Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
4 posters
4 sayfadaki 8 sayfası
4 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Rayno sözlerini bitirdikten sonra Clous konuşmaya başladı, hırsız olduklarından ve dedelerinden falan bahsetti. Rayno çok anlamamış olsa da Clous’un onu tayfasına davet ettiği kısmı oldukça hoşuna gitmişti. Son zamanlarda bu ufak kasabada iş ve heyecan yoktu, çok sıkıcı olmaya başlamıştı. Mim şehri de hareketsiz ve heyecansız yaşamıyla zaten onu yıllar önce kendinden koparım bu ufak kasabaya göndermişti. Denize açılıp yine bir şeyler görmenin zararı olmazdı. Hem bu elemanların tarzını da sevmişti, daha ilk andan sıradan tüccarlar olmadığını da anlamıştı onların. Eli başında gülümseyerek tüm bunları düşünürken Shingen konuşmuştu. Abisini doğrulayıp teklifi de yinelemişti. “Haha! Elbette, neden olmasın. Şu kahrolası kasabadan sıkılmıştım artık. Elim çok uzun değildir hırsızlık için, yine de denizde sağlam ilerlememizi sağlarım” Rayno teklifi kabul etmişti heyecanla. Hırsızlıktan bahsedilirken de aklı Mim’deki baloya gidiyordu, o küstah zenginleri soymak çok hoşuna gidebilirdi. Shingen Rayno’dan cevabı aldıktan sonra Tek gözlü doktora döndü, o da teklifi kabul ettiğini belirten şeyler söyledi. Sağlam da doktormuş. Rayno’nun aklına Larme geldi bir anlığına. Bu herifle de Larme ile uğraştığı gibi uğraşabilecek miydi acaba. Sıkıcı adamın teki olmaması için dua etti ve Shingen’i dinlemeye başladı. Tahmin ettiği gibi, Mim’deki balodan bahsediliyordu. Shingen çok akıllıca konuşup elması boş vererek davetlilere ve cüzdanlarına odaklanmaları gerektiğini söylemişti. Rayno atıldı hemen, “Aynı fikirdeyim. O elmasa bulaşmak bile istemeyiz bu halimizle, oldukça sağlam korunacaktır” İllegal yaşamına attığı ilk adımın son adımı olmaması için gayret ediyordu Rayno. Karşısındaki ekibin ne kadar profesyonel olduğunu bilmiyordu, ancak birkaç gündür sözü edilen o elmasın çok profesyonelde korunacağından adı gibi emindi. Herkes elmasa odaklanmışken yankesicilik yapıp kabarık cüzdanları araklamak daha garanti bir yol olacaktı.
O bunları düşünürken Kyrien’den tuhaf sesler gelmeye başlamıştı. Kendi kendine konuşuyor gibiydi. Hem elması hem cüzdanları araklamaktan bahsediyordu. Rayno bıkkınca bir iç çekti, “O elmas çok sıkı korunacak ahbap, belki de yüzlerce adamla. Ona ulaşma imkanımız olsa bile bu kadar adamla ve imkansızlıkla tam bir felakete dönüşür. Elması unutun, ceplere odaklanın. Zorlarsam sanırım ben de bir iki cüzdan araklayabilirim ha. Hahaha!” bir an duraksayıp devam etti, “Eğer Mim’e gideceksek daha üç günümüz var balo için. Zaten bir iki saatlik mesafede, erkenden gidip ön hazırlıkları da yapabiliriz.” Sözlerini bitirdikten sonra tayfaya bakmaya başladı.
O bunları düşünürken Kyrien’den tuhaf sesler gelmeye başlamıştı. Kendi kendine konuşuyor gibiydi. Hem elması hem cüzdanları araklamaktan bahsediyordu. Rayno bıkkınca bir iç çekti, “O elmas çok sıkı korunacak ahbap, belki de yüzlerce adamla. Ona ulaşma imkanımız olsa bile bu kadar adamla ve imkansızlıkla tam bir felakete dönüşür. Elması unutun, ceplere odaklanın. Zorlarsam sanırım ben de bir iki cüzdan araklayabilirim ha. Hahaha!” bir an duraksayıp devam etti, “Eğer Mim’e gideceksek daha üç günümüz var balo için. Zaten bir iki saatlik mesafede, erkenden gidip ön hazırlıkları da yapabiliriz.” Sözlerini bitirdikten sonra tayfaya bakmaya başladı.
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
"Aslında... Elmasın çalınması işimize gelir ha." Herkesi dinledikten sonra bunu söylemişti Clous. Elması çalmayı her ne kadar çok istese ve hatta beyni bunun için ona baskı yapsada o elmasın çalınamıyacağını biliyordu. onun yerine yeni doktorlarının kendi kendi kendine yaptığı istemsiz konuşmayı dinlerken aklına başka bir plan gelmişti.
"Elmasın çalınmasına gerek yok ki. O kadar büyük bir ortamda elmasın çalındığını söylesek bile o kargaşa bize yeter. Elması alsak elbetteki çok süper olur ama o kadar değerli bir şeyin çok sıkı korunuyor olması lazım. Şuan için öyle birşey yapacak durumumuz yok.
Baloya sızma işi ve çıkma işi burda önem kazanıyor. Sızma işine Rayno, senin halletmen gerek sen buralısın yaparsın bir şeyler. çıkma işinide benim aklımda hiç birşey yok şuan fikri yada önerisi olan konuşabilir." Sözlerini tamamlarken sanki ondan birşeyler bekliyormuşçasına kardeşine bakıyordu.
"Elmasın çalınmasına gerek yok ki. O kadar büyük bir ortamda elmasın çalındığını söylesek bile o kargaşa bize yeter. Elması alsak elbetteki çok süper olur ama o kadar değerli bir şeyin çok sıkı korunuyor olması lazım. Şuan için öyle birşey yapacak durumumuz yok.
Baloya sızma işi ve çıkma işi burda önem kazanıyor. Sızma işine Rayno, senin halletmen gerek sen buralısın yaparsın bir şeyler. çıkma işinide benim aklımda hiç birşey yok şuan fikri yada önerisi olan konuşabilir." Sözlerini tamamlarken sanki ondan birşeyler bekliyormuşçasına kardeşine bakıyordu.
- bu saatte anca bu oldu:
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Rayno, gemimizi tamir eden ve abimle ilgilenen kişi artık bizim bir üyemizdi. Buna oldukça sevinmiştim ve bu sevincimi belli etmemiştim. Çünkü ben ağır başlıydım diğer süt kuzusu gibi kendimi belli etmezdim. Aklımdaki planı anlattıktan sonra tayfadaki herkes teker teker konuşmaya başlamıştı. Her üyeyi dikkatlice inliyordu Shingen ve bunları yoğurup en ideal planı bulmaya çalışıyordu.
İlk olarak yeni marangozumuz konuşmuş ve planıma katıldığını belirtmişti. Ardından yeni doktorumuz Jack konuşmuştu. Biraz açgözlü davranıp hem elması hem de balodakileri soymayı düşünmüştü. Aslında buradaki herkes bunu istiyordu ama şu andaki durumumuzla bunu başarma imkanımız yoktu. Diğer bir nokta ise hırsızlığın sessiz sedasız yapılmasıydı o baloda elması bu şekilde çalma şansımız yoktu. Hırsızlığın diğer bir kuralı ise asla açgözlü olmaydı. Çalabildiğin kadarını çal fazlası için oyalanma yoksa yakalanırsın. Jack'e dönüp ''Elmas oldukça riskli, daha yeni birleşmişken sizi tehlikeye atamam. O yüzden şimdilik balodakilerle başlayalım.'' diyecek ve yeni dostumuza fikrimi söyleyecektim.
Rayno ise tekrardan elmasa odaklanmanın kötü bir fikir olduğunu belirtmişti. Yine mantıklı konuşup tam aklımdaki şeyi söylemişti. Balonun yapılacağı binaya girip binayı en ince ayrıntısına kadar incelemek ve bilgi toplamak. Kardeşim içeri sızma işini Rayno'ya vermişti ama çıkış için bir planı olmadığını söylemişti. Olmaması normaldi çünkü soygun mahali hakkında bilgimiz yoktu.
Soygunun ilk aşaması bilgi ve mekan taramasıdır ve şu anda onu yapmalıydık. Tekrardan söz alarak ''Öncelikle balonun yapılacağı binayı en ince ayrıntısına kadar incelemeliyiz. O binaya nasıl girilir, nasıl çıkılır, zayıf noktaları neler, güçlü olduğu yönler neler, olası bir sıkıntıda nerede saklanabiliriz gibi şeyleri soygundan önce halletmeliyiz. Sonrasında balo hakkında iyice bilgi edinmeliyiz. Kaçta başlıyor,kaçta bitiyor, kimler geliyor, elmas nasıl gelecek, kim getirecek, baloda güvenlik nasıl ve kimler tarafından sağlanacak ve elde edebildiğimiz her türlü bilgi bize yardım edecektir.'' Sözlerini söyledikten sonra biraz bekleyecek ve tekrardan konuşacaktı ''Ben ve Rayno balo binası kısmını halledelim. Rayno yerli olduğu için çok dikkat çekmeyiz. Clous ve Jack ise balo hakkında bilgileri toplasın. Böylelikle iyi bir hazırlık yapmış oluruz.'' diyecek ve sözü tekrardan tayfaya bırakacaktım. Bakalım onlar neler düşünüyordu.
İlk olarak yeni marangozumuz konuşmuş ve planıma katıldığını belirtmişti. Ardından yeni doktorumuz Jack konuşmuştu. Biraz açgözlü davranıp hem elması hem de balodakileri soymayı düşünmüştü. Aslında buradaki herkes bunu istiyordu ama şu andaki durumumuzla bunu başarma imkanımız yoktu. Diğer bir nokta ise hırsızlığın sessiz sedasız yapılmasıydı o baloda elması bu şekilde çalma şansımız yoktu. Hırsızlığın diğer bir kuralı ise asla açgözlü olmaydı. Çalabildiğin kadarını çal fazlası için oyalanma yoksa yakalanırsın. Jack'e dönüp ''Elmas oldukça riskli, daha yeni birleşmişken sizi tehlikeye atamam. O yüzden şimdilik balodakilerle başlayalım.'' diyecek ve yeni dostumuza fikrimi söyleyecektim.
Rayno ise tekrardan elmasa odaklanmanın kötü bir fikir olduğunu belirtmişti. Yine mantıklı konuşup tam aklımdaki şeyi söylemişti. Balonun yapılacağı binaya girip binayı en ince ayrıntısına kadar incelemek ve bilgi toplamak. Kardeşim içeri sızma işini Rayno'ya vermişti ama çıkış için bir planı olmadığını söylemişti. Olmaması normaldi çünkü soygun mahali hakkında bilgimiz yoktu.
Soygunun ilk aşaması bilgi ve mekan taramasıdır ve şu anda onu yapmalıydık. Tekrardan söz alarak ''Öncelikle balonun yapılacağı binayı en ince ayrıntısına kadar incelemeliyiz. O binaya nasıl girilir, nasıl çıkılır, zayıf noktaları neler, güçlü olduğu yönler neler, olası bir sıkıntıda nerede saklanabiliriz gibi şeyleri soygundan önce halletmeliyiz. Sonrasında balo hakkında iyice bilgi edinmeliyiz. Kaçta başlıyor,kaçta bitiyor, kimler geliyor, elmas nasıl gelecek, kim getirecek, baloda güvenlik nasıl ve kimler tarafından sağlanacak ve elde edebildiğimiz her türlü bilgi bize yardım edecektir.'' Sözlerini söyledikten sonra biraz bekleyecek ve tekrardan konuşacaktı ''Ben ve Rayno balo binası kısmını halledelim. Rayno yerli olduğu için çok dikkat çekmeyiz. Clous ve Jack ise balo hakkında bilgileri toplasın. Böylelikle iyi bir hazırlık yapmış oluruz.'' diyecek ve sözü tekrardan tayfaya bırakacaktım. Bakalım onlar neler düşünüyordu.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Shingen bizi tehlikeye atamayacağını söylüyordu. Haklı olabilir sanırım. Madem o kadar değerli bir elmas; o zaman korunması da oldukça sağlam olur. Hatta Marine desteği bile gelebilir elması korumak için. Şöyle bir düşündüğümüzde Shingen bir şekilde hepimizi korumaya çalışıyordu. Çok fazla vakit kaybetmeden hemen görev dağılımına geçmiştik. Rayno ile Shingen balo binasını inceleyecekti. Ben ve Clous ise balo hakkında bilgi toplayacaktık.
Akıllıca bir görev dağılımı yapmıştı Shingen. Benim en iyi yaptığım şeylerden birisi bilgi toplamak ve topladığım bilgiyi en ince ayrıntısına kadar analiz etmek. Şimdi iyice gaza gelmiştim işte. “Bilgi toplama konusunda iyiyimdir. O balonun en ince detayını bile kağıda dökebilirim. Siz kendinize dikkat edin yeter. Göreve ne zaman başlıyoruz?”
Clous'un benim yanımda gelecek olması da güzel bir avantaj olurdu. Hastaneden yeni çıkacağı için benim kontrolümde olması gerekiyordu zaten. Aksi bir durumda ilk müdahaleyi yapabilirdim kendisine. Tabii onunda kendine dikkat etmesi gerekiyor bu süre zarfında. “Clous, hastaneden yeni çıkacağın için benim gözlemim altındasın. Kendini çok zorlayacağın bir vakit olursa bana bırak işleri. Sana zaten sağlık konusunda yardımcı olacağım. Her zamankinden 2 kat daha hızlı iyileşeceksin.”
Sözlerimi bitirmemin ardından tayfaya dönecektim. Görev ne zaman başlayacak? Buradan ne zaman çıkacağız? Zira hemen balo hakkında ipuçları toplamak istiyordum. Soygunu dört gözle bekliyorum..
Out: Gecikme için üzgünüm.
Akıllıca bir görev dağılımı yapmıştı Shingen. Benim en iyi yaptığım şeylerden birisi bilgi toplamak ve topladığım bilgiyi en ince ayrıntısına kadar analiz etmek. Şimdi iyice gaza gelmiştim işte. “Bilgi toplama konusunda iyiyimdir. O balonun en ince detayını bile kağıda dökebilirim. Siz kendinize dikkat edin yeter. Göreve ne zaman başlıyoruz?”
Clous'un benim yanımda gelecek olması da güzel bir avantaj olurdu. Hastaneden yeni çıkacağı için benim kontrolümde olması gerekiyordu zaten. Aksi bir durumda ilk müdahaleyi yapabilirdim kendisine. Tabii onunda kendine dikkat etmesi gerekiyor bu süre zarfında. “Clous, hastaneden yeni çıkacağın için benim gözlemim altındasın. Kendini çok zorlayacağın bir vakit olursa bana bırak işleri. Sana zaten sağlık konusunda yardımcı olacağım. Her zamankinden 2 kat daha hızlı iyileşeceksin.”
Sözlerimi bitirmemin ardından tayfaya dönecektim. Görev ne zaman başlayacak? Buradan ne zaman çıkacağız? Zira hemen balo hakkında ipuçları toplamak istiyordum. Soygunu dört gözle bekliyorum..
Out: Gecikme için üzgünüm.
Misafir- Misafir
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Herkes aklındakini söyleyip planlarını yapıştı. Rayno, Shingen’in söylediklerini olumlu buldu ve birlikte çalışmanın daha iyi olacağı konusunda ona katıldığını belirtti. Balo Mim şehrinde olacağından, erkenden gidip bilgi toplamanın daha faydalı olacağını da ekledi. Mim şehrine varınca orada tekrar değerlendirip planlarını devreye koyacaklardı artık. Baloya sızmak için de birkaç fiyakalı elbise ayarlamak gerekliydi, Rayno bunu da Mim’de tanıdığı bir giyim mağazasından halletmeyi düşünüyordu. Fiyatlarda indirim yapabilirdi biraz zorlasa.
Şimdiden bir heyecan sarmıştı Rayno’yu, o zengin piçlerden çalacaklarını düşündükçe keyifleniyordu. Hem biraz parası olsa şöyle güzel bir alem de yapabilirdi.
Şimdi tayfanın ne yapacağını bekliyordu, şehre hemen mi gideceklerdi yoksa biraz daha bekleyecekler miydi…
RP out
Şimdiden bir heyecan sarmıştı Rayno’yu, o zengin piçlerden çalacaklarını düşündükçe keyifleniyordu. Hem biraz parası olsa şöyle güzel bir alem de yapabilirdi.
Şimdi tayfanın ne yapacağını bekliyordu, şehre hemen mi gideceklerdi yoksa biraz daha bekleyecekler miydi…
RP out
- Spoiler:
Turları daha geniş yazarsanız hikaye daha hızlı ilerler. İki tur oldu kimse şehre gitmekten bahsetmiyor daha. :/
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Konuşulanlar konuşulmuş dinleyeceğini dinlemişti Clous. Ne yapacağını biliyordu. Ama herşeyden önce yataktak ve hastaneden çıkması gerekiyordu. Bunun için de hrkesi odadan gönderip giyinmeliydi. "Tamam, tamam anlaşılmıştır ama önce giyinmem lazım la bi çıkın odadan gemiye felan gidin ne bileyim onbeş dakikaya geliyorum geminin orda buluşalım. Hem Titus u da şehirde arayın artık neredeyse." Onbeş dakika? Giyinmenin o kadar sürmeyeceğini biliyordu Clous ama aklında yapacağı başka birşey vardı.
Herkes çıktıktan sonra yorganı kafasına kadar çekecekti. Ve sonra gözlerini kapatıp Vücudunu sanki uyuyormuşçaına serbest bırakacaktı. O kadını düşünerek rüya görüp ona veda ettikten sonra üstünü giyip çıkacaktı. Tayfasıyla buluşmak için. Ardından onlara şehire beraber Mim şehrine gideceklerini söyleyecekti.
Herkes çıktıktan sonra yorganı kafasına kadar çekecekti. Ve sonra gözlerini kapatıp Vücudunu sanki uyuyormuşçaına serbest bırakacaktı. O kadını düşünerek rüya görüp ona veda ettikten sonra üstünü giyip çıkacaktı. Tayfasıyla buluşmak için. Ardından onlara şehire beraber Mim şehrine gideceklerini söyleyecekti.
out: evde elektrik yok telefonun internetinden girip yazdım.
out2 kadını npc olarak açmayı planladığımdan bu kadar yazdım
ou3: aslında bizimkiler çoktan yazmıştır diye tahmin ettiğimden bu kadar belirsiz ve ortada bir rp oldu.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Planımız neredeyse hazırdı. Şu anda herhangi bir aksilik çıkmaması durumunda ne yapacağımız belliydi. Herhangi bir aksilik çıkacaksa da bunun üstesinden gelebilecek bir tayfa olduğumuzu düşünüyordum. Yani artık soygun aşamasına geçme vakti gelmişti. Clous'u odada bıraktıktan sonra soygunu yapacağımız şehre doğru ilerlemeye başladık tayfa olarak.
Rayno ile iyi bir ikili olacaktık. Benim hırsızlık bilgilerim ve gözlem yeteneklerimle onun adayı iyi bilmesi ve insanları tanıması birleşince güzel bir sinerji oluşturmuştuk. Bundan sonra ikiye ayrılacaktık. Ayrılmadan önce ''Artık ayrılma vakti geldi Clous. Bu arada adaya böyle gitmeyi planlamıyorsun değil mi? Kendini tanınmayacak hale getir. O gemidekiler seni böyle gördü ve seni fark ederlerse bütün planlarımız suya düşebilir.'' diyecek ve kardeşinin bir dikkatsizlik yapmasına daha engel olacaktı. Kafasının iki karış havada olduğunu görüyordum ama niye böyle davrandığını bilmiyordum. İyi Shingen olsa şimdiye herşeyi sorup öğrenmişti ama ben asla merak etmezdim. Sadece soygunu düşünüp kendimi motive ediyordum.
Ben de üzerimdeki pelerini çıkaracaktım. Çünkü denizde saldırıya uğrarken üzerimde pelerin vardı. Onu çıkarıp ben de kardeşim gibi tanınmamayı hedefliyordum. O gemideki piçleri bulup onlara hesap soracak kadar gözümü karartmamıştım. Sadece sabırla bekleyecek ve onların parasını çalınca nasıl davranacaklarını izleyecektim.
Rayno ile diğerlerinden ayrıldıktan sonra ilk iş şu elbise işlerini halletmek olacaktı. ''Rayno, şu elbise işini hallet. 5 tane sipariş ver belki kayıp kuzenimiz de gelebilir. Pazarlık ve diğer işleri de sana bırakıyorum.'' Elbise işini hallettikten sonra balonun yapılacağı opera binasına doğru ilerleyecek ve içeriye göz atacaktık. İçeriye giriş yoksa başka türlü girmeyi deneyecektim. Kapıları açmak ve içeri sızmak en iyi yaptığım işlerdendi. Balo salonunu en ince ayrıntısına kadar inceleyecek ve varsa bir krokisini çalmaya çalışacaktım. Bir kroki bize oldukça yardım edebilirdi.
Rayno ile iyi bir ikili olacaktık. Benim hırsızlık bilgilerim ve gözlem yeteneklerimle onun adayı iyi bilmesi ve insanları tanıması birleşince güzel bir sinerji oluşturmuştuk. Bundan sonra ikiye ayrılacaktık. Ayrılmadan önce ''Artık ayrılma vakti geldi Clous. Bu arada adaya böyle gitmeyi planlamıyorsun değil mi? Kendini tanınmayacak hale getir. O gemidekiler seni böyle gördü ve seni fark ederlerse bütün planlarımız suya düşebilir.'' diyecek ve kardeşinin bir dikkatsizlik yapmasına daha engel olacaktı. Kafasının iki karış havada olduğunu görüyordum ama niye böyle davrandığını bilmiyordum. İyi Shingen olsa şimdiye herşeyi sorup öğrenmişti ama ben asla merak etmezdim. Sadece soygunu düşünüp kendimi motive ediyordum.
Ben de üzerimdeki pelerini çıkaracaktım. Çünkü denizde saldırıya uğrarken üzerimde pelerin vardı. Onu çıkarıp ben de kardeşim gibi tanınmamayı hedefliyordum. O gemideki piçleri bulup onlara hesap soracak kadar gözümü karartmamıştım. Sadece sabırla bekleyecek ve onların parasını çalınca nasıl davranacaklarını izleyecektim.
Rayno ile diğerlerinden ayrıldıktan sonra ilk iş şu elbise işlerini halletmek olacaktı. ''Rayno, şu elbise işini hallet. 5 tane sipariş ver belki kayıp kuzenimiz de gelebilir. Pazarlık ve diğer işleri de sana bırakıyorum.'' Elbise işini hallettikten sonra balonun yapılacağı opera binasına doğru ilerleyecek ve içeriye göz atacaktık. İçeriye giriş yoksa başka türlü girmeyi deneyecektim. Kapıları açmak ve içeri sızmak en iyi yaptığım işlerdendi. Balo salonunu en ince ayrıntısına kadar inceleyecek ve varsa bir krokisini çalmaya çalışacaktım. Bir kroki bize oldukça yardım edebilirdi.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
İçimdeki heyecanı bastırmaya çalıştıkça o kendisini dahada dışarı vuruyordu. Hayatımda ilk kez böyle büyük bir soygun yapacağım. En çokta soygundan sonra o insanların surat ifadelerini görmek istiyorum. İnsanın ameliyatlı yerine bastırdıkça çıkardığı iğrenç acı dolu ses'ten sonra favorim olacak. Söylenenler bittikten sonra görev partnerim ile beraber Mim şehrine gidiyorduk.
Elbette balo biraz fiyakalı olacağı için giyeceğimiz kıyafetlerde aynı şekilde olmalı. İlk önce bir mağazaya gideceğiz. Fakat Rayno'nun tanıdığı birisi varmış. Bize bir kıyak geçebilir belki. Shingen, 5 tane sipariş ettiriyordu Rayno'ya. Kafamda oluşturduğum bir kaç özel plan vardı. Bunlar, aşırı zor durumda kaldığımızda bizi kurtaracak kadar değerli fikirlerdi. Şimdilik kimseye açmıyorum bu düşüncemi açmamalıyım ki grubumuz aşırı rahat davranmasın.
Şu elbise işleri hallolduktan sonra balo binasına doğru yürümeye başlayacaktık. Şöyle bir bakacaktım salona. Acaba dayanıklılığı nedir? Sesler yankı yapıyor mu? Duvarlardan ses geçiyor mu? Bunlar önemli detaylar elbet. Elmasın koyulacağı muhtemel bölgelere bakmaya gidecektim. Tayfa, elmas hakkında ümitsiz olsa da ben o elması alabileceğimizi düşünüyorum.. En ince detayı bile kaçırmamaya çalışacaktım.
Elbette balo biraz fiyakalı olacağı için giyeceğimiz kıyafetlerde aynı şekilde olmalı. İlk önce bir mağazaya gideceğiz. Fakat Rayno'nun tanıdığı birisi varmış. Bize bir kıyak geçebilir belki. Shingen, 5 tane sipariş ettiriyordu Rayno'ya. Kafamda oluşturduğum bir kaç özel plan vardı. Bunlar, aşırı zor durumda kaldığımızda bizi kurtaracak kadar değerli fikirlerdi. Şimdilik kimseye açmıyorum bu düşüncemi açmamalıyım ki grubumuz aşırı rahat davranmasın.
Şu elbise işleri hallolduktan sonra balo binasına doğru yürümeye başlayacaktık. Şöyle bir bakacaktım salona. Acaba dayanıklılığı nedir? Sesler yankı yapıyor mu? Duvarlardan ses geçiyor mu? Bunlar önemli detaylar elbet. Elmasın koyulacağı muhtemel bölgelere bakmaya gidecektim. Tayfa, elmas hakkında ümitsiz olsa da ben o elması alabileceğimizi düşünüyorum.. En ince detayı bile kaçırmamaya çalışacaktım.
Misafir- Misafir
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Öğlenden sonra Mimma kasabasından yola çıkmış, güneş batmadan Mim şehrine varmışlardı.
Koca limandaki onca büyük geminin arasında Kamçı ufacık kalıyordu. Sabırlı Minerva ise şehre geleli neredeyse dört gün geçmiş olmasına rağmen hala limanda demirlemiş halde bekliyordu.
Küçük gemilerini limana bağlayıp daha önce planladıkları gibi takımlara ayrıldılar. Rayno ile Shingen, balo binasına gidecekti, Clous ile Kyrien de balo hakkında bilgi alacaktı.
Mim şehri uzaktan bile bakınca oldukça göz alıcı ve düzenli görünüyordu. Yan yana dizilmiş eski taş binalar, koyu ve açık renklerde ahenkli tonlar oluşturmuş, şehrin üzerine özenle serilmiş işlemeli halılar gibiydiler. Binaların çoğu geniş, dört veya beş katlı, taş süslemelerle örülmüş eski yapılardı. Liman ise özenle inşa edilmiş iskelelerden oluşuyor, gemilerin demirlediği ahşam iskeleler de taş liman merdivenlerine bağlanıyordu. Limanın ardında, şehre doğru küçük bir meydan bırakılmıştı, meydanın sonunda ise binalar arasından şehrin içlerine giren sokak ve caddeler açılıyordu. Bu caddeleri birbirinden ayıran binalar, Mim şehrinin ilk görünen yüzüydü ve her biri özenle inşa edilmişti. Şehrin arkalarına doğru binaların boyu küçülüyor, daha çok ikamet muhitleri o bölgeleri kaplıyordu.
Liman meydanının tam karşısındaki yüksek ve geniş binalardan birinin ödü kalabalık görünüyordu. Büyük, geniş, beyaz bir binaydı bu. Önünde faytonlar duruyor ve insanları indiriyordu, girişlerinde nöbet tutan asker giyimli birkaç adam bekliyordu ve aynı giyinmiş hizmetliler, faytonlarla gelenlere eşlik ediyordu.
Giriş kapısının üstünde büyük harflerle bükülmüş halde “Mim’ma Opera” yazıyordu.
O binanın birkaç blok ötesinde ise üzerinde büyükçe martı boyaması olan deniz dalgalı işlemeleriyle büyük bir marine binası göze çarpıyordu. Bahçesinde marine erleri eğitim görmekteydi o saatlerde.
Güneş henüz batmadığı için şehrin ışıkları yanmamıştı, ancak akşamın hareketliliği şimdiden başlamış gibiydi. Şehrin sokaklarında insanlar koşturuyordu. Envai dükkanların önünde dolaşanlar, şimdiden gürültüsünü dışarı veren neşeli birkaç pub ve tavernada eğlenenler, evlerine girip çıkan insanlar, yük ve insan taşıyan atlı arabaların taş sokaklarda çıkardığı takırtılar kulağa geliyordu. Limanda koşturma sesleri, demir alan gemiler, indirilen ve yüklenen malları taşıyanları gürültüsü, yolcuların uğultusu tüm limanı kaplamıştı. Minerva’da da hareketlilik vardı. Güvertede limana bir rampa indirilmişti ve içeri girip çıkanlar oluyordu.
Tayfa şehri gözlerken Rayno söze girdi “Bugünün de akşamı olduğuna göre büyük sergiye iki gün kaldı demektir. Derhal işe koyulup bilgi toplayalım. Net fikir edindikten sonra kıyafetleri ayarlayabiliriz. Şimdi, konuştuğumuz gibi hepimiz görevlerimizi tamamlayalım.” Biraz durup opera binasına baktıktan sonra bir şey hatırlamışcasına tekrar konuştu, “Bu akşam da bir opera olacak sanırım, bina önündeki hareketliliğe bakılırsa. Mim’in kendini beğenmiş elitleri sık sık opera dinler. Gür sesli bol sanatçısı vardı bu şehrin. Hele bir şişko soprano var ki, bir inlemesiyle tüm şehrin camlarını indirir dersiniz hahaha! Belki de bu akşam o çıkıyordur” Gülerek güverteden direkt iskeleye atladı. Düşüşüyle tahtaların gıcırtısı, limanın gürültüsünü bir anlığına dindirmişti.
Koca limandaki onca büyük geminin arasında Kamçı ufacık kalıyordu. Sabırlı Minerva ise şehre geleli neredeyse dört gün geçmiş olmasına rağmen hala limanda demirlemiş halde bekliyordu.
Küçük gemilerini limana bağlayıp daha önce planladıkları gibi takımlara ayrıldılar. Rayno ile Shingen, balo binasına gidecekti, Clous ile Kyrien de balo hakkında bilgi alacaktı.
Mim şehri uzaktan bile bakınca oldukça göz alıcı ve düzenli görünüyordu. Yan yana dizilmiş eski taş binalar, koyu ve açık renklerde ahenkli tonlar oluşturmuş, şehrin üzerine özenle serilmiş işlemeli halılar gibiydiler. Binaların çoğu geniş, dört veya beş katlı, taş süslemelerle örülmüş eski yapılardı. Liman ise özenle inşa edilmiş iskelelerden oluşuyor, gemilerin demirlediği ahşam iskeleler de taş liman merdivenlerine bağlanıyordu. Limanın ardında, şehre doğru küçük bir meydan bırakılmıştı, meydanın sonunda ise binalar arasından şehrin içlerine giren sokak ve caddeler açılıyordu. Bu caddeleri birbirinden ayıran binalar, Mim şehrinin ilk görünen yüzüydü ve her biri özenle inşa edilmişti. Şehrin arkalarına doğru binaların boyu küçülüyor, daha çok ikamet muhitleri o bölgeleri kaplıyordu.
Liman meydanının tam karşısındaki yüksek ve geniş binalardan birinin ödü kalabalık görünüyordu. Büyük, geniş, beyaz bir binaydı bu. Önünde faytonlar duruyor ve insanları indiriyordu, girişlerinde nöbet tutan asker giyimli birkaç adam bekliyordu ve aynı giyinmiş hizmetliler, faytonlarla gelenlere eşlik ediyordu.
Giriş kapısının üstünde büyük harflerle bükülmüş halde “Mim’ma Opera” yazıyordu.
O binanın birkaç blok ötesinde ise üzerinde büyükçe martı boyaması olan deniz dalgalı işlemeleriyle büyük bir marine binası göze çarpıyordu. Bahçesinde marine erleri eğitim görmekteydi o saatlerde.
Güneş henüz batmadığı için şehrin ışıkları yanmamıştı, ancak akşamın hareketliliği şimdiden başlamış gibiydi. Şehrin sokaklarında insanlar koşturuyordu. Envai dükkanların önünde dolaşanlar, şimdiden gürültüsünü dışarı veren neşeli birkaç pub ve tavernada eğlenenler, evlerine girip çıkan insanlar, yük ve insan taşıyan atlı arabaların taş sokaklarda çıkardığı takırtılar kulağa geliyordu. Limanda koşturma sesleri, demir alan gemiler, indirilen ve yüklenen malları taşıyanları gürültüsü, yolcuların uğultusu tüm limanı kaplamıştı. Minerva’da da hareketlilik vardı. Güvertede limana bir rampa indirilmişti ve içeri girip çıkanlar oluyordu.
Tayfa şehri gözlerken Rayno söze girdi “Bugünün de akşamı olduğuna göre büyük sergiye iki gün kaldı demektir. Derhal işe koyulup bilgi toplayalım. Net fikir edindikten sonra kıyafetleri ayarlayabiliriz. Şimdi, konuştuğumuz gibi hepimiz görevlerimizi tamamlayalım.” Biraz durup opera binasına baktıktan sonra bir şey hatırlamışcasına tekrar konuştu, “Bu akşam da bir opera olacak sanırım, bina önündeki hareketliliğe bakılırsa. Mim’in kendini beğenmiş elitleri sık sık opera dinler. Gür sesli bol sanatçısı vardı bu şehrin. Hele bir şişko soprano var ki, bir inlemesiyle tüm şehrin camlarını indirir dersiniz hahaha! Belki de bu akşam o çıkıyordur” Gülerek güverteden direkt iskeleye atladı. Düşüşüyle tahtaların gıcırtısı, limanın gürültüsünü bir anlığına dindirmişti.
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Rüya kız arkadaşıyla vedalaştıktan sonra üstünü giymiş ve tayfasının yanına gitmişti tüküren adam. Sadece birkaç saat sonra adına Mim denen bu liman şehrine. Geldikleri yerden farklı olarak limanda çok büyük gemiler vardı. Ve hatta tanıdık bir gemi bile vardı burda. Onlara merhamet eden gemi. Kamçı'yı onlardan gizlemek gerekiyordu ki devasa geminin arasında bunu yapmak çok da zor olmasa gerekti. Görünüşe bakılırsa o geminin içinde hala bir hareketlilik vardı. Zaten limanda genel olarak bir hareketlilik ve gürültü vardı. Tabi gürültünün en temel nedeni İçinde bulundukları saat dilimiydi. Tam olarak akşam denemesede akşamın yaklaştığı saatlerdi. Akşam telaşı hafiften başlamaya başlamıştı.
Bir hırsız için en güzel zamanlardı bu zamanlar. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği zamanlar. Birilerinden birşeyler çalınsa dahi kimse fark etmiyordu. Fark ettiğinde ise geç oluyordu. Off be. Canı çok çekmişti. Şurdan iki cüzdan çalsa birde şu Rayno'nun anlattığı opera binasına dalsa tamam işte. Yolunu bulurdu. Bu arada ayrılmadan hemen önce aklına başka birşey gelmişti. Aslında balo yerine şu operayı da soyabilirlerdi. gayet elit bir yer gibi görünüyordu ora da. Hem akılları çelen dev bir elmas ve onu korumakla görevli bir ordu da yotu. Gayet temiz iş.
Fakat bu düşüncesini söyliyemeden ayrılmışlardı. Şehri araştırmak üzere henüz yeni tanıdığı doktorla birlikte kalmıştı. Plan gayet açıktı Sokaktan geçen rastgele adamlar yerine işçilerle muhabbete girip laf arasında balo ile ilgili planlar alacaktı. Doktora da aynısını yapmasını ve tam bir saat sonra geminin önünde buluşmasını söyleyecekti. "Selam burda geçici bir iş arıyorum da nereye gidebilirim?" diye açacaktı muhabbeti.
Bir hırsız için en güzel zamanlardı bu zamanlar. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği zamanlar. Birilerinden birşeyler çalınsa dahi kimse fark etmiyordu. Fark ettiğinde ise geç oluyordu. Off be. Canı çok çekmişti. Şurdan iki cüzdan çalsa birde şu Rayno'nun anlattığı opera binasına dalsa tamam işte. Yolunu bulurdu. Bu arada ayrılmadan hemen önce aklına başka birşey gelmişti. Aslında balo yerine şu operayı da soyabilirlerdi. gayet elit bir yer gibi görünüyordu ora da. Hem akılları çelen dev bir elmas ve onu korumakla görevli bir ordu da yotu. Gayet temiz iş.
Fakat bu düşüncesini söyliyemeden ayrılmışlardı. Şehri araştırmak üzere henüz yeni tanıdığı doktorla birlikte kalmıştı. Plan gayet açıktı Sokaktan geçen rastgele adamlar yerine işçilerle muhabbete girip laf arasında balo ile ilgili planlar alacaktı. Doktora da aynısını yapmasını ve tam bir saat sonra geminin önünde buluşmasını söyleyecekti. "Selam burda geçici bir iş arıyorum da nereye gidebilirim?" diye açacaktı muhabbeti.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
4 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Similar topics
» Hırsızlığın Amacı [Clous-Shingen ]
» Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
» Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
» Kyrien Jack | Saldırılar
» [Karne] Kyrien Jack
» Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
» Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
» Kyrien Jack | Saldırılar
» [Karne] Kyrien Jack
4 sayfadaki 8 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz