Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
4 posters
6 sayfadaki 8 sayfası
6 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Clous
Bara girer girmez boşluğa konuştuğunu fark ettiğinde artık iş işten geçmişti, barmenden yediği azar bir yana, sakin mekandaki herkes de ona bakıyordu endişeyle. Clous bir an ne yapacağını bilemeyip etrafına bakındı merakla. Bir an sonra aklına güzel bir fikir gelmişti. Düştüğü durumdan faydalanacaktı. Böylece deli taklidine devam etti, insanlara tuhaf tuhaf baktı ve her birine yanaştı, kimini öpmeye çalıştı. Hepsine de deminki gibi tuhaf cümleler kuruyordu. Bardakiler eğleniyordu onunla artık, bu sakin akşamlarına bir hareket gelmişti en azından. Ancak Clous, yaklaştığı herkesin cüzdanını kontrol etmeye çalışıyordu, çoğunda beceremese de ona katıla katıla gülen iri adamın tekinin ceketinden cüzdan benzeri bir şey aşırmayı başarmıştı. Bu şekilde birkaç dakika deli rolüne devam ettikten sonra aniden bardan çıktı ve limana yollandı. Yolda cüzdanı kontrol ettiğinde, içindeki 106 bin beliyi görecekti.
Limana vardığında, akşam ışıklarıyla donanmış rıhtımda demirlemiş sakince sallanan gemileri Kamçı’yı görecekti. Taş iskelede bir tenekeye ateş yakmış adamlar sohbet ediyor olacaktı ve gemi etrafından kendi grubundan kimseyi göremeyecekti.
Shingen – Rayno
Shingen üst katlardaki araştırmasını tamamlamış ve yine alt salona inerek Rayno’yu iki kadınla sohbet ederken bulmuştu. O da derhal fırsattan istifade edip sohbete katılmıştı. Rayno Shingen’i kadınlar tanıttıktan sonra sohbetlerine devam ettiler. Havadan sudan bir sohbetti, ancak kadınlar Rayno’nun her söylediğine gülüyor gibiydi. Aralarından kızıl tuvalet giymiş sarışın olanı durmadan Shingen’i süzüyordu. On dakika kadar sohbet ettikten sonra Shingen bir soru sordu kadınlara, '”Bayanlar, 2 gün sonraki sergi hakkında ne biliyorsunuz? Ben de sergiye katılıp o güzel elması görmek ve bağış yapmak istiyorum. Acaba sergi güvenliği nasıl sağlanıyor ve toplanan bağışlar ne yapılıyor? Sonuçta burada çok para dönecek ve güvenliğimiz tehlikede olacak. Sizin daha önce bu elmas sergisiyle ilgili tecrübeniz var mıydı?” Sarışın gülerek içkisini masaya koydu, “Ahh muhteşem olacak! Kral hazretleri bizzat katılacak sergiye ve açılışı da o yapacak. Kızıl Elması çok duydum, ama ilk kez göreceğim, gerçekten çok heyecanlıyım. Buralarda yeni olduğunuz için endişelenmeniz normal, ama Polis şefi Bay Norve Raldo çok yeteneklidir ve hiçbir sorun çıkmasına izin vermeyecektir. Bağışları da elması da iyi koruyacaktır, korkmayın. Bağışlar Numia’nın kimsesiz çocukları için toplanacak. Zavallı çocuklar için yeni bir yuva inşa edilecek.” Konuşurken ara veriyor ve sık sık gülümsüyordu kadın, “Ve şu yakışıklı ödül avcısı, ahh saçlarına bayılıyorum onun.” Diğer kadınla bakışıp gülüştüler. “O da burada olacak güvenlik için, hatta kendisi şu an binada ve denetim yapıyor.”
Kyrien
Kyrien biraz daha dolaştıktan sonra karşısına çıkan bir çiçekçi dükkanına girdi ve çiçekleri demetleyen adama selam verdikten sonra konuştu, ''Buralarda bir opera binası varmış, nerede olduğunu biliyor musun?'' adam onlarca çiçek arasında kalmış başını kaldırıp gülümsedi, “Tek gözünün gittiğine şaşmamalı evlat, bu şehre gökyüzünden düşmediysen o binayı görmeme şansın yok.” Bir karşılık bekliyormuş gibi Kyrien’e baktı, tuhaf bakışlardan başka bir şey görmeyince de devam etti, “Limanın karşısındaki devasa beyaz bina, devasa kapısının üstünde devasa harflerle Mim’ma Opera yazan yer. Hı?” yine cevap alamadı. “İşim başımdan aşkın evlat, orada her ne yapacaksan var git yoluna. Şu lanet sergiye bir yığın daha çiçek hazırlamalıyım. Kahrolası kral hazretleri için büyük indirimle!” Son cümleyi epey yüksek sesle söylemişti yerinde dönüp arkaya bakarken. Arkadan, dükkanın görünmeyen kısmından bir ses daha yükseldi. Bir erkeğe ait olamayacak kadar tiz ve inceydi, “Kes artık, bu iş bize prestij kazandıracak dedim sana! Çenen değil ellerin çalışsın daha bir yığın var!”
Rp out
Bara girer girmez boşluğa konuştuğunu fark ettiğinde artık iş işten geçmişti, barmenden yediği azar bir yana, sakin mekandaki herkes de ona bakıyordu endişeyle. Clous bir an ne yapacağını bilemeyip etrafına bakındı merakla. Bir an sonra aklına güzel bir fikir gelmişti. Düştüğü durumdan faydalanacaktı. Böylece deli taklidine devam etti, insanlara tuhaf tuhaf baktı ve her birine yanaştı, kimini öpmeye çalıştı. Hepsine de deminki gibi tuhaf cümleler kuruyordu. Bardakiler eğleniyordu onunla artık, bu sakin akşamlarına bir hareket gelmişti en azından. Ancak Clous, yaklaştığı herkesin cüzdanını kontrol etmeye çalışıyordu, çoğunda beceremese de ona katıla katıla gülen iri adamın tekinin ceketinden cüzdan benzeri bir şey aşırmayı başarmıştı. Bu şekilde birkaç dakika deli rolüne devam ettikten sonra aniden bardan çıktı ve limana yollandı. Yolda cüzdanı kontrol ettiğinde, içindeki 106 bin beliyi görecekti.
Limana vardığında, akşam ışıklarıyla donanmış rıhtımda demirlemiş sakince sallanan gemileri Kamçı’yı görecekti. Taş iskelede bir tenekeye ateş yakmış adamlar sohbet ediyor olacaktı ve gemi etrafından kendi grubundan kimseyi göremeyecekti.
Shingen – Rayno
Shingen üst katlardaki araştırmasını tamamlamış ve yine alt salona inerek Rayno’yu iki kadınla sohbet ederken bulmuştu. O da derhal fırsattan istifade edip sohbete katılmıştı. Rayno Shingen’i kadınlar tanıttıktan sonra sohbetlerine devam ettiler. Havadan sudan bir sohbetti, ancak kadınlar Rayno’nun her söylediğine gülüyor gibiydi. Aralarından kızıl tuvalet giymiş sarışın olanı durmadan Shingen’i süzüyordu. On dakika kadar sohbet ettikten sonra Shingen bir soru sordu kadınlara, '”Bayanlar, 2 gün sonraki sergi hakkında ne biliyorsunuz? Ben de sergiye katılıp o güzel elması görmek ve bağış yapmak istiyorum. Acaba sergi güvenliği nasıl sağlanıyor ve toplanan bağışlar ne yapılıyor? Sonuçta burada çok para dönecek ve güvenliğimiz tehlikede olacak. Sizin daha önce bu elmas sergisiyle ilgili tecrübeniz var mıydı?” Sarışın gülerek içkisini masaya koydu, “Ahh muhteşem olacak! Kral hazretleri bizzat katılacak sergiye ve açılışı da o yapacak. Kızıl Elması çok duydum, ama ilk kez göreceğim, gerçekten çok heyecanlıyım. Buralarda yeni olduğunuz için endişelenmeniz normal, ama Polis şefi Bay Norve Raldo çok yeteneklidir ve hiçbir sorun çıkmasına izin vermeyecektir. Bağışları da elması da iyi koruyacaktır, korkmayın. Bağışlar Numia’nın kimsesiz çocukları için toplanacak. Zavallı çocuklar için yeni bir yuva inşa edilecek.” Konuşurken ara veriyor ve sık sık gülümsüyordu kadın, “Ve şu yakışıklı ödül avcısı, ahh saçlarına bayılıyorum onun.” Diğer kadınla bakışıp gülüştüler. “O da burada olacak güvenlik için, hatta kendisi şu an binada ve denetim yapıyor.”
Kyrien
Kyrien biraz daha dolaştıktan sonra karşısına çıkan bir çiçekçi dükkanına girdi ve çiçekleri demetleyen adama selam verdikten sonra konuştu, ''Buralarda bir opera binası varmış, nerede olduğunu biliyor musun?'' adam onlarca çiçek arasında kalmış başını kaldırıp gülümsedi, “Tek gözünün gittiğine şaşmamalı evlat, bu şehre gökyüzünden düşmediysen o binayı görmeme şansın yok.” Bir karşılık bekliyormuş gibi Kyrien’e baktı, tuhaf bakışlardan başka bir şey görmeyince de devam etti, “Limanın karşısındaki devasa beyaz bina, devasa kapısının üstünde devasa harflerle Mim’ma Opera yazan yer. Hı?” yine cevap alamadı. “İşim başımdan aşkın evlat, orada her ne yapacaksan var git yoluna. Şu lanet sergiye bir yığın daha çiçek hazırlamalıyım. Kahrolası kral hazretleri için büyük indirimle!” Son cümleyi epey yüksek sesle söylemişti yerinde dönüp arkaya bakarken. Arkadan, dükkanın görünmeyen kısmından bir ses daha yükseldi. Bir erkeğe ait olamayacak kadar tiz ve inceydi, “Kes artık, bu iş bize prestij kazandıracak dedim sana! Çenen değil ellerin çalışsın daha bir yığın var!”
Rp out
- Spoiler:
Clous, normalde cüzdanları kimden ve nasıl çalacağını güzelce betimleyip yazmadan hırsızlık yaptırmam, ama durumu çok güzel kullanıp kendi lehine çevirmeni epey beğendim ve bu seferlik kıyak geçtim. Bana böyle şeylerle gelin. :/
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Balo salonunu didik didik ettikten sonra aşağıya Rayno'nun yanına inmiştim. İki kadınla oldukça neşeli bir şekilde konuşurken ben de bu fırsatı kullanıp onlarla arayı kurmuştum. Sonrasında sorduğum sorular normal karşılansın diye havadan sudan şeylerle sohbet etmiştim. Aklımdaki soruyu sorduğumda ise kadınlar güzelce bir bilgi vermişlerdi.
Söylenilene göre Numia kralı da baloya katılacakmış ve açılışı bizzat yapacakmış. Polis şefi de baloya teşrif eden kişiler arasında yerini alacaktı. Norve Naldo bu ismi bir yere not almalı ve bu adama dikkat etmeliydik. Konuşmada moralimi bozan şey ise bağış kasasının da çok dikkatli bir şekilde korunacak olmasıydı. Kadının söylediği son cümlelerden sonra kafamda bir ampül yanmıştı. Az önce yanımdan geçen sarı saçlı herif acaba şu gemide bize saldıran herif miydi? Belindeki silahlarda bunu doğrular nitelikteydi ama tam olarak emin değildim. Diğerlerinin de getireceği bilgilerle elimizde oldukça fazla seçenek oluşmuştu. Balo salonunda daha fazla durmanın bir mantığı yoktu artık. Gemiye gitmeli ve parçaları birleştirmeliydik.
Opera binasından dikkat çekmeden çıkmalıydık. Girişimiz gibi çıkışımız da sessiz ve sakin olmalıydı. Rayno'ya kaş göz hareketi yapıp çıkmamız gerektiğini söyleyecektim. Bayanlara ise ''Tanıştığımıza memnun oldum hanımlar. Balo gecesi görüşmek dileğiyle'' diyecek ve hanımların ellerini bir beyefendi gibi öpüp müsade isteyecektim.
Opera binasından çıktıktan sonra gemiye doğru yönelecek ve tayfa üyeleriyle konuşmak için harekete geçecektim. Gemiye vardığımda ise herkesin toplanmasını bekleyecek ve planı oluşturmak için konuşmaya başlayacaktım. ''Öncelikle bina klasik bir opera binası. Amfilerden ve büyük bir odadan oluşmakta. Üst katlarda odalar ve uzun koridorlar mevcut. Heykeller ve resimler ise bize yardım edecek nitelikte dikkat dağıtıcı şeyler. Elmasın haricinde baloda bir de bağış kasası olacağını öğrendim. Ama bağış kasası da oldukça iyi korunacak. Bağış kasası yetimler için yapılacak bir yuvaya harcanacak. Güvenlik konusunda da Polis şefi Norve Naldo ve bize saldırdığını düşündüğüm ödül avcısı olacak. Kralın korumaları ve denizcileri de unutmamak lazım.'' Sizler ne tür bilgiler öğrendiniz. Hepsini ortaya dökelim ve güzel bir plan yapalım.
Söylenilene göre Numia kralı da baloya katılacakmış ve açılışı bizzat yapacakmış. Polis şefi de baloya teşrif eden kişiler arasında yerini alacaktı. Norve Naldo bu ismi bir yere not almalı ve bu adama dikkat etmeliydik. Konuşmada moralimi bozan şey ise bağış kasasının da çok dikkatli bir şekilde korunacak olmasıydı. Kadının söylediği son cümlelerden sonra kafamda bir ampül yanmıştı. Az önce yanımdan geçen sarı saçlı herif acaba şu gemide bize saldıran herif miydi? Belindeki silahlarda bunu doğrular nitelikteydi ama tam olarak emin değildim. Diğerlerinin de getireceği bilgilerle elimizde oldukça fazla seçenek oluşmuştu. Balo salonunda daha fazla durmanın bir mantığı yoktu artık. Gemiye gitmeli ve parçaları birleştirmeliydik.
Opera binasından dikkat çekmeden çıkmalıydık. Girişimiz gibi çıkışımız da sessiz ve sakin olmalıydı. Rayno'ya kaş göz hareketi yapıp çıkmamız gerektiğini söyleyecektim. Bayanlara ise ''Tanıştığımıza memnun oldum hanımlar. Balo gecesi görüşmek dileğiyle'' diyecek ve hanımların ellerini bir beyefendi gibi öpüp müsade isteyecektim.
Opera binasından çıktıktan sonra gemiye doğru yönelecek ve tayfa üyeleriyle konuşmak için harekete geçecektim. Gemiye vardığımda ise herkesin toplanmasını bekleyecek ve planı oluşturmak için konuşmaya başlayacaktım. ''Öncelikle bina klasik bir opera binası. Amfilerden ve büyük bir odadan oluşmakta. Üst katlarda odalar ve uzun koridorlar mevcut. Heykeller ve resimler ise bize yardım edecek nitelikte dikkat dağıtıcı şeyler. Elmasın haricinde baloda bir de bağış kasası olacağını öğrendim. Ama bağış kasası da oldukça iyi korunacak. Bağış kasası yetimler için yapılacak bir yuvaya harcanacak. Güvenlik konusunda da Polis şefi Norve Naldo ve bize saldırdığını düşündüğüm ödül avcısı olacak. Kralın korumaları ve denizcileri de unutmamak lazım.'' Sizler ne tür bilgiler öğrendiniz. Hepsini ortaya dökelim ve güzel bir plan yapalım.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Çiçekçi dükkanına girdiğimde içeride beni gayet masum ve sıcakkanlı bir eleman karşılamıştı. Çiçeklerinden başını kaldırıp gülümsüyordu. Onda hiç bir tehlike sezmiyordum elbet. Bana anlamsız şeyler söylüyordu. Tek gözüm falan filan. Pekte umursamıyordum herifi. Ellerim cebimde dinliyordum sadece. Opera binasının yerini söylemişti fakat son cümle beni benden alıyordu. Kral'dan pek memnun değilmiş gibi geldi bu adam bana. Hadi bakalım neyin nesiymiş bu memnuniyetsizlik öğrenelim.
Öncelikle bu çiçekler balo için hazırlanan özel yapım çiçeklermiş. Bugün şanslı günümdeyim sanırım ne dersiniz? Adam konuşmasını bitirdiği sırada içeriden bir kadın sesi yükseliyordu. Kerhaneye mi geldim lan acaba? Ama yok yok bu iş onlara prestij kazandıracakmış. Kralın katılacağı bir baloya çiçek hazırlamak prestij kazandırır tabii. Ne kadar saygın olacaklarını bir bilseler keşke. Kralın özel mi özel çiçekçisi! Prestijini yediklerim.
''Kral'dan pek memnun değilsiniz sanırım. Söylesene beyefendi, nedir bu memnuniyetsizlik? Kral size iyi bakmıyor mu yoksa?'' Sorumu sorduktan sonra müsait bir yer bulup oturacaktım. ''Durun bakalım beyefendi, ne acelemiz var? Sıçtığımın balosu için bu kadar emek vermene ne gerek var?'' Zaten balo darmadağın olacak kihkihkih!
Öncelikle bu çiçekler balo için hazırlanan özel yapım çiçeklermiş. Bugün şanslı günümdeyim sanırım ne dersiniz? Adam konuşmasını bitirdiği sırada içeriden bir kadın sesi yükseliyordu. Kerhaneye mi geldim lan acaba? Ama yok yok bu iş onlara prestij kazandıracakmış. Kralın katılacağı bir baloya çiçek hazırlamak prestij kazandırır tabii. Ne kadar saygın olacaklarını bir bilseler keşke. Kralın özel mi özel çiçekçisi! Prestijini yediklerim.
''Kral'dan pek memnun değilsiniz sanırım. Söylesene beyefendi, nedir bu memnuniyetsizlik? Kral size iyi bakmıyor mu yoksa?'' Sorumu sorduktan sonra müsait bir yer bulup oturacaktım. ''Durun bakalım beyefendi, ne acelemiz var? Sıçtığımın balosu için bu kadar emek vermene ne gerek var?'' Zaten balo darmadağın olacak kihkihkih!
Misafir- Misafir
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Planı tıkır tıkır işliyordu tüküren adamın. Bardaki herkes onu deli sanıyordu. Onunla gülüp eğleniyor ve dalga geçiyorlardı. Bu durumdan en çok eğlenen ise kendisiydi. İnsanların onu deli sanması ve onla eğlenmesi ama aslında onun onları soyacak kişi olması onu eğlendiriyordu. Bu eğlencesi de deli rolüne yardım ediyordu. Böyle böyle biraz insanları eğlendirdikten sonra deli taklidi yaparak bardan ayrılmıştı Clous. Tabi çıkarken animasyon parasını da almayı ihmal etmemişti. "Ne cömert insanlar" Diye geçirdi içinden sessizce. Bu kadar basit bir gösteriye tamı tamına yüz altı bin beli ödemişlerdi.
Gemileri kamçı'ya vardığında ise henüz hiç kimsenin gemiye dönmediğini fark edecekti. Diğerlerinin muhtemelen bilgi bulmak konusunda daha şanslı olduğunu düşünüyordu. Ama bu düşüncesi onun moralini bozmayacaktı çünkü uzun zaman sonra Antrenman niyetine ilk defa bir cüzdan çalmıştı. Yeteneklerinin körelmediğini görmek onu mutlu etmişti.
Oturup diğerlerini beklerken çaldığı cüzdandan çıkan diğer şeyleri inceleğecekti. Kimlik vb ye bakacaktı. Diğerleri gemiye geldikten sonra Shingenin konuşmasını dinleyip beyninde birşeyler kurgulamaya başlayacaktı fakat öncelikle özellikle yeni gelen iki kişiye bir lafı vardı. Kardeşinin zaten kötü tarafının itiraz etmeyeceğini biliyordu. "Rayno ve Jack, Öncelikli hedefimiz insanların cepleri fakat eğer fırsatımız olursa bağış kutusunu da çalarız yani eğer 'ben yetim hakkı yiyemem', 'yardım parasına dokunacak kadar alçalmadım' Gibi şeyler düşünecekseniz bizi şimdi terk edebilirsiniz"
Gemileri kamçı'ya vardığında ise henüz hiç kimsenin gemiye dönmediğini fark edecekti. Diğerlerinin muhtemelen bilgi bulmak konusunda daha şanslı olduğunu düşünüyordu. Ama bu düşüncesi onun moralini bozmayacaktı çünkü uzun zaman sonra Antrenman niyetine ilk defa bir cüzdan çalmıştı. Yeteneklerinin körelmediğini görmek onu mutlu etmişti.
Oturup diğerlerini beklerken çaldığı cüzdandan çıkan diğer şeyleri inceleğecekti. Kimlik vb ye bakacaktı. Diğerleri gemiye geldikten sonra Shingenin konuşmasını dinleyip beyninde birşeyler kurgulamaya başlayacaktı fakat öncelikle özellikle yeni gelen iki kişiye bir lafı vardı. Kardeşinin zaten kötü tarafının itiraz etmeyeceğini biliyordu. "Rayno ve Jack, Öncelikli hedefimiz insanların cepleri fakat eğer fırsatımız olursa bağış kutusunu da çalarız yani eğer 'ben yetim hakkı yiyemem', 'yardım parasına dokunacak kadar alçalmadım' Gibi şeyler düşünecekseniz bizi şimdi terk edebilirsiniz"
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Shingen - Clous - Rayno
Binadan topladığı tüm bilgilerle limana dönmüştü Rayno ile beraber. Liman ışıkları altında loşça görünen kamçının güvertesinde sadece Clous vardı, Kyrien ise ortalıkta görünmüyordu.
Güverteye çıkıp selamlaştıktan sonra öğrendiklerini anlatmaya başladılar. Clous pek bir şey öğrenememişti, ama en azından elinde bir dolu cüzdanla gelmişti. Cüzdandan çıkan 106k beli dışında birkaç işe yaramaz not kağıdı ve basit şeyler çıkmıştı. Clous macerasını anlattıktan sonra Shingen konuşmaya başladı, ''Öncelikle bina klasik bir opera binası. Amfilerden ve büyük bir odadan oluşmakta. Üst katlarda odalar ve uzun koridorlar mevcut. Heykeller ve resimler ise bize yardım edecek nitelikte dikkat dağıtıcı şeyler. Elmasın haricinde baloda bir de bağış kasası olacağını öğrendim. Ama bağış kasası da oldukça iyi korunacak. Bağış kasası yetimler için yapılacak bir yuvaya harcanacak. Güvenlik konusunda da Polis şefi Norve Raldo ve bize saldırdığını düşündüğüm ödül avcısı olacak. Kralın korumaları ve denizcileri de unutmamak lazım.'' Clous iyice dinledikten sonra kararını vermişti, “Öncelikli hedefimiz insanların cepleri fakat eğer fırsatımız olursa bağış kutusunu da çalarız yani eğer 'ben yetim hakkı yiyemem', 'yardım parasına dokunacak kadar alçalmadım' Gibi şeyler düşünecekseniz bizi şimdi terk edebilirsiniz" Rayno bu haberi duyduğundan beri tereddüt içindeydi. Zenginlerden çalmak bir şey, ama muhtaç çocukların hakkına girmek onu pek memnun etmemiş gibiydi. Kibirli, haddinden fazlasına sahip habis zenginlerden çalmak her zaman hoşuna gidebilirdi, ama zavallı çocukların geleceğini çalmak… “Biliyorum, hırsızsınız ve ben de buna razı olarak katıldım tayfaya. Ama zaten sefalet içinde yaşayan zavallı çocuklara sunulan güzel bir fırsatı ellerinden almak bana hiç doğru gelmiyor. Zenginlerin ceplerinden alabildiğimizi alacağız zaten. O bağışlara hiç karışmasak bile çok fazla paramız olacak. Hem düşünceli hırsızlar diye de nam salarız ha? Ayrıca o kasayı almak, en elmas kadar olmasa da oldukça zor olacaktır. Fazladan birkaç kuruş için vicdanımızı sızlatacak bir riske girmeye gerek var mı cidden? Ha kaptan Clous?” bir an kadar duraksadı, “Yine de ısrar ederseniz sizinleyim. Sizle denize açılma kararı verdim bir kere…”
Kyrien…
Adamın arkadaki kadınla gürültülü tartışmasından faydalanmak niyetiyle söze girdi Kyrien, ''Kral'dan pek memnun değilsiniz sanırım. Söylesene beyefendi, nedir bu memnuniyetsizlik? Kral size iyi bakmıyor mu yoksa?'' dükkana kısa bir göz gezdirip kenarda duran ufak bir tabureye çöktü Kyrien, ''Durun bakalım beyefendi, ne acelemiz var? Sıçtığımın balosu için bu kadar emek vermene ne gerek var?'' Adam şaşkınlıkla ona bakıyordu. Az önce sadece adres sormaya gelmiş tek gözlü herif şimdi o sorduğu yeri unutmuşcasına rahat rahat kurulup muhabbete girmeye çalışıyordu. O koca binanın bile yerini fark edemeyen bu ahmak, adamın sözlerini de yanlış anlamıştı. Böyle aklı havalarda gevşekler adamı kızdırırdı, “Aklın kaç karış havada senin genç, ne memnuniyetsizliği! Hatun krala yaransın diye yarısından az fiyata yapıyoruz her haltı!” Yine son cümleyi yüksek sesle söylemişti. Ancak bu kez kadından bir ses gelmedi. Adam karşısında oturan Kyrien’e kaşlarını çatarak baktı, “Şimdi kaldır kıçını defol git dükkandan saygısız velet! Seninle uğraşacak vaktim yok”
Binadan topladığı tüm bilgilerle limana dönmüştü Rayno ile beraber. Liman ışıkları altında loşça görünen kamçının güvertesinde sadece Clous vardı, Kyrien ise ortalıkta görünmüyordu.
Güverteye çıkıp selamlaştıktan sonra öğrendiklerini anlatmaya başladılar. Clous pek bir şey öğrenememişti, ama en azından elinde bir dolu cüzdanla gelmişti. Cüzdandan çıkan 106k beli dışında birkaç işe yaramaz not kağıdı ve basit şeyler çıkmıştı. Clous macerasını anlattıktan sonra Shingen konuşmaya başladı, ''Öncelikle bina klasik bir opera binası. Amfilerden ve büyük bir odadan oluşmakta. Üst katlarda odalar ve uzun koridorlar mevcut. Heykeller ve resimler ise bize yardım edecek nitelikte dikkat dağıtıcı şeyler. Elmasın haricinde baloda bir de bağış kasası olacağını öğrendim. Ama bağış kasası da oldukça iyi korunacak. Bağış kasası yetimler için yapılacak bir yuvaya harcanacak. Güvenlik konusunda da Polis şefi Norve Raldo ve bize saldırdığını düşündüğüm ödül avcısı olacak. Kralın korumaları ve denizcileri de unutmamak lazım.'' Clous iyice dinledikten sonra kararını vermişti, “Öncelikli hedefimiz insanların cepleri fakat eğer fırsatımız olursa bağış kutusunu da çalarız yani eğer 'ben yetim hakkı yiyemem', 'yardım parasına dokunacak kadar alçalmadım' Gibi şeyler düşünecekseniz bizi şimdi terk edebilirsiniz" Rayno bu haberi duyduğundan beri tereddüt içindeydi. Zenginlerden çalmak bir şey, ama muhtaç çocukların hakkına girmek onu pek memnun etmemiş gibiydi. Kibirli, haddinden fazlasına sahip habis zenginlerden çalmak her zaman hoşuna gidebilirdi, ama zavallı çocukların geleceğini çalmak… “Biliyorum, hırsızsınız ve ben de buna razı olarak katıldım tayfaya. Ama zaten sefalet içinde yaşayan zavallı çocuklara sunulan güzel bir fırsatı ellerinden almak bana hiç doğru gelmiyor. Zenginlerin ceplerinden alabildiğimizi alacağız zaten. O bağışlara hiç karışmasak bile çok fazla paramız olacak. Hem düşünceli hırsızlar diye de nam salarız ha? Ayrıca o kasayı almak, en elmas kadar olmasa da oldukça zor olacaktır. Fazladan birkaç kuruş için vicdanımızı sızlatacak bir riske girmeye gerek var mı cidden? Ha kaptan Clous?” bir an kadar duraksadı, “Yine de ısrar ederseniz sizinleyim. Sizle denize açılma kararı verdim bir kere…”
Kyrien…
Adamın arkadaki kadınla gürültülü tartışmasından faydalanmak niyetiyle söze girdi Kyrien, ''Kral'dan pek memnun değilsiniz sanırım. Söylesene beyefendi, nedir bu memnuniyetsizlik? Kral size iyi bakmıyor mu yoksa?'' dükkana kısa bir göz gezdirip kenarda duran ufak bir tabureye çöktü Kyrien, ''Durun bakalım beyefendi, ne acelemiz var? Sıçtığımın balosu için bu kadar emek vermene ne gerek var?'' Adam şaşkınlıkla ona bakıyordu. Az önce sadece adres sormaya gelmiş tek gözlü herif şimdi o sorduğu yeri unutmuşcasına rahat rahat kurulup muhabbete girmeye çalışıyordu. O koca binanın bile yerini fark edemeyen bu ahmak, adamın sözlerini de yanlış anlamıştı. Böyle aklı havalarda gevşekler adamı kızdırırdı, “Aklın kaç karış havada senin genç, ne memnuniyetsizliği! Hatun krala yaransın diye yarısından az fiyata yapıyoruz her haltı!” Yine son cümleyi yüksek sesle söylemişti. Ancak bu kez kadından bir ses gelmedi. Adam karşısında oturan Kyrien’e kaşlarını çatarak baktı, “Şimdi kaldır kıçını defol git dükkandan saygısız velet! Seninle uğraşacak vaktim yok”
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Balo salonundan çıkmış ve Rayno ile beraber gemiye doğru ağır adımlarla ilerlemiştik. Gemiye vardığımda ise sadece Clous'un orada olduğunu görmüştüm. Görünüşe göre yeni doktorumuz yeni henüz teşrif etmemişlerdi. Doktorun gelmesini beklemeden balo salonunda gördüğüm şeyleri kısaca kaptana iletmiştim. O da iyice dinlemiş ve sonrasında fikrini belirtmişti.
Clous Rayno'ya hitaben can alıcı soruyu sormuştu. Yetim hakkına girip girmeyeceğini sormuştu. Yani gerçek bir kötü olacak mıydı? Zenginlerden çaldığın zaman vicadın seni rahatlatabilirdi ama fakirden çalmak işte o zaman vicdanını hiç bir şekilde rahatlatamazdın. Ya gerçek kötü olacaksın ya da Robin Hood. Biz gerçek kötü olmayı seçmiştik ve fakir, zengin ayrımı yapmıyorduk. Rayno ne düşünüyordu acaba.
Yeni dostumuz fakir çocuklara yapılan bağışa karışmamamız gerektiğini söylemişti. Yani yeni dostumuz Robin Hood karaterli birisiydi. Onu yargılamak benim haddime düşmezdi çünkü içimde yaşayan süt çocuğu da aynı şekilde düşünüyordu. Bize bağış kasasını ellememizin vicdanımızı rahatsız edeceğini söylemişti. Gel de bana sor o vicdanı. Lanet velet susmuyor ki, bu olayda sussun.
Rayno'nun konuşmasından sonra içimdeki süt çocuğu tekrar aslan kesilmiş ve konuşmaya başlamıştı. ''Rayno'ya katılıyorum. Muhtaç çocukların parasına dokunmamalıyız. Onlar zaten anne ve babasız. Zaten perişan haldeki bu çocukların bir evlerini ellerinden alırsak o zaman ne halde olurlar. Lütfen abi çocukları rahat bırakın. En azından benim için bunu yapın.'' demiş ve ellerini yumak yapıp abisine yalvarmıştı. Bir an gafil avlanan Shingen ise durumun farkına geç varmıştı. Fakat Rayno'ya naif yüzünü göstermişti.
Şimdi asıl kimliğine bürünüp kendi fikrini söylemek zorunda hissediyordu. Bir hırsız asla naif olmamalıydı. '' İçimdeki süt çocuğu da senin gibi düşünüyor anlaşılan Rayno. Bağış kasasını çalmak için ekstra efor sarfetmeyeceğiz. Sadece fırsatını bulabilirsek onu da çalacağız. Burada mesele zengin ya da fakir değil mesele az para çok para meselesi. Eğer çalabiliyorsak her şeyi çalmalıyız. Bunları yaparken içinde en ufak bir acıma duygusu olursa tereddüt edersin ve o tereddüt senin yakalanmana sebebiyet verir. Gerekirse masum bir insanı bile öldürebilirsin. Bunları sakın unutma Rayno. Hırsız olmak bazı kurallar gerektirir ve gördüğün gibi biz de o kurallara sadık kalıyoruz. Seni bağış kasası işinde uzak tutabiliriz istersen. Ama ileride bu işleri yapmak zorunda kalabilirsin şimdiden hazırlıklı ol.'' demiş ve bozulan imajını bir nebze olsun düzeltmeye çalışmıştı. Bakalım Rayno ve Clous'un tepkileri nasıl olacaktı. Konuşma bittiğinde ise sergi gününü beklemeye koyulacaklardı.
Clous Rayno'ya hitaben can alıcı soruyu sormuştu. Yetim hakkına girip girmeyeceğini sormuştu. Yani gerçek bir kötü olacak mıydı? Zenginlerden çaldığın zaman vicadın seni rahatlatabilirdi ama fakirden çalmak işte o zaman vicdanını hiç bir şekilde rahatlatamazdın. Ya gerçek kötü olacaksın ya da Robin Hood. Biz gerçek kötü olmayı seçmiştik ve fakir, zengin ayrımı yapmıyorduk. Rayno ne düşünüyordu acaba.
Yeni dostumuz fakir çocuklara yapılan bağışa karışmamamız gerektiğini söylemişti. Yani yeni dostumuz Robin Hood karaterli birisiydi. Onu yargılamak benim haddime düşmezdi çünkü içimde yaşayan süt çocuğu da aynı şekilde düşünüyordu. Bize bağış kasasını ellememizin vicdanımızı rahatsız edeceğini söylemişti. Gel de bana sor o vicdanı. Lanet velet susmuyor ki, bu olayda sussun.
Rayno'nun konuşmasından sonra içimdeki süt çocuğu tekrar aslan kesilmiş ve konuşmaya başlamıştı. ''Rayno'ya katılıyorum. Muhtaç çocukların parasına dokunmamalıyız. Onlar zaten anne ve babasız. Zaten perişan haldeki bu çocukların bir evlerini ellerinden alırsak o zaman ne halde olurlar. Lütfen abi çocukları rahat bırakın. En azından benim için bunu yapın.'' demiş ve ellerini yumak yapıp abisine yalvarmıştı. Bir an gafil avlanan Shingen ise durumun farkına geç varmıştı. Fakat Rayno'ya naif yüzünü göstermişti.
Şimdi asıl kimliğine bürünüp kendi fikrini söylemek zorunda hissediyordu. Bir hırsız asla naif olmamalıydı. '' İçimdeki süt çocuğu da senin gibi düşünüyor anlaşılan Rayno. Bağış kasasını çalmak için ekstra efor sarfetmeyeceğiz. Sadece fırsatını bulabilirsek onu da çalacağız. Burada mesele zengin ya da fakir değil mesele az para çok para meselesi. Eğer çalabiliyorsak her şeyi çalmalıyız. Bunları yaparken içinde en ufak bir acıma duygusu olursa tereddüt edersin ve o tereddüt senin yakalanmana sebebiyet verir. Gerekirse masum bir insanı bile öldürebilirsin. Bunları sakın unutma Rayno. Hırsız olmak bazı kurallar gerektirir ve gördüğün gibi biz de o kurallara sadık kalıyoruz. Seni bağış kasası işinde uzak tutabiliriz istersen. Ama ileride bu işleri yapmak zorunda kalabilirsin şimdiden hazırlıklı ol.'' demiş ve bozulan imajını bir nebze olsun düzeltmeye çalışmıştı. Bakalım Rayno ve Clous'un tepkileri nasıl olacaktı. Konuşma bittiğinde ise sergi gününü beklemeye koyulacaklardı.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Clous, Singn'in sözlerine eklemede bulunacaktı. "Dedemizin bize ilk öğrettiği şeylerden biri Rayno hırsızlığın her türlüsü hırsızlıktır. Hırsızlar sadece kendini düşünen insanlardır. Masallardaki gibi zenginden alıp fakire verme durumu sadece masallardadır. Ne çaldığının ve kimden çaldığının bir önemi yoktur. Ayrıca o kasaya dokunsak da dokunmasak da adımız hiçbir zaman 'düşünceli' veyhut ona benzer birşey demezler bundan emin ol. Senin aksine ordaki zenginlerin çoğu için ceplerindeki para o kasadan daha önemli. Risk kısmına gelirsek Zaten fırsatımız olursa demiştim. Gereksiz yere riske girmeyi kimse istemez. Son olarak Dedemin de her zaman dediği gibi 'Eğer ihtiyaçları varsa çalsınlar.'" Dedikten sonra yerine oturup Jack'ı beklemeye başlamıştı.
Beklerken bir anda aklına daha önce hiç gelmeyen bir şey gelmişti. Elmas ve şu balonun reklamı o kadar çok yapıldıysa ve Etrafta dönecek o kadar çok para olacaksa Dedesinin de bundan haberi olabilirdi. hatta dedesi onlardan ayrı olarak baloyu soymaya bile gelebilirdi. Öyle birşey olursa çok güzel olurdu. Yüzü gülmeye başlamıştı Clous'un. Keyfi yerine gelmişti. İçerdeyken gözlerini açık tutmak mantıklı olacaktı.
Beklerken bir anda aklına daha önce hiç gelmeyen bir şey gelmişti. Elmas ve şu balonun reklamı o kadar çok yapıldıysa ve Etrafta dönecek o kadar çok para olacaksa Dedesinin de bundan haberi olabilirdi. hatta dedesi onlardan ayrı olarak baloyu soymaya bile gelebilirdi. Öyle birşey olursa çok güzel olurdu. Yüzü gülmeye başlamıştı Clous'un. Keyfi yerine gelmişti. İçerdeyken gözlerini açık tutmak mantıklı olacaktı.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Rayno iki kardeşten de cevabını almıştı. Shingen başlardan makul görünse de aniden fikrini değiştirmiş ve o da abisi gibi soyma taraftarı olmuştu. Rayno Shingen’in çift kişiliğine ilk kez şahit oluyordu ve bu durum ilgisini çekmişti. Tuhaf insanlarla takılmayı severdi, eğlence onların cebindeydi ne de olsa. Vicdanına bir türlü söz geçiremese de onlara söz vermişti bir kere, hırsız olduklarını bile bile kabul etmişti tekliflerini ve daha ilk kirli işte sırtını dönerek dengesiz davranmak istemiyordu. Shingen’in teklifini kabul edip yoksul kasasına pek karışmamayı seçecekti, “Tamam anlıyorum, haklısınız. Bir anlık vicdanımı bastıramadım. Shingen’in dediği gibi yapalım, beni kasadan uzak tutalım. Cepçilikte de iyi iş çıkarabileceğimi sanmıyorum, yine de elimden geleni yaparım. O züppelerin cüzdanlarını yürütmek emin olun bana o kasayı unutturacaktır. Hem gereğinden fazlasına sahipler zaten, birkaç kuruş daha bağışlasınlar biz gittikten sonra, değil mi ama?” Bu yalanlarla vicdanını bastırmaya çalışıyordu Rayno, buna devam etmeye de kararlıydı.
Kyrien çiçekçiden azarı yiyince hızla oturduğu yerden kalkmış ve dükkanı terk ederken ufak sehpada duran gazeteyi de araklamıştı.
Limana vardığında onun dışında herkesin gemide toplandığını gördü ve selam vererek güverteye çıktı. Diğerlerinden gelişmeleri ve öğrendiklerini dinlemeden önce hepsine elindeki gazeteyi gösterdi. Özellikle gösterdikleri, iki gün sonra cepçilik yapacakları kızıl elmas sergisi ve Lileiva’daki banka soygunu haberleriydi. Bu haberler ve diğerlerinin öğrendikleri hakkında iyice konuşup anlaştıktan sonra iki gün sonraki vurgun için planları dinleyecek ve diğerleriyle beraber soygun gününü bekleyecekti o da.
Rp Out
Kyrien çiçekçiden azarı yiyince hızla oturduğu yerden kalkmış ve dükkanı terk ederken ufak sehpada duran gazeteyi de araklamıştı.
Limana vardığında onun dışında herkesin gemide toplandığını gördü ve selam vererek güverteye çıktı. Diğerlerinden gelişmeleri ve öğrendiklerini dinlemeden önce hepsine elindeki gazeteyi gösterdi. Özellikle gösterdikleri, iki gün sonra cepçilik yapacakları kızıl elmas sergisi ve Lileiva’daki banka soygunu haberleriydi. Bu haberler ve diğerlerinin öğrendikleri hakkında iyice konuşup anlaştıktan sonra iki gün sonraki vurgun için planları dinleyecek ve diğerleriyle beraber soygun gününü bekleyecekti o da.
Rp Out
- Spoiler:
- Kyrien npc olarak devam etmektedir. Getirdiği gazetedeki haberler, birkaç tur önce gösterilen aynı gazetedir, onu okuduğunuzu varsayın. Artık karakterlerinizin gazeteden haberi var, planlarınızı ona göre şekillendirebilirsiniz.
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
"Acaba bu İhtiyar Karga bizim dede olabilir mi?" Diye düşünüyordu Clous. Shingen'in de gözlerine bakıp onun da aynı şeyi düşünüp düşünmediğini merak ediyordu. Gerçi bu haberde ki kişinin o olup olmaması şuanki durumda bir şeyi değiştirmezdi ama en azından bir sonraki duraklarını belirlemeye yardım ederdi. Lileivaacaba bu adaya ne kadar uzaktı. Dedesinin bu adaya gelme olasılığı özellikle bu olaydan sonra düşmüş görünüyordu ama yinede belli olmazdı.
Öte yandan soygun yapacakları yer de çok sıkı korunacağa benziyordu. Ödül avcısını merak etmişti. Azrail lakaplı bir kadın. Luna isminde bir kadına azrail lakabı hiç yakışmıyordu. Shingen'in iç güdüleri doğruysa lu Luna Clous'u yaralayan kişiydi. Sarı saçlar hatırlıyordu Clous sadece ama Luna daha çok şey hatırlıyor olabilirdi. Kılık değiştirmek şarttı. Özellikle Clous gibi kırmızı gözlere sahip biri için. Maskesini çıkaracaktı soygundan önce ve tabiki takım elbisenin yanında bir tane de güneş gözlüğü alacaktı. Soygundan hemen önce de sakalını kesti mi tamam olduğunu düşünüyordu.
"Sıradan misafirler gibi baloya sızacağız beyler sizin için de bir sakınca yoksa?"
Öte yandan soygun yapacakları yer de çok sıkı korunacağa benziyordu. Ödül avcısını merak etmişti. Azrail lakaplı bir kadın. Luna isminde bir kadına azrail lakabı hiç yakışmıyordu. Shingen'in iç güdüleri doğruysa lu Luna Clous'u yaralayan kişiydi. Sarı saçlar hatırlıyordu Clous sadece ama Luna daha çok şey hatırlıyor olabilirdi. Kılık değiştirmek şarttı. Özellikle Clous gibi kırmızı gözlere sahip biri için. Maskesini çıkaracaktı soygundan önce ve tabiki takım elbisenin yanında bir tane de güneş gözlüğü alacaktı. Soygundan hemen önce de sakalını kesti mi tamam olduğunu düşünüyordu.
"Sıradan misafirler gibi baloya sızacağız beyler sizin için de bir sakınca yoksa?"
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
Rayno'ya verdiğim cevaptan sonra o da vicdanını rahatlatmak için elinden geleni yapıyordu. Vicdan bir hırsızın en büyük düşmanıdır bana göre. Tereddüt lugatımızda olmamalı ve görevimizi yaparken asla ikinci defa düşünmemeliydik. Rayno konuştuktan sonra Kyrien de aramıza katılmıştı. Partiye geç kalmıştı ama elinde güzel haberlerle gelmişti.
Gazeteye göz gezdirdiğimde ilk dikkatimi çeken haber Lumia'daki kızıl elmas sergisi olmuştu. Görünüşe göre oldukça iyi reklamı yapılıyordu. Şu tabancalı ödül avcısı Luna Olivie imiş. Azrail lakabı ise hoşuma gitmişti. Tip olarak oldukça narin bir erkek görünse de Azrail lakabını alacak kadar korkutucu bir ödül avcısıydı. Diğer bilgileri zaten balo binasındayken elde etmiştim. Görünüşe göre elde edebileceğimiz bilgileri elde etmiştik şimdi harekete geçme zamanıydı.
Tam gazeteden alacağımı aldığımı düşündüğüm sırada gözüme çarpan başka bir haber daha olmuştu. Hükümet bankasını soyan bir ihtiyar. Evet bu kesinlikle bizim ihtiyardı. Dedemizin bu kadar hızlı çıkacağını düşünmemiştim. İhtiyar Karga ise tam ona göre bir isimdi. sevmiştim bu lakabı. Acaba benim için seçilecek isim ne olacaktı? O kadar büyük bir soyguncu olabilecek miydim? Her şey yarınki sergide yapacaklarımızdan sonra belli olacaktı. ''Bizim ihtiyara bak Clous. İhtiyar karga'' dedikten sonra duraksamış ve sonrasında '' Hahahahahaha '' diyerek kahkahayı basmıştı Shingen.
Dedemin yaptığından sonra iyice gaza gelmiştim ve yapacağımız soygun için heyecanlanmıştım. Clous'un söyledikleri haklıydı baloya sıradan siviller gibi girmeli ve dikkat çekmemeliydik. Baloda fazla muhabbet etmeden, dikkat çekmeden işimizi yapmalıydık. Arada herkesin dikkatini dağıtacak birşeyler yapmalı ve herkesi korkuya sürüklemeliydik. ''Öncelikle sergiye sıradan beyefendiler olarak girmeliyiz. Çaldığımız eşyaları kısım kısım Kyrien'e vermeli ve elimizde tutmamalıyız. Hırsızlık yaparken de her zaman sakin davranmalıyız. Balonun ilerleyen saatlerinde ise asıl vurgunu yapmalıyız. Başta sakin ve yavaş sonrasında ise bir kargaşa çıkarmalı ve o kargaşada asıl vurgunu yapmalıyız. Kargaşa çıkması için dua edelim. Böyle bir sergide kargaşa çıkmaması çok düşük bir olasılık. Eğer bir sıkıntı olmazsa sıkıntıyı ben çıkartacağım. Sonrası bizim el becerimize kalıyor.'' diyecek ve planımı açıklayacaktım. Bütün bunları yaptıktan sonra sergi gününü bekleyecektik. Şov artık başlamalıydı.
Gazeteye göz gezdirdiğimde ilk dikkatimi çeken haber Lumia'daki kızıl elmas sergisi olmuştu. Görünüşe göre oldukça iyi reklamı yapılıyordu. Şu tabancalı ödül avcısı Luna Olivie imiş. Azrail lakabı ise hoşuma gitmişti. Tip olarak oldukça narin bir erkek görünse de Azrail lakabını alacak kadar korkutucu bir ödül avcısıydı. Diğer bilgileri zaten balo binasındayken elde etmiştim. Görünüşe göre elde edebileceğimiz bilgileri elde etmiştik şimdi harekete geçme zamanıydı.
Tam gazeteden alacağımı aldığımı düşündüğüm sırada gözüme çarpan başka bir haber daha olmuştu. Hükümet bankasını soyan bir ihtiyar. Evet bu kesinlikle bizim ihtiyardı. Dedemizin bu kadar hızlı çıkacağını düşünmemiştim. İhtiyar Karga ise tam ona göre bir isimdi. sevmiştim bu lakabı. Acaba benim için seçilecek isim ne olacaktı? O kadar büyük bir soyguncu olabilecek miydim? Her şey yarınki sergide yapacaklarımızdan sonra belli olacaktı. ''Bizim ihtiyara bak Clous. İhtiyar karga'' dedikten sonra duraksamış ve sonrasında '' Hahahahahaha '' diyerek kahkahayı basmıştı Shingen.
Dedemin yaptığından sonra iyice gaza gelmiştim ve yapacağımız soygun için heyecanlanmıştım. Clous'un söyledikleri haklıydı baloya sıradan siviller gibi girmeli ve dikkat çekmemeliydik. Baloda fazla muhabbet etmeden, dikkat çekmeden işimizi yapmalıydık. Arada herkesin dikkatini dağıtacak birşeyler yapmalı ve herkesi korkuya sürüklemeliydik. ''Öncelikle sergiye sıradan beyefendiler olarak girmeliyiz. Çaldığımız eşyaları kısım kısım Kyrien'e vermeli ve elimizde tutmamalıyız. Hırsızlık yaparken de her zaman sakin davranmalıyız. Balonun ilerleyen saatlerinde ise asıl vurgunu yapmalıyız. Başta sakin ve yavaş sonrasında ise bir kargaşa çıkarmalı ve o kargaşada asıl vurgunu yapmalıyız. Kargaşa çıkması için dua edelim. Böyle bir sergide kargaşa çıkmaması çok düşük bir olasılık. Eğer bir sıkıntı olmazsa sıkıntıyı ben çıkartacağım. Sonrası bizim el becerimize kalıyor.'' diyecek ve planımı açıklayacaktım. Bütün bunları yaptıktan sonra sergi gününü bekleyecektik. Şov artık başlamalıydı.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
6 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Similar topics
» Hırsızlığın Amacı [Clous-Shingen ]
» Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
» Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
» Kyrien Jack | Saldırılar
» [Karne] Kyrien Jack
» Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
» Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
» Kyrien Jack | Saldırılar
» [Karne] Kyrien Jack
6 sayfadaki 8 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz