizim Temel onlarında şimdi kalktığını Hermes adında bir adaya gittiklerini fiyatın önceki gibi aynı olduğunu söylüyordu.
Akane'de Temelin sözleri üzerine"Gözlüklü abi-senpai. Ne dersin? Gemiye binelim mi"demişti.Bende cevap olarak"Binelim ama şu Hermes denilen ada hakkında biraz bilgi edinelim"diyecek.Ardından dediğim üzere gemiye doğru yürümeye başlıyacaktım.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Gemiye varıyor ve kaptana onar bin beli verip biletlerinizi alıyorsunuz. Ardından Kaptan yanına mürettebattan birini çağırıyor ve size odanıza kadar eşlik etmesini söylüyor. Görevli önde siz arkada kamaranıza doğru ilerliyorsunuz. Kamaranıza varıp içeri girdiğinizde önceki odana kıyasla daha iyi durumda olan bir oda ile karşılaşıyorsun. Odanın sağ ve sol köşelerinde iki yatak var. Yataklar önceki odanda olduğu gibi oldukça eskiler ve üzerilerinde kahverengi bir yorgan ve yeşil bir yastık var. Yatakların yanında üç göze sahip beyaz renkli çekmeceler var. Ayrıca soldaki yatağın ucunda dışarıyı görebileceğiniz bir pencere var.
Akane pencereli yatağı sana bırakacağını söyleyip sağ taraftaki yatağa bavulunu koyuyor. Ardından da bavulunu açıyor ve ayakkabılarını çıkarıp yatağın üzerine çıkıyor. Sonra da bavulunun içine giriyor. Bavulunun içine girmesinin ardından da biraz kestireceğini söylüyor ve iyice bavulun içine gömülüyor.
Sen de soldaki yatağa geçiyorsun. Bir süre sonra uyku bastırıyor ve biraz kestirmeye karar veriyorsun. Kısa bir süre sonra da uykuya dalıyorsun.
Gözlerini açtığında kendini Recurso'ya giriş yaptığın kapıda buluyorsun. Yanında Akane var. Ellerin ve ayakların bağlı durumda. Konuşmaya çalıştığında konuşamıyorsun. Aynı durum Akane için de geçerli. Ne yapacağını düşündüğün sırada zeminin hareket ettiğini fark ediyorsun. Zemin ikinizi yavaşça sahile doğru götürüyor. Bu sırada sağ omuzunda mavi bir top oluştuğunu görüyorsun. Mavi topun gözleri ağzı ve iki küçük ayağı var; fakat kolları yok. Hemen ardından sol omzunda da kırmızı bir top oluşuyor. Kırmızı topun ise kırmızı bir sakalı ve bir bastonu olmasına rağmen ayakları veya kolları yok.
Sen omuzlarında oluşan bu iki şeyi incelediğin sırada kırmızı top konuşmaya başlıyor: ''Öğle vaktinde Akaneyle surların dışına çıkıp sahile doğru ilerliyorduk''
Bunları söyleyen kırmızı top bastonunu mavi topa doğru uzatıyor. Mavi top ise ayaklarıyla önce kafana çıkıyor. Sonra da sol omzuna iniyor ve kırmızı topun bastonunu alıyor. Bastonu aldıktan sonra da: '' Surların dışına çıkarken hiç mi bir şey düşünmedin? Pek çok şey yaşadığın bu yeri arkanda bırakırken hiç mi bir şey hissetmedin? Sahile doğru giderken aklından hiç mi bir şey geçmedi? Ayrıca çikolata çikolata çikolata.'' diyor ve tekrardan sağ omzuna dönüyor.
Bu sırada hareket eden zemin yüzünden sahile varıyorsunuz. Sahile vardığınızda deniz ikiye ayrılıyor ve iki taraf da göğe yükselmeye başlıyor. Kırmızı top sakalını fırlattıktan sonra sol tarafa gidiyor. Mavi top ise bir sandala biniyor ve uçarak sağ tarafa gidiyor. İki taraf da göğe doğru yükselmeye devam ederken orta kısımda birinin durduğunu görüyorsun. Zeminin hareket etmesinden dolayı oraya yaklaşıyorsunuz. Orta kısma vardığında gördüğün kişinin bir kadın olduğunu anlıyorsun.Kadının arkası sana dönük. Kadın yarısı kırmızı yarısı mavi renkte olan bir ceket giyiyor. Kafasının üzerine bir balta saplanmış durumda. Altında kanlar içinde yatan iki kişi var. Bu iki kişiden sağ tarafında yatan kişinin kolları, sol tarafında yatan kişininse bacakları kopmuş durumda. Derken kadın sana doğru dönüyor. Tam kadının yüzünü göreceğin sırada kadın bir çikolataya dönüşüyor. Ardından solunda ve sağında kalan su kütlesi de çikolataya dönüşüyor. Başını Akane'ye çevirdiğinde Akane'nin de çikolataya dönüştüğünü görüyorsun.
Ardından hışımla yatağından fırlıyorsun. Yine garip bir rüya gördüğünü fark ediyorsun. Akane'ye baktığında ise Akane'nin gözleri kapalı bir şekilde çikolata diye sayıklayarak odanın içinde gezdiğini görüyorsun. Akane'yi uyandıracağın sırada biri üç kere kapıya vuruyor. Ardından da: ''Uşaklarum uyanik misunuz? İçeri gireyrum. Size biruni geturdum.'' diyor.
Akane pencereli yatağı sana bırakacağını söyleyip sağ taraftaki yatağa bavulunu koyuyor. Ardından da bavulunu açıyor ve ayakkabılarını çıkarıp yatağın üzerine çıkıyor. Sonra da bavulunun içine giriyor. Bavulunun içine girmesinin ardından da biraz kestireceğini söylüyor ve iyice bavulun içine gömülüyor.
Sen de soldaki yatağa geçiyorsun. Bir süre sonra uyku bastırıyor ve biraz kestirmeye karar veriyorsun. Kısa bir süre sonra da uykuya dalıyorsun.
Gözlerini açtığında kendini Recurso'ya giriş yaptığın kapıda buluyorsun. Yanında Akane var. Ellerin ve ayakların bağlı durumda. Konuşmaya çalıştığında konuşamıyorsun. Aynı durum Akane için de geçerli. Ne yapacağını düşündüğün sırada zeminin hareket ettiğini fark ediyorsun. Zemin ikinizi yavaşça sahile doğru götürüyor. Bu sırada sağ omuzunda mavi bir top oluştuğunu görüyorsun. Mavi topun gözleri ağzı ve iki küçük ayağı var; fakat kolları yok. Hemen ardından sol omzunda da kırmızı bir top oluşuyor. Kırmızı topun ise kırmızı bir sakalı ve bir bastonu olmasına rağmen ayakları veya kolları yok.
Sen omuzlarında oluşan bu iki şeyi incelediğin sırada kırmızı top konuşmaya başlıyor: ''Öğle vaktinde Akaneyle surların dışına çıkıp sahile doğru ilerliyorduk''
Bunları söyleyen kırmızı top bastonunu mavi topa doğru uzatıyor. Mavi top ise ayaklarıyla önce kafana çıkıyor. Sonra da sol omzuna iniyor ve kırmızı topun bastonunu alıyor. Bastonu aldıktan sonra da: '' Surların dışına çıkarken hiç mi bir şey düşünmedin? Pek çok şey yaşadığın bu yeri arkanda bırakırken hiç mi bir şey hissetmedin? Sahile doğru giderken aklından hiç mi bir şey geçmedi? Ayrıca çikolata çikolata çikolata.'' diyor ve tekrardan sağ omzuna dönüyor.
Bu sırada hareket eden zemin yüzünden sahile varıyorsunuz. Sahile vardığınızda deniz ikiye ayrılıyor ve iki taraf da göğe yükselmeye başlıyor. Kırmızı top sakalını fırlattıktan sonra sol tarafa gidiyor. Mavi top ise bir sandala biniyor ve uçarak sağ tarafa gidiyor. İki taraf da göğe doğru yükselmeye devam ederken orta kısımda birinin durduğunu görüyorsun. Zeminin hareket etmesinden dolayı oraya yaklaşıyorsunuz. Orta kısma vardığında gördüğün kişinin bir kadın olduğunu anlıyorsun.Kadının arkası sana dönük. Kadın yarısı kırmızı yarısı mavi renkte olan bir ceket giyiyor. Kafasının üzerine bir balta saplanmış durumda. Altında kanlar içinde yatan iki kişi var. Bu iki kişiden sağ tarafında yatan kişinin kolları, sol tarafında yatan kişininse bacakları kopmuş durumda. Derken kadın sana doğru dönüyor. Tam kadının yüzünü göreceğin sırada kadın bir çikolataya dönüşüyor. Ardından solunda ve sağında kalan su kütlesi de çikolataya dönüşüyor. Başını Akane'ye çevirdiğinde Akane'nin de çikolataya dönüştüğünü görüyorsun.
Ardından hışımla yatağından fırlıyorsun. Yine garip bir rüya gördüğünü fark ediyorsun. Akane'ye baktığında ise Akane'nin gözleri kapalı bir şekilde çikolata diye sayıklayarak odanın içinde gezdiğini görüyorsun. Akane'yi uyandıracağın sırada biri üç kere kapıya vuruyor. Ardından da: ''Uşaklarum uyanik misunuz? İçeri gireyrum. Size biruni geturdum.'' diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Gemiye varıp Kaptana onar bin beli verdikten sonra biletlerimizi almıştık.Ardından Kaptan tayfasından birini çağırıp bize odaya kadar eşlik etmesini söylemişti.Görevliyle beraber odaya doğru gitmeye başladık.Kamaraya vardığımızda önceki odama göre daha iyi durumda olan ama onun kadar eski olan bir odayla karşılaşmıştım.Odanın iki yanında iki tane yatak vardı.Belli ki iki kişi için tasarlanmıştı.Yatakların üzerinde kahverengi bir yorgan ve yeşil bir yastık vardı.Yatakların yanında üç göze sahip beyaz çekmeceler vardı.Ayrıca solda olan yatağın orada küçük bir tane pencere vardı.
Akane pencereli yatağı bana bıraktığını söyledikten sonra sol taraftaki yatağın üzerine bavulunu koymuştu.Ardından bavulu açıp ayakkabılarını çıkardıktan sonra yatağın üzerine çıkmıştı.Ben ne yaptığına bir anlam vermeye çalışırken bavulun için girip biraz kestiriceğini söylemişti.Bu kızı hiçbir zaman anlayamayacaktım iki gün önce abisi ölmüştü ama hala neşeli ve garip olmayı başarıyordu.Sanırım bu biraz karater meselesiydi onun karakteride bu olmalı ama bavulda uyumak nedir neyse Akane'yi anlamaya çalışmayı bırakıp bende bavulumu soldaki yatağın yanına koymuştum.Bende biraz uyumaya karar verip yatağa yatım bu sıradada ayrılıyor olduğumuz Recurso adasını izliyordum pencereden.Bu adada hiç kimseye güvenmeyeceğimi öğrenmiştim ayrıca fırsatlar adası bile bir anda kirli bir oyunun içine düşebiliyorsa diğer adaların işi zor olmalıydı.Ben gidiceğimiz yeni ada olan Hermes'in nasıl bir yer olduğunu düşünürken göz kapaklarım yavaş yavaş kapanmaya başladı.Bende kendimi uykunun kolarına bıraktım.
Gözlerimi açtığımda kendimi Recurso'nun girişinde bulmuştum.Elerim ve ayaklarım bağlıydı aynı durum yanımdaki Akane içinde geçerliydi.Ben ne yapacağımı düşünmeye çalıştığım sırada zeminin sahile doğru hareket etiğini hissetmiştim.Zemin bizi sahile doğru götürürken sağ omzumda mavi bir top çıkmıştı topun iki gözü ve kulağı iki tande kolu vardı.Ardından sol omzumda kırmızı bir top oluşmuştu bununda bir kırmızı sakalı ve kırmızı bastonu vardı.Kolu veya ayağı yoktu.
Adadan çıkarken ki aklımdan geçenleri okumuş gibi bir cümle kurmuştu kırmızı top aklımı mı okumuştu yoksa ardından kırmızı top mavi topa bastonu uzatı mavi top iyice üzerimde gezinip bastonu aldıktan sonra konuşmaya başladı. Bana adadan ayrılırken aklından hiç mi birşey geçmedi diye sitem ediyordu.Ayrıca çikolata diyordu bir halt anlamamıştım.Ben"Gemiye binince düşünücektim."diyemeden.Sahile varmıştık.
Sahile vardığımızda deniz ikiye ayrılıp göğe yükselmeye başlamıştı.Kırmızı top sakalını fırlatıktan sonra sola doğru gitmeye başlamıştı.Mavi top ise bir sandala atlayıp uçarak sağ tarafa doğru gidiyordu.İki deniz parçası göğe yükselirken ortada bir kişinin bulunduğunu görmüştüm.Zemin hareket etiğinden bizi o kişiye kadar götürmüştü.Orta kısma geldiğimizde o kişinin bir kadın olduğunu anlamıştım.Kadının arkası bana dönüktü.Kadın yarısı mavi yarısı kırmızı renkte olan bir ceket giyiyordu ayrıca kafasında bir balta vardı.Altında kanlar içinde yatan iki kişi vardı.İki kişinin sağ tarafında yatanın kolları,sol tarafında yatanın bacakları kopmuş durumdaydı.Ben adamlara bakarken kadın bana dönüyordu.Tam kadının yüzünü göreceğim sırada kadın çikolataya dönüşmüştü.Çikolatadan nefret etmem ama artık nefret etmeye başlamıştım.Ardından etraftaki su kütleleride çikolataya dönüşmüştü.En son olarak Akaneye dödüğümde oda birden çikolataya dönüşmüştü biraz kormadım diyemem.
Ardından bir anda nefes nefese yataktan fırlamıştım.Yine şu dedeler gibi bir rüya görmüştüm.Akaneyi kontrol etmek için baktığımda çikolata diyerek odanın içinde gezdiğini görmüştüm.Evet şimdi mantıklı bavulun içinde yatması ama yinede garip asıl garip olan şeyse çikolata demesiydi aynı rüyayı görmüş olabilirdik.Eğer aynı rüyayı görüyorsak bu işte bir gariplik vardı.Ben kalkıp Akaneyi uyandıracağım sırada kapı üç kere çalınmıştı aksanındanda anlıyacağım üzere kapıyı çalan Temel Kaptandı yanında birini getirdiğini söylüyordu.Ben"Gelebilirsiniz."diyecek.Ardından Akane uyanmadıysa ona seslenecektim.
Akane pencereli yatağı bana bıraktığını söyledikten sonra sol taraftaki yatağın üzerine bavulunu koymuştu.Ardından bavulu açıp ayakkabılarını çıkardıktan sonra yatağın üzerine çıkmıştı.Ben ne yaptığına bir anlam vermeye çalışırken bavulun için girip biraz kestiriceğini söylemişti.Bu kızı hiçbir zaman anlayamayacaktım iki gün önce abisi ölmüştü ama hala neşeli ve garip olmayı başarıyordu.Sanırım bu biraz karater meselesiydi onun karakteride bu olmalı ama bavulda uyumak nedir neyse Akane'yi anlamaya çalışmayı bırakıp bende bavulumu soldaki yatağın yanına koymuştum.Bende biraz uyumaya karar verip yatağa yatım bu sıradada ayrılıyor olduğumuz Recurso adasını izliyordum pencereden.Bu adada hiç kimseye güvenmeyeceğimi öğrenmiştim ayrıca fırsatlar adası bile bir anda kirli bir oyunun içine düşebiliyorsa diğer adaların işi zor olmalıydı.Ben gidiceğimiz yeni ada olan Hermes'in nasıl bir yer olduğunu düşünürken göz kapaklarım yavaş yavaş kapanmaya başladı.Bende kendimi uykunun kolarına bıraktım.
Gözlerimi açtığımda kendimi Recurso'nun girişinde bulmuştum.Elerim ve ayaklarım bağlıydı aynı durum yanımdaki Akane içinde geçerliydi.Ben ne yapacağımı düşünmeye çalıştığım sırada zeminin sahile doğru hareket etiğini hissetmiştim.Zemin bizi sahile doğru götürürken sağ omzumda mavi bir top çıkmıştı topun iki gözü ve kulağı iki tande kolu vardı.Ardından sol omzumda kırmızı bir top oluşmuştu bununda bir kırmızı sakalı ve kırmızı bastonu vardı.Kolu veya ayağı yoktu.
Adadan çıkarken ki aklımdan geçenleri okumuş gibi bir cümle kurmuştu kırmızı top aklımı mı okumuştu yoksa ardından kırmızı top mavi topa bastonu uzatı mavi top iyice üzerimde gezinip bastonu aldıktan sonra konuşmaya başladı. Bana adadan ayrılırken aklından hiç mi birşey geçmedi diye sitem ediyordu.Ayrıca çikolata diyordu bir halt anlamamıştım.Ben"Gemiye binince düşünücektim."diyemeden.Sahile varmıştık.
Sahile vardığımızda deniz ikiye ayrılıp göğe yükselmeye başlamıştı.Kırmızı top sakalını fırlatıktan sonra sola doğru gitmeye başlamıştı.Mavi top ise bir sandala atlayıp uçarak sağ tarafa doğru gidiyordu.İki deniz parçası göğe yükselirken ortada bir kişinin bulunduğunu görmüştüm.Zemin hareket etiğinden bizi o kişiye kadar götürmüştü.Orta kısma geldiğimizde o kişinin bir kadın olduğunu anlamıştım.Kadının arkası bana dönüktü.Kadın yarısı mavi yarısı kırmızı renkte olan bir ceket giyiyordu ayrıca kafasında bir balta vardı.Altında kanlar içinde yatan iki kişi vardı.İki kişinin sağ tarafında yatanın kolları,sol tarafında yatanın bacakları kopmuş durumdaydı.Ben adamlara bakarken kadın bana dönüyordu.Tam kadının yüzünü göreceğim sırada kadın çikolataya dönüşmüştü.Çikolatadan nefret etmem ama artık nefret etmeye başlamıştım.Ardından etraftaki su kütleleride çikolataya dönüşmüştü.En son olarak Akaneye dödüğümde oda birden çikolataya dönüşmüştü biraz kormadım diyemem.
Ardından bir anda nefes nefese yataktan fırlamıştım.Yine şu dedeler gibi bir rüya görmüştüm.Akaneyi kontrol etmek için baktığımda çikolata diyerek odanın içinde gezdiğini görmüştüm.Evet şimdi mantıklı bavulun içinde yatması ama yinede garip asıl garip olan şeyse çikolata demesiydi aynı rüyayı görmüş olabilirdik.Eğer aynı rüyayı görüyorsak bu işte bir gariplik vardı.Ben kalkıp Akaneyi uyandıracağım sırada kapı üç kere çalınmıştı aksanındanda anlıyacağım üzere kapıyı çalan Temel Kaptandı yanında birini getirdiğini söylüyordu.Ben"Gelebilirsiniz."diyecek.Ardından Akane uyanmadıysa ona seslenecektim.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Akane'ye seslenmenle beraber Akane uyanıyor ve yatağına oturup gözlerini açık tutmaya çalışıyor. Bu sırada kapı açılıyor. İçeri kaptanla birlikte yüzünde kocaman bir yara izi olan uzun kahverengi saçlara sahip, vücudunun üst kısmına neredeyse hiçbir şey giymemiş, altında mavi bir kot pantolon olan yaklaşık iki metre uzunluğundaki biri giriyor.
Kaptan, sana yanındaki adamı denizin ortasında salla ilerlerken gördüğünü ve gemisine aldığını; fakat tüm odalar dolu olduğundan ona bir oda bulamadığını, kendisinin odasındaki yatağa da sığmadığından onu buraya getirdiğini, Senin için de sorun olmazsa Akane'yi kendisinin yanına alıp adamı buraya yerleştirmeyi düşündüğünü söylüyor.
Kaptanın konuşmasından sonra yabancı adam konuşmaya başlıyor: ''Ah adamım! Gemimle birlikte denizde gezerken bir korsan grubuyla karşılaştım. Haliyle hemen peşlerinden gittim ve onları yakaladım;fakat hızımı alamayıp onların gemisi ile birlikte kendi gemimi de batırdım. Ha ha ha! Her neyse dostum! Eğer benim gibi biriyle aynı odayı paylaşmak senin için uygun değilse söylemekten çekinme. Kaptanın kendisi bile bilet almış bir yolcuyu odasından çıkaramaz!''
Adam bunları söyledikten sonra Akane'ye doğru dönüyor ve bir süreliğine Akane'yi inceliyor. Ardından da gür sesiyle : ''Oh küçük kız seni hatırladım! Nasılsın? Abini bulmuşsun bakıyorum!'' diyor.
Adamın sözleri üzerine Akane başını adama doğru çeviriyor ve birkaç saniyeliğine adamı inceliyor. Sonra bir anda yatağından kalkıyor ve baş parmağıyla adamı gösterip: ''Aa sizi tanıyorum. Siz J.J-san değil misiniz?'' diyor. Adamsa Akane'nin bu söylediğine kızmış olacak ki: ''J.J-san değil ulan! Jack Jailbrack.'' diyor. Onların bu tartışmasını kaptan bölüyor: ''Az susun bakalum da! Uşağum, ne yapalum? Senün içün uygün midur? '' diyor, meraklı gözlerle sana bakan kaptan
- Spoiler:
Kaptan, sana yanındaki adamı denizin ortasında salla ilerlerken gördüğünü ve gemisine aldığını; fakat tüm odalar dolu olduğundan ona bir oda bulamadığını, kendisinin odasındaki yatağa da sığmadığından onu buraya getirdiğini, Senin için de sorun olmazsa Akane'yi kendisinin yanına alıp adamı buraya yerleştirmeyi düşündüğünü söylüyor.
Kaptanın konuşmasından sonra yabancı adam konuşmaya başlıyor: ''Ah adamım! Gemimle birlikte denizde gezerken bir korsan grubuyla karşılaştım. Haliyle hemen peşlerinden gittim ve onları yakaladım;fakat hızımı alamayıp onların gemisi ile birlikte kendi gemimi de batırdım. Ha ha ha! Her neyse dostum! Eğer benim gibi biriyle aynı odayı paylaşmak senin için uygun değilse söylemekten çekinme. Kaptanın kendisi bile bilet almış bir yolcuyu odasından çıkaramaz!''
Adam bunları söyledikten sonra Akane'ye doğru dönüyor ve bir süreliğine Akane'yi inceliyor. Ardından da gür sesiyle : ''Oh küçük kız seni hatırladım! Nasılsın? Abini bulmuşsun bakıyorum!'' diyor.
Adamın sözleri üzerine Akane başını adama doğru çeviriyor ve birkaç saniyeliğine adamı inceliyor. Sonra bir anda yatağından kalkıyor ve baş parmağıyla adamı gösterip: ''Aa sizi tanıyorum. Siz J.J-san değil misiniz?'' diyor. Adamsa Akane'nin bu söylediğine kızmış olacak ki: ''J.J-san değil ulan! Jack Jailbrack.'' diyor. Onların bu tartışmasını kaptan bölüyor: ''Az susun bakalum da! Uşağum, ne yapalum? Senün içün uygün midur? '' diyor, meraklı gözlerle sana bakan kaptan
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Akaneye seslenmemden sonra Akane uyanmış yatağa otrup gözlerini açık tutumaya çalışıyordu.Bu sırada kapı açılıp içeriye kaptan ile yüzünde kocaman bir yara izi olan,uzun kahverengi saçlara sahip,üst kısmına bir şey giymemiş oldukça uzun boylu ve yüzündeki yarasına rağmen yakışıklı denebilecek bir adam gelmişti.
Kaptan içeri girdikten sonra konuşmaya başladı.Yanındaki adamı denizin ortasında sandala giderken bulduğunu ve gemisine aldığını ama gemide yer olmadığı ve ayrıca kendi odasındaki yatağada sığmadığı için onu buraya getirmiş.Benim için sorun olmazsa Akaneyi yanına alıp adamı buraya yerleştirmek istediğini söylemişti.
Kaptan konuşmasını bitirir bitirmez yanındaki adam konuşmaya başlamıştı.Gemisiyle giderken bir korsan grubuyla karşılaştığını onların gemisini batırırken kendi gemsinide batırdığını söylemişti.Belli ki bu adamda bir korsan avcısıydı.Ardından bir süreliğine Akaneye dönüp onu incelemişti onu hatırladığını sonunda abisini buldun galiba gibi bir cümle kurmuştu.
Akane adamın sözleri üzerine adamı bir süre inceledikten sonra adama bir kısaltma isim söyleyip onu hatırladığını söylemişti.Adamda Akanenin söylediklerine kızmış bir şekilde adının J.J.değil Jack Jailbrack olduğunu söylemişti.Ne?!Bu şaşırtmıştı biraz beni ünlü bir ödül avcısıydı bu herif bu herifi bir yanıma alsam Gurch'ı bile indirirdim.Ben düşüncelere dalmışken kaptanın sorusu düşüncelerimi bölmüştü adamın odada kalmasını isteyip istemediğimi sormuştu.Bende ellerimi kafamın arkasında birleştirip"Tabii ki."diyecektim.Ardından Akaneye bakıp sabah görüşürüzder gibi bir bakış atıcaktım.Ardından adam sorularım için hazır bir vaziyete gelecekti özellikle Julia'yla alakalı sorulara.
Kaptan içeri girdikten sonra konuşmaya başladı.Yanındaki adamı denizin ortasında sandala giderken bulduğunu ve gemisine aldığını ama gemide yer olmadığı ve ayrıca kendi odasındaki yatağada sığmadığı için onu buraya getirmiş.Benim için sorun olmazsa Akaneyi yanına alıp adamı buraya yerleştirmek istediğini söylemişti.
Kaptan konuşmasını bitirir bitirmez yanındaki adam konuşmaya başlamıştı.Gemisiyle giderken bir korsan grubuyla karşılaştığını onların gemisini batırırken kendi gemsinide batırdığını söylemişti.Belli ki bu adamda bir korsan avcısıydı.Ardından bir süreliğine Akaneye dönüp onu incelemişti onu hatırladığını sonunda abisini buldun galiba gibi bir cümle kurmuştu.
Akane adamın sözleri üzerine adamı bir süre inceledikten sonra adama bir kısaltma isim söyleyip onu hatırladığını söylemişti.Adamda Akanenin söylediklerine kızmış bir şekilde adının J.J.değil Jack Jailbrack olduğunu söylemişti.Ne?!Bu şaşırtmıştı biraz beni ünlü bir ödül avcısıydı bu herif bu herifi bir yanıma alsam Gurch'ı bile indirirdim.Ben düşüncelere dalmışken kaptanın sorusu düşüncelerimi bölmüştü adamın odada kalmasını isteyip istemediğimi sormuştu.Bende ellerimi kafamın arkasında birleştirip"Tabii ki."diyecektim.Ardından Akaneye bakıp sabah görüşürüzder gibi bir bakış atıcaktım.Ardından adam sorularım için hazır bir vaziyete gelecekti özellikle Julia'yla alakalı sorulara.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Cevabından sonra: Ee damam o zaman da. Hadi kolay gelsun. Ben işumün başına dönüyorüm o zaman. diyen kaptan odadan çıkıyor ve üçünüz baş başa kalıyorsunuz. Akane'ye attığın bakışın ardından Akane yavaştan hazırlanmaya başlıyor. Akane bavulu ile uğraştığı sırada Jack yanınıza doğru geliyor ve Akane'nin yanına oturuyor. Ardından da: Demek abinle beraber Hermes adasına gidiyorsun ha! İyi iyi. Ben de oraya gidiyorum. diyor. Jack'in bu sözlerinden sonra Akane'nin gülümsemesinin kaybolduğunu görüyorsun. Donuk gözlerle yere doğru bakan Akane: Abim öldü. Yaşayan başka bir akrabam kalmayınca da gözlüklü abi-san ile denize açıldım. diyor. Ardından odayı sessizlik kaplıyor. Bir süre kimse konuşmuyor. Bu sessizliği bozan kişi Akane oluyor. Gülümsemeye çalışan Akane: '' J.J-san, Hermes adasında ne işin var ki? Yoksa yine korsanları mı avlayacaksın?'' diyor Akane
Jack bu soruya: ''J.J deme ulan! Jack desen yeter.'' dedikten sonra Ne demek Hermes adasında ne işin var? Orada yaşıyorum ya. Daha önce geldiğin halde hatırlamıyor musun? Cevabını veriyor. Bunun üzerine Akane bir kahkaha patlatıyor ve: '' Orasının adı Hermes miydi? Ben tamamen yabancı bir yere gittiğimi sanıyordum. Demek ki öyle değilmiş.Aptal mıyım neyim.Ha ha ha!'' diyor. Ardından da sana dönüp gülümseyerek: Gözlüklü abi-san, Hani abimi aramak için senle karşılaştığımız adaya gelmiştim. He, işte oraya gelmeden önce yanlışlıkla başka bir gemiye binmiştim. Bunun sonucunda da gecenin bir vakti hiç tanımadığım bir adaya indim. J.J-san bana yardım etmişti. diyor. Sonra da bavulunu alıp odadan çıkıyor. Odadan çıkacağı sırada sana ''Tamam bende.'' der gibi bir bakış atıyor.
Akane'nin çıkmasından sonra Jack, iliklemediği ceketinin iç ceplerini karıştırmaya başlıyor. Bir yandan karıştırırken bir yandan da: Bir gece limanın oradaki banklardan birine oturmuş sakemi içiyordum. Yanımdaki banklardan birine baktığımda onu gördüm. Oturup ağlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Yanına gidip ne olup bittiğini sorduğumda yanlış bir gemiye bindiğini ve bavulunu çaldırdığını söyledi. Ben de bavulunu çalan herifi yakaladıktan sonra kızı alıp kardeşimin yanına götürdüm. Ha ha! Eğer orada ona yardım etmesem kim bilir şimdi ne halde olurdu. diyor. Sözlerini bitirdiği sırada aradığı şeyi bulan Jack, ceplerinden iki küçük sake şişesi çıkartıyor. Kendi şişesini açmakla uğraşırken: Yine de onu iyi gördüğüme sevindim. Belli ki ona yardımın dokunmuş. Büyükler yeni nesile yardım eli uzatmalıdır ki yeni nesil güçlenip eski nesli geçebilsin. diyor.
Şişesini açan Jack, öbür şişeyi de sana doğru atıyor ve: ''Şimdi çoluk çocuğu bir kenara bırakıp sakelerimizi içerek iş konuşalım. Ne kadar zamandır korsan avcısısın? Daha önce kimleri yakaladın? Hermes adasına hangi amaçla geliyorsun? Anlat bakalım!'' diyor.
Jack bu soruya: ''J.J deme ulan! Jack desen yeter.'' dedikten sonra Ne demek Hermes adasında ne işin var? Orada yaşıyorum ya. Daha önce geldiğin halde hatırlamıyor musun? Cevabını veriyor. Bunun üzerine Akane bir kahkaha patlatıyor ve: '' Orasının adı Hermes miydi? Ben tamamen yabancı bir yere gittiğimi sanıyordum. Demek ki öyle değilmiş.Aptal mıyım neyim.Ha ha ha!'' diyor. Ardından da sana dönüp gülümseyerek: Gözlüklü abi-san, Hani abimi aramak için senle karşılaştığımız adaya gelmiştim. He, işte oraya gelmeden önce yanlışlıkla başka bir gemiye binmiştim. Bunun sonucunda da gecenin bir vakti hiç tanımadığım bir adaya indim. J.J-san bana yardım etmişti. diyor. Sonra da bavulunu alıp odadan çıkıyor. Odadan çıkacağı sırada sana ''Tamam bende.'' der gibi bir bakış atıyor.
Akane'nin çıkmasından sonra Jack, iliklemediği ceketinin iç ceplerini karıştırmaya başlıyor. Bir yandan karıştırırken bir yandan da: Bir gece limanın oradaki banklardan birine oturmuş sakemi içiyordum. Yanımdaki banklardan birine baktığımda onu gördüm. Oturup ağlamaktan başka bir şey yapmıyordu. Yanına gidip ne olup bittiğini sorduğumda yanlış bir gemiye bindiğini ve bavulunu çaldırdığını söyledi. Ben de bavulunu çalan herifi yakaladıktan sonra kızı alıp kardeşimin yanına götürdüm. Ha ha! Eğer orada ona yardım etmesem kim bilir şimdi ne halde olurdu. diyor. Sözlerini bitirdiği sırada aradığı şeyi bulan Jack, ceplerinden iki küçük sake şişesi çıkartıyor. Kendi şişesini açmakla uğraşırken: Yine de onu iyi gördüğüme sevindim. Belli ki ona yardımın dokunmuş. Büyükler yeni nesile yardım eli uzatmalıdır ki yeni nesil güçlenip eski nesli geçebilsin. diyor.
Şişesini açan Jack, öbür şişeyi de sana doğru atıyor ve: ''Şimdi çoluk çocuğu bir kenara bırakıp sakelerimizi içerek iş konuşalım. Ne kadar zamandır korsan avcısısın? Daha önce kimleri yakaladın? Hermes adasına hangi amaçla geliyorsun? Anlat bakalım!'' diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Cevabımdan sonra kaptan odadan çıkmıştı.Akaneye attığım bakıştan sonra Akane'de hazırlanmaya başlamıştı.Akane bavuluyla uğraştığı sırada Jack yanımıza gelip Akanenin yanına oturmuştu.Ardından beni Akanenin abisi sandığından Akaneyle Hermes'e gitmemiz hakkında bir cümle kurmuştu.Akane bu cümleyi duyduktan sonra biraz duraksayıp abisinin öldüğünü başka bir akrabası kalmayıncada benimle yola çıktığını söylemişti.Odada bir süre sesizlik olduktan sonra Akane konuyu değiştirerek Jack'e Hermes adasında ne işi olduğunu yine korsanları mı avlıyacağını sormuştu.
Jack bu soruya Akaneyi Jack yerine J.J. dediği için azarladıktan sonra şaşırmış bir hale orda yaşadığını ve Akaneninde bildiğini söylemişti.Akane bunu duyduktan sonra orasının Hermes olduğunu bilmediğini öyle yabancı bir yer diye düşündüğünü söylemişti.Ardındanda bana dönüp benimle karşılaşmadan önce Hermes'e yanlışlıkla gittiğini Jackinde ona yardım etiğini söylemişti.Cümlesini bitirdikten sonra odadan Çıkıyordu odadan çıkarkende"Tamam bende "der gibi bir bakış atmıştı.
Akane çıktıktan sonra Jack ceplerini karıştırmaya başlamıştı.Bir yandan ceplerini karıştırırken bir yandanda konuşuyordu.Bir gece bankanın birinin önünde oturuyormuş o sırada Akaneyi görmüş ağlayıp duruyormuş.Yanına gidip neler olduğunu sorduğundan yanlış gemiye bindiğini ve bavulunu çaldırdığını söylemiş Akanede Jack'de hırsızı yakalamış ve kardeşinin yanına götürmüş Akaneyi.Konuşmasını bitirirken aradığı şeyi bulup cebinden çıkarmıştı.Cebinden çıkardığı iki sake şişesinden birini açmaya çalışırken Akaneyi iyi gördüğüne sevindiğini söylemişti.Eski nesil bu sözü duyduktan sonra gerisini dinlemek istemedim ama ne yapıcaksın sadece şu sapık denizci veletinin gözünde yaşlı değilmişim herkese göre yaşlıyım insan bazen gerçeklerle yüzleşmeli.Ben kendi içimde bu düşünceleri yaşarken bana diğer sake şişesini atmıştı.
Eskiden beri büyük bir sake bağımlısıyım ama bizim adada pek bulunmadığından içemezdim. bu şişe cennet gibi gelmişti.Ben şişeyi elime alıp açmaya çalışırken Jack konuşmaya başladı.Bana bir sürü soru sormuştu tabii ki hepsini cevaplıyacaktım.Sake şişesini açıp iki yudum aldıktan sonra"Çok zamandır korsan avcısı olduğumu söyleyemem.Daha önce Recurso'yu yıkıma sürükleyen Scout Jr.'yi yakaladım."diyecektim.Sakeden bir kaç yudum aldıktan sonra"Kendisi Akane'nin abisiydi o yüzden onuda yanıma aldım.Hermese gitme sebebim korsan avlamak ayrıca Gurch hakkında bilgi toplamak."diyecektim.
Ardından sakeden biraz daha içip"Şu Hermes adasını hiç duymamıştım bana biraz anlatsana."diyecektim.Ve Jack'in cevabını bekliyecektim.
Jack bu soruya Akaneyi Jack yerine J.J. dediği için azarladıktan sonra şaşırmış bir hale orda yaşadığını ve Akaneninde bildiğini söylemişti.Akane bunu duyduktan sonra orasının Hermes olduğunu bilmediğini öyle yabancı bir yer diye düşündüğünü söylemişti.Ardındanda bana dönüp benimle karşılaşmadan önce Hermes'e yanlışlıkla gittiğini Jackinde ona yardım etiğini söylemişti.Cümlesini bitirdikten sonra odadan Çıkıyordu odadan çıkarkende"Tamam bende "der gibi bir bakış atmıştı.
Akane çıktıktan sonra Jack ceplerini karıştırmaya başlamıştı.Bir yandan ceplerini karıştırırken bir yandanda konuşuyordu.Bir gece bankanın birinin önünde oturuyormuş o sırada Akaneyi görmüş ağlayıp duruyormuş.Yanına gidip neler olduğunu sorduğundan yanlış gemiye bindiğini ve bavulunu çaldırdığını söylemiş Akanede Jack'de hırsızı yakalamış ve kardeşinin yanına götürmüş Akaneyi.Konuşmasını bitirirken aradığı şeyi bulup cebinden çıkarmıştı.Cebinden çıkardığı iki sake şişesinden birini açmaya çalışırken Akaneyi iyi gördüğüne sevindiğini söylemişti.Eski nesil bu sözü duyduktan sonra gerisini dinlemek istemedim ama ne yapıcaksın sadece şu sapık denizci veletinin gözünde yaşlı değilmişim herkese göre yaşlıyım insan bazen gerçeklerle yüzleşmeli.Ben kendi içimde bu düşünceleri yaşarken bana diğer sake şişesini atmıştı.
Eskiden beri büyük bir sake bağımlısıyım ama bizim adada pek bulunmadığından içemezdim. bu şişe cennet gibi gelmişti.Ben şişeyi elime alıp açmaya çalışırken Jack konuşmaya başladı.Bana bir sürü soru sormuştu tabii ki hepsini cevaplıyacaktım.Sake şişesini açıp iki yudum aldıktan sonra"Çok zamandır korsan avcısı olduğumu söyleyemem.Daha önce Recurso'yu yıkıma sürükleyen Scout Jr.'yi yakaladım."diyecektim.Sakeden bir kaç yudum aldıktan sonra"Kendisi Akane'nin abisiydi o yüzden onuda yanıma aldım.Hermese gitme sebebim korsan avlamak ayrıca Gurch hakkında bilgi toplamak."diyecektim.
Ardından sakeden biraz daha içip"Şu Hermes adasını hiç duymamıştım bana biraz anlatsana."diyecektim.Ve Jack'in cevabını bekliyecektim.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Jack bir yandan sakesini hunharca dikerken bir yandan da seni dikkatli bir şekilde dinlemeye çalışıyor. Sen sözlerini bitirdikten sonra elindeki sake şişesini yatağının yanındaki çekmecenin üzerine koyuyor. Ardından da cebinden bir sigara çıkarıp yakıyor. Sigarasından birkaç fırt çektikten sonra konuşmaya başlıyor: Anlıyorum. Demek hem değer verdiğin birinin yakınını öldürecek kadar acımasız hem de kimsesiz kalan birini sahiplenecek kadar iyi yüreklisin. Güzel güzel.Korsan avcılığında en önemli faktör işine duygularını karıştırmamaktır. Eğer böyle devam edersen yeni başladığın bu meslekte kalıcı olursun.
Bu sözlerinden sonra çekmeceye bıraktığı sake şişesini alıp tekrardan diken Jack, sakenin bittiğini fark edince sinirleniyor ve elindeki şişeyi sert bir şekilde çekmecenin üzerine bırakıyor. Ardından da sana dönüp: ''Şu soktuğumun şişelerini bu kadar küçük yapmak zorundalar mı? Yine sinirim fırladı.'' diyor. Daha sonra titreyen elleriyle sigarasından birkaç fırt daha çeken Jack sakinleşmiş olacak ki sorularını cevaplamaya devam ediyor: ''Hermes ismini duymaman normal. Ada,kendisini diğer adalardan ayıracak hiçbir özelliğe sahip değil. Normal bir ada işte. Dodont dağına izinsiz çıkmadığın sürece sessiz sakin yaşayıp keyifli bir hayat sürebileceğin bir yer kısaca.''
Jack, bunları söyledikten sonra bir kahkaha atıyor ve bir sigara daha yakıyor. Senin de içmek istediğini düşünmüş olacak ki sigarasını yaktıktan sonra sana doğru bir sigara ve bir çakmak fırlatıyor. Ardından da konuşmasına devam ediyor: ''Şimdi bu sıkıcı yere neden gittiğimi merak ediyorsundur. Adaya gitmemin sebebi kız kardeşim Julia'nın doğum günü olması. Birkaç günümü kardeşimle birlikte geçirdikten sonra tekrardan korsan avına çıkacağım. Hedefimde East Blue denizinde gezinen en yüksek ödüllü tayfa olan Truth korsanları var. Belki son zamanlarda yükselişte olan mavi çiçek korsanlarına da uğrayabilirim. 12 milyon fena para değil sonuçta. '' diyen Jack, yerinden kalkıyor ve senin yatağına gelip yanına oturuyor.
Yanına oturduktan sonra kısık bir sesle: ''Sanırım senin hedefinde ise Baba Gurch var. Onu hedeflemenin altında yatan neden derin bir şeyse elbette ki sana karışamam; fakat geçici bir hevesten dolayı onların peşine düşeceksen vazgeç. Hala genç sayılırsın. Ölmen için erken.'' diyor.
Bu sözlerinden sonra çekmeceye bıraktığı sake şişesini alıp tekrardan diken Jack, sakenin bittiğini fark edince sinirleniyor ve elindeki şişeyi sert bir şekilde çekmecenin üzerine bırakıyor. Ardından da sana dönüp: ''Şu soktuğumun şişelerini bu kadar küçük yapmak zorundalar mı? Yine sinirim fırladı.'' diyor. Daha sonra titreyen elleriyle sigarasından birkaç fırt daha çeken Jack sakinleşmiş olacak ki sorularını cevaplamaya devam ediyor: ''Hermes ismini duymaman normal. Ada,kendisini diğer adalardan ayıracak hiçbir özelliğe sahip değil. Normal bir ada işte. Dodont dağına izinsiz çıkmadığın sürece sessiz sakin yaşayıp keyifli bir hayat sürebileceğin bir yer kısaca.''
Jack, bunları söyledikten sonra bir kahkaha atıyor ve bir sigara daha yakıyor. Senin de içmek istediğini düşünmüş olacak ki sigarasını yaktıktan sonra sana doğru bir sigara ve bir çakmak fırlatıyor. Ardından da konuşmasına devam ediyor: ''Şimdi bu sıkıcı yere neden gittiğimi merak ediyorsundur. Adaya gitmemin sebebi kız kardeşim Julia'nın doğum günü olması. Birkaç günümü kardeşimle birlikte geçirdikten sonra tekrardan korsan avına çıkacağım. Hedefimde East Blue denizinde gezinen en yüksek ödüllü tayfa olan Truth korsanları var. Belki son zamanlarda yükselişte olan mavi çiçek korsanlarına da uğrayabilirim. 12 milyon fena para değil sonuçta. '' diyen Jack, yerinden kalkıyor ve senin yatağına gelip yanına oturuyor.
Yanına oturduktan sonra kısık bir sesle: ''Sanırım senin hedefinde ise Baba Gurch var. Onu hedeflemenin altında yatan neden derin bir şeyse elbette ki sana karışamam; fakat geçici bir hevesten dolayı onların peşine düşeceksen vazgeç. Hala genç sayılırsın. Ölmen için erken.'' diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Jack beni dinledikten sonra sake şişesini yatağın yanındaki çekmeceye koydu.Ardından cebinden bir sigara çıkarıp içtikten sonra konuşmaya başladı.Bana sevdiğim birinin yakınını öldürecek kadar acımasız ve kimsesiz birini yanıma alıcak kadar iyi yürekli olduğumu söylemişti.Gariptirki ne kadar cevap vermeye çalışsamda bir cevap bulamamıştım.Eğer böyle devam edersem başladığım meslekte başarılı olurmuş ayrıca.
Konuşmasını birirdikten sonra çekmeceye koyduğu sake şişesini alıp tekrar kafasına dikmişti.Sakeyi içip bitiğini fark etikten sonra sinirlenip şişeleri bu kadar küçük yapmalarına kızıp sigarasından birkaç fırt daha çektikten sonra sorularımı cevaplamaya başladı.Hermes adası Recurso'nun aksine küçük ve kendi halinde bir adaymış bir dağa izinsiz tırmanmadığın sürecede sakin bir hayat yaşıyabilirmişsin.
Konuşmasını bitirdikten sonra bir kahkaha atan Jack bir sigara daha yakmıştı.Benimde içmek istediğimi düşünüp sigara ve birde çakmağını bana atmıştı.Ben sigarayı pek sevmediğimden sigarayı ve çakmağı Jack'e geri atım.Ardından Jack konuşmaya konuşmaya başlamıştı.Adaya gitmesinin sebebinin kız kardeşinin doğum günü partisi olduğunu söyledi.Bingo!O partiye ne olursa olsun katılmam gerekliydi.Birkaç gününü kardeşiyle geçirdikten sonra korsan avına devam edicekmiş.Hedefinde East Blue'daki en yüksek ödüllü olan tayfa Truth Korsanları varmış.Ne garip hiç isimlerini duymamıştım.Yada belki mavi çiçek korsanlarına'da gidebileceğini söyledi.12milyon en son gördüğümde 10milyondu gerçektende hızlı yükseliyorlarmış.Jack cümlesini bitirdikten sonra ayağa kalkıp yatağıma gelip yanıma oturmuştu.
Ardından kısık bir sesle eğer önemli bir nedeni yoksa Gurch piçinin peşini bırakmamı söylüyordu.
Bende Jack'e gözlüklerimin üstünden bakıp"Babamı öldürdü sence yeterli bir sebep mi?"diyecektim.Ardından sake şişesini kafama dikip bitirdikten sonra"Truth korsanlarını hiç duymamıştım kim bunlar?"diyecektim.Ve cevabını bekliyecektim.Ardından sıra Julia'ya gelicekti.
Konuşmasını birirdikten sonra çekmeceye koyduğu sake şişesini alıp tekrar kafasına dikmişti.Sakeyi içip bitiğini fark etikten sonra sinirlenip şişeleri bu kadar küçük yapmalarına kızıp sigarasından birkaç fırt daha çektikten sonra sorularımı cevaplamaya başladı.Hermes adası Recurso'nun aksine küçük ve kendi halinde bir adaymış bir dağa izinsiz tırmanmadığın sürecede sakin bir hayat yaşıyabilirmişsin.
Konuşmasını bitirdikten sonra bir kahkaha atan Jack bir sigara daha yakmıştı.Benimde içmek istediğimi düşünüp sigara ve birde çakmağını bana atmıştı.Ben sigarayı pek sevmediğimden sigarayı ve çakmağı Jack'e geri atım.Ardından Jack konuşmaya konuşmaya başlamıştı.Adaya gitmesinin sebebinin kız kardeşinin doğum günü partisi olduğunu söyledi.Bingo!O partiye ne olursa olsun katılmam gerekliydi.Birkaç gününü kardeşiyle geçirdikten sonra korsan avına devam edicekmiş.Hedefinde East Blue'daki en yüksek ödüllü olan tayfa Truth Korsanları varmış.Ne garip hiç isimlerini duymamıştım.Yada belki mavi çiçek korsanlarına'da gidebileceğini söyledi.12milyon en son gördüğümde 10milyondu gerçektende hızlı yükseliyorlarmış.Jack cümlesini bitirdikten sonra ayağa kalkıp yatağıma gelip yanıma oturmuştu.
Ardından kısık bir sesle eğer önemli bir nedeni yoksa Gurch piçinin peşini bırakmamı söylüyordu.
Bende Jack'e gözlüklerimin üstünden bakıp"Babamı öldürdü sence yeterli bir sebep mi?"diyecektim.Ardından sake şişesini kafama dikip bitirdikten sonra"Truth korsanlarını hiç duymamıştım kim bunlar?"diyecektim.Ve cevabını bekliyecektim.Ardından sıra Julia'ya gelicekti.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
1 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Similar topics
» [Karne] Vince Grey
» Vince Grey Saldırıları
» Recurso [Vince Grey]
» SinMar Adası[Vince Grey/Free]
» Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
» Vince Grey Saldırıları
» Recurso [Vince Grey]
» SinMar Adası[Vince Grey/Free]
» Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
1 sayfadaki 7 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz