Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
4 posters
5 sayfadaki 7 sayfası
5 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Out: 2 kere yazdığım rp silindi. Bunu da zorla yazdım
Ame'nin konuşmasından sonra önce çıkıp "Ben de varım. Tek şartım Ame ile beraber dövüşeceğim." demiş ve amacımı belli etmiştim. Konuşmamın ardından gemiye yaşlı bir adam ve genç bir kız gelmişti. Görünüşe göre bizim Clous'u tanıyorlardı. Clous da bütün adayı yanımıza getirmişti. Sözde dikkat çekmememiz gerekiyordu.
Konuşmalar bittikten sonra Ame'nin yanında gitmiş ve "Seninle konuşabilir miyiz Ame" demiş ve onunla başbaşa kalabileceğimiz bir yere geçmiştik."Diğer Shingen biraz kaba olabilir ama benimle rahat rahat konuşabilirsin Ame. Ben..." demiş ve geçmişimden , alilemden, abimden, dedemde bahsetmiştim Ame'ye. Onunla konuşarak rahatlatmak ve bana güvenmesini sağlamak istiyordum. Sonrasında "Senin geçmişin acılarla dolu galiba Ame. İstersen benimle konuşabilir ve acılarını paylaşabilirsni. Acılar paylaştıkça azalır." deidkten sonra Ame'nin elini tutacak ve ssevgimi hissettirecektim. Ame konuştuktan sonra ise "Benim hakkımda ne düşünüyorsunAy Yüzlüm. Hem ben hem de diğer Shingen hakkında" diyerek Ame'nin hakkımda düşündüklerini öğrenmek istiyordum. Eğer bana karşı olumlu ise oracıkta onu dudağından öpecek ve ben de cevabımı verecektim. Sonrasın da ise yataklarımıza geçecek ve bu uzun güne noktayı koyacaktık.
Ame'nin konuşmasından sonra önce çıkıp "Ben de varım. Tek şartım Ame ile beraber dövüşeceğim." demiş ve amacımı belli etmiştim. Konuşmamın ardından gemiye yaşlı bir adam ve genç bir kız gelmişti. Görünüşe göre bizim Clous'u tanıyorlardı. Clous da bütün adayı yanımıza getirmişti. Sözde dikkat çekmememiz gerekiyordu.
Konuşmalar bittikten sonra Ame'nin yanında gitmiş ve "Seninle konuşabilir miyiz Ame" demiş ve onunla başbaşa kalabileceğimiz bir yere geçmiştik."Diğer Shingen biraz kaba olabilir ama benimle rahat rahat konuşabilirsin Ame. Ben..." demiş ve geçmişimden , alilemden, abimden, dedemde bahsetmiştim Ame'ye. Onunla konuşarak rahatlatmak ve bana güvenmesini sağlamak istiyordum. Sonrasında "Senin geçmişin acılarla dolu galiba Ame. İstersen benimle konuşabilir ve acılarını paylaşabilirsni. Acılar paylaştıkça azalır." deidkten sonra Ame'nin elini tutacak ve ssevgimi hissettirecektim. Ame konuştuktan sonra ise "Benim hakkımda ne düşünüyorsunAy Yüzlüm. Hem ben hem de diğer Shingen hakkında" diyerek Ame'nin hakkımda düşündüklerini öğrenmek istiyordum. Eğer bana karşı olumlu ise oracıkta onu dudağından öpecek ve ben de cevabımı verecektim. Sonrasın da ise yataklarımıza geçecek ve bu uzun güne noktayı koyacaktık.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Clous pür dikkat dinliyordu gerçek adının Ame olduğunu öğrendiği kadını. Açıkçası kadının sözleri ona pek ilgi çekici gelmiyordu. Yaşlı adam da adanın kurtarılmasını istediğini ima eden cümleler kurmuş ama o da tüküren adamı etkilememişti. Bunu yapmasının tek nedeni kardeşinin bunu istemesiydi. Tapılan bir kral, onun çok güçlü yardımcıları, yobaz bir halk bunlar her yerde vardı. Yönetici ister seçilmiş olsun ister olmasın din işleri yönetim ile iç içe girdiği müddetçe sorunlar çıkardı. Kral başa gelirken isterse gerçek bir melek olsun bir süre sonra ister istemez yoldan çıkar ve herşeyi kendi çıkarına kullanmaya başlardı. Sonrada krala tapınmaya başlayan halk kralın her istediğini yapar ve ona karşı olanları sustururdu. Sonrada o toplum çöküşe gider felan filan. Ama Clous bu adadan değildi. Adada onun açtığı para getiren okullar, dershaneler ve yayın organları da yoktu. Hoş öyle olsa bile onlar kapatılır, yasaklanılır veya içten çökertilirdi. Ama sonuçta yoktu. Yani bu ada ve onun hırsız yöneticisi onu çok da umrunda değildi. Shingen için yapıyordu bunu.
Onun dışında hazineden bahsedince yüzü düşmüştü tüküren adamın. Ne gerek vardı hazineden bahsetmeye. Zaten yapacaktı onlar şöhret için. Clous anlaşmıştı onlarla. Fakat çok da takmamıştı kafasına. Ame güveniyordu. Ama bu da çok önemli değildi. onun kararına çok karışamazdı. Yinede John'un savaşta ölmesini diliyordu. Eğer öleceği bir duruma düşerse onu kurtarmayacaktı.
Ve en sonunda herşey bitmiş katılıp katılmayacaklarını belli ettikleri aşaaya gelmişlerdi. Kendi tayfasının öncelikli olarak öne çıkmış olmasına ne tepki vereceğini bilemiyordu. rayno zaten iyi sayılabilecek biriydi bu onu çok şaşırtmamıştı ama en son olarak Jeux'un öne çıkmasına çok şaşırmıştı. bu adaya bir kumar borcu yoktu onun. doğal olarak çıkmayacağını düşünmüştü onun.
En nihayetinde kendisi de çıkmıştı. Reev'in hemen yanındaydı ve kolunu onu korumak ister gibi önünden uzatmıştı. "Shingen ve Reev'in güvenliğini sağladığımız müddetçe varım" Sonradan gelenler se onu hiç şaşırtmamıştı. ve onlar gitmeden hemen önce bağıracaktı. "Zaten size haber verecektim ben"
Ardından yatma faslına geçilecekti. bu geminin bu kadar adamı kaldırabileceğinden emin değildi ama bir şekilde halledilecekti bu iş de.
Onun dışında hazineden bahsedince yüzü düşmüştü tüküren adamın. Ne gerek vardı hazineden bahsetmeye. Zaten yapacaktı onlar şöhret için. Clous anlaşmıştı onlarla. Fakat çok da takmamıştı kafasına. Ame güveniyordu. Ama bu da çok önemli değildi. onun kararına çok karışamazdı. Yinede John'un savaşta ölmesini diliyordu. Eğer öleceği bir duruma düşerse onu kurtarmayacaktı.
Ve en sonunda herşey bitmiş katılıp katılmayacaklarını belli ettikleri aşaaya gelmişlerdi. Kendi tayfasının öncelikli olarak öne çıkmış olmasına ne tepki vereceğini bilemiyordu. rayno zaten iyi sayılabilecek biriydi bu onu çok şaşırtmamıştı ama en son olarak Jeux'un öne çıkmasına çok şaşırmıştı. bu adaya bir kumar borcu yoktu onun. doğal olarak çıkmayacağını düşünmüştü onun.
En nihayetinde kendisi de çıkmıştı. Reev'in hemen yanındaydı ve kolunu onu korumak ister gibi önünden uzatmıştı. "Shingen ve Reev'in güvenliğini sağladığımız müddetçe varım" Sonradan gelenler se onu hiç şaşırtmamıştı. ve onlar gitmeden hemen önce bağıracaktı. "Zaten size haber verecektim ben"
Ardından yatma faslına geçilecekti. bu geminin bu kadar adamı kaldırabileceğinden emin değildi ama bir şekilde halledilecekti bu iş de.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Clous & Shingen & John
Clous, Nearu ve yaşlı adama, zaten kendilerini çağıracağını söylediği zaman yaşlı adam sesli bir şekilde gülüyor. Kısa süre sonra ikili gözden kayboluyor ve restoranın tüm ışıkları sönüyor. Ardından John, Ame'ye merak ettiği birkaç şey olduğunu söylediği zaman Ame, "Planı yarın sabah yapsak daha iyi olur. Saat çok geç oldu." Diyor ve esniyor. Kyrien ve Rayno akşamki şırıngaların da etkisiyle, ayakta uyuyor vaziyetteler. Bunun üzerine Reev, "Haydi o zaman kamaralara çekilelim." Diyor herkese. O sırada Shingen Ame'nin yanına gidiyor ve kendisiyle konuşmak istediğini söylüyor. Bunun üzerine Ame ve Shingen kamaralardan birine giriyorlar.
Shingen
Ame ile birlikte kamaralardan birine girip kapıyı kapatıyorsun. Hemen ardından yataklardan birine oturuyorsunuz ve doğrudan gözlerinin içine bakan kızla konuşmaya başlıyorsunuz. Ona geçmişinden, ailenden ve diğer birçok şeyden, kısaca hayatından bahsediyorsun. Tüm bu süre boyunca kız seni dikkatlice dinliyor. Son olarak ona geçmişinden bahsetmesini söylediğinde kızın önce yüzü düşüyor, hemen ardından bunu sana belli etmemeye çalışan bir tavırla gülümsüyor ve, "Hırsızlığı nerden öğrendiğini şimdi anlamış oldum işte. Kolyemi çaldığın andan beri merak etmiştim. Diğer kişiliğin konusunda... Unuttun mu? Benim ilgimi çekmeyi o şekilde başarmıştın. Her ne kadar sorun çıkartsa da, kimi zaman istemediğin şeyleri yapsa da, o senin bir parçan. Bu bir problem değil." Diyor ve gülümsüyor. Bir süre sessizlik içinde bekledikten sonra, "Bu adada doğdum. Bu adadaki her insana değer veriyorum neredeyse. Neye inandıkları umrumda değil, sadece kandırılmalarını istemiyorum. Çünkü hepsini tanıyorum. Anne ve babamın yokluğunu dolduran insanlar oldukları için, hepsine borçluyum. Onları bu halde görmek, bir yabancıymış gibi hepsinin yanından öylece yürümek ağır geliyor. Senelerdir kendimle başbaşa yaşamak, yalnızlığın içinde boğulmak sanırım beni yoran. Her neyse, pek de önemli değil! " Diyor. Biraz önceki gülümseyen yüzünün yerini donuk bir ifade aldığını farkediyorsun. Kızın biten konuşmasının ardından ona sorunu soruyorsun. Sorduğun soruya karşılık Ame önce utanıp gözlerini senden kaçırıyor. Daha sonra ise, "İ-iki şekilde de, senin yanında olmak istiyorum. Seni korumak istiyorum. Senin yakınında olmak nedense güvende hissettiriyor. Sanki bana yalnızlığımı unutturuyor gibisin." Diyor ve sonunda gözlerinin içine bakıyor. Heyecanlanmış gibi bir hali var. Kızın dediklerini dinledikten sonra hafifçe eğilerek onu dudağından öpüyorsun. Buluşan dudaklarınızı bir süre ayırmıyorsunuz, daha sonra ise Ame hafifçe başını geri çekiyor ve omzuna yaslıyor. O sırada sen de ona cevabını veriyorsun. Cevabına karşılık mutlu olan Ame, yatağın üstündeyken sana sarılıyor. O sırada kapı açılıyor, "Uzun süre çıkmayınca merak et..." Sizi gören Reev hemen cümlesini yarıda kesiyor ve hızla kamaranın kapısını kapatıyor. Ame'nin yüzü kıpkırmızı olmuş durumda, hemen yataktan kalkıp kamaranın kapısını açıyor ve, "R-R-R-Reev-san!! Ben yatmak için h-hangi o-odaya gideceğim?" Diyor endişeyle. Biraz önce yaşanan şeylerin utanmasını şuan çıkarıyor gibi bir hali var. Ame'nin sorusuna karşılık henüz kapının önünden uzaklaşmamış olan Reev, "Maalesef tüm kamaralar doldu. Dört kişi kaldık ve iki yatak var. Clous, ben, Shingen ve sen bu kamarada kalacağız." Diyerek gülümsüyor. Önce Shingen'e, sonra Reev'e bakan Ame, "P-peki öyleyse, ben yatayım." Diyor ve hala oturmakta olduğun yatağın karşısındaki yatağa yatıyor. Utançtan yanına gelemediğini anlıyorsun.
John & Clous
Gemide, bu kadar insan nasıl kalacağınızı düşündüğünüz sırada Reev olaya el atıyor. Clous'a işleri hemen halledip yanına döneceğini söyleyerek ona beklemesini söylüyor. Bunun üzerine John, tayfası, Rayno, Kyrien ve Jeux kamaraların bulunduğu yere doğru gidiyorsunuz. Birinci kamarada biraz önce içeri giren Shingen ve Ame bulunuyor. İkinci kamaranın önüne geldiğinizde Reev, "Oda sayımız az olduğu için biraz sıkışarak yatmak zorundayız. İdare edersiniz artık." Diyor ve ikinci kamaranın kapısını açıyor. Hemen ardından kapıyı açıyor. İçeride iki adet yatak var. Önce odaya, sonra arkasındaki kalabalığa bakan Reev, Angelo'nun insan standartlarına göre biraz abartı olan boy ve kilosu konusunda ne yapacağını düşünüyor. Sonunda karar veriyor ve, "Angelo-san, burada tek başına yatman en iyisi olur. Tekli yataklar pek sana göre değil gibi." Diyor ve mahçup şekilde gülümsüyor. Bunun üzerine Angelo kamaraya doğru ilerliyor ve ilk iş olarak odadaki iki yatağı birleştiriyor. Hemen ardından, "Tanıştığıma memnun oldum!" Diyerek odasının kapısını kapatıyor. Üçüncü kamaranın önüne geliyorsunuz. Reev bu kamaranın da kapısını açıyor, içeride aynı biraz önceki gibi iki yatak var. Reev tekrar size dönüp, "John-san, Rayno, ikiniz soldaki yatağa rahatlıkla sığarsınız. Kyrien ve Dalton da sağdaki yatağa geçmeli." Diyor ve içeri geçmenizle beraber Reev kapınızı kapatıyor. Geriye James, Narme ve Jeux kaldığı zaman da Reev, onlara dördüncü kamarayı eliyle gösteriyor. Jeux'un önderliğinde kamaraya giriyorlar, ve kapıları kapanıyor.
Clous
Güvertede bir süre bekledikten sonra Reev yanına geliyor. "Hallettim. Haydi, odamıza gidelim. Shingen ve Ame-chan ile aynı odadayız." Diyor. Bunun üzerine kamaraya giriyorsunuz ve Reev kapıyı kilitliyor.
Clous, Nearu ve yaşlı adama, zaten kendilerini çağıracağını söylediği zaman yaşlı adam sesli bir şekilde gülüyor. Kısa süre sonra ikili gözden kayboluyor ve restoranın tüm ışıkları sönüyor. Ardından John, Ame'ye merak ettiği birkaç şey olduğunu söylediği zaman Ame, "Planı yarın sabah yapsak daha iyi olur. Saat çok geç oldu." Diyor ve esniyor. Kyrien ve Rayno akşamki şırıngaların da etkisiyle, ayakta uyuyor vaziyetteler. Bunun üzerine Reev, "Haydi o zaman kamaralara çekilelim." Diyor herkese. O sırada Shingen Ame'nin yanına gidiyor ve kendisiyle konuşmak istediğini söylüyor. Bunun üzerine Ame ve Shingen kamaralardan birine giriyorlar.
Shingen
Ame ile birlikte kamaralardan birine girip kapıyı kapatıyorsun. Hemen ardından yataklardan birine oturuyorsunuz ve doğrudan gözlerinin içine bakan kızla konuşmaya başlıyorsunuz. Ona geçmişinden, ailenden ve diğer birçok şeyden, kısaca hayatından bahsediyorsun. Tüm bu süre boyunca kız seni dikkatlice dinliyor. Son olarak ona geçmişinden bahsetmesini söylediğinde kızın önce yüzü düşüyor, hemen ardından bunu sana belli etmemeye çalışan bir tavırla gülümsüyor ve, "Hırsızlığı nerden öğrendiğini şimdi anlamış oldum işte. Kolyemi çaldığın andan beri merak etmiştim. Diğer kişiliğin konusunda... Unuttun mu? Benim ilgimi çekmeyi o şekilde başarmıştın. Her ne kadar sorun çıkartsa da, kimi zaman istemediğin şeyleri yapsa da, o senin bir parçan. Bu bir problem değil." Diyor ve gülümsüyor. Bir süre sessizlik içinde bekledikten sonra, "Bu adada doğdum. Bu adadaki her insana değer veriyorum neredeyse. Neye inandıkları umrumda değil, sadece kandırılmalarını istemiyorum. Çünkü hepsini tanıyorum. Anne ve babamın yokluğunu dolduran insanlar oldukları için, hepsine borçluyum. Onları bu halde görmek, bir yabancıymış gibi hepsinin yanından öylece yürümek ağır geliyor. Senelerdir kendimle başbaşa yaşamak, yalnızlığın içinde boğulmak sanırım beni yoran. Her neyse, pek de önemli değil! " Diyor. Biraz önceki gülümseyen yüzünün yerini donuk bir ifade aldığını farkediyorsun. Kızın biten konuşmasının ardından ona sorunu soruyorsun. Sorduğun soruya karşılık Ame önce utanıp gözlerini senden kaçırıyor. Daha sonra ise, "İ-iki şekilde de, senin yanında olmak istiyorum. Seni korumak istiyorum. Senin yakınında olmak nedense güvende hissettiriyor. Sanki bana yalnızlığımı unutturuyor gibisin." Diyor ve sonunda gözlerinin içine bakıyor. Heyecanlanmış gibi bir hali var. Kızın dediklerini dinledikten sonra hafifçe eğilerek onu dudağından öpüyorsun. Buluşan dudaklarınızı bir süre ayırmıyorsunuz, daha sonra ise Ame hafifçe başını geri çekiyor ve omzuna yaslıyor. O sırada sen de ona cevabını veriyorsun. Cevabına karşılık mutlu olan Ame, yatağın üstündeyken sana sarılıyor. O sırada kapı açılıyor, "Uzun süre çıkmayınca merak et..." Sizi gören Reev hemen cümlesini yarıda kesiyor ve hızla kamaranın kapısını kapatıyor. Ame'nin yüzü kıpkırmızı olmuş durumda, hemen yataktan kalkıp kamaranın kapısını açıyor ve, "R-R-R-Reev-san!! Ben yatmak için h-hangi o-odaya gideceğim?" Diyor endişeyle. Biraz önce yaşanan şeylerin utanmasını şuan çıkarıyor gibi bir hali var. Ame'nin sorusuna karşılık henüz kapının önünden uzaklaşmamış olan Reev, "Maalesef tüm kamaralar doldu. Dört kişi kaldık ve iki yatak var. Clous, ben, Shingen ve sen bu kamarada kalacağız." Diyerek gülümsüyor. Önce Shingen'e, sonra Reev'e bakan Ame, "P-peki öyleyse, ben yatayım." Diyor ve hala oturmakta olduğun yatağın karşısındaki yatağa yatıyor. Utançtan yanına gelemediğini anlıyorsun.
John & Clous
Gemide, bu kadar insan nasıl kalacağınızı düşündüğünüz sırada Reev olaya el atıyor. Clous'a işleri hemen halledip yanına döneceğini söyleyerek ona beklemesini söylüyor. Bunun üzerine John, tayfası, Rayno, Kyrien ve Jeux kamaraların bulunduğu yere doğru gidiyorsunuz. Birinci kamarada biraz önce içeri giren Shingen ve Ame bulunuyor. İkinci kamaranın önüne geldiğinizde Reev, "Oda sayımız az olduğu için biraz sıkışarak yatmak zorundayız. İdare edersiniz artık." Diyor ve ikinci kamaranın kapısını açıyor. Hemen ardından kapıyı açıyor. İçeride iki adet yatak var. Önce odaya, sonra arkasındaki kalabalığa bakan Reev, Angelo'nun insan standartlarına göre biraz abartı olan boy ve kilosu konusunda ne yapacağını düşünüyor. Sonunda karar veriyor ve, "Angelo-san, burada tek başına yatman en iyisi olur. Tekli yataklar pek sana göre değil gibi." Diyor ve mahçup şekilde gülümsüyor. Bunun üzerine Angelo kamaraya doğru ilerliyor ve ilk iş olarak odadaki iki yatağı birleştiriyor. Hemen ardından, "Tanıştığıma memnun oldum!" Diyerek odasının kapısını kapatıyor. Üçüncü kamaranın önüne geliyorsunuz. Reev bu kamaranın da kapısını açıyor, içeride aynı biraz önceki gibi iki yatak var. Reev tekrar size dönüp, "John-san, Rayno, ikiniz soldaki yatağa rahatlıkla sığarsınız. Kyrien ve Dalton da sağdaki yatağa geçmeli." Diyor ve içeri geçmenizle beraber Reev kapınızı kapatıyor. Geriye James, Narme ve Jeux kaldığı zaman da Reev, onlara dördüncü kamarayı eliyle gösteriyor. Jeux'un önderliğinde kamaraya giriyorlar, ve kapıları kapanıyor.
Clous
Güvertede bir süre bekledikten sonra Reev yanına geliyor. "Hallettim. Haydi, odamıza gidelim. Shingen ve Ame-chan ile aynı odadayız." Diyor. Bunun üzerine kamaraya giriyorsunuz ve Reev kapıyı kilitliyor.
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Ame sorularıma yarın cevap vereceğini söyleyip kamaralardan birine gitmişti. Ardından da Reev'in rehberliğin de odalara ayrılmıştık. Angelo ibnesi epey şanslıydı. Ne güzel tek başına kalacaktı ora da. Benim yanım da ise Narme'nin kopyası vardı. 4 kişi aynı oda da kalmak nedir ya! Acaba Dalton'un kafasına bir şey mi düşmüştü. O böyle bir durumu hayatta kabul etmezdi. Neyse bu oda da kalacak değildim. Üstelik yanımda ki yaslandığı halde uyuyacaktı anlaşılan. Bırakayım da rahat uyusun. Ben de gemi direğinden gözcü kulesine sessizce tırmanacak ve ora da uyuyacaktım.
Misafir- Misafir
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Herşey bitmişti ve sıra herkes için yatma vaktine gelmişti. Tüküren adam tam konuda ne yapacaklarını kara kara düşünürken araya Reev girmişti. Bir anda herşeyi ayarlamaya başlamıştı Reev. Clous onun bu halini görünce çok etkilenmiş ona adeta birkez daha aşık olmuştu.
Güvertede sevdiği kadını bekliyordu Clous. Bir yandn da hem bugünü düşünüyor hemde yarın için plan yapmaya çalışıyordu. Gerçi Ame plan kısmını ona bırakmalarını söylemişi ama O düşünmeden edemiyordu. Yarın hiç tanımadığı insanlarla birlikte hiç huyu olmadığı halde koskoca bir adayı kurtarmak için canlarını tehlikeye atacaklardı. John denen adama ve tayfasına ne kadar güvenebileceğinden de emin değildi. Nerden bakarsan bak çok riskli bir işti. Üstelik bu adamlar hazineye de ortak çıkmıştı. Her türlü iş kötüydü. Sadece bir hırsızdı Clous. Bir kahraman veya gerçek bir korsan değildi. Sadece kimseye yakalanmadan çalması gerekiyordu fakat bbu defa doğasına tamamen aykırı bir iş yapacaktı. Sadece işin sonunda hiç olmazsa borcunu ödeyebilecek paraya sahip olabilmeyi istiyordu.
Clous bu düşünceler ile boğuşurken güverteye Reev gelmişti. Herkesi yatırdığını söylüyordu. Kendileri için de Shingen ve Ame ile beraber yatacakları bir yer ayarlamıştı. Ama Clous'un farklı planları vardı. Kamaraya giden Reev'i kolundan tutup çekecek ve ona sarılıp kalçalarını avuçlayarak öpecekti onu. Devamı ise zaten malumdu. Kimsenin gelip gitmesini, görüp duymasını da önemsemeyecekti. Yıldızların altında sevdiği kadınla birlikteydi tüküren adam.
not: yarın teravih kılacaz ben böyle bir rp yazdım Güvertede sevdiği kadını bekliyordu Clous. Bir yandn da hem bugünü düşünüyor hemde yarın için plan yapmaya çalışıyordu. Gerçi Ame plan kısmını ona bırakmalarını söylemişi ama O düşünmeden edemiyordu. Yarın hiç tanımadığı insanlarla birlikte hiç huyu olmadığı halde koskoca bir adayı kurtarmak için canlarını tehlikeye atacaklardı. John denen adama ve tayfasına ne kadar güvenebileceğinden de emin değildi. Nerden bakarsan bak çok riskli bir işti. Üstelik bu adamlar hazineye de ortak çıkmıştı. Her türlü iş kötüydü. Sadece bir hırsızdı Clous. Bir kahraman veya gerçek bir korsan değildi. Sadece kimseye yakalanmadan çalması gerekiyordu fakat bbu defa doğasına tamamen aykırı bir iş yapacaktı. Sadece işin sonunda hiç olmazsa borcunu ödeyebilecek paraya sahip olabilmeyi istiyordu.
Clous bu düşünceler ile boğuşurken güverteye Reev gelmişti. Herkesi yatırdığını söylüyordu. Kendileri için de Shingen ve Ame ile beraber yatacakları bir yer ayarlamıştı. Ama Clous'un farklı planları vardı. Kamaraya giden Reev'i kolundan tutup çekecek ve ona sarılıp kalçalarını avuçlayarak öpecekti onu. Devamı ise zaten malumdu. Kimsenin gelip gitmesini, görüp duymasını da önemsemeyecekti. Yıldızların altında sevdiği kadınla birlikteydi tüküren adam.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Geçmişinin ne kadar acı verici olduğunu tekrar hatırlatmıştı bana Ame bu sırada benim de gözümden birkaç damla gözyaşı akmıştı. Böyle güzel bir kıza bu şekilde eziyet eden insanlar vardı. Ne kadar yalnız olduğunu anlatan Ame’ye sarılarak artık yalnız olmadığını hissettirecektim. Zaten o da benim onun yalnızlığına çözüm olduğumu söylemişti. Bu da beni mutlu etmişti. İki Shingen’i de sevdiğini söylemişti Yani diğer Shingen kontrole geçtiğinde Ame sıkıntı çıkaramayacaktı. Ama Shingen işte asıl sıkıntı oradaydı. Onu ikna etmek kolay olmayacaktı. Belki de onu ikna edebilecek kişi sayısı iki ya da üçtü, birisi de bendim.
Ame’nin benim hakkımdaki düşüncelerinden sonra ilk adımı atmam gerektiğini hissetmiştim. Beklediğim cevabı aldığım için Ame’yi dudağından öpmüştüm. Bu öpücüğe Ame’de karşılık vermiş ve bir süre dudaklarımız ayrılmamıştı. Sonrasında Ame kendini çekmiş ve onca yılın yalnızlığının acısını çıkarır şekilde omzuma yaslanmıştı. O anda bir insanı bu kadar mutlu ettiğim için ben de oldukça mutlu olmuştum. O an da Ame’den ayrılmayacağımı ve onu mutlu edeceğimi anlamıştım.
Biz bu kadar samimiyken Reev yenfe gelmiş ve bütün romantizmin içine etmişti. Aferin sana Reev yenge aferin. Bu durum karşısında oldukça utanan Ame hemen dışarı çıkmış ve bir süre sonra geri dönmüştü. Görünüşe göre aynı odada kalacaktık. Fakat odamızın diğer ikilisi odaya bir süre gelmemişti. Ame ise benim yanıma değil karşıdaki yatağa geçmişti. Görünüşe göre oldukça utanmıştı yeni aşkım.
Bir süre Clous ve Reev’i bekledikten sonra gelmeyince onların gelmeyeceğini anlamıştım. Görünüşe göre romantik bir akşam geçiriyorlardı. Ame’nin gözlerine bakıp “İstersen benim yanımda yatabilirsin Ame. Abim ve Reev büyük ihtimalle odaya gelmeyecekler. Yanıma gelirsen çok mutlu olurum.” Diyecek ve Ame’ye yanımda yatması için izin verecektim. Yatıp yatmamak ona kalmıştı. Ame yatağıma geldikten sonra ona sarılacak ve uyuyacaktım. Gelmezse her zaman ki gibi tek başıma uyuyacaktım.
Ame’nin benim hakkımdaki düşüncelerinden sonra ilk adımı atmam gerektiğini hissetmiştim. Beklediğim cevabı aldığım için Ame’yi dudağından öpmüştüm. Bu öpücüğe Ame’de karşılık vermiş ve bir süre dudaklarımız ayrılmamıştı. Sonrasında Ame kendini çekmiş ve onca yılın yalnızlığının acısını çıkarır şekilde omzuma yaslanmıştı. O anda bir insanı bu kadar mutlu ettiğim için ben de oldukça mutlu olmuştum. O an da Ame’den ayrılmayacağımı ve onu mutlu edeceğimi anlamıştım.
Biz bu kadar samimiyken Reev yenfe gelmiş ve bütün romantizmin içine etmişti. Aferin sana Reev yenge aferin. Bu durum karşısında oldukça utanan Ame hemen dışarı çıkmış ve bir süre sonra geri dönmüştü. Görünüşe göre aynı odada kalacaktık. Fakat odamızın diğer ikilisi odaya bir süre gelmemişti. Ame ise benim yanıma değil karşıdaki yatağa geçmişti. Görünüşe göre oldukça utanmıştı yeni aşkım.
Bir süre Clous ve Reev’i bekledikten sonra gelmeyince onların gelmeyeceğini anlamıştım. Görünüşe göre romantik bir akşam geçiriyorlardı. Ame’nin gözlerine bakıp “İstersen benim yanımda yatabilirsin Ame. Abim ve Reev büyük ihtimalle odaya gelmeyecekler. Yanıma gelirsen çok mutlu olurum.” Diyecek ve Ame’ye yanımda yatması için izin verecektim. Yatıp yatmamak ona kalmıştı. Ame yatağıma geldikten sonra ona sarılacak ve uyuyacaktım. Gelmezse her zaman ki gibi tek başıma uyuyacaktım.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
John
Odaya girdiğiniz gibi bir sessizlik oluşuyor. Kyrien bir yatağa, Rayno bir yatağa hızla ulaşıp size de yer bırakacak şekilde yatıyorlar. Çok uykulu olduklarını fark ediyorsun. Dalton, Kyrien'in yanına yaklaşıp, "Kendine yatacak başka bir yer bul! Yatakta ben yatacağım." Diyor. Bunun üzerine Kyrien çoktan kapatmış olan gözlerini açıp yorgun bakışlarla, "Uzatma da yat şuraya, yoksa sana yer bırakmayacağım. Ayrıca sesini bir daha yükseltirsen seni şuracıkta öldürürüm." Diyor. Bunun üzerine Dalton sinirleniyor ve, "Sen kimi öldürüyorsun, lanet olası?! Çabuk kalk şurdan!" Diyor ve yatağa biraz daha yaklaşıyor. Bu bağırışmanın ardından, tartışma boyunca gözleri kapalı bekleyen Rayno, "Susar mısınız, uyumaya çalışıyorum." Diyerek onları uyarıyor ve sözünü bitirir bitirmez uykuya dalıyor. Yatağa tamamen yayılan Rayno'nun ardından Dalton Kyrien'e dönüp sinsi bir gülümsemeyle, "Ne oldu, cevap vermiyorsun?! Kalkmayı düşünüyor musun?" Diyor. Ama kısa süre sonra Dalton fark ediyor ki, Kyrien de uyumuş. Tüm bunların üzerine Dalton söylene söylene Kyrien'in yanındaki boşluğa kıvrılıyor ve "Rahatsız edecek olursan canını alırım." Diyerek onu -kibarca- uyarıyor.
Rayno'nun yatağa yayılmasının ardından, dışarıda uyumayı yeğleyip kapıdan dışarı çıkıyorsun. Kapıdan çıkıp güverteye doğru yürüdüğün sırada, karanlıkta pek seçemediğin iki silüet görüyorsun. Biraz daha yaklaşıp dikkatli baktığında yerde, Clous'un üzerindeki Reev'i görüyorsun. Reev ile göz göze gelmenle birlikte kadın toparlanıyor ve hiçbir şey olmamış gibi Clous'un yanına kıvrılıp uyuyor süsü veriyor. Daha sonra gözetleme kulesine çıkıp, geceyi orada geçiriyorsun. Angelo'nun ara sıra gemiyi inleten horlamaları, Cerberus'un dalgalara havlaması, Dalton'un Kyrien'e bağırışları dışında uykunu bölecek bir şey olmuyor.
Sabah, 06:40
Yüzünde, saçlarında bir ıslaklık hissediyor ve uyanıyorsun. Uyanır uyanmaz hissettiğin ilk şey inanılmaz bir üşüme oluyor. Kuzeyin soğuk rüzgarı ve henüz başlamış olan pek de şiddetli sayılmayan yağmur seni uyandırmaya yetiyor. Karşıdaki restoranın önünde yerleri süpürmekte olan Nearu'yu görebiliyorsun. Daha yakınında, güvertede ise hareketlenmeye başlayan ikili gözüne çarpıyor. Belli ki onlar da yağmurdan dolayı uyanmışlar. İstersen onların gittiği yöne gidip mutfağa geçebilirsin ya da tayfa üyelerinden birinin yanına gidebilirsin, ya da olduğun yerde kalıp yağmuru izleyebilirsin. Sana kalmış.
Clous
Reev'i kamaraya doğru yöneldiği sırada kolundan tutup kendine doğru çekiyorsun ve dudaklarınız buluşuyor. Bir süre sonra güvertenin ortasında üst üste bir vaziyette buluyorsunuz kendinizi. O sırada üstündeki Reev birden karşısına doğru bakıp toparlanıyor, hemen ardından da yanına kıvrılıp uyuma pozisyonu alıyor. Dikkatli baktığında John'un gözetleme kulesine doğru ilerlediğini görüyorsun. Bu yüzden Reev ile birlikte yıldızların altında sarılıp uyumak durumunda kalıyorsunuz. Horlama, havlama ve bağırışma sesleri sizi de rahatsız ediyor ama aldırmadan uyumaya devam ediyorsunuz.
Sabah, 06:40
Üzerine düşmekte olan yağmur damlaları ve kuzeyin soğuğu nedeniyle uyanıyorsun. Uyanır uyanmaz gördüğün ilk şey Reev'in gözleri oluyor. Onun da senden birkaç saniye önce uyanmış olduğunu söylemek yanlış olmaz. Başlayan yağmurun da etkisiyle Reev sana gülümseyip, "Günaydın. Çoktan sabah olmuş bile, ben mutfağa geçeyim artık. Islanmak istemiyorsan sen de gelebilirsin." Diyor ve mutfağa kahvaltı hazırlamak için gidiyor.
Shingen
Ame karşındaki yatakta yatıp Reev'in gelmesini beklese de gelen giden olmuyor. Sen konuşmaya başladığın sırada ise yavaşça arkasını dönüp seni dinliyor. Yanına gelmesini söylediğin zaman tebessüm eden Ame, utangaçlığını üzerinden atmış olacak ki, yavaşça senin yatağına doğru ilerliyor ve yanına sokuluyor. Kız yanına yattıktan hemen sonra ona sarılıyorsun, o da eliyle kendisine sarıldığın elini tutuyor ve kısa süre sonra uykuya dalıyorsunuz. İlerleyen saatlerde birtakım bağırışma, horlama ve havlama sesleri sizi rahatsız etse de, uykunuza mani olmuyor.
Sabah, 06:40
Gözlerini açtığında gördüğün ilk şey Ame'nin yüzü oluyor. Ağzı hafif aralanmış, bebekler gibi uyuyor. Güverteden gelen sesler seni uyandırmaya yetse de onun uykusunu bölememiş gibi.
Odaya girdiğiniz gibi bir sessizlik oluşuyor. Kyrien bir yatağa, Rayno bir yatağa hızla ulaşıp size de yer bırakacak şekilde yatıyorlar. Çok uykulu olduklarını fark ediyorsun. Dalton, Kyrien'in yanına yaklaşıp, "Kendine yatacak başka bir yer bul! Yatakta ben yatacağım." Diyor. Bunun üzerine Kyrien çoktan kapatmış olan gözlerini açıp yorgun bakışlarla, "Uzatma da yat şuraya, yoksa sana yer bırakmayacağım. Ayrıca sesini bir daha yükseltirsen seni şuracıkta öldürürüm." Diyor. Bunun üzerine Dalton sinirleniyor ve, "Sen kimi öldürüyorsun, lanet olası?! Çabuk kalk şurdan!" Diyor ve yatağa biraz daha yaklaşıyor. Bu bağırışmanın ardından, tartışma boyunca gözleri kapalı bekleyen Rayno, "Susar mısınız, uyumaya çalışıyorum." Diyerek onları uyarıyor ve sözünü bitirir bitirmez uykuya dalıyor. Yatağa tamamen yayılan Rayno'nun ardından Dalton Kyrien'e dönüp sinsi bir gülümsemeyle, "Ne oldu, cevap vermiyorsun?! Kalkmayı düşünüyor musun?" Diyor. Ama kısa süre sonra Dalton fark ediyor ki, Kyrien de uyumuş. Tüm bunların üzerine Dalton söylene söylene Kyrien'in yanındaki boşluğa kıvrılıyor ve "Rahatsız edecek olursan canını alırım." Diyerek onu -kibarca- uyarıyor.
Rayno'nun yatağa yayılmasının ardından, dışarıda uyumayı yeğleyip kapıdan dışarı çıkıyorsun. Kapıdan çıkıp güverteye doğru yürüdüğün sırada, karanlıkta pek seçemediğin iki silüet görüyorsun. Biraz daha yaklaşıp dikkatli baktığında yerde, Clous'un üzerindeki Reev'i görüyorsun. Reev ile göz göze gelmenle birlikte kadın toparlanıyor ve hiçbir şey olmamış gibi Clous'un yanına kıvrılıp uyuyor süsü veriyor. Daha sonra gözetleme kulesine çıkıp, geceyi orada geçiriyorsun. Angelo'nun ara sıra gemiyi inleten horlamaları, Cerberus'un dalgalara havlaması, Dalton'un Kyrien'e bağırışları dışında uykunu bölecek bir şey olmuyor.
Sabah, 06:40
Yüzünde, saçlarında bir ıslaklık hissediyor ve uyanıyorsun. Uyanır uyanmaz hissettiğin ilk şey inanılmaz bir üşüme oluyor. Kuzeyin soğuk rüzgarı ve henüz başlamış olan pek de şiddetli sayılmayan yağmur seni uyandırmaya yetiyor. Karşıdaki restoranın önünde yerleri süpürmekte olan Nearu'yu görebiliyorsun. Daha yakınında, güvertede ise hareketlenmeye başlayan ikili gözüne çarpıyor. Belli ki onlar da yağmurdan dolayı uyanmışlar. İstersen onların gittiği yöne gidip mutfağa geçebilirsin ya da tayfa üyelerinden birinin yanına gidebilirsin, ya da olduğun yerde kalıp yağmuru izleyebilirsin. Sana kalmış.
Clous
Reev'i kamaraya doğru yöneldiği sırada kolundan tutup kendine doğru çekiyorsun ve dudaklarınız buluşuyor. Bir süre sonra güvertenin ortasında üst üste bir vaziyette buluyorsunuz kendinizi. O sırada üstündeki Reev birden karşısına doğru bakıp toparlanıyor, hemen ardından da yanına kıvrılıp uyuma pozisyonu alıyor. Dikkatli baktığında John'un gözetleme kulesine doğru ilerlediğini görüyorsun. Bu yüzden Reev ile birlikte yıldızların altında sarılıp uyumak durumunda kalıyorsunuz. Horlama, havlama ve bağırışma sesleri sizi de rahatsız ediyor ama aldırmadan uyumaya devam ediyorsunuz.
Sabah, 06:40
Üzerine düşmekte olan yağmur damlaları ve kuzeyin soğuğu nedeniyle uyanıyorsun. Uyanır uyanmaz gördüğün ilk şey Reev'in gözleri oluyor. Onun da senden birkaç saniye önce uyanmış olduğunu söylemek yanlış olmaz. Başlayan yağmurun da etkisiyle Reev sana gülümseyip, "Günaydın. Çoktan sabah olmuş bile, ben mutfağa geçeyim artık. Islanmak istemiyorsan sen de gelebilirsin." Diyor ve mutfağa kahvaltı hazırlamak için gidiyor.
Shingen
Ame karşındaki yatakta yatıp Reev'in gelmesini beklese de gelen giden olmuyor. Sen konuşmaya başladığın sırada ise yavaşça arkasını dönüp seni dinliyor. Yanına gelmesini söylediğin zaman tebessüm eden Ame, utangaçlığını üzerinden atmış olacak ki, yavaşça senin yatağına doğru ilerliyor ve yanına sokuluyor. Kız yanına yattıktan hemen sonra ona sarılıyorsun, o da eliyle kendisine sarıldığın elini tutuyor ve kısa süre sonra uykuya dalıyorsunuz. İlerleyen saatlerde birtakım bağırışma, horlama ve havlama sesleri sizi rahatsız etse de, uykunuza mani olmuyor.
Sabah, 06:40
Gözlerini açtığında gördüğün ilk şey Ame'nin yüzü oluyor. Ağzı hafif aralanmış, bebekler gibi uyuyor. Güverteden gelen sesler seni uyandırmaya yetse de onun uykusunu bölememiş gibi.
North Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Odada yalnız kalmıştık Ame ile. İlk defa böyle bir duygu yaşıyordum. Sevdiğim kızla aynı odada yatmak garip bir his oluşturmuştu ben de. Benden utandığını düşündüğüm için ilk adımı atmış ve onu yatağıma çağırmıştım. Ame de bu teklifi kabul ediyor ve yatağıma geliyor. Ona sarılıp onu bırakmayacağımı gösteriyordum. O da elimi tutarak beni destekliyordu. Beraber sarılıp sabahın ilk ışıklarına kadar uyumuştuk. Ame ile beraber geçirdiğim ilk geceydi bu ve oldukça güzeldi.
Sabah kalktığımda ise Ame yanımda ağzı biraz açık uyuyordu. Onu uyandırmaya kıyamıyordum ama başkası uyandıracağına benim uyandırmam daha iyi olurdu sonuçta planı yapacak olan benim biricik Ame'm idi. Ame'nin saçlarını okşamıştım bir süre sonra onu yanaklarından öpüp "Aşkım, kalk sabah oldu. Bir an önce mutfağa gitsek iyi olacak. Planı herkes öğrenmeli." diyecek ve onu kaldıracaktım.
Ame kalktıktan sonra "Dün gece çok güzeldi Ay Yüzlüm. Bundan sonra senden ayrılmak istemiyorum." demiş ve Ame'ye tekrardan benimle gelmesi için rica da bulunmuştum. Bundan sonrası olacak mıydı, olacaksa Ame ile olacak mıydı bunlar hep Sacra ile olan mücadelemiz sonunda belli olacaktı.
Sabah kalktığımda ise Ame yanımda ağzı biraz açık uyuyordu. Onu uyandırmaya kıyamıyordum ama başkası uyandıracağına benim uyandırmam daha iyi olurdu sonuçta planı yapacak olan benim biricik Ame'm idi. Ame'nin saçlarını okşamıştım bir süre sonra onu yanaklarından öpüp "Aşkım, kalk sabah oldu. Bir an önce mutfağa gitsek iyi olacak. Planı herkes öğrenmeli." diyecek ve onu kaldıracaktım.
Ame kalktıktan sonra "Dün gece çok güzeldi Ay Yüzlüm. Bundan sonra senden ayrılmak istemiyorum." demiş ve Ame'ye tekrardan benimle gelmesi için rica da bulunmuştum. Bundan sonrası olacak mıydı, olacaksa Ame ile olacak mıydı bunlar hep Sacra ile olan mücadelemiz sonunda belli olacaktı.
Shingen Cracher- Mesaj Sayısı : 161
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Benim tayfam buydu işte. Bir avuç ibne. Ame’ye yardım ettiklerin de düzeldiklerini sanıp korkmaya başlamıştım. Gerçi biraz daha bağırırlarsa o ikisini de öldürecektim ama şimdilik sinirlenmeden dışarı çıkabilmiştim ilginçtir. Biraz yürüdükten sonra Reev ile Clous’u görmüştüm. İlk defa kaptandan özür dilemem gerektiğini düşünmüştüm. Gördüğüm kadarıyla . Bu herif harbiden ilk fırsatta beni öldürmeye çalışacaktı sanırım. Neyse Gözcü kulesine çıkıp North Blue’nun soğuk esen rüzgarları eşliğinde sessizce yarını düşünmeye başlamıştım.
Hala bana garip gelen davranışlar vardı sonuçta bu tayfada. Sözlerini duyduktan sonra hala Ame’nin neden bu adayı kurtarmak istediğini anlamıyordum. Kendisini hiç sevmeyen veya unutan bir adaydı burası. Burayı kurtarmak onun ne işine yarayacaktı? Tabi ki 1 gün de kimseyi tanıyamam ama en azından, şimdilik Ame’nin söylediklerinden kişiliğimizin epey zıt olduğunu söyleyebilirdim. Ben bir korsanın çoçuğu olarak Winter’da beni sevmeyen halkın başına bela olmuştum. Ve bu yüzden de denize açılmamın nedenlerinden biri de özgürlük aramak olmuştu. O ise kendini unutan bir halkı yıllarca kurtarmaya çalışmış ve bu yüzden kendi özgürlüğünden vazgeçmişti. Belki şu anda da ilk defa bunu yapabileceğine inanıyordu. Açıkçası ada veya para umurum da değildi. Sadece merak ediyordum. Birini mutlu etmek için yapılan savaşın değerini. Bu yüzden yarın ilk defa biri için savaşacaktım. Belki de savaş bittiğinde o gülümseyen insanları görüp biraz da olsa kendimi düzeltebilirdim...
Bunları düşündükten sonra bir anlığına hızlıca ayağa kalkmıştım. Bedenim bile bana inanmamış veya oldukça şaşırmış olmalıydı sanırım. Ama sanırım kalkış nedenim rüzgar ve yağmur olmuştu. Kuzeyin en kuzeyinden gelmiş biri olarak bu rüzgar beni fazla etkilemezdi ama yağmur can sıkıcıydı. Bunun yanın da beni ara ara uyandıran Oda kavgaları da vardı. Angelo ve Cerberus’a ise alışmıştım artık onlar da sorun olmuyordu. Şimdilik odama geri dönecek ve kapıya yaslanıp diğerlerinin uyanmasını bekleyecektim.
Hala bana garip gelen davranışlar vardı sonuçta bu tayfada. Sözlerini duyduktan sonra hala Ame’nin neden bu adayı kurtarmak istediğini anlamıyordum. Kendisini hiç sevmeyen veya unutan bir adaydı burası. Burayı kurtarmak onun ne işine yarayacaktı? Tabi ki 1 gün de kimseyi tanıyamam ama en azından, şimdilik Ame’nin söylediklerinden kişiliğimizin epey zıt olduğunu söyleyebilirdim. Ben bir korsanın çoçuğu olarak Winter’da beni sevmeyen halkın başına bela olmuştum. Ve bu yüzden de denize açılmamın nedenlerinden biri de özgürlük aramak olmuştu. O ise kendini unutan bir halkı yıllarca kurtarmaya çalışmış ve bu yüzden kendi özgürlüğünden vazgeçmişti. Belki şu anda da ilk defa bunu yapabileceğine inanıyordu. Açıkçası ada veya para umurum da değildi. Sadece merak ediyordum. Birini mutlu etmek için yapılan savaşın değerini. Bu yüzden yarın ilk defa biri için savaşacaktım. Belki de savaş bittiğinde o gülümseyen insanları görüp biraz da olsa kendimi düzeltebilirdim...
Bunları düşündükten sonra bir anlığına hızlıca ayağa kalkmıştım. Bedenim bile bana inanmamış veya oldukça şaşırmış olmalıydı sanırım. Ama sanırım kalkış nedenim rüzgar ve yağmur olmuştu. Kuzeyin en kuzeyinden gelmiş biri olarak bu rüzgar beni fazla etkilemezdi ama yağmur can sıkıcıydı. Bunun yanın da beni ara ara uyandıran Oda kavgaları da vardı. Angelo ve Cerberus’a ise alışmıştım artık onlar da sorun olmuyordu. Şimdilik odama geri dönecek ve kapıya yaslanıp diğerlerinin uyanmasını bekleyecektim.
Misafir- Misafir
Geri: Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]
Clous, Reev'i tutup öpmeye başlaıştı. Reev'de buna karşılık veriyordu. İçerden gelen tartışma, horlama ve havavlama seslerini umursamıyorlardı ikili. bu sesler onların umrunda bile değildi. onların umursadığı tek şey şuan için birbirleriydi. Kamçı'nın güvertesinde, yıldızlarrın altında iki beden bir oluyordu. Aslında zaten ruhları birdi onların. Bedenleri de şimdi birleşiyordu. Clous mutluydu. Reev'inde mutlu olduğunu biliyordu. O an herşeyi unutmuştu tüküren adam dedesini bile. Sadece Reev vardı aklında. Yıldızların altında yıldızların arasındaydılar.
Onları yeniden Kamçı'nın güvertesine getiren şey ise Reev'in tuhaf utangaçlığıydı. Tuhaftı çünkü Clous, John'u görmemişti ilk başta. Gördüğündeyse pek aldırış etmemişti. Kimsenin görüp görmemesini umursamıyordu çünkü. Özellikle o adamın görmesi ise çok daha hoşuna gitmişti. Ona iyice "bu kız benim" mesajını veriyordu. o bakarken Reev'e sarılacak ve uyuyacaktı. Kendi bedeniyle onu soğuktan korumaya çalışıyordu.
Üzerine düşen yağmur damlaları ile uyanmıştı Clous. Gördüğü ilk şey onu bu günün güzel olacağına inandıran sevdiği kadının gözleriydi. Ona bakan bu iki göz, o an tüküren adam için dedesini bulmaktan daha önemli olmuştu. Yağmurun altında sevdiği kadınla bakışan Clous o an zamanın durmasını istiyordu. sonsuza kadar böyle kalmak çok güzel olurdu. Üstelik daha özçekim yapabilecek bir makine de icat edilmemişti. bu anı saklayamayacaklardı.
Dünyanın durduğu o anda onu dönmeye yeniden ikna eden kişi ise Reev olmuştu. Gemide yemek hazırlaması gerektiğini hatırlamış ve kalkmıştı. Clous'da onun peşinden mutfağa gidecek ve diğerlerini orda bekleyecekti. Zaten yağmur saolsun toplu işne başı kadar bile kuru yerleri kalmamıştı. herkes toplandığında ise Ame'ye ne yapacaklarını soracaktı.
Onları yeniden Kamçı'nın güvertesine getiren şey ise Reev'in tuhaf utangaçlığıydı. Tuhaftı çünkü Clous, John'u görmemişti ilk başta. Gördüğündeyse pek aldırış etmemişti. Kimsenin görüp görmemesini umursamıyordu çünkü. Özellikle o adamın görmesi ise çok daha hoşuna gitmişti. Ona iyice "bu kız benim" mesajını veriyordu. o bakarken Reev'e sarılacak ve uyuyacaktı. Kendi bedeniyle onu soğuktan korumaya çalışıyordu.
Üzerine düşen yağmur damlaları ile uyanmıştı Clous. Gördüğü ilk şey onu bu günün güzel olacağına inandıran sevdiği kadının gözleriydi. Ona bakan bu iki göz, o an tüküren adam için dedesini bulmaktan daha önemli olmuştu. Yağmurun altında sevdiği kadınla bakışan Clous o an zamanın durmasını istiyordu. sonsuza kadar böyle kalmak çok güzel olurdu. Üstelik daha özçekim yapabilecek bir makine de icat edilmemişti. bu anı saklayamayacaklardı.
Dünyanın durduğu o anda onu dönmeye yeniden ikna eden kişi ise Reev olmuştu. Gemide yemek hazırlaması gerektiğini hatırlamış ve kalkmıştı. Clous'da onun peşinden mutfağa gidecek ve diğerlerini orda bekleyecekti. Zaten yağmur saolsun toplu işne başı kadar bile kuru yerleri kalmamıştı. herkes toplandığında ise Ame'ye ne yapacaklarını soracaktı.
Clous Cracher- Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 17/01/16
5 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Similar topics
» Hırsızlığın Amacı [Clous-Shingen ]
» Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
» Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
» Shingen Cracher
» [Envanter] Shingen Cracher
» Bir şey mi kaybettiniz? (Shingen-Clous-Kyrien)
» Hırsızlığın Amacı 2: Beş Bölgenin Tanrısı [Clous-Shingen ]
» Shingen Cracher
» [Envanter] Shingen Cracher
5 sayfadaki 7 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz