Hermes[Vince Grey]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
2 sayfadaki 7 sayfası
2 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Geri: Hermes[Vince Grey]
''Anlıyorum.'' diyor Jack. ''Bir erkek yaşadığı acıların bedelini düşmanına acılar yaşatarak ödetmelidir. Şiddet hemen hemen her problemi çözer.'' Jack bunları söyledikten sonra üçüncü sigarasını yakmak amacıyla ceplerini karıştırmaya başlıyor; fakat sigara bulamıyor ve yeterince içki ve sigara depolamadığından dolayı kendisine küfür ediyor. Sonra da sana dönüyor ve: ''Yine de dikkatli ol. Daha önce Kan Korsanlarını avlamayı denesem de başarısız olmuştum. Bunun sebebi o şerefsizlerin asla teke tek dövüşmemeleri olsa da hafife alılacak bir grup değiller.'' diyor. Ardından da: ''Truth korsanlarına gelince, tayfasındaki herkesin ödülü bulunan garip bir korsan grubu işte. Kaptanlarının başındaki ödül 15 milyon. Diğer 7 üyenin ödülleri de 5-10 milyon arası değişiyor.'' diyor Jack.
Jack sana Truth korsanları ile ilgili bilgi verdikten sonra ayağa kalkıyor ve biraz içki arayacağını, birazdan geleceğini söyledikten sonra odadan çıkıyor; fakat aradan yarım saat geçmesine rağmen geri dönmüyor. Jack'in ayrılmasından yaklaşık kırk dakika sonra kapının önünde iki kişinin seslerini duyuyorsun. Duyduğun seslerden biri Jack'e ait. Jack kahkahalar atarak biri ile konuşuyor. Konuşmalara kulak kabarttığın zaman şunları duyuyorsun:
''Anlıyorum. Anlıyorum. Ahahaha! Demek denize açılmanın sebebi bir kadın ha! Ahahaha!''
''Eğer bir daha ondan sıradan biriymiş gibi bahsedersen senin kafanı kopartırım. ''
''Ahaha! Özür dilerim dostum! Bana içki içmemde yardımcı olan biri ne derse yaparım! Peki onu bulduğunda ne yapacaksın ha? Ahahaha!''
''Onu bulduğumda bu kollarla ona sıkıca sarılacağım ve bir daha asla onu bırakmayacağım. Bir saniyeliğine bile olsa gözümün önünden kaybolmasına izin vermeyeceğim.''
''Bu konulardan pek çakmam ama umarım onu bulursun. Gel içeri geçelim. Belki içerideki dostum aradığın kişiyi daha önce görmüştür. Görmediyse bile senle birlikte sake içmek isterim. Sonuçta bunları almama sen yardım ettin. ''
Bu konuşmalardan sonra içeri Jack ve bir kişi daha giriyor. Jack'in elinde bir kasa sake var ve daha önce hiç olmadığı kadar mutlu gözüküyor. Jack'in yanında ise uzun kahverengi saçlara ve şık kıyafetlere sahip, iki kılıç taşıyan biri var.
Jack sana Truth korsanları ile ilgili bilgi verdikten sonra ayağa kalkıyor ve biraz içki arayacağını, birazdan geleceğini söyledikten sonra odadan çıkıyor; fakat aradan yarım saat geçmesine rağmen geri dönmüyor. Jack'in ayrılmasından yaklaşık kırk dakika sonra kapının önünde iki kişinin seslerini duyuyorsun. Duyduğun seslerden biri Jack'e ait. Jack kahkahalar atarak biri ile konuşuyor. Konuşmalara kulak kabarttığın zaman şunları duyuyorsun:
''Anlıyorum. Anlıyorum. Ahahaha! Demek denize açılmanın sebebi bir kadın ha! Ahahaha!''
''Eğer bir daha ondan sıradan biriymiş gibi bahsedersen senin kafanı kopartırım. ''
''Ahaha! Özür dilerim dostum! Bana içki içmemde yardımcı olan biri ne derse yaparım! Peki onu bulduğunda ne yapacaksın ha? Ahahaha!''
''Onu bulduğumda bu kollarla ona sıkıca sarılacağım ve bir daha asla onu bırakmayacağım. Bir saniyeliğine bile olsa gözümün önünden kaybolmasına izin vermeyeceğim.''
''Bu konulardan pek çakmam ama umarım onu bulursun. Gel içeri geçelim. Belki içerideki dostum aradığın kişiyi daha önce görmüştür. Görmediyse bile senle birlikte sake içmek isterim. Sonuçta bunları almama sen yardım ettin. ''
Bu konuşmalardan sonra içeri Jack ve bir kişi daha giriyor. Jack'in elinde bir kasa sake var ve daha önce hiç olmadığı kadar mutlu gözüküyor. Jack'in yanında ise uzun kahverengi saçlara ve şık kıyafetlere sahip, iki kılıç taşıyan biri var.
- Spoiler:
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Jack şiddetin her şeyi cözeceğini söyledikten sonra üçüncü sigarasını yakmak için elini cebine atmıştı ama bişey bulamamıştı.Kendine yeterince içki ve sigara depolamadığı için küfür etikten sonra daha önceden Kan korsanlarını avlamaya çalıştığını ama başarısız olduğunun söylemişti.Sebebi ise kan korsanlarının hiç teke tek dövüşmemesiymiş adi Gurch.Ardından şu Truth korsanlarını anlatmaya başlamıştı.Kaptanları başında 15milyon olan biriymiş ama diğer üyelerinde başındaki ödül 5-10milyon olmak üzere değişiyormuş.Avlaması zor bir tayfa olmalı.
Jack konuşmasını bitirdikten sonra biraz içki alıp geri döneceğini söyleyip odadan çıkmıştı.Jack'i beklemeye başlamıştım.Ben camdan uzunca bir süre denizi incelesemde Jack ortalarda yoktu.Biraz daha bekledikten sonra artık ayağa kalkıp Jack'i arayacağım sırada kapının ardından iki ses duyuldu.Seslerden biri Jack'e aitti.Konuşmaları dinlemeye başlamıştım.
Jack adama denize bir kadın yüzünden denize açıldığı için takılıyor adamsa kızgın bir şekilde cevap veriyordu.Adamın kızı ne kadar sevdiğini kelimelerinden anlıyordum.Benim sevgi olayım çok uzun seneler önce annemle birlikte ölmüştü ne kadar uğraşsamda birine tam olarak bağlanamıyorum annemden sonra.Ben düşüncelere dalmış giderken Jack adamı içeri davet etmişti benim belki aradığım kişiyi görmüş olabileceğimi görmemişsem bile onla sake içmek istediğini söylemişti.
Ben bu cümleyi duyduktan sonra hızlı bir şekilde yatağıma yatmıştım.Ardından Jack'le konuştuğu adam içeri girmişlerdi.Jack'in elindeki bir kasa sakeyi görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.Ardından yanındaki adamı incelemeye başlamıştım.Jack'in yanındaki adam iki kılıç taşıyan ve oldukça şık kıyafetlere sahip biriydi.Adamı gördüğümde özelliklede kılıçlarını kafamda bir şimşek çakmıştı.Adam bir kılıç ustasıysa Akaneye belki biraz eğitim verebilirdi ama ilk önce adamla konuşup nasıl biri olduğunu ve iyi bir kılıç ustası olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu.Eğer bir gün Kan korsanlarıyla karşılaşırsam Akanede yanımda olucaktı ve kesin ilk hedefleri Akane oldurdu kendini korumayı öğrenmesi gerekliydi sonuçta bu herif belki bana yardımcı olur.
Jack konuşmasını bitirdikten sonra biraz içki alıp geri döneceğini söyleyip odadan çıkmıştı.Jack'i beklemeye başlamıştım.Ben camdan uzunca bir süre denizi incelesemde Jack ortalarda yoktu.Biraz daha bekledikten sonra artık ayağa kalkıp Jack'i arayacağım sırada kapının ardından iki ses duyuldu.Seslerden biri Jack'e aitti.Konuşmaları dinlemeye başlamıştım.
Jack adama denize bir kadın yüzünden denize açıldığı için takılıyor adamsa kızgın bir şekilde cevap veriyordu.Adamın kızı ne kadar sevdiğini kelimelerinden anlıyordum.Benim sevgi olayım çok uzun seneler önce annemle birlikte ölmüştü ne kadar uğraşsamda birine tam olarak bağlanamıyorum annemden sonra.Ben düşüncelere dalmış giderken Jack adamı içeri davet etmişti benim belki aradığım kişiyi görmüş olabileceğimi görmemişsem bile onla sake içmek istediğini söylemişti.
Ben bu cümleyi duyduktan sonra hızlı bir şekilde yatağıma yatmıştım.Ardından Jack'le konuştuğu adam içeri girmişlerdi.Jack'in elindeki bir kasa sakeyi görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.Ardından yanındaki adamı incelemeye başlamıştım.Jack'in yanındaki adam iki kılıç taşıyan ve oldukça şık kıyafetlere sahip biriydi.Adamı gördüğümde özelliklede kılıçlarını kafamda bir şimşek çakmıştı.Adam bir kılıç ustasıysa Akaneye belki biraz eğitim verebilirdi ama ilk önce adamla konuşup nasıl biri olduğunu ve iyi bir kılıç ustası olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu.Eğer bir gün Kan korsanlarıyla karşılaşırsam Akanede yanımda olucaktı ve kesin ilk hedefleri Akane oldurdu kendini korumayı öğrenmesi gerekliydi sonuçta bu herif belki bana yardımcı olur.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Jack'in gülerek kasayı yatağının üzerine koyduğu sırada yanındaki yabancı adam yanına yaklaşıyor ve hafifçe eğilerek kendisini tanıtıyor: ''Merhaba. Ben Perttu Toushirou.''diyen adam, cebinden küçük bir fotoğraf çıkartıyor. Ardından fotoğrafı sana doğru çeviriyor ve fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğini soruyor. Fotoğrafa baktığında deniz kıyısında elinde bir içecek ile poz vermiş uzun kızıl saçlara ve masmavi gözlere sahip bir kadın görüyorsun.
Perttu'ya resimdeki kişiyi görmediğini söylemenden sonra Perttu soğuk bir ses tonu ile sana teşekkür ediyor ve odanın çıkışına doğru yöneliyor; fakat Jack, allem edip kallem edip binbir ısrar sonucunda Perttu'yu yanınızda sake içmeye ikna ediyor. Perttu'nun Jack'İn yanına oturması ile beraber Jack kasadan altı tane sake şişesi çıkarıyor ve herkese ikişer şişe denk gelecek şekilde dağıtıyor. Dağıtım işini bitirdikten sonra şişelerden birini açıp anında fondipliyor. Ardından da kahkahalar atarak konuşmaya başlıyor: ''Ahahaha! İkinizi de çok sevdim! İkiniz de biricik kardeşim Julia'nın doğum gününe davetlisiniz. Kardeşim klanımızın varisi olduğundan oldukça büyük bir parti olacak. Gelin ve orada da kafayı bulalım kardeşlerim! Ahahahaha! ''
Henüz sakesinden bir yudum bile içmemiş olan Perttu, Jack'e dönerek: ''Demek kız kardeşin bir klanın varisi ha.Peki neden sen değil de o klanın başına geçecek?'' diyor. Bu soru üzerine bir kez daha kahkaha atan Jack: ''Ahaha! Güzel yakaladın adamım. Neden korsan avcısı olmak varken bütün gün o adada oturup HailTrack'ler ile uğraşayım ki? Bir erkek hayallerin ve sevdiği şeylerin peşinden gitmelidir. Yoksa kendine asla 'Ben erkeğim!' diyemez!'' diyor.
Jack'in bu sözleri üzerine Perttu'nun yüzündeki soğuk ifadenin yerini samimi bir gülümsemenin aldığını görüyorsun. Gözlerini neredeyse tamamen kapatarak gülümseyen Perttu: ''İyi konuştun. Öyleyse bu davetine icabet etmekten onur duyarım.'' diyor.
Out:
- Gördüğün kişi:
Perttu'ya resimdeki kişiyi görmediğini söylemenden sonra Perttu soğuk bir ses tonu ile sana teşekkür ediyor ve odanın çıkışına doğru yöneliyor; fakat Jack, allem edip kallem edip binbir ısrar sonucunda Perttu'yu yanınızda sake içmeye ikna ediyor. Perttu'nun Jack'İn yanına oturması ile beraber Jack kasadan altı tane sake şişesi çıkarıyor ve herkese ikişer şişe denk gelecek şekilde dağıtıyor. Dağıtım işini bitirdikten sonra şişelerden birini açıp anında fondipliyor. Ardından da kahkahalar atarak konuşmaya başlıyor: ''Ahahaha! İkinizi de çok sevdim! İkiniz de biricik kardeşim Julia'nın doğum gününe davetlisiniz. Kardeşim klanımızın varisi olduğundan oldukça büyük bir parti olacak. Gelin ve orada da kafayı bulalım kardeşlerim! Ahahahaha! ''
Henüz sakesinden bir yudum bile içmemiş olan Perttu, Jack'e dönerek: ''Demek kız kardeşin bir klanın varisi ha.Peki neden sen değil de o klanın başına geçecek?'' diyor. Bu soru üzerine bir kez daha kahkaha atan Jack: ''Ahaha! Güzel yakaladın adamım. Neden korsan avcısı olmak varken bütün gün o adada oturup HailTrack'ler ile uğraşayım ki? Bir erkek hayallerin ve sevdiği şeylerin peşinden gitmelidir. Yoksa kendine asla 'Ben erkeğim!' diyemez!'' diyor.
Jack'in bu sözleri üzerine Perttu'nun yüzündeki soğuk ifadenin yerini samimi bir gülümsemenin aldığını görüyorsun. Gözlerini neredeyse tamamen kapatarak gülümseyen Perttu: ''İyi konuştun. Öyleyse bu davetine icabet etmekten onur duyarım.'' diyor.
Out:
- Spoiler:
- Jack'e veya Perttu'ya soracak soruların varsa eğer bu tur sor da gelecek tur şu 'Sake içerken laflama' olayını bitirelim.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Jack elindeki sake kasasını yatağın üzerine koyarken yanındaki adam yanıma yaklaşıp adının Perttu olduğunu söylemişti.Ardından cebinden bir fotoğraf çıkartıp bana fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğimi sormuştu.Fotoğrafa baktığımda sahilde elinde bir içecek tutan mavi gözlü kızıl saçlı güzel denebilecek bir kız görmüştüm.
Perttu'ya resimdeki kişiyi görmediğimi söylemiştim.Perttu cevabımı duyunca soğuk bir sesle teşşekür edip odanın çıkışına doğru yönelmiştiki Jack zorda olsa Perttu'yu bizimle sake içmeye ikna etmişti.Perttu Jack'in yanına oturduktan sonra Jack kasadan altı tane sake şişesi çıkarıp herkese ikişer ikişer dağıtmıştı.Ben bir şişeyi açıp içerken bir şişeyide cebe atmıştım belli olmaz belki yine bulamam.Ben bu işlerle uğraşırken Jack konuşmaya başlamıştı.İkimizinde Julia'nın doğum gününe davetli olduğumuzu söylüyordu işte tam duymak istediğim şey.Ayrıca Julia'nın bir klanın varisi olduğunuda söylemişti.Hem akıllı hem güzel ne diyorum lan ben!
Perttu daha sakeden bir yudum bile içmeden neden Jack'in değilde Julia'nın varis olduğunu sormuştu.Bu soru üzerine bir kahkaha atan Jack'de kendine yakışır bir şekilde bir erkeğin özgür olması gerektiğini söylemişti.Gitgide bu adamı sevmeye başlamıştım.
Jack'in bu cevabının üzerine Perttu soğuk havasını bozup samimi bir gülümsemeyle partiye geliceğini söylemişti.Bende Jack'e dönerek"Bende partiye katılırım senin gibi bir adamın nasıl parti yapıcağını merak ediyorum ayrıca akrabalarınlada tanışmak isterim."diyecektim.Özelliklede kız kardeşinle.Ardından şişeyi kafama diktikten sonra Perttu'ya dönüp"Ben Vince ödül avcısıyım sende bir kılıç ustasına benziyorsun sana birini versem biraz kılıç kullanmayı öğretebilir misin?"diyecektim.Ve Pertuu'nun cevabını bekliyecektim.
Perttu'ya resimdeki kişiyi görmediğimi söylemiştim.Perttu cevabımı duyunca soğuk bir sesle teşşekür edip odanın çıkışına doğru yönelmiştiki Jack zorda olsa Perttu'yu bizimle sake içmeye ikna etmişti.Perttu Jack'in yanına oturduktan sonra Jack kasadan altı tane sake şişesi çıkarıp herkese ikişer ikişer dağıtmıştı.Ben bir şişeyi açıp içerken bir şişeyide cebe atmıştım belli olmaz belki yine bulamam.Ben bu işlerle uğraşırken Jack konuşmaya başlamıştı.İkimizinde Julia'nın doğum gününe davetli olduğumuzu söylüyordu işte tam duymak istediğim şey.Ayrıca Julia'nın bir klanın varisi olduğunuda söylemişti.Hem akıllı hem güzel ne diyorum lan ben!
Perttu daha sakeden bir yudum bile içmeden neden Jack'in değilde Julia'nın varis olduğunu sormuştu.Bu soru üzerine bir kahkaha atan Jack'de kendine yakışır bir şekilde bir erkeğin özgür olması gerektiğini söylemişti.Gitgide bu adamı sevmeye başlamıştım.
Jack'in bu cevabının üzerine Perttu soğuk havasını bozup samimi bir gülümsemeyle partiye geliceğini söylemişti.Bende Jack'e dönerek"Bende partiye katılırım senin gibi bir adamın nasıl parti yapıcağını merak ediyorum ayrıca akrabalarınlada tanışmak isterim."diyecektim.Özelliklede kız kardeşinle.Ardından şişeyi kafama diktikten sonra Perttu'ya dönüp"Ben Vince ödül avcısıyım sende bir kılıç ustasına benziyorsun sana birini versem biraz kılıç kullanmayı öğretebilir misin?"diyecektim.Ve Pertuu'nun cevabını bekliyecektim.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
‘’Bu soruya vereceğim cevap, bahsettiğin kişinin yeteneklerine göre değişir. Ne kadar iyi bir kılıç ustası olursam olayım ilgileneceğim kişinin kılıca karşı bir yatkınlığı yoksa elimden bir şey gelmez. Yine de birlikte olacağımız kısa zaman zarfı içinde birkaç teknik öğretmeye çalışırım.’’ Diyor Perttu. Ardından da ayağa kalkıyor ve müsadenizi isteyip odadan çıkıyor. Perttu’nun gitmesinin ardından Jack, kalan on dört sake şişesinin yedisini senin yatağına koyuyor. Kalan yedi şişeyi de kendisine alıyor. Birkaç şişe daha sake içtikten sonra da sızıyor. Havanın kararmış olmasından dolayı bir süre sonra sen de uyumaya karar veriyorsun. Böylece yolculuğunuzun ilk günü bitmiş oluyor.
Ertesi günün ilk ışıkları ile beraber Akane odaya dalıp seni uyandırıyor. Ardından da konuşmaya başlıyor: ‘’Gözlüklü abi-san, gözlüklü abi-san! Dün boş durmadım ve şu gideceğimiz adayı araştırdım. Nasıl ama iyi yapmışım değil mi? Ahaha! ‘’ dedikten sonra cebinden küçük bir kağıt çıkartan Akane, kağıda aldığı notları sana okumaya başlıyor: ‘’Hermes adası, Jailbrack ve HailTrack denilen iki klan tarafından yönetiliyormuş. Bu iki klan da askeri güç bakımından oldukça güçlüymüş ve birbirlerine düşmanlarmış; fakat söz konusu adanın barışı olduğunda ortak hareket ettiklerinden dolayı adada pek korsan bulunmuyormuş. Kısaca… sanırım bu adada korsan avlamamız zor gözüküyor. Ayrıca…’’
Akane’nin sözleri, Perttu’nun içeri girmesiyle yarıda kesiliyor. Kamaraya giren Perttu, Akane’yi görünce adımlarını hızlandırıyor ve Akane’nin yanına gelip donuk bakışlarıyla ona bakmaya başlıyor. Perttu’nun bu hareketi, Akane’yi kıpkırmızı yapmaya yetiyor. Domatese dönen Akane, Perttu’dan uzaklaşmaya çalışsa da Perttu sol elini Akane’nin omzuna koyuyor ve Akane’ye doğru eğiliyor. Perttu’nun eğilmesi üzerine Akane’nin dizleri titremeye başlıyor. Akane’nin ağlamaklı ses tonuyla: ‘’N..n.n…n…Ne oldu? Bi..bi…bir şey mi va…var’’demesi üzerine, ceketinin cebinden geçen gün sana gösterdiği resmi çıkartan Perttu, Akane’ye fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğini soruyor.
Akane’nin hayır cevabı üzerine soğuk bir ses tonuyla ‘’Anladım.’’ Diyen Perttu, Akane’yi bırakıp senin yanına geliyor ve sana kimi eğiteceğini öğrenmek için geldiğini söyleyip senden ona eğiteceği kişiyi göstermeni istiyor. Bahsettiğin kişinin hemen arkasındaki kız olduğunu söylemen üzerine Akane’nin bileğinden tutup onu zorla çıkışa doğru götürmeye başlayan Perttu, odandan çıkacağı vakit sana doğru dönüyor ve: ‘’Bugün birkaç şey öğretmeye çalışırım. Eğer dayanıklı ise eğitimimden gelişmiş olarak çıkar. Dayanıklı değilse de…’’
Konuşmasını yarıda kesen Perttu, Akane’nin: ‘’Gözlüklü abi-san! Beni bu sadist eğitmenin eline bırakma!’’ çığlıkları eşliğinde odadan ayrılıyor. İkisini de günün geri kalanında görmüyorsun. Günün geri kalanını Jack ile birlikte geçiriyorsun.(İstersen günün geri kalanında jack ile birlikte neler yaptığını abartmadan anlatabilirsin. İstersen de anlatmazsın. Sana kalmış.)
Yolculuğunuzun üçüncü gününün sabahı Jack’in sesi ile uyanıyorsun: ‘’Hey Adamım! Adaya geldik. Kalk bakalım. Hadi hadi!’’ diyen Jack, kahkahalar eşliğinde kamaradan çıkıyor.
Ertesi günün ilk ışıkları ile beraber Akane odaya dalıp seni uyandırıyor. Ardından da konuşmaya başlıyor: ‘’Gözlüklü abi-san, gözlüklü abi-san! Dün boş durmadım ve şu gideceğimiz adayı araştırdım. Nasıl ama iyi yapmışım değil mi? Ahaha! ‘’ dedikten sonra cebinden küçük bir kağıt çıkartan Akane, kağıda aldığı notları sana okumaya başlıyor: ‘’Hermes adası, Jailbrack ve HailTrack denilen iki klan tarafından yönetiliyormuş. Bu iki klan da askeri güç bakımından oldukça güçlüymüş ve birbirlerine düşmanlarmış; fakat söz konusu adanın barışı olduğunda ortak hareket ettiklerinden dolayı adada pek korsan bulunmuyormuş. Kısaca… sanırım bu adada korsan avlamamız zor gözüküyor. Ayrıca…’’
Akane’nin sözleri, Perttu’nun içeri girmesiyle yarıda kesiliyor. Kamaraya giren Perttu, Akane’yi görünce adımlarını hızlandırıyor ve Akane’nin yanına gelip donuk bakışlarıyla ona bakmaya başlıyor. Perttu’nun bu hareketi, Akane’yi kıpkırmızı yapmaya yetiyor. Domatese dönen Akane, Perttu’dan uzaklaşmaya çalışsa da Perttu sol elini Akane’nin omzuna koyuyor ve Akane’ye doğru eğiliyor. Perttu’nun eğilmesi üzerine Akane’nin dizleri titremeye başlıyor. Akane’nin ağlamaklı ses tonuyla: ‘’N..n.n…n…Ne oldu? Bi..bi…bir şey mi va…var’’demesi üzerine, ceketinin cebinden geçen gün sana gösterdiği resmi çıkartan Perttu, Akane’ye fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğini soruyor.
Akane’nin hayır cevabı üzerine soğuk bir ses tonuyla ‘’Anladım.’’ Diyen Perttu, Akane’yi bırakıp senin yanına geliyor ve sana kimi eğiteceğini öğrenmek için geldiğini söyleyip senden ona eğiteceği kişiyi göstermeni istiyor. Bahsettiğin kişinin hemen arkasındaki kız olduğunu söylemen üzerine Akane’nin bileğinden tutup onu zorla çıkışa doğru götürmeye başlayan Perttu, odandan çıkacağı vakit sana doğru dönüyor ve: ‘’Bugün birkaç şey öğretmeye çalışırım. Eğer dayanıklı ise eğitimimden gelişmiş olarak çıkar. Dayanıklı değilse de…’’
Konuşmasını yarıda kesen Perttu, Akane’nin: ‘’Gözlüklü abi-san! Beni bu sadist eğitmenin eline bırakma!’’ çığlıkları eşliğinde odadan ayrılıyor. İkisini de günün geri kalanında görmüyorsun. Günün geri kalanını Jack ile birlikte geçiriyorsun.(İstersen günün geri kalanında jack ile birlikte neler yaptığını abartmadan anlatabilirsin. İstersen de anlatmazsın. Sana kalmış.)
Yolculuğunuzun üçüncü gününün sabahı Jack’in sesi ile uyanıyorsun: ‘’Hey Adamım! Adaya geldik. Kalk bakalım. Hadi hadi!’’ diyen Jack, kahkahalar eşliğinde kamaradan çıkıyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Perttu sorumu kişinin yeteneğine ve yatkınlığına bağlı olduğuna yoksa yapabileceği bir şey olmasığana ama yinede bir şeyler öğretmeye çalışacağını söyliyerek cevaplamıştı.Konuşmasını bittirdikten sonra ayağa kalkıp odadan çıkmıştı.Jack Perttu gittikten sonra 7 bana 7 ona olucak şekilde sake şilerini dağıtıp sızmıştı.Bende yapıcak bir şey bulamayıp uyumaya karar vermiştim.
Ertesi gün Akane odaya bir anda dalıp dün gideceğimiz adayı araştırdığını söylemişti.İşte benim kardeşim!Gözüme girmeye başlamıştı şimdiden.Ardından cebinden bir kağıt çıkarıp kağıda aldığı notları okumaya başlamıştı.Gideceğimiz ada yani Hermes iki klan tarafından yönetiliyormuş.Jailbrack ve Hailtrack biri zaten Jack'in ve Julia'nın klanıydı öbür klan ise dün gece Jack'in konuşurken arada geçen klandı.Akane'nin araştırdığına göre bu iki klan birbirine düşmanmış ama ada barışını bozmamak adına birbirleriyle savaşmıyorlarmış garip bir çok insanda ve ülkede olmayan bir şey bu.Ayrıca adadaki klanlar güçlü olduğundan adada korsan pek yokmuş.Hay böyle şansın neyse yapıcak bişey yok Julia'yı görüp konuşup korsan avına devam edicez.Akane tam konuşmaya devam ediceken.
Perttu içeri girmişti.Pertuu Akaneye doğru hızlı adımlarla yürürken soğuk bakışlar atıyordu.Akane'de utanmış olucak ki kıpkırmızı olmuştu.Akane Perttu'dan uzaklaşmaya çalışırken Pertuu Akane'nin kolundan tutup eğilmişti Perttu'nun eğilmesi üzerine Akane'de titremeye başlamıştı.Akane ne olduğunu sormaya çalışırken Perttu dün bana gösterdiği şu kızın fotoğrafını Akaneye'de göstermişti.Bu çocuk takıntılıydı ben nasıl Julia'ya taktıysam buda resimdeki kızıl saçlı kıza takmış.
Akaneden hayır cevabını aldıktan sonra soğuk bir ses tonuyla anladığını söylemişti.Ardından Akane'yi bırakıp bana kimi eğiteceğini göstermemi söylemişti.Bahsetiğim kişinin Akane olduğunu söylediğimde.Akaneyi bileğinden tutup odanın çıkışına doğru yönelmişti.Odadan çıkarkende bugün birkaç şey öğretmeye çalışacağını eğer dayanıklıysa eğitimden gelişmiş bir şekilde çıkacağını eğer değilse derken sözünü bitirmişti.
Akanenin sanki ölüme giden çığlıkları eşliğinde odadan çıkmıştı.Akane kesin bu eğitimden gelişmiş bir şekilde çıkacaktı çok dayanıklı bir kız değildi ama kararlı bir kızdı bu yüzden bu işin altından kalkacaktır.Bende günümü Jackle geçiriyordum ona Gurch'ı neden öldürmek istediğimi detaylı bir şekilde yetimhane ve tımarhane kısımlarını biraz keserek anlatmıştım.Oda beni sakesini içerek dinlemişti.Zaten bir süre sonra ikimizde içki sayesinde sızmıştık.Ben arada uyanıp pencereden dışarıyı izlesemde yarı uyanık yarı uyur bir vaziyete olduğum için pek o anları hatırlamıyordum.Ben tam kıvamnda sıcaklıktaki yatağımda yatarken Jack adaya geldiğimizi bağırarak söylemişti.Bende hemen gözlüğümü takıp bavulumu aldıktan sonra Jack'in peşinden kamaradan çıkacaktım.
Ertesi gün Akane odaya bir anda dalıp dün gideceğimiz adayı araştırdığını söylemişti.İşte benim kardeşim!Gözüme girmeye başlamıştı şimdiden.Ardından cebinden bir kağıt çıkarıp kağıda aldığı notları okumaya başlamıştı.Gideceğimiz ada yani Hermes iki klan tarafından yönetiliyormuş.Jailbrack ve Hailtrack biri zaten Jack'in ve Julia'nın klanıydı öbür klan ise dün gece Jack'in konuşurken arada geçen klandı.Akane'nin araştırdığına göre bu iki klan birbirine düşmanmış ama ada barışını bozmamak adına birbirleriyle savaşmıyorlarmış garip bir çok insanda ve ülkede olmayan bir şey bu.Ayrıca adadaki klanlar güçlü olduğundan adada korsan pek yokmuş.Hay böyle şansın neyse yapıcak bişey yok Julia'yı görüp konuşup korsan avına devam edicez.Akane tam konuşmaya devam ediceken.
Perttu içeri girmişti.Pertuu Akaneye doğru hızlı adımlarla yürürken soğuk bakışlar atıyordu.Akane'de utanmış olucak ki kıpkırmızı olmuştu.Akane Perttu'dan uzaklaşmaya çalışırken Pertuu Akane'nin kolundan tutup eğilmişti Perttu'nun eğilmesi üzerine Akane'de titremeye başlamıştı.Akane ne olduğunu sormaya çalışırken Perttu dün bana gösterdiği şu kızın fotoğrafını Akaneye'de göstermişti.Bu çocuk takıntılıydı ben nasıl Julia'ya taktıysam buda resimdeki kızıl saçlı kıza takmış.
Akaneden hayır cevabını aldıktan sonra soğuk bir ses tonuyla anladığını söylemişti.Ardından Akane'yi bırakıp bana kimi eğiteceğini göstermemi söylemişti.Bahsetiğim kişinin Akane olduğunu söylediğimde.Akaneyi bileğinden tutup odanın çıkışına doğru yönelmişti.Odadan çıkarkende bugün birkaç şey öğretmeye çalışacağını eğer dayanıklıysa eğitimden gelişmiş bir şekilde çıkacağını eğer değilse derken sözünü bitirmişti.
Akanenin sanki ölüme giden çığlıkları eşliğinde odadan çıkmıştı.Akane kesin bu eğitimden gelişmiş bir şekilde çıkacaktı çok dayanıklı bir kız değildi ama kararlı bir kızdı bu yüzden bu işin altından kalkacaktır.Bende günümü Jackle geçiriyordum ona Gurch'ı neden öldürmek istediğimi detaylı bir şekilde yetimhane ve tımarhane kısımlarını biraz keserek anlatmıştım.Oda beni sakesini içerek dinlemişti.Zaten bir süre sonra ikimizde içki sayesinde sızmıştık.Ben arada uyanıp pencereden dışarıyı izlesemde yarı uyanık yarı uyur bir vaziyete olduğum için pek o anları hatırlamıyordum.Ben tam kıvamnda sıcaklıktaki yatağımda yatarken Jack adaya geldiğimizi bağırarak söylemişti.Bende hemen gözlüğümü takıp bavulumu aldıktan sonra Jack'in peşinden kamaradan çıkacaktım.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Gözlüğünü takıp bavulunu almandan sonra Jack'in peşinden gidiyor ve güverteye çıkıyorsun. Bir süre gözlerinle Akane'yi aramanın ardından Akane ve Perttu'yu, geminin iniş noktasında görüyorsun. Perttu gemiden inmekte olan yolculara aynı resmi gösterip resimdeki kişiyi görüp görmediğini soruyor. Akane ise ayakta uyukluyor. Onların yanına gittiğinizde Jack kahkaha atarak Akane'ye eğitiminin nasıl geçtiğini soruyor. Akane ise bu soruyu, oldukça üzgün bir suratla cevaplıyor: ''En azından hayattayız, bu da bir şey be abi.'' Ardından seni gören Akane, acı bir şekilde gülümsüyor ve kısık bir ses tonuyla: ''Gözlüklü abi-san, günaydın. İyi uyumuşa benziyorsun. Bense bütün gece acıdan uyuyamadım.'' diyor. Bu sırada insanlara soru sormayı bırakan Perttu da yanınıza geliyor. Ardından da güverteden iniyor ve Hermes adasına ayak basıyorsunuz.
Adaya ayak bastığınızda gördüğünüz ilk şey sağınızdaki insan topluluğu oluyor. Bazı insanların elinde mikrafon, bazı insanların elinde ise kamera görüyorsun. Yaklaşık 10-15 kişi olan bu topluluk, oldukça yüksek bir ses tonu ile konuşuyor. Derken topluluğun arasından mor bir eldiven giymiş bir el yukarı doğru kalkıyor. Ardından da oldukça hoş, ılımlı bir ses duyuyorsun. ''Abi, buradayım. Seni karşılamaya gelmiştim; fakat kameralara yakalandım.''
Bu sesi duymanın ardından topluluktaki tüm insanlar dönüp size bakıyor ve üzerinize doğru gelmeye başlıyor. Akane üzerine doğru gelen mikrafon ve kameraları görünce arkana saklanıyor. Perttu ise elindeki resmi kameralardan birinin önüne tutuyor. Jack ise kameramanlardan birini boğazından tutup yukarı kaldırıyor ve: ''Dinleyin göt herifler. Eğer biri kız kardeşimi rahatsız ederse onun beyninin suyunu akıtır ve o suyu kaynatıp çorba yaparım. Ardından da o çorbayı önce onun cesedinin üzerine dökerim.Sonra da o cesede işerim. En sonunda da çorba kaşığını cesedin götüne sokup cesedi ateşe veririm.Asabımı bozmayın ulan benim!'' Jack bunları söyledikten sonra yukarı kaldırdığı adamı diğer insanların üzerine doğru hızlıca fırlatıyor. Jack'in bu hamlesi sonucunda yanınıza gelen bütün insanlar yere yığılıyor.
Jack insanların yere yığılmasından sonra kardeşinin yanına gidip ona sarılıyor. Jack'in cüssesinden dolayı ilk baştan Julia'nın yüzünü göremiyorsun. Görebildiğin tek şey uzun sarı saçlar, büyük mor bir çiçek ve mor bir eldiven oluyor. Jack ve Julia kısa bir süre birbirlerine sarılmış bir şekilde kalıyorlar. Bu sırada aralarında ufak bir diyalog yaşanıyor:
''Abi, yine abarttın.''
''Abartırım.O şerefsizler sana bir an bile rahat vermiyor. Zaten neden bu işle uğraşıyorsun ki?''
''İşimden memnunum. Sen korsan avcısı olurken sorun yok; fakat ben manken olunca mı sorun oluyor?''
''İyi,iyi. Peki. 22. Yaş günün kutlu olsun kardeşim. ''
''Teşekkür ederim. Bana hediye olarak ne aldın bakalım?''
''Ahahaha! Kendimi getirdim daha ne istiyorsun? Ahaha! Bu arada partide üç misafirimiz olacak. Birini önceden de tanıyorsun.''
''Tanıyor muyum? Kimmiş?''
Julia bunları söyledikten sonra abisinin kollarından ayrılıyor ve yanınıza doğru geliyor. Yanına geldiği sırada kendisini net bir şekilde görüyorsun.
Adaya ayak bastığınızda gördüğünüz ilk şey sağınızdaki insan topluluğu oluyor. Bazı insanların elinde mikrafon, bazı insanların elinde ise kamera görüyorsun. Yaklaşık 10-15 kişi olan bu topluluk, oldukça yüksek bir ses tonu ile konuşuyor. Derken topluluğun arasından mor bir eldiven giymiş bir el yukarı doğru kalkıyor. Ardından da oldukça hoş, ılımlı bir ses duyuyorsun. ''Abi, buradayım. Seni karşılamaya gelmiştim; fakat kameralara yakalandım.''
Bu sesi duymanın ardından topluluktaki tüm insanlar dönüp size bakıyor ve üzerinize doğru gelmeye başlıyor. Akane üzerine doğru gelen mikrafon ve kameraları görünce arkana saklanıyor. Perttu ise elindeki resmi kameralardan birinin önüne tutuyor. Jack ise kameramanlardan birini boğazından tutup yukarı kaldırıyor ve: ''Dinleyin göt herifler. Eğer biri kız kardeşimi rahatsız ederse onun beyninin suyunu akıtır ve o suyu kaynatıp çorba yaparım. Ardından da o çorbayı önce onun cesedinin üzerine dökerim.Sonra da o cesede işerim. En sonunda da çorba kaşığını cesedin götüne sokup cesedi ateşe veririm.Asabımı bozmayın ulan benim!'' Jack bunları söyledikten sonra yukarı kaldırdığı adamı diğer insanların üzerine doğru hızlıca fırlatıyor. Jack'in bu hamlesi sonucunda yanınıza gelen bütün insanlar yere yığılıyor.
Jack insanların yere yığılmasından sonra kardeşinin yanına gidip ona sarılıyor. Jack'in cüssesinden dolayı ilk baştan Julia'nın yüzünü göremiyorsun. Görebildiğin tek şey uzun sarı saçlar, büyük mor bir çiçek ve mor bir eldiven oluyor. Jack ve Julia kısa bir süre birbirlerine sarılmış bir şekilde kalıyorlar. Bu sırada aralarında ufak bir diyalog yaşanıyor:
''Abi, yine abarttın.''
''Abartırım.O şerefsizler sana bir an bile rahat vermiyor. Zaten neden bu işle uğraşıyorsun ki?''
''İşimden memnunum. Sen korsan avcısı olurken sorun yok; fakat ben manken olunca mı sorun oluyor?''
''İyi,iyi. Peki. 22. Yaş günün kutlu olsun kardeşim. ''
''Teşekkür ederim. Bana hediye olarak ne aldın bakalım?''
''Ahahaha! Kendimi getirdim daha ne istiyorsun? Ahaha! Bu arada partide üç misafirimiz olacak. Birini önceden de tanıyorsun.''
''Tanıyor muyum? Kimmiş?''
Julia bunları söyledikten sonra abisinin kollarından ayrılıyor ve yanınıza doğru geliyor. Yanına geldiği sırada kendisini net bir şekilde görüyorsun.
- JULİA JAİLBRACK <3 <3 <3 <3 <3 :
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Bavulumu alıp gözlüğümü taktıktan sonra Jack'in peşine güverteye çıkmıştım.İki gündür merak ettiğim Akane ve Perttu araken onları geminin iniş noktasında görmüştüm.Perttu gemiden inmekte olan yolculara fotoğrafdaki kızı gösterip onu görüp görmediklerini soruyordu.Takıntılı herif.Akane ise dün nasıl zorlandıysa ayakta uyuyordu tabii ki Akane'ye bunu yapmaktan zevk duymuyordum ama şimdi biraz acı çekmesi gelecekteki ölümünü erteleyebilirdi.İkisinin yanına gitiğimizde Jack bir kahkaha atıp Akane'ye eğitiminin nasıl geçtiğini sormuştu Akane ise üzgün bir şekilde en azından hayata olduğunu söylemişti.Ardından beni gören Akane acı bir şekilde gülümsedikten sonra...Hadi ama yapma bunu senin için istiyorum.Benim iyi uyumuşa benzediğimi onunsa bütün gece acıdan uyuyamadığını söylemişti.Ardından insanlara soru sormayı bırakan Perttu'da yanımıza gelmişti ve Hermes adasına ayak basmıştık.
Adaya ayak bastığımda ilk gördüğüm şey sağımızdaki insan topluluydu bazılarının elinde kamera bazılarının elinde ise mikrofon vardı.10-15 kişilik bu topluluk oldukça yüksek bir ses tonuyla konuşuyorlardı.Ben toluluğun ne için toplandığını düşünürken topluluğun içinde mor bir eldiven yukarı doğru kalkmış ve Jack'e burada olduğunu onu karşılamak için geldiğini ama kameralara yakalndığını söylüyordu.Ses o kadar güzeldiki az kalsın kendimden geçicektim.Ben kendime geldiğimde Jack'e abi diyen kişinin Julia olduğu aklıma gelmişti.Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde atıyordu.
Sesin duyulmasının ardından bu yabani gazeteci topluluğu bize doğru dönüp üstümüze doğru koşmaya başlamıştı.Akane ise üzerimize doğru gelen gazeteci ordusundan korkmuş olucak ki arkama saklanmıştı.Bizim bay takıntı ise kameralardan birine doğru fotoğrafı doğrultuyordu.Jack ise kameramanlardan birini boğazından yaklayıp havaya kaldırmış adamları gayet ikna edici bir şekilde tehdit ediyordu ben zaten yarısından sonra adamların neresini neresine soktuğunu karıştırmıştım.Jack tehdidini bitirdikten sonra tutuğu kameramanı diğerlerinin üzerine fırlatıp hepsini darma duman etmişti.
Jack kameramanı fırlatıktan sonra Julia'nın yanına gidip ona sarılmıştı.Jack'in koca vücudundan dolayı Julia'yı hala tam göremiyordum.Görebildiğim tek şey uzun muhteşem sarı saçların üzerinde mor bir çiçek ve mor bir eldivendi bunlar bile beni bayıltmaya yetmişti arkaya doğru biraz sendelesemde arkamda Akane'nin olduğunu fark edip kendimi toparlamıştım.Jack ve Julia birbirlerine sarılmış vaziyeteyken aralarında konuşuyorlardı.Julia muhteşem sesiyle abisine abartığını söylüyordu.Jack ise abartması gerektiğini neden manken olmaya merak saldığını soruyordu.Julia ise muhteşem zekasıyla onun korsan avcısı olmasında sorun olmadığını kendisinin manken olmasında sorun olduğu hakkında cevap vermişti.Jack bu cevabın üzerine Julia'nın 22. Yaş gününü kutlamıştı.22 yaşında tam benlik.Julia hediye olarak ne aldığını sormuştu.Jack'de kendini getirdiğini ayrıca üç misafirimiz olduğunu birini önceden tanıdığını söylemişti.Julia'da şaşırmış bir vaziyete kim olduğunu sormuştu.Julia cümlesini bitirdikten sonra yanımıza doğru gelmişti.Yanıma gelirken onu net bir şekilde görmüştüm.Göz yaşlarımı tutar bir halde selamlaşıp doğum gününü kutlayacaktım.Ayrıca resimdekidende güzel .
Adaya ayak bastığımda ilk gördüğüm şey sağımızdaki insan topluluydu bazılarının elinde kamera bazılarının elinde ise mikrofon vardı.10-15 kişilik bu topluluk oldukça yüksek bir ses tonuyla konuşuyorlardı.Ben toluluğun ne için toplandığını düşünürken topluluğun içinde mor bir eldiven yukarı doğru kalkmış ve Jack'e burada olduğunu onu karşılamak için geldiğini ama kameralara yakalndığını söylüyordu.Ses o kadar güzeldiki az kalsın kendimden geçicektim.Ben kendime geldiğimde Jack'e abi diyen kişinin Julia olduğu aklıma gelmişti.Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde atıyordu.
Sesin duyulmasının ardından bu yabani gazeteci topluluğu bize doğru dönüp üstümüze doğru koşmaya başlamıştı.Akane ise üzerimize doğru gelen gazeteci ordusundan korkmuş olucak ki arkama saklanmıştı.Bizim bay takıntı ise kameralardan birine doğru fotoğrafı doğrultuyordu.Jack ise kameramanlardan birini boğazından yaklayıp havaya kaldırmış adamları gayet ikna edici bir şekilde tehdit ediyordu ben zaten yarısından sonra adamların neresini neresine soktuğunu karıştırmıştım.Jack tehdidini bitirdikten sonra tutuğu kameramanı diğerlerinin üzerine fırlatıp hepsini darma duman etmişti.
Jack kameramanı fırlatıktan sonra Julia'nın yanına gidip ona sarılmıştı.Jack'in koca vücudundan dolayı Julia'yı hala tam göremiyordum.Görebildiğim tek şey uzun muhteşem sarı saçların üzerinde mor bir çiçek ve mor bir eldivendi bunlar bile beni bayıltmaya yetmişti arkaya doğru biraz sendelesemde arkamda Akane'nin olduğunu fark edip kendimi toparlamıştım.Jack ve Julia birbirlerine sarılmış vaziyeteyken aralarında konuşuyorlardı.Julia muhteşem sesiyle abisine abartığını söylüyordu.Jack ise abartması gerektiğini neden manken olmaya merak saldığını soruyordu.Julia ise muhteşem zekasıyla onun korsan avcısı olmasında sorun olmadığını kendisinin manken olmasında sorun olduğu hakkında cevap vermişti.Jack bu cevabın üzerine Julia'nın 22. Yaş gününü kutlamıştı.22 yaşında tam benlik.Julia hediye olarak ne aldığını sormuştu.Jack'de kendini getirdiğini ayrıca üç misafirimiz olduğunu birini önceden tanıdığını söylemişti.Julia'da şaşırmış bir vaziyete kim olduğunu sormuştu.Julia cümlesini bitirdikten sonra yanımıza doğru gelmişti.Yanıma gelirken onu net bir şekilde görmüştüm.Göz yaşlarımı tutar bir halde selamlaşıp doğum gününü kutlayacaktım.Ayrıca resimdekidende güzel .
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
Geri: Hermes[Vince Grey]
Julia yanınıza vardığında, kız henüz ağzını açmadan ona selam veriyor ve doğum gününü kutluyorsun. Bunun üzerine Julia'nın mavi gözleri bir anlığına parlıyor. Ardından da hafifçe gülümseyen Julia,iki eliyle pembe eteğinin uçlarından tutuyor ve hafifçe eğiliyor. Eğildiği sırada da doğum gününü kutladığın için sana teşekkür ediyor.
Senin ardından Akane'nin karşısına geçen Julia, sol eli ile Akane'nin kafasını okşuyor ve kadınsı sesi ile Akane'ye yolculuğunun nasıl geçtiğini soruyor. Akane ise gemidekine benzer bir cevap veriyor: ''En azından hayattayız be abla. Bu da bir şey.''
Akane'nin bu cevabı üzerine, Julia eli ile ağzını kapatarak bir kahkaha atıyor. Ardından da bir daha Akane'nin kafasını okşuyor ve: ''Pek mutlu değilsin anlaşılan.Olsun yukarıda neşeni yerine getiririz.'' diyor. Bunun üzerine Akane'nin moralinin biraz olsun yerine geldiğini görüyorsun.
Julia, Akane'nin ardından Perttu'nun yanına gidiyor. Perttu, tıpkı Akane ile ilk karşılaşmasında olduğu gibi Julia'nın dibine kadar sokuluyor ve boş gözlerle Julia'yı incelemeye başlıyor; fakat Julia, Akane gibi paniğe kapılıp geri çekilmeye çalışmıyor. Aksine Julia da Perttu'nun üzerine doğru birkaç adım atıyor ve masmavi gözlerini Perttu'nun gözlerine sabitliyor. Bunun ardından Perttu elindeki fotoğrafı Julia'nın yüzüne doğru tutuyor ve Julia'ya fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğini soruyor.
Perttu'nun elinden fotoğrafı kapan Julia, bir süre fotoğrafı inceliyor. Ardından da: Uzun kızıl saçlar, masmavi gözler ve masum bir gülümseme... beyefendi, bu işlerden anlayan biri olarak söyleyebilirim ki sevgiliniz çok güzelmiş. diyor.
Julia'nın bu sözleri üzerine Perttu birkaç adım geri atıyor ve soğuk ses tonuyla: ''Kendisi bir sevgiliden ziyade çok değer verdiğim bir arkadaşım olur. Kendisini aramak için denize açıldım. Bu yüzden boş lafları bırakıp soruma cevap verebilirseniz sevinirim. Acaba kendisini daha önce gördünüz mü?'' diyor. Julia bu soruya cevap vermeden önce Perttu'nun üzerine doğru birkaç adım atıp tekrardan gözlerini Perttu'nun gözlerine sabitliyor. Ardından da: Hadi ama, sevmesen denize açılmazsın işte. Bak ne diyeceğim. Sen bu kızdan hoşlandığını kabul et. Ben de adadaki nüfuzumuzu kullanarak sevgilini tüm adada aratayım ne dersin? diyor. Julia'nın bu ısrarcı tavrı üzerine sakinliğini ve soğuk tavırlarını korumayı başaramayan Perttu'nun yüzü kızarıyor. Bir anlığına ne diyeceğini bilemeyen Perttu, panik yapıp yanınızdan ayrılıyor ve yavaşça başka bir yöne doğru yürümeye başlıyor.
Perttu'nun bu hareketi üzerine eli ile ağzını kapatıp bir kez daha kahkaha atan Julia, Akane'ye dönüyor ve: Akane-chan, bu gözlük takan yakışıklı adamı ve elinde resimle dolaşan umutsuz aşığı nereden buldun böyle? İkisi de senin gibi oldukça eğlenceli tipler. diyor.
Ardından da sana ve Jack'e dönüp gülümseyerek: ''İsterseniz artık evimize doğru gidelim.'' diyor. Bu öneriyi dinleyip Perttu'nun gittiği yoldan gidiyor ve ona yetişiyorsunuz. Ardından da Hermes sokaklarının içine doğru yürümeye başlıyorsunuz. Bu sırada Julia bir anda yürümeyi kesiyor ve Jack'e doğru dönüp: '' Abi, söylemeyi unuttum; fakat o da bugün orada olacak. Senin için sorun olmasın? '' diyor.
Senin ardından Akane'nin karşısına geçen Julia, sol eli ile Akane'nin kafasını okşuyor ve kadınsı sesi ile Akane'ye yolculuğunun nasıl geçtiğini soruyor. Akane ise gemidekine benzer bir cevap veriyor: ''En azından hayattayız be abla. Bu da bir şey.''
Akane'nin bu cevabı üzerine, Julia eli ile ağzını kapatarak bir kahkaha atıyor. Ardından da bir daha Akane'nin kafasını okşuyor ve: ''Pek mutlu değilsin anlaşılan.Olsun yukarıda neşeni yerine getiririz.'' diyor. Bunun üzerine Akane'nin moralinin biraz olsun yerine geldiğini görüyorsun.
Julia, Akane'nin ardından Perttu'nun yanına gidiyor. Perttu, tıpkı Akane ile ilk karşılaşmasında olduğu gibi Julia'nın dibine kadar sokuluyor ve boş gözlerle Julia'yı incelemeye başlıyor; fakat Julia, Akane gibi paniğe kapılıp geri çekilmeye çalışmıyor. Aksine Julia da Perttu'nun üzerine doğru birkaç adım atıyor ve masmavi gözlerini Perttu'nun gözlerine sabitliyor. Bunun ardından Perttu elindeki fotoğrafı Julia'nın yüzüne doğru tutuyor ve Julia'ya fotoğraftaki kişiyi görüp görmediğini soruyor.
Perttu'nun elinden fotoğrafı kapan Julia, bir süre fotoğrafı inceliyor. Ardından da: Uzun kızıl saçlar, masmavi gözler ve masum bir gülümseme... beyefendi, bu işlerden anlayan biri olarak söyleyebilirim ki sevgiliniz çok güzelmiş. diyor.
Julia'nın bu sözleri üzerine Perttu birkaç adım geri atıyor ve soğuk ses tonuyla: ''Kendisi bir sevgiliden ziyade çok değer verdiğim bir arkadaşım olur. Kendisini aramak için denize açıldım. Bu yüzden boş lafları bırakıp soruma cevap verebilirseniz sevinirim. Acaba kendisini daha önce gördünüz mü?'' diyor. Julia bu soruya cevap vermeden önce Perttu'nun üzerine doğru birkaç adım atıp tekrardan gözlerini Perttu'nun gözlerine sabitliyor. Ardından da: Hadi ama, sevmesen denize açılmazsın işte. Bak ne diyeceğim. Sen bu kızdan hoşlandığını kabul et. Ben de adadaki nüfuzumuzu kullanarak sevgilini tüm adada aratayım ne dersin? diyor. Julia'nın bu ısrarcı tavrı üzerine sakinliğini ve soğuk tavırlarını korumayı başaramayan Perttu'nun yüzü kızarıyor. Bir anlığına ne diyeceğini bilemeyen Perttu, panik yapıp yanınızdan ayrılıyor ve yavaşça başka bir yöne doğru yürümeye başlıyor.
Perttu'nun bu hareketi üzerine eli ile ağzını kapatıp bir kez daha kahkaha atan Julia, Akane'ye dönüyor ve: Akane-chan, bu gözlük takan yakışıklı adamı ve elinde resimle dolaşan umutsuz aşığı nereden buldun böyle? İkisi de senin gibi oldukça eğlenceli tipler. diyor.
Ardından da sana ve Jack'e dönüp gülümseyerek: ''İsterseniz artık evimize doğru gidelim.'' diyor. Bu öneriyi dinleyip Perttu'nun gittiği yoldan gidiyor ve ona yetişiyorsunuz. Ardından da Hermes sokaklarının içine doğru yürümeye başlıyorsunuz. Bu sırada Julia bir anda yürümeyi kesiyor ve Jack'e doğru dönüp: '' Abi, söylemeyi unuttum; fakat o da bugün orada olacak. Senin için sorun olmasın? '' diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Hermes[Vince Grey]
Julia'ya selam verip doğum gününü kutlamıştım muhteşem gözleri bir anlığına parlamıştı.Ardından eteğinin iki ucundanda tutup eğilmişti ve doğum gününü kutladığım için teşekkür etmişti.Ardından Julia Akane'nin karşısına geçmişti.Akane'nin kafasını okşayıp muhteşem sesiyle yolculuğun nasıl geçtiğini sormuştu.Akane ise en azından yaşadığını söylemişti yine.Hayır hala içimde azcık bir acıma duygusu yok.
Akane'nin cevabı üzerine Julia ağzını kapatarak şirin bir kahkaha atmıştı ardından Akane'nin kafasını okşamaya devam ederek neşesini doğum günü partisinde yerine getireceğni söylemişti.Bu sözün üzerine Akane biraz kendine gelmişti.
Julia Akane'nin ardından bu kes Perttu'nun yanına gelmişti.Perttu Akane'ye yaptığı gibi Julia'yada boş gözlerle inceliyordu ama Julia Akane gibi geri çekilmek yerine üzerine gidiyordu.Muhteşem gözlerini Perttu'nun gözlerine sabitlemişti.Ardından bay takıntı fotoğrafı Julia'nın yüzüne tutup kızı görüp görmediğini sormuştu.Julia fotoğrafı Perttu'nun elinden alıp biraz incelemişti.Ardından Perttu'ya fotoğrafdaki sevgilisinin çok güzel biri olduğunu söylemişti.
Perttu şaşırmış olucak ki birkaç adım geriye gidip kızın sevgilisi olmadığını yakın bir arkadaşı olduğunu ve boş lafları bırakıp sorusuna cevap vermesini söylemişti.Ulan Akane'yi eğitmeseydin Julia'ya bu tavrından kafana kurşunu yemiştin ama neyse.Julia soruya cevap vermeden önce Perttu'ya doğru bir kaç adım atıp gözlerini gözlerine sabitleyip sevmese denizlere aramak için çıkmayacağını ve kızı sevdiğini kabul ederse adadaki gücünü kullanarak herkese kızı aratmasını söyleyeceğini söylemişti.Böylece köşeye sıkıştırmıştı Perttu'yu akılı şey.Perttu bu akılıca cevaptan sonra afalayıp utanmıştı ve kızarıp aramızdan ayrılıp yavaşça yürümeye başlamıştı.
Perttu'nun hareketi üzerine Julia elini ağzına kapatıp güldükten sonra Akneye dönüp.Bizi nereden bulduğunu onun kadar eğlenceli olduğumuz söylemişti.Ve bana YAKIŞIKLI demişti.
Ardından bana ve Jack'e dönüp artık eve doğru gitmenin vaktinin geldiğini söylemişti.Ardından bizde Perttu'nun gittiği yoldan gidip ona yetişmiştik ve Hermes sokaklarında yürümeye başlamıştık.Benim Perttu'ya bir kaç sorum olduğundan Akane'yle alakalı onları sorup sonra Julia-senpai'nin yanına gidicektim.Ben tam Perttu'ya soru soracakken Julia duraksayıp Jack'e döndükten sonra o diye bahsettiği birinin burada olduğunu söylemişti.Şu "o" 'yu merak etsemde partide ne olduğu anlaşılırdı.
Akane'nin cevabı üzerine Julia ağzını kapatarak şirin bir kahkaha atmıştı ardından Akane'nin kafasını okşamaya devam ederek neşesini doğum günü partisinde yerine getireceğni söylemişti.Bu sözün üzerine Akane biraz kendine gelmişti.
Julia Akane'nin ardından bu kes Perttu'nun yanına gelmişti.Perttu Akane'ye yaptığı gibi Julia'yada boş gözlerle inceliyordu ama Julia Akane gibi geri çekilmek yerine üzerine gidiyordu.Muhteşem gözlerini Perttu'nun gözlerine sabitlemişti.Ardından bay takıntı fotoğrafı Julia'nın yüzüne tutup kızı görüp görmediğini sormuştu.Julia fotoğrafı Perttu'nun elinden alıp biraz incelemişti.Ardından Perttu'ya fotoğrafdaki sevgilisinin çok güzel biri olduğunu söylemişti.
Perttu şaşırmış olucak ki birkaç adım geriye gidip kızın sevgilisi olmadığını yakın bir arkadaşı olduğunu ve boş lafları bırakıp sorusuna cevap vermesini söylemişti.Ulan Akane'yi eğitmeseydin Julia'ya bu tavrından kafana kurşunu yemiştin ama neyse.Julia soruya cevap vermeden önce Perttu'ya doğru bir kaç adım atıp gözlerini gözlerine sabitleyip sevmese denizlere aramak için çıkmayacağını ve kızı sevdiğini kabul ederse adadaki gücünü kullanarak herkese kızı aratmasını söyleyeceğini söylemişti.Böylece köşeye sıkıştırmıştı Perttu'yu akılı şey.Perttu bu akılıca cevaptan sonra afalayıp utanmıştı ve kızarıp aramızdan ayrılıp yavaşça yürümeye başlamıştı.
Perttu'nun hareketi üzerine Julia elini ağzına kapatıp güldükten sonra Akneye dönüp.Bizi nereden bulduğunu onun kadar eğlenceli olduğumuz söylemişti.Ve bana YAKIŞIKLI demişti.
Ardından bana ve Jack'e dönüp artık eve doğru gitmenin vaktinin geldiğini söylemişti.Ardından bizde Perttu'nun gittiği yoldan gidip ona yetişmiştik ve Hermes sokaklarında yürümeye başlamıştık.Benim Perttu'ya bir kaç sorum olduğundan Akane'yle alakalı onları sorup sonra Julia-senpai'nin yanına gidicektim.Ben tam Perttu'ya soru soracakken Julia duraksayıp Jack'e döndükten sonra o diye bahsettiği birinin burada olduğunu söylemişti.Şu "o" 'yu merak etsemde partide ne olduğu anlaşılırdı.
Vince Grey- Mesaj Sayısı : 148
Kayıt tarihi : 04/04/16
Nerden : East Blue
2 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Similar topics
» [Karne] Vince Grey
» Vince Grey Saldırıları
» Recurso [Vince Grey]
» SinMar Adası[Vince Grey/Free]
» Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
» Vince Grey Saldırıları
» Recurso [Vince Grey]
» SinMar Adası[Vince Grey/Free]
» Baba Gurch Ve Çocukları [Vince Grey ]
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
2 sayfadaki 7 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz