Geri: B GRUBU(BACON-ALLAHU-JOHN-KİYORA)

tarafından Kyros Salı 31 Mayıs 2016, 15:23

Allahu: ''Kesinlikle Hayır!'' diyor Sorami. Bir savaşçı kendisini ispatlamak istiyorsa yalnız başına savaşmalıdır. diyor, yerine geçerken. Hasame ise ''Ahaha! Bana uyar. Seni sevdim büyük dostum.'' diyor.

Kiyora: ''Olabilir. Aslında şu tabancalı kadına teklifte bulunmuştum; fakat beni reddetti. Her neyse, biraz sonra konuşuruz.'' diyor Jeanette. Sözlerinin ardından senden biraz uzaklaşıp bir duvarın karşısına geçiyor ve kalkanının dikenli kısmını kendine çevirip kalkanı havaya kaldırıyor.

Bacon: ''Güzel. Seni sevdim babalık. Bakalım hangimiz daha çok adam öldürecek.'' diyor Cedric. John'u göstermenin ardından ayağa kalkıyor ve bir süre onu inceliyor. Ardından da ''Tamamdır. İlk onun fişini çekeriz.'' diyor.

John: Bağırmanın ardından, odadakilerin çok büyük bir kısmı gözlerini sana dikiyor. Derken bir ses duyuyorsun: ''Kesmezsek ne olur ulan!'' Başını çevirip sesin geldiği yere baktığında bir süre önce odanın bir köşesine çekilmiş olan Wolkerin'i görüyorsun. Wolkerin üzerine doğru geliyor.

Bu sırada odanızın kapısı açılıyor ve sizi odaya getiren görevli içeri giriyor. Yüksek bir ses ile ''Tüm yarışmacıların dikkatine!'' diyerek ilgiyi kendisine çeken görevli: ''Birazdan odaya birkaç görevli gelecek. İsmi okunan yarışmacı, kendisinin ismini okuyan görevli ile birlikte odadan çıkacak. Her yarışmacı, arenaya farklı bir bölgeden gireceğinden dolayı böyle bir prosedür uyguluyoruz. Son hazırlıklarınızı yapmanız için haber vermeye geldim.'' diyor. Konuşmasını bitiren görevli odadan çıkıyor. Bu konuşmadan sonra Wolkerin üzerine gelmeyi bırakıp geri dönüyor.

Kiyora: Kalkanını başının üzerine kaldıran Jeanette, bir anda kalkanını havaya fırlatıyor. Kalkan yere düşeceği sırada da kalkanının dikenli kısmına dönen bir tekme atarak kalkanını duvara uçuruyor. Duvara çarpıp zemine düşen kalkan oldukça şiddetli bir gürültü çıkartıyor ve odadaki herkes bu gürültüyü duyuyor. Jeanette ise diğerlerine aldırmadan gidip kalkanı alıyor ve senin yanına geliyor. Asık bir suratla: ''Tahmin ettiğim gibi. Tek bir dikenini bile kıramadım.'' deyip, kalkanı sana uzatıyor. Kalkanı sana verdikten sonra yanından ayrılıyor. Yanından ayrılacağı sırada: ''Elimizden geleni yapalım.'' diyor.

tarafından Misafir Salı 31 Mayıs 2016, 18:28

Prenses teklifimi reddettikten sonra omuz silkip '' Sen nasıl istiyorsan öyle yap ama herkes bir şekilde bir ittifaklık kuruyor gibi. '' diyecek ve yeni arkadaşımı yanıma alıp gözlerden uzak bir yerde konuşacaktım ki bisentolu bir ergen ben konuşmamı bitirir bitirmez herkese susmasını söylemişti. Tam ona dönüp küfür edecek iken pençeli göt ona atarlanmaya başlamıştı. İkisi arasında bir kavganın başlaması güzel olurdu. Pençeli çocuk kesin bu hıyarı doğrar ve diskalifiye olurdu. Böylelikle iki rakipten kurtulurdum ama işler pek istediğim gibi olmamıştı. Bilgilendirme anonsu yüzünden kavga başlamadan bitmişti.

Anonsun hemen ardından ise bir gürültü patırtı dikkatimi çekmişti. Daha dikkatli bakınca embesilin birinin bir şeyleri tekmelediğini görmüştüm. Çirkin ve yarı çıblak kız demek ki tekmelerini kullanıyordu. Uzaktan pek bir şey anlaşılmasada o ufak kalkana attığı tekme bek etki etmemişti. En azından kalkan tek parça halindeydi. O zaman bu kadın için endişelenmem yersizdi. Üç kat zırhıma kalın ve kaliteli kalkanım eklenince onun için bir duvardan farksızdım.

Kıza olan ilgim geçince anonsun üzerinde biraz düşünmüştüm. Söylenene göre ayrı noktalardan başlayacaktık. Bu durumda müttefikimle ben biribirimizden çok uzakta başlayabilirdik. Arenanın yapısına göre onu bulmak tam bir çin işkencesine dönebilirdi. Yeni arkadaşımı gözlerden uzak bir kenara çekip sessizce '' Arenada farklı noktalardan başlayacakmışız. Arenanın yapısını bilmediğimizden detaylı bir plan yapmak boşuna olur. Arena başlayacınca beni bulmaya bak. Zaten dev gibiyim zor olmasa gerek. '' diyip güldükten sonra '' Pençeli çocukla tabancalılara dikkat et. Bu arada adım Allahu. '' diye devam edecek ve arenanın başlamasını bekleyecektim.

tarafından Misafir Salı 31 Mayıs 2016, 20:17

Tam işe yaradı seslerini kestiler derken, cevabım az önce her önüne gelene atar yapan sarı saçlı heriften gelmişti yine. Zaten ona cevap vermeyi düşünmüyordum ki gelen anons da yardım olmuştu bana. Zamanı geldiğin de bisentomu yakarak arenaya girecektim.

tarafından Kiyora Victoria Çarş. 01 Haz. 2016, 20:38

Sorduğum soruya karşılık olarak olumlu sayılabilecek bir yanıt almıştım. Daha sonra kızın kalkanımı istemesinin ardından bu isteğini reddetmemiş ve ödünç vermiştim. O ise kalkanımı eline aldığı gibi havaya atıp, dikenli tarafına güçlü bir tekme attı. Ne yapmaya çalıştığını anlamamış olsam da, kalkanıma yaptığı şeyden sonra kendi kendine konuşmasıyla beraber bunun bir deneme olduğuna karar verdim. Yaptığı şeyi pek de umursamayarak bana uzattığı kalkanımı geri aldım. Evet, elimizden geleni yapacağız.

Bu olaydan hemen önce ise odaya tanıdığım bir görevli girmişti. Artık başlamak için az bir zamanımız kalmıştı sanırım. Kısa süre sonra ismi okunan kişinin görevli ile beraber kapıdan çıkacağını söylüyordu. Beklemeye başladım.

tarafından Misafir Perş. 02 Haz. 2016, 01:46

Tam da kan dökülecekken gelen anons Bacon'ın keyfini bok etmişti. Anonsu dinlediğinde arenaya dağınık girileceğini duyduğu gibi dönüp çocuğu süzdü. Evlat, şiddetli bir rüzgar hissedersen, rüzgarı takip edip beni bul. dedi, çocuğa bakarak. Ardından adının söylenmesini beklemeye koyuldu.

tarafından Kyros Perş. 02 Haz. 2016, 17:08

Hazırlıklarınızı tamamlamanızın ardından içeriye pek çok görevli giriyor ve her bir görevli farklı bir kişinin ismini söylüyor. İsmi söylenen kişi, ismi söyleyen kişinin yanına gidiyor ve odadan çıkıyor. Kısa bir süre sonra tüm yarışmacılar odadan çıkıyor ve arenaya giriş yapacağı yere doğru hareket ediyor.

Bacon: Yanındaki görevli ile birlikte ilerliyor ve sonunda ışık gözüken bir koridora giriyorsun. Bu sırada oldukça yakınından gelen bir ses duyuyorsun. ''Ve yarışmacılarımız arenaya giriyor! '' Bu sesi duymanın ardından görevli arenaya çıkabileceğini söylüyor. Sen de ışığa doğru gidip arenaya giriyorsun. İçeri girmenin ardından büyük bir alkış tufanı kopuyor. Bu sırada çevreni incelemeye fırsat buluyorsun. Her tarafında büyük taşlar olan bir arenadasın. Kafanın hemen yukarısında bir balkon var ve balkonda bir anlatıcı olduğunu görüyorsun. Arenanın en ucunda ise oldukça yüksek bir duvar var. Bu duvar arenanın içinde ve arenayı ikiye ayırıyor. Anlatıcıyı dinleyecek olursan, anlatıcının dövüşlerde iki grup olduğunu, her gruptan bir kişinin finale çıkacağını ve duvarın sol tarafında B, sağ tarafında A grubunun dövüşeceğini söylediğini duyacaksın. 10 metre solundaki kapıda biri daha var. Bu kişi Jeanette. 10 metre sağında ise Wolkerin var.

Allahu: Yanındaki görevli ile birlikte ilerliyor ve sonunda ışık gözüken bir koridora giriyorsun. Bu sırada arenadan gelen bir ses duyuyorsun. ''Ve yarışmacılarımız arenaya giriyor! '' Bu sesi duymanın ardından görevli arenaya çıkabileceğini söylüyor. Sen de ışığa doğru gidip arenaya giriyorsun. içeri girmenin ardından büyük bir alkış tufanı kopuyor. Bu sırada çevreni incelemeye fırsat buluyorsun. Hemen arkanda bir tribün var. Aynı şekilde karşında da bir tribün var. Sağ tarafında büyük bir duvar kalıyor, sol tarafında ise bir adamın arena ile ilgili birli verdiğini duyuyorsun. Adamı dinleyecek olursan, adamın dövüşlerde iki grup olduğunu, her gruptan bir kişinin finale çıkacağını ve duvarın sol tarafında B, sağ tarafında A grubunun dövüşeceğini söylediğini duyacaksın. Anlatıcı 30 metre kadar solunda, büyük duvar ise 30 metre kadar sağında, karşı tribün ise 30 metre kadar önünde kalıyor. 10 Metre sağındaki kapıda ise Sorami'yi görüyorsun. Sorami'nin 20 metre sağında ise hasame var.

Kiyora: Yanındaki görevli ile birlikte ilerliyor ve sonunda ışık gözüken bir koridora giriyorsun. Bu sırada arenadan gelen bir ses duyuyorsun. ''Ve yarışmacılarımız arenaya giriyor! '' Bu sesi duymanın ardından görevli arenaya çıkabileceğini söylüyor. Sen de ışığa doğru gidip arenaya giriyorsun. içeri girmenin ardından büyük bir alkış tufanı kopuyor. Bu sırada çevreni incelemeye fırsat buluyorsun. Tam arkanda dev gibi bir duvar var. Sen bu duvarın orta kısmında kalıyorsun. 60 metre kadar önünde bir tribün var ve bir adam konuşuyor. 15 metre kadar sağında, büyük duvarın köşesinde Cedric'i görüyorsun. 15 metre solunda ise Hasame var. Anlatıcıyı dinleyecek olursan, anlatıcının dövüşlerde iki grup olduğunu, her gruptan bir kişinin finale çıkacağını ve duvarın sol tarafında B, sağ tarafında A grubunun dövüşeceğini söylediğini duyacaksın.

John: Yanındaki görevli ile birlikte ilerliyor ve sonunda ışık gözüken bir koridora giriyorsun. Bu sırada arenadan gelen bir ses duyuyorsun. ''Ve yarışmacılarımız arenaya giriyor! '' Bu sesi duymanın ardından görevli arenaya çıkabileceğini söylüyor. Sen de ışığa doğru gidip arenaya giriyorsun. içeri girmenin ardından büyük bir alkış tufanı kopuyor. Bu sırada çevreni incelemeye fırsat buluyorsun. Hemen arkanda bir tribün var. 30 metre Sağındaki balkonda anlatıcı,30 metre solunda ise büyük bir duvar var. Anlatıcıyı dinleyecek olursan, anlatıcının dövüşlerde iki grup olduğunu, her gruptan bir kişinin finale çıkacağını ve duvarın sol tarafında B, sağ tarafında A grubunun dövüşeceğini söylediğini duyacaksın.

*Bu sırada anlatıcı dövüşün başladığını haykırıyor: Evet seyirciler! Vahşete tanıklık edin! Dövüş başlasın!

Arena tepeden görünüş(x anlatıcının olduğu yer): http://i.hizliresim.com/r9RJG3.png
Anlamayanlar için paint terk görünüş: http://i.hizliresim.com/OMB02n.png
Out: Şu an sadece, size görüyorsunuz dediğim kişileri görüyorsunuz. Diğer kişiler arenanın yapısından dolayı gözükmüyor.

tarafından Misafir Perş. 02 Haz. 2016, 20:03

Sonun da arenaya varmıştım. Anlatıcının anonsu ve izleyicilerin alkışları da eşlik etmişti bana. Ancak şuan da anlatıcıdan başak kimseyi göremiyordum. Belki diğerleri de benim gibiydi ama risk almaya değmezdi. Gerçi olduğum yer de durmakta tehlikeliydi. O yüzden arenanın kuzeyine doğru ilerlemeye başlayacaktım.

tarafından Misafir Cuma 03 Haz. 2016, 00:22

Hasame ile konuştuktan sonra sıramın gelmesini beklemiştim. Kısa bir süre sonra birileri içeri girip bizi çağırmaya başlamıştı. Kendi sıram geldiğinde adamı takip edip başlangıç noktasına gitmiştim. Savaşacağım arena; etrafı taşlarla dolu geniş bir yerdi. Taşlar bana bir miktar avantaj sağlıyordu. En azından tabancalılar için kolay hedef olmayacaktım ama etrafıda tam net göremiyordum.

Arenaya girerken kendi kalkanımı elime alıp, silah odasından aldığımı sırtıma takacaktım. Sırtıma taktığım kalkan neredeyse tüm alt vücudumu kapladığından arkadan gelebilecek saldırılara karşı güvende olacaktım.

Biraz bekleyiş ve saçma sapan bir anonstan sonra dövüşe başlamıştık. Arena 30'a 30 kare şeklinde bir yapıya benziyordu. En yakın rakibim; sağımdaki Soramiydi. Şansıma Hasamede hemen onun sağındaydı. Arenanın şekli ve katılımcı sayısını hesaba kattığımızda her köşeye ve köşe aralarına birer kişi konulmuş gibi gözüküyordu. Göremesemde solumda birilerinin olması mümkündü. Herkesi eşit bir şekilde köşelere ve iki köşe arasına dağıttığımızda iki kişi açıkta kalıyordu. Solumda bir kişinin daha olduğunu varsayarsak; açıkta kalan iki kişiden biri büyük ihtimalle ya ben yada Soramiydik çünkü bizim sıramızda toplam dört kişi oluyordu. Bu durumda diğer fazlalık ya bizim gibi iki köşe arasında konmuştu yada ortadaydı. Tabi solumda kimsenin olmama ihtimalide vardı. Bu durumda arenada bazı köşelerin boş olma ihtimali çıkıyordu. Yani diğer katılımcılar bana düşündüğümden daha yakın olabilirdi. Bir diğer ihtimalde herkesin rastgele yerleştirilmiş olmasıydı ama bu ihtimal biraz düşük gibi gelmişti çünkü eğer böyle olsadı düşmanlar daha yakında olacağından onları tespit etmekte kolay olacağından Sorami ve Hasame dışında birilerini daha görmüş olmam gerekirdi.

Durumu kendi kafamda bir an tarttıktan sonra Soramiye doğru kalkanım önde olacak şekilde koşmaya başlayacaktım. Aradaki mesafe Hasame'nin beni rahatlıkla duyabileceği miktara indiğinde '' Hasame bu dövüşe karışma. Birilerinin gelip arkadan pusu kurması ihtimaline karşı beni koru. '' diyecektim. Hasame dövüş sırasında Sorami ile fazla ilgilyidi. Savaş sırasında bir anda duygu patlaması yaşayıp taraf değiştirmesini istemezdim.

Sorami ile aramızdaki mesafe benim saldırı yapabileceğim kadar azaldığında bir yandan sol elimdeki kalkanla kendimi korurken diğer yandan da sağ elimdeki gürzü rakibimin kaburgalarına doğru yatay bir şekilde savuraca ve savurmam biter bitmez kalkanım önde omzumla beraber Soramiye dönük olacak şekilde bir adım geriye atıp savunmaya geçecektim. Kolumun ve kullandığım silahın uzunluğu Soramikilerden fazla olduğu için onun saldırı menziline girmeden bir kaç metre önce ona saldırabilirdim. Geriye doğru atacağım adımlada aramızdaki mesafeyi iyice açıp kendime onun hamlesine karşı savunma hazırlamak için fazladan zaman kazandıracaktım. Geriye doğru adım atarken az önce savurduğum gürzüdde hızlıca geriye doğru çekip bir sonraki hamlem olacak bacaklara saldırı için uygun konuma getirecek ve bu hazırlığımı kalkanımla mümkün mertebe gizleyecektim.

tarafından Kiyora Victoria C.tesi 04 Haz. 2016, 08:52

Jeannette ile olan kısa diyaloğumdan bir süre sonra içeriye görevliler girdi. Bunun üzerine oturduğum yerden ayağı kalktım ve ismimin okunmasını bekledim. Her görevli, farklı bir kişinin ismini söylüyor ve ismi söylenen kişiyle birlikte odadan çıkıyordu.

Sonunda ismim okunduğunda, ismimi okuyan görevlinin yanına gittim ve yürümeye başladım. Bir süre yürüdükten sonra, ışık gözüken bir koridora ulaştık. Görevlinin de onayıyla, ışığa doğru yürümeye başladım. Sanırım şu vakitten sonra sadece ve sadece kılıcımı konuşturmam gerekiyordu.

İçeri girmemle beraber büyük bir alkış sesi duydum, bunun ardından etrafımı incelediğimde arkamdaki kocaman duvarı, ilerideki tribünde konuşan -muhtemel- arena görevlisini, sağımdaki Cedric'i ve solumdaki Hasame'yi gördüm. Jeannette neredeydi acaba? Arena'nın ilginç yapısı yüzünden odada beraber olduğum diğer insanları etrafta göremiyordum. İlk önceliğim Jeannette'yi bulmak olmalıydı, bu yüzden temkinli şekilde dümdüz ilerleyecek ve gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı tetikte olacaktım. Grubumu birinci olarak bitirmek için göstereceğim çaba şuandan itibaren başlamıştı.

tarafından Misafir Salı 07 Haz. 2016, 15:02

İsminin söylenmesiyle ilerlediği koridorda oldukça sakin görünüyordu. Duvarları süzerken üzerlerinde insan izleri canlandırıyor, şimdiye kadar buradan geçmiş kişileri kafasında kuruyordu. Onlara saygı duyuyordu. Savaşarak para elde eden herkese duyduğu gibi.

Arenaya çıktığında, uğultular eşliğindeki alkış tufanı kalp atışlarını hızlandırmıştı. İzleyenler de en az onun kadar kan görmek istiyor gibiydi. Onlara istediğini verecekti Bacon.

Çevredeki atmosferin etkisine kapılmış, rakiplerine bakmaya yeltenmemişti bile. Gözlerini arenadan ve muazzam seyirciden alamıyordu. Kalbinden ayak bileklerine kadar inen heyecanla gülümsüyordu, içinde bulunduğu duygu yoğunluğunda. İstemsizce gülmeye, ardından kahkaha atmaya başlamıştı artık.

Kendine biraz geldiğinde sağındaki ve solundaki rakiplerini süzdü. Ortalarında kalmıştı, bu onun için kötüye işaretti. Aklına o an gelen tek şeyi yapacak ve ileriye doğru, sapmadan depar atmaya başlayacaktı. İki taraftan gelen saldırıları savuşturmakta zorlanacağı için, aralarından çekilip ikisinin birbirine düşürmek daha iyi olurdu.