Geri: D Grubu : Mente Divine-Meirin-Clous

tarafından Misafir Ptsi 22 Şub. 2016, 03:09

Beklemeye devam.

tarafından Kyros Salı 23 Şub. 2016, 01:37

Meirin: Domuza saldırmak için hazırlandın lakin bir anda domuz kafasını yukarı kaldırdı. Aynı zamanda yeri eşelediği ayağının üstüne bastı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken merkezden gelen bir ses duydun. Domuz bir anda panikleyip koşmaya başladı. O kadar hızlı koştu ki 5 metre kadar sağından fırladı gitti. O sırada sen de merkeze dönüp olan biteni anlamaya çalışıyorsun. Bir anda yer sarsılıyor, dengeni kaybediyorsun ve düşüyorsun. O kadar güçlü bir sarsıntı ki bu tarifi yok. Sarsıntı ile ağaçlar, kayalar ne varsa yerle bir oluyor. Sarsıntı devam ederken altında ki zeminin kaydığını farkediyorsun. Senide kendisiyle birlikte sürüklüyor. Koca toprak alan merkeze doğru çekiliyor büyük bir hız ile. Ayağa kalkıp direnemeyeceğin kadar güçlü bir çekiş bu. Zaten toprak zemin de yere çekildiği için kaçmak imkansız. Yuvarlanmalar, yerde sekmeler, taşlara, ağaçlara çarpa çarpa merkeze kadar geliyorsun. Sarsıntı durduğunda kocaman bir toz bulutunun içindesin. Ayağa kalktığında taş bir zeminin üzerindesin. Ortası delik, etrafı ise duvarlar ile çevrili. Toz dumanının içerisinde ise iki ayrı yerden öksürme sesi geliyor.

Clous: Hayatı sorgularken düştüğün ağaç dalına tutundun ve yukarı çıktın lakin büyük bir sarsıntı başladı. Ağacın altında ki toprağın çekildiğini gördün. Öyle güçlü bir çekişti ki bu, ürpermemek elde değil. Ağaçlar, kayalar, hayvanlar ne varsa içeri doğru çekiliyordu. Aynı zamanda da önünde ki arenanın etrafından duvarlar yükseliyordu. Üstünde durduğun ağaçta düşüp çekilmek üzere. İster koşar gidersin istersen akıntıya kapılırsın. Sırtüstü yatıp gitmek vardı, kayan kumun üstünde.

Her halükârda merkeze sürükleneceğin için, toz bulutunun arasında doğrulduktan sonra ayrı ayrı yerlerden öksürme sesleri duyacaksın.

Divine: Yerde ki canlıların yaşama koşullarını kafa yorarken bir anda yer sarsılmaya başlıyor. Öyle bir sarsıntı ki alaturka pozisyonun bozuluyor ve sırt üstü düşüyorsun. Düşer düşmez merkeze doğru toprağın kaydığını fark ediyorsun. Direnmek faydasız, bence zevk almaya bak. Her halükarda merkeze çekileceğin için, toz bulutunun arasında ayrı ayrı yerlerden öksürme sesi duyuyorsun.

tarafından **Clous Cracher** Salı 23 Şub. 2016, 03:05

Etrafı gözlemlerken tehlike hiç de beklemediği şekilde gelmişti. Üstünde bulunduğu ağaç sallanıyordu. Hemde öyle, böyle değil zangır zangır. Doğal olarak telaşa kapılmıştı. Ağacın üsttünde kaçacak yeride yoktu. Ağacın üstünde olmasada kaçacak yerinin olmadığı ise fark etmesi çok uzun sürmemişti. etrafını çok uzaklardan saran duvarlar yükseliyordu. Bunun birkaç anlamı olabilirdi.

Birinci ve en kötü ihtimal dövüşü kaybetmişti. diğer iki dövüşçü dövüşmüş, birisi kazanmış ve Clous'ta hayvanlarla dolu bir alanda ölmek için bırakılacaktı. İkinci ihtimal sıradan ama pekte sıradan olmayan bir depremdi. Yani belkide bu ada için bu kadar büyük deprmler olasıydı ama bu nerden bakarsan bak onun gördüğü en büyük depremdi. Üçüncü ve ihtimal dövüş hala bitmemişti ve bu yükselen duvarlar tüm dövüşçüleri çevreliyordu. Bu ihtimale kanıt olarak da görebildiği kadarıyla duvarların çevrelediği alanın bir hayli geniş olması gösterilebilirdi.

Her halükarda ağaç ile beraber yeraltına doğru çekiliyordu Clous ve acilen bir şeyler yapması gerekiyordu. Clous'un geldiği yerde bir deyim vardı "Bacon gibi olmamak." İşte tamda aklına o deyim gelmişti. Bacon gibi olmayacaktı Clous. Yani sıkı sıkıya tutunduğu bu ağacın kendisine bir zarar vermesine izin vermeyecekti. ilk iş olarak ondan uzaklaşmaya çalışacaktı. Ağaçtan atlıyarak. yere düştüğünde de darbeyi azaltmak için yerde biraz yuvarlanacaktı. Ev sahibi eve gelmek üzere ve kapıdan çıkacak vakit yok iken çok atlamıştı alçak balkonlardan. Yere düşüncede ayağa kalkıp elleriyle etrafta muhtemelen oluşacak toz dumanını kovacaktı.

tarafından Misafir Salı 23 Şub. 2016, 11:29

Meirin, domuzun kendisine doğru gelmesini bekliyordu; fakat domuz kendisine saldırmak yerine başını yukarı kaldırmış ve yeri eşelediği ayağının üstüne basmıştı. Meirin domuzun ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyordu. Acaba bu bir çeşit ayin miydi? Böyle düşündüğü sırada merkezden gelen bir gürültü duydu. Merkeze doğru bakacağı sırada domuzun kendisine doğru koştuğunu fark etti. Gardını alıp planını uygulayacaktı;fakat domuz kendisini takmamış ve büyük bir hızla 5 metre sağından geçerek uzaklaşmıştı. Meirin, domuzun neden bu kadar acele ile koştuğunu anlamamıştı. Domuz bir tehlikenin geldiğini hissedip merkeze doğru kaçmış olabilir miydi?

Merkeze dönüp olan biteni anlamaya çalışacağı sırada büyük bir sarsıntı başladı. Meirin dengesini kaybedip düşmüştü. Bu bir deprem miydi? Gördüğü en şiddetli deprem bile bu sarsıntının yanında küçük bir dokunuş etkisi yaratırdı. Ağaçlar, kayalar, çevresindeki her şey yerle bir oluyordu. Meirin çevresindeki canlıların yok oluşunu izlerken bulunduğu zemin de hızlı bir şekilde aşağı doğru göçmeye başlamıştı. Direnip yukarı doğru çıkmak istese de çıkamadı. Yuvarlanmalar, bir yerlere çarpmalar eşliğinde bilinmediği bir yere doğru sürükleniyordu. Kendisi de diğer canlılar gibi yok olup doğaya mı karışacaktı? Belki de tüm bu sarsıntı kalkan-sanı bırakıp gitmesinden dolayıydı. Tanrılar çok sevdiği kalkanını bıraktığı için kendisini cezalandırıyordu. Meirin'İn bu noktadan sonra yapacak bir şeyi yoktu. Çaresizce ölmemeyi umacaktı.

Bir süre daha yuvarlanıp sağa sola çarptıktan sonra durdu. Ayağa kalktığında ortası delik bir taş zeminin üzerindeydi. Etrafı ise duvarlarla çevriliydi. Acaba merkez denilen yer burası mıydı? Etrafını daha iyi incelemek istese de toz dumanından dolayı başarısız oldu. Tek bildiği şey burada yanlız olmadığıydı.İki ayrı yerden öksürme sesi duydu Meirin.

Yere doğru çekildiğinde istemeden başka bir şeye dokunduğuna emindi. Artık kendisini koruyacak bir kalkan kopyalayamazdı. Bu yüzden hemen toz dumanından yararlanıp saldırısını yapması gerektiğini düşünüyordu.'Aerocab Gun' saldırısı bu ortamda pek işe yaramazdı. Bu yüzden daha yavaş olan 'Aerocab' saldırısını kullanacaktı. Belindeki kılıcını sol eline alıp kopyasını yaratacak ve 'Aerocab' saldırısı ile yarattığı kılıcı, toz dumanının içinde hızlıca gezdirecekti. Kılıcı seslerin geldiği yöne doğru yönlendirirse duman dağılmadan önce rakiplerini haklayabilirdi.

tarafından Misafir Salı 23 Şub. 2016, 12:07

Karıncaların kendi ağırlıklarının yüz katını taşıyabildiğini biliyor muydun?
"Evet."
Peki ya hamam böceklerinin uzayda bile hayatta kaldıklarını?
"Evet."
Peki ya karıncaların baskın ırk olduğunu?
"Evet."
Acaba bir gün ayaklanıp Dünya'yı insanların elinden almak isterler mi?
"Hayır."
Neden?
"Evrimi destekleyen görüşlerde, bu Dünya'nın insanlar için yaratılmadığı ama İnsanların en üstün ırk olması nedeni ile ele geçirdiği söylenir ama bu yanlıştır. Eğer evrim tesadüfi olarak olsa bile sadece insanlar için bir bilinç geliştirdiyse bu evrimin insanları seçtiğinin bir göstergesidir.

İnsan üstün ırk olmak için seçilmiştir. Çünkü bilinç ve zeka kavramı en üstün insanlardadır. Diğer ırklara bak. Balıkadamlar ve niceleri, normal bir insandan güçlüler ama Dünya onların kontrolünde değil. Olamazda. Evrim siz insanları seçti, seçerken ben oradaydım. Daha Dünya oluşurken hepsini gördüm. Bu yüzden İnsanlar bu Dünya ile birlikte karanlığa çekilecek. O zamana kadar da başka bir ırk asla hüküm sürmeyecek."
Ama peki ya Kutsal Ejderler? Onlar insan değil.
"Saçmalık. Kendilerine Tanrı diyen insanlardan başka birşey değiller. Değersiz pislikler, yaradılışlarının ötesine geçmeye çalışan sümüklü böcekler. Ben onları gördüm, yaptıkları pislikleri de. Onlar değersiz böcekler. Sadece insanlar."
Anladım.
"Dikkat et."
Hmmp? Neden? Ne oldu? Biri mi geliyor?
Yerdeki zavallı yaşam formlarını incelerken birden bir sarsıntı olmaya başladı. Çömelerek durduğum için sırt üstü düşmüş, kayan toprakla az önce izlediğim yere merkeze çekiliyordum.
Sanırım birileri beklemekten sıkıldı.
"Evet, hepinizi merkeze çekiyor olmalılar, böylece savaş bir sonuca varabilir."
Diğer ikisi de mi saklanıyordu?
"Hayır."
Peki. Kayan toprakta sırt üstü kayarken, ayaklarımı üst üste atıp, ellerimi kafamın altına koyup bu eğlenceli kayağın tadını çıkarmak istiyordum.
"Eğleniyor musun?"
Evet.
"Rakiplerin seni orada bekliyor olabilir."
Ben de onları bekliyor olacağım.
"Dikkatli ol."
Tamam.
Merkeze vardığımda, başarbileceğim en başarılı şekilde kendimi durduracaktım. Sonrasında öksürük sesi duyunca en yakındakine doğru hamle yapacaktım. Eğer hangisinin yakın olduğunu sezemezsem sağdakine doğru koşmaya başlayacaktım, sese doğru koşup, figürü gördükten sonra bıçağım ile boynundan bıçaklayacaktım.
Neden sağ biliyorsun değil mi?
"Evet, çünkü sağ taraftakini öldürürsen, direk rakibinin sağında kalacaksın."
Zekice değil mi?
"Evet."
...

tarafından Kyros Salı 23 Şub. 2016, 13:59

Clous: Toz bulutunu def etsende bayağı büyük o yüzden anlamsız. O sırada sana doğru gelen bir şey var. Bunu toz bulutunun kalkmasından dolayı görebiliyorsun. Gelen şey çok hızlı değil ama farkındalığın az olduğu için 1-2 metre kala farkettin.

Meirin: Toz bulutu kalkıyor saldırdığın yönde ve diğer yönde simaları ortaya çıkıyor. Solunda ki rakibin sana doğru koşuyor.

Divine: Sağında ki rakibin toz bulutunun kalkmasıyla birlikte sezilebiliyor. Bir eli havada diğer elinde ise bir kılıç var. Aranızda 5-6 metre var.

tarafından **Clous Cracher** Çarş. 24 Şub. 2016, 00:27

Bacon gibi olmamıştı Clous. Yani ağaç arka tarafına hiç birşey yapmamıştı. Başarılı bir şekilde iniş yapmıştı. Geriye sadece toz bulutu kalmıştı halledilecek. Aslında en çok inanmak istediği ihtimal gerçekleşmiş ve diğer üç dövüşçüde buraya geldiyse -ki duyduğu öksürük seslerinden bunun olduğunu varsayabilirdi- toz bulutunun etrafta olması biraz işe yarayabilirdi. Tabi öksürüp yerini belli etmemiş olsaydı.

Toz bulutu dağılırken ise fark ettiği ilk şey kendine doğru gelen bir nesneydi. Görünüşe göre bu nesnenin ne olduğğunu düşünmek için bilezaman yoktu. Hayatı anlık bir reflekse bağlıydı. Kendini anında geri çapraza doğru atacaktı. Ardından ise acilen yerden kalkıp nesnenin geldiği yöne ve görültüye göre tükürecekti dudaklarının arasındaki çiviyi.

böyle olduğu varsayılmıştır değilse ona göre kaçacam:

tarafından Misafir Çarş. 24 Şub. 2016, 00:51

Bir süre sonra toz bulutu kalkmıştı. Meirin'in kopyaladığı kılıç, önündeki adama doğru hareket ediyordu. Bu kendisi için avantajlı bir durumdu. Birini haklamak üzereydi. Tam o sırada solundan bir rakibin hızlıca kendisine doğru geldiğini fark etti. Aralarında yaklaşık 5 metre vardı.
Meirin hemen kılıcının bir kopyasını daha yaratacak ve 'Aerocab Gun' saldırısı ile solundaki adama fırlatacaktı. Meirin yarattığı cansız nesneleri ayrı yönlerde hareket ettiremediğinden önündeki adama doğru giden kılıcı da solundaki adama doğru gidecekti ve haklamak üzere olduğu rakibi kurtulmuş olacaktı. Gerçi her halükarda karşısındaki adam kurtulacaktı . Hem solundaki adam ile yakın dövüşe girip hem de kopyaladığı kılıcı önündeki adama yöneltmeye devam edemezdi sonuçta. Bu yüzden doğru kararı verdiğini düşünüyordu.
Mesafe yakın olduğundan saldırısını büyük ihtimal rakibine isabet edecekti. Eğer rakibi saldırısından bir şekilde sıyrılırsa hızlıca üstüne doğru koşacak ve yakın dövüşe girecekti.

tarafından Misafir Çarş. 24 Şub. 2016, 01:48

Hızlıca saldırıya geçtiğimde karşımda ufak bi süliet gördüm. Çocuk mu yoksa kadın mı anlayamıyordum. Bir elinde bir kılıç, diğer eli havada, diğer öksürüğün geldiği yön olduğunu düşündüğüm yere dönmüştü.
Kılıç kullanıyor, yakın dövüşçü mü? Eli de diğer rakibe dönük gibi, uzak mesafe de mi kullanabiliyor?
"Şu an fırsatı. Öldür hemen."
Tamam.
Seçebildiğim kadarıyla rakibin boynuna tek hamlede saldırmaya çalışacaktım.

tarafından Kyros Perş. 25 Şub. 2016, 00:58

Clous: Kılıç hem bir anda yön değiştirdi hem de sen geriye doğru atıldın. Bu sayede saldırıyı atlattın ve atışını yaptın lakin birini vurup vurmadığını bilemiyorsun.

Meirin: Saldırının yönünü yeni bir kopya kılıç ile değiştirdin. Diğer hedefine gönderdiğin kılıç ise döndü. Büyük ihtimalle zarar veremedi. Bu sırada solundan saldıran rakibine saldırdığın anda o da sana bir saldırı yaptı. Her şey 1-2 saniyede gerçekleşirken sen omzundan derin bir yara aldın. Rakibin ise böbreğe yakın bir yerden yaralandı, sonradan attığın aerocub gun ile.

Divine: Rakibine tam saldıracakken sana doğru yöneldiğini farkettin lakin geri dönüşü olmayacak bir durumda olduğun için saldırını yaptın. Rakibinin sol omzuna ağır bir darbe vurdun. Sen ise böbreğine yakın bir yerden yaralandın.

Börek ile kasıt: