Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
2 sayfadaki 8 sayfası
2 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyoranın sorusu karşısında Bakkal "Nerden bileyim canım. Ben bakkalım. Ama buralarda geziyor diyorlar. Pisliğin de önde gideniymiş diye duydum." diye karşılık vermişti. Rayl için bu iyi haberdi. Nüfuslu yada sevilen biri olamaması işleri kolaylaştırabilirdi. Daha sonra adam "Bi bankaların oraya bakın" şeklinde tamamladı. Rayl'in hedefi belli olmuştu. Bankaların oraya gidecek ve bilgi toplayacaktı. İnsanlardan daha fazla bilgi almaya çalışacaktı.
Daha sonra adam gazetelerle ilgili soryuya yanıt verdi. "İş ilanlarıysa buralarda gezen bi müptezel var o kesmiştir. Korsan hayranı tüm posterleri toplayan bi de çocuk var. Sahili takip edin bulursunuz." Rayl bu işle Kiyoranın ilgilenebileceğini düşündü. O sırada Rayl ve Kiyora parayı ödedikten sonra adamdan naneli şeker almışlardı. Sahil yolundan ilerleyeceklerdi. Daha sonra ilanları toplayan adama yada çocuğa denk gelirlerse Kiyoranın onunla ilgilenmesini isteyecekti Rayl. Ayrılmadan önce Kiyoraya ''Ben bankaların oraya gideceğim sende ilanlarla ilgilen, işin biter bitmez sen de bankaların oraya gelmelisin uzun süre ayrı durmamız iyi sonuçlar doğurmayabilir. Oralarda olmaya çalışacağım.'' diyecek ve dikkatli olmasını tembihleyecekti. İçten içe ilk maceralarında Kiyoranın başına bir iş gelmesinden endişeleniyordu. Uzun aradan sonra değer verdiği bir insan vardı...
Daha sonra adam gazetelerle ilgili soryuya yanıt verdi. "İş ilanlarıysa buralarda gezen bi müptezel var o kesmiştir. Korsan hayranı tüm posterleri toplayan bi de çocuk var. Sahili takip edin bulursunuz." Rayl bu işle Kiyoranın ilgilenebileceğini düşündü. O sırada Rayl ve Kiyora parayı ödedikten sonra adamdan naneli şeker almışlardı. Sahil yolundan ilerleyeceklerdi. Daha sonra ilanları toplayan adama yada çocuğa denk gelirlerse Kiyoranın onunla ilgilenmesini isteyecekti Rayl. Ayrılmadan önce Kiyoraya ''Ben bankaların oraya gideceğim sende ilanlarla ilgilen, işin biter bitmez sen de bankaların oraya gelmelisin uzun süre ayrı durmamız iyi sonuçlar doğurmayabilir. Oralarda olmaya çalışacağım.'' diyecek ve dikkatli olmasını tembihleyecekti. İçten içe ilk maceralarında Kiyoranın başına bir iş gelmesinden endişeleniyordu. Uzun aradan sonra değer verdiği bir insan vardı...
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora, Yaviz hakkındaki sorusunu sorduğu zaman bıyıklı adam, Yaviz'i pek tanımadığını lakin bu civarlarda dolandığı hakkında söylentiler olduğunu söyledi. Bankaların olduğu civara bakmaları gerektiğini de ekledi Bakkal. Kiyora'nın aklına ilk gelen şey dikkat çekmeyecek şekilde etrafı izleme, bilgi toplama planıydı. Bu konuda iyi olduğunu düşünüyordu.
Kiyora kayıp posterler hakkında sorduğu sorunun da yanıtını almıştı. Korsan hayranı bir çocuktan bahsediyordu Bay Bıyık. Bu çocuğu, sahili takip edip bulabileceklerini öğrendiler.
Kiyora ve Rayl bakkaldan çıkmadan paralarını ödediler. İkram edilen naneli şekeri emerken Kiyora hala 2.500 beliyi düşünüyordu.
Kiyora ve Rayl dükkandan çıkıp dikkat çekmeden peşinde oldukları adamı ve ilanları alan kişiyi arayacaklardı. Rayl civar bankaları gezecek, Kiyora ise hem Yaviz'i hem posterleri alan çocuğu bulmak umuduyla etrafa bakınacaktı.
Rayl bankalara doğru yönelmeden önce Kiyora'ya ilan konusunu halledip bankalara gelmesini, ve ayrı kalacakları sürede dikkatli olmasını söyleyecekti. Hemen sonra Kiyora Rayl'ın koluna elini koyup, "Sen de dikkat et." diyip hafif bir gülümsemeden sonra yavaş yavaş uzaklaşacaktı bulunduğu yerden. Etrafı izlemeye başlamalıydı.
Kiyora kayıp posterler hakkında sorduğu sorunun da yanıtını almıştı. Korsan hayranı bir çocuktan bahsediyordu Bay Bıyık. Bu çocuğu, sahili takip edip bulabileceklerini öğrendiler.
Kiyora ve Rayl bakkaldan çıkmadan paralarını ödediler. İkram edilen naneli şekeri emerken Kiyora hala 2.500 beliyi düşünüyordu.
Kiyora ve Rayl dükkandan çıkıp dikkat çekmeden peşinde oldukları adamı ve ilanları alan kişiyi arayacaklardı. Rayl civar bankaları gezecek, Kiyora ise hem Yaviz'i hem posterleri alan çocuğu bulmak umuduyla etrafa bakınacaktı.
Rayl bankalara doğru yönelmeden önce Kiyora'ya ilan konusunu halledip bankalara gelmesini, ve ayrı kalacakları sürede dikkatli olmasını söyleyecekti. Hemen sonra Kiyora Rayl'ın koluna elini koyup, "Sen de dikkat et." diyip hafif bir gülümsemeden sonra yavaş yavaş uzaklaşacaktı bulunduğu yerden. Etrafı izlemeye başlamalıydı.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kahramanlarımız parayı bıraktıktan sonra adam olduğu yerden oldukça hızlı bir şekilde koştura koştura çıkıp masalarının başına geçtikten sonra orayı temizlemek yerine paraları alıp "Yüz, iki yüz, yüz, iki yüz..." şeklinde yüzünde devasa bir gülümseme ile teker teker saymaya başlamıştı. Paraları öyle bir tutuyordu ki sanırsınız kendi evladı. Bu sırada gözlüklü çocukta masaları toplamaya başlıyor, yedikleri tabakları çay bardaklarını toplayıp içeri götürüyor.
Taşlı liman yoluna çıkan kahramanlarımızın etrafında çokça ticari yük gemisi bulunmakta ancak bir o kadar da yolcu gemisi de var. Burada pek çok şeyin satışının yapıldığını söylemek yersiz olmaz. Sadece erzaklar satılmıyor. Dağ benzeri bir yapıya sahip adanın girişi olan tek yolun adanın içe bakan tarafı erozyon kıranlarla ve beyaz granitten duvarlarla örülmüş durumda. Adanın ekonomisinin epey gelişmiş olduğu kullanılan taşların kalitesinden bile belli oluyor. Sizi basit bir ticaret adasından çok kralların yaşadığı bir adaya davet eder gibi bir durum söz konusu oluyor. Liman ve körfez bölgesindeki çokça bulunan işportacılar da limanı olduğundan daha dolu gösteriyor.
Erozyon engelleyici adı altında yapılmış duvarlarınsa dibinde yemek yenilebilecek yerler, erzak satan yerler ve gümrük işleriyle uğraşan bir kaç kişi bulunmakta. Aynı zamanda para değiş tokuşu yapan yerlerde bulunmakta. Adada beli kullanılmasına karşın, banka daha saf paralar üretip bunları piyasaya sürdüğü için bazı tüccarlar paralarını değiştirerek yatırım amaçlı tutuyorlar.
limandan ilerlerken parlak adamı yine görmüşlerdi. Elinde gazete parçaları bulunuyordu bu adamın ve hala daha elini sallamakla meşguldü. Elli metre vardı bu adama kahramanlarımızın. Yüz metre kadar ilerilerindeyse başka bir adam daha el sallamaya başlamıştı ve aralarında garip bir konuşma geçmekteydi.
"Hoop!"
"Hoop!"
"Ne yaptın!"
"Ne yapayım be ya, sen ne yaptın abi!"
"Ne yapayım be ya."
demişlerdi ve onlara yaklaşan Kiyora'ya bakıp elli metreden yine el sallayarak "Hoop!" demişti bu adam.
Üzerinde pullarla dolu aşırı parlak bir takım elbise olan bu adam dikkat çekmeyecek gibi değildi. Elindeki parçaları fark eden Kiyora bu noktada Rayl ile yollarını ayırmıştı.
Rayl yolu takip ederek şehre doğru ilerliyordu.
Taşlı liman yoluna çıkan kahramanlarımızın etrafında çokça ticari yük gemisi bulunmakta ancak bir o kadar da yolcu gemisi de var. Burada pek çok şeyin satışının yapıldığını söylemek yersiz olmaz. Sadece erzaklar satılmıyor. Dağ benzeri bir yapıya sahip adanın girişi olan tek yolun adanın içe bakan tarafı erozyon kıranlarla ve beyaz granitten duvarlarla örülmüş durumda. Adanın ekonomisinin epey gelişmiş olduğu kullanılan taşların kalitesinden bile belli oluyor. Sizi basit bir ticaret adasından çok kralların yaşadığı bir adaya davet eder gibi bir durum söz konusu oluyor. Liman ve körfez bölgesindeki çokça bulunan işportacılar da limanı olduğundan daha dolu gösteriyor.
Erozyon engelleyici adı altında yapılmış duvarlarınsa dibinde yemek yenilebilecek yerler, erzak satan yerler ve gümrük işleriyle uğraşan bir kaç kişi bulunmakta. Aynı zamanda para değiş tokuşu yapan yerlerde bulunmakta. Adada beli kullanılmasına karşın, banka daha saf paralar üretip bunları piyasaya sürdüğü için bazı tüccarlar paralarını değiştirerek yatırım amaçlı tutuyorlar.
limandan ilerlerken parlak adamı yine görmüşlerdi. Elinde gazete parçaları bulunuyordu bu adamın ve hala daha elini sallamakla meşguldü. Elli metre vardı bu adama kahramanlarımızın. Yüz metre kadar ilerilerindeyse başka bir adam daha el sallamaya başlamıştı ve aralarında garip bir konuşma geçmekteydi.
"Hoop!"
"Hoop!"
"Ne yaptın!"
"Ne yapayım be ya, sen ne yaptın abi!"
"Ne yapayım be ya."
demişlerdi ve onlara yaklaşan Kiyora'ya bakıp elli metreden yine el sallayarak "Hoop!" demişti bu adam.
Üzerinde pullarla dolu aşırı parlak bir takım elbise olan bu adam dikkat çekmeyecek gibi değildi. Elindeki parçaları fark eden Kiyora bu noktada Rayl ile yollarını ayırmıştı.
Rayl yolu takip ederek şehre doğru ilerliyordu.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl ve Kiyora paayı ödedikten sonra dükkan sahibi kendinden geçmiş gibiydi. Paralara sıkıca sarılmış şevkle sayıyordu onları. O sırada çocukta tabakları bardakları aldı ve içeri yöneldi. Rayl bu para göz adamdan az da olsa tiksinmişti. Ama gerekli bildiyi az da olsa aldığı için memnın ayrılmıştı.
Limanda ilerlerken çevre düzeni Rayl'in oldukça dikkatini çekmişti. Oldukça kaliteli malzemeler kullanılmıştı. Burası çok zengin bir ülke olmalıydı. Rayl doğduğu adayı anımsadı. Tabi burası doğduğu ada Anolid kadar fantastik değildi fakat genede ilgi çekici görünüyordu. Anıları depreşince gerçek düşmanı Dente gözünde canlandı. İçindeki öfke ve hırs bir anda parlamıştı tekrar ''Lanet olası herif!!'' diye homurdandı. Hala çok güçsüzdü ve bunun hırsıyla adımlarını hızlandırmıştı. ''Çok daha güçlü olmalıyım'' diye iç geçirdi.
O sırada bir parlaklıkla aklı başından gitti. Limandaki o kırık parlak herif gene ordaydı. Bu sefer yalnız değildi onun gibi başka bir manyak daha olmalıydı bu aralarındaki diyaloğu duyunca gülmemek için zor tuttu Rayl kendini. O hırslı ruh hali bir anda yok olmuştu.
"Hoop!"
"Hoop!"
"Ne yaptın!"
"Ne yapayım be ya, sen ne yaptın abi!"
"Ne yapayım be ya."
Adam burdan sonra Kiyoraya dönüp ona da ''Hoop!'' diye seslenmişti. Rayl burda Kiyora ile ayrıldı ve bankalara doğru ilermeye devam etti.
Limanda ilerlerken çevre düzeni Rayl'in oldukça dikkatini çekmişti. Oldukça kaliteli malzemeler kullanılmıştı. Burası çok zengin bir ülke olmalıydı. Rayl doğduğu adayı anımsadı. Tabi burası doğduğu ada Anolid kadar fantastik değildi fakat genede ilgi çekici görünüyordu. Anıları depreşince gerçek düşmanı Dente gözünde canlandı. İçindeki öfke ve hırs bir anda parlamıştı tekrar ''Lanet olası herif!!'' diye homurdandı. Hala çok güçsüzdü ve bunun hırsıyla adımlarını hızlandırmıştı. ''Çok daha güçlü olmalıyım'' diye iç geçirdi.
O sırada bir parlaklıkla aklı başından gitti. Limandaki o kırık parlak herif gene ordaydı. Bu sefer yalnız değildi onun gibi başka bir manyak daha olmalıydı bu aralarındaki diyaloğu duyunca gülmemek için zor tuttu Rayl kendini. O hırslı ruh hali bir anda yok olmuştu.
"Hoop!"
"Hoop!"
"Ne yaptın!"
"Ne yapayım be ya, sen ne yaptın abi!"
"Ne yapayım be ya."
Adam burdan sonra Kiyoraya dönüp ona da ''Hoop!'' diye seslenmişti. Rayl burda Kiyora ile ayrıldı ve bankalara doğru ilermeye devam etti.
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora ve Rayl ödemeyi yaptıktan sonra Bakkal, Kiyora'yı müthiş gıcık eden bir yüz ifadesiyle paraları saymaya başladı. Kiyora'yı hem sinir edip hem güldüren bu olay esnasında gözlüklü çocuk da bulaşıkları masadan alıyordu.
Daha sonra ikili sahil yolundan yürümeye başladı. Kiyora etrafını incelediğinde çok sayıda yolcu ve ticaret gemisi gördü. Ticaret ve ekonomi yönünden gelişmiş bir ada olabilirdi burası. Beyaz granitten yapılma duvarların çevresinde ise tüccarlar, erzakçılar ve minik atıştırma yerleri bulunuyordu. Kiyora yürürken insanlara baktığını onlara belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. Hemen hemen her hareketi sessizdi genç kızın.
Derken ikili, ilk kez gemi limana yanaşırken gördükleri garip parlak adamı tekrar gördüler. Adam, bu sefer hiç de şaşırtıcı olmayan bir olağanlıkla elini sallıyordu. Daha sonra Kiyora ve Rayl bu parlak adamın, kendisine el sallayan bir başka adamla olan konuşmasına ister istemez kulak misafiri oldular. Diyalog şu şekilde gerçekleşti;
"Hoop!"
"Hoop!"
"Ne yaptın!"
"Ne yapayım be ya, sen ne yaptın abi!"
"Ne yapayım be ya."
Kiyora alt dudağını dişlerinin arasına almış olmasa oracıkta kahkaha atabilirdi. "Bu adamlar bayağı rahatlar!" diye düşündü içinden. İçten içe bu doğal tavra gülüyordu. Derken parlak adamın elindeki gazete parçalarını gördü. Rayl ile olan konuşması zaten bir dakika önce kadar(Parlak beyefendi ve arkadaşını görmeden hemen önce) bitmişti. Yolları ayrıldı, Rayl şehre ilerlerken Kiyora parlak adam ve konuştuğu adama doğru yürümeye başladı. Kiyora yaklaşırken parlak adam genç kıza yönelip "Hoop!" dedi. Kiyora kendisinden hiç beklenmeyecek bir üslupla, hiç de kısık olmayan bir sesle cevap verdi; "Hooop! Nabıyon be ya?!" hemen ardından Kiyora bu geri zekalı hareketi neden yaptığını sorgulamaya başladı. Ama daha da önemli bir şey vardı... "Ya... Rayl... duyduysa?..." Tüm bunları daha sonra düşünmek için kafasından anlık olarak atan Kiyora, verdiği samimi karşılığın da etkisiyle adamla konuşmayı planlıyordu. Adamın elindeki gazete parçaları, peşinde olduğu posterler ise adamdan bu posterler hakkında bilgi isteyecekti.
Konuşmaları bittiği gibi Rayl'ın yanına dönmeyi planlıyordu.
Daha sonra ikili sahil yolundan yürümeye başladı. Kiyora etrafını incelediğinde çok sayıda yolcu ve ticaret gemisi gördü. Ticaret ve ekonomi yönünden gelişmiş bir ada olabilirdi burası. Beyaz granitten yapılma duvarların çevresinde ise tüccarlar, erzakçılar ve minik atıştırma yerleri bulunuyordu. Kiyora yürürken insanlara baktığını onlara belli etmemek için elinden geleni yapıyordu. Hemen hemen her hareketi sessizdi genç kızın.
Derken ikili, ilk kez gemi limana yanaşırken gördükleri garip parlak adamı tekrar gördüler. Adam, bu sefer hiç de şaşırtıcı olmayan bir olağanlıkla elini sallıyordu. Daha sonra Kiyora ve Rayl bu parlak adamın, kendisine el sallayan bir başka adamla olan konuşmasına ister istemez kulak misafiri oldular. Diyalog şu şekilde gerçekleşti;
"Hoop!"
"Hoop!"
"Ne yaptın!"
"Ne yapayım be ya, sen ne yaptın abi!"
"Ne yapayım be ya."
Kiyora alt dudağını dişlerinin arasına almış olmasa oracıkta kahkaha atabilirdi. "Bu adamlar bayağı rahatlar!" diye düşündü içinden. İçten içe bu doğal tavra gülüyordu. Derken parlak adamın elindeki gazete parçalarını gördü. Rayl ile olan konuşması zaten bir dakika önce kadar(Parlak beyefendi ve arkadaşını görmeden hemen önce) bitmişti. Yolları ayrıldı, Rayl şehre ilerlerken Kiyora parlak adam ve konuştuğu adama doğru yürümeye başladı. Kiyora yaklaşırken parlak adam genç kıza yönelip "Hoop!" dedi. Kiyora kendisinden hiç beklenmeyecek bir üslupla, hiç de kısık olmayan bir sesle cevap verdi; "Hooop! Nabıyon be ya?!" hemen ardından Kiyora bu geri zekalı hareketi neden yaptığını sorgulamaya başladı. Ama daha da önemli bir şey vardı... "Ya... Rayl... duyduysa?..." Tüm bunları daha sonra düşünmek için kafasından anlık olarak atan Kiyora, verdiği samimi karşılığın da etkisiyle adamla konuşmayı planlıyordu. Adamın elindeki gazete parçaları, peşinde olduğu posterler ise adamdan bu posterler hakkında bilgi isteyecekti.
Konuşmaları bittiği gibi Rayl'ın yanına dönmeyi planlıyordu.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl:
Tek başına girmiş olduğu yolda epey ilerlemişti, Kiyora artık ufuk çizgisinden çıkmıştı. Yolu takip ederken şehir merkezini gösteren bir yol görmüştü. Bu yolu takip edip epey dik bir yokuşa girecekti. Yaş yolların ormanın içinden geçtiği bu yolu bir on dakika kadar takip ettikten sonra iç içe girmiş evlerden ve geniş sokaklardan oluşmuş bir çeşit babylon yani gösterişli bir şehir girişiyle karşılaşmıştı.
Genelde ailelerin yaşadığı bu konutlar az ötede bir göbeğe bağlanıyor oradan da dağın içerisinde pek çok yere dağılıyordu. Bunu göbeğin ortasında bulunan mavi taş levhada yazanlardan anlayabilirdi kahramanımız. Yukarıya doğru donanma karakolu sağda şehir merkezi ve solda pazar alanı vardı.
Kiyora:
Kiyora'nın cevabından sonra adam adeta kıs kıs gülerek "Kıs kıs kıs kıs! Ne olsun be çitlenbik! İsmail abine yine kapının önü gözüktü! Gemi bekliyoruz işte burda!" diye bağırmıştı sonra Kiyora'ya yüz metre ilerideki adam bağırarak "Abi çok merak ediyorum da ne var o gemide!" diye bağırmıştı. Adam bunu duymamış olacak ki "NASHIIIL!?" diye bağırmıştı epey yüksek bir sesle sonrasında arkadaşı "ABİ NE VAR O GEMİDE ACABA!?" diye tekrar ettikten sonra adam söze girmişti;
"Babam var Mecnun!" demiş sonrasında "Ben küçükken beni teyzemlerin yanına göndermişti! Hastaydı o zaman! Bana dedi ki! Gemiye gidiyorum ben, bi gün gelicem seni almak için! Ben de onu bekliyorum!" demişti. Adam babasının öldüğünü hala anlayamamış olsa gerek kim bilir ne zamandır el sallıyordu orada, arkadaşı anlamış olacak ki önce "Abi senin baban-!" dedikten sonra duraksayıp "Gelecek be abi!" demiş ve denize doğru o da el sallamaya başlamıştı.
Bir süre daha el salladıktan sonra Kiyora'ya dönüp "Ne oldu çitlenbik hayırdır, İsmail abine mi ihtiyacın var!" diye bağırmıştı.
Tek başına girmiş olduğu yolda epey ilerlemişti, Kiyora artık ufuk çizgisinden çıkmıştı. Yolu takip ederken şehir merkezini gösteren bir yol görmüştü. Bu yolu takip edip epey dik bir yokuşa girecekti. Yaş yolların ormanın içinden geçtiği bu yolu bir on dakika kadar takip ettikten sonra iç içe girmiş evlerden ve geniş sokaklardan oluşmuş bir çeşit babylon yani gösterişli bir şehir girişiyle karşılaşmıştı.
Genelde ailelerin yaşadığı bu konutlar az ötede bir göbeğe bağlanıyor oradan da dağın içerisinde pek çok yere dağılıyordu. Bunu göbeğin ortasında bulunan mavi taş levhada yazanlardan anlayabilirdi kahramanımız. Yukarıya doğru donanma karakolu sağda şehir merkezi ve solda pazar alanı vardı.
Kiyora:
Kiyora'nın cevabından sonra adam adeta kıs kıs gülerek "Kıs kıs kıs kıs! Ne olsun be çitlenbik! İsmail abine yine kapının önü gözüktü! Gemi bekliyoruz işte burda!" diye bağırmıştı sonra Kiyora'ya yüz metre ilerideki adam bağırarak "Abi çok merak ediyorum da ne var o gemide!" diye bağırmıştı. Adam bunu duymamış olacak ki "NASHIIIL!?" diye bağırmıştı epey yüksek bir sesle sonrasında arkadaşı "ABİ NE VAR O GEMİDE ACABA!?" diye tekrar ettikten sonra adam söze girmişti;
"Babam var Mecnun!" demiş sonrasında "Ben küçükken beni teyzemlerin yanına göndermişti! Hastaydı o zaman! Bana dedi ki! Gemiye gidiyorum ben, bi gün gelicem seni almak için! Ben de onu bekliyorum!" demişti. Adam babasının öldüğünü hala anlayamamış olsa gerek kim bilir ne zamandır el sallıyordu orada, arkadaşı anlamış olacak ki önce "Abi senin baban-!" dedikten sonra duraksayıp "Gelecek be abi!" demiş ve denize doğru o da el sallamaya başlamıştı.
Bir süre daha el salladıktan sonra Kiyora'ya dönüp "Ne oldu çitlenbik hayırdır, İsmail abine mi ihtiyacın var!" diye bağırmıştı.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl, Kiyoradan uzaklaşırken konuşmaya başladıklarını duymuştu ama kelimeleri çıkartamamıştı. Sonra yoluna devam etti. Sahildeki uzun yürüyüşü sırasında hırsı tekrar kabarmaya devam ediyordu. Yolun büyük kısmını yumruklarını sıkarak geçirdi. İçindeki kaplan dürtüsü de kan istiyor gibiydi. Yürüyüşün ardından şehir merkezini gösteren bir tabela ile karşılaşmıştı. ''Nihayet bir yere vardım. Ne biçim şehir lan bu? Kiyorayı artık göremiyorum bile, ama daha yeni bir yere varabildim'' diye söylendi. Çok zaman geçmişti artık bir sonuca varmak istiyordu. Sonuç olmasa bile en azından bir şeyler öğrenmek, bir ipucu yakalamak istiyordu. Yolu takip etti ve bir yokuşa vardı. ''Labirent gibi şehir lan insan yürüyecek burdan, belediye hiç çalışmıyor demek ki!'' diye iç geçirdi. Ormanın içinden geçtikten sonra gene bir tabela daha çıkmıştı karşısına. Önünde denizci karargahı, sağında şehir merkezi, solunda ise pazar alanı vardı. ''Birini yakalarsam getireceğim yeri biliyorum en azından'' diye düşünüyordu ama bakalım denizciler gerçekten onu yakalamk istiyor muydu? Şimdilik denizciler bir işine yaramazdı. Pazara gidip satıcılara danışmak iyi bir fikir gibi görünmüştü. Onlar daha iyi biliyor olmalıydılar fakat verecekleri bilginin daha önceki Erdal bakkalın verdiğinden farklı olması düşük ihtimaldi. Bu yüzden Erdal bakkalın dediği gibi bankalara yönelmeye karar verdi. Şehir merkezinde olmalıydı oraya bir göz gezdirecek ve insanlara yakın zamanda Yavız'ı görüp görmeklerini yada nerde bulabileceğini soracaktı. Eğer olurda onu bulursa Kiyora gelene kadar göz hapsinde tutmayı planlıyordu.
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
"O gemi bir gün gelecek!"
Kiyora'nın sorusuna karşılık parlak adam gülerek, "Ne olsun be çitlenbik! İsmail abine yine kapının önü gözüktü! Gemi bekliyoruz işte burda!" diyerek cevap verdi. Hemen ardından biraz önce konuştuğu arkadaşı, "İsmail Abi"ye, o gemide ne olduğunu sordu bağırarak. Parlak adam bunu duymamış gibiydi, bu yüzden arkadaşı tekrar etti."ABİ NE VAR O GEMİDE ACABA!?"
Hemen sonra İsmail Abi konuşmaya başladı. "Babam var Mecnun!" Kiyora ufak bir afallamadan sonra ikiliyi dinlemeye başladı. Konuşmaya devam etti adam: "Ben küçükken beni teyzemlerin yanına göndermişti! Hastaydı o zaman! Bana dedi ki! Gemiye gidiyorum ben, bi gün gelicem seni almak için! Ben de onu bekliyorum!" Kiyora hüzünlenip denize doğru çevirdi başını. Belki de öldürülen ailesini hatırlamıştı. "Abi senin baban-!" dedi Mecnun. "Gelecek be abi!". İsmail Abi ile birlikte el sallamaya başladılar. Kiyora kafasını bu ikiliye çevirdi. Hüzünlü bir mutluluk oluşmuştu içinde.
Bir süre sonra İsmail Abi gelip Kiyora'yla konuşmaya başladı."Ne oldu çitlenbik hayırdır, İsmail abine mi ihtiyacın var!" Kiyora, adamın samimi tavrına alışmış olsa gerek, "İsmail Abi, bana yardım edebilir misin?" dedi. Güvenilir bir yerliye benzeyen bu adama merak ettiği her şeyi sormayı düşünüyordu Kiyora. "Bana aranma ilanları lazım, gazeteye baktığımda bazılarının eksik olduğunu gördüm. Acaba dedim, sende var mıdır?" Bu cümleyi bitirdikten hemen sonra adamın elindeki gazetelere çevirdi gözlerini. Daha sonra konuşmaya devam etti.
"Asıl önemlisi...Hırsız Yaviz diye bir adamı arıyorum. Nedir, ne değildir bir anlatıver."
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl:
Pazara doğru ilerlerken etrafındaki insan sayısının git gide arttığını görüyorsun, hepsinin giyimi bir biri ile benzer olan bu adamlar adanın yerlileri gibi görünüyorlar. Genelde bej ve kırmızı tonlarının yaygın olduğu göze çarpan ilk şey. Başlarındaysa silindirik etrafında bir iki sargı olan şapkalar bulunuyor bu adamların.
Pazar alanına girdiğinde etrafın epey dolu olduğunu görüyorsun. Et, balık pek tabi sebze ve meyvenin yanında seyyar kurulmuş dükkanlarda kıyafet ve silah satan yerler bile bulunmakta. Yine dairesel merkeze bir çok tabela konmuş durumda. Kimseye sormana gerek kalmadan bankanın yolunu geldiğin yola göre düz devam ettirmenin yeterli olduğunu gösteriyor.
Kiyora:
İsmail' e yakın davranışın meyvesini vermiş gibi görünüyor ki adam yine kıs kıs gülerek "Ni derdin var ki çitlenbik! İrdal'ın ordan mı baktın gazeteye acaba sen, kıskısısısıskıs!" diye gülerek sözlerini sonlandırmış ve sonrasında "Hırsız Yaviz mi?" diye durakladıktan sonra Mecnun'a dönmüş ve senin kulaklarını patlatacak bir ses tonunda "Mecnun!" diye bağırmıştı. Adeta özellikle yaklaşmıyordu Mecnun o da karşılık olarak "Hop!" diye bağırmıştı ve ardından İsmail yine bağırışlarına devam ederek bir konuşma başlatmıştı;
"Yaviz nerde Yaviz!"
"Yavuz abi mi!?"
"He O!"
"Ne yapacaksın ki Yavuz Abi'yi!"
"Çitlenbik onu arıyomuş ya!"
"Nashıııl!?"
"ÇİTLENBİK DİYORUM! YAVİZİ ARIYORMUŞ!"
"Ha tamam abi! O akşama gelir zaten!"
diye konuşmuşlardı.
Kiyora aradıkları adamın İsmail'in arkadaşı olduğunu anlamıştı bu konuşmadan. Gayette rahat bi şekilde geleceği yeri söylemişti ikili. İsmail sonrasında Kiyora'ya dönmüş ve gayet içten bir şekilde "Yaviz akşama gelir çitlenbik. Sen bizim gemiye gel tüm ilanları göstereyim sana." demişti. Bu adamların gezgin oldukları belliydi ancak korsan mıydı bu adamlar? Kiyora'nın seçim yapma vakti gelmiş gibi görünüyordu.
Pazara doğru ilerlerken etrafındaki insan sayısının git gide arttığını görüyorsun, hepsinin giyimi bir biri ile benzer olan bu adamlar adanın yerlileri gibi görünüyorlar. Genelde bej ve kırmızı tonlarının yaygın olduğu göze çarpan ilk şey. Başlarındaysa silindirik etrafında bir iki sargı olan şapkalar bulunuyor bu adamların.
Pazar alanına girdiğinde etrafın epey dolu olduğunu görüyorsun. Et, balık pek tabi sebze ve meyvenin yanında seyyar kurulmuş dükkanlarda kıyafet ve silah satan yerler bile bulunmakta. Yine dairesel merkeze bir çok tabela konmuş durumda. Kimseye sormana gerek kalmadan bankanın yolunu geldiğin yola göre düz devam ettirmenin yeterli olduğunu gösteriyor.
Kiyora:
İsmail' e yakın davranışın meyvesini vermiş gibi görünüyor ki adam yine kıs kıs gülerek "Ni derdin var ki çitlenbik! İrdal'ın ordan mı baktın gazeteye acaba sen, kıskısısısıskıs!" diye gülerek sözlerini sonlandırmış ve sonrasında "Hırsız Yaviz mi?" diye durakladıktan sonra Mecnun'a dönmüş ve senin kulaklarını patlatacak bir ses tonunda "Mecnun!" diye bağırmıştı. Adeta özellikle yaklaşmıyordu Mecnun o da karşılık olarak "Hop!" diye bağırmıştı ve ardından İsmail yine bağırışlarına devam ederek bir konuşma başlatmıştı;
"Yaviz nerde Yaviz!"
"Yavuz abi mi!?"
"He O!"
"Ne yapacaksın ki Yavuz Abi'yi!"
"Çitlenbik onu arıyomuş ya!"
"Nashıııl!?"
"ÇİTLENBİK DİYORUM! YAVİZİ ARIYORMUŞ!"
"Ha tamam abi! O akşama gelir zaten!"
diye konuşmuşlardı.
Kiyora aradıkları adamın İsmail'in arkadaşı olduğunu anlamıştı bu konuşmadan. Gayette rahat bi şekilde geleceği yeri söylemişti ikili. İsmail sonrasında Kiyora'ya dönmüş ve gayet içten bir şekilde "Yaviz akşama gelir çitlenbik. Sen bizim gemiye gel tüm ilanları göstereyim sana." demişti. Bu adamların gezgin oldukları belliydi ancak korsan mıydı bu adamlar? Kiyora'nın seçim yapma vakti gelmiş gibi görünüyordu.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl ellerini pantalonunun cebine sokmuş sağına, soluna bakınarak ilerlemeye devam ediyordu. Tam bir turist havasındaydı artık. Dikkatini çeken şey ise hemen herkesin fabrikadan seri üretim çıkmış gibi benzer giyim tarzıydı. Hepsi dini bir malzeme gibi gözüken benzer şapkalardan giyiyordu. Bir tanrının varlığına hiç inamayan Rayl kendisini bu ülkeden ve halktan çok soyut ve yabancı hissediyordu.
Pazar alanına girdiğinde ciddi bir kalabalıkla karşılaştı. Bu güzel ülkenin zengin yapısı ve kalabalık pazar külütürüyle arapvari bir havası vardı. Rayl kalabalıklardan pek hoşlanmazdı ve hemen hedefine yönelmek istiyordu. Kalabalıktan bunalan Rayl bu insanları yıka yıka geçmek de istese sakin yapısı koruyarak tabelaları takip etmeye devam etti. Tabelalar yönü göstermiş olsa da Rayl bulamama ihtimalinde birilerine danışacak ve ona göre bankalara gidecekti. Vardıktan sonra bir durum değerlendirmesi ve araştırma işine başlayabilirdi. Bu fotokopi gibi giyinmiş adamların arasında farklı birinin hemen göze çarpacağını umuyordu.
Pazar alanına girdiğinde ciddi bir kalabalıkla karşılaştı. Bu güzel ülkenin zengin yapısı ve kalabalık pazar külütürüyle arapvari bir havası vardı. Rayl kalabalıklardan pek hoşlanmazdı ve hemen hedefine yönelmek istiyordu. Kalabalıktan bunalan Rayl bu insanları yıka yıka geçmek de istese sakin yapısı koruyarak tabelaları takip etmeye devam etti. Tabelalar yönü göstermiş olsa da Rayl bulamama ihtimalinde birilerine danışacak ve ona göre bankalara gidecekti. Vardıktan sonra bir durum değerlendirmesi ve araştırma işine başlayabilirdi. Bu fotokopi gibi giyinmiş adamların arasında farklı birinin hemen göze çarpacağını umuyordu.
Misafir- Misafir
2 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Similar topics
» [Karne]Wiksax Rayl
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» [Karne] Kiyora Victoria
» [Envanter] Kiyora Victoria
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» [Karne] Kiyora Victoria
» [Envanter] Kiyora Victoria
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
2 sayfadaki 8 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz