Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
3 sayfadaki 8 sayfası
3 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora, ilanları isteyince İsmail Abi "Ni derdin var ki çitlenbik! İrdal'ın ordan mı baktın gazeteye acaba sen?" diyip güldü. Kiyora, o kazıkçı bakkalı tekrar hatırlayınca sinirlense de bunu dışarı vurmadı. "Sadece ödüllerini merak ettim abi, bu aralar değişik tipler var gibi gözüküyor da!" dedi.
Daha sonra Kiyora'nın Hirsiz Yaviz'in konusunu açmasıyla adam "Hırsız Yaviz mi?" diyip duraksadı. Hemen ardından Kiyora'nın kulaklarını çınlatacak bir ses tonuyla Mecnun'a seslendi. Kiyora irkildi, o sırada Mecnun da karşılık olarak İsmail Abi'ye bağırdı. Daha sonra aralarında bir konuşma başladı;
"Yaviz nerde Yaviz!"
"Yavuz abi mi!?"
"He O!"
"Ne yapacaksın ki Yavuz Abi'yi!"
"Çitlenbik onu arıyomuş ya!"
"Nashıııl!?"
"ÇİTLENBİK DİYORUM! YAVİZİ ARIYORMUŞ!"
"Ha tamam abi! O akşama gelir zaten!"
Kiyora ikilinin Yaviz'i tanımasına şaşırdı, "Ne yazık, sanırım samimi, dostane halimiz pek sürmeyecek." diye geçirdi içinden, üçünün arkadaş olduğunu düşünerek. Daha sonra İsmail Abi şöyle dedi; "Yaviz akşama gelir çitlenbik. Sen bizim gemiye gel tüm ilanları göstereyim sana." Kiyora samimi biri de olsa karşısındaki insana güvenemezdi. Bu iş için Rayl'i bekleyebilirdi, ya da dostluk tavrını koruyarak Yaviz'a daha da yaklaşabilirdi. Kiyora bir anlığına düşündü. Daha sonra İsmail Abi'ye içten şekilde gülümseyerek, "Sizler gezgin misiniz İsmail Abi?" dedi. Hemen sonra, "Gemi mi, yoksa yolcu gemisinden inerken gördüğüm büyük gemi size mi aitti!?" dedi, pek hayran kalmasa da o an öyle yansıttığı hayran gözleriyle. İsmail Abi ile olan konuşması bittikten sonra kendisine sunulan teklifi kabul ederek gemiye ilerlemeyi düşünüyordu. Sivilden hiçbir farkı olmayan görünüşü, masum boş bakışları ile Kiyora bir korsan tayfasının içine düşmüş bile olsa bir şekilde kurtulabilirdi. İçindeki tereddütler ve takıntılar hala devam ederken içinden geçirdi, "Umarım Rayl iyidir."
Daha sonra Kiyora'nın Hirsiz Yaviz'in konusunu açmasıyla adam "Hırsız Yaviz mi?" diyip duraksadı. Hemen ardından Kiyora'nın kulaklarını çınlatacak bir ses tonuyla Mecnun'a seslendi. Kiyora irkildi, o sırada Mecnun da karşılık olarak İsmail Abi'ye bağırdı. Daha sonra aralarında bir konuşma başladı;
"Yaviz nerde Yaviz!"
"Yavuz abi mi!?"
"He O!"
"Ne yapacaksın ki Yavuz Abi'yi!"
"Çitlenbik onu arıyomuş ya!"
"Nashıııl!?"
"ÇİTLENBİK DİYORUM! YAVİZİ ARIYORMUŞ!"
"Ha tamam abi! O akşama gelir zaten!"
Kiyora ikilinin Yaviz'i tanımasına şaşırdı, "Ne yazık, sanırım samimi, dostane halimiz pek sürmeyecek." diye geçirdi içinden, üçünün arkadaş olduğunu düşünerek. Daha sonra İsmail Abi şöyle dedi; "Yaviz akşama gelir çitlenbik. Sen bizim gemiye gel tüm ilanları göstereyim sana." Kiyora samimi biri de olsa karşısındaki insana güvenemezdi. Bu iş için Rayl'i bekleyebilirdi, ya da dostluk tavrını koruyarak Yaviz'a daha da yaklaşabilirdi. Kiyora bir anlığına düşündü. Daha sonra İsmail Abi'ye içten şekilde gülümseyerek, "Sizler gezgin misiniz İsmail Abi?" dedi. Hemen sonra, "Gemi mi, yoksa yolcu gemisinden inerken gördüğüm büyük gemi size mi aitti!?" dedi, pek hayran kalmasa da o an öyle yansıttığı hayran gözleriyle. İsmail Abi ile olan konuşması bittikten sonra kendisine sunulan teklifi kabul ederek gemiye ilerlemeyi düşünüyordu. Sivilden hiçbir farkı olmayan görünüşü, masum boş bakışları ile Kiyora bir korsan tayfasının içine düşmüş bile olsa bir şekilde kurtulabilirdi. İçindeki tereddütler ve takıntılar hala devam ederken içinden geçirdi, "Umarım Rayl iyidir."
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl:
Sonunda yolu bulmuş olan Rayl yoldan birini çevirip sormak istese de insanlar onu görmezden gelip yollarına devam ediyorlar. Burada herkes çok meşgul gibi görünüyor, işlerine koşturan ve onları hemen halletmek isteyen karınca sürüsü gibi hareket ediyor insanlar.
Rayl ise bu yolda ilerlemeye başlıyor. Sonunda bir yerlere varmaya başladığını insan sayısının azalışından far kederken sonunda yolda soracak birilerini buluyor. Adamı çevirip sorduğunda "Düz devam et ikinci sağda meydan var, meydanda ana bankayı etrafında da küçük bankaları görürsün." deyip yoluna devam ediyor.
Bu sırada sırtına para çantaları takılmış bir at görüyorsun. Yanından geçip gidiyor, ancak bir binicisi yok bu atın.
Kiyora:
Kiyora'nın sorusuna karşılık İsmail "Yok bizim gemi biraz dışarıda demirledi." diye cevap veriyor. Sonrasında Kiyora, İsmail'in peşine takılıp ilerliyorlar. Rıhtımdan bir sandala atlayıp adanın bir kaç yüz metre ilerisine açıldıktan sonra, biraz daha limana paralel bir şekilde ilerledikten sonra. Orta halli bir gemi çıkıyor karşınıza.
Geminin yelkenleri bile pullarla parlak parlak donatılmış durumda. Bir bayrağı olmayan bu gemiye Kiyora ve İsmail birlikte ipler yardımı ile girdiklerinde; hafif şişman, kirli sakallı, orta yaşını geçmiş ancak çokta yaşlı denemeyecek bir adam karşılıyor onları. İsmail ve Mecnun'a göre çok daha ciddi görünüşlü olan bu adam İsmail'e "Hanım kızımız kim?" diye soruyor nazik bir şekilde "Çitlenbik İskender abi! Adını bilmiyorum KISKISKISKIS!" dedikten sonra "Bizim İerdal posterleri saklamış yine onları arıyomuş." dedikten sonra İskender başını hafifçe sallayıp "Ha tamam, dönerken haber ver de şu topları güverdeten aşağı bi el atalım belim ağrıyo bu aralar." dedikten sonra İsmail yine kendine özgü hareketleriyle el kol yapıyor.
Geminin içerisine girdiğinde gayet normal bir yolcu gemisi gibi görünüyor; ta ki kaptan kamarasına girene kadar. Kaptan kamarasına giren İsmail posterleri geminin çık kısmında bulunan kamaranın camlı bölmesine dayanmış masasının çekmesinde ararken sen de etrafa bakma şansı buluyorsun.
Kaptan kamarasında oldukça fazla kılıç duvarlara asılmış durumda. Aynı zamanda özellikle bir Marine subayının çokça resmi bulunmakta. Sizin jenerasyonunuz bilmez tabi ki bu iyi görünümlü subayı. Kendisi epey güçlü olmasıyla kısa sürede bir çok büyük korsan tayfasını elleriyle idam etmiştir ancak hiç bir zaman teğmen rütbesinden yukarıya çıkamamıştır.
Epey plan yapılmış gibi görünen bir de masa bulunuyor kamarada. Pek çok tahta motif Mango adasının etrafına konuşlanmış bu haritada. Pek yok yerde de bıçak kesikleri bulunmakta. Bu adamların büyük işler denedikleri ortada.
Sonunda yolu bulmuş olan Rayl yoldan birini çevirip sormak istese de insanlar onu görmezden gelip yollarına devam ediyorlar. Burada herkes çok meşgul gibi görünüyor, işlerine koşturan ve onları hemen halletmek isteyen karınca sürüsü gibi hareket ediyor insanlar.
Rayl ise bu yolda ilerlemeye başlıyor. Sonunda bir yerlere varmaya başladığını insan sayısının azalışından far kederken sonunda yolda soracak birilerini buluyor. Adamı çevirip sorduğunda "Düz devam et ikinci sağda meydan var, meydanda ana bankayı etrafında da küçük bankaları görürsün." deyip yoluna devam ediyor.
Bu sırada sırtına para çantaları takılmış bir at görüyorsun. Yanından geçip gidiyor, ancak bir binicisi yok bu atın.
Kiyora:
Kiyora'nın sorusuna karşılık İsmail "Yok bizim gemi biraz dışarıda demirledi." diye cevap veriyor. Sonrasında Kiyora, İsmail'in peşine takılıp ilerliyorlar. Rıhtımdan bir sandala atlayıp adanın bir kaç yüz metre ilerisine açıldıktan sonra, biraz daha limana paralel bir şekilde ilerledikten sonra. Orta halli bir gemi çıkıyor karşınıza.
Geminin yelkenleri bile pullarla parlak parlak donatılmış durumda. Bir bayrağı olmayan bu gemiye Kiyora ve İsmail birlikte ipler yardımı ile girdiklerinde; hafif şişman, kirli sakallı, orta yaşını geçmiş ancak çokta yaşlı denemeyecek bir adam karşılıyor onları. İsmail ve Mecnun'a göre çok daha ciddi görünüşlü olan bu adam İsmail'e "Hanım kızımız kim?" diye soruyor nazik bir şekilde "Çitlenbik İskender abi! Adını bilmiyorum KISKISKISKIS!" dedikten sonra "Bizim İerdal posterleri saklamış yine onları arıyomuş." dedikten sonra İskender başını hafifçe sallayıp "Ha tamam, dönerken haber ver de şu topları güverdeten aşağı bi el atalım belim ağrıyo bu aralar." dedikten sonra İsmail yine kendine özgü hareketleriyle el kol yapıyor.
Geminin içerisine girdiğinde gayet normal bir yolcu gemisi gibi görünüyor; ta ki kaptan kamarasına girene kadar. Kaptan kamarasına giren İsmail posterleri geminin çık kısmında bulunan kamaranın camlı bölmesine dayanmış masasının çekmesinde ararken sen de etrafa bakma şansı buluyorsun.
Kaptan kamarasında oldukça fazla kılıç duvarlara asılmış durumda. Aynı zamanda özellikle bir Marine subayının çokça resmi bulunmakta. Sizin jenerasyonunuz bilmez tabi ki bu iyi görünümlü subayı. Kendisi epey güçlü olmasıyla kısa sürede bir çok büyük korsan tayfasını elleriyle idam etmiştir ancak hiç bir zaman teğmen rütbesinden yukarıya çıkamamıştır.
- Teğmen Lecter:
Epey plan yapılmış gibi görünen bir de masa bulunuyor kamarada. Pek çok tahta motif Mango adasının etrafına konuşlanmış bu haritada. Pek yok yerde de bıçak kesikleri bulunmakta. Bu adamların büyük işler denedikleri ortada.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl biraz daha ilerledikten sonra insanlara yol sormaya çalışsa da insanların meşguliyetinden dolayı düzgün bir yol tarifi almakta başarılı olamamıştı. Rayl zaten pek sıcak bakmadığı bu insanları bir grup koyuna benzetmeye başlamıştı.
Bir süre sonra bu kalabalık seyrekleşmeye başlamıştı. Şehir merkezinden uzaklaştığı şüphesine kapılır gibi olmuştu Rayl ki sonunda kendisine cevap veren birine denk gelmişti. "Düz devam et ikinci sağda meydan var, meydanda ana bankayı etrafında da küçük bankaları görürsün." diyor adam. Raylde bu talimatlara aynen uyacaktı. O sırada yanından parayla yüklenmiş üstü boş bir at geçiyor. Rayl şaşkın gözlerle baksa da yolunu hiç bozmadan devam ediyordu.
Bir süre sonra bu kalabalık seyrekleşmeye başlamıştı. Şehir merkezinden uzaklaştığı şüphesine kapılır gibi olmuştu Rayl ki sonunda kendisine cevap veren birine denk gelmişti. "Düz devam et ikinci sağda meydan var, meydanda ana bankayı etrafında da küçük bankaları görürsün." diyor adam. Raylde bu talimatlara aynen uyacaktı. O sırada yanından parayla yüklenmiş üstü boş bir at geçiyor. Rayl şaşkın gözlerle baksa da yolunu hiç bozmadan devam ediyordu.
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora ada girişinde gördüğü geminin bahsettikleri gemi olmadığını öğrenmişti. Soru olsun diye sorduğu bir şeydi, pek önemsemedi.
Daha sonra Kiyora ve İsmail Abi rıhtıma doğru ilerlemeye başladılar. Kiyora hâlâ şüphe içindeydi. Bir süre sonra rıhtımdan bir sandal ile ayrılıp adanın biraz ilerisine gittiler. İleride bir gemi gözüküyordu. Geminin parlayan yelkenlerini görünce Kiyora nedense şaşırmadı. "Sanırım geldik." dedi görür görmez. Daha sonra iplerin yardımı ile gemiye girdiler, Kiyora karşılarındaki adamı inceledi. Yanındaki parlak adama nazaran daha ciddi olan bu kirli sakallı adam, İsmail Abi'ye "Hanım kızımız kim?" diye sordu. Kiyora tam adını söylemeyi düşünmüyordu. Hemen ardından İsmail Abi, Kiyora'yı "çitlenbik" olarak tanıtmayı tercih etti, ne de olsa kendi de bilmiyordu kızıl saçlı kızın ismini. İsmail Abi, İskender ile konuşmaya devam etti, Erdal'ın posterleri sakladığını, Kiyora'nın da onları görmek istediğini belirtti. Bu sırada Kiyora durup, "Adım Vic" dedi. Az çok güven vermesi gerektiğini düşünüyordu. Daha sonra İskender ve İsmail arasında devam eden diyalog son buldu. Kiyora geminin içine girdiğinde bunun hiç de anormal gözükmeyen bir yolcu gemisi olduğunu düşünmüştü. (Geminin dışındaki yelkenler hariç!) Ama kaptan odasına girdiğinde bu düşüncesi bozuldu. Duvarlarda çok sayıda kılıç, ve bir adamın resimleri asılıydı. Adamı tanımamasına rağmen düzgün görünümlü, rütbeli biri olduğu aşikârdı. Kiyora içinden, "Eğer bu resimdeki adam denizci ise şuan bulunduğum geminin denizcilerle bir bağlantısı olabilir. Her ihtimali düşünmeliyim." dedi. O sırada İsmail Abi, ilanları arıyordu.
Kiyora ilanları görmek isteyecek, daha sonra İsmail Abi'ye soracaktı: "Sizler korsan mısınız? Çok havalı bir gemi olduğundan ilgimi çekti. Tayfanız da vardır belki!"
Daha sonra Kiyora ve İsmail Abi rıhtıma doğru ilerlemeye başladılar. Kiyora hâlâ şüphe içindeydi. Bir süre sonra rıhtımdan bir sandal ile ayrılıp adanın biraz ilerisine gittiler. İleride bir gemi gözüküyordu. Geminin parlayan yelkenlerini görünce Kiyora nedense şaşırmadı. "Sanırım geldik." dedi görür görmez. Daha sonra iplerin yardımı ile gemiye girdiler, Kiyora karşılarındaki adamı inceledi. Yanındaki parlak adama nazaran daha ciddi olan bu kirli sakallı adam, İsmail Abi'ye "Hanım kızımız kim?" diye sordu. Kiyora tam adını söylemeyi düşünmüyordu. Hemen ardından İsmail Abi, Kiyora'yı "çitlenbik" olarak tanıtmayı tercih etti, ne de olsa kendi de bilmiyordu kızıl saçlı kızın ismini. İsmail Abi, İskender ile konuşmaya devam etti, Erdal'ın posterleri sakladığını, Kiyora'nın da onları görmek istediğini belirtti. Bu sırada Kiyora durup, "Adım Vic" dedi. Az çok güven vermesi gerektiğini düşünüyordu. Daha sonra İskender ve İsmail arasında devam eden diyalog son buldu. Kiyora geminin içine girdiğinde bunun hiç de anormal gözükmeyen bir yolcu gemisi olduğunu düşünmüştü. (Geminin dışındaki yelkenler hariç!) Ama kaptan odasına girdiğinde bu düşüncesi bozuldu. Duvarlarda çok sayıda kılıç, ve bir adamın resimleri asılıydı. Adamı tanımamasına rağmen düzgün görünümlü, rütbeli biri olduğu aşikârdı. Kiyora içinden, "Eğer bu resimdeki adam denizci ise şuan bulunduğum geminin denizcilerle bir bağlantısı olabilir. Her ihtimali düşünmeliyim." dedi. O sırada İsmail Abi, ilanları arıyordu.
Kiyora ilanları görmek isteyecek, daha sonra İsmail Abi'ye soracaktı: "Sizler korsan mısınız? Çok havalı bir gemi olduğundan ilgimi çekti. Tayfanız da vardır belki!"
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl:
Rayl para dolu çanta ile giden atı görmezden gelmemesi ata bile garip gelmişti ki arkasına baka baka yürüyordu. Rayl ilerlerken ilerisinde bir insanın üstünde bulunan kıyafetlerden bir çizgi görmüştü. Öncelikle bir beyaz don, sonrasında aynı renkte bir atlet hemen peşi sıra deri bir pantolon ve deri bir ceket vardı.
Az daha ilerledikten sonra etrafa kaçışan insanlardan birisi Rayl'e çarpmış ve onu yere düşürmüştü. Rayl ne oldu demeye kalmadan adam apar topar kalkmış ve koşmaya devam etmişti. Çığlıklar etrafta o kadar yüksekti ki şehirin her yerinden duyuluyor olmalıydı.
Rayl düştüğü yerden eski tarzda yapılmış bankayı görmüştü ancak saniyeler içinde bankanın içinden bir patlama sesi gelmiş ve etrafı beyaz bir toz kaplamıştı. Ağlamalar ve inlemeler bir birine karışmıştı, ancak beyaz toz zararlı değildi undu. Burada ne olduğu ise çok karışıktı. Etrafta onca yüzlerce insan yere yatmıştı, bazıları ağlıyordu bazıları ne olduysa şoku atlatamamıştı.
Kiyora:
İsmail sorduğun soruların ardından kendi kendine mırıldanarak soruna cevap veriyor "İnsanlar korsan diyor ama ne olduğumuz tartışılır..." diye cevap veriyor sana bir yandan posterleri ararken. Sonrasında posterleri bulduğunda rulo haline getirilmiş altı parça görüyorsun. Tam olarak bakkaldaki kayıp posterler. Açıp baktığında aşağıdakileri göreceksin;
Rayl para dolu çanta ile giden atı görmezden gelmemesi ata bile garip gelmişti ki arkasına baka baka yürüyordu. Rayl ilerlerken ilerisinde bir insanın üstünde bulunan kıyafetlerden bir çizgi görmüştü. Öncelikle bir beyaz don, sonrasında aynı renkte bir atlet hemen peşi sıra deri bir pantolon ve deri bir ceket vardı.
Az daha ilerledikten sonra etrafa kaçışan insanlardan birisi Rayl'e çarpmış ve onu yere düşürmüştü. Rayl ne oldu demeye kalmadan adam apar topar kalkmış ve koşmaya devam etmişti. Çığlıklar etrafta o kadar yüksekti ki şehirin her yerinden duyuluyor olmalıydı.
Rayl düştüğü yerden eski tarzda yapılmış bankayı görmüştü ancak saniyeler içinde bankanın içinden bir patlama sesi gelmiş ve etrafı beyaz bir toz kaplamıştı. Ağlamalar ve inlemeler bir birine karışmıştı, ancak beyaz toz zararlı değildi undu. Burada ne olduğu ise çok karışıktı. Etrafta onca yüzlerce insan yere yatmıştı, bazıları ağlıyordu bazıları ne olduysa şoku atlatamamıştı.
Kiyora:
İsmail sorduğun soruların ardından kendi kendine mırıldanarak soruna cevap veriyor "İnsanlar korsan diyor ama ne olduğumuz tartışılır..." diye cevap veriyor sana bir yandan posterleri ararken. Sonrasında posterleri bulduğunda rulo haline getirilmiş altı parça görüyorsun. Tam olarak bakkaldaki kayıp posterler. Açıp baktığında aşağıdakileri göreceksin;
- Spoiler:
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl, atın yanından geçtikten sonra at şöyle bir dönüp bakmıştı ona. İlerde ise düz bir sıra halinde kıyafetler duruyordu. Rayl bunlara pek anlam veremezken etrafta kaçışan insanlar gördü. Bunlardan biri Rayl'e çarpıp onu yere düşürmüştü. Rayl daha ne oluyor demeye kalmadan çığlıklar içinde koşulan insanların arkasında duran eski görünümlü binada patlama olmuştu. O sıradan Rayl'in beyni flash patlamışa döndü. Bu at bir zoan kullanıcısı olmalıydı ve bankayı soyan kişiydi. Emin olamasa da bu ihtimal çok yüksekti. Meydan bir anda savaş alanına dönmüştü. Etrafta ağlayan, çığlık atan insanlar vardı. Kimisi yere kapaklanmıştı. Etraf yaralı insanların inlemeriyle yankılanıyordu. Rayl'in ise kanı kaynıyordu. Ait olduğu ortam işte buydu. O sırada etraftaki sis benzeri beyaz dumanın un olduğunu farketti. Bu zoan kullanıcısı at adamın taktiği olmalıydı. Dönüşümünü saklamak için böyle bir yöntem kullanmış olmalıydı. Belkide patlayıcının yanına un bağlamıştı. 4 denizde şeytan meyvesi pek görülen bir şey değildi. Harika bir kamuflajdı zoan formu.
Rayl ''İşe koyulma vakti'' diye düşündü. Kafasında ufak planını hemencecik kurmuştu. Diğer insanlar gibi panik yapmışçasına hareket edecekti. O sırada bu at adamı gözünden ayırmadan dikkat çekmeyecek mesafeden izleyerek doğru anı kollamayı düşünüyordu. Ama gizlilikten daha önemli olan adamı gözden kaybetmemesiydi. Bu adamda nihayetinde bir zoan kullanıcısıydı güçlü olmalıydı. Önce sarsılmış gibi yapacak ve at adamın mesafeyi biraz açmasını bekleyecekti. Daha sonra korkmuş ve olay yerinden uzaklaşmaya çalışıyormuş gibi davranarak at adamı izleyecekti.
Rayl ''İşe koyulma vakti'' diye düşündü. Kafasında ufak planını hemencecik kurmuştu. Diğer insanlar gibi panik yapmışçasına hareket edecekti. O sırada bu at adamı gözünden ayırmadan dikkat çekmeyecek mesafeden izleyerek doğru anı kollamayı düşünüyordu. Ama gizlilikten daha önemli olan adamı gözden kaybetmemesiydi. Bu adamda nihayetinde bir zoan kullanıcısıydı güçlü olmalıydı. Önce sarsılmış gibi yapacak ve at adamın mesafeyi biraz açmasını bekleyecekti. Daha sonra korkmuş ve olay yerinden uzaklaşmaya çalışıyormuş gibi davranarak at adamı izleyecekti.
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora, İsmail Abi'ye korsan olup olmadıklarını sorduğunda, pek de net sayılmayacak bir cevap aldı. Yine de "İnsanlar korsan diyor..." cevabını dikkate alarak bu geminin bir korsan tayfasına ait olduğunu düşündü. "Dikkatli olmalıyım." diye tekrarladı içinden.
Daha sonra İsmail Abi posterleri bulup Kiyora'ya uzattı. Altı kağıdın altısını da incelemeye başladı Kiyora. Bir yandan içinden, kendi kendine konuşuyordu...
"Ak Sakallı bir dede... Beş milyon ödül bir ihtiyar için hiç de fena değil."
Diğer ilana geçti;
"O-oha! Vay adi herif! Bu adamın on iki milyon ödülü mü varmış!" verdiği yemek ücretinin acısını tekrar hissetmiş gibiydi o an epey şaşkın olan Kiyora. Şaşkınlığını atlatır gibi olduğu zaman diğer ilana geçti.
Gördüğü ilan, İsmail'inkiydi. Nedense bu ilana şaşırmadı. Böyle bir şey bekliyordu. Ama yirmi milyon ödül gerçekten de çok iyi bir paraydı.
"Parlak İsmail mi? Gerçekten de sana çok yakışmış bu ünvan abi!" dedi karşısındaki parlak adama. Hemen sonra sıradaki ilana geçti.
"Bunlar ne imiş ya böyle..."
Gemiye bindiği sırada gördüğü ciddi sayılabilecek adamdı bu, on iki milyon da ödülü vardı.
Diğer postere geçti. On belilik ödülü görünce hafif gülümsedi, yemek yedikleri yerdeki çırağın ta kendisiydi gördüğü.
Derken son ilana da baktı, bu da Kiyora'yı şaşırtmadı. İsmail Abi ile bağıra çığıra konuşan Mecnun'un başında on altı milyonluk ödül vardı.
Tüm posterlere bakıp aldığı şekilde rulo haline getirip İsmail Abi'ye verecekti Kiyora. Artık, Yaviz'in da bu tayfadan olduğuna neredeyse emindi. Daha sonra İsmail Abi'ye sordu: "Sanırım bir korsan tayfasısınız. Ne kadar süredir bu adadasınız? Nereleri gezdiniz, ben daha çaylağım. Gezgin gibi denizlerde dolaşıyorum. Söyleyeceğin her şey yararıma olur. Ve... Yaviz necidir? Kendisini bu civarlarda çok duydum. O yüzden merak ettim. Arkadaşınız falan mı ola ki?..."
Rp Out:
Daha sonra İsmail Abi posterleri bulup Kiyora'ya uzattı. Altı kağıdın altısını da incelemeye başladı Kiyora. Bir yandan içinden, kendi kendine konuşuyordu...
"Ak Sakallı bir dede... Beş milyon ödül bir ihtiyar için hiç de fena değil."
Diğer ilana geçti;
"O-oha! Vay adi herif! Bu adamın on iki milyon ödülü mü varmış!" verdiği yemek ücretinin acısını tekrar hissetmiş gibiydi o an epey şaşkın olan Kiyora. Şaşkınlığını atlatır gibi olduğu zaman diğer ilana geçti.
Gördüğü ilan, İsmail'inkiydi. Nedense bu ilana şaşırmadı. Böyle bir şey bekliyordu. Ama yirmi milyon ödül gerçekten de çok iyi bir paraydı.
"Parlak İsmail mi? Gerçekten de sana çok yakışmış bu ünvan abi!" dedi karşısındaki parlak adama. Hemen sonra sıradaki ilana geçti.
"Bunlar ne imiş ya böyle..."
Gemiye bindiği sırada gördüğü ciddi sayılabilecek adamdı bu, on iki milyon da ödülü vardı.
Diğer postere geçti. On belilik ödülü görünce hafif gülümsedi, yemek yedikleri yerdeki çırağın ta kendisiydi gördüğü.
Derken son ilana da baktı, bu da Kiyora'yı şaşırtmadı. İsmail Abi ile bağıra çığıra konuşan Mecnun'un başında on altı milyonluk ödül vardı.
Tüm posterlere bakıp aldığı şekilde rulo haline getirip İsmail Abi'ye verecekti Kiyora. Artık, Yaviz'in da bu tayfadan olduğuna neredeyse emindi. Daha sonra İsmail Abi'ye sordu: "Sanırım bir korsan tayfasısınız. Ne kadar süredir bu adadasınız? Nereleri gezdiniz, ben daha çaylağım. Gezgin gibi denizlerde dolaşıyorum. Söyleyeceğin her şey yararıma olur. Ve... Yaviz necidir? Kendisini bu civarlarda çok duydum. O yüzden merak ettim. Arkadaşınız falan mı ola ki?..."
Rp Out:
- Spoiler:
- İçimden konuştuğum zaman italic ekliyorum konuşmaya. Hatırlatmış olayım.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl:
Bir at yaklaşık olarak atmış kilometre hızla koşabilmektedir, bunun yanı sıra karşısındaki uzun saçları ve normal bir ata kıyasla daha esnek bileklere sahip olan bir yılkıydı. Yaklaşık dört saniye içerisinde saatte yüz kilometre hıza yaklaşıp sonrasında atmışa düşen bir grafik çizebilecek seviyede bir hayvandı ve bu hızı yakalayabilecek çok az miktarda yaratık bulunmaktadır. Sibirya kaplanları onlardan birisi değil kesinlikle, yüz elli kiloya yakın ağırlıklarıyla en iyi hallerinde en yüksek hızları elli kilometre olan dostumuz At'a gözlerini dikmeye çalıştığında çoktan üsküdarı geçmiş gibi görünüyordu.
Gidilecek tek bir yön olduğundan o yönü takip etmeye başlamıştı ancak gözden çoktan uzaklaşmıştı bu at bey. Bu sırada etrafta hiç yaralı olmadığı da dikkatini çekmişti, aynı zamanda patlamanın olduğu bina zarar bile görmemişti. Bu sırada limanda bir duman yükselmişti ve bir kaç top ateşlenmeye başlamıştı, arada o kadar mesafeden fark ediliyorsa ciddi bir şey olabilir.
Kiyora:
İsmail ile konuşurken gülünce o da baktığın posterlere göz gezdirmişti, sonrasında geri verdiğinde sorunu dinlemiş ve "Burası pek güvenli değil çitlenbik adaya dönsen iyi olacak." diye cevap vermişti aniden gelen bir ciddiyetle. Hemen ardından top sesleri gelmeye başlamıştı, direk olarak gemiye ateş eden bu adamların kim olduğu belirsizdi ancak İsmail biliyor olacaktı ki yaklaşık beş metre uzunluğunda bir baltayı sırtına takıp "Buradan çıksan iyi olacak, meyve kullanmıyorsan atlayıp yüz hatta." demişti.
Apar topar yukarı çıkarken güverteye çıktığında pruva tarafından bir donanma gemisi yaklaştığı görünüyor. Adı HL-666 olan bu gemi merkezinde bulunan devasa havan topu dışında gayet normal bir gemi. Bu noktada anladığın üzere ilk baştaki atışlar sadece taciz ateşiydi ve çokta uzun olmayan bir süre sonra toplar gemiye ulaşmaya başlayacaktı. Öyle ki gemi yavaştan sallanmaya başlamıştı bile. Bu sırada Erdal Bakkal dahil herkesin geldiğini görebiliyorsun. Bir de tekne ile gelen bir adam var, gözün tam kesemese de çıplak bir adam gemiye doğru gelmekte.
Kalmak ya da kaçmak için fazla zamanın yok, seçim senin.
Bir at yaklaşık olarak atmış kilometre hızla koşabilmektedir, bunun yanı sıra karşısındaki uzun saçları ve normal bir ata kıyasla daha esnek bileklere sahip olan bir yılkıydı. Yaklaşık dört saniye içerisinde saatte yüz kilometre hıza yaklaşıp sonrasında atmışa düşen bir grafik çizebilecek seviyede bir hayvandı ve bu hızı yakalayabilecek çok az miktarda yaratık bulunmaktadır. Sibirya kaplanları onlardan birisi değil kesinlikle, yüz elli kiloya yakın ağırlıklarıyla en iyi hallerinde en yüksek hızları elli kilometre olan dostumuz At'a gözlerini dikmeye çalıştığında çoktan üsküdarı geçmiş gibi görünüyordu.
Gidilecek tek bir yön olduğundan o yönü takip etmeye başlamıştı ancak gözden çoktan uzaklaşmıştı bu at bey. Bu sırada etrafta hiç yaralı olmadığı da dikkatini çekmişti, aynı zamanda patlamanın olduğu bina zarar bile görmemişti. Bu sırada limanda bir duman yükselmişti ve bir kaç top ateşlenmeye başlamıştı, arada o kadar mesafeden fark ediliyorsa ciddi bir şey olabilir.
Kiyora:
İsmail ile konuşurken gülünce o da baktığın posterlere göz gezdirmişti, sonrasında geri verdiğinde sorunu dinlemiş ve "Burası pek güvenli değil çitlenbik adaya dönsen iyi olacak." diye cevap vermişti aniden gelen bir ciddiyetle. Hemen ardından top sesleri gelmeye başlamıştı, direk olarak gemiye ateş eden bu adamların kim olduğu belirsizdi ancak İsmail biliyor olacaktı ki yaklaşık beş metre uzunluğunda bir baltayı sırtına takıp "Buradan çıksan iyi olacak, meyve kullanmıyorsan atlayıp yüz hatta." demişti.
Apar topar yukarı çıkarken güverteye çıktığında pruva tarafından bir donanma gemisi yaklaştığı görünüyor. Adı HL-666 olan bu gemi merkezinde bulunan devasa havan topu dışında gayet normal bir gemi. Bu noktada anladığın üzere ilk baştaki atışlar sadece taciz ateşiydi ve çokta uzun olmayan bir süre sonra toplar gemiye ulaşmaya başlayacaktı. Öyle ki gemi yavaştan sallanmaya başlamıştı bile. Bu sırada Erdal Bakkal dahil herkesin geldiğini görebiliyorsun. Bir de tekne ile gelen bir adam var, gözün tam kesemese de çıplak bir adam gemiye doğru gelmekte.
Kalmak ya da kaçmak için fazla zamanın yok, seçim senin.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora sorusunu sorduğu sırada İsmail Abi bir anda ciddileşti. Buranın pek güvenli olmadığını, adaya dönmesi gerektiğini söyledi. Kiyora şaşkınlıkla "Neden?!" diyeceği sırada, top sesleri gelmeye başladı. Kiyora tedirgin oldu, ne yapacağını düşünmeye başlamıştı ki İsmail Abi kocaman bir baltayı sırtlandı. "Buradan çıksan iyi olacak, meyve kullanmıyorsan atlayıp yüz hatta." dedi.
Birlikte güverteye çıktıkları sırada Kiyora ürperdi. Karşısında gördüğü şey bir donanma gemisiydi. Şuanda nefret duyacak zaman değildi. Bir çözüm düşünmeye başladı. Atışların devam edeceği belliydi. Gemi şimdiden sallanmaya başlamıştı bile. Derken, Erdal Bakkal dahil kayıp ilanlardaki diğerlerinin geldiğini gördü Kiyora. Ayrıca teknenin içinde gemiye doğru yaklaşan bir adam gördü. Çıplak gibiydi, Kiyora pek anlamasa da o an umursamadı.
Son kez etrafına baktı. Şuanda burada durması, savaşmaya çalışması bile aptallık olurdu. Hoş, şuanda savaşma sebebi de yoktu. Burada durursa kendisini korsan ya da suçlu sanabilirlerdi. Kendini tehlikeye atması gereksiz olacaktı. Hem Rayl de yanında değildi. Yaklaşan adamlar, İsmail Abi ve İskender hiç de boş adamlar gibi durmuyordu zaten. Kendileri savaşabilirlerdi. Ama Kiyora'nın emin olduğu bir şey varsa, o da acele etmesi gerektiğiydi.
İsmail Abi'ye "Abi dikkatli olun! Bu adamların ne istediğini daha sonra konuşuruz. Kendinize dikkat edin ben limandayım!" diyecek ve suya atlayacaktı Kiyora. Ada, yüzebileceği mesafede olduğundan yüzmenin daha iyi bir fikir olduğunu düşündü. Kıyıya doğru hızlı hızlı yüzerken çıplak adamı görünce, "Sapık!" diyip kötü bakışlar atacaktı. Acaba bu sapık kimin nesiydi? Ve daha da önemlisi İsmail Abi'ler ne yapacaktı?
Birlikte güverteye çıktıkları sırada Kiyora ürperdi. Karşısında gördüğü şey bir donanma gemisiydi. Şuanda nefret duyacak zaman değildi. Bir çözüm düşünmeye başladı. Atışların devam edeceği belliydi. Gemi şimdiden sallanmaya başlamıştı bile. Derken, Erdal Bakkal dahil kayıp ilanlardaki diğerlerinin geldiğini gördü Kiyora. Ayrıca teknenin içinde gemiye doğru yaklaşan bir adam gördü. Çıplak gibiydi, Kiyora pek anlamasa da o an umursamadı.
Son kez etrafına baktı. Şuanda burada durması, savaşmaya çalışması bile aptallık olurdu. Hoş, şuanda savaşma sebebi de yoktu. Burada durursa kendisini korsan ya da suçlu sanabilirlerdi. Kendini tehlikeye atması gereksiz olacaktı. Hem Rayl de yanında değildi. Yaklaşan adamlar, İsmail Abi ve İskender hiç de boş adamlar gibi durmuyordu zaten. Kendileri savaşabilirlerdi. Ama Kiyora'nın emin olduğu bir şey varsa, o da acele etmesi gerektiğiydi.
İsmail Abi'ye "Abi dikkatli olun! Bu adamların ne istediğini daha sonra konuşuruz. Kendinize dikkat edin ben limandayım!" diyecek ve suya atlayacaktı Kiyora. Ada, yüzebileceği mesafede olduğundan yüzmenin daha iyi bir fikir olduğunu düşündü. Kıyıya doğru hızlı hızlı yüzerken çıplak adamı görünce, "Sapık!" diyip kötü bakışlar atacaktı. Acaba bu sapık kimin nesiydi? Ve daha da önemlisi İsmail Abi'ler ne yapacaktı?
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl, bu atı izleyecekti ki at bir anda dört nala koşmaya başlayınca bir anda araları açılmıştı. Rayl ''Siktir!!'' diye yakındı kendine. O sırada patlamadan kimsenin yaralanmadığını farketti. Belli ki sadece göz boyamak için yapılmış bir hamleydi. Ama Rayl'in bunu düşünecek vakti yoktu. At adamı takip etmeliydi. Tek yol vardı yani gideceği yön açıktı. Bu yolu takip ederken kıyıda bir dumanın yükseldiğini farketti. Burası Kiyorayı en son görüğü yerin o taraflardaydı. Bir anda kızgınlık ve endişe kapladı içini. ''Kiyora!'' diye hafifçe haykırdı. Bir yandan yumruklarını sıkıyordu. Bundan sonra hızlıca oraya gitmeye çalışacaktı.
Misafir- Misafir
3 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Similar topics
» [Karne]Wiksax Rayl
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» [Karne] Kiyora Victoria
» [Envanter] Kiyora Victoria
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» [Karne] Kiyora Victoria
» [Envanter] Kiyora Victoria
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
3 sayfadaki 8 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz