Recurso [Vince Grey]

Arkana hızlıca döndüğünde üzerine doğru hızla koşmakta olan Scout'u görüyorsun. İki elinde iki bıçak tutuyor. Arkana döndüğün gibi bıçaklardan birini sana doğru fırlatıyor.

Son Durum: Scout ile aranda 4-5 metre var. Bıçak göğsüne doğru geliyor.

Arkamı dondüğümde üstüme doğru gelen Scoutu gördüm.Yere hemen eğilip bıçağın geçmesini bekliyecektim.Ardından ayağa kalkıp yüzüm scouta dönük olucak şekilde arkaya doğru yürümeye başlıyacaktım.Yürürkende Scouta doğru ateş edebildiğim kadar ateş edicektim.Eğer Scout çok yakınıma gelirse bende bıçağımı çıkarıp yakın dövüşe başlıyacaktım.

Göğsüne doğru gelmekte olan bıçaktan eğilerek son anda kurtuluyorsun; fakat sen henüz ayağa kalkamadan Scout sol elindeki bıçağını da sana doğru fırlatıyor.

Son Durum: Scout ile aranda üç metre kaldı. Yere çömelmiş durumdasın. Bıçak kafana doğru geliyor.

Göğsüme doğru gelmekte olan bıçaktan kutulmuş olsamda.Lanet herif ikinci bıçağıda kafama yollamıştı.Bıçaktan nasıl kaçabilirdim sanırım kaçmanın bir yolu yoktu bu lanet şeyden en azından ölümcül noktalarımdan birine gelmemesi için havaya doğru zıplamaktı.Riskli bir hareketi dengemi kaybedip surlardan aşağıda düşebilirdim.Hasar almadan kurtulma şansımda vardı.Bıçağı bacağımın normal bir bölgesine girmeside bana bir avantaj sağlardı sonuçta karşımdaki kişi silahsız kalacaktı.

Her ne kadar zıplamaya hazır bir pozisyonda bulunuyor olsan ve rakibin bıçağı yolladığı gibi zıplamış olsan da da rakibin bıçağı oldukça yakın bir mesafeden fırlattığından bıçak midenin sol alt tarafına, sol kasığının biraz üstüne saplanıyor. Bu sırada rakibin de aradaki mesafeyi kapatıyor ve karnına bir tekme geçiriyor. Bu tekme sonucunda dengeni kaybediyor ve yere düşüyorsun; bıçağın saplanmasının verdiği acıdan dolayı sol elindeki silah surlardan aşağıya sahil tarafına, sağ elindeki silah da surlardan aşağıya, adanın iç tarafına düşüyor. Rakibin üzerine doğru gelmekte.

Son Durum: Aldığın yara ölümcül değil; fakat artık hareket etmekte zorlanacaksın. Ayrıca kanaman da olduğundan çok fazla zamanın yok. Şu an yerde sırtüstü uzanmış durumdasın ve rakibin üzerine geliyor. Aranızda 2-3 metrelik mesafe var. Rakibinin elleri boş. Sana çıplak elle saldıracak gibi.

Lanet!Lanet!Bıçak istediğim gibi bacağıma veya hiçbir yerime saplanmamıştı.Karınama gelen bıçak ne kadar beni yaralasada ölümcül bir nokta değildi.Asıl önemli olan acının şiddetiyle silahlarımın düşmesiydi.Scout bıçaksız kalmıştı ama bende hem onun bıçağı hemde benim bıçağım vardı.Biraz doğrulup Scotun bıçağı soktuğu yerden çıkaracak.Scoutun midesine fırlatacaktım bu sırada diğer bıçağımı çıkarıcaktım çalışacaktım.Scout bıçakla uğraşırken gömleğimden bir parça yırtıp yaraya sarıcaktım.Ardından ayağa kalkmaya başlıyacaktım.Bu yaptığım hareketler uzun süreceği için bıçağı Scouta fırlatıktan sonra"Akaneyi...Bu adanın insanlarını hiç mi düşünmüyorsun."diyecektim.Akane sözcüğünü iyice vurguladıktan sonra bir nefes alıp diğer kelimelerimi söyliyecektim.Scout ailesine ve kız kardeşine değer veren biriydi bu konuşmam sırasında dikkati dağılırsa ikinci bıçağıda cümlem bitiği anda toş toşlarına fırlatacaktım.

Bıçak tam da hedeflediğin gibi rakibinin midesine saplanıyor. Rakibin bıçağın saplanması üzerine dizlerinin üstüne çöküyor ve kan kusuyor. Sen gömleğinden bir parça çıkarıp yaranı sarıp ardından da bıçağını çıkarırken Scout da midesine saplanmış olan bıçağı çıkarıyor.  Scoutdan birkaç saniye önce ayağa kalkıyor ve ona,   Akaneyi ve  bu adanın insanlarını hiç düşünmediğini söylüyorsun. Ardından da kendi bıçağını fırlatıyorsun; fakat Scout bunu farkediyor ve elindeki bıçağı hızlıca sallayarak fırlattığın bıçaktan kurtuluyor; fakat yaptığı bu ani hareketten dolayı birkez daha kan kusuyor. Bu sırada Scout’un elinde tuttuğu bıçak da senin ona fırlattığın bıçak gibi aşağı düşüyor ve ikiniz de silahsız kalıyorsunuz. Ardından Scout’un konuşmaya başladığını duyuyorsun:

'’Ha ha ha. Çok fenasın. Sen Akane’nin sürekli  bahsettiği şu gözlüklü adam  olmalısın. Oh… Tanrım. Uzun süre sonra abisini buluyor ve ona anlattığı ilk şey gözlüklü orta yaşlı bir adamın ona nasıl yardım ettiği. Kıskanmadım değil.Ha ha!’’ Scout bunları söyledikten sonra birkez daha kan kusuyor. Ardından da konuşmasına devam ediyor: ‘’ Haklısın. Küçük kardeşimi saymazsak  bu lanet  dünyadaki tek bir insanı bile umursamıyorum. Umursadığım tek bir şey var. O da alacağım intikam. Yanlış yaptığımın farkındayım; yine de yaşadığım olaylardan dolayı hayatıma devam edemiyordum. İntikamımı almış olarak ölecek olmak benim için yeterli.’’ Diyor. Bu sırada Akane  ve Isaac’da surların tepesine ulaşıyor.

Akane’yi gören Scout’un yüzünü acı bir gülümsemenin kapladığını görebiliyorsun. Scout Akane’ye bir süre baktıktan sonra sana dönüyor ve: ‘’Şu işi bitirelim artık. Akane’nin gözleri önünde abisini mi öldüreceksin? Yoksa Akane’nin gözleri önünde değer verdiği birini mi öldüreceğim?’’ Scout bunları söyledikten sonra üzerine doğru koşmaya başlıyor.

Atığım bıçak Scoutun tam karnına gelmişti.Yaralanan Scout dizinin üstüne çöküp kan kusmaya başlamıştı.Bende planıma uygun olarak gömleğimden bir parça çıkarıp yaramı sarmıştım.Bıçağımı çıkarırken o da karnına saplanmış olan bıçağı çıkarıyordu.Scoutan birkaç saniye önce kalkıp ona, Akaneyi ve ada halkını hiç mi düşünmediğini sormuştum.Ardından bıçağımı Scouta fırlatmıştım ama Scout bıçağı görüp önceden atığım bıçakla karşılık vermişti.Böylece ikimizde silahsız kalmıştık.

Ardından Scout konuşmaya başladı.Akanenin onu bulduğunda ilk anlatığı şeyin ben olduğumu söyledi.Ayrıca bana orta yaşlı dedi.Şu zamana kadar yaptığın herşeye tamam Scout ama bana orta yaşlı demen İşte bu son damlaydı.Scout konuşmasına devam ediyordu. Akaneden başkasının ölümünü takmayacağını ölse bile intikamını almış biri olarak öleceğini söylüyordu.Bu sırada Akane ve Isaac surların üstüne çıkmışlardı.Scout Akaneyi gördüğünde yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

Scout Akaneye bir süre baktıktan sonra artık bu işi bitirmenin zamanının geldiğini söyledi ve bana doğru koşmaya başladı.Bende Scout'a"Ne kadar senin gibi bir moruğun bana orta yaşlı demesi beni kızdırsada seni öldürmeyeceğim."diyecektim.Bu sözümle hem beyaz saçlarına gönderme yapmıştım hemde onu kızdırmıştım sanırım.Dövüş sırasında Scoutu kızdırabildiğim kadar kızdırıp onu surlardan aşağı yoluyacaktım.Onu öldürmeyeceğim demiştim ama sakat bırakmayacağım dememiştim.Karşımdaki kişinin yarası ne kadar açıkta olsada ben uzaktan dövüşen biriydim yetimhanede bir kaç pis dövüş hareketi öğrensemde Scout yakın dövüşte benden iyi olabilirdi.Bende olabildiğince yarasına yumruk atmayı planlıyordum.Boş bir anındada onu surlardan aşağı atıcaktım.Sözümü söyledikten sonra bende ona doğru koşmaya başladım.

İkiniz de birbirinizin üzerine doğru son gücünüzle koşuyorsunuz. Birbirinizin dibine gelince hamlelerinizi yapıyorsunuz. Scout dizi ile yaranın olduğu bölgeye sertçe vuruyor. Sen de eş zamanlı olarak Scout’un midesine sağlam bir yumruk geçiriyorsun. Scout yarana vurduğunda oldukça büyük bir acı duyuyorsun. Bir anlığına gözlerin kararıyor ve Scout’un üzerine doğru yığılıyorsun. Scout da hem yarasına yediği yumruktan dolayı oldukça acı duyduğundan hem de üzerine yığılacağın vakit bir bacağı havada olmasından dolayı senin ağırlığını taşıyamıyor ve dengesini kaybedip yere düşüyor. Sen de onun üzerine doğru düşmüş oluyorsun. Scout’un üzerine düşmenden sonra ufak çaplı bir boğuşma yaşıyorsunuz. Scout seni üzerinden atıp aşağı düşürmeye çalışıyor. Haliyle sen de bu durumu engellemeye çalışıyorsun; fakat ikiniz de dengenizi kaybediyorsunuz ve dar zeminin dışına çıkıyorsunuz. Surlardan aşağı uçacağın sırada bir el sağ elini kavrıyor. Başını kaldırıp yukarı baktığında elini tutan kişinin Isaac olduğunu görüyorsun. Hemen sol tarafında ise Scout var. Scout’un elini tutan kişi ise Akane.

Isaac sana dayanmanı, şimdi seni yukarı çekeceğini söylüyor. Bu sırada Scout’un sesini duyuyorsun: ‘’Sanırım bunu beraberlik olarak saymalıyız. Ben gidiyorum. Akane sana emanet.’’ Bu sözlerden sonra gözlerin tekrardan kararıyor. Bilincini kaybetmeden önce gördüğün son şey Akane’nin elini bırakmış olan Scout’un aşağı doğru düşen bedeni, duyduğun son şey ise Akane’nin acı çığlıkları…

Gözünü açtığında kendini tekrardan bir hastahane odasında buluyorsun. Bu sefer yatırıldığın odan oldukça küçük bir oda. Yatağın kapının hemen yanında. Yatağın sol tarafında ise küçük, tek kişilik bir koltuk var. Koltuğun arkasında ufak bir pencere var. Bunun dışında odada başka bir şey yok. Sol tarafındaki koltuğa baktığında Isaac’ı görüyorsun. Isaac elinde erotik bir dergi tutuyor ve sırıtarak dergiyi okuyor. Derginin kapağında sarı saçlı, mavi gözlü bir kadın var. Kadının isminin altında ‘’Julia Jailbrack’dan çarpıcı pozlar’’ yazıyor. Isaac seni görünce dergiyi bırakıyor ve gülümseyerek: ‘’Günaydın.’’ Diyor. ‘’İki gündür uyuyordunuz. Hiç uyanmayacaksınız sandım.’’ Diye de ekliyor.
Ardından konuşmasına devam ediyor: ‘’Gukyo-sama uyandığınızda size bilgi vermem için beni buraya nöbetçi olarak koydu; fakat siz uyurken bir dünya şey oldu. Önce nereden başlasam bilemedim şimdi‘’ diyor.

Scouta doğru koşmaya başlamıştım.Biribirimizin yakınına gelince hamlelerimizi yapmaya başlamıştık.Scout diziyle karnımın yaralı kısmına vurmuştu.Bende onun karnına sert bir yumruk yapıştırmıştım.Scotun karnıma vurduğu darbeyle bir an gözüm kararmış ve Scoutun üstüne doğru yığılmıştım.Scout karnına yediği yumruktan ve ters bir durumda olduğundan benim ağırlığımı taşıyamamış ve yere düşmüştü.Bende üzerine düşmüş olduğumdan yerde birbirimize girişmiştik.Scout beni üzerinden atıp surlardan aşağı düşürmeye çalışıyordu bende ona karşılık vererek aşağı düşmemeye çalışıyordum.Bir anda ikimizde dengemizi kaybettik ve surların üstünden aşağı doğru düşmeye başladık.Ben işte şimdi işim bitti dediğim sırada elimi terli ve iğrenç bir el tutmuştu.Elin sahibi Isaac'ti özellikle sağ elini uzatmıştı gayete güçlüydü iğrenç velet.Neyse en azından hayatım kurtulmuştu kafamı aşağa indirip Scouta baktığımda Akanede Scoutun elini tutmuştu.

Isaac dayanmamı beni yukarıya çekiceğini söylemişti.Bu sırada Scout Akaneye bana emanet ettiğini kendisinin gitme zamanın geldiğini söylüyordu.Ben bu kadar kolay mı lan  diyeceken gözlerim yeniden kararmıştı gözlerim kapanmadan önce son gördüğüm şey Scoutun Akanenin elini bırakması ve Akanenin çığlıklarıydı.

Sonrası belirsizlik.Bir çok şey gördüm saniyelik yüzler Akane,Scout,Gukyo,Kondo hepsinin yüzleri geçip gidiyordu babamı gördüm sonra arkadan Gurchın gülüş sesleri Akanenin çığlıkları sonra Scoutun sesi geldi.Sana emanet diyordu bir çok kez sonra bir anda gözümü açtım.

Bir hastane odasındaydım.Bu seferki oda biraz küçük bir odaydı.Yatığım yatak kapının yanındaydı yatağın sol tarafındaysa tek kişilik bir koltuk vardı.Koltuğun hemen arkasında  küçük bir pencere vardı.Koltuğun üstünde Isaac oturuyordu.Elindeki erotik bir dergiyi okuyordu umarım elinin gücü o dergiden gelmiyordur.Derginin kapağında  mavi gözlü,sarı saçlı gayet güzel bir kadın vardı.Fotoğrafın altında Julia Jailbrack yazıyordu.Kadının adını aklıma kazımaktan zarar gelmezdi belki bir gün karşılaşırdık.Isaac uyandığında elindeki dergiyi bıraktı.Günaydın dedikten sonra iki gündür uyuduğumu söylemişti.Koskoca iki gün adaya ne olduğunu merak ediyordum.Gukyo ona bana bilgi vermesi için buraya koymuş.Gözlüğümü çıkarıp kırmızı gözlerimle onu dönerek"O zaman görevini yapta anlat neler olduğunu.Ayrıca silahlarım nerede?"diyecektim.

Scout ölmüş olsada hala adayı tehdit eden Kan korsanları ve Kanca korsanları vardı.Eğer işler kötü gitiyse ada büyük bir tehlike içerisinde olabilirdi.Düşüncelerimi bitirip Isaac'ın cevabını bekliyordum.