Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
4 sayfadaki 8 sayfası
4 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora:
Tayfanın kendi arasında bir şeyler konuşup güldüğünü görüyorsun ve gemiden atladıktan sonra yanından geçip ayıpladığın kişinin de hırsız Yaviz olduğunu fark ediyorsun son anda, sen sapık deyince adam "Sapık değilim ben! Hırsızım hırsız!" diye anlamsız bir cevap veriyor. Adaya yaklaşık dört dakika içerisinde sırıl sıklam bir şekilde çıktığında bu sırada Rayl'de yanına gelmiş bulunuyor. Kendisi de nefes nefese kalmış.
Rayl:
Koşarak geri dönmek yokuş yukarı uzanan yola nazaran çok çok daha hızlı olmuştu ancak geldiğin anda Kiyora'yı görmüş olsan bile nefeslerin göğüs kafesini öyle sıkıştırıyor ki bir kaç dakika soluklanmakta fayda var.
Uzaktan gelen havan atışları epey büyük toplar ateşlemekte ancak parlak yelkenli tayfa da boş durmamakta. Gelen gülleler aynı birer bezelye tanesi gibi ortadan ikiye ayrılıp geminin beşer metre yanına düşmekte. Bu sırada donanma gemisinin burun direğinde takım elbiseli pekte subay havası olmayan bir adam durmakta. Adamla gemidekiler arasında kısa bir diyalog geçtikten sonra gemiler bir anda yönünü adanın en az insan olan kısmına yani Kiyora ve Rayl'in bulunduğu yere tam olarak!
Gemiler karaya doğru son sürat gelirken aralarındaki top güllelerinin ıslıkları da kulakları sağır eder bir biçimde git gide yükselen seslerle devam etmekte. Donanma gemisine yapılan atışlar da bir türlü gemiyi bulmamakta. İki taraf arasın sürekli olarak devam eden top ateşleri çokta uzun sürmeyecek. Yaklaşık iki dakika sonra ikisi de karaya vuracak gibi görünüyor.
Bu sırada Kiyora ve Rayl'in bir karar vermesi gerekli, bu noktadan sonra savaşa dahil olup yüksek kafa ödüllü kişileri karşıya almak olabilir. Pekala aynı şekilde iyi insanlar gibi görünen bu kişilerin yanında yer almakta mantıklı, kaçmakta hiç anlamsız görünmüyor.
Tayfanın kendi arasında bir şeyler konuşup güldüğünü görüyorsun ve gemiden atladıktan sonra yanından geçip ayıpladığın kişinin de hırsız Yaviz olduğunu fark ediyorsun son anda, sen sapık deyince adam "Sapık değilim ben! Hırsızım hırsız!" diye anlamsız bir cevap veriyor. Adaya yaklaşık dört dakika içerisinde sırıl sıklam bir şekilde çıktığında bu sırada Rayl'de yanına gelmiş bulunuyor. Kendisi de nefes nefese kalmış.
Rayl:
Koşarak geri dönmek yokuş yukarı uzanan yola nazaran çok çok daha hızlı olmuştu ancak geldiğin anda Kiyora'yı görmüş olsan bile nefeslerin göğüs kafesini öyle sıkıştırıyor ki bir kaç dakika soluklanmakta fayda var.
Genel durum:
Uzaktan gelen havan atışları epey büyük toplar ateşlemekte ancak parlak yelkenli tayfa da boş durmamakta. Gelen gülleler aynı birer bezelye tanesi gibi ortadan ikiye ayrılıp geminin beşer metre yanına düşmekte. Bu sırada donanma gemisinin burun direğinde takım elbiseli pekte subay havası olmayan bir adam durmakta. Adamla gemidekiler arasında kısa bir diyalog geçtikten sonra gemiler bir anda yönünü adanın en az insan olan kısmına yani Kiyora ve Rayl'in bulunduğu yere tam olarak!
Gemiler karaya doğru son sürat gelirken aralarındaki top güllelerinin ıslıkları da kulakları sağır eder bir biçimde git gide yükselen seslerle devam etmekte. Donanma gemisine yapılan atışlar da bir türlü gemiyi bulmamakta. İki taraf arasın sürekli olarak devam eden top ateşleri çokta uzun sürmeyecek. Yaklaşık iki dakika sonra ikisi de karaya vuracak gibi görünüyor.
Bu sırada Kiyora ve Rayl'in bir karar vermesi gerekli, bu noktadan sonra savaşa dahil olup yüksek kafa ödüllü kişileri karşıya almak olabilir. Pekala aynı şekilde iyi insanlar gibi görünen bu kişilerin yanında yer almakta mantıklı, kaçmakta hiç anlamsız görünmüyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl uzunca süre endişe içerisinde kıyıya koşmaya çalıştı. Yol bayır aşağı olduğu için çok daha kısa sürede varmıştı kıyıya. Kiyoranın sağlam olduğunu gördüğünde içi fazlasıyla rahatlamıştı. Dizlerini tutmuş hafif eğik pozisyonda biraz soluklandıktan sonra kafasını kaldırdı. Beyninde flash patlamışa döndü. Kiyora oldukça ıslanmıştı ve bu sebepten içi seçilebilir gibi olmuştu. Bu manzara karşısında Rayl bir süre donakaldı. Beynine kan sıçramıştı adeta. ''Bu ne harika bir beden...'' diye düşünüyordu. Bu şekilde Kiyoranın güzelliğine takılı kaldı çok kısa bir süre. Daha sonra kıyafetinin üst kısmını çıkardı ve bununla Kiyorayı kurutmaya çalışıyordu.
O sırada bir korsan gemisi ve denizciler kıyının biraz açığında çatışıyorlardı. Top gürleleri havada uçuşuyordu. Gemiler ise kıyıya yaklaşıyorlardı. Rayl şuan birşey yapamayacaklarını düşündüğü için Kiyoraya, onlar kıyıya gelene kadar biraz açıkta beklemeyi önerecekti. Top atışına yapabilecekleri birşey gözükmüyordu. Göğüs göğüse savaş başladığı zaman denizcilere destek olabilirlerdi. Onlar kıyıya ulaşana kadar Rayl, Kiyorayı kurutmaya çalışacaktı, yetişmezse ceketini ona vermeyi de ihmal etmeyecekti.
O sırada bir korsan gemisi ve denizciler kıyının biraz açığında çatışıyorlardı. Top gürleleri havada uçuşuyordu. Gemiler ise kıyıya yaklaşıyorlardı. Rayl şuan birşey yapamayacaklarını düşündüğü için Kiyoraya, onlar kıyıya gelene kadar biraz açıkta beklemeyi önerecekti. Top atışına yapabilecekleri birşey gözükmüyordu. Göğüs göğüse savaş başladığı zaman denizcilere destek olabilirlerdi. Onlar kıyıya ulaşana kadar Rayl, Kiyorayı kurutmaya çalışacaktı, yetişmezse ceketini ona vermeyi de ihmal etmeyecekti.
En son Wiksax Rayl tarafından Ptsi 07 Mart 2016, 02:03 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora gemiden atladığı zaman, parlak yelkenli gemideki tayfa üyelerinin aralarında bir şeyler konuşup güldüğünü farketti. Daha sonra bunu umursamayarak yüzmeye devam ettiği sırada gördüğü, sapık diye laf attığı adamın aslında ilandaki Hırsız Yaviz olduğunu anladı. Adam, "Sapık değilim ben, hırsızım." dediği sırada Kiyora'nın o anki durumda yapacak bir şeyi kalmamıştı. Biraz geç farketmişti bu durumu. O anlık aklındaki kıyıya varma düşüncesinden vazgeçmeyip hızlı hızlı yüzmeye devam etti.
Birkaç dakika sonra sırılsıklam bir şekilde kıyıya ulaştı. Kıyıya varır varmaz karşıdan Rayl'in koşarak geldiğini gördü. Kiyora Rayl'i görünce derin bir nefes alıp rahatladı. Ama Rayl koştuğundan olsa gerek, nefes nefeseydi. Kısa bir süre için hafifçe eğilip soluklandı. Kiyora o sırada "Sırılsıklam oldum, nasıl kuruyacak bunlar!" diye geçiriyordu içinden. Derken Rayl'ın bakışları Kiyora'nın ilgisini çekti. Rayl dikkatli bir şekilde kendisine bakıyordu. Kiyora bunu fark ettiği anda utanıp, üstünü başını düzeltmeye başladı, her ne kadar belli olan vücut hatlarına bir çözüm getirmeyecek olsa da... Daha sonra Rayl üst kıyafetini çıkartıp Kiyora'nın kurulanması için yardım etmeye başladı.
Derken Kiyora mevcut durumu düşünmeye başladı. Gemiler kıyıya yaklaşmaya başlamıştı, yakalamaları gereken adam biraz önce Kiyora'nın yanından geçip gitmişti ve şuan iki taraf çatışma halindeydi. Kiyora bunları düşünürken Rayl, şuanda ellerinden bir şey gelmeyeceği için iki taraf kıyıya yanaşıp yakın dövüş içerisine girene kadar beklemeyi önerdi. Daha sonra denizcilerin tarafında savaşmalarının mantıklı olacağını söyledi. Kiyora bu fikre ilk duyduğu zaman karşı çıkacak gibi olduysa da, yapacak başka bir şey kalmamıştı maalesef. İki ödül avcısı olarak böyle bir fırsatı kaçırmaları aptallık olurdu. Kiyora her ne kadar denizcilerden nefret etse de şuanki durumda çıkarı daha önce geliyordu. Birkaç saniye düşünüp, "İsmail Abi ve tayfası iyi insanlardı halbuki..." diye geçirdi içinden.
Islanmış saçları ve kılıcıyla uğraşırken Rayl'e Yaviz'i gördüğünden bahsedecekti. Devam eden çatışmayı takip eden ikili, gemilerin yanaşmasını bekleyecekti.
Birkaç dakika sonra sırılsıklam bir şekilde kıyıya ulaştı. Kıyıya varır varmaz karşıdan Rayl'in koşarak geldiğini gördü. Kiyora Rayl'i görünce derin bir nefes alıp rahatladı. Ama Rayl koştuğundan olsa gerek, nefes nefeseydi. Kısa bir süre için hafifçe eğilip soluklandı. Kiyora o sırada "Sırılsıklam oldum, nasıl kuruyacak bunlar!" diye geçiriyordu içinden. Derken Rayl'ın bakışları Kiyora'nın ilgisini çekti. Rayl dikkatli bir şekilde kendisine bakıyordu. Kiyora bunu fark ettiği anda utanıp, üstünü başını düzeltmeye başladı, her ne kadar belli olan vücut hatlarına bir çözüm getirmeyecek olsa da... Daha sonra Rayl üst kıyafetini çıkartıp Kiyora'nın kurulanması için yardım etmeye başladı.
Derken Kiyora mevcut durumu düşünmeye başladı. Gemiler kıyıya yaklaşmaya başlamıştı, yakalamaları gereken adam biraz önce Kiyora'nın yanından geçip gitmişti ve şuan iki taraf çatışma halindeydi. Kiyora bunları düşünürken Rayl, şuanda ellerinden bir şey gelmeyeceği için iki taraf kıyıya yanaşıp yakın dövüş içerisine girene kadar beklemeyi önerdi. Daha sonra denizcilerin tarafında savaşmalarının mantıklı olacağını söyledi. Kiyora bu fikre ilk duyduğu zaman karşı çıkacak gibi olduysa da, yapacak başka bir şey kalmamıştı maalesef. İki ödül avcısı olarak böyle bir fırsatı kaçırmaları aptallık olurdu. Kiyora her ne kadar denizcilerden nefret etse de şuanki durumda çıkarı daha önce geliyordu. Birkaç saniye düşünüp, "İsmail Abi ve tayfası iyi insanlardı halbuki..." diye geçirdi içinden.
Islanmış saçları ve kılıcıyla uğraşırken Rayl'e Yaviz'i gördüğünden bahsedecekti. Devam eden çatışmayı takip eden ikili, gemilerin yanaşmasını bekleyecekti.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora Ve Rayl romantizme hayli dalmış olacak ki son sürat üstlerine gelen gemileri unutmuş olacaklar. Her ne kadar iki dakikalık bir zaman biçilmişse de hareket etmeleri gerekmekteydi, bunun nedeni etrafa açılan top güllelerinin bir süre sonra kaçacak yer bırakmayacak olmasıydı tabi ki. Tam olarak olan buydu. İkilimiz bir biri ile aşklarını yaşarken etraflarındaki yer tepeden gelen ıslık seslerinin yere düşüp patlamalar eşliğinde parçalanmasına sebep oluyordu.
Tam bu sırada kahramanlarımız tepelerinde onlara doğru gelen gölge yüzünden büyük yara alacaklardı.
Gemi karaya çarpınca Kiyora'yı kurutmakla meşgul olan Rayl'in sağ kolu tam olarak geminin karaya giriş noktasına denk geliyordu. Dirseğinin dış tarafından yaklaşık yirmi tonluk baskı nedeniyle tendomlarıyla birlikte Rayl'in dirsek altından sağ kolu tersine çıkıyor. Hatta öyle ki eti ve kemiği ayırt edebiliyorsunuz.
Kiyora ise çarpışmanın etkisinden fırlıyor ve çok güzel bir beyin sarsıntısı hediye alıyor. Başı epey miktarda dönmekte, öyle ki ayakta durmak bile çok zor, Rayl'den yaklaşık yirmi metre kadar ileriye fırlamış durumda. Rayl de gemiden dört metre yana düşmüş bir kolu neredeyse koptu kopacak bir halde yere serilmiş durumda.
Bu sırada İsmail gemiden atlayıp Kiyora'nın yanına gidiyor ve "İyi misin?" diyor. Erdal ve Ak sakallı Dede'de iniyor hemen peşi sıra. Dede sert bir tonda "Burada kalırsak siviller zarar görecek." diyor. Erdal'sa "En güvenli yer burası, Yavuz'a söyleyin de bu arkadaşları alıp kaçsın. Kaanı da yanına alsın yaralarını neyim sarar." dedikten sonra İsmail Kiyora'ya dönüp "Arkadaşını alıp hemen kaçmalısın!" diyor. Rayl ayağa kalkabilecek durumda ancak bedenini zorlamaması gerekli. Kiyora basit hareketler dışında bir şey yapabilecek durumda değil.
Tam bu sırada kahramanlarımız tepelerinde onlara doğru gelen gölge yüzünden büyük yara alacaklardı.
Gemi karaya çarpınca Kiyora'yı kurutmakla meşgul olan Rayl'in sağ kolu tam olarak geminin karaya giriş noktasına denk geliyordu. Dirseğinin dış tarafından yaklaşık yirmi tonluk baskı nedeniyle tendomlarıyla birlikte Rayl'in dirsek altından sağ kolu tersine çıkıyor. Hatta öyle ki eti ve kemiği ayırt edebiliyorsunuz.
Kiyora ise çarpışmanın etkisinden fırlıyor ve çok güzel bir beyin sarsıntısı hediye alıyor. Başı epey miktarda dönmekte, öyle ki ayakta durmak bile çok zor, Rayl'den yaklaşık yirmi metre kadar ileriye fırlamış durumda. Rayl de gemiden dört metre yana düşmüş bir kolu neredeyse koptu kopacak bir halde yere serilmiş durumda.
Bu sırada İsmail gemiden atlayıp Kiyora'nın yanına gidiyor ve "İyi misin?" diyor. Erdal ve Ak sakallı Dede'de iniyor hemen peşi sıra. Dede sert bir tonda "Burada kalırsak siviller zarar görecek." diyor. Erdal'sa "En güvenli yer burası, Yavuz'a söyleyin de bu arkadaşları alıp kaçsın. Kaanı da yanına alsın yaralarını neyim sarar." dedikten sonra İsmail Kiyora'ya dönüp "Arkadaşını alıp hemen kaçmalısın!" diyor. Rayl ayağa kalkabilecek durumda ancak bedenini zorlamaması gerekli. Kiyora basit hareketler dışında bir şey yapabilecek durumda değil.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Kiyora ve Rayl sahilde, gemilerin gelmesini bekliyordu. Ama düşünemedikleri bir nokta vardı. Son sürat sahile yaklaşan ve çatışma hâlinde olan iki gemi vardı tam arkalarında! Gemilerin kendilerine bir şekilde zarar verme ihtimalini belli ki ikisi de düşünmemişti. O an Kiyora'nın ıslanmış kıyafetleri ile uğraşan ikili, arkalarından gelen gemilerin bir tanesinin kendilerine çarpmaları sonucu ağır bir darbe aldılar.
Kiyora o an ne olduğunu tam olarak anlayamadı. Rayl'in yanındayken birden ileriye doğru savruldu çarpışmanın etkisiyle. Gözünü açtığında önünü net göremiyordu. Birkaç saniye sonra ise etraf daha net gözükmeye başladı. Rayl birkaç metre ötesinde, yerde yatıyordu. Güçlükle ayağa kalktığı gibi Rayl'e doğru koşacak oldu, ama dengesini zor sağlıyordu. Sağa sola sendeledikten sonra neredeyse yere düşecekti. Lakin kendini zor da olsa toparladı. Kiyora, inanılmaz bir baş dönmesine rağmen Rayl'e doğru ilerlemeye başladı. O an düşünebildiği tek şey oydu. Rayl'in kolunun ne durumda olduğunu henüz tam olarak bilmiyordu. Net görebildiği tek şey yere yığılan Rayl'ın kendisiydi.
Algısı kapanmış gibiydi. Yanına gelen adamın söylediklerini güçlükle anladı. "İyi misin?..." Başı hala dönüyordu. "Rayl..." dedi Kiyora hâlâ ona doğru gitmeye çalışırken. İsmail Abi, arkadaşı ile olan bir diyalogtan sonra Kiyora ile konuşmaya devam etti; "Arkadaşını alıp hemen kaçmalısın!" Kiyora yaklaştığı zaman Rayl'ın kolunu fark edecek, o an geçirdiği sarsıntıdan dolayı tam olarak anlayamadığı duruma anlam getirmeye çalışacaktı. "O adam... İsmail mi... Parlak olan... Ne demişti? Kaçmak. Kaçmak mı? Nereye? Rayl. Rayl'i buradan götürmeliyim. Evet." Daha sonra Kiyora eğilip Rayl'ın sol kolundan ve belinden tutup yaralı koluna zarar vermeyecek şekilde güçlükle de olsa ayağa kalkmasına yardım edecekti. Şuanlık yapabilecekleri tek şey oradan uzaklaşmaktı.
Kiyora o an ne olduğunu tam olarak anlayamadı. Rayl'in yanındayken birden ileriye doğru savruldu çarpışmanın etkisiyle. Gözünü açtığında önünü net göremiyordu. Birkaç saniye sonra ise etraf daha net gözükmeye başladı. Rayl birkaç metre ötesinde, yerde yatıyordu. Güçlükle ayağa kalktığı gibi Rayl'e doğru koşacak oldu, ama dengesini zor sağlıyordu. Sağa sola sendeledikten sonra neredeyse yere düşecekti. Lakin kendini zor da olsa toparladı. Kiyora, inanılmaz bir baş dönmesine rağmen Rayl'e doğru ilerlemeye başladı. O an düşünebildiği tek şey oydu. Rayl'in kolunun ne durumda olduğunu henüz tam olarak bilmiyordu. Net görebildiği tek şey yere yığılan Rayl'ın kendisiydi.
Algısı kapanmış gibiydi. Yanına gelen adamın söylediklerini güçlükle anladı. "İyi misin?..." Başı hala dönüyordu. "Rayl..." dedi Kiyora hâlâ ona doğru gitmeye çalışırken. İsmail Abi, arkadaşı ile olan bir diyalogtan sonra Kiyora ile konuşmaya devam etti; "Arkadaşını alıp hemen kaçmalısın!" Kiyora yaklaştığı zaman Rayl'ın kolunu fark edecek, o an geçirdiği sarsıntıdan dolayı tam olarak anlayamadığı duruma anlam getirmeye çalışacaktı. "O adam... İsmail mi... Parlak olan... Ne demişti? Kaçmak. Kaçmak mı? Nereye? Rayl. Rayl'i buradan götürmeliyim. Evet." Daha sonra Kiyora eğilip Rayl'ın sol kolundan ve belinden tutup yaralı koluna zarar vermeyecek şekilde güçlükle de olsa ayağa kalkmasına yardım edecekti. Şuanlık yapabilecekleri tek şey oradan uzaklaşmaktı.
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
- Out:
- 1'er gelişim puanı kazandınız istediğiniz gibi harcayın.
Kiyora zar zor ayağa kalkmaya çalışıyor ancak başarılı olamıyor pek tabi. Her ne kadar kalksa bile adım atacak mecali kalmamış durumda ancak yere düşmeden onu "Hırsız Yaviz" adeta beyaz atlı prens edasıyla yakalıyor ve bir anda ata dönüşüyor. Sonrasında Rayl'i alıp savaş alanından kaçmak istese de denizciler direk olarak kahramanlarımızı hedef alıyor. Bu noktadan sonra Rayl ve Kiyora kendini kaybediyor.
Kahramanlarımız gözlerini bir hastahane odasında açıyorlar. Rayl uyandığında epey halsiz bir şekilde ister istemez kolunu yokluyor ve karşısına çıkan sonuç tam olarak iyileşmemiş olsa da kırık bölümleri neredeyse çatlağa dönüşmüş ve iyileşmiş sayılırdı.
Kiyora ise kendini gayet iyi hissediyor, öyle güzel uyumuş ki bebekler bile böyle uyuyamaz.
İkili bir hastahane odasında seruma bağlı şekilde yan yana yatıyorlar. Bir birlerini göremiyorlar, aralarında perdeler bulunmakta ancak bir kaç saniye sonra kapının açılma sesi ile irkilip içeriye sivri burunlar giymiş bir adamın geldiğini duyuyorlar. Bu adam Kiyora'nın posterde görmüş olduğu adam.
Aranızdaki perdeleri açıp iki yatağın ortasına gelecek şekilde bir sandalye çekiyor; epey tok ve olgun bir sesle "Nasıl hissediyorsunuz kendinizi." diyor.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Gemi kızıl kafalara çarptıktan sonra Rayl bir tarafa, Kiyora bir tarafa savrulmuştu. Rayl kolu yaralı bir şekilde, kendilerine çarpan büyük geminin birkaç metre ilerisinde yere yığılmış durumdaydı. Kiyora ise Rayl'e göre daha uzaktaydı. Çarpışmanın etkisiyle yirmi metre kadar öteye savrulmuş, yerde bilinci yarı açık şekilde kendine gelmeye çalışıyordu. Ufak bir duraksamadan sonra aklına gelen ilk şey Rayl oldu. Biraz doğrulup, yanına gelen adamın söylediklerini pek de anlamayarak Rayl'e doğru yürümek için savrulduğu yerden kalktı. İçinden Rayl'ı alıp buradan gitme düşüncelerini geçiriyordu. Lakin tüm bu çabaları boşa gitti. Geçirdiği sarsıntı nedeniyle ayakta zar zor durabilen Kiyora, daha fazla ayakta durmadı. Bilinci kapanmıştı artık.
Gözlerini açtığında şaşkınlıkla etrafına bakındı. Nerede olduğunu bilmiyordu. Koluna bağlanmış bir serum, yattığı yatağın yanıbaşında ise perdeler gözüküyordu. Kiyora birden anımsadı. Tam olarak ne kadar zaman geçtiği konusunda bir fikri olmasa da yaralanmışlardı. En azından Rayl öyleydi. Tam olarak şu anda, Rayl'ı merak ediyordu. Kiyora'da ciddi bir problem olmamasına karşın Rayl kötü durumda olabilirdi.
Kiyora bu düşüncelerle uğraşıp, tam olarak nerede olduğunu anlamaya çalışırken içeriye bir adam girdi. Kiyora, "Bu adam İsmail Abi'lerin gemisinde gördüğüm posterdeki adama benziyor. Bu adam kim olabilir ki..." diye geçirdi içinden. Daha sonra adam, Kiyora'nın yatağının yanındaki perdeyi açtı. Kiyora kafasını o yöne çevirdiğinde Rayl'ı gördü. İçi rahatlamıştı, Rayl'e bakıp gülümsedi. O sırada adam, iki yatağın ortasına bir sandalye çekip oturdu. "Nasıl hisssediyorsunuz kendinizi?" dedi. Kiyora kibar bir ifadeyle, "İyiyim, teşekkür ederim. Siz kimsiniz acaba? Biz buraya nasıl geldik?" diyecekti adama.
Gözlerini açtığında şaşkınlıkla etrafına bakındı. Nerede olduğunu bilmiyordu. Koluna bağlanmış bir serum, yattığı yatağın yanıbaşında ise perdeler gözüküyordu. Kiyora birden anımsadı. Tam olarak ne kadar zaman geçtiği konusunda bir fikri olmasa da yaralanmışlardı. En azından Rayl öyleydi. Tam olarak şu anda, Rayl'ı merak ediyordu. Kiyora'da ciddi bir problem olmamasına karşın Rayl kötü durumda olabilirdi.
Kiyora bu düşüncelerle uğraşıp, tam olarak nerede olduğunu anlamaya çalışırken içeriye bir adam girdi. Kiyora, "Bu adam İsmail Abi'lerin gemisinde gördüğüm posterdeki adama benziyor. Bu adam kim olabilir ki..." diye geçirdi içinden. Daha sonra adam, Kiyora'nın yatağının yanındaki perdeyi açtı. Kiyora kafasını o yöne çevirdiğinde Rayl'ı gördü. İçi rahatlamıştı, Rayl'e bakıp gülümsedi. O sırada adam, iki yatağın ortasına bir sandalye çekip oturdu. "Nasıl hisssediyorsunuz kendinizi?" dedi. Kiyora kibar bir ifadeyle, "İyiyim, teşekkür ederim. Siz kimsiniz acaba? Biz buraya nasıl geldik?" diyecekti adama.
En son Kiyora Victoria tarafından Perş. 10 Mart 2016, 16:49 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Rayl, paniklemiş şekilde Kiyora ile uğraşırken kendilerine yaklaşan gemiyi tamamen unutuyor ve Kiyorayı korumak için hızla gelen gemiye son anda kendini siper ediyor. Geminin çarpması sonucu bir miktar savrulduktan sonra yere yığılıyor. Omzundaki parçalanmanın dehşetine kapılmışken bir yandan Kiyora'nın durumuna bakmaya çalışırken bir anda bilincini kaybediyor.
Rayl gözlerini bir hastahanede açımıştı. Önce hafif sızlayan omzuna bir baktı. Daha sonra panikle sağa sola bakındı ve Kiyora'nın kendisine gülümseyen bakışını görünce rahatladı. Rayl'in de yüzünde bir gülümseme olmuştu. Daha olayları düşünmeye vakti olmadan şık giyinimli bir adam içeri girmişti. Rayl ''Bu herif de kim doktor falan mı?'' diye düşünüp adama bakmaya devam etti. O sırada hayal mayal hatırladığı son anlarını düşünüyordu Rayl. Bir korsan tarafından kurtarılmak kanına oldukça dokunmuştu. Ama yapacak bir şey yoktu. Şansı hiç yaver gitmemişti ki Rayl'in. Bu duruma da çok şaşırmadı. Yakalamayı planladığı adam onları kurtarmıştı.
Bu sırada şık giyinimli adam sandalye çekip aralarına geçti ve ''Nasıl hissediyorsunuz kendinizi." diye sordu. Rayl ''Daha iyi gibi ama sen de kimsin?'' diyecekti. Hala anlam verememişti bu adama. Ondan açıklayacı bir konuşma bekleyecekti.
Rayl gözlerini bir hastahanede açımıştı. Önce hafif sızlayan omzuna bir baktı. Daha sonra panikle sağa sola bakındı ve Kiyora'nın kendisine gülümseyen bakışını görünce rahatladı. Rayl'in de yüzünde bir gülümseme olmuştu. Daha olayları düşünmeye vakti olmadan şık giyinimli bir adam içeri girmişti. Rayl ''Bu herif de kim doktor falan mı?'' diye düşünüp adama bakmaya devam etti. O sırada hayal mayal hatırladığı son anlarını düşünüyordu Rayl. Bir korsan tarafından kurtarılmak kanına oldukça dokunmuştu. Ama yapacak bir şey yoktu. Şansı hiç yaver gitmemişti ki Rayl'in. Bu duruma da çok şaşırmadı. Yakalamayı planladığı adam onları kurtarmıştı.
Bu sırada şık giyinimli adam sandalye çekip aralarına geçti ve ''Nasıl hissediyorsunuz kendinizi." diye sordu. Rayl ''Daha iyi gibi ama sen de kimsin?'' diyecekti. Hala anlam verememişti bu adama. Ondan açıklayacı bir konuşma bekleyecekti.
Misafir- Misafir
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
Adam sizi dinledikten sonra Kiyora'nın hemen yanına geçip cebinden bir tane küçük fener çıkarıyor. Yanağından tutuyor Kiyora'yı ve sonrasında "Gözlerini aç." diyerek feneri açıp gözlerini kontrol etmek amacıyla gözünün içine sokuyor adeta. Sonrasında ışığı kapatıp "Sorun yok gibi gözüküyor." dedikten sonra Rayl'e sıra geliyor. Başına geçip şah damarına elini dayıyor ve cebinden çıkardığı köstekli saate bakarak bir dakika bekliyor sonrasında yaralı kolunu dirseğinden itibaren eliyle yokluyor yavaşça. Acının hala var olduğu yerlerde elini biraz daha bastırıp Rayl'in tepkilerini yokluyor, kahramanımız da istemsiz bir şekilde dişlerini bir birine kenetleyip nefesini tutuyor.
Sonrasında ikinizin arasındaki yerini alıp "Her şey yolunda gibi görünüyor genç kız, biraz daha yatağında kalman lazım en azından serum bitene kadar." diyor ve aranızda duran küçük sehpahadan aldığı deftere yazıyor, Rayl'e dönüp "Kolunu bir şekilde yerine oturtup diktim. Kırıkların bir kısmını da iyileştirmeyi başardım ancak kolun hareket edebilecek olsa da zorlarsan yine tuzla buz olmayacağının garantisini vermiyorum." dedikten sonra yine deftere bir şeyler yazmaya başlıyor ve sehpanın üstüne geri koyuyor.
İkinizin sorularına cevap vermek içinse "Ben bu karakolun en rütbeli kişisi Teğmen Hannibal Lecter. Siz ikinizi bir kaç gün daha burada benim gözetimimde tutacağım, Parlak İsmail hakkında bildiklerinizi öğrenmem gerekli, benim için değerli sayılabilecek bir şeyi kaçırdılar; ancak biraz daha dinlenip akşam yemeğinde bana katılmanızı istiyorum. Sorularınızı orada detaylıca sorabilirsiniz." demiş ve hızlı adımlarla dışarı çıkmıştı adam. Başka soru istemediğini belli etmenin daha iyi bir yolu yok gibi görünüyor. Odada baş başa kalıyorsunuz böylece.
Sonrasında ikinizin arasındaki yerini alıp "Her şey yolunda gibi görünüyor genç kız, biraz daha yatağında kalman lazım en azından serum bitene kadar." diyor ve aranızda duran küçük sehpahadan aldığı deftere yazıyor, Rayl'e dönüp "Kolunu bir şekilde yerine oturtup diktim. Kırıkların bir kısmını da iyileştirmeyi başardım ancak kolun hareket edebilecek olsa da zorlarsan yine tuzla buz olmayacağının garantisini vermiyorum." dedikten sonra yine deftere bir şeyler yazmaya başlıyor ve sehpanın üstüne geri koyuyor.
İkinizin sorularına cevap vermek içinse "Ben bu karakolun en rütbeli kişisi Teğmen Hannibal Lecter. Siz ikinizi bir kaç gün daha burada benim gözetimimde tutacağım, Parlak İsmail hakkında bildiklerinizi öğrenmem gerekli, benim için değerli sayılabilecek bir şeyi kaçırdılar; ancak biraz daha dinlenip akşam yemeğinde bana katılmanızı istiyorum. Sorularınızı orada detaylıca sorabilirsiniz." demiş ve hızlı adımlarla dışarı çıkmıştı adam. Başka soru istemediğini belli etmenin daha iyi bir yolu yok gibi görünüyor. Odada baş başa kalıyorsunuz böylece.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Parlak zamanlar [Kiyora&Wiksax]
İçeri giren adam ikilinin sorularını dinledikten sonra Kiyora'ya doğru yaklaşıp cebinden küçük bir fener çıkarttı. Kiyora, adam yanağına dokununca irkildi. Hemen sonra adam "Gözlerini aç." diyip, elindeki feneri Kiyora'nın gözüne doğru tutunca genç kız bu adamın doktor olduğuna kanaat getirip dediklerine uydu. Adam feneri kapatıp bir sorunun olmadığını söylediği sırada Kiyora gözlerini ovuşturmakla meşguldü. Fenerin ışığı gözünü etkilemişti birkaç saniyeliğine. Daha sonra adam Rayl'e yöneldi ve nabzını ölçtü. Bir dakika kadar odada bir sessizlik hakimdi. Bir süre daha Rayl ile ilgilendikten sonra iki yatak arasına geçip, Kiyora'ya serum bitene kadar yatağında kalmasını, her şeyin yolunda gözüktüğünü söyledi. O sırada küçük bir deftere notlar almaya başlamıştı. Hemen sonra Rayl'e dönüp kolu hakkında bilgi verdi. O anda, gemiyle çarpıştıkları zaman olanları daha net hatırlamaya başladı Kiyora. Rayl kendisini kurtarmıştı. O yüzden kolu şuan bu haldeydi. Üzgün, ama minnettar bakışlarla Rayl'e çevirdi kafasını bir anlık. Rayl'in durumu belli ki şuan daha iyiydi. İki yatak arasındaki adam, Rayl'e kolunu zorlamaması gerektiğini söyledi. Birkaç not daha alıp not defterini küçük sehpaya bıraktı.
Derken adam ikilinin sorularına cevap niyetine, konuşmaya başladı. "Ben bu karakolun en rütbeli kişisi Teğmen Hannibal Lecter." Kiyora şaşırdığını belli etmeyerek içinden düşündü bir süre. "Teğmen mi? İsmail Abi'lerin gemisinde bir teğmen posterinin işi ne ola ki?" Adam konuşmaya devam etti; "Siz ikinizi bir kaç gün daha burada benim gözetimimde tutacağım, Parlak İsmail hakkında bildiklerinizi öğrenmem gerekli, benim için değerli sayılabilecek bir şeyi kaçırdılar; ancak biraz daha dinlenip akşam yemeğinde bana katılmanızı istiyorum. Sorularınızı orada detaylıca sorabilirsiniz." cümlelerini bitirdikten hemen sonra hızlı adımlarla ayrılmıştı odadan. Kiyora ise iyiden iyiye şaşırmış, şuanda ne yapacaklarını düşünüyordu.
Odada yalnız kaldıkları için konuşmaya başladı Kiyora. "İsmail Abi çok iyi biri. Tayfası da öyle. Her korsan iyi değildir ancak karşılaştığımız insanlar gerçekten de iyilerdi. Bizi onlar kurtarmadı mı? Bildiklerimizi anlatırsak başlarını belaya sokmuş olmayacak mıyız? Ne düşünüyorsun?"
Derken adam ikilinin sorularına cevap niyetine, konuşmaya başladı. "Ben bu karakolun en rütbeli kişisi Teğmen Hannibal Lecter." Kiyora şaşırdığını belli etmeyerek içinden düşündü bir süre. "Teğmen mi? İsmail Abi'lerin gemisinde bir teğmen posterinin işi ne ola ki?" Adam konuşmaya devam etti; "Siz ikinizi bir kaç gün daha burada benim gözetimimde tutacağım, Parlak İsmail hakkında bildiklerinizi öğrenmem gerekli, benim için değerli sayılabilecek bir şeyi kaçırdılar; ancak biraz daha dinlenip akşam yemeğinde bana katılmanızı istiyorum. Sorularınızı orada detaylıca sorabilirsiniz." cümlelerini bitirdikten hemen sonra hızlı adımlarla ayrılmıştı odadan. Kiyora ise iyiden iyiye şaşırmış, şuanda ne yapacaklarını düşünüyordu.
Odada yalnız kaldıkları için konuşmaya başladı Kiyora. "İsmail Abi çok iyi biri. Tayfası da öyle. Her korsan iyi değildir ancak karşılaştığımız insanlar gerçekten de iyilerdi. Bizi onlar kurtarmadı mı? Bildiklerimizi anlatırsak başlarını belaya sokmuş olmayacak mıyız? Ne düşünüyorsun?"
Kiyora Victoria- Ödül Avcısı
- Mesaj Sayısı : 214
Kayıt tarihi : 17/01/16
Nerden : East Blue
4 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Similar topics
» [Karne]Wiksax Rayl
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» [Karne] Kiyora Victoria
» [Envanter] Kiyora Victoria
» Gråt Gladius [Kiyora Victoria]
» Kızıl Kafalar (Rayl - Kiyora)
» [Karne] Kiyora Victoria
» [Envanter] Kiyora Victoria
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
4 sayfadaki 8 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz