Valko Adası[Meirin][Bitti]
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
4 sayfadaki 7 sayfası
4 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Burnunun götürdüğü yolu takip edip sağdan yardırıyorsun. Fabrika içinde çok sayıda makine ve eşya olduğundan düz ilerlemek mümkün olmuyor. Arada bir bir şeylerin üstünden yada çevresinden geçiyorsun. 7-8 dakikalık bir yürüyüşün ardından depo gibi bir yere ulaşıyorsun.
Depo'nun içinden yoğun bir barut kokusu geliyor. Sende dikkatli bir şekilde içeri giriyorsun. İçeride de biraz dolandıktan sonra dokuz kişilik bir grup görüyorsun. Bunlardan sekizi daha önce gördüğün işçi adam gibi giyinmişler ama üstlerinde neredeyse hiç mermer tozu yok. Diğer adam ise 1.9 boylarında bir elinde kılıç, belinde tabanca olan takım elbise giymiş biri. Sen adamları girişte bir makina'nın arkasından izliyorsun.
İşçiler çok sayıda tabancayı büyük tahta kutuların içine özenle yerleştiriyor. Aralara strafor koyuyorlar. Bazı kutulara ise barut, kılıç yada mermi konuyor. İçleri iyice dolan kutular büyük bir el arabasının üzerine 3 kat şeklinde konuyor. El arabası tek seferde boyuna üç sıra, enine iki sıra kutuyu alabiliyor. Üç kat olduğundan toplam 18 kutu konabiliyor tek seferde. Sen geldiğinde onsekizinci'yi koyuyorlardı.
Adamlar son kutuyuda koydundan sonra 4 kişi işlerini bırakıp el arabasını girişe doğru itmeye başlıyorlar. Hemen bir şey yapmaz isen seni fark edecekler. Gerisin geri gidip bir yere saklanabilirsin hem böylece silahların nereye gittiğini de görmüş olurdun. Yada tek silahlı adamı etkisiz hale getirmeye çalışabilirsin.
Depo'nun içinden yoğun bir barut kokusu geliyor. Sende dikkatli bir şekilde içeri giriyorsun. İçeride de biraz dolandıktan sonra dokuz kişilik bir grup görüyorsun. Bunlardan sekizi daha önce gördüğün işçi adam gibi giyinmişler ama üstlerinde neredeyse hiç mermer tozu yok. Diğer adam ise 1.9 boylarında bir elinde kılıç, belinde tabanca olan takım elbise giymiş biri. Sen adamları girişte bir makina'nın arkasından izliyorsun.
İşçiler çok sayıda tabancayı büyük tahta kutuların içine özenle yerleştiriyor. Aralara strafor koyuyorlar. Bazı kutulara ise barut, kılıç yada mermi konuyor. İçleri iyice dolan kutular büyük bir el arabasının üzerine 3 kat şeklinde konuyor. El arabası tek seferde boyuna üç sıra, enine iki sıra kutuyu alabiliyor. Üç kat olduğundan toplam 18 kutu konabiliyor tek seferde. Sen geldiğinde onsekizinci'yi koyuyorlardı.
Adamlar son kutuyuda koydundan sonra 4 kişi işlerini bırakıp el arabasını girişe doğru itmeye başlıyorlar. Hemen bir şey yapmaz isen seni fark edecekler. Gerisin geri gidip bir yere saklanabilirsin hem böylece silahların nereye gittiğini de görmüş olurdun. Yada tek silahlı adamı etkisiz hale getirmeye çalışabilirsin.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Meirin sadece 7-8 dakikadır yürüyordu; fakat o 7-8 gündür yürüyormuş gibi hissediyordu. Bir türlü yolun sonunu görememiş, sürekli bir şeylerin üstünden atlayarak veya çevresinden dolaşarak yolunu uzatmıştı. Sonunda yolun sonuna gelmiş ve depoyu andıran bir yere ulaşmıştı.
Yoğun bir barut kokusu yayan bu deponun içine girdi.İçeride biraz oyalandıktan sonra kalabalık bir grup görüp girişteki makinenin arkasına saklandı. Karşısında 9 kişi vardı. Bunların sekizi daha önce gördüğü işçi gibi giyinmişlerdi. Tek farkları üstlerinde mermer tozu olmamasıydı. 9. kişi ise takım elbiseli, elinde kılıç tutan bir adamdı. Adam, belinde bir tabanca taşıyordu. Meirin diğer sekiz kişiyi iyice incelemesine rağmen bir silah taşıdıklarını göremedi. Silahlı tek kişi şu şık giyinen herifti. Hamle yapıp yapmamakta kararsız kalan Meirin, işçileri biraz daha gözlemlemeye karar verdi.
Tabancalar, mermiler, barut ya da kılıçlar... Hepsi çeşit çeşit kutulara dolduruluyordu. Ardından da bu kutular el arabasına konuyordu. Bir el arabası çoktan dolmuşa benziyordu. İşçilerden biri bir kutu daha koyduktan sonra arabaya başka bir kutu konulmadı. Hemen ardından 4 kişi işlerini bırakıp el arabasını girişe doğru itmeye başladılar. Meirin'in yanına doğru geliyorlardı. Meirin hemen ne yapacağına karar vermek zorundaydı.
Silahlı olan bir kişi vardı. Ona doğru hızlı bir saldırı yapıp dikkatini dağıtabilirdi. Ardından da hızlıca yanına doğru koşup işini bitirebilirdi. Sonra da silahlara el koyardı. İşçiler silahsız olduğundan kendisine saldırsalar bile onları halledebilirdi. Biri destek çağırsa bile desteğin gelmesi 2-3 dakika kadar sürmeliydi. Depoya giren yol engelli bir parkur gibi olduğundan planını uygulamak için yeteri kadar vakti vardı.
Destek geldiğinde de yanındaki silahlar ile onları oyalabilirdi. Sonra da ilk fırsatta dışarı işaret verir ve ani bir baskın yapılmasını sağlardı. Bu şekilde tüm sorun kayıp vermeden halledilebilirdi. Yine de aradıkları suçlu bu adamlar arasında değildi. Bu adamları yakaladığında eline ne geçecekti?
Eğer bir satranç maçını kazanmak istiyorsa Şahı yok etmeliydi. piyonları,atları,kaleleri hatta vezirleri ele geçirse bile maç her zaman devam ederdi. Burada ani bir saldırı yaparsa liderleri panikleyip kaçabilirdi.
Meirin, bu durumdan hoşlanmasa bile geri çekilmek zorundaydı. Geri gidip müsait bir yere saklanacak ve silahların nereye gittiğini öğrenecekti. Belki bu 4 kişiyi takip ederse liderin yerini öğrenebilirdi. En kötü ihtimalle bu 4 işçiyi daha tenha bir yerde etkisiz hale getirir ve sessizce fabrikanın içinde dolaşmaya devam ederdi. Böyle düşünen Meirin, hızlıca geriye doğru harekete geçti.
Yoğun bir barut kokusu yayan bu deponun içine girdi.İçeride biraz oyalandıktan sonra kalabalık bir grup görüp girişteki makinenin arkasına saklandı. Karşısında 9 kişi vardı. Bunların sekizi daha önce gördüğü işçi gibi giyinmişlerdi. Tek farkları üstlerinde mermer tozu olmamasıydı. 9. kişi ise takım elbiseli, elinde kılıç tutan bir adamdı. Adam, belinde bir tabanca taşıyordu. Meirin diğer sekiz kişiyi iyice incelemesine rağmen bir silah taşıdıklarını göremedi. Silahlı tek kişi şu şık giyinen herifti. Hamle yapıp yapmamakta kararsız kalan Meirin, işçileri biraz daha gözlemlemeye karar verdi.
Tabancalar, mermiler, barut ya da kılıçlar... Hepsi çeşit çeşit kutulara dolduruluyordu. Ardından da bu kutular el arabasına konuyordu. Bir el arabası çoktan dolmuşa benziyordu. İşçilerden biri bir kutu daha koyduktan sonra arabaya başka bir kutu konulmadı. Hemen ardından 4 kişi işlerini bırakıp el arabasını girişe doğru itmeye başladılar. Meirin'in yanına doğru geliyorlardı. Meirin hemen ne yapacağına karar vermek zorundaydı.
Silahlı olan bir kişi vardı. Ona doğru hızlı bir saldırı yapıp dikkatini dağıtabilirdi. Ardından da hızlıca yanına doğru koşup işini bitirebilirdi. Sonra da silahlara el koyardı. İşçiler silahsız olduğundan kendisine saldırsalar bile onları halledebilirdi. Biri destek çağırsa bile desteğin gelmesi 2-3 dakika kadar sürmeliydi. Depoya giren yol engelli bir parkur gibi olduğundan planını uygulamak için yeteri kadar vakti vardı.
Destek geldiğinde de yanındaki silahlar ile onları oyalabilirdi. Sonra da ilk fırsatta dışarı işaret verir ve ani bir baskın yapılmasını sağlardı. Bu şekilde tüm sorun kayıp vermeden halledilebilirdi. Yine de aradıkları suçlu bu adamlar arasında değildi. Bu adamları yakaladığında eline ne geçecekti?
Eğer bir satranç maçını kazanmak istiyorsa Şahı yok etmeliydi. piyonları,atları,kaleleri hatta vezirleri ele geçirse bile maç her zaman devam ederdi. Burada ani bir saldırı yaparsa liderleri panikleyip kaçabilirdi.
Meirin, bu durumdan hoşlanmasa bile geri çekilmek zorundaydı. Geri gidip müsait bir yere saklanacak ve silahların nereye gittiğini öğrenecekti. Belki bu 4 kişiyi takip ederse liderin yerini öğrenebilirdi. En kötü ihtimalle bu 4 işçiyi daha tenha bir yerde etkisiz hale getirir ve sessizce fabrikanın içinde dolaşmaya devam ederdi. Böyle düşünen Meirin, hızlıca geriye doğru harekete geçti.
Misafir- Misafir
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Sessiz bir şekilde az önce geldiğin yoldan geri dönüp dört işçiyi ve el arabalarını görebileceğin bir konumda beklemeye başlıyorsun. El arabası çok ağır ilerlediği için her hangi bir sorun yaşamadan istediğin konuma gelebiliyorsun.
On dakika kadar bekledikten sonra dört işçinin iteklediği el arabasını görüyorsun. El arabasını bir süre daha itip senin çok kısa bir süre önce geldiğin yere yani fabrikanın merkezinde duruyorlar. Buradan ise kuzeye yönelip bir süre daha devam ediyorlar.
Merkezden itibaren bir onbeş dakikalık takibin ardından adamlar fabrika içinde başka bir depoya giriyorlar. Burada ise sayamayacağın kadar çok mermer var. Adamlar metalden devasa bir kutu'nun altını üç kat mermer koyuyorlar. Daha sonra ortaya bir tane silah kutusu konuyor ve üzerine beş mermer daha konuyor. Mermerleri ve silah kutularını koydukları metal kutu enine beş, boyuna on , derinlik olarak ise onbeş mermer koyabiliyorlar.
Üstü mermerlerle kapatılan silah kutuları devasa konteynerların içine konuyor. Bu aşamada ise dikatini bir şey çekiyor. Her konteyner toplam on metal kutu alabilirken bunların sadece üçüne silah dolu kutular konuyor. Diğerleri sadece mermer içeriyor.
Toplam da 15 kadar işçi görüyorsun. Bunların dört tanesi az önce seninle beraber gelenler. Silah kutularını indirdikten sonra el arabasıyla birlikte geldikleri yere doğru yürümeye başlıyorlar. İçeride tek bir silahlı adam görüyorsun. O da az önce dışarıda sigara içerken gördüğün çam yarması.
On dakika kadar bekledikten sonra dört işçinin iteklediği el arabasını görüyorsun. El arabasını bir süre daha itip senin çok kısa bir süre önce geldiğin yere yani fabrikanın merkezinde duruyorlar. Buradan ise kuzeye yönelip bir süre daha devam ediyorlar.
Merkezden itibaren bir onbeş dakikalık takibin ardından adamlar fabrika içinde başka bir depoya giriyorlar. Burada ise sayamayacağın kadar çok mermer var. Adamlar metalden devasa bir kutu'nun altını üç kat mermer koyuyorlar. Daha sonra ortaya bir tane silah kutusu konuyor ve üzerine beş mermer daha konuyor. Mermerleri ve silah kutularını koydukları metal kutu enine beş, boyuna on , derinlik olarak ise onbeş mermer koyabiliyorlar.
Üstü mermerlerle kapatılan silah kutuları devasa konteynerların içine konuyor. Bu aşamada ise dikatini bir şey çekiyor. Her konteyner toplam on metal kutu alabilirken bunların sadece üçüne silah dolu kutular konuyor. Diğerleri sadece mermer içeriyor.
Toplam da 15 kadar işçi görüyorsun. Bunların dört tanesi az önce seninle beraber gelenler. Silah kutularını indirdikten sonra el arabasıyla birlikte geldikleri yere doğru yürümeye başlıyorlar. İçeride tek bir silahlı adam görüyorsun. O da az önce dışarıda sigara içerken gördüğün çam yarması.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Meirin sessiz bir şekilde geri döndü ve işçileri görebileceği bir yere saklandı. Yaklaşık 10 dakika sonra, 4 işçinin ittiği el arabası gözüktü. İşçiler el arabasını bir süre daha ittikten sonra fabrikanın merkez kısmında durdular ve kuzeye doğru yöneldiler. Yaklaşık 15 dakika kadar ilerledikten sonra bir depoya geldiler. Meirin bu takip etme durumundan sıkılmaya başlamıştı. Neredeyse yarım saattir fabrikanın içinde gizlice oradan oraya gidiyordu. İlk fırsatta bu takip işini sonlandırmalıydı.
Meirin, işçiler depoya girdikten sonra bir süre bekledi. Ardından o da hızlı bir şekilde depoya girdi. İçerisi kalabalıktı. Yaklaşık 15 kadar işçi vardı. İşçiler silahlı değildi; fakat yanlarında silahlı biri vardı. Meirin silahlı adamın az önce dışarıda sigara içen dev herif olduğunu fark etti. Bu çam yarması ile yeniden karşılaşmışlardı. Meirin etrafa bakındığında çevrede çok fazla mermer olduğunu fark etti. Saklandığı yerden olayları incelemeye devam ettiğinde mermerlerin kamuflaj için kullanıldığı sonucuna ulaştı.
İşçiler metalden devasa bir kutunun altına birkaç kat mermer koyuyorlardı. Ardından ortaya bir tane silah kutusu koyup üzerine dört beş mermer daha konuluyordu. Bu sayede silahlar saklanıyordu. Üstü mermerlerle kapatılan metalden silah kutularını da çok büyük konteynerların içine konuyordu.Yine aynı şekilde bu büyük konteynerlara da sadece silah kutusu konulmuyor,kutular Mermer ile kamufle ediliyordu.
Meirin az çok olayın işleyişini anlamıştı. Fabrikanın doğu tarafında tutulan silahlar kutuya dolduruluyordu. Ardından da fabrikanın Kuzey tarafına gelen kutular devasa konteynerlara konuyordu. Yani fabrikadaki silahlar Kuzey ve doğu bölümlerindeydi. Ayrıca iki bölümde de gördüğü işçiler silahsızdı. Eğer sadece üstteki kişilerde silah varsa bu da işlerine gelirdi. Tek tek her bölümü gezmekten sıkıldığından ilginç bir plan kurdu.
İlk önce geri gidip müsait bir yer arayacaktı. Gerekirse fabrikanın dışına çıkacaktı. Ardından da yüzbaşı Tuhatta'yı Den Den Mushiden arayıp fabrikanın yapısı hakkında kısaca bilgi verecek, sonra da nasıl fabrikanın merkezine ulaşacaklarını anlatacaktı. Fabrikanın merkezine ulaştıklarında birlikleri ikiye ayırmasını, bir birliğin kuzeydeki, bir birliğin de doğudaki depoya baskın yapıp silahlara el koymak için harekete geçmesini isteyecekti. İki depoda da tek silahlı adam vardı. Büyük ihtimal ile kayıp vermeden bu baskın gerçekleştirilebilirdi.
Silahlara el koyup sevkiyatı durdurmak bile bir başarı olsa da liderin de yakalanması gerekiyordu. Bu yüzden Meirin patronu aramaya devam edecekti. Tuhat ve Tuhatta birlikleri silahlara el koyduğu sırada Meirin, batıdaki yola gidip patronu arayacaktı. Bu planını Tuhatta'ya da söyleyecekti. Kendisinden üst rütbede iki kişi varken lideri kendisinin araması onlara saygısızlık olabilirdi; fakat birlikleri de sadece onlar güzelce idare edebilirdi. Bu yüzden yüzbaşının bu plana izin vermesini umuyordu.
Meirin, yüzbaşını aramak için müsait bir yer aramaya başladı.
Out:
Meirin, işçiler depoya girdikten sonra bir süre bekledi. Ardından o da hızlı bir şekilde depoya girdi. İçerisi kalabalıktı. Yaklaşık 15 kadar işçi vardı. İşçiler silahlı değildi; fakat yanlarında silahlı biri vardı. Meirin silahlı adamın az önce dışarıda sigara içen dev herif olduğunu fark etti. Bu çam yarması ile yeniden karşılaşmışlardı. Meirin etrafa bakındığında çevrede çok fazla mermer olduğunu fark etti. Saklandığı yerden olayları incelemeye devam ettiğinde mermerlerin kamuflaj için kullanıldığı sonucuna ulaştı.
İşçiler metalden devasa bir kutunun altına birkaç kat mermer koyuyorlardı. Ardından ortaya bir tane silah kutusu koyup üzerine dört beş mermer daha konuluyordu. Bu sayede silahlar saklanıyordu. Üstü mermerlerle kapatılan metalden silah kutularını da çok büyük konteynerların içine konuyordu.Yine aynı şekilde bu büyük konteynerlara da sadece silah kutusu konulmuyor,kutular Mermer ile kamufle ediliyordu.
Meirin az çok olayın işleyişini anlamıştı. Fabrikanın doğu tarafında tutulan silahlar kutuya dolduruluyordu. Ardından da fabrikanın Kuzey tarafına gelen kutular devasa konteynerlara konuyordu. Yani fabrikadaki silahlar Kuzey ve doğu bölümlerindeydi. Ayrıca iki bölümde de gördüğü işçiler silahsızdı. Eğer sadece üstteki kişilerde silah varsa bu da işlerine gelirdi. Tek tek her bölümü gezmekten sıkıldığından ilginç bir plan kurdu.
İlk önce geri gidip müsait bir yer arayacaktı. Gerekirse fabrikanın dışına çıkacaktı. Ardından da yüzbaşı Tuhatta'yı Den Den Mushiden arayıp fabrikanın yapısı hakkında kısaca bilgi verecek, sonra da nasıl fabrikanın merkezine ulaşacaklarını anlatacaktı. Fabrikanın merkezine ulaştıklarında birlikleri ikiye ayırmasını, bir birliğin kuzeydeki, bir birliğin de doğudaki depoya baskın yapıp silahlara el koymak için harekete geçmesini isteyecekti. İki depoda da tek silahlı adam vardı. Büyük ihtimal ile kayıp vermeden bu baskın gerçekleştirilebilirdi.
Silahlara el koyup sevkiyatı durdurmak bile bir başarı olsa da liderin de yakalanması gerekiyordu. Bu yüzden Meirin patronu aramaya devam edecekti. Tuhat ve Tuhatta birlikleri silahlara el koyduğu sırada Meirin, batıdaki yola gidip patronu arayacaktı. Bu planını Tuhatta'ya da söyleyecekti. Kendisinden üst rütbede iki kişi varken lideri kendisinin araması onlara saygısızlık olabilirdi; fakat birlikleri de sadece onlar güzelce idare edebilirdi. Bu yüzden yüzbaşının bu plana izin vermesini umuyordu.
Meirin, yüzbaşını aramak için müsait bir yer aramaya başladı.
Out:
- Spoiler:
- Sizin tam ayrıntı vermediğiniz yerleri kafama göre betimlemem kurallara aykırı olur mu? Örneğin depoya girdiğimde zeminin rengini veya duvarların rengini kafama göre belirtseydim sorun olur muydu?
Misafir- Misafir
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Mermerlerin olduğu bölümü bırakıp geride saklanacak iyi bir yer buluyorsun. Gizlenme yerine yerleştikten sonra Tuhattayı arayıp fabrika hakkında öğrendiklerini bildiriyorsun. Yüzbaşı '' Liderlerinide tespit et ve beni tekrar ara. Biz içeri baskın yaptığımızda sende liderlerinin kaçmasını önlersin. Bir kaç sokak serserisini yakalamak bize hiçbir şey kazandırmaz. '' diyor.
Yüzbaşı'nın emirlerini dinleyip gitmediğin iki yoldan biri olan batı yoluna gidiyorsun. Bir süre ilerledikten sonra bir etrafı duvarla çevrili bir merdiven görüyorsun. Merdivenlerin tepesinde ise büyük bir oda görüyorsun. Kabaca 2000 m^2 olduğunu tahmin ettiğin bu oda fabrikanın duvarına bitişik şekilde 10 metre yükseğe inşa edilmiş. Bir kaç tanede camı var ama içerisini sen göremiyorsun. Büyük ihtimalle içerisinin gözükmesini engelleyen özel bir cam.
Basamakları çıkıp en tepeye ulaştığında kendini çok büyük bir oda'da buluyorsun. Bu oda kendi içinde daha küçük odalara bölünmüş. Bu ufak odalara ana holden ulaşabiliyorsun. Bir tanede diğerlerine kıyasla çok daha büyük bir oda var. Odaların içinde çok sayıda insan çalışıyor. Bu insanlar daha çok masa başı işi yapıyor gibi gözüküyor. Büyük oda'nın içini ise göremiyorsun.
Yüzbaşı'nın emirlerini dinleyip gitmediğin iki yoldan biri olan batı yoluna gidiyorsun. Bir süre ilerledikten sonra bir etrafı duvarla çevrili bir merdiven görüyorsun. Merdivenlerin tepesinde ise büyük bir oda görüyorsun. Kabaca 2000 m^2 olduğunu tahmin ettiğin bu oda fabrikanın duvarına bitişik şekilde 10 metre yükseğe inşa edilmiş. Bir kaç tanede camı var ama içerisini sen göremiyorsun. Büyük ihtimalle içerisinin gözükmesini engelleyen özel bir cam.
Basamakları çıkıp en tepeye ulaştığında kendini çok büyük bir oda'da buluyorsun. Bu oda kendi içinde daha küçük odalara bölünmüş. Bu ufak odalara ana holden ulaşabiliyorsun. Bir tanede diğerlerine kıyasla çok daha büyük bir oda var. Odaların içinde çok sayıda insan çalışıyor. Bu insanlar daha çok masa başı işi yapıyor gibi gözüküyor. Büyük oda'nın içini ise göremiyorsun.
- Not:
- Evet bu tarz detayları belirtebilirsin. Mesela ilk paragrafta bir saklanma yerinden bahsettim. Buranın nasıl bir yer olduğunu tasvir edebilirsin, abartmadan. Zaten eğer benim kurgumla çelişiyorsa yazdıklarını editletirim. :p
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Saklanacak iyi bir yer bulmak amacıyla kuzeydeki depodan ayrılmıştı. Hem fabrikanın merkezine doğru yürüyüp hem de çevresini gözleyerek saklanma yerini bulmaya çalışıyordu. Bir süre sonra aradığı yeri bulmuştu. Arkasında sadece duvar olan büyük,oval bir makine... Hemen bu gri renkli,solgun görünen paslanmış metal yığının arkasına geçti. Ardından da sırtını duvara dayamış bir şekilde yere oturdu. Cebindeki Den Den Mushi'yi çıkartıp yüzbaşını aradı.
Yüzbaşı planını dinledikten sonra kendisine olumsuz bir yanıt vermişti. Birkaç serseriyi yakalamanın önemsiz olduğunu, liderlerini tespit ettikten sonra kendisini aramasını söylemişti. Baskın, mutlaka lideri tespit ettikten sonra yapılmalıydı. Yüzbaşının sesi ciddi geliyordu. Bu yüzden kendi planı konusunda ısrar etmedi. Biraz daha yürüdükten sonra fabrikanın merkezine gelen Meirin, hiç oyalanmadan batı yoluna saptı.
Bir süre yürüyen Meirin, bir tarafı duvarla çevrili bir merdivene ulaştı. Başını kaldırıp merdivenin sonlandığı kısma baktığında kocaman bir oda gördü. Fabrikanın duvarına bitişik bir şekilde, yerden birkaç metre yükseğe inşa edilmiş bu odanın kapladığı alanın yaklaşık 2000 metrekare olduğunu tahmin eden Meirin, sesli bir şekilde ''Vay canına!'' dedi. Acaba bu oda fabrika terk edilmeden önce de var mıydı? Yoksa suçlular buraya yerleştikten sonra mı bu odayı yaptırmışlardı? Her iki şekilde de bu büyük yapıyı havalı bulmuştu.
Basamakları sessizce çıkan Meirin, bir süre sonra en tepedeki odaya ulaşmıştı. Yavaşça kapıyı araladığında Büyük odanın kendi içinde çok daha küçük odaları barındırdığını fark etti. Bu küçük odaların içinde pek çok insan çalışıyordu. Ayrıca bu küçük odalara nazaran çok daha büyük olan bir oda daha vardı; fakat odanın içini göremiyordu. Odanın camı, girişteki camlar gibi özel camdan yapılmış olmalıydı.
Sıradaki hamlesi o büyük odaya girmek olmalıydı; ama büyük odaya girdikten sonra ne diyecekti ki? ''Merhaba ben bir denizciyim, lideriniz nerede acaba?'' diye soracak hali yoktu. Ne yapacağını düşünürken aklına şahane bir fikir geldi.
Adaya geldikten sonra üniformasını giymeye bile fırsat bulamadan devriyeye gönderildiğinden dolayı üzerinde hala kendi kıyafetleri vardı. Şu an denizci olduğunun anlaşılmasının tek yolu sağ koltuğunda tuttuğu kırmızı defterin içine bakılması veya cebindeki telsizin bulunması idi. Önce bunları güvenli bir yere saklaması gerekiyordu. Yine geri gidip sandık benzeri bir şey arayacak; ardından da defter ve telsizi bunun içine saklayacaktı.
Ardından da tekrar yukarı çıkıp gördüğü büyük odaya hızlıca dalacak ve 'Adaya gelen suçlunun adamı' rolü yapacaktı. Suçlunun ismini binbaşının odasındaki posterde görmüştü. Adamın adı 'Deli Jack' idi. Eğer deli lakaplı birinin adamı rolü yapacaksa kendisi de pervasızca davranmalıydı. Ancak bu şekilde karşısındaki kişiyi kandırabilirdi. Meirin, belindeki kılıçtan dolayı karşısındaki kişiyi ikna etmesinin kolay olacağını düşünüyordu.
Meirin, İçeri girdiği gibi: Niye beni karşılamadınız ulan şerefsizler! Bu lanet fabrikada kayboldum! Her neyse, patron Deli Jack teslimat için sabırsızlanıyor. Beni hemen o kokuşmuş patronun yanına götürün! diye bağıracaktı. Şansı yaver giderse içerideki kişi ya da kişiler kendisini patronun yanına götürecekti. Şanssızlığı tutar ve planı başarısızlığa uğrarsa ayvayı yemişti. Acaba kaderinde hangisi vardı?
Yüzbaşı planını dinledikten sonra kendisine olumsuz bir yanıt vermişti. Birkaç serseriyi yakalamanın önemsiz olduğunu, liderlerini tespit ettikten sonra kendisini aramasını söylemişti. Baskın, mutlaka lideri tespit ettikten sonra yapılmalıydı. Yüzbaşının sesi ciddi geliyordu. Bu yüzden kendi planı konusunda ısrar etmedi. Biraz daha yürüdükten sonra fabrikanın merkezine gelen Meirin, hiç oyalanmadan batı yoluna saptı.
Bir süre yürüyen Meirin, bir tarafı duvarla çevrili bir merdivene ulaştı. Başını kaldırıp merdivenin sonlandığı kısma baktığında kocaman bir oda gördü. Fabrikanın duvarına bitişik bir şekilde, yerden birkaç metre yükseğe inşa edilmiş bu odanın kapladığı alanın yaklaşık 2000 metrekare olduğunu tahmin eden Meirin, sesli bir şekilde ''Vay canına!'' dedi. Acaba bu oda fabrika terk edilmeden önce de var mıydı? Yoksa suçlular buraya yerleştikten sonra mı bu odayı yaptırmışlardı? Her iki şekilde de bu büyük yapıyı havalı bulmuştu.
Basamakları sessizce çıkan Meirin, bir süre sonra en tepedeki odaya ulaşmıştı. Yavaşça kapıyı araladığında Büyük odanın kendi içinde çok daha küçük odaları barındırdığını fark etti. Bu küçük odaların içinde pek çok insan çalışıyordu. Ayrıca bu küçük odalara nazaran çok daha büyük olan bir oda daha vardı; fakat odanın içini göremiyordu. Odanın camı, girişteki camlar gibi özel camdan yapılmış olmalıydı.
Sıradaki hamlesi o büyük odaya girmek olmalıydı; ama büyük odaya girdikten sonra ne diyecekti ki? ''Merhaba ben bir denizciyim, lideriniz nerede acaba?'' diye soracak hali yoktu. Ne yapacağını düşünürken aklına şahane bir fikir geldi.
Adaya geldikten sonra üniformasını giymeye bile fırsat bulamadan devriyeye gönderildiğinden dolayı üzerinde hala kendi kıyafetleri vardı. Şu an denizci olduğunun anlaşılmasının tek yolu sağ koltuğunda tuttuğu kırmızı defterin içine bakılması veya cebindeki telsizin bulunması idi. Önce bunları güvenli bir yere saklaması gerekiyordu. Yine geri gidip sandık benzeri bir şey arayacak; ardından da defter ve telsizi bunun içine saklayacaktı.
Ardından da tekrar yukarı çıkıp gördüğü büyük odaya hızlıca dalacak ve 'Adaya gelen suçlunun adamı' rolü yapacaktı. Suçlunun ismini binbaşının odasındaki posterde görmüştü. Adamın adı 'Deli Jack' idi. Eğer deli lakaplı birinin adamı rolü yapacaksa kendisi de pervasızca davranmalıydı. Ancak bu şekilde karşısındaki kişiyi kandırabilirdi. Meirin, belindeki kılıçtan dolayı karşısındaki kişiyi ikna etmesinin kolay olacağını düşünüyordu.
Meirin, İçeri girdiği gibi: Niye beni karşılamadınız ulan şerefsizler! Bu lanet fabrikada kayboldum! Her neyse, patron Deli Jack teslimat için sabırsızlanıyor. Beni hemen o kokuşmuş patronun yanına götürün! diye bağıracaktı. Şansı yaver giderse içerideki kişi ya da kişiler kendisini patronun yanına götürecekti. Şanssızlığı tutar ve planı başarısızlığa uğrarsa ayvayı yemişti. Acaba kaderinde hangisi vardı?
Misafir- Misafir
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Planını uygulamak için sessizce merdivenlerden inip deflerle telefonunu bir rafa bırakıp tekrardan odaya çıkıyorsun. Gitmek istediğin oda merdivenin sağında bir kaç metre uzakta başlıyor. Oraya doğru yöneliyorsun. Etrafta koşuşturan bir kaç kişi var ama sana pek dikkat etmiyorlar gibi. Oda'nın önüne geldiğinde camların panjurla kapatıldığını fark ediyorsun yani içeride kim var yada ne oluyor bilemiyorsun.
İçeri girdiğin gibi seni büyük bir şok bekliyor. Çünkü adamı olduğunu söyleceğin kişi olan Deli Jack oda içerisinde bir sandalyede oturup takım elbiseli bir adamla konuşuyor. Sen odaya girdiğin gibi cevap bekleyen gözlerle sana dönüyorlar. Karşındaki kişinin Deli Jack olduğunu gördüğünden planladıklarını söylemiyorsun. Odaya baktığında ise fabrikanın içini tepeden görecek şekilde dizayn edildiğini görüyorsun. Ortada 12 sandalyeli bir toplantı masası var. Hemen ilerisinde bir çalışma masası ve karşısında sağlı-sollu 4 koltuk. Çalışma masası arkasında ise kütüphane var. Kütüphanenin çok sayıda dosyaya ev sahipliği yaptığını görüyorsun. Oda'nın en sağı ve solu cam ama sağ kısmı panjurlarla kapatılmış. Soldan fabrikayı görebiliyorsun. Oda dikdörtgen biçiminde tasarlanmış.
İçeri girdiğin gibi seni büyük bir şok bekliyor. Çünkü adamı olduğunu söyleceğin kişi olan Deli Jack oda içerisinde bir sandalyede oturup takım elbiseli bir adamla konuşuyor. Sen odaya girdiğin gibi cevap bekleyen gözlerle sana dönüyorlar. Karşındaki kişinin Deli Jack olduğunu gördüğünden planladıklarını söylemiyorsun. Odaya baktığında ise fabrikanın içini tepeden görecek şekilde dizayn edildiğini görüyorsun. Ortada 12 sandalyeli bir toplantı masası var. Hemen ilerisinde bir çalışma masası ve karşısında sağlı-sollu 4 koltuk. Çalışma masası arkasında ise kütüphane var. Kütüphanenin çok sayıda dosyaya ev sahipliği yaptığını görüyorsun. Oda'nın en sağı ve solu cam ama sağ kısmı panjurlarla kapatılmış. Soldan fabrikayı görebiliyorsun. Oda dikdörtgen biçiminde tasarlanmış.
- Adam:
- Not:
- Görevin zorluk seviyesi kolay olmasaydı, içeri girip konuşmuş varsayardım.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Meirin, kodların olduğu defteri ve telsizi merdivenlerin aşağısındaki rafa bıraktıktan sonra tekrardan yukarı doğru çıkmaya başladı. Eşyalarını bıraktığından dolayı huzursuzdu. Eğer onları kaybederse başına iş açılacağını biliyordu. Yine de denizci olduğunun anlaşılmaması gerektiğinden eşyalarını bırakması doğru bir karardı.
Tekrardan yukarıya ulaşan Meirin, içeri girip odaya doğru yürümeye başladı. O sırada etrafta koşuşturan birkaç kişi görse de çevresindekiler kendisini umursamıyor gibiydi. Meirin,odanın önüne geldiğinde camların panjurla kapatıldığını fark etti. İçeridekileri göremiyordu. Yine de planında değişikliğe gitmeyecekti. Sağ eli ile kapıyı açıp içeri daldı.
İçeri girdiğinde büyük bir şok yaşadı. Adamı olduğunu söyleyeceği 'Deli Jack' hemen karşısındaydı. Jack, bir sandalyeye oturmuş ve yanındaki Kızıl saçlı, garip bir sakal bırakmış, güneş gözlüğü takan bir adamla konuşuyordu. Adam şık bir takım elbise giyiyordu. Meirin, ceketinin iki düğmesini iliklemiş ve kırmızı bir kravat takmış bu herifin Jack'in adamı olduğunu düşündü.
İki adam da meraklı gözler ile kendisine bakıyordu. Ne yapmalıydı? Az önceki planını söyleyemezdi; fakat hemen bir şeyler söylemezse bir şeylerin ters gittiğini anlayacaklardı. Meirin'in aklına bir çözüm gelmiyordu. Başka çaresi yoktu. Bu iki adama saldıracaktı. Bir avantaj yakalamak için odaya kısaca bir göz attı.
Odaya baktığında, odanın fabrikanın içini tepeden görecek şekilde yapıldığını fark etti. Odanın ortasında büyük bir toplantı masası vardı.Toplantı masasının arkasında da bir çalışma masası vardı.Çalışma masasının yanında koltuklar, arkasında ise bir kütüphane vardı. Kütüphanedeki raflar ağzına kadar doluydu. Bu raflarda önemli belgeler bulunuyor olabilirdi. Oda'nın uç kısımlarında ise camlar vardı. Sağ taraftaki cam panjurla kapatılmıştı. Sol taraftaki camdan da fabrika gözüküyordu.
Meirin kararını vermişti. İlk önce içinden kopyala diyecek ve sol eli ile dokunduğu son nesne olan çöp kutusunu oluşturacaktı. Rakiplerinin çöp kutusunu gördükleri gibi kendisinin üzerine doğru hızlıca saldıracaklarını düşünüyordu. Oda dar olsa da rakiplerinin ne kadar hızlı olduklarını bilmiyordu. Bu yüzden saldısında onları hedef almak yerine daha farklı bir şey deneyecekti. Aerocab Gun saldırısı ile çöp kutusunu ortadaki toplantı masasına doğru fırlatacaktı. Oda diktörtgen şeklindeydi. Eğer orta kısımda kargaşa yaratırsa ikisi de odanın ayrı köşelerine çekilmek zorunda kalacaktı. Eğer her şey planladığı gibi giderse odanın bir köşesinde Jack, diğer köşesinde kızıl saçlı adam, ortasında ise bir toplantı masası ve çöp kutusu olacaktı. Bu durum oluştuğunda da Kızıl saçlı adama kılıcı ile saldıracaktı. Jack'i hemen yenemeyeceğini hissediyordu. Bu yüzden işe zayıf olduğunu düşündüğü adamdan başlamalıydı. Her şey plana uygun gitse bile bu dövüşü kazanamayabilirdi. Yine de artık odayı terk edemezdi. iki adamı bir kez daha süzdükten sonra o kelimeyi söyledi ''Kopyala!''
Tekrardan yukarıya ulaşan Meirin, içeri girip odaya doğru yürümeye başladı. O sırada etrafta koşuşturan birkaç kişi görse de çevresindekiler kendisini umursamıyor gibiydi. Meirin,odanın önüne geldiğinde camların panjurla kapatıldığını fark etti. İçeridekileri göremiyordu. Yine de planında değişikliğe gitmeyecekti. Sağ eli ile kapıyı açıp içeri daldı.
İçeri girdiğinde büyük bir şok yaşadı. Adamı olduğunu söyleyeceği 'Deli Jack' hemen karşısındaydı. Jack, bir sandalyeye oturmuş ve yanındaki Kızıl saçlı, garip bir sakal bırakmış, güneş gözlüğü takan bir adamla konuşuyordu. Adam şık bir takım elbise giyiyordu. Meirin, ceketinin iki düğmesini iliklemiş ve kırmızı bir kravat takmış bu herifin Jack'in adamı olduğunu düşündü.
İki adam da meraklı gözler ile kendisine bakıyordu. Ne yapmalıydı? Az önceki planını söyleyemezdi; fakat hemen bir şeyler söylemezse bir şeylerin ters gittiğini anlayacaklardı. Meirin'in aklına bir çözüm gelmiyordu. Başka çaresi yoktu. Bu iki adama saldıracaktı. Bir avantaj yakalamak için odaya kısaca bir göz attı.
Odaya baktığında, odanın fabrikanın içini tepeden görecek şekilde yapıldığını fark etti. Odanın ortasında büyük bir toplantı masası vardı.Toplantı masasının arkasında da bir çalışma masası vardı.Çalışma masasının yanında koltuklar, arkasında ise bir kütüphane vardı. Kütüphanedeki raflar ağzına kadar doluydu. Bu raflarda önemli belgeler bulunuyor olabilirdi. Oda'nın uç kısımlarında ise camlar vardı. Sağ taraftaki cam panjurla kapatılmıştı. Sol taraftaki camdan da fabrika gözüküyordu.
Meirin kararını vermişti. İlk önce içinden kopyala diyecek ve sol eli ile dokunduğu son nesne olan çöp kutusunu oluşturacaktı. Rakiplerinin çöp kutusunu gördükleri gibi kendisinin üzerine doğru hızlıca saldıracaklarını düşünüyordu. Oda dar olsa da rakiplerinin ne kadar hızlı olduklarını bilmiyordu. Bu yüzden saldısında onları hedef almak yerine daha farklı bir şey deneyecekti. Aerocab Gun saldırısı ile çöp kutusunu ortadaki toplantı masasına doğru fırlatacaktı. Oda diktörtgen şeklindeydi. Eğer orta kısımda kargaşa yaratırsa ikisi de odanın ayrı köşelerine çekilmek zorunda kalacaktı. Eğer her şey planladığı gibi giderse odanın bir köşesinde Jack, diğer köşesinde kızıl saçlı adam, ortasında ise bir toplantı masası ve çöp kutusu olacaktı. Bu durum oluştuğunda da Kızıl saçlı adama kılıcı ile saldıracaktı. Jack'i hemen yenemeyeceğini hissediyordu. Bu yüzden işe zayıf olduğunu düşündüğü adamdan başlamalıydı. Her şey plana uygun gitse bile bu dövüşü kazanamayabilirdi. Yine de artık odayı terk edemezdi. iki adamı bir kez daha süzdükten sonra o kelimeyi söyledi ''Kopyala!''
Misafir- Misafir
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Karşına çıkan adamların dikkatini dağıtıp bir birinden ayırmak için meyvenin sana sağladığı özelliği kullanıp masanın ortasına bir çöp kutusu atıyorsun. Çöp kutusu bir anda poff diyerek ortaya çıkıyor. Daha sonra saldırını kullanıp çöp kutusunu masaya fırlattığında etrafta büyük bir gürültü kopuyor.
Çöp kutusu masaya çarptığı gibi dağılıyor. Zaten normalden daha dayanıksız olduğu için kolay kırılacağını sende biliyorsun. Çöp kutusunun çarptığı yerde ufak bir eziklik görüyorsun. Bunun dışında attığın kutu bir hasar bırakmıyor.
Karşındaki iki adam ise hiç senin düşündüğün gibi hareket etmiyor. Takım elbiseli adam korkudan masasına siniyor, Jack ise sana bakıp '' Kimsin ulan sen? '' diye bağırıyor aynı anda belinden bir tabanca çıkarıp sana doğrultuyor, diğer elinde ise dikenli bir sopa görüyorsun.
Durum: Deli Jackle aranda 10 metre, takım elbiseliyle 12-12.5m var.
Çöp kutusu masaya çarptığı gibi dağılıyor. Zaten normalden daha dayanıksız olduğu için kolay kırılacağını sende biliyorsun. Çöp kutusunun çarptığı yerde ufak bir eziklik görüyorsun. Bunun dışında attığın kutu bir hasar bırakmıyor.
Karşındaki iki adam ise hiç senin düşündüğün gibi hareket etmiyor. Takım elbiseli adam korkudan masasına siniyor, Jack ise sana bakıp '' Kimsin ulan sen? '' diye bağırıyor aynı anda belinden bir tabanca çıkarıp sana doğrultuyor, diğer elinde ise dikenli bir sopa görüyorsun.
Durum: Deli Jackle aranda 10 metre, takım elbiseliyle 12-12.5m var.
En son East Blue Anlatıcı tarafından Ptsi 15 Şub. 2016, 21:32 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Valko Adası[Meirin][Bitti]
Meirin çöp kutusunu masaya fırlattığında büyük bir gürültü kopmuştu; fakat masaya neredeyse hiçbir şey olmamıştı. Masaya bir şey olmadığını görünce yaptığı hatayı fark etti. Kopyaladığı nesneler orjinali kadar kaliteli olmuyordu. Bu çöp kutusu da her ne kadar demirden olursa olsun kopya olduğundan dayanıklılığı azdı. Zor bir durumun içine düşmüştü. Deli Jack, hemen belinden bir tabanca çıkarmış ve ''Kimsin ulan sen!'' diye bağırmıştı. Ayrıca diğer elinde de dikenli bir sopa tutan Jack, her an kendisine saldırabilirdi. Yanındaki adam ise beklediğinin aksine ,korkusundan masaya sinmiş bir şekilde kendisine bakıyordu. En azından güneş gözlüklü adam şimdilik devre dışı kalmış gibiydi.
Meirin, hemen bir çöp kutusu daha oluşturup arkasına saklanacaktı. Jack'in ateş etme ihtimali vardı. Çöp kutusu dandik olsa bile kendisini birkaç saniye koruyabilirdi. Kutunun arkasına geçtikten hemen sonra kutuyu yine Aerocab Gun saldırısı ile Jack'e doğru fırlatacaktı. Jack'e isabet ettirebileceğini düşünmüyordu; fakat iki eli dolu bu adamın saldırıdan kaçıp tekrar dengesini sağlaması 2-3 saniye alırdı.
Meirin kazanacağı 2-3 saniyede kendisine sol eliyle dokunup kopyasını oluşturacak ve Jack'e doğru koşmasını söyleyecekti. Ardından kendisi de kopyasının arkasından koşacaktı. Kopyası Jack'in görüş alanını kapatacağından kılıcı ile bir saldırı yapmak için fırsat yakalayabilirdi.
Bu planının bazı dezavantajları olduğunu biliyordu. Kendi kopyasını yarattıktan sonra çöp kutusu kaybolacaktı. Ayrıca kutuyu bir daha yaratamazdı. Kendi kopyasının vurulma ihtimali de yüksekti. Eğer kopyası vurulursa kendisi de çok büyük bir acı hissedecekti. Hissedeceği acıdan dolayı kılıcı ile bitirici darbeyi vurmakta zorlanabilirdi. Yine de şu kısıtlı zamanda yapabileceği en iyi plan buydu. Keşke yanına bir silah alsaydı. Raff başka bir şey isteyip istemediğini sorduğunda bir silah istediğini söylemediği için pişman sayılırdı.
Jack'in sorusuna cevap vermeyip hızlıca bir çöp kutusu daha oluşturan Meirin, planını uygulamaya koydu.
Meirin, hemen bir çöp kutusu daha oluşturup arkasına saklanacaktı. Jack'in ateş etme ihtimali vardı. Çöp kutusu dandik olsa bile kendisini birkaç saniye koruyabilirdi. Kutunun arkasına geçtikten hemen sonra kutuyu yine Aerocab Gun saldırısı ile Jack'e doğru fırlatacaktı. Jack'e isabet ettirebileceğini düşünmüyordu; fakat iki eli dolu bu adamın saldırıdan kaçıp tekrar dengesini sağlaması 2-3 saniye alırdı.
Meirin kazanacağı 2-3 saniyede kendisine sol eliyle dokunup kopyasını oluşturacak ve Jack'e doğru koşmasını söyleyecekti. Ardından kendisi de kopyasının arkasından koşacaktı. Kopyası Jack'in görüş alanını kapatacağından kılıcı ile bir saldırı yapmak için fırsat yakalayabilirdi.
Bu planının bazı dezavantajları olduğunu biliyordu. Kendi kopyasını yarattıktan sonra çöp kutusu kaybolacaktı. Ayrıca kutuyu bir daha yaratamazdı. Kendi kopyasının vurulma ihtimali de yüksekti. Eğer kopyası vurulursa kendisi de çok büyük bir acı hissedecekti. Hissedeceği acıdan dolayı kılıcı ile bitirici darbeyi vurmakta zorlanabilirdi. Yine de şu kısıtlı zamanda yapabileceği en iyi plan buydu. Keşke yanına bir silah alsaydı. Raff başka bir şey isteyip istemediğini sorduğunda bir silah istediğini söylemediği için pişman sayılırdı.
Jack'in sorusuna cevap vermeyip hızlıca bir çöp kutusu daha oluşturan Meirin, planını uygulamaya koydu.
Misafir- Misafir
4 sayfadaki 7 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Similar topics
» Valko Adası[Meirin] - Kolay
» Valko Adası
» E.N.D Zac En Değersizi Zac[Bitti]
» Kingu no Korosu-Zan'nin'na Shimei/Meirin-Ayberk-Zac
» Avcı'nın Masalları(John Graywolf) - Bitti
» Valko Adası
» E.N.D Zac En Değersizi Zac[Bitti]
» Kingu no Korosu-Zan'nin'na Shimei/Meirin-Ayberk-Zac
» Avcı'nın Masalları(John Graywolf) - Bitti
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
4 sayfadaki 7 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz