Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
2 posters
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
6 sayfadaki 8 sayfası
6 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Şanssızlıklar zincirine yeni bir halka eklenmişti. Bir insan ne kadar şanssız olabilirdi ki? İki gündür başına gelmeyen kalkmıyordu. Gerçi başına gelenlerin çoğu şanssızlıktan ziyade beceriksizliğindendi. Kabul etmek istemese de bu durum da beceriksizliği yüzünden gerçekleşmişti. Adamın Ruta'nın arkasına geçebileceğini düşünmemişti. Adam Ruta'nın arkasına geçince yolladığı iki ceset Ruta'ya çarpmış ve az da olsa Ruta'ya hasar vermişti. Ayrıca Adam Ruta'ya sokulduğu sırada rakibine bir iki darbe daha vurmuştu. Ruta'nın öfkesi yüzünden okunuyordu. Muhtemelen şu an rakibi ile birlikte kendisini de yok etmeyi planlıyor olmalıydı. Yine de yapacak bir şey yoktu. Hiç işi yokmuş gibi denk dövüşen iki kişinin dövüşüne karışmıştı ve şu noktadan itibaren geri dönmesi ayrı bir saçmalık olurdu. Hem şu an avantajlı tarafta olan kendileriydi.
Adam karşısından gelen cesetlerden kurtulmak için Ruta'nın yanına sokulmuştu. Bu yüzden de şu an Ruta ve kendisinin arasında kalmıştı. Karşısındaki Ruta'dan ve arkasından kendisine doğru gelen Meirin den kurtulmasının tek yolu yana doğru kaçmasıydı. Meirin de bunu engelleyecekti.
Adama hamle yapıp sol elindeki kılıcı, adamın sol omzundan başlayacak bir şekilde çapraz olarak savuracakken eş zamanlı olarak kılıcının kopyasını oluşturacak ve kopya kılıcın yatay olarak adamın sağına hamle yapmasını sağlayacaktı. Her şey planladığı gibi giderse adam 4 yönden kuşatılmış olacaktı ve işi bitecekti. Yine de ne olur ne olmaz diye adamdan bir darbe yememeye ve adamın bir şekilde aradan sıvışması halinde kendi kılıcını Ruta'ya doğru savurmamaya ayrıca dikkat edecekti. Kopyaladığı kılıç yandan geleceğinden Ruta'ya çarpma ihtimali çok düşüktü;fakat bir şekilde adam Ruta ile yer değiştirirse kopyasını hemen iptal etmeyi de unutmayacaktı.
Adam karşısından gelen cesetlerden kurtulmak için Ruta'nın yanına sokulmuştu. Bu yüzden de şu an Ruta ve kendisinin arasında kalmıştı. Karşısındaki Ruta'dan ve arkasından kendisine doğru gelen Meirin den kurtulmasının tek yolu yana doğru kaçmasıydı. Meirin de bunu engelleyecekti.
Adama hamle yapıp sol elindeki kılıcı, adamın sol omzundan başlayacak bir şekilde çapraz olarak savuracakken eş zamanlı olarak kılıcının kopyasını oluşturacak ve kopya kılıcın yatay olarak adamın sağına hamle yapmasını sağlayacaktı. Her şey planladığı gibi giderse adam 4 yönden kuşatılmış olacaktı ve işi bitecekti. Yine de ne olur ne olmaz diye adamdan bir darbe yememeye ve adamın bir şekilde aradan sıvışması halinde kendi kılıcını Ruta'ya doğru savurmamaya ayrıca dikkat edecekti. Kopyaladığı kılıç yandan geleceğinden Ruta'ya çarpma ihtimali çok düşüktü;fakat bir şekilde adam Ruta ile yer değiştirirse kopyasını hemen iptal etmeyi de unutmayacaktı.
Misafir- Misafir
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
SONUNDA! SONUNDA VURDUM LAN! Kollarımdaki bütün gücü kullanarak sağlam iki darbe indirdim orospu çocuğuna. Bi'dakka, ölmüş olmasın sakın? Yok canım, kafasına vurdum ama bu adam ölemeyecek kadar salak. Kafasına iki kere geçirdiğimde anca düştü adam. Büyük ihtimalle birkaç kere daha vursam ölürdü ama ben öyle bir insan değilim. Bu denizlere adaleti getirecek olan Denizciyim ben! Amiral Ayberk Çağı'nı başlatacak adamım ben! Neyse, bu kadar konuşmamam lazım, hızlıca erlerin uğraştığı adamı da indirip Teğmen'in yanına gitmeliyim. Teğmen rakibini öldürmeden önce oraya ulaşabilirsem çok iyi olur. Sadece bir kişiyi kaybederek günü sonlandırabiliriz.
Erlerin yanına gittiğimde kapıştıkları adamın da beyzbol sopası kullandığını gördüm. İstemsizce sırıttım hafiften. İlk kez karşımda benimle aynı silahı kullanan birisiyle kapışacağım, çok heyecanlıyım! Adamın silahı benimkinden birazcık daha ağır olmalı veya adam çok güçsüz. Çünkü her savuruşunda zorlanıyormuş gibi görünüyor. Ben silahın benimkinden ağır olma ihtimalini göz önüne alarak harika bir plan yapacağım. Plan yapmak için bir saniyeden daha az bir sürem var, ama benimki gibi harika bir beyinle anında plan yapıp uygulamaya koyulabilirim.
Öncelikle adamı vuruş menzilime alabilecek kadar yakınlaşacağım. Tabii ki bu işlemi hızlıca yapacağım. Adam beni görünce dikkati az da olsa dağılacaktır. İşte o an sopamı adamın karın boşluğuna doğru sallayacağım. İsabet ederse nefessiz kalacaktır. Eğer çok dayanıklı bir insan değilse. Bu basit planla adamın anasını belleyebilirim. Eğer olurda adam saldırıma karşı koyarsa "Hallettiğim adamları bağlayın, bu adamı da bana bırakın!" diye bağıracaktım erlere. Ama adam benim gibi güçlü bir denizciden gelecek darbeye karşı koyamayacaktır büyük ihtimalle. Ben de böylece hızlıca Teğmen'in öldürmeye çalıştığı adamın yanına gidip indirebilirim. Tanrım, umarım Teğmen'den önce o adamı halledebilirim.
Erlerin yanına gittiğimde kapıştıkları adamın da beyzbol sopası kullandığını gördüm. İstemsizce sırıttım hafiften. İlk kez karşımda benimle aynı silahı kullanan birisiyle kapışacağım, çok heyecanlıyım! Adamın silahı benimkinden birazcık daha ağır olmalı veya adam çok güçsüz. Çünkü her savuruşunda zorlanıyormuş gibi görünüyor. Ben silahın benimkinden ağır olma ihtimalini göz önüne alarak harika bir plan yapacağım. Plan yapmak için bir saniyeden daha az bir sürem var, ama benimki gibi harika bir beyinle anında plan yapıp uygulamaya koyulabilirim.
Öncelikle adamı vuruş menzilime alabilecek kadar yakınlaşacağım. Tabii ki bu işlemi hızlıca yapacağım. Adam beni görünce dikkati az da olsa dağılacaktır. İşte o an sopamı adamın karın boşluğuna doğru sallayacağım. İsabet ederse nefessiz kalacaktır. Eğer çok dayanıklı bir insan değilse. Bu basit planla adamın anasını belleyebilirim. Eğer olurda adam saldırıma karşı koyarsa "Hallettiğim adamları bağlayın, bu adamı da bana bırakın!" diye bağıracaktım erlere. Ama adam benim gibi güçlü bir denizciden gelecek darbeye karşı koyamayacaktır büyük ihtimalle. Ben de böylece hızlıca Teğmen'in öldürmeye çalıştığı adamın yanına gidip indirebilirim. Tanrım, umarım Teğmen'den önce o adamı halledebilirim.
Misafir- Misafir
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Emir komuta zinciri garip bir şeydi doğrusu. Bir kişinin ne kadar güçlü ve ya güçsüz olduğu önemli değil, emir alınacak kişi, yani üst rütbeli ise o kişiden emir alınırdı. İsterse herkesten güçsüz olsun, isterse karizmatik olmasın, eğer rütbesi yüksekse, o kişiden emir almak gerekirdi. Ama bunların dışında, rütbenin dışında, güven denilen bir kavram vardır. Karizma ve güven birlikte çok tehlikeli olabilir. Apaçimiz 2 tane düşmanı devre dışı bırakıp, erlere emir verirken güven saçıyordu. Erler emiri ikiletmedi ve hemen dövüş alanını terk edip, işi apaçiye bıraktılar.
Apaçi kendi silahıyla dövüşen rakibini süzdü usulca. Rakibinin silahının kendi silahından ağır olduğu fark etti, sonra bu silahla çokta kıvrak davranamayacağını, ama dayanıklı değildi apaçi, eğer bir saldırı dahi yerse bu silahla, bir daha kalkamayabilirdi. Adamın şişen kasları her sopa savruluşunda bunu söylüyordu. Ayberk saldırdı, adam karşıladı, Ayberk emir verip erleri diğer adamları yakalamaya gönderdi. Şimdi baş başa kalmışlardı. Ağır sopa yere paralel şekilde Ayberk'in boynunu hedef alıyordu, Ayberk bunu fark etti...
Meirin ise komplike bir plan ile adama uçan kılıçlar ve kendi kılıcı ile saldırmıştı. Tehlikeyi sezen Ruta hemen bir iki adım geri çekilmişti, daha önce ki tecrübelerine güvenerek, Teğmen saldırırken, saldırı alanında olmamanın daha güvenli olduğuna kanaat getirmişti. İki adım geri çekilmesi ile, rakibi 2 adım ilerlemiş, saldırıların merkezinde kalmıştı. Meirin'in savurduğu kılıç ıskalasada, uçan kılıçlardan biri adamın kolunu derin kesmişti.
Rp Out: Meirin, farkındalığın bu kadar karmaşık bir durumdan çıkmak için yeterli değil. Bu seferlik kabul ettim, ama 4 yandan gelen saldırıların arasında kalabilirsin bir daha ki sefere.
2. olarak, sağ elinle kullanıyorsun kılıcı sanırım, bu durumda sağ elinle kılıçları yönlendiremezsin. O yüzden daha detaylı yazmanı bekliyorum..
Apaçi kendi silahıyla dövüşen rakibini süzdü usulca. Rakibinin silahının kendi silahından ağır olduğu fark etti, sonra bu silahla çokta kıvrak davranamayacağını, ama dayanıklı değildi apaçi, eğer bir saldırı dahi yerse bu silahla, bir daha kalkamayabilirdi. Adamın şişen kasları her sopa savruluşunda bunu söylüyordu. Ayberk saldırdı, adam karşıladı, Ayberk emir verip erleri diğer adamları yakalamaya gönderdi. Şimdi baş başa kalmışlardı. Ağır sopa yere paralel şekilde Ayberk'in boynunu hedef alıyordu, Ayberk bunu fark etti...
Meirin ise komplike bir plan ile adama uçan kılıçlar ve kendi kılıcı ile saldırmıştı. Tehlikeyi sezen Ruta hemen bir iki adım geri çekilmişti, daha önce ki tecrübelerine güvenerek, Teğmen saldırırken, saldırı alanında olmamanın daha güvenli olduğuna kanaat getirmişti. İki adım geri çekilmesi ile, rakibi 2 adım ilerlemiş, saldırıların merkezinde kalmıştı. Meirin'in savurduğu kılıç ıskalasada, uçan kılıçlardan biri adamın kolunu derin kesmişti.
Rp Out: Meirin, farkındalığın bu kadar karmaşık bir durumdan çıkmak için yeterli değil. Bu seferlik kabul ettim, ama 4 yandan gelen saldırıların arasında kalabilirsin bir daha ki sefere.
2. olarak, sağ elinle kullanıyorsun kılıcı sanırım, bu durumda sağ elinle kılıçları yönlendiremezsin. O yüzden daha detaylı yazmanı bekliyorum..
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Rp Out:
Meirin saldıracağı sırada tekrardan darbe almaktan korkan Ruta, birkaç adım geriye çekilmişti. Ruta'nın geri çekilmesinden yararlanan adam, Meirin'in savurduğu kılıçtan geri çekilerek kurtulmuştu. Yine de işler adamın istediği gibi gitmemişti. Kopya kılıç, adamın sol kolunda derin bir kesik açmıştı. Artık iki tarafın da bitirici hamlelerini yapma zamanları gelmişti. Yumruklarıyla dövüşen biri için sağ kolundan darbe almak stres verici olmalıydı. Muhtemelen karşısındaki kişi, ya dövüşü bitirmek için ya da arasında kaldığı iki denizciden uzaklaşmak için aceleci davranacaktı. Meirin de bundan yararlanmayı planlıyordu.
Meirin sesli bir şekilde ''Şimdi Ruta! Adamın işini bitir!'' diye bağıracak ve adamın dikkatini Ruta'ya yönlendirmeye çalışacaktı. Bağırırken de sol elindeki kılıç ile adamın göğsüne doğru dikey bir saplama hareketi yapacaktı. Eğer adamın dikkati Ruta'ya kayarsa hamlesinin başarılı olma ihtimali çok yüksekti. Zaten tek kolundan hasar almış adam onu durduramazdı. Eğer adam Ruta'yı boşverip saldırısını savuşturmaya çalışırsa saldırısı başarısız olsa bile adamın arkasında dikilen Ruta, adamın işini bitirebilirdi.
Üçüncü bir ihtimal olarak adamın sağa veya sola atlayıp hem saplama hamlesinden kurtulma hem de Ruta ile arasındaki mesafeyi açma ihtimali vardı. Bu ihtimal en tehlikeli ihtimaldi. Bu yüzden Meirin adama saplama hamlesini yaparken tüm gücünü kullanmayacaktı. Böyle yaparak adam aradan sıyrıldığında saldırısını durdurup Ruta'yı şişlememeyi hedefliyordu. Eğer üçüncü ihtimal gerçekleşirse ve adam sağa ya da sola kaçarsa Meirin'in yanlışlıkla Ruta'ya vurma ihtimali kalmayacaktı. Bu yüzden gönül rahatlığı ile kopya kılıçlarını devreye sokup Aerocab Gun saldırısını ile sağa veya sola çekilmiş adama saldırabilecekti.
Eğer planında başarılı olur ve adam saf dışı kalırsa Ruta'dan düzgünce özür dilemeyi planlıyordu. Kıza yardım etmeye çalışırken daha çok zorluk çıkartmıştı.
- Spoiler:
- İzin verdiğiniz için teşekkür ederim. Farkındalık olayına daha çok dikkat etmeye çalışırım. Kılıç konusunda sol elimde olduğunu yazmışım;fakat sol elime nasıl geçtiğini belirtmemişim üzgünüm. İlk rakibimi öldürüp kopya kılıcımı baltalı adama fırlattığımda kılıç sol elimdeydi. Cesedi kopyalamaya karar verdiğimde sol elimdeki kılıcı yere koydum ve sol elimle cesede dokunup kopyasını oluşturdum. Cesedi sağ elimle kontrol etmem gerektiğinden kılıcı tekrardan sol elime aldım. Cesetlerin Ruta'ya çarpmasından sonra zaten sol elim ile dokunmuş olduğum kılıçların kopyasını oluşturdum ve cesetler kayboldu ve kılıçlar oluştu. Sonrası geçen turdaki saldırı zaten.
Meirin saldıracağı sırada tekrardan darbe almaktan korkan Ruta, birkaç adım geriye çekilmişti. Ruta'nın geri çekilmesinden yararlanan adam, Meirin'in savurduğu kılıçtan geri çekilerek kurtulmuştu. Yine de işler adamın istediği gibi gitmemişti. Kopya kılıç, adamın sol kolunda derin bir kesik açmıştı. Artık iki tarafın da bitirici hamlelerini yapma zamanları gelmişti. Yumruklarıyla dövüşen biri için sağ kolundan darbe almak stres verici olmalıydı. Muhtemelen karşısındaki kişi, ya dövüşü bitirmek için ya da arasında kaldığı iki denizciden uzaklaşmak için aceleci davranacaktı. Meirin de bundan yararlanmayı planlıyordu.
Meirin sesli bir şekilde ''Şimdi Ruta! Adamın işini bitir!'' diye bağıracak ve adamın dikkatini Ruta'ya yönlendirmeye çalışacaktı. Bağırırken de sol elindeki kılıç ile adamın göğsüne doğru dikey bir saplama hareketi yapacaktı. Eğer adamın dikkati Ruta'ya kayarsa hamlesinin başarılı olma ihtimali çok yüksekti. Zaten tek kolundan hasar almış adam onu durduramazdı. Eğer adam Ruta'yı boşverip saldırısını savuşturmaya çalışırsa saldırısı başarısız olsa bile adamın arkasında dikilen Ruta, adamın işini bitirebilirdi.
Üçüncü bir ihtimal olarak adamın sağa veya sola atlayıp hem saplama hamlesinden kurtulma hem de Ruta ile arasındaki mesafeyi açma ihtimali vardı. Bu ihtimal en tehlikeli ihtimaldi. Bu yüzden Meirin adama saplama hamlesini yaparken tüm gücünü kullanmayacaktı. Böyle yaparak adam aradan sıyrıldığında saldırısını durdurup Ruta'yı şişlememeyi hedefliyordu. Eğer üçüncü ihtimal gerçekleşirse ve adam sağa ya da sola kaçarsa Meirin'in yanlışlıkla Ruta'ya vurma ihtimali kalmayacaktı. Bu yüzden gönül rahatlığı ile kopya kılıçlarını devreye sokup Aerocab Gun saldırısını ile sağa veya sola çekilmiş adama saldırabilecekti.
Eğer planında başarılı olur ve adam saf dışı kalırsa Ruta'dan düzgünce özür dilemeyi planlıyordu. Kıza yardım etmeye çalışırken daha çok zorluk çıkartmıştı.
Misafir- Misafir
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Teğmen'in hain planı aslında bitmemiş! Şerefsiz Teğmen'in asıl kiraladığı adam karşımda duran olmalı. Sopasını her savuruşunda gücünü hissedebiliyorum. Eğer tek bir darbe bile alırsam cesedimi yerden toplarlar. Ama merak etmeyin, böyle bir durumu ilk defa yaşamıyorum. Henüz güçsüz bir er olduğum zamanlarda karşılaştığım her düşmana karşı aynı durumdaydım. Tek yumruğuyla vücudumu parçalayabilecek adamlarla karşılaştım ben! Teğmen'in biraz daha paraya kıyması lazımdı, ucuza kaçtığı için pişman olacak.
Adamın karın boşluğuna sert bir şekilde ALTIN sopamı savurdum. Orospu çocuğu kolaylıkla saldırımı karşıladı. Oluşan boşlukta erler diğer elemanları bağlamak için yola koyuldu. Artık erlerin hayatını düşünmeden rahatlıkla dövüşebilirim. Bu adamı Teğmen kiraladığına göre azda olsa güçlü olmalı çünkü baltalı eleman hiçte fena değildi. Kafamı kullanmam sayesinde rahatlıkla halledebildim herifi. Bu elemanda da kafamı kullanacağım ve işini çabucak bitireceğim. Buradan bakınca kas manyağı herifin teki gibi gözüküyor, sopa kullanmayı en az benim kadar iyi bildiğine de eminim. Neyse, sıkıntı yok. Biz böyle herifleri kahvaltıda yeriz.
Saldırımı karşılar karşılamaz boynuma doğru sopasını savurdu adam. Yapmam gereken şey basitti, hızlıca eğilip saldırıdan kaçınmalı ardından karşı bir saldırı yapmalıydım. Fakat bu karşı saldırı ne olmalıydı? Dikkatli ve hızlı olmalıydım. Yarım saniyeden kısa bir süre düşündükten sonra aklıma mükemmel bir plan geldi. Şerefsiz Teğmen'in kiraladığı adama uygun bir son olduğunu düşündüğüm bir plan.
Şimdi planın üzerinden geçelim. Öncelikle eğilerek adamın saldırısını atlatacağım, ardından adamın taşaklarına doğru aşağıdan yukarıya ALTIN sopamı savuracağım. Eğer savuramayacak bir pozisyonda kalırsam ALTIN sopamın uç tarafıyla taşaklarına doğru bir saplama hamlesi yapacağım. Adam yere düşerse diğer baltalı elemana yaptığım gibi kafasına sağlam bir darbe indireceğim. Taa ki adam bayılana kadar. Evet, plan bu kadar. Teğmen'in kiraladığı bir köpeği yenmek için harika bir plan değil mi!
Adamın karın boşluğuna sert bir şekilde ALTIN sopamı savurdum. Orospu çocuğu kolaylıkla saldırımı karşıladı. Oluşan boşlukta erler diğer elemanları bağlamak için yola koyuldu. Artık erlerin hayatını düşünmeden rahatlıkla dövüşebilirim. Bu adamı Teğmen kiraladığına göre azda olsa güçlü olmalı çünkü baltalı eleman hiçte fena değildi. Kafamı kullanmam sayesinde rahatlıkla halledebildim herifi. Bu elemanda da kafamı kullanacağım ve işini çabucak bitireceğim. Buradan bakınca kas manyağı herifin teki gibi gözüküyor, sopa kullanmayı en az benim kadar iyi bildiğine de eminim. Neyse, sıkıntı yok. Biz böyle herifleri kahvaltıda yeriz.
Saldırımı karşılar karşılamaz boynuma doğru sopasını savurdu adam. Yapmam gereken şey basitti, hızlıca eğilip saldırıdan kaçınmalı ardından karşı bir saldırı yapmalıydım. Fakat bu karşı saldırı ne olmalıydı? Dikkatli ve hızlı olmalıydım. Yarım saniyeden kısa bir süre düşündükten sonra aklıma mükemmel bir plan geldi. Şerefsiz Teğmen'in kiraladığı adama uygun bir son olduğunu düşündüğüm bir plan.
Şimdi planın üzerinden geçelim. Öncelikle eğilerek adamın saldırısını atlatacağım, ardından adamın taşaklarına doğru aşağıdan yukarıya ALTIN sopamı savuracağım. Eğer savuramayacak bir pozisyonda kalırsam ALTIN sopamın uç tarafıyla taşaklarına doğru bir saplama hamlesi yapacağım. Adam yere düşerse diğer baltalı elemana yaptığım gibi kafasına sağlam bir darbe indireceğim. Taa ki adam bayılana kadar. Evet, plan bu kadar. Teğmen'in kiraladığı bir köpeği yenmek için harika bir plan değil mi!
Misafir- Misafir
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
İnsanın bir kodları olması güzel bir şeydir. Öldürmek ve öldürmemek bu kodlara güzel bir örnektir. Bazısı öldürmenin yanlış olduğunu düşünür. Bir insan ne kadar hata yapmış olursa olsun, öldürmek istemez. Çünkü öldürmek kötülerin yaptığı bir şeydir. Bazısı ise öldürmek ister. Çünkü bir kişinin kötülüklerine son verebilecekken, onu hayatta tutmanın yanlış olduğunu düşünürler.
Kara kanatlar havayı keserken, uzakta ki savaşan 2 gemiye ve bir kaç dakika içinde yanlarına varacak kutsal ejderlerin gemisine baktı kırmızı göz. Koca bir gemideki herkese işkence yapmış, tüm cevapları aldıktan sonra hepsini öldürmüştü. Sonrasında gemiyi ateşe verip, görevine geri dönmüştü ama eskort geminin işi bitmiş gibi görünmüyordu.
Kırmızı gözlü yaratık bir çığlık koydu uzaktan, bu artık savaşın biteceği anlamına geliyordu. Ölüm şarkısını söylüyordu. Gemide ki korsanlar titremeye başladı. Yüzlerinden akan ter açıkça görülüyordu. Bağlı olanlar denizci erlerine ölmek için yalvarıyorlardı. Meirin ile dövüşen kendini kılıcın önüne atmış, göğsüne, akciğerin altına saplanmış kılıç ve yüzünde rahatlamış bir ifade ile kendini yere bırakmıştı.
Ayberk'in dövüştüğü ise, Ayberk'in az önceki saldırısından kaçmanın pişmanlığını yaşıyordu. Ne olurdu ölseydi o saldırıda. Kırmızı gözlü şeytan Karga'nın eline düşmekten o kadar korkuyordu ki, yere diz çöktü ve Ayberk'e yalvarmaya başladı.
"Lütfen, lütfen öldür beni!" dedi. Göz bebekleri o kadar küçülmüştü ki, neredeyse görünmüyordu. Şakaklarından çenesine, oradan yere düşen ter, gözyaşları ile karışıyordu.
"Öldür beni piç kurusu. Yalvarırım." dedi ve Karga gemiye kondu. Şarkısını söyledi bir kez daha...
Kara kanatlar havayı keserken, uzakta ki savaşan 2 gemiye ve bir kaç dakika içinde yanlarına varacak kutsal ejderlerin gemisine baktı kırmızı göz. Koca bir gemideki herkese işkence yapmış, tüm cevapları aldıktan sonra hepsini öldürmüştü. Sonrasında gemiyi ateşe verip, görevine geri dönmüştü ama eskort geminin işi bitmiş gibi görünmüyordu.
Kırmızı gözlü yaratık bir çığlık koydu uzaktan, bu artık savaşın biteceği anlamına geliyordu. Ölüm şarkısını söylüyordu. Gemide ki korsanlar titremeye başladı. Yüzlerinden akan ter açıkça görülüyordu. Bağlı olanlar denizci erlerine ölmek için yalvarıyorlardı. Meirin ile dövüşen kendini kılıcın önüne atmış, göğsüne, akciğerin altına saplanmış kılıç ve yüzünde rahatlamış bir ifade ile kendini yere bırakmıştı.
Ayberk'in dövüştüğü ise, Ayberk'in az önceki saldırısından kaçmanın pişmanlığını yaşıyordu. Ne olurdu ölseydi o saldırıda. Kırmızı gözlü şeytan Karga'nın eline düşmekten o kadar korkuyordu ki, yere diz çöktü ve Ayberk'e yalvarmaya başladı.
"Lütfen, lütfen öldür beni!" dedi. Göz bebekleri o kadar küçülmüştü ki, neredeyse görünmüyordu. Şakaklarından çenesine, oradan yere düşen ter, gözyaşları ile karışıyordu.
"Öldür beni piç kurusu. Yalvarırım." dedi ve Karga gemiye kondu. Şarkısını söyledi bir kez daha...
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Uzaktan acı bir çığlık sesi duymasıyla savaştığı adamın kendisini Meirin'in kılıcının önüne atması bir olmuştu. Kılıcı adamın göğüs kafesinin biraz altına saplanmıştı. Bu rakibi için acı verici olmalıydı. Öyleyse neden adamın suratında rahatlamış bir ifade vardı? Bunun kendi hayal gücü olmadığına emindi. Sanki rakibi acı verici bir şeyden kurtulmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu. Sesin duyulması ile kılıcın adama saplanması arasında çok ama çok az bir süre farkı vardı. Bu kadar kısa bir süre içinde rakibi nasıl ölmeyi tercih edebilecek kadar acı yaşayabilirdi ki? Ayrıca o ses de neydi öyle, neler oluyordu?
Adam kendini yere bıraktıktan sonra çevresini gözlemlemeye başladı Meirin. Gemideki tüm korsanlar ölmek için denizcilere yalvarıyordu. Bağlı olanlar durduğu yerde çırpınıyor, hala dövüşmekte olan biri ise kılıcını atıp karşısında durmakta olan Ayberk'e kendisini öldürmesi için yalvarıyordu. Neden korsanlar böyle garip davranıyordu? Sanki başka bir boyutta gibilerdi. Bu davranışların nedeni büyük ihtimal duydukları sesti. Duydukları ses sıradan bir ses değildi. Büyük ihtimalle duyanların halüsinasyon görmesine sebep oluyordu. Büyük ihtimalle bir meyve kullanıcısının ya da özel yeteneklere sahip birinin işi olmalıydı bu ses. Yine de durumun böyle olması her şeyi açıklamıyordu. Sesi denizciler de duymuştu. Öyleyse neden denizciler arasında garip davranan biri yoktu? Büyük ihtimalle sesin kaynağı sadece korsanları hedef almıştı. Sadece korsanların hedef alınması, sesin kaynağının düşünebilen biri olduğunu ve kaynağın, kendilerinin müttefiği olduğunu kanıtlıyordu. Bu kadar güçlü bir saldırıyı yapabilecek tek bir kişi vardı: Koramiral Dios
Koramiral Dios, diğer gemideki işini çoktan bitirmiş ve görevin en basit kısmıyla ilgilenmesi gereken eskort gemiye de yardıma gelmişti. Bu nasıl bir güç farkıydı böyle? Bu kadar güçlü biri kutsal ejderlerle birlikteyken kendilerinin bu göreve atanmasının saçmalık olduğunu düşünüyordu Meirin. Sanki Koramiral Dios, kutsal ejderlerin olduğu bebek arabasını yolda iten bir ebeveyindi. Kendileri ise yoldaki çakıl taşlarını temizleyip yolculuğun biraz daha konforlu olmasını sağlayan asgari ücretle çalışan hizmetçiler gibilerdi. Gerçi durumun böyle olup olmaması sonucu etkilemiyordu. Şu an bir görevdelerdi ve görevleri kutsal ejderler Loguetown'a dönene kadar devam edecekti. Rahatlamanın sırası değildi. Meirin, Ruta'ya dönecek ve Koramiral Dios olaya el attı sanırım.İlerlememiz gereken güzergaha geri dönelim ve kutsal ejderlerin gemisi ile aramızdaki mesafeyi savaştan önceki mesafeye düşürelim. Görevimiz hala devam ediyor. diyecekti. Ardından da sağ elini başının üzerine atıp gülümseyerek Bu arada sana yardım etmeye çalışırken birkaç darbe yemene sebep oldum. Kusura bakma, bir daha ki sefere daha dikkatli olurum. diyecekti. Büyük ihtimal, bir daha ki sefer falan olmayacaktı. Yine de Ruta'nın bunu bilmesi gerekmiyordu.
Meirin, Ruta gittikten sonra Ayberk'e dönüp Ayberk'İn vereceği kararı izleyecekti. Karşısındaki rakibi ölmek için ona yalvarıyordu. Ayberk ne yapacaktı? Ne yapacağını az çok kestirse de yine de emin olmak için kendi gözleriyle görmek istiyordu Meirin. Yoksa bu görev, kişiliklerinin tamamen zıt olduğunu çoktan kanıtlamıştı. Ayberk insanlarla iletişim kurmayı seven aşırı hareketli biriydi. Kendisi ise insanlarla iletişim kurmayı istese bile beceremeyen sakin biriydi. Ayberk'in hobileri kadınlar ve kadınlarla ilgili şeyler olmalıydı. Kendisine ve daha önce gördüğü kadınlara attığı bakışlardan az çok bunu kestirebiliyordu. Kendisinin hobisi ise odasına çekilip yalnız başına takılmaktı. Ayberk ön planda olmayı seviyordu. Kendisi ise mürettebatına yönelik bir tehdit olmadığı sürece arka planda kalmayı sorun etmiyordu. Ayberk'İn güçlü ve dalgalanan bir aurası vardı. Kendisinin Aurası ise sönük ve sakindi. Tüm bu zıtlıklara rağmen eğer hayat görüşleri benzeseydi anlaşabilirlerdi; fakat ikisinin adalet anlayışı arasında uçurum vardı. Ayberk, bir kişi ne kadar kötü veya ne kadar tehlikeli olursa olsun onu öldürmeden etkisiz hale getirip adalete teslim etmeye inanıyordu. Adalete güveni tamdı. Denizcilik kurumuna güveniyordu ve büyük ihtimalle mesleğinde ilerlemek istiyordu. Kendisi ise adaletin kusursuz olduğuna inanmıyordu.Kendilerine saldıran korsanlar yakalanabileceğinin veya öldürülebileceğinin farkında olarak saldırıyordu zaten. Böyle önemli durumlarda tereddüt ederse mürettebatı zarar görebilirdi. Öldürmekten hoşlandığından değildi. Birinin canını almayı kendisi de sevmiyordu; fakat sahip olduğu yetenekleri ile ya karşısındakine hasar bile veremiyordu ya da karşısındakini hızlı bir şekilde öldürüyordu. Bu durumda seçeceği seçenek belliydi; fakat ayberk kendisi gibi değildi. Büyük ihtimalle adamı öldürmeyecekti; fakat acı çekmesine de göz yumamayıp rakibi bilincini kaybedene kadar sopası ile rakibine vuracaktı.
Adam kendini yere bıraktıktan sonra çevresini gözlemlemeye başladı Meirin. Gemideki tüm korsanlar ölmek için denizcilere yalvarıyordu. Bağlı olanlar durduğu yerde çırpınıyor, hala dövüşmekte olan biri ise kılıcını atıp karşısında durmakta olan Ayberk'e kendisini öldürmesi için yalvarıyordu. Neden korsanlar böyle garip davranıyordu? Sanki başka bir boyutta gibilerdi. Bu davranışların nedeni büyük ihtimal duydukları sesti. Duydukları ses sıradan bir ses değildi. Büyük ihtimalle duyanların halüsinasyon görmesine sebep oluyordu. Büyük ihtimalle bir meyve kullanıcısının ya da özel yeteneklere sahip birinin işi olmalıydı bu ses. Yine de durumun böyle olması her şeyi açıklamıyordu. Sesi denizciler de duymuştu. Öyleyse neden denizciler arasında garip davranan biri yoktu? Büyük ihtimalle sesin kaynağı sadece korsanları hedef almıştı. Sadece korsanların hedef alınması, sesin kaynağının düşünebilen biri olduğunu ve kaynağın, kendilerinin müttefiği olduğunu kanıtlıyordu. Bu kadar güçlü bir saldırıyı yapabilecek tek bir kişi vardı: Koramiral Dios
Koramiral Dios, diğer gemideki işini çoktan bitirmiş ve görevin en basit kısmıyla ilgilenmesi gereken eskort gemiye de yardıma gelmişti. Bu nasıl bir güç farkıydı böyle? Bu kadar güçlü biri kutsal ejderlerle birlikteyken kendilerinin bu göreve atanmasının saçmalık olduğunu düşünüyordu Meirin. Sanki Koramiral Dios, kutsal ejderlerin olduğu bebek arabasını yolda iten bir ebeveyindi. Kendileri ise yoldaki çakıl taşlarını temizleyip yolculuğun biraz daha konforlu olmasını sağlayan asgari ücretle çalışan hizmetçiler gibilerdi. Gerçi durumun böyle olup olmaması sonucu etkilemiyordu. Şu an bir görevdelerdi ve görevleri kutsal ejderler Loguetown'a dönene kadar devam edecekti. Rahatlamanın sırası değildi. Meirin, Ruta'ya dönecek ve Koramiral Dios olaya el attı sanırım.İlerlememiz gereken güzergaha geri dönelim ve kutsal ejderlerin gemisi ile aramızdaki mesafeyi savaştan önceki mesafeye düşürelim. Görevimiz hala devam ediyor. diyecekti. Ardından da sağ elini başının üzerine atıp gülümseyerek Bu arada sana yardım etmeye çalışırken birkaç darbe yemene sebep oldum. Kusura bakma, bir daha ki sefere daha dikkatli olurum. diyecekti. Büyük ihtimal, bir daha ki sefer falan olmayacaktı. Yine de Ruta'nın bunu bilmesi gerekmiyordu.
Meirin, Ruta gittikten sonra Ayberk'e dönüp Ayberk'İn vereceği kararı izleyecekti. Karşısındaki rakibi ölmek için ona yalvarıyordu. Ayberk ne yapacaktı? Ne yapacağını az çok kestirse de yine de emin olmak için kendi gözleriyle görmek istiyordu Meirin. Yoksa bu görev, kişiliklerinin tamamen zıt olduğunu çoktan kanıtlamıştı. Ayberk insanlarla iletişim kurmayı seven aşırı hareketli biriydi. Kendisi ise insanlarla iletişim kurmayı istese bile beceremeyen sakin biriydi. Ayberk'in hobileri kadınlar ve kadınlarla ilgili şeyler olmalıydı. Kendisine ve daha önce gördüğü kadınlara attığı bakışlardan az çok bunu kestirebiliyordu. Kendisinin hobisi ise odasına çekilip yalnız başına takılmaktı. Ayberk ön planda olmayı seviyordu. Kendisi ise mürettebatına yönelik bir tehdit olmadığı sürece arka planda kalmayı sorun etmiyordu. Ayberk'İn güçlü ve dalgalanan bir aurası vardı. Kendisinin Aurası ise sönük ve sakindi. Tüm bu zıtlıklara rağmen eğer hayat görüşleri benzeseydi anlaşabilirlerdi; fakat ikisinin adalet anlayışı arasında uçurum vardı. Ayberk, bir kişi ne kadar kötü veya ne kadar tehlikeli olursa olsun onu öldürmeden etkisiz hale getirip adalete teslim etmeye inanıyordu. Adalete güveni tamdı. Denizcilik kurumuna güveniyordu ve büyük ihtimalle mesleğinde ilerlemek istiyordu. Kendisi ise adaletin kusursuz olduğuna inanmıyordu.Kendilerine saldıran korsanlar yakalanabileceğinin veya öldürülebileceğinin farkında olarak saldırıyordu zaten. Böyle önemli durumlarda tereddüt ederse mürettebatı zarar görebilirdi. Öldürmekten hoşlandığından değildi. Birinin canını almayı kendisi de sevmiyordu; fakat sahip olduğu yetenekleri ile ya karşısındakine hasar bile veremiyordu ya da karşısındakini hızlı bir şekilde öldürüyordu. Bu durumda seçeceği seçenek belliydi; fakat ayberk kendisi gibi değildi. Büyük ihtimalle adamı öldürmeyecekti; fakat acı çekmesine de göz yumamayıp rakibi bilincini kaybedene kadar sopası ile rakibine vuracaktı.
Misafir- Misafir
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Beni birkaç dakika oyalayabilecek bir rakip bulmuştum. Fakat aramızdaki güç farkını hemen anlamış olmalı ki, bir anda dizlerinin üzerine çöküp onu öldürmemi istedi. Sinirden alnımdaki damarlar gözükmeye başlamıştı bile. Dövüşme hevesimi sikip atması yetmezmiş gibi bir de onu öldürmemi istedi. Ben bu orospu çocuğunun ağzına sıçmayayım da ne yapayım? Ölmek mi istiyorsun? BOK ÖLÜRSÜN AT SİKİ, SENİ HAPSE TIKIP ÖLENE KADAR ORADA YAŞAMANI SAĞLAYACAĞIM! Normalde rakiplerimin isteklerini gerçekleştirmeye önem gösteririm fakat bu orospu çocuğunun benden istediği şey bir istek değil.
Adamın suratına birkaç saniye bakındım. Hafifçe sırıtarak "Bunu da bağlayın!" diye bağırdım askerlere. Askerler adamı bağlarken ters bir hareket yapmaması için başlarında bekleyeceğim. Orospu çocuğu hani olur da erlere falan saldırır diye tetikte olacağım.
Kanatlı Koramiral'in hakkında dönen dedikodular hiçte güzel şeyler değil. Duyduklarıma göre yakaladığı korsanlara önce işkence ediyor, ardından onları öldürüyormuş. Bazı şeyleri öğrenmek için işkence gerekebiliyor fakat düşmanlarımızı ne olursa olsun öldürmemeliyiz. Bunu daha da önce söylemiştim, eğer biz de öldürmeye başlarsak onlardan ne farkımız kalır? Yakaladığımız adamların hiçbirinin ölmemesini sağlamalıyım. Bir Koramiral'e karşı gelmek pek iyi bir fikir olmasa da onları öldürmesine izin vermeyeceğim. Kanatlı Koramiral yakalanmış korsanlara saldırmayı veya onları almayı denerse ona izin vermeyeceğim. Ne diyeceğimi şuan bilmiyorum, o zaman gelirse bir şeyler düşünürüm.
NOT: Bayağıdır yazamıyordum, bu yazım da biraz aceleye geldi ve kalitesiz oldu kusra bakmayın.
Adamın suratına birkaç saniye bakındım. Hafifçe sırıtarak "Bunu da bağlayın!" diye bağırdım askerlere. Askerler adamı bağlarken ters bir hareket yapmaması için başlarında bekleyeceğim. Orospu çocuğu hani olur da erlere falan saldırır diye tetikte olacağım.
Kanatlı Koramiral'in hakkında dönen dedikodular hiçte güzel şeyler değil. Duyduklarıma göre yakaladığı korsanlara önce işkence ediyor, ardından onları öldürüyormuş. Bazı şeyleri öğrenmek için işkence gerekebiliyor fakat düşmanlarımızı ne olursa olsun öldürmemeliyiz. Bunu daha da önce söylemiştim, eğer biz de öldürmeye başlarsak onlardan ne farkımız kalır? Yakaladığımız adamların hiçbirinin ölmemesini sağlamalıyım. Bir Koramiral'e karşı gelmek pek iyi bir fikir olmasa da onları öldürmesine izin vermeyeceğim. Kanatlı Koramiral yakalanmış korsanlara saldırmayı veya onları almayı denerse ona izin vermeyeceğim. Ne diyeceğimi şuan bilmiyorum, o zaman gelirse bir şeyler düşünürüm.
NOT: Bayağıdır yazamıyordum, bu yazım da biraz aceleye geldi ve kalitesiz oldu kusra bakmayın.
Misafir- Misafir
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Kara kanatlar büyüdü önce, sonra karga bir adama döndü. Sırtınfa ki geniş siyah kanatları ile süzüldü gemiyr ölümün habercisi. Kırmızı boş gözleri etrafı tarıyordu. Önce Ayberk'in ilk yendiği adama baktı gözler, sonra Meirin'in öldürdüğü adama, sonra baltalı devasa adama, sonra Meirin ve Ruta'nın dövüştüğü, yerde kıvranan adama. En sonda Ayberk'e yalvaran adama bakıp, "Hepsini öldürün, bunlardan alacağım bilgi yok." dedi usulca. Sonra kanatlarını tekrar çıkarıp zaten çok yaklaşan Kutsal Ejderlerin gemisine doğru uçmaya koyuldu. Uçmadan önce "Bu gemiyi de karargaha götürün." diyecekti.
Kutsal Ejderlerin gemisine çıktığında, Zac'ın hazırolda Kutsal Ejderlerin başında beklediğini görecek, gözetleme kulesine geri dönecekti...
Rp Out:Ayberk'in vermesi gereken bir karar var, o yüzden fazla ilerletmedim. Meirin bu tur yazmayabilir.
Kutsal Ejderlerin gemisine çıktığında, Zac'ın hazırolda Kutsal Ejderlerin başında beklediğini görecek, gözetleme kulesine geri dönecekti...
Rp Out:Ayberk'in vermesi gereken bir karar var, o yüzden fazla ilerletmedim. Meirin bu tur yazmayabilir.
East Blue Anlatıcı- Mesaj Sayısı : 299
Kayıt tarihi : 17/01/16
Geri: Futatsu No Kingu[Zac-Meirin-Ayberk]
Ciddi mi lan bu orospu çocuğu? Benden yakaladığım adamları öldürmemi mi istiyor? HAHAHAHA! Komikmiş amına kodumun çocuğu. Zaten iki kişi öldü, bu kadarı sana yetmiyor mu? Daha fazla kan mı istiyorsun? Benim olduğum gemide öyle şeyler olmaz güzelim.
Bir an beynime kan sıçradı ama ne yapmalıyım? Koramiral'in emirlerini yerine getirmek tabii ki doğru seçenek olacaktır. Sonuçta benden üst rütbeli bir insanın verdiği emirleri yok saymak Amiral olmamı zorlaştırabilir. Gemide Teğmen olmasaydı Koramiral'in verdiği emri kolaylıkla yok sayabilirdim fakat o kaşar böyle bir şey yaparsam kesin karargaha öter. Ayrıca bu olaylar sonucunda Kanatlı Koramiral'in öfkesini kazanabilirim. FAKAT! Böyle ufak sebeplerden dolayı ideallerimi çöpe atacak değilim! Gerekirse görevimden bile alınmaya hazırım! Denizcilik rütbemden olsam bile bir ödül avcısı olarak korsanları adalete teslim etmeye devam edebilirim!
"Öncelikle hepinizden özür diliyorum! Size korsanları hücreye tıkmanızı emrediyorum! Herhangi bir sıkıntı çıktığı halde bütün suçu üzerime atabilirsiniz! Emirlerimi zorla yerine getirttiğimi veya sizi ölümle tehdit ettiğimi söyleyebilirsiniz!"
Evet, gerçekten büyük bir risk alıyorum. Bu yaptıklarımın sonucunda hayatımdan bile olabilirim. Hain damgası yiyebilir, insanların öfkesini üzerime toplayabilirim. Fakat bunların hiçbiri beni yıldırmaya yetmez! Ölene kadar ideallerime bağlı kalarak yaşayacağım ve mutlu bir şekilde öleceğim. Kurtarabildiğim kadar insanı kurtarıp hayatımı mutlu bir şekilde yaşayacağım.
"Herhangi bir sorunu olan varsa şimdi söylesin veya sonsuza kadar sussun!"
Şuan tek sıkıntım Teğmen'in ne yapacağı. Sonuçta bu gemideki yetkili kişi Teğmen. İdeallerimi korumak için gerekirse Teğmen'le bile dövüşebilirim. Sıkıntı yok yani anlatabildik mi kardeş?
Bir an beynime kan sıçradı ama ne yapmalıyım? Koramiral'in emirlerini yerine getirmek tabii ki doğru seçenek olacaktır. Sonuçta benden üst rütbeli bir insanın verdiği emirleri yok saymak Amiral olmamı zorlaştırabilir. Gemide Teğmen olmasaydı Koramiral'in verdiği emri kolaylıkla yok sayabilirdim fakat o kaşar böyle bir şey yaparsam kesin karargaha öter. Ayrıca bu olaylar sonucunda Kanatlı Koramiral'in öfkesini kazanabilirim. FAKAT! Böyle ufak sebeplerden dolayı ideallerimi çöpe atacak değilim! Gerekirse görevimden bile alınmaya hazırım! Denizcilik rütbemden olsam bile bir ödül avcısı olarak korsanları adalete teslim etmeye devam edebilirim!
"Öncelikle hepinizden özür diliyorum! Size korsanları hücreye tıkmanızı emrediyorum! Herhangi bir sıkıntı çıktığı halde bütün suçu üzerime atabilirsiniz! Emirlerimi zorla yerine getirttiğimi veya sizi ölümle tehdit ettiğimi söyleyebilirsiniz!"
Evet, gerçekten büyük bir risk alıyorum. Bu yaptıklarımın sonucunda hayatımdan bile olabilirim. Hain damgası yiyebilir, insanların öfkesini üzerime toplayabilirim. Fakat bunların hiçbiri beni yıldırmaya yetmez! Ölene kadar ideallerime bağlı kalarak yaşayacağım ve mutlu bir şekilde öleceğim. Kurtarabildiğim kadar insanı kurtarıp hayatımı mutlu bir şekilde yaşayacağım.
"Herhangi bir sorunu olan varsa şimdi söylesin veya sonsuza kadar sussun!"
Şuan tek sıkıntım Teğmen'in ne yapacağı. Sonuçta bu gemideki yetkili kişi Teğmen. İdeallerimi korumak için gerekirse Teğmen'le bile dövüşebilirim. Sıkıntı yok yani anlatabildik mi kardeş?
Misafir- Misafir
6 sayfadaki 8 sayfası • 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
Similar topics
» Kingu no Korosu-Zan'nin'na Shimei/Meirin-Ayberk-Zac
» A GRUBU(VINCE-MEIRIN-CLOUS-AYBERK-NIENDA)
» Valko Adası[Meirin][Bitti]
» [Karne] Meirin
» Ayberk Çırak
» A GRUBU(VINCE-MEIRIN-CLOUS-AYBERK-NIENDA)
» Valko Adası[Meirin][Bitti]
» [Karne] Meirin
» Ayberk Çırak
One Piece Rpg :: 4 Deniz Rp :: East Blue
6 sayfadaki 8 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz