Dorobo no Kyoudai [Clous&Shingen&John]

Ame ile güzel bir gece geçirdikten sonra uyanmıştım. Uyandıktan sonra Ame'yi de kendime has şekilde oldukça kibar ve romantik bir şekilde uyandırmıştım. Ona söylediğim sözlere ise aynı güzellikte cevap vermiş ve benimle denize açılacağını söylemişti. Galiba artık bir sorumluluğum daha olmuştu.

Ame ile beraber mutfağa geçmiş ve planı dinlemeye koyulmuştum. Gece yanımda yatan o tatlı kız gitmiş yerine Sacra üyesi biri gelmişti. Görünüşe göre planı adım adım ilerlemek üzerine kuruluydu. Şimdilik bir şey diyemezdim çünkü bir şeyler söylersem dikkat çekerdim. Asıl kişiliğime bürününce o ne yapacağını söylerdi.

Herkes sonun da mutfağa toplanmış ve sonun da plan anlatılmıştı. Acaba kral ve Sacra ölünce her şey bitecek miydi? Yıllarca süren bir sistemin özellikle de bir din sisteminin biteceği kesin değildi. Hatta ihtimali azdı bile. Neyse ben sadece benden istenileni yapacak ve öldürmem gerekenleri öldürecektim. Şu an da ise silah dükkanına gitmem lazımdı. Bu yüzden oturanlara dönüp, ciddi bir ses tonuyla'' Planı kabul ediyorum. Bunun yanın da benim de silah dükkanına gidip bir kaç şey almam lazım. Nerede olduğunu söyleyin lütfen? '' diyecektim. Mutfaktan çıkarken de unutmadan ''Yemek için teşekkürler'' diyecek ve oradan ayrılarak silah dükkanına doğru ilerleyecektim.

Ame'den cevabı aldıktan sonra dışarı çıkmıştım. Tek başıma silah dükkanına doğru ilerleyecek ve vardığımda da ilk önce biraz kullanılmış mızrağın ne kadar ettiğini soracaktım. Mızrağımı satacak, 1 iyi kalite 1 bisento,ve orta kalite 2 şişe yanıcı akışkan alacaktım. Eğer param yeterse demir kolluklar da alabilirdim. Daha sonra ise Dev haça doğru ilerleyecektim. Açıkçası burayı yakmak istiyordum. Fakat toplantı yeri olması şimdilik işi bozmuştu. Ame geldikten sonra ona sorup deneyebilirdim. Bunun yanın da eğer olmazsa daha sonra kralın askerlerinin evlerini veya direk sarayın içini yok etmek isterim.

out: eğer bu ibadet işi buluşma vaktinde sonraya geliyorsa veya ibadet olmayacaksa Rayno'da Reev ve Kyrien ile birlikte gidiyor. Ve eğer gemide bu kadar adamı taşıyabilecek bir cankurtaran botu varsa denden-mushi de iptal. (şu böceğin adını yanlış yazdım yüzde doksan)

Kimsenin plana itirazı yoktu. Görünüşe göre herkes ne yapacağını biliyor ve ona göre hareket ediyordu. Plan bittikten sonra Ame saat 12:00'ye kadar serbest olduğumuzu söylemişti. Görünüşe göre herkes işini halledip gerekli malzemeleri alıp dövüşe hazır olacaktı. Şehirdeki insanları ise kopacak kıyametten haberleri yoktu ve bu beni oldukça üzüyordu.

Bu sırada abim yanıma gelmiş ve bana herşeyi yapmakta serbest olduğumu söylemişti. Görünüşe göre bu sözü diğer Shingen'e idi. İttifaktan bahsediyordu galiba ve bu konuda herhangi bir kısıtlaması olmadığını da ekliyordu. Ne yapacağı ona kalmış bir şeydi ama ben kimseye zarar verecek türden birisi değildim.

Son olarak da Ame yanıma gelmiş ve kısık bir sesle eve gidip hazırlanması gerektiğini söylemişti. "İsterse ben de seninle geleyim Ame. Seni yalnız bırakmak istemiyorum artık. Hem de diğer Shingen ile baş başa istediğiniz şeyleri konuşursunuz. İstemezsen de seni gemide bekliyor olacağım." demiş ve Ame'nin ne yapacağını beklemiştim. Bundan sonra zor zamanlar bizi bekliyordu.

''Bu şerefsiz nereden çıkmıştı şimdi? Tek gideceğim demiştim ben? Niye bunun gelmesini kabul ettim ki? '' Silah dükkanına doğru ilerlerken düşündüğüm şeylerin kibar bir özetiydi bu sorular.

Neyse, mızmızlanmayı bırakıp hazırlanma vakti gelmişti. Bir şehirliden yolun tarifini alarak Silah dükkanına gitmiştik. Kapıya girmeden önce yanımda ki herif bir şey demişti fakat o an onu dinlemediğimden duymamıştım. İçeri girdiğim de ise mızrağımı satarak Bisento almıştım sonun da. Böylece artık kesme saldırıları da yapabilecektim. Burada işimiz de bitmişti böylece ve hırsızın teklifiyle de başka bir satıcı dükkanına ilerlemiştik. Yanımda ki herif yine rahat durmayacaktı anlaşılan. Ancak bu sefer ki herif pekte safa benzemiyordu. Elde ettiği tek şey boş bakışlar olmuştu ve bu da beni güldürmüştü açıkçası. Benim için sorun yoktu. Eşyaların parasını ödeyerek çıkmıştım oradan da. Merkeze gittiğimiz de Rayno bana hançerleri göstermişti. Açıkçası biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Kendilerini öven bu tayfanın bir üyesi olarak yapabileceği sadece bu kadar mıydı? Neyse, ona veda ederek vatandaşlardan birine buralar da hiç bar var mı diye soracaktım. Açıkçası koca ada da bu durumdan rahatsız olan 3 kişini olması saçmaydı. Bu yüzden bar da hem tayfa hem de yardım aramış olacaktım.