Hırsızlığın Amacı [Clous-Shingen ]

Şimdi ağlamak ve içimi dökme vaktiydi. Uzun süredir Shingen'in yaptığı zorbalıklara ilk gözden katlanmak zorunda kalmıştım. Bu işkenceye daha ne kadar katlanabilirdim onu da bilmiyordum. Ama insan sevdiği için nelere katlanıyordu benim de savaşım bu şekilde olacaktı. Şansllıydım ki yanımda Ame vardı ve beni teselli ediyordu. Onun kollarında ağlayarak rahatlıyor ve olanları az da olsa unutuyordum.

Ame'nin kollarında teselli bulurken birden içeriye Rayno gelmişti. Oldukça heyacanlı görünen Rayno Shingen'in istediği gazeteyi getirmişti. Görünüşe göre ilgisini çeken bir haber vardı gazetede. Gazeteyi okuduğumda Spear'ın (ühühühü) bahsettiği festivalin haberi vardı. GÖrünüşe göre Spear doğruları söylüyordu. Festival oldukça zevkli geçeceğe benziyordu. Ayrıca anladığım kadarıyla adada iki farklı kutuplaşma vardı ve bunun çözülmesi amaçlanıyordu.

Rayno'ya tamam diyip gazeteyi Clous'a da göstermesini söyledim. Bu işler benim işim değildi ve Rayno da zaten bunu anlamıştı. O yüzden fazla uzatmadan Clous ne yapacaksa yapacaktı. Shingen bir süre uykuda kalacaktı. Ona o kadar sinirlenmiştim ki istesem bu gemiyi batırabilirdim. Abim ve diğerleri gelip durum değerlendirmesi yapana kadar sevdiğimin kollarında uzanacak ve yüzümdeki ağlamaklı ifadeyi düzeltecektim. O kadar da zayıf olmadığımı göstermem gerekiyordu.

Ponny hızlı adımlarla geminin güvertesine çıkmıştı. Ame'yi ikna edemediği için kendisine çok kızgındı. Güvertedeki Balıkadam'ın, bağlı denizcileri önce gemisinin kenarına kadar taşıdığını sonraysa denizci gemisine doğru attığını gördü Ponny. Fazla umursamadı. Karşısındaki kişi farklı bir tür olsa da ırkçılığa gerek yoktu. Erkek her ırkta erkekti sonuçta. Reev'in ikna olup olmadığını düşünerek denizci güvertesine tırmandı Ponny.

Güverteye çıktığında kaptanı ile Reev'in konuştuğunu görmüştü Ponny. İkisinin yanında ise Reev'in gemisinde gördüğü bir adam vardı. Ponny hızlıca yanlarına gidip kadınlara selam verdi. Selam verdiğinde: ''Oh Ponny. Biz de senin hakkında konuşuyorduk. Gemiye geç. Birazdan yelken açacağız.'' demişti Flora.
Ponny kaptanını başı ile onayladıktan sonra Reev'e dönmüş ve: ''Reev-san. Sen de bizimle geleceksin değil mi?'' diye sormuştu.

''Hayır. Dostlarım ve Clous ile birlikte yolculuk etmeye devam edeceğim.'' deyip gülümsemişti Reev. Ponny bunu duyduğunda yıkılmıştı. İkisini de kurtaramadığını düşünüyordu; fakat kaptanının yanında Reev'e itiraz edemezdi. ''Anlıyorum. O zaman size iyi yolculuklar dilerim.Ben de gemiye geçeyim.'' demişti gülümsemeye çalışarak. Ardından da arkasına dönüp koşarak gemiye doğru ilerlemişti.


Clous, dolaptakilere dokunmamasının ardından toparlanıp denizci gemisinin güvertesine dönmüştü. Güverteye döndüğünde denizci gemisinde sadece üç kadın kaldığını görmüştü tüküren adam. Kadınlardan biri Reev idi. Diğer kadın ise koşarak kadınların toplandığı gemiye doğru gidiyordu. Gördüğü üçüncü kadın ise kısa kısa saçlara ve kırmızı bir göze sahipti. Sağ gözünde göz bandı olan kadının boynunda kemer şeklinde bir kolye vardı. Sol kulağı ile ağzını birleştiren bir aksesuar takan kadın, mor renkli bir deri ceket giymişti.

Flora:

Clous kadını incelediği sırada kadınla göz göze gelmişti. Tek gözüyle bir süre Clous'u süzen kadın, zar zor fark edilebilecek şekilde hafifçe gülümsemiş ve: ''Sen kaptanları olmalısın. Burada dolaylı yoldan da olsa birbirimize yardım etmiş olabiliriz; fakat bu bir sonraki karşılaşmamızda dost olacağımız anlamına gelmiyor.'' demişti. Kadın bunun ardından arkasına dönüp yavaş adımlarla gemisine ilerlemeye başlamıştı.

Jeux, bağlı adamları denizci gemisine geçirmeyi tamamlamıştı. Bu sırada arkasından birinin seslendiğini duydu. Ses Rayno'ya aitti: ''Hey Jeux. Clous-san nereye gitti? Ona bir gazete haberi göstermem gerekiyor da.'' diyordu Rayno.


Sütoş ve Ame en yakındaki odaya geçmişlerdi. Sevdiğinin kollarına uzanıp yüzündeki ağlamaklı ifadeyi düzeltmişti Sütoş. Ame ise sıcak bir gülümsemeyle Sütoş'a bakıyordu. Kısa süreli bakışmaların ardından ''Biliyor musun? Birlikte odadan çıktığım kadın beni tayfasına davet etmişti;fakat onu reddettim.'' demişti Ame.

Ame'nin kollarında uzanıyordum. Şu an oldukça mutlu ve huzurluydum. Keşke hiç belaya bulaşmayıp sevdiklerimizle güzel vakit geçirebilseydik. Shingen ve Clous'un hırsızlık merakları bizi nerelere kadar sürüklemişti. Evde oturup dondurma yemek varken yaptığımız şeylere bak.

Rayno'yu odadan kışkışladıktan sonra Ame ile yalnız kalmıştık yine. O sırada Ame sessizliği bozarak odadan çıkan kızın onu tayfasına davet ettiğini söylemişti. O anda yüreğim ağzıma gelmişti. Ame'nin beni bırakıp terk edeceği düşüncesi kafamda canlanmış ve oldukça üzülmüştüm. Ame'ye dönüp "Kabul etmedin değil mi Ay Yüzlüm. Beni bırakmazsın sen. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun." demişti ilk tepki olarak. Bu tepki refleksif bir tepkiydi. Sonrasında" Bak hele şu kıza. Tayfamızdan birine öylesine teklif yapıp gidebileceğini düşünmüş. Çabuk o kızın peşinden git ve ona haddini bildir Süt Çocuğu." demişti bizim ayı Shingen. Onun böyle şeyler söylemesi normaldi ama ben öyle bir şey yapmayacaktım. İçeride çatlasın dursun.

Ame ile bir süre daha geçirdikten sonra bacağımda ağrı hissetmiştim. Sonrasında savaş sırasındaki yara aklıma gelmişti. "uffffffffffffff" demiştim bir anda. O sırada Ame'Ye bakmış "bacağımdaki yara hala tedavi edilmedi." demiş ve gülümsemeye çalışmıştım. Ama bacağımdaki acı buna izin vermemişti. " Kyriiiiiieeeeeeeennnn." diyebilmiştim yüksek sesle sonra beklemeye koyulmuştum.

Clous'un sorusunun ardından bir anlığına yürümeyi kesen Reev, başını öne eğerek: ''Üzgünüm, sana halledeceğimi söylemiştim ama halledemedim.'' dedi. Bunun ardından, pusulayı bulamamasının önemli olmadığını söyleyen Clous cebindeki pusulayı çıkardı. Reev pusulayı görünce oldukça sevinse de içten içe hala üzgündü. Eğer Clous bir şekilde pusulayı bulmasaydı ve yolculuklarına devam edemeselerdi bu tamamen kendisinin suçu olacaktı.  Kendinden emin bir şekilde bu işi kendisine bırakmalarını istemişti çünkü. Bu yüzden Clous'a basit bir gülümseme atmakla yetindi Reev. Ardından da üçü gemilerine doğru yürümeye devam ettiler.

Reev düşünceli bir şekilde yürümeye devam ettiği sırada Clous; kendisinin, kardeşinin ve Ame'nin başına ödül konulduğunu anlatmıştı. Bu durum Reev'i  korkutmuştu.  Üç kişinin toplam ödülü altmış milyondu ve bu para sadece Reev için değil, birçok insan için olağanüstü bir paraydı. İleride sırf bu ödül için kendilerine saldırmak isteyenler olacaktı. Yine de bu düşüncelerini Clous'a açarak onu endişelendirmek istemedi. Reev bunun yerine gülerek: ''Sadece 30 milyon mu? Denizciler senin değerini anlayamamış anlaşılan. Benim gözümde katrilyonlarca beli değerindesin  hayatım.'' dedi

Bu konuşmaların ardından Clous, Reev ve Kyrien kendi gemilerine indi. Clous güverteye indiğinde Jeux ve Rayno'nun güvertede olduğunu gördü.  Onlardan neler olduğunu anlatmalarını istediğinde;  Dövüşü kazandıklarını, yaşayan askerleri bağladıklarını, daha sonra Shingen'in erlerin teğmenini öldürdüğünü, bu durumun erleri çıldırttığını anlattı Jeux. Ardından da Shingen'in sütoş haline geçtiğini ve  içeriye doğru gittiğini, içeriye gitmeden önce de erleri serbest bırakmasını söylediğini; fakat kendisinin her ihtimale karşı erlerin ipini çözmeden onları denizci güvertesine doğru attığını söyledi Jeux.  


Jeux'un Clous'a olanları anlatmasının ardından Rayno Clous'un yakınına geldi ve: ''Clous-san. Şu habere mutlaka göz atmalısınız.'' dedi. Tam da bu sırada Sütoş'un zırlamaları bütün güverteyi inletti.


Sakinleşen Sütoş'un vücudundaki adrenalin salınımı azalmıştı. Bu da dizindeki yaranın Sütoş'a verdiği acıyı arttırmıştı haliyle. Sütoş her ne kadar Ame'ye güçlü görünmeye çalışsa da Ame Sütoş'un ne kadar acı  çektiğini anlayabiliyordu. Yarayı, Shingen'in önüne geçip dövüşün bittiğini söylediği zamandan beri biliyordu Ame; fakat gerek Kyrien'in ortalıkta olmamasından gerekse Shingen ile tartıştıkları süre zarfı içinde Shingen'in yarasının Shingen'e bir sorun çıkarmadığını görmesinden dolayı sesini çıkartmamıştı. Anlaşılan yanılmıştı. Sütoş ile birlikte güverteye çıkıp Kyrien'i bulmaları gerekiyordu; fakat Sütoş yürümeye devam ederse bacağındaki yaranın daha da açılabileceğini düşünüyordu. Bu yüzden, Sütoş'u kucağına almaya karar verdi Ame.
Sütoş'u kucağına almasının ardından Sütoş'u  alnından öpen Ame: ''Birazcık daha sık dişini'' diyerek gülümsemişti.

Ame daha sonra Sütoş'u güvertenin yakınına kadar taşımıştı; fakat güvertedekilerin Sütoşu bu halde görmesinin Sütoş'u utandıracağını düşündüğünden Sütoşu yere indirmişti. Yere basan Sütoş, yere bastığı gibi  büyük bir acı hissettiğinden bağırmıştı.

Ayağımın ağrısını yeni yeni hissetmeye başlamıştım. Hissettiğim anda da çığlığı patlatmıştım. Yarayı unutmuş ve üzerine çok yüklenmiştim bu da doğal olarak yarayı ağırlaştırmış ve büyük bir acıya sebep olmuştu.

Duyduğum acıyı bütün tayfayla paylaşmıştım galiba. Ame ilk elden buna tanıklık etmişti ve beni sakinleştirmişti. Sonrasında ise hamlesini yapmış ve beni Kyrien'in yanında götürmek üzere kucağğına almıştı. O sırada Shingen "Kalk ayağa rezil herif. Süt çocuğu olduğunu biliyordum da bu rezillik nedir?" demiş ve oldukça sinirlenmişti. O da beni sinirlendirmişti yani şu an intikam alıyordum.

Ame ben daha fazla rencide etmemek için iyi olacağımı söylemiş ve dişimi biraz daha sıkmamı istemişti. Bu kadını seviyorum ya. Güverteye çıkmadan da beni yere indirmişti. O anda ayağıma basmmış ve istemsizce yine çığlık atmıştım. Gerçekten zor durumdaydım ve Kyrien'in beni tedavi etmesi gerekiyordu. Seke seke güverteye çıkacak ve Kyrine'e bakıp "Ayağım çok kötü galiba. Bastıkça ağrıyor. Spear bir şeyler yaptı ama ne olduğunu anlayamadım. Bİr bakar mısın sıkıntılı bir şey var mı?" demiş ve güvertede uzanmıştım. Bakalım ne yaralamış beni ve ne kadar kötü.

Kyrien Shingen'in yarasını incelemeye başlamıştı. Yaranın alanını ve derinliğini göze aldığında normal bir kurşundan daha küçük boyutlarda olan delici bir nesnenin Shingen'in dizinin üst kısmını deldiğini fark etmişti; fakat bacağı delen nesneyi göremiyordu Kyrien. Ayrıca yaranın çevresinin ilginç bir şekilde ıslak olduğunu fark etmişti. İlk önce yarayı güzelce dezenfekte etmeliydi.Ardından da yaranın çevresini saracaktı. Shingen'e dönerek: ''Tehlikeli bir durum yok. Çok büyük bir yara değil zaten. Yine de mikrop kapmasını önlemeliyiz. Önce yaranı dezenfekte etmem gerekiyor. Bu sırada canın yanabilir. Sonrasında ise pek fazla sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. '' demişti. Ardından da alet çantasını almak için geminin iç kısmına yönelmişti.


Reev, güverteye inmelerinin ardından doğruca geminin iç kısmındaki mutfağa doğru yönelmişti. Bir çatışmadan çıkmışlardı ve herkes yorgun gözüküyordu. Diğerleri dinlenip yaralarını sararken kendisi de boş duramazdı. Herkes için güzel yemekler yapıp şahane bir sofra hazırlamalıydı. Ayrıca mutfakta yalnız başına kalırsa bazı şeyleri gözden geçirebileceğini düşünüyordu Reev. Clous'un biraz önce söyledikleri kendisinin moralini bozmuştu. Sevdiği adam şaka yollu da olsa kendilerine güvenmediğini söylemişti.Oysa kendisi Clous'a rahatlıkla canını emanet edebilirdi.

Rayno bir anda tek başına kalmıştı. Kyrien,Ame ve Shingen'in yanına gitmişti. Jeux da aldığı pusula ile bir şeyler yapmakla meşguldü. Clous belli bir mesafeden kardeşine bakıyordu. Reev ise geminin içerisine doğru gitmişti. Kendisinin ise yapacak hiçbir şeyi yoktu. Gemi çatışma sırasında bir hasar almamıştı.Kendisinin de sarı saçlı kadından aldığı birkaç morluk dışında yarası yoktu. Durduğu yerde beklemekten sıkıldığından içeriden bir kova su ve paspas alıp güvertedeki kan izlerini temizlemeye karar vermişti Rayno.

Pusulayı gördüğünde büyük bir sırıtış kaplamıştı Jeux'un yüzünü. Clous, kendisinin istediği pusulayı kolaylıkla almıştı. Üstelik bu sırada kendisinden ve Shingen'den başka yaralanan olmamıştı. Bunda diğer korsanların da payının olduğunu düşünse de kendilerinin iyi bir iş başardığına inanıyordu Jeux. Şimdi sıra kendisindeydi. Kendisinin üstüne düşen görevi yapıp tayfayı sıradaki adaya ulaştırmak için elinden geleni yapacaktı. Bunu yaptığı sırada Shingen'in sözlerini de düşünecekti.


Böylece, Miktop Korsanları'ndan ve denizci gemisinden uzaklaşan Hep Yek Korsanları'nın Efatra adasına olan yolculukları başlamıştı.



Konu bitmiştir.
Shingen: 3 Fiziksel Stat puanı, 3 Meyve/Dövüş Tekniği puanı, 2 Meslek puanı aldın.
Clous: 3 Fiziksel Stat puanı, 2 Meyve/Dövüş tekniği puanı, 2 Meslek puanı aldın.
Varabilirseniz eğer,Efatra'da görüşürüz.